Play-off’ların açılış günündeki son maça iki takım da oldukça güçlü başladı. Denver sayılarını genel olarak pota yakınından üretirken, Utah’lı oyuncular iyi sayılabilecek paslaşmalarla boş adamı bulup, uzak şutlarda isabet tutturunca maça ortak oldu. Ancak pota altında iki tarafta da çok kötüydü Jazz; savunmada başta Billups olmak üzere rakip rahatça çembere giderken Nene’yi pota altında hiç iyi savunamadılar. Hücumda ise tam tersi çeyreği 13 sayıyla kapatan Miles hariç içeriye giren oyuncu yoktu. Miles bu pozisyonları 3 faul çaldırıp bir de smaç yaparak bitirdi. Miles demişken, Carmelo karşısında çok kötüydü desem hem kendisine hem de Melo’nun performansına ayıp olur. Aslına başlarda iyi yer tuttuğunu düşünüyorum ama Carmelo’yu ligin en iyi oyuncularından biri yapan zaten en küçük boşluktan kendine uygun pozisyonu yaratması. Miles da bu şutları savunmak için çok kısa kaldı. Bu bakımdan Kirilenko’yu aradılar diyebiliriz ancak CJ Miles’ın da ilk çeyrekte takımının sayılarının neredeyse yarısını attığını unutmamak lazım. Carmelo’nun 13, Billups’ın 8 sayısına Jazz hücumlarından geçen şutlar cevap olunca ilk çeyrek 28-30 Denver üstünlüğüyle sonuçlandı.
İkinci çeyrekte Utah ve bizim için çok kötü bir şey yaşandı. Mehmet Okur, uygun pozisyonda üçlük yerine potaya gitmeyi tercih edince ayağı kaydı ve yük sol tarafına binince onu bir süredir rahatsız eden aşil tendonundan sakatlandı. Bugün MR çektirecek ancak ben daha oynayamayacağını düşünüyorum. Sorun her ne kadar savunmada gözükse de Utah’ın onu arayacağı kesin. Maça dönecek olursak, Denver cephesinde playoff kariyerine üçlükle başlayıp devamını da iyi getiren Lawson sayesinde Billups kenarda dinlenme şansı buldu. Potaya rahat gidebilmesine rağmen şutu iyi değildi maçın başlarında onun da. Lawson iyi oyunu sayesinde ortalardan kaybolan JR Smith’in süresinden bile aldı bir miktar. İlk yarının bitimine bir dakika kala önce maç boyunca iyi savunmasıyla sakatlık sinyalleri vermeyen Kenyon Martin, ardından Carmelo ve JR Smith ard arda 3. faullerini aldılar. İlerleyen bölümlerde bunlar başlarında dert olmasa da ilk yarıda maç başa baş gittiyse bir numaralı sebebi Utah’ın faul çizgisine daha fazla gitmesiydi. Devreye girerken üstün olan taraf 56-57’lik skorla Denver’dı.
İkinci yarıda Jerry Sloan çok ilginç bir karar verdi ve bire bir savunmadan vazgeçti. Kaan Kural ve Murat Kosova bunu alan savunması olarak yorumladılar ancak Utah’lı hiçbir oyuncu nerede duracağından haberdar olmadığı için sahada pek alan savunmasına benzer bir şey göremedik haliyle. Zaten alan savunması başladığından beri Denver üst üste içeriden skor üretmeye başladı. Daha ilk pozisyondan tek pasla pota altındaki Nene’yi buldular, hiç zorlanmadan iki sayı çıkardı oradan Brezilya’lı pivot. Ardından önce Afflalo sonra Carmelo rahatça içeri girdiler. Bir pozisyonda top Billups’tayken ona en yakın oyuncu olarak 2 metre uzağındaki Deron Williams arkadaşlarına alkış yapıyordu tutmaları için. Bu kadar kötü savunmada felaketle sonuçlanacak çeyrek, Deron Williams ve biraz da Korver’ın yaptıklarıyla yine başa baş geçti. İlk yarıda neredeyse ayakta uyuyan, sadece tek basketi ve 2 asisti bulunan Williams, önce iki üçlük isabeti bulup ardından potaya gidip faul veya basketle tamamlayarak tam 13 sayı attı bu çeyrekte. İlk yarıda Afflalo’nun iyi savunmasına karşı çaresiz gözükmüştü ancak bu çeyrekten itibaren karşısında kimse duramadı. Ancak Williams dışında Utah hala orta ve uzak mesafeli şutlarla maça tutunuyordu. 19 sayısı olan Boozer bile çoğunu orta mesafeden üretti. Mehmet’in yokluğuna bağlanabilir elbette ancak maçın başında da görüntü iç açıcı değildi. Tabii buldukları basketlerin çoğunun da zor şutlardan gelmediğini söylemek lazım, doğru adamı bulmak konusunda oldukça iyilerdi yani. 26 asistleri açıklıyor durumu.
Tabii buraya kadar hep şut sokarak gelen Utah bir anlık zorlanmada skor üretememeye başladı ve buna maçın başından beri hem hücumda hem savunmada uyuyan, Billups’ın hediye ettiği smacından başka basketi olmayan JR Smith’in hayata dönmesi eklenince ivme tamamen Denver lehine çevrildi. Utah’ın alan savunmasını üst üste attığı 3 üçlükle cezalandırdıktan sonra savunmada da Korver’ı kovalamaya karar verince Denver’ın kanayan yarası kapanmış, üstünlük tamamen ellerine geçmiş oldu. Utah bir an geri dönermiş gibi oldu ama bana hiç inandırıcı gelmedi, zaten bitime 2 dakika kala fark 16 olunca Sloan as oyuncularını kenara çekti. Maç 113-126 Denver üstünlüğüyle sonuçlandı.
Fark ettiyseniz Carmelo’dan neredeyse hiç bahsetmedim. Çünkü attığı 42 sayının ilk 30’unu o kadar hissettirmeden üretti ki not almasam farkında bile olmazdım. 25 sayısından 18’ini baskete çevirdi ve sadece iki kere serbest atış çizgisine giderek yaptı bunları. Daha önce belirttiğim gibi orta mesafede kimse karşı koyamadı ona, sayılarının büyük çoğunluğunu buralardan buldu zaten. Bunun yanında 5 asisti 4 ribaundu var, top kaybı yok. Gerçekten müthiş bir gece geçirdi Carmelo.
Utah cephesinde Deron Williams maçın sonunu iyi oynayarak 15'te 8'le 26 sayı 11 asiste ulaştı.
Sonuç olarak Nuggets galibiyet çıkarması gereken maçı kazandı. Yarınki galibiyet çok önemli, ben Utah’ın savunmada bu kadar kötü olacağını düşünmesem de ekstra sayılardan ilk maçtaki kadar faydalanabileceklerini de sanmıyorum. Ek olarak Carmelo’nun bu maçta hiç kullanmadığı fizik avantajı ve Billups’ın şut formsuzluğundan kurtulma ihtimali de var. Eğer Denver yarın kazanıp deplasmandan da bir galibiyet koparmayı başarırsa beklediğimizden çabuk bitebilir seri.
18 Nisan 2010 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
3 FARKLI FIKIR:
18 nisan programı lütfen sabonis
valla uyanamadım, maçın son perioduna kalkabildim. o kısmı için yorum yaparsam carmelo ve jr smith çılgın şut performansıyla oynadı. murat kosova'nın söylediğine ve box score'a bakarsak; carmelo kariyerinin en iyi maçlarından birini çıkartmış. şu son duruma göre; kirilenko ve mehmet'siz utah'ın bu turu geçme ihtimali kalmadı bence; 4-3 denver diyordum seriden önce; şu son duruma göre 4-1 bile bitebilir bu seri. bu arada maç programı isteyenler ntvspor'dan da bakabilirler. her seferinde buraya sormaya gerek yok elimizin altında internet var.
memo en az 3 ay yokmuş, bilgilerinize...
Yorum Gönder