Ofansif Ribaundlar ve İlk Çeyrek
Dün gece Wizards karşısında oyuna çok hızlı başlayan Nets, ilk çeyrekteki etkili oyunuyla kazanmasını bildi. İlk çeyrekte rakibin savruk hücumlarını buldukları fastbreak sayılarıyla değerlendirdiler ve farkı açtılar. Bu bölümde coşan Brook Lopez'in faul problemiyle kenara gelmesinden sonra oyuna bir türlü adapte olamaması Nets taraftarının yüreğini ağzına getirdi. Çünkü 20 sayılık farkı eriten rakip Wizards son dakikalarda maça ortak oldu ama Arenas'ın yanlış tercihleri Wizards'ın deplasmandaki ilk galibiyetini almasına mani oldu. Humphries-Favors ikilisinin pota altındaki dominasyonunu da es geçmemeli. Topladıkları ofansif ribaundlar iki takım arasında fark yaratacak kadar fazlaydı. Humphries'in ayrıca çok formda olduğunu ve Lopez'in az süre bulduğu bu maçta da iyi bir oyun çıkardığını hatırlatayım. Ama performansıyla ilgili bir Kardashian esprisine daha yer vermek istemiyorum.
Young Yetmedi
Wall, Blatche eksikliğinin yanı sıra Arenas'ın da hücumda kötü başlamasıyla skor üretmekte çok zorlanan Wizards'ta Nick Young sahne aldı dün gece. İşler kötü giderken veya kaybedecek birşey kalmadığında oyuna sürülmesi gereken kişilerden Young, Maggette gibi isimler. Çünkü ne yapacakları hiç belli olmuyor ve üst üste 7-8 sayı bulabiliyorlar. Dün Nick Young'ın skordaki etkinliğiyle maça yeniden ortak oldu Wizards. Bir küçük parantez de Hinrich için açmak istiyorum. Takımın en aklı başında ve beyaz oyuncusu. Wall döndüğünde hakettiği süreleri bulmaya devam eder umuyorum.
Yıldızlar Olmadan Bu Kadar
Joe Johnson'ın yokluğunda Boston deplasmanına konuk olan Atlanta'da takımın diğer önemli isimlerinden Josh Smith saha içi isabeti bulamadan 1 sayı, Al Horford ise yalnızca 8 sayı üretti. Peki nasıl son çeyreğe kadar direnebildi Atlanta? Genç Teague sayesinde. Oyunda kaldığı bölümlerde tecrübesinin çok üzerinde bir katkı getirdi takımına ve skor açısından anlık patlamalar yaptı. Zaten kısır geçen bir maçta bu patlamaların önemi daha da büyüdü haliyle.
Biri Savunma mı Dedi?
Gecenin en çekişmeli geçmesi beklenen maçı, beklentileri tam anlamıyla karşıladı. Geçtiğimiz sene değişen mantalitesiyle savunma takımı değil de hücum takımı kimliğine bürünen ve yüksek tempoyla oynayan Spurs karşısında Nuggets'ı bulunca 220 civarında sayı gördük. Ama maçın çekişmeli geçmesi, takımların üst düzey oynadığı anlamına gelmesin. Her iki takım da hücum süresinin en geç 10. saniyesinde falan en doğru şutu bulup savunmaya geçti maç boyunca. Savunmalar öyle fenaydı ki bu tempoda Duncan'ın yaptığı istatistiğe bakınız: 28 sayı-16 ribaund. Savunmalar yerlerde sürünürken, maçın üst düzey bir savunma hareketiyle kazanılması da basketbolun cilvesi.
Semih
Oyunda kaldığı süreler boyunca hücumda Boston'ın son tercihi oluyor Semih. Zorunlu durumlar haricinde çok pas aldığı da söylenemez. Ama takım olarak öyle doğru hücum yapıyorlar ki Semih topla buluştuğunda genelde sayıya çok yakın bir pozisyonda oluyor. Dün gece de bu durum geçerliydi. 5/6 saha içi isabetiyle 10 sayı ve ribaundsız tamamladı maçı.
17 Aralık 2010 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 FARKLI FIKIR:
Hinrich için yazdıkların ilginç olmuş. " En aklı başında ve beyaz" :)
Ah ah Hinrich Miami de olacaktı ki..
Yorum Gönder