Gece Spurs-Bobcats maçını tam olarak izleme şansım oldu. Sonra uyku iyice bastırdı. Clippers-Lakers maçına da demin bakabildim.
Spurs-Bobcats:
İlk yarı savunmaların maçı olarak başladı bu gece Charlotte’da. İki takım da boyalı alanda skor üretmekte zorlanınca zor şutlara dayalı bir ilk çeyrek geçirdiler. Çeyreğin ilk 6 dakikasında Dejuan Blair 3’ü hücumda olmak üzere, 7 ribaund aldı. Duncan içeride gelen yardımlardan dolayı zorlansa ve dış isabet bulamasa da Charlotte savunmasına delen yapan Manu’ya iki güzel servis yaptı. İlk çeyreğin sonunda Charlotte Manu’nun üçlüğüne cevap veremeyince ikinci çeyreğe 24–22 Spurs üstünlüğüyle girildi.
Charlotte hızlı iki sayı bulduktan sonra hem kötü tercihlerden, hem de çok rahat bitirmeleri gereken pozisyonları kaçırmalarından dolayı üstünlüğü Spurs’e kaptırdı. İlk yarının sonlarına doğru San Antonio iyi top çevirmeye başlamasına rağmen Charlotte, maç boyunca yaptığı gibi pota altında topu alan kim olursa olsun çevresinde toplanıp iyi savunma yaparak Spurs’e buradan sayı bulma imkanı vermedi. Hatta Gerald Wallace’ın maçta yaptığı 5 bloğunun 3’ü falan bu tarz pozisyonlarda Spurs uzunlarına karşı geldi.
İkinci yarıya önde giren Spurs idi ancak üçüncü çeyrekte Bobcats defansına takıldılar. Aslında çeyreğin 3’te 2’lik kısmında Bobcats istediği şutları bulamayınca, üstünlük Spurs’de kaldı ama altı dakika boyunca basket atamayınca geri düşmek kaderiniz oluyor. Yedinci dakikaya girerken, Spurs hücumda tam anlamıyla çaresiz kaldı. Charlotte’lılar da şutlarını sokmaya başlayınca 13’e 2’lik seriyle çeyreği 57-64 önde bitirdiler. 3. çeyrekte Spurs’ün en fazla beş veya altı basketi olmuştur herhalde.
Açıkçası son çeyrekte de senaryoda bir değişiklik olmadı; Spurs, kötü ve zorlama şut performansına devam ederken Diaw’la Wallace’ı durduramayınca maçı 76–92 kaybetti. Maçta Spurs'ün uzun süreler tek uzunla oynadığını gördük. Özellikle Bobcats'de Diaw tek uzun oynarken bu avantajı kullanamadılar. Defansta da 3'lük çizgisindeki Diaw'ın üstüne çıkmakta tereddüt ettiler ve Diaw bu atışlarda 4/4 ile oynayarak onları cezalandırdı. Blair müthiş savaşçı ruhunu yine ortaya koydu, 11 sayı 16 ribaund ile oynadı, alınmayacak pek çok ribaund aldı. Duncan’dan da 12’de 4’le istediği performansı alamadı Spurs, Bobcats'in Diaw-Nazr'lı pota altına karşı daha iyisini yapmasını beklerdim. Maçtan ilginç bir notla bitireyim, ikinci çeyrekte 3 tane üstüste teknik faul kaçırdı takımlar (2 Roger Mason, 1 Stephen Jackson). Binde 5 gibi bir ihtimali vardı bunun herhalde...
Los Angeles Clippers-Los Angeles Lakers:
Pau Gasol’un geri döndüğü maçta Lakers hücumda inatla Bynum’u kullanarak başladı. Kobe iki şutu ve Bynum’a indirdiği asisti dışında topa pek elini sürmedi ilk çeyrek. Clippers, Chris Kaman’ı aramasına rağmen Baron Davis’in 7 sayı 4 asistiyle maça tutunuyordu. İkinci çeyreğe Luke Walton ve Jordan Farmar’la başlayan Lakers’ın üst üste kaçan hücumlarının cezasını Clippers, Sebastian Telfair’in doğru paslarında şut kaçırmayarak 11-0’lık seriyle kesti. Phil Jackson mola aldıktan sonra Kobe’yi tekrar oyuna döndü ve Lakers baskıyı arttırmaya başladı. Bu sefer üst üste Lakers savunmasında kaybolan Clippers’tı ve ilk yarıyı yine 50-53 geride kapattılar. Telfair kısa bir sürede 7 asist yapmayı başardı 2. çeyrek ayrıca.
Devre sonrası Lakers hücumunda Kobe ve Gasol devreye girdi. Ayrıca Clippers’a ilk yarıda izin verdikleri oyunun yarısını oynatmadılar. Laker defansı içeride uzun ve boğucu, dışarıda sert ve sinir bozucuydu. Baron Davis başında Fisher ve Gasol’le köşeye sıkışınca Fisher’ın savunmasına sinirlendi ve Gasol’ün göğsüne dirseği geçirdi, Fisher’la ağız dalaşına girince teknik faulleri aldılar. Çeyrek sonlarına doğru Lakers maçı tamamen kontrolü altına alınca maçı izlemeyi bıraktım ben de. Maçın skoru 126-86 Lakers lehine.
Günün Hayvan Performansları:
Jamal Crawford yine boş durmamış, benchten 21 sayıyla alışık olduğumuz performanslardan birini daha sergilemiş. Ama daha önemlisi, Josh Smith’in 6 saniye kala kaçırdığı serbest atış sonrası topun eline gelmesiyle takımına çok kritik iki sayı kazandırmış. Ardından Amare’nin serbest atışlardan birini kaçırmasından sonra uzaklardan maçı alan üçlüğü göndermiş. Josh Smith'i de unutmayalım: 15’te 7’yle 20 sayı üretmiş, 15 ribaund almış 4 de blok koymuş. Ancak 10 dakikasını izleyebildim bu maçın, esasında Suns'ın hakimiyetinde gidiyor gibiydi ancak işte Crawford son sözü söylemiş.
Gerald Wallace, Spurs’e karşı dün gece 14’te 9 isabetle 21 sayı 8 ribaund ve 3 asist ile oynadı. Tabii bunu etkileyici kılan, üstüne 5 blok ve 4 top çalmayla defansta yaptığı müthiş işler.
Derrick Rose, Wizards’la yaptıkları iki uzatmaya giden maçta 37 sayıyla kariyer rekoru kırmış, yanına 9 ribaund, 6 da asist eklemiş. Yetmemiş, 5 saniye kala maçı takımına kazandıran basketi atmış, Wizards’ı 119-121 yenmişler.
Sakatlıktan döndüğünden beri çok kötü yüzdelerle oynayan Rip Hamilton bu gece 22’de 10’la şut atarak 32 sayı atmış. Yanında 10 asist verip 3 de top çalmış. 7 top kaybını görmezden geliyorum. Uzatmada Hornets'ı yenmişler.
Wade Houston’ı 37 sayıyla yıkıp kendi sahalarındaki 8 maçlık galibiyet serisini sona erdirmiş, hem de %62.5’le şut atarak. Yanında 3 top çalmayla birlikte 8 asist yapıp, 3 de ribaund almış.
Ben Wallace da buralarda. Son 3 yılının en iyi performansını sergiledi herhalde. 5’i hücum 21 ribaund, 6’da 5 şutla 13 sayı. 13 bu sene attığı en yüksek sayı sanırım, en son 20 ribaundun üzerine herhalde 3-4 sene önce çıkmıştır.
Nowitzki her zamanki gibi hayvan, saha içinden 9/18, serbest atışlardan 14/15’le 30 sayı 5 ribaund. Maçın sonlarında attığı kritik şutlar da cabası.
Son olarak Kobe var burada. 10/20 isabetle 30 sayısı var, attığı basketlerle Clippers’a attıkları büyük farkta baş rol oyuncusuydu. 3. çeyreğin başlarında o kadar fark açılmışken neden o kadar ağrısına rağmen kendisi oyundan çıkmak istemedi ben de bilmiyorum.
Boşa kürek çekenler:
Antawn Jamison 55 dakika sahada kalıp 34 sayı, 18 ribaund ve 5 asistle oynamış. Saha içinden 25’te 11, çizgiden 14’te 9.
Tabii Washington’da tek boşa kürek çeken o değil; Haywood 11’de 7’yle 16 sayı, 9’u hücum 20 ribaund almış. 22 sayı 7 asist de Randy Foye’dan gelmiş ama nafile.
Chris Paul %50’yle 24 sayı, 14 asist 5 ribaund 4 top çalma. Kendisine 25 sayı, 9 ribaundu olan David West dışında yardım eden çıkmayınca maçı uzatmada kaybetmişler Detroit’e.
David Lee istatistiksel olarak en iyi sezonunu geçiriyor herhalde. Dinlenmediği maçı 22’de 11 isabetle 25 sayı, 14 ribaund 9 asistle triple double’ı ucundan kaçırarak bitirmiş. Al Harrington’dan da yine 22’de 11’le 31 sayı gelmiş. Tabii maçı Toronto’nun erken bitirdiğini de belirtmekte fayda var.
Monta Ellis 14/31’le 33 sayı attı, ayrıca benim izlediğim bölümde takım arkadaşlarına da çok güzel pozisyonlar hazırladı, 8 asist yapmış maçta. Corey Magette aynı maçta 14 şutunun sadece 4’ünü kaçırarak Bucks potasına 32 sayı bıraktı, 9 da ribaundu var. Daha 10 gün önceye kadar ıslıklanan oyuncu çok formda şu sıralar.
Günün X-faktörleri:
Boris Diaw 4/4 üçlük atarak 26 sayıyla maçın en skorer oyuncusu oldu. Üstüne 11 ribaundu 2 asisti 2 de bloğu var. Gerçek Diaw son zamanlarda kendisini göstermeye başladı.
Martell Webster Orlando’ya 9’da 5 üçlük, toplamda 14’te 8 saha içi isabetle 24 sayı bırakıp 9 ribaund almış. Orlando’daki düşüş hızla devam ediyor.
Philly’de Dalembert 7 şutunu da kaçırmadan 17 sayı atmış. 12 ribaundu 2 de bloğu var. Yürüyedur Haiti'li.
Takımı baltalayanlar:
Kevin Durant 5’te 4 üçlükle 30 sayı göndermiş Dallas potasına ama Marion'ın savunması yine fazla gelmiş anladığım kadarıyla. 18'de 6 isabet ve 8 top kaybı kendisinin baltacı olması için yeterli. Uykusal nedenlerle izleyemedim, çok da çekişmeli maç olmuş, üzüldüm.
16 Ocak 2010 Cumartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 FARKLI FIKIR:
Yorum Gönder