BIY AD

28 Mart 2010 Pazar

27 Mart'tan Notlar

Günün Hayvan Performansları
Bir gece OKC karşısında, ne savunmada ne de hücumda takımına katkı sağlamayan Gasol, özür niteliği taşıyan Houston maçında elinden geleni yaptı. Aslında maç tam istediği gibi bir maç oldu. Chuck Hayes’ den başka uzunu (artık ona da nasıl uzun diyorsak) olmayan Rockets karşısında, hem fiziği hem de ayak çabukluğuyla Scola ve Hayes’e üstünlük sağladı maç boyunca. Savunma da hücumdaki kadar olmasa da önemli işler yaptı. 4 tane bloğu zaten maça kendini verince ne kadar etkili olduğunu gösteriyor. İşin sayısal kısmına gelecek olursak, 17’de 11 ile 30 sayı buldu yıldız oyuncu. 8 ribaund ve 2 de asisti var. Bynum’un eksikliğini hiç aratmadı diyebilirim rahatlıkla. Aynı şekilde Kobe, dünkü felaket maçtan sonra bugün özellikle asist ve ribaund katkısıyla takımını Gasol’le galibiyete taşıyan en önemli etkenlerden biri oldu; ama 10 ribaundu ve 9 asistinin yanında 5 top kaybı var. Triple double’ı bir asistle kaçırdığı bu geceki performansında bu top kayıplarını azıcık kenara itebiliriz bence. Bir gece önceki felaket performansını bir nebze unutturdu böylelikle. Toplamda ise 14’ te 7 ile 17 sayı buldu; fakat takımının onun ekstra skor katkısına ihtiyacı da pek yoktu. Fisher ve Farmar’ dan ekstra sayılar gelince, galibiyet için fazla zorlamasına gerek kalmadı zaten.

Portland’da Brandon Roy, iki gece önceki toplamda 7 şut kullanıp, amiyane tabirle dinlendiği Mavs maçından sonra, dün gece coşmuş ve New Orleans’a tokadı vurmuş resmen. 14’te 12 gibi süper bir yüzdeyle 28 sayı bulmuş yıldız oyuncu, yanındaki 7 asistiyle de performansını süslemiş. Yalnız özetlerden izlediğim kadarıyla 5-6 şutu çok zor şutmuş. Onları bile çemberden geçirmeyi başarmış. Zaten direk karşı takımın motivasyonu dağılıyor, zor şutlar sayıya dönünce. Lamarcus Aldridge de iki gece önceki Dallas resitalini devam ettirmiş. 24 syı ve 5 ribaundu ile Roy’a ortak olmuş. İkilinin katkılarıyla 112-101 mağlup etmiş Blazers, Hornets’ı.

Şu anda 15 maçlık mağlubiyet serisiyle yola çıkan ve takım rekorunu geliştiren Washington, Jazz karşısında yokları oynamış. Karşılaşmada Boozer,D-Will ve Memo’nun performansları başrolü paylaşmış. Boozer 12’de 10’ la 22 sayı, 10 ribaund ve 1 blokla mücadele etmiş. 6 top kaybı da var; ama karşınızdaki takım Washington olunca isterseniz toplamda 30-35 top kaybı yapın, yine de o maçı kazanma ihtimaliniz çok yüksek olduğu için Boozer’ın 6 top kaybı da neticeye hiç etki etmemiş. İkinci yarıda 8/8 le atmış bu arada deneyimli oyuncu. Deron Williams ise 7/11’ le 20 sayı, 12 asist,5 ribaund ve 1 top çalma ile Vertizon Center’dan bedava galibiyet biletini kesmiş. Utah 103 -87’ lik sonuçla galip ayrılmış karşılaşmadan. Memo’nun katkılarından ise aşağıda bahsetmeye çalıştım zaten.

Boşa Kürek Çekenler
Darren Collison takımının Portland’a kaybettiği karşılaşmada, toplamda 22 sayı, 5 asist ve 1 ribaundla oynamış. En önemlisi 10 şutunda da isabet bulmuş, o yetmemiş iki serbest atışını da sokmuş; ama yine de kurtaramamış takımını mağlubiyetten. Bu noktada benim aklıma iki soru geliyor:
1-Chris Paul playoff iddiası kalmamış takımında, dakika alarak neden Collison’ı kenarda beklemeye mahkum bırakıyor? Zaten oynamasının bir anlamı yok bu sezon için.
2- Paul neden 10 maç için kendi sağlığını tehlikeye atıyor? Olası bir sakatlık durumunda Dünya Şampyonası’nı tehlikeye atabilir.( Burada biraz açgözlülük yapalım) Birilerine bir şey ispatlamak zorunda da değil zaten. Takımı onun yokluğunda playofflara kalamadı, en büyük ispat bu bence.

Scola, Lakers’ a boyun eğdikleri maçta 12/16 isabetle 28 sayı yollamış Lakers potasına. 10 ribaund toplamış, 5 de asist yapmış. Elinden geleni yapıyor Arjantinli oyuncu, Yao Ming’in yokluğunda. 4,5 numara oynuyor şu anlık. Ribaund alıyor, asist yapıyor. Daha ne yapsın bir oyuncu takımı için. Ayakta alkışlanmayı hak ediyor doğrusu; ama şu anda Brooks’la beraber takımdaki iki tabanca olunca zor maçlarda galibiyet için güçleri yetmiyor ikilinin.

Günün X Faktörü
Rodrigue Beaubois, iyiyden iyiye ısınmış: 22’ de 15’le 40 sayı. Gözlerim yuvalarınadn fırladı ilk gördüğümde resmen; ama beni en çok etkileyen 11’de 9 üçlük performansı. Burada da bitmiyor 8 ribaund, 3 asist ve 3 blok. Fransa için yeni bir süper yıldız daha yetişiyor heralde. İmrendim doğrusu. Mükemmel bir performans, daha fazla ne denir bilmiyorum. Herşey ortada resmen. Aslında maç erkenden koptuğu için 40 sayısı yeteri kadar ilgi çekmemeli ama ilk çeyrekte skor yakınken oyuna girdiğini ve Dallas'ın farkı açmasını sağladını ve sonra da maçın tamamen kopmasında payı olduğunu söylemeliyim. Maçı izlemediğime bin pişman etti beni. Şu sıralar Golden State’i boykot ettiğimden, tek suçluyu Warriors görüyorum maçı izlememem konusunda. Umarım hep böyle devam eder de, yeni bir uluslararası yıldız kazanırız.

Jannero Pargo, bu sezon lige döndüğünden beri en iyi maçını çıkarmış Nets karşısında. Nets deyince büyü bozuluyor; ama olsun. 19’da 10 la 27 sayı bulmuş, 5 asist ve de 4 ribaundla şenlendirmiş United Center’ı.

Takımını Baltalayanlar
Stephen Curry için tam olarak baltacı da diyemem; ama beni biraz hayal kırıklığına uğrattı dün gece. 16’da 6 ile atmış ve de 7 top kaybı yapmış. 7 top kaybı gerçekten fazla olmuş onun için. Hani Warriors kazansa görmezden gelinebilir belki; fakat maçı da kaybettiler. 7 ribaundu ve de 6 asistine rağmen bu bölümü hak etti Curry. Warriors içinde izlenmesi zevk veren birkaç oyuncudan beri. Yakışmamış bu performans.

Bizimkiler
Mehmet, eski form grafiğini yakaladı şu an için. All-Star seçildiği dönemdeki gibi oynuyor hatta şu aralar. Her maçında bir double-double’a imza atıyor. Maçı getiren oyuncu oluyor sürekli. Dün gece de Wizards karşısında takımının en skoreri olmuş Boozer’la. 14’te 9 la 22 sayı bulmuş ve(2/2 üçlük), 11 ribaund toplamış. Sonunda istikrarı yakaladı şu an için. Utah şu anda fikstür avantajı ile de batı ikinciliği için en büyük adaylardan biri. Son yıllarda bozulan takım kimyası geri geldi. Playofflarda dağılmazlarsa, sonunda batı için de(son iki sezon Lakers hegemonyası var malum) renkli seriler bizleri bekliyor gibi.

2 FARKLI FIKIR:

EsKenes dedi ki...

Beaubois geniş rotasyonda kısıtlı süreler bulsa da kendini göstermeyi başardı, ayrıca benim de çok sempati duyduğum bir oyuncu. Artık nba takımlarının önyargısı da kırılmış gibi görünüyor, draftlarda çok sayıda avrupalı oyuncu seçiliyor birkaç yıldır. Bir parantez de Fransız basketbolu ve Ermen hoca için açmakta fayda var. Altyapıya çok önem verdiklerini söylemişti Erman hoca bir röportajında bunun semeresini de kulüp çapında olmasa da ilerde milli takım bazında alacaklardır. Önce Batum ve Ajinca, geçen yıl Beaubois ve De Colo dünyaya tanıtıldı. Önümüzdeki yıl için de Seraphin'e dikkat. Sevgiler.

tolga dedi ki...

geçen yıl orlando'nun doğu'da yaptığını bu sezon utah'ın batı da yapmasını bekliyorum.
cp3'nin de hem collison'un hem kendinin hem de biz nba severlerin iyiliği adına hornets'dan bir an önce takas olması lazım bence. zaten sezon başından beri ne kadar mutsuz olduğu yüzünden de anlaşılıyor.