BIY AD

29 Mart 2010 Pazartesi

28 Mart'tan Notlar

Günün hayvan performansları:
Manu yine bir büyük maçta ne kadar büyük oyuncu olduğunu gösterdi. Saatim yüzünden anca son çeyreğini izleyebildim ve maç çoktan kopmuştu ancak Espn yorumcuları Manu’yu öve öve bitiremedi. Kendisinin 19’da 9’la 28 sayısı ve 7 asisti var. Daha da önemlisi, tüm takımı yönetmesine rağmen tek top kaybı yok. Onunla beraber Richard Jefferson da maçın geldiği konumda büyük pay sahibiymiş, 16 sayısı 11 ribaundu var. Benim izlediğim son çeyrekte maç bitmişti dediğim gibi ve Celtics uzun süre 60’lı sayılarda gezdi. Kendi evinde. Herhalde 5 pozisyon üst üste hücum ribaundu verdiler kaçırmadıysam, doğal olarak seyirciden büyük tepki bir tepki geldi. Picknroll’ları da hiç iyi savunamadılar son çeyrekte. Maçın önemli kısmını kaçırdım ama geldiği yerden ne şekilde olduğu anlaşılıyor; Celtics geçenlerde tekrar kazandı dediğimiz oynama isteğini bulamadı. Spurs savunmasını da hiç hafife almamak gerek tabii. Boston’ın 73 sayısı ve 14 asisti bu sezonki en düşük rakamlar.
Maçtan ek bilgi olarak Duncan yine 26 dakika oynadı ve son çeyrekte görev almadı. Son çeyrekte kenara gelip iki saniyeliğine sırtına tutan Ginobili’yi Popovich hemen soyunma odasına yolladı. Birini daha yollamıştı ama hatırlayamadım şimdi, sonuç olarak Spurs bu önemli deplasmandan güle oynaya kazanarak ayrıldı.

Zayıf Kings’e karşı evlerinde oynadıkları maç, Cleveland’ın beklediğinden daha çekişmeli geçmiş. Son çeyrekte bir ara skor eşit olsa da Lebron ve ekibi 90-97 skorla Sacramento’yu geçmesini bilmiş. Lebron James 22’de 13’le 34 sayı atıp üzerine 7 ribaund 8 asist ekleyerek bir kez daha yıldızlaşmış. Lebron’a bir numaralı yardım 21’de 11’le 26 sayı bulan Antawn Jamison’dan gelmiş. Playoff’lara kadar formunu koruması çok önemli. Ayrıca Cleveland bu maçla birlikte %50’nin altında kazanma yüzdesine sahip olan takımlara karşı 28. maçını kazanmış oldu. Ne kadar yırtıcı olduklarına bir gösterge olsa da Playoff zamanındaki maçlar aynı rahatlıkta geçmeyecektir.

Brandon Jennings, 29 sayı 7 ribaund 8 asist ve 4 top çalmayla yine etkileyici bir performansa imza atmış. Tabii geçenlerde de 35 sayı atıp ardından yine feci kötü maçlar çıkardığını bildiğimiz için ilerisi için çok fazla şey beklememek lazım. Bir de her ne kadar istatistikleri galibiyete katkıda bulunduğunu gösterse de bitime 12 saniye kaçırdığı serbest atış maçın uzatmaya gitmesine neden olmuş. Ancak karşı tarafta Conley’e çalınan faul de çok tartışmalı ve bana göre yanlış karar. John Salmons’ın da son çeyrek ve uzatmada iyi iş çıkarıp toplamda da 25 sayı 6 asist 6 ribaundla oynamasıyla Bucks evinde 103-108’lik skorla maçtan galip ayrılmış.

Peşlerindeki Chicago her ne kadar bir ara D-League kadrosuyla oynamak zorunda kalsa da Toronto hala 8. sırada bitirmek için büyük uğraş içinde. Zaten şu sıralar geçen seneden farklı oynadıklarını söylemek zor; hal böyle olunca Wade’in takımına boyun eğmeleri de şaşırtıcı olmadı. Girişten ezildikleri anlaşılmasın, özellikle Jack ve Beasley’nin katkılarıyla maça tutunmayı ve hatta son pozisyona dahi getirmeyi başarmışlar ancak ne kadar uğraşsalar da güçleri yetmemiş. Heat’in %53’le şut attığı maçta Wade 11/18’lik yüzdeyle 32 sayıya ulaşmış. Yanında 7 ribaund 6 asist 5 top çalma 3 blok ve tabii ki 6 top kaybı var.

Phoenix taraftarı takas olmadığı için şu anlık çok mutludur çünkü Amare gerçekten inanılmaz oynuyor. Wolves’a karşı da 19’da 11 ile 30 sayı atıp 17 ribaund çekmiş. Sezonun bir bölümünde ribaund almıyor diye eleştiriliyordu hatırlıyorsanız. Gerçi Minnesota 20 hücum ribaundu almış bu maçta ama nedeni aşağıda yazacak. Nash 14 sayı 11 asistle oynamış, son maçta kendisini bulan Barbosa’nın da 18 dakikada attığı 16 sayı birleşince Phoenix erken fark açıp zora soktuğu maçı 111-105 kazanmış.

Diğer performanslar kadar olmasa da 26 sayı 6 ribaund 4 asisti olan Andre Miller, 20 sayı 7 asistle oynayan Brandon Roy eşliğinde takımını OKC karşısında galibiyete taşımış. Durant onlara 29 sayı 13 ribaund 3 blokla karşı koysa da yeterli olamamış. Bu önemli galibiyetle birlikte iki takım takım da 6. sırayı paylaşmış oldu.

Boşa kürek çekenler:
Beno Udrih, Evans’ın kaçırdığı maçta tüm varlığını ortaya koymuş takımı için. Şut yüzdesi kötü de olsa (6/17) 18 sayı 15 asist ve 10 ribaund ile Cavaliers karşısında kariyerinin ilk triple-double’ına imza atmış. Özellikle son bir haftadır yenilseler de çok yüksek asist rakamlarına çıkıyor Udrih. Evans olmadığı için topla daha fazla oynama fırsatı bulması bunun temel nedeni diye düşünüyorum.

Kevin Love 31 dakikada 23 sayıyla oynamış ancak asıl hayvanlık, Phoenix’e karşı aldığı 22 ribaund. Bu nasıl ribaund fundamental’ıdır böyle. Daha önce de çok fazla ribaund aldığı maçlara şahit olduk ama 22 gerçekten onun cüssesine göre çok fazla, tebrik edilesi bir performans. 8 tanesinin hücumdan geldiğini de atlamayayım.

Memphis’in ilk 5 oyuncularının hepsi çift hanelere ulaşıp maçı uzatmaya kadar götürmüşler. En öne çıkan isim olan Randolph’un 31 sayı ve 6’sı hücumda 15 ribaund’u var. Ona 18 sayı 10 asistle Conley, 17 sayıyla Mayo, 20 sayıyla Gay ve 11 sayı 5 blokla Gasol yardımcı olmuş ancak skorun neredeyse hepsi bu beşliden gelince uzatmada yorulup kaybetmişler. Yine de çabalarını alkışlamak lazım bir kez daha.

Günün X-faktörü:
Carter’ın yine sakatlanıp iki dakika sahada kalabildiği maçta yerine giren Redick, Denver’ı adeta bitirdi. Arada çok iyi şut attığı maçlar oluyor, o yüzden 23 sayı hadi neyse de 8 asist? İzlerken mest oldum şahsen. Ayrıca 7 ribaundu da var, ikisi de kariyer rekoru. Carter'ın sakatlığıyle oyuna girdiğinden itibaren, hiç çıkmadı sahadan kendisi. Onun dışında Ryan Anderson da 5’te 4 üçlükle (ve toplamda 8’de 7) oynadı ve yine Magic'in maçı çevirmesindeki etkenlerden biriydi.
Maçta ek olarak Petro erken faul problemine girince Howard içeride rahatladı, tabii bunu da Howard kendisi sağladı. Bir iki tane güzel post hareketiyle rahat bitirdiği pozisyon var, yavaş yavaş geliştiriyor bunları da. Chris Andersen de kenardan oyuna enerji katamayıp bir iki saçma faul yapınca içeride Nene'den başkası kalmadı, zaten bloğunun bulunmamasından anlıyoruz kötü gününde olduğunu. Barnes Carmelo'yu iyi savunmasına rağmen 26 sayı atmasına engel olamadı ama çok iyi önünde kaldı ve potaya gitmesine engel oldu Melo'nun. Kısacası Redick önderliğinde Magic maçı kazandı. Geçen gün Raptors’ı güç bela yenen Denver’ın böyle bir mağlubiyetten sonra moraller bozulmuş olsa gerek.

Udonis Haslem’ı Toronto’da durdurabilen kimse olmamış, 11 şutunun 10’unda isabet bularak 23 sayıya ulaşmış Haslem. Bir önceki maçta da ribaundlara katkı yapmıştı, çekişmeli geçen bu maçın da Wade’den sonra en skorer ismi olmuş. Ayrıca Joel Anthony de ilk yarıda 13 sayı atarak kariyer rekoru kırmış.

Takımı baltalayanlar:
Miami'de oyuncuların pek çoğu iyi bir gün geçirirken, Beasley baltalamak için epey uğraşmış. Başarılı da olmuş ama ağacı düşürememiş, Miami'nin zor aldığı galibiyette 10'da 1'le oynamış. Faul ve top kaybı sayısının toplamı olan 6, attığı sayı ve aldığı ribaund sayısına eşit, düşünün.

Zaten sezon başından beri ne kadar zayıf olduklarının farkındayız ama bu kadarı da olmaz. Memphis’in yedeklerinden gelen skor sadece 6 sayı. Tamam hepsi kısa süre aldı ama 103 sayının 97’si ilk 5 oyuncularından geliyorsa o maçın kazanılması çok zor. Bu sahneyi sezon içinde bolca gördük, Memphis’in playoff yarışında geride kalmasının bir numaralı sebebi de yedeklerinin zayıf olması.


Bizimkiler:
Ersan 32 dakika sahada kaldığı maçta 7’de 3’le 8 sayı bulmuş 6 da ribaund almış. Çok iyi oynamasa da koçunun ona uzatmada görev verdiğini görmek sevindirici.

Hidayet bir önceki maçta hastalığı yüzünden forma giymemişti, bu maçta da kenarda forma giymesine rağmen oyuna girmemiş ve Triano’ya sorulduğunda kenarda aktif beklediğini ama onun (Triano’nun) isteğiyle sahaya girmediğini söylemiş. “Sağlıklı olmadığı için mi yoksa takıma bir mesaj mı göndermek istediniz” diye sorulduğunda ise “İkisi de” cevabı gelmiş. Durumlar pek iç açıcı değil yani.

7 FARKLI FIKIR:

EsKenes dedi ki...

Çok güzel yazı olmus ellerine sağlık.

Hidayet ile ilgili basında, sakatlandığı gün dışarda görülmesi nedeniyle Triano'nun görev vermediği yazıyor. Hidayet bence yanlış işler yapıyor. Buraya gelerek yaptın bir hata, ama bu hatayı düzeltmenin yolu bu değil. Oynarsın oyununu, herkese gösterirsin halen iyi bir oyuncu olduğunu ve takımından takasını istersin. Yoksa bu kontratla takas olman çok zor. Umarım bir an önce kendine gelir.

sabonis dedi ki...

eskenes sen mail atmıştın ben de sana yanıt verdim geri cevap gelmedi bu arada

Adsız dedi ki...

ne kobesi ne lebron'u ne de wade'i hepsi hikaye istanbulda görmeyi istediğim tek oyuncu ginobili.Dün sadece spurs taraftarlarını değil tüm basketbolsevenleri mest etti yine kazanma hırsı ve akıllara zarar oynama isteği ile.Diğer bir konu ise toronto'nun aciz hali.14 sayı öndeyken bile maçı vereceği bariz belliydi.Kaldı ki seneye durumları daha da kötü olacak.İlginç takasların merkezi haline gelebilir toronto.

tolga dedi ki...

en kritik maçlarında hedo'yu oynatmayarak triano aklından ne geçiriyordu bilmiyorum. izlediğim ilk yarıda toronto hiç takım gibi durmuyordu buldukları tüm sayılar ya fastbreak ya da kişisel becerilerle atılan dış atışlardı.

hedo'nun bu sezon kötü oynadığını kabul etsem de toronto gerçekten hedo'suz takım gibi durmuyor.

beasley'in rezil bir maç çıkardığı ve jo'nun olmadığı bir miami'yi mutlak suretle yenmeleri gerekirdi.

yazık...

Adsız dedi ki...

herkes triano'ya yüklenmiş. hırsızın hiç suçu yok değil mi. bırakın şu at gözlüklerini. hidayet aldı kontartı, yattı aşağı.

Cabaturi dedi ki...

Jennings 29-35 atıyor ama nasıl atıyor ?

35 attığı maçta 28 şut, 29 attığı maçtada 24 şut kullanmış dengesizlik böyle oluyor, koç uyarı dahi yapmıyor.

Böylece, Ersan'a kullanacak top kalmıyor

...S.f.R... dedi ki...

Ersan' a kullanacak top gelmiyorda dün uzatma periyodunda bomboş bir şut kullandı çembere bile deydiremedi topu. Biraz istikrar yakalamsı gerekiyor.