Marsel İlhan'ın - doğal olarak - Fernando Gonzalez'e karşı 3-0 kaybettiği Avustralya Açık 2. tur maçında, Marsel'i desteklemeye giden Türkler, Kıbrıslılar'ı da aşmışlar taşkınlık konusunda. Hoş gerçi Şilililer'in de oldukça heyecanlı seyircilere sahip olduklarını geçmişten biliyoruz. Ama bizimkiler her puandan sonra bağırmayı ve tezahürat yapmayı zaten geçtim, Gonzalez'i destekleyen Şilili seyircilere meşale yakıp atmışlar. Söylenilenlere göre 30-40 kadar Türk seyirci polis tarafından arenanın dışına çıkarılmış fotoğraftaki gibi. Marsel utanmıştır herhalde, mağlubiyetten değil, bu davranışlardan dolayı... Zaten mağlubiyetten veya skordan yana utanacak hiçbir şeyi yok tenisçimizin.
Haber Milliyet'ten (Onlar da Vatan'dan almış) ama Türkler'in çıkarıldığını Eurosport'ta da okudum. Altta önemli gelişmelerle devamı vardır efendim, devam ediniz okumaya.
Edit: Benim yorumlarım da bunlara göreydi, eğer bu kaynakların bir yanlışı varsa kusura bakmayın. Örneğin Şilili taraftarlar yakmıştır meşaleyi, hiç Türkler'in bu olayla ilgisi yoktur falan, o zaman medyamızın rezilliğini görmüş oluruz bir kez daha. Ha gerçi Marsel'in 2. tura çıkmasından daha çok önemsedikleri kesin bu haberi, o da ayrı bir tartışma konusu. Biraz olay üstünde kafa yorup geçmişte yapılan yalan haberlere bakınca, Türk medyasına güvenerek şöyle bir post attığım için aceleci davrandığımı düşünmeye başladım açıkçası.
Önemli Edit2: Maçı baştan sona izleyen Passing-Shot blog'unun sahibi arkadaşım Berke izlenimlerini aktardı bana. Maçta hiç bu tarz olaylar gerçekleşmemiş. Bizim taraftarlarımızın pek alakası yokmuş olayla. Şilili taraftarlar maç bitince yakmışlar meşaleyi. Haberde geçen "2. setin sonunda meşale yakıp Şili tarafına attılar." cümlesi için ise "Ben hiç öyle birşey görmedim maçı tamamen izlememe rağmen, sadece Şilililer'in maçın sona ermesiyle beraber meşale yaktıklarını gördüm." dedi. Ayrıca Berke, Eurosport yorumcusu Şevket Furkan Erbay ile de konuşmuş ve o da haber yalan olduğu gibi, haber içinde geçen David Mercer'ın ağzından yazılan cümleler de yalan demiş. Neyse ki alıntı sözlerin yalan çıkma olasığı yüksek diye blog'uma aktarmamıştım...
Kısacası bu haberin içeriği gerçekleri yansıtmıyor. Ha, bu maçta hakem tarafından çok kereler uyarılmalarına rağmen ısrarla susmayan Türk seyircilerin doğru yaptığı anlamına gelmiyor. Ancak benim asıl tepki gösterdiğim şey meşale yakmaları ve Şili tribününe atmalarıydı. Vatan gazetesini ve haberi yapan Eren Bozkurt'u da şiddetle kınıyorum. Bir daha bu tarz bir olayı yabancı kaynaklardan teyit etmeden yazıp yorumlarsam, iki olsun. Ama bir Türk kendi milletini niye böyle yermeye, aşağılamaya çalışır yalan haber yaparak? Ah bir anlasam...
Tenishaber'de de olaylar açığa kavuşturulmuş.
Edit'ler için kusura bakmayın ama bu habercilik rezaletini de bir şekilde gözler önüne sermek gerekiyor, ayrıca birkaç imla da düzelttim. Son kez edit'lenmiştir.
Jelert'li günlere girmiş bulunmaktayız
18 saat önce
13 FARKLI FIKIR:
utanmamıştır.
zaten belli değil işin gerçeği, meşaleyi şilililer mi yakmış yoksa türkler mi yakıp atmış? şilili taraftarlardan dışarı çıkarılanlar da var, hiç lafı geçmiyor? gonzalezin maçtan sonraki "tıpkı davis kupası maçları gibiydi, çok eğlendim" demecinden bahsedilmiyor?
önyargı ve milletini küçük görme.
ha, normal mi olan olaylar? değil, ama bizim profilimizdeki ülkelerin sporcularının bu tür başlangıçları ve öne çıkmaları sonucunda hep olmuştur böyle "taşkınlıklar".
eurosportun kendini beğenmiş (ingiliz) spikerlerinden gelen yorumlar da abartıdan başka bişey değil. bu tür olaylar karşısındaki tepkilerinin benzer olduğunu ve herşey için "ben böyle bişey daha önce görmedim" demeleri klasiktir.
abi utanılacak bir şey yok bence gayet eğlenceli olmuş meşale atılması dışında
Utanılacak bir şey yoktu maçta. Baghdatis'in seyircisi, Djokoviç'in ailesi ve geçen seneki Fransız seyircisinin yanında dikkat bile çekmiyordu bizim seyircilerimiz. Marsel gayet mutludur bence seyirci desteğiyle oynadığı için.
Resimlerden kimin taşkınlık yaptığı ortada...Utanması gereken Marsel değil Şilili gibi sanki...
Türk'ün kanında olan o taşkınlık, Güney Amerika'nın ücra köşesinde bir halinde olan Şili'nin damarlarından hiç çıkmaz ki! Utanmaya lüzum yok, olağan şeyler artık bunlar, dünyanın herhangi bir yerinde herhangi bir sebepten dolayı bu tarz şeyleri eğitim seviyesi ne olursa olsun herhangi bir millete mensup vatandaştan görebiliyoruz. Bu arada Marsel'e tebriklerimi gönderiyorum buradan, arada kaynadı ama olsun...
Özbek kökenli Marsel'de Türkiye Türk'ünün üzerine dikilmis asagilik kompleksinin olmadigini varsayarak "utanmamisdir" demek istiyorum.
Teniste Davis Cup havası son yıllarda ortaya çıkan ve başını Sırp ve Yunanlıların çektiği bir olay. Ama zamanla iş çığırından çıktı, başlarda böyle değildi, özellikle Avustralya Açık'ta her sene kavga çıkmaya başladı.
Baghdatis'in maç grubunu bilmeyen yoktur herhalde aynı ekip dün gece de sahnedeydi. Her puan arasında seslerini çıkarmaktan geri kalmadılar.
Bana kalırsa bu iş abartılmadığı sürece bir sorun yok, maçlara kesinlikle renk katan bir unsur ancak bunun ayarı yok karşı tarafı bozacak dereceye ulaşmaması gerektiğini düşünüyorum.
Bizim maça dönecek olursak, olay abartılmış sanırım, bizimkiler kadar Şilililerde desteklerini gösterdi. Maç biter bitmez en kalabalık Şili grubunun içinden bir meşale yandı. Türklerin yakıpta oraya attıklarını kesinlikle düşünmüyorum. Zaten maç bittiği anda dumanlar grup içinden yükseldi.. Gruptan kimsede de şaşkınlık ifadesi yoktu, gayet bilinçli yapılmış bir şeydi. Zaten resimlerden de net bir şekilde anlaşılıyor..
Onlar yapıyorsa bizde yapalım demeye getirmiyorum ama oyun arasında 3'lü çektiler diye bunu bu kadar abartmaya lüzum yok..
Buyrun buna da bi bakın;
http://www.youtube.com/watch?v=Da3QcvRPAm0
Avustralya Açık 2009, yine Gonzo taraftarı, meşale kimden çıkıyor anlaşılsın..
http://www.tenishaber.com/haber.php?haber_id=1972
burada da olayın esas yüzü anlatılmış.
Buraya son kez bu yalan haberle ilgili mesaj atıyorum. Zaten blogdan da açıkladık..
Yabancı basındaki haber bu; http://www.theage.com.au/sport/tennis/rowdy-drunken-behaviour-mars-another-days-play-20100120-mlur.html
Çıkarılan 35 Türk nerde yazıyor bulun bakalım..
Ayrıca Eurosport yorumcularından Şevket Furkan Erbay'la da konuştuk, kendiside düpedüz yalan olduğunu söyledi. Hatta haberde yer alan "David Mercer"dan inciler kısmınında komple yalan olduğunu belirtti..
Neyse artık haberi yazan arkadaşa selamımızı iletiyoruz burdan..
inanilir gibi degil diyecegim ama alistik artik böyle haberlere...En ufak bir arastirma yapilmadan, isin detaylarina bakmadan kulaktan dolma bilgilerle haber yapiliyor. Bosuna bu gazeteler yurtdisinda Bild, Sun gibi bulvar gazeteleriyle bir tutulmuyor.
hatanın neresinden dönülürse kardı.inşallah bu da size ders olmuştur. sadece yalan basına güvenerek,araştırmadan yazı yazılmayacağını öğrenmiş oldunuz.
Bir çok medya organı bunu alışkanlık haline getirdi. ÖZellikle internet sitelerinde tık sayısını arttırmak için yalan haberleri flash olarak giriyorlar ve bir süre sonra kaldırıyorlar. Bu konuda Ian Herbert adlı ingiliz yazarın Beşiktaş Stadı hakkında hiçbir zaman ölmeden önce görün diye yazmadığını epeyce blogumda anlattım fakat bizi iyi gösteren bir yazı olduğundan çok fazla yazılmadı etrafta...
http://sabahakadarfutbol.blogspot.com/2009/12/ian-herbert-gercekten-ne-yazd-olmeden.html
http://sabahakadarfutbol.blogspot.com/2009/12/sabah-gazetesi-ian-herbert-haberi.html
Yorum Gönder