Dün gece ana olarak izlediğim 2 maçtan biriydi Hawks-Magic mücadelesi. Şaşırtıcı bir şekilde deplasmanda ilk maçı kazanmayı başardı Hawks. Hem de Howard 23'te 16 isabetle 46 sayı üretmesine rağmen. Peki nasıl oldu da yenildi Magic bu durumda? Üç ana nedeni var.
Öncelikle Magic'in savunması beklenilen seviyenin altındaydı. Daha doğrusu Hawks hücumda biraz ballı günündeydi. Boyalı alandan pek sayı üretmeseler de, orta mesafeden son derece yüksek bir yüzdeyle şut attılar. Hatta bunların bir çoğu zor pozisyonda, yarı el üzerinden bulunan şutlardı. Yarı el neyin nesi peki? Yani bir Kobe gibi ağzınızın içinde savunmanın eli varken atılan şut var, bir de savunmacı 1 adım ama sadece 1 adım uzaktayken kaldırıp atılan şut var. İkisi de teknik olarak el üzerinden ama ikincisi haliyle biraz daha kolay. Ama yine de bu tarz seçimlerle %55'e yakın bir şut yüzdesi yakalanamaz koca bir seri boyunca. Daha doğrusu normalde yakalanmamalı. O yüzden Hawks'un "Biz bir daha 100 sayıyı geçeriz" diye düşünmek yerine, Magic'i 90 ve altında tutmaya çaba göstermesi lazım yeniden. 90 ve altı demişken diğer nedene geldik.
Magic niye 93 sayıda kaldı? Hem de Howard coşmuşken. Nedeni belli. Howard 46, geri kalan 8 kişi 47 sayı üretti. Hele üçüncü çeyrekte 18 civarı sayı üreten, maçın geri kalanında uyuyan Nelson'ın 27 sayısını da çıkarırsak, 7 oyuncudan 20 sayı geldiğini görüyoruz Magic'te. Bu şekilde playoff değil normal sezon maçı kazanılırsa bile, maçtan sonra parkede göbek atar oyuncular. Howard'ı birebir tutup, hiç yardım getirmeyerek, kalan şutörlerin başına yapıştırdı savunmacılarını Larry Drew. Howard savunmacılarını dağıtsa, yerle bir etse de yardım sadece birkaç kez geldi maç boyunca. Yukarıdaki fotoğrafı komik olduğu için koydum, yoksa maç içinde nadiren gördük bu çullanmayı. Sonuçta Drew'ın taktiği oldukça iyi tuttu, Magic'in adeta kilitlendiğini gördük. Popovich'in Suns'a, Rivers'ın Magic'e karşı uyguladığı bir taktikti bu. Çok güzel uygulamaya koydu Hawks. Bu noktada Hidayet'in devreye girip takım arkadaşlarına pozisyon hazırlaması gerekiyordu. Howard ile pick and roll veya Anderson ile pick and pop oynaması halinde çok daha rahat şut imkanı bulabilirdi Magic. Ama Hedo çok silik bir maç geçirdi... Hatta eline gelen bomboş şut imkanlarını da geri çevirdi, adeta sayı atmak istemiyordu. Belki de maçın başında zaten sakat olan dirseğinin üstüne düşmesi, şutuna olan güvenini sarsmıştır bilemeyeceğim. Ama tek bildiğim şey, Magic'in şutörlerine boş üçlük imkanı tanıması gerekiyor. Gece hiç mi boş şut kullanmadılar peki? Eh mal değiller canım, elbette buldular birkaç boş şut imkanı ama onlar da girmedi. Kısacası Magic hiç gününde değildi Howard ve Nelson hariç. Nelson da yukarıda belirttiğim gibi üçüncü çeyrekte kıpırdandı sadece. Yani Hidayet'in yaratıcılığıyla ve takım halinde topun daha hızlı kanat değiştirmesini sağlayarak pozisyon bulmaları lazım.
Son olarak da Magic'in top kayıplarını kısması lazım. Howard bol keseden dağıttı mesela bugün eline gelen topları, tam 8 kere rakibe teslim etti. Takım halinde toplam 18 kere top kaybettiler ki bugün maç yapan 8 takım içinde en yüksek rakam bu. Karşıda deli gibi topa baskı yapan bir takım olsa hadi neyse ama Arenas topu elinden kaçırır, Nelson ve Hedo topu Howard'a indirirken dağa taşa atar, Howard, Duncan gibi fundamental uzmanı olduğunu zannederken gelen yardımlar sonrası topu elnden kaçırır... Böyle hücum edilmez yani.
Kısacası Stan Van Gundy, savunmayı biraz uyarırken, hücumda Hedo ve J-Rich'i nasıl daha fazla oyuna sokabileceğini düşünmeli, bunun yollarını bulmalı.
17 Nisan 2011 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
6 FARKLI FIKIR:
kesinlikle şaşırtıcı bir sonuç değil. daha önceki hawks-magic değerlendirmesinde de yazmıştım, surpriz olma ihtimali en yüksek olan seriydi ve beklenen gerçekleşti. herkes atlanta şöyle berbat, böyle formsuz muhabbetlerinden bıkmadı. playoff farklıdır, normal sezon farklıdır. atlanta resmen vitesi beşledi. hep söylerim, murat murathanoğlu ve kaan kural'ı dinlemek gerçekten büyük bir zevk. atlanta'yı öyle acımasız eleştiriyorlardı ki, sanki ligin en kötü takımından bahsediyorlar. halbuki bütün nba çevresinde, elenme ihtimali en yüksek takımlardan biri olarak orlando gösteriliyordu. nba bilgisi olarak çok enginler fakat analiz olarak vasatlar bence. geçen sene ve ondan önceki senede orlando'nun dişlileri işliyordu. geçen seneki carter, bu senenin j.rich ve hedo'nun toplamından bile daha fazla katkı yapıyordu takıma. lewis de iyi oynadığı zaman çok etkili bir şutördür. hidayet'i kaan kural ve murat murathanoğlu yorumlarıyla değerlendirirseniz yanılırsınız. aşırı abartıyorlar çünkü. bunu sakın unutmayın. polonyalılar bile bu ikili kadar abartmıyor marcin gortat'yı.
Arenas'ı elinden kaçırdığı toplar akıl almaz dereceye ulaştı. Normal bi şekilde top sürerken bile topun hakimiyetini kaybediyor bazen. Sanki yeni basketbola başlamış biri gibi. Yıllar ve sakatlıklar çok şey alıp götürmüş Arenas'tan.
Orlandoya ağıt ;
Ah orlando nerede kaldı yağmur gibi üçlüklerin,
Rashard Lewisi Washingtona niye gönderdin,
jj Redicklerin ,stan van gundin,
Orlando seni severiz bilirsin.
Hidayet ölmüş maddi manevi olarak
abartmayin ya, dune bakip hidayet olmus diyosunuz da. adam 3-4 mac oncesine kadar, "aaabi, playoff'a dogru git gide iyi performans koymaya basliyor" diyenler kimdi.
atlanta onune geleni soktu, bos alan yaratmadilar sutorlere. bi tek howard'la da olmuyo. j-rich de berbatti, hido da, bass de. alayi.
nelson 3. ceyrekte costu ama o kadar top kaptiriyo ki, insan deliriyo.
2. maci orlando alir, deplasmandaki maclardan da birini alirsa gecer gibi turu, atlanta hep atamaz boyle bence. 4-3 orlando :)
Serinin diğer maçlarında burada buluşalım beyler. Bakalım yorumlarınız nasıl olacak merak ediyorum :D
Yorum Gönder