BIY AD

22 Aralık 2010 Çarşamba

Takas Sonrası Maçlarda Orlando'nun Yapısı

Bildiğiniz gibi Orlando Magic kadrosuna 3 yeni isim kattı ve kadro yapısını büyük oranda değiştirdi. Lewis, Carter, Pietrus, Gortat gibi kadronun önemli parçaları gitti ve yerlerine Arenas, J-Rich, Hido, Clark gibi isimler geldi. Herkes değişen Orlando Magic'in ne yapacağını merak ederken onlar takastan 1 ve 2 gün sonra iki önemli rakiple (Atlanta-Dallas) karşılaştı ve bizim de az çok kendileri hakkında fikir sahibi olmamızı sağladı. Can Abi takastan sonra detaylı bir analiz yapmıştı kağıt üstünde, ben de bu iki maçı izledikten sonra değinmek istedim konuya. Buyrun analizimize başlayalım:

Öncelikle Hido'dan başlamak istiyorum. Kendisi hakkında söylenecek çok şey var çünkü. Atlanta maçı başlarken Atlanta televizyonu Hido hakkında "Orlando'nun final yürüyüşünde en büyük pay sahiplerinden biri" ve "Dwight Howard'ı oynadığı oyuncular arasında açık ara en iyi anlayan isim" tarzı cümleler kurdu. Son zamanlarda Hidayet'in Amerika'da inanılmaz eleştirildiği, hatta bu eleştirilerin dalgaya vardığını düşünürsek Hidayet'in yaptıklarının unutulmadığını görmek sevindiriciydi. Hidayet son 1.5 seneyi çok kötü geçirse de bu dalga geçmeye kadar varan eleştirileri hak etmediğini düşünüyordum. Her neyse bunlar saha dışı etkenler ve Hidayet'in Orlando formasıyla kendini tekrardan göstereceğini düşünüyorum.

Saha içinde ise ilk dakikalarda Toronto günlerinden kalma bir rolde izledik Hidayet'i. Nelson takımın direksiyonundayken Hidayet "corner jumper" fazlası değil gibiydi. Zaman zaman direksiyona geçse de Atlanta maçı genelinde Orlando'daki o eski rolünden uzaktı. Daha çok savunmaya ve ribaundlara kanalize olmuş, hücumdaki karmaşadan uzak durmaya çalışan bir Hido izledik eski takımına dönüş maçında. Ancak bu sabah oynanan Dallas maçının büyük bir kısmında hücumun direksiyonunda Hido vardı ve Hido'da bu rolün karşılığını -sezonun en yüksek rakamı olan- 8 asistle verdi. Dwight Howard'ın da 19 şut kullandığını ve indirilen topların çoğunun Hidayet'e ait olduğunu belirtmek lazım. Tabii bütün takımın özellikle bu iki maçta Howard'ı kullanmakta başarılı olduğunu -tabii ki Hido önderliğinde- da es geçmek olmaz.

Hidayet Dallas maçında hücumda olduğu kadar savunmada da oldukça etkiliydi. İlk çeyrekte Nowitzki'yi savunurken aldığı 2 faulden sonra, ikinci çeyrekte 3 numarada oynayan Hido'yu, 2. devre başında tekrar 4 numarada ve Nowitzki'nin karşısına koydu Stan Van Gundy. Bende SVG'yi bu tercihi yüzünden eleştireceğimizi düşünüyordum ancak Hidayet ikinci yarıda öyle bir savunma yaptı ki Dirk Nowitzki'ye benim bile ağzım açık kaldı. Top çaldı, blok yaptı, şutunu bozdu ve Nowitzki'yi ritimden çıkardı. Atlanta maçında da Josh Smith karşısında savunmada iyi iş yapan Hido, Alman yıldız karşısında savunma performansını maximuma çıkardı. Ancak Hidayet'in hücumda üzerindeki o ölü toprağı atamadığını da belirtmek lazım. Şut ritmini bulması için zamana ihtiyacı olduğu açık.

Hido hakkında söylediklerimi toparlamak gerekirse, Hidayet beklendiği gibi takıma en çabuk adapte olan isim oldu. Ancak kafamda bir iki tane soru işareti var, Hido hakkında. Stan Van Gundy'nin "Karşımızda kısa bir beş yoksa, Hido 4 numara oynamayacak" açıklamalarının ardından Hido'yu Dallas maçında 4 numarada başlatması tek maçlık -Dirk'ü savunması için- mı yoksa Hido 4 numarada başlamaya devam mı edecek? Bir diğer soru işareti ise savunması. Hidayet bu savunma performansını devam ettirebilecek mi yoksa bu eski takımına dönmesinin gazı mı? Bunun cevaplarını görebilmemiz için önümüzdeki maçları takip etmek gerekiyor. (Stan Van Gundy, Bass ile Howard'ın aynı anda faul problemine girmemesi için Hido'yu uzun forvete monte ettiğini söyledi. Muhtemelen Magic bir uzun daha ekleyene kadar kadroya, Hedo'yu beklediğimizden daha sık izleyeceğiz 4 numarada / Can)

Hidayet'i bir kenara bırakıp takıma diğer katılan oyuncuların ilk iki maçlık performanslarını da değerlendirmek gerekiyor. Özellikle Arenas'ın Orlando kariyerine çok kötü başladığını belirtmek lazım. Şut isabet oranının yerlerde sürünmesi bir yana tercihlerinin kötü olduğunu da belirtmek lazım. Topu elinde tutmaya alışık olan Arenas, o rolden uzaklaşınca topu eline aldığı an potaya atma isteği duyuyor. Nelson, Hido, Arenas gibi topa hükmettikçe performansı artan oyuncuların yanı sıra Reddick gibi, J-Rich gibi topu elinde fazla tutmadan skor üretebilen isimlerin performansları da önemli ki hala arayışlarda olan Stan Van Gundy'nin bu ikiliye Dallas maçında fazlasıyla süre vermesi -ki ikisi de ilk beşte başladı- SVG'nin de bu iki isme önem verdiğini kanıtlar nitelikte.

Bu takım için en önemli parçalardan biri de kesinlikle Brandon Bass. Dar uzun rotasyonunda Howard dışında önemli katkılar verebilecek tek isim belki de. Ancak onun da rolünü kavramakta sıkıntı çektiğini düşünüyorum ki Atlanta maçının ilk yarısında takımın en çok şut kullanan ismi olması Orlando sisteminin oturmamasının yanı sıra Bass'in de rolünü kavrayamamasından kaynaklanıyor. Ancak rolü iyi belirlendiği zaman Bass, hem orta mesafe şutlarıyla, hem de ribaund katkısıyla Howard ile birlikte çok iyi bir ikili olacaktır. Ayrıca Orlando'nun uzun arayışlarını sürdürdüğü ve Turiaf, Battie isimlerinin gündemde olduğu da yazılıp çizilenler arasında. Stan Van Gundy'nin aklında var mı bilmiyorum ama Phoenix ile yapılan takasta gelen Clark'ın Dallas karşısında aldığı sürede iyi işler yaptığını da belirtmek gerekiyor. O da rotasyona girebilir ilerleyen günlerde.

Toparlamak gerekirse, Orlando'nun bu takviyelerle birlikte şampiyonluk adaylarından biri olduğunu düşünüyorum. Ancak Arenas gibi, Bass gibi isimlerin rollerinin doğru belirlenememesi ve oyuncuların bu rolleri benimsemesi şimdilik ilk öncelik olmalı Stan Van Gundy için. Doğru yapılandıklarında kesinlikle çok iyi bir kadroları var ve benim gözümde de ligin sempatik takımlarından biri oldular. Takipteyiz.

2 FARKLI FIKIR:

Adsız dedi ki...

hidayet şut ritmini bulana kadar işi zor ama en önemlisi j-rich gibi bi adamın bile şutları felaket orlandonun işi şimdilik zor gözüküyo

Adsız dedi ki...

cok guzel yazi olmus belliki baya emek harcamissiniz devamini bekliyoruz