Önce Can'ın yazdığı düzeltmeye bakınız.
Günün hayvan performansları:
Dün gece mücadeleyi sevenler için çok zevkli bir maç oynandı yine Chicago’da. Maçın genelinde iki takım da iyi savunma yapsa da Noah’ın bütün Celtics takımının toplamından daha fazla enerjisi olunca iki tarafın ribaundlarında da Boston uzunları baya zorluk çekti. Bir önceki maç dinlenip Bulls karşısında kötü başlayan Garnett’in bu pozisyonlardan birinde kaşı açıldı ve tedavi edilip oyuna dönmek zorunda kaldı. Dediğim gibi çok doğal olarak Bulls maçı daha çok isteyen takımdı ve tüm isteklerini sahaya yansıttılar. Ancak maçı kazanmaklarını sağlayan bu arzularından çok iki guard’ın yaptıkları oldu. Kirk Hinrich ve Derricks Rose, takımının 101 sayısının 69’unu attı. %70’i iki oyuncudan geldi yani neredeyse düşünün. Rose zaten 39 sayıyla kariyer rekoru kırdı 22’de 15’le. Hinrich de 20’de 11’le 30 sayı attı. Rose’un 7, Hinrich’in 5 asisti var. Bu ikilinin maç boyunca müthiş efektif skor üretmesiyle hak ederek kazanan takım Bulls oldu. Bobcats karşısında da bırakacaklarını sanmıyorum bu saatten sonra ve kendilerine playofflarda başarılar diliyorum (çok ama çok zor olsa da).
Öncelikle Utah için kötü haber, Boozer Golden State karşısında sakatlanarak oyundan çıkmak zorunda kaldı. Şu anda kaç maç kaçıracağı belli değil bildiğim kadarıyla. İyi haber ise yerine giren Millsap 33 dakikada 24 ribaund alarak kariyer rekoru kırdı. Bu performans %38’le şut atan Warriors’a karşı gerçekleşmiş olsa da hayvanlığından çok şey kaybetmiyor. 24’ün 5’i hücumda unutmadan. Deron Williams maçta iyi oynamamış, faul problemi yüzünden de 29 dakika sahada kalabilmiş ama onun açığını da Ronnie Price 14 sayı 6 ribaund 9 asistle oldukça iyi tamamlamış. Skora katkı yapan diğer isimler 16’şar sayıyla Miles ve Matthews, 24 sayıyla Memo. Golden State’te tek ayakta kalan isim 21 sayısıyla Devean George olunca Utah 103-94’lük galibiyet alarak beşinciliğe düşmekten kurtuldular. Şimdi ikinci bitirmek için Suns’ı evlerinde yenip Dallas’ın Spurs’e yenilmesini bekleyecekler.
Pau Gasol, Sacramento uzunlarına karşı hücumda fazla zorlanmadan 15’te 12’yle 28 sayı üretmeyi başarmış. Tabii maçı izlemedim ama istatistiklere bakınca savunmada Thompson’a çok da iyi iş yapmış gibi gözükmüyor. Sezonun son maçını oynayan Sacramento, Los Angeles ekibine zor anlar yaşatsa da Lakers karşılaşmayı 100-106 kazanmayı bilmiş. Yarınki Clippers “deplasmanında” da batının en rahat takımı olarak yıldızlarını dinlendirirler diye düşünüyorum.
Phoenix Suns, Nuggets’ı kendi sahasında parçalamış tam anlamıyla. Amare’nin 26 sayı 8 ribaundla oynadığı, Steve Nash’ten de 18 sayı 10 asist geldiği maçta bir ara fark 28 sayıya kadar çıkmış. Maçın 5. dakikasından itibaren Denver en fazla 10 sayı yaklaşabilmiş Suns’a. Carmelo 29 sayıyla takımının en skoreri olsa da %50’nin altında şut atmış ve pek de yardım alamamış açıkçası. Phoenix takım olarak %54’le şut atmış toplamda, daha da etkileyicisi %58’le üçlük atmışlar. Playofflarda saha avantajını garantilediler, şimdi eğer yarın Utah’a yenilirlerse 4. olup sezon boyunca üstünlük kurdukları Nuggets’la karşılaşacaklar ancak bu sefer de 2. turda Lakers’tan kaçamamış olacaklar. Utah’ı yenip de 3. bitirirlerse rakipleri Portland ve ya Spurs olacak ki Portland için dua ettiklerini duyar gibiyim. Yine de yarınki maça kazanmak için çıkacaklarını düşünüyorum ben.
Boşa kürek çekenler:
Maçın ikinci çeyreğini daha iyi oynayıp Pierce’in son saniye basketine rağmen ilk yarıyı 41-44 önde kapatan Chicago arkasına rüzgarı almış gibiydi ancak karşılarında daha söyleyeceği birkaç sözü olan biri vardı. O ana kadar sadece 8 sayısı bulunan Pierce, Deng’in müthiş savunmalarına rağmen üst üste (ilk yarıdaki son saniyeyle birlikte) 7 şutunu sayıya çevirdi ve maçı Celtics yönüne çevirdi. Rose ve Hinrich ona cevap vermekte geç kalmadılar ama eğer Pierce’in bu çeyrekteki oyunu olmasa karşılaşma 3. çeyrekte kopardı bana sorarsanız. Nitekim biraz geç kalsa da son çeyrekte Bulls’un mutlak hakimiyetine geçti. Pierce maçı 17’de 12’yle 28 sayıyla bitirdi, ona hücumda en büyük yardım Ray Allen’ın 25 sayısıyla geldi. Celtics’de bu mücadeleden galip ayrılmak için gereken ateşi göremedim ama ben maç boyunca. Tamam, belki üçüncülük bu maçı kazansalar da kesin değil ama bu sene çok daha önemli maçlarda da aynı tavrı gördükten sonra playofflara dair bir şüphe doğuyor içimde. Hiç olmazsa (karşılarındaki Chicago çok daha iyi oynasa da) sezonun başlarında bu iki takımın yaptıkları maç gözümün önüne gelince aradaki farkın ne kadar büyük olduğunu bir kez daha görüyorum.
Yarın maç yapmayan iki takımdan biri olan Kings, sezonun son sınavında eski rakiplerine karşı iyi bir kapanış yapmak istemiş olsa gerek, canla başla mücadele etmişler. Tyreke Evans ikinci çeyrekte karara itiraz edip teknik faullerle maçtan atılmasına rağmen Beno Udrih takımına iyi liderlik edip galibiyetin kıyısına kadar getirmiş. Bitime bir dakika kala attığı üçlükle farkı 4’e indirse de geriye kalan süredeki tek basket Shannon Brown’dan gelince maçı kaybetmişler. Udrih 14’te 8’le 21 sayı 11 asistle oynarken ona yardım 16 ribaund 19 sayıyla oynayan Thompson ve kenardan 10’da 7’yle 15 sayılık katkısı olan Francisco Garcia’dan gelmiş maçta.
Günün X-faktörü:
Kobe’nin dinlendiği maçta Shannon Brown onun rolüne bürünüp 19’da 10’la 24 sayı atarak takımını taşımış adeta. Tabii maçın en iyi performansı Gasol’den gelmiş ama Brown’un hakkını yemek olmaz rakip takımının böyle asıldığı karşılaşmada.
Takımı baltalayanlar:
Geçen seneki seriyi hatırlayıp kendisinden iyi bir oyun çıkarmasını beklediğim Rondo, Rose karşısında tam anlamıyla denize döküldü. Öncelikle hücumda hiç ama hiç etkili olamadı, sürekli Bulls savunmasına takıldı. Hatta bir ara klasik pas fakelerinden birini yapmaya çalışırken kendini çok zor pozisyonda bulup topu potaya sallamak zorunda kalınca Rose’dan okkalı bir blok yedi. 6 asisti var ama takımını da iyi yönettiğini söyleyemem; zaten ikinci yarının genelinde topu Pierce taşıdı. Ayrıca savunmada da Rose’a karşı hiçbir şey yapamadı. Aslında Celtics’in savunmada çok kötü iş çıkardığını söyleyemem ama Rose’un drivelarını Rondo yeterince iyi savunamayıp erken yardım almak zorunda kaldığı pozisyonlarda Hinrich’e çok rahat şut şansları doğdu. Ayrıca Rondo’nun top çalma sevdasını bu maçta Rose’un yaptığı kadar iyi cezalandıran birini görmediğimi de söylemeliyim. Rakamlara gelirsek, 10’da 2’yle attığı 4 sayı aldığı faul sayısından düşük. 6 asisti ve 0 top kaybı var ancak dediğim gibi oyun kurma yönünde de iyi değildi.
Ayrıca tabii ki Rasheed Wallace. 7’de 1 atıp sahada boş boş gezinmesini geçin, şöyle bir şey var. Elinden kaçmış ama o ribaunda bile nasıl umursamaz çıkıyor. Ayrıca bu sezon bir kere daha böyle çok bariz pozisyonda kendi potasına basket atmıştı Rasheed.
Bizimkiler:
Memo’ya iyi oynayamadığı Houston maçından sonra birkaç günlük dinlenme iyi gelmiş, 15’te 9’la 23 sayı atarak takımının en skoreri olurken 7 de ribaund almış. Kişisel olarak iyi bir playoff geçirmesini dileyelim buradan.
Galatasaray'ı özel kılan tablo "fotoğrafta" mevcut
22 saat önce
0 FARKLI FIKIR:
Yorum Gönder