Öncelikle yazı baya bir geç geldi çünkü sabah evde değildim. Şimdi de fazla vaktim olmadığı için notları çok uzun tutamıyorum, eksik noktalar olabilir, belirtebilirseniz yorumlarda mutlu olurum.
Washington Wizards-Orlando Magic
Wizards felaket başladı maça. Maça gelmemişlerdi sanki, bitse de gitsek havası vardı her birinde. Öyle ki, yanlış hatırlamıyorsam tam 10 top kaybı yaptılar, normalde Orlando savunmasını da övmek gerekirdi böyle bir durumda ama normal bir takım olsa bunlardan en az 6’sını yapmazdı. Top kaybetmekten şut atamıyordu Wizards adeta, bir ara Magic’in 18’ine karşı 8 şutu vardı sadece Washington’ın. Attıkları nadir şutlarında da düşük isabet buldular zaten. Aynı zamanda savunma çabaları da sıfırdı. Bir pozisyonda Howard topu çaldığı bir pozisyonda tek başına gidip basketi buldu. Magic güle oynaya 13-32 kapattı çeyreği.
İkinci çeyrekte Orlando adına yedekler vardı oyunda. İlk beş oyuncularının hem savunmada hem hücumda yanından geçemediler tabii ki, iki tarafta da maç bitti havasındaydılar ve Wizards’ın bundan yararlanıp bir atak yapacak gücü dahi yoktu. Uygun pozisyonda buldukları şutların çoğunu değerlendiremediler. Magic tarafında da bir rahatlık oluştu haliyle, onlar da ilk çeyrek kadar yırtıcı oynayamadılar. Sonlara doğru Antawn Jamison’la iki basket buldu Wizards. Flip Saunders’ın son saniye çizdiği oyunda Jamison başarılı olamayınca Rashard Lewis olaya el attı ve tipledi topu kendi potasına, buna rağmen 35-50 bitti ilk yarı.
Üçüncü çeyrekte Randy Foye çıldırdı. İstediğini yaptı Orlando defansına karşı, içeriye girdiği her pozisyonda faul almayı başardı neredeyse. 22 sayısının tam 18’ini bu çeyrekte attı. Washington çeyreğe 16-6’lık seriyle başlayınca SVG molayı almak zorunda kaldı ama bu da durdurmadı Wizard oyuncularını. İki dakika civarı bir sürede fark hızlı bir şekilde eridi ve Butler’ın şutuyla Washington nihayet öne geçti. Bu çeyrekte Wizards’ın 39 sayısının 34’ü Foye ve Butler’dan geldi. Buna karşılık Magic sadece 17 sayı atabildi takım olarak.
Çeyreğin başında skor 74-67’ydi fakat Wizards oyuncuları sayı üretmekte zorlanınca Magic'in oyuna ortak olması uzun sürmedi ve Jameer Nelson’ın basket faul olan üçlüğüyle Magic tekrar öne geçmeyi başardı. Fakat Butler oyunu bırakmaya niyetli değildi. Takımının skor yükünü tek başına taşıdı bu çeyrekte. Maçın son dakikasında, Randy Foye’un faul atışlarından birini kaçırmasının ardından 19 saniye kala 90-88 Wizards üstünlüğü vardı maçta. Nelson son hücumlarında içeri girerken köşede bekleyen Lewis’e verdi topu, o da bunu geri çevirmedi ve üçlüğe çevirdi. Magic bir sayıyla öndeydi ve bitime sadece 4 saniye vardı ancak Butler burada da sahneye çıktı, Matt Barnes’ın iyi savunmasına rağmen basketi bulmayı başardı ve takımına kazandırdı maçı.
Maça genel bir bakış atarsak, ilk yarıyı bu kadar isteksiz oynayan Wizards’ın 24 sayı farktan geri dönüş yapacaklarını hiç hayal edememiştim ben. Howard ilk yarıyı 12 sayı 10 ribaundla bitirdi ama Haywood’u ezdiği söyleyemiyorum çünkü ortada bir mücadele bile yoktu. Serbest atış çizgisine dahi gitmedi Howard, son derece rahattı. İlk yarıdaki iyi oyunlarına rağmen Magic’in topu iyi dolaştırdığı söylenemez çünkü sayılarının çoğunu Wizards top kayıpları sayesinde buldular. İkinci yarıda Howard da aynı rahatlığı bulamayınca kişisel becerilerle sayıya gitmeyi denedi Magic oyuncuları ama çoğu zaman da başarısız oldular. Wizards adına maçı değiştiren Foye, kazandıran Butler oldu. Maçta Orlando yüzde 38, Wizards yüzde 43’le şut attı.
Caron Butler: 22'de 11'le 31 sayı, 29'u ikinci yarıda. 9 da ribaund.
Randy Foye: 19'u ikinci yarıda 22 sayı, 7 ribaund 7 asist.
Dwight Howard: 14'te 8'le 20 sayı 18 ribaund 4 asist 3 blok 2 top çalma.
Vince Carter: 17'de 5'le 21 sayı, 10'unu serbest atışlardan buldu. Asisti ve top çalması yok. Orlando spikerinin dediğinin aksine iyi oynamadı.
Günün hayvan performansları:
Gecenin en büyük performansı Billups’tan gelmiş. 39 sayı atmış Lakers’a karşı takımı Carmelo’dan yoksunken. 13’te 9’la üçlük atmış, kelimeler kifayetsiz kalıyor resmen. 8 de asisti var kendisinin.
Josh Smith 18 sayı 14 ribaund 10 asistle kariyerinin ikinci triple-double’ını yapmış, tebrikler kendisine. Tam 8 hücum ribaundu almış, Brad Miller’ın Chicago ilk 5’inde yer almasının da payı vardır elbette. Ayrıca All-star seçilemedikten sonra da moralini bozmayıp aynı derece maça odaklanması etkileyici.
Boşa kürek çekenler:
Bogut’un migren yüzünden 5 dakika oynayabildiği maçta David Lee coşmuş, 18’de 12’yle 32 sayı atıp 6’sı hücumda 15 de ribaund almış.
Donte Greene 11/20 tam 30 sayı atarak kariyer rekoru kırmış Phoenix’e karşı. 7 de ribaundu var. Nash-Amar’e ikilisine karşı koyamayınca bu maçı da kaybetmiş Sacramento.
Pau Gasol 17 sayı 17 ribaund 6 asist 2 blokla oynamış. Nene'yle Martin de karşısında rahat edememiş ama Billups böyle oynayınca maçın sonucunu değiştirememiş onun bu oyunu.
Takımı baltalayanlar:
Kevin Martin sadece 9'da 2'de kalmış Phoenix savunmasına rağmen. 5 sayısı var maçta.
Pistons’ta Prince-Hamilton-Jerebko üçlüsü 30-7’yle 20 sayıda kalmışlar Pacers karşısında. Kenardan Ben Gordon uzun zamandır görmediğimiz iyi performanslarından birini göstermiş ama boşa gitmiş takım dökülünce.
Günün X-faktörü:
JR Smith Lakers’a karşı coşmuş kenardan gelip, o da takım arkadaşı Billups gibi müthiş efektif oynamış. 17’de 11’le 27 sayısı var tam, 4 asist 4 de ribaundla oynamış.
Thaddeus Young, yaralı Hornets karşısında 76ers benchinden gelip 19 sayı atmış 9’da 8’le. Ek olarak maçta Iguodala da iyi bir yüzdeyle oynamasa da 14 sayısının yanında 9 ribaund 7 asistle takımına yardımcı olmuş.
Eddie House 10 sayısının tümünü 4. çeyrekte atmış, takımını New Jersey karşısında rezil olmaktan kurtarmış.
Joey Dorsey, Randolph ve Gasol gibi iki pota altı canavarı karşısında tam 12 ribaund almış 6’sı hücumda olmak üzere. 5’te 3’le de 7 sayısı var. Ayrıca istatistiklerini görmek için oyuncu profilinde kariyer rekoru kısmına da bakabilirsiniz. Sezon başında ilk beşte yer alması bekleniyordu ama D-League’e yollamışlardı, kendisinden böyle bir performans izlemek sevindirici.
İyi mi kötü mü:
Kobe 22'de 11'le 33 sayı ve 9 ribandla oynamayı başarmış ancak maçta asisti yok ve 5 top kaybı yapmış.
Bizimkiler:
Ersan özlettiği performanslarından bir tanesini daha sergilemiş New York karşısında, en azından istatistik bakımından. Tabii Knicks maçları farklı oluyor biraz ama yine de moral olmuştur umarım kendisine. 18’de 10’la 25 sayı üretip kariyer rekorunu kırmış, yanında 9 da ribaundu var. Aldığı dakikalarda oyunu kadar Bogut’un olmayışının da katkısı vardı elbette.
Yedek Nowitzki:
Kendisi bu gece 1999’dan beri ilk defa yedek başlamış maça. Sebep ise Cuma günkü şut antrenmanına geç kalmış olması. Rick Carlisle cezayı kenardan başlatarak kesmiş kendisine, disiplinini takdir ettim ben şahsen.
6 Şubat 2010 Cumartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 FARKLI FIKIR:
Nowitzki'nin yedek başlaması takım kuralı, Carlisle'ın o anki tercihi değil, geç kalan oyuncu ilk beş oyuncusu ise otomatik olarak yedek başlıyor maça.
Yorum Gönder