Şurada değinmiştim, maçın ilk yarısında West Virginia hiç iki sayılık saha içi isabeti bulamamasına rağmen, 28-26 önde kapamıştı devreyi. Fark tam açılmaya yüz tutmuşken, Butler çıkıp 4 tane üst üste üçlük atarak liderliği almalarını sağlamıştı ve deli gibi şut atıyordu West Virgina. Kentucky ise hücum edemiyordu istediği gibi.
İkinci yarıda West Virginia'nın ve Butler'ın (ikinci yarıda saha içi isabeti yok) şut performansı doğal olarak düşerken, Mazzulla ve Ebanks başta olmak üzere dış oyuncular daha çok içeri penetre ederek oynamaya başladılar. Defansta ise Patterson ve Cousins'e karşı içeride kalabalık olmayı, devamlı yardım getirmeyi tercih ettiler. Buna karşılık vermesi gereken Kentucky bir türlü üçlük isabeti bulamayınca (son 3 dakikaya kadar 0/20'lerde yanılmıyorsam) savunmayı açamadı. Ta ki maçın bitimine 3.5 dakika kalana kadar, üçlük isabetleri yoktu. O zaman da iş işten çoktan geçmişti. Dış oyuncular şutlarının girmediğini görüp içeriyi zorlasalar, çok daha değişik bir maç izleyebilirdik. Gerçi Wall birkaç kez denedi ama bunların çoğunda başarılı olamadı. İkinci kez izlediğim Wall bana Rose'u anımsattı ama NBA için çok da hazır gibi gözükmedi açıkçası, en azından bu maçta durum böyleydi. Tempo arttığı zaman farkını hissettirirken, set hücumlarında Wall'un varlığı ile yokluğu pek belli değildi, hatta pek çok top kaybı yaptı penetre etmeye çalışırken çembere doğru. Şutu da iyi olmadığı için takımının West Virgina defansını açmasına yardımcı olamadı.
Maçın ilk yarısında oyuna girip 1 dakikada 2 faul alan ve çıkan Deniz Kılıçlı, bir daha forma şansı bulamadı. Final Four'daki rakipleri bu gece belli olacak. Duke veya Baylor'dan biri gelecek karşılarına. O maç da haftaya Cumartesi günü oynanacak.
28 Mart 2010 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 FARKLI FIKIR:
Ilk yarı boyunca iki sayı isabeti bulamayan bir takımın, çok yüzdeli üçlük atsa da galip gelmesi tuhaf.
Yorum Gönder