BIY AD

16 Ağustos 2009 Pazar

GameOn'da 3'te 3: Türkiye 66 - Polonya 58

Gortat'dan yoksun bir Polonya ile karşılaştık. Dün İsrail'e yenildikleri maçta sakatlanmış ve oyunu terketmiş. Kontrolden geçmek için Varşova'ya gitmiş. Eurobasket 2009'a yetişmesi de şüpheliymiş. Eğer oynayamazsa bizim için büyük avantaj.

Maç iki tarafın da etkili savunması ile başladı. Ancak hücumda hem Logan'ın skor üretimi hem de onun penetreleri sonrası dışarıdaki uzunlar Lampe ve Wojcik'in boş şutlarıyla ritim bulan taraf Polonya oldu. Bizim hücumdaki performansımızı ise şöyle anlatayım: İkisi Semih'in biri Ender'in olmak üzere 3 şutumuz çembere bile değmedi. Onların ise uzunlarıyla dışardan buldukları şutlar bize problem yaratmaya devam etti. İlk çeyreği 22-12 geride kapadık.

İkinci çeyrekte Lampe dış şutlarının yanında yüzü dönük oyunda bizim uzunlarımıza karşı üstünlük kurdu. Bir çok pozisyonda ayak çabukluğunu kullanıp potaya kadar gidip takımının sayı yükünü üstlendi. Öte yandan Milli takımımızın dış şutlarına "kötü" bile diyemeyeceğim. Rezalet bile hafif kalabilir. O kadar kötüydük üçlük atışlarımızda. Bu çeyreğin yarısından itibaren savunmadaki sertlik dozajımız arttı. Çeyreğin ikinci 5 dakikalık bölümünde yanılmıyorsam rakibimize sadece 7 sayı attırdık. Hatta 34-29 ile farkı 5 sayıya kadar düşürsek de Lampe son hücumdaki üçlüğüyle farkı 8'e çıkardı: 37-29.
İkinci devrenın başındaki skor üretimi, maçın ilk dakikalarındaki gibi son derece kısırdı. Oğuz'un bir pozisyonda yaptığı hatalı yürümeden sonra, birşey dikkatimi çekti. Oğuz kesinlikle 1'e 1'de son derece yetenekli ve rakip uzunlara karşı rahatlıkla sayı bulabilecek bir opsiyonumuz. Ancak kendisine yardım geldiğinde heyecanlanıyor ve bu onun hatalı yürüme yapmasına sebep oluyor. İki maçta zannedersem buna 5 kere şahit olduk. Neyse maça dönelim. Bu çeyrekte Logan yeniden devreye girdi aynı zamanda Szubarga da hem şutları hem arkadaşlarına yarattıkları pozisyonlarla etkiliydi. Ayrıca bize karşı dönem dönem alan savunması denediler. Bizim buna yanıtımız ise boyalı alanı sağlam savunacak Ömer'in yanına 4 adet şutör koymakla oldu: Hedo, Ersan, Bekir ve Engin. Gerçi Engin'in şutları sorgulanabilir ama o da Logan ve Szubarga'ya yaptığı savunma ile katkı yaptı.

Bu 5'linin etkisini Ersan ortaya koydu. 4 numaraya çekilince bir anda parladı. Zannedersem maçtaki ilk üçlüğümüzü onunla bulduk. Hazırlık maçı olduğu için çok detaylı not almıyordum o yüzden emin değilim. O üçlükle farkı 4'e kadar indirdik. Ersan'ın devam eden etkili oyunuyla son çeyrekte 15 veya 17 sayı bulmuş olsa gerek. Hidayet de Ömer ve Ersan'a yaptığı asistlerle kritik anlarda takımın güvenilen ismi olduğunu kanıtladı. Son çeyrekte ürettiği 4-5 sayıyla da galibiyetimizde önemli rol oynadı. Onların yenilgisindeki baş sorumlular ise iş ciddiye binince ve karşısında çabuk ve blokçu bir savunma bulunca ortadan kaybolan Lampe ve Logan idi. Logan son çeyrekte 8 metreden attığı üçlük dışında hiçbir şey yapamadı.

Bugün ilk 3 çeyrekte kötü oynayıp dış şut sokamamamıza rağmen, 2-3 ve 4. çeyreklerdeki savunmamızla ayakta kaldık. Özellikle son çeyrekte Polonya'nın sadece 7 sayı atmasına izin vermemiz harikaydı. Yanlız bizim savunmamızın yanında, işler sıkışınca onların ellerinin kollarının birbirine dolanmasının katkısı oldu. Kısacası ümit veren bir maçtı bizim açımızdan. İlk üç çeyreği geride götürdükten sonra güzel bir geri dönüş yaptık. Ersan'ın da özellikle Avrupa'da 4 numarada ne kadar etkili olduğuna bir kez daha şahit olduk. Hele Polonya gibi 4 numaradan dış şut bulabilen ekiplere karşı onu uzun forvet mevkisine çekmemiz şart olacak.

0 FARKLI FIKIR: