Sezona Denver ve Phoenix gibi iki önemli testten sınıfta kalarak başlamıştı Utah. Playoff sıralamasında yer savaşı vereceği muhtemel bu rakiplerinden yediği farkların yanına takımın lideri Deron Williams'ın bu periyottaki kötü performansı da eklenince Jazz taraftarları için aylardır bekledikleri sezon başlangıcı bir kabusa dönmüştü. Üzerine Thunder deplasmanından aldıkları farklı galibiyet aslında Utah'ın daha sonraları maç içine de sirayet ettiğini göreceğimiz performans dalgalanmasının habercisiymiş. Golden State yenilgisiydi Toronto galibiyetiydi derken benim de dengem bozuldu açıkçası ve takım iyi yolda mı kötü yolda mı bir türlü karar veremedim ben de. Ama arada bir Clippers maçı var. Bu maç öyle bir maç ki Jazz 18 sayı farkla geri düşüyor ordan maçı çeviriyordu ve belki bu geri dönüşün çoğu kimse farkında bile olmuyordu, sonradan olaya ayıkıyoruz, meğer o gün başlamış bu karakter gösterisi...
Velhasıl ayın 8'indeki Miami maçıyla başlayacak olan doğu turnesi geldi çattı. Bu turnede Jazz geçen senenin 4 playoff oynayan takımı ünvanına sahip rakiplere konuk olacaktı. Yani rakipleri, seneye bomba gibi giren Atlanta ve Orlando, evinde her zaman bir tehdit kabul edilebilecek Charlotte ve muhteşem üçlünün Miami'siydi. Ne olduysa bu turnede oldu işte...
Miami maçında 22 sayı geriye düşüp son 30 saniyeye sığdırılan serbest atışsız 14 sayıyla geri döndüler, tabi Millsap'in tarihe geçen performansıyla... Ardından Orlando'nun, 3. çeyreğin ortalarında yakaladığı 18 sayılık farkı kapatan Al Jefferson-Millsap ikilisi ve gelen galibiyet... Sonrasında Atlanta maçının son çeyreğinde 10 sayılık farkın eritilmesiyle kazanılan 3. zafer... Ve son olarak bu gece... Artık çoğu kişi gibi ben de güçlerinin kalmayacağını papazın bu sefer pilavı yemeyeceğini düşünüyordum. Aslında tam da beklediğim gibi başladı maç ve Bobcats farkı bir ara 19 sayıya kadar çıkardı. İşte o an yine aynı karakter, aynı ısrar girdi devreye ve Deron Williams'ın bitime .8 saniye kala bulduğu basketle bir inanılmazı daha gerçekleştirdi Utah bu gece.
Miami maçı ve aradan geçen 6 günün ardından Utah şu an ligin en formda takımı, doğunun fatihi, geri dönüşlerin kralı ve açık ara en zevkli maçların başrolü konumunda. Sezon boyunca maç olacak bu dönüşü yapamayacaklar, belki güçleri yetmeyecek, belki şansları yaver gitmeyecek ama gerçek şu ki Utah karşısında öne geçen takım hiçbir zaman rahat nefes alamayacak. Bunun gerçek sebebi de yenilgiyi kabullenememe, durum ne olursa olsun gösterilen mücadele ve karakter... Esas takdir edilmesi gereken de tam olarak bu işte.
14 Kasım 2010 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 FARKLI FIKIR:
Çok haklısın.Utah maçı izlemeyi geçtim yazısı bile okumak çok keyifli.
Yorum Gönder