T-Mac'in biten kontratı için elden çıkarılan ve Houston'a giden Jordan Hill, dün eski takımı Knicks ile karşılaşmak için New York'taydı ve maçtan önce bir Houston gazetesine "Koç D'Antoni çaylakları oynatmayı sevmiyor. Çaylakların ilk sezonlarında oturup öğrenmelerni istiyor. Beni bench'in dibine attı" şeklinde bir açıklama yapmıştı. D'Antoni ise buna "Çaylakları oynatmayı sevmiyor muyum? Hayır, kötü çaylakları oynatmayı sevmiyorum." şeklinde cevap vermiş.
Öncelikle şunu söylemek lazım. Jordan Hill, Madison Square Garden'da Knicks'e karşı maçın adeta x-faktörü oldu. Çok iyi bir maç çıkardı ve maçın Rockets lehine döndüğü dakikalarda Hill hep oyundaydı. Ama tabii karşısındaki takım da Knicks idi... Sonuçta Hill iyi mi değil mi orası tartışılır. Ben de Hill'in kendisi pozisyon üretecek, takımı taşıyacak bir yıldız olacağını düşünmüyorum ama görünen o ki, Rockets'ın kaybettiği Landry'nin yaptıklarının büyük çoğunluğunu (şut hariç) takıma verebilecek potansiyeli var.
Ama benim anlamadığım nokta, D'Antoni, hiç dakika alamadığı için morali bozuk olan bir çaylağın yaptığı açıklamalara ligin önemli koçlarından biri olarak niye böyle sert çıkışıyor? Hill tabii ki dar Knicks rotasyonunda süre almayı beklerken, bench'ten kalkamayınca mutsuz olmuştur ve bu açıklamayı yapması çok da garip birşey değil. D'Antoni, hakkında çıkan bazı haberlere ve raporlara göre çoğu şeyi kendisinin en iyi bildiğini düşünen ve burnunun dikine giden bir koç. Bu tarz hareketlerini sadece okumak değil, maçlarda da bazen farkedebiliyorsunuz. Örneğin sık sık maçların sonlarında mola almak yerine takımının maçı kazanacağına inanır ve onların kendileri hücum etmelerini ister. Bu bana oldukça ilginç gelir. Her neyse, Jordan Hill konusunda da D'Antoni'nin bu yönü biraz ön plana çıkmış zannedersem.
Son olarak da ek not vereyim: D'Antoni'nin Suns'da en çok oynattığı çaylak olan Barbosa, Stephon Marbury ve Penny takasla Knicks'e gönderilene kadar, parkeyi gördüğü zaman zil takıp oynuyordu. Marbury ile Penny'nin gidişiyle beraber boşalan guard pozisyonunda Barbosa oynamaya başladı. Yani biraz zorunluluktan olduğunu söyleyebiliriz. Bu sadece tek bir örnek. Onun dışında Cabarpaka'ya ve Gallinari'ye maç başına yaklaşık 10'ar dakika verdiğini gördük D'Antoni'nin. Elinde zaten pek fazla çaylakla takım yönetme şansı olmadı ama bu şanslarda da, Barbosa'daki zorunluluk harici pek fazla şans verdiğini söyleyemeyeceğiz çaylaklara. Kimi koç çaylaklara güvenir ve oynatır, kimisi "Kenarda otursun da öğrensin önce" (Sloan en önemli örneği), kimisi ise bu ikisinin arasında bir yol bulur. Bu üç yöntemden birini kullanan koç hesap vermek zorunda değildir. D'Antoni'nin de böyle bir tepki vermesini doğru bulmadığımı söylemeliyim bir kez daha.
Ziyech, yine kafa karıştırdığı bir dönem yaşatıyor
11 saat önce
0 FARKLI FIKIR:
Yorum Gönder