Günün ilginç notu:
11 maç oynanılan bir gecede, ev sahibi takımlar 11'de 11 çekmişler, deplasmanlar takımlarının her biri boynu bükük ayrılmış. Thunder, Hawks, Bucks ve Hornets'ın kazanma ihtimalleri hiç de azımsanacak kadar küçük değildi.
Günün hayvan performansları:
Lebron James (24’te 11’le olsa da) 32 sayı 9 ribaund 9 asistle triple-double’ın ucuna kadar gelmiş. Yanında 3 top çalması ve 2 bloğu var ama 6 top kaybı oraya yakışmamış, özellikle böyle yakın geçen bir maçta. Maçın üçüncü çeyreği hariç Granger’sız Pacers’a karşı oldukça zorlanmışlar, son çeyrekte de attıkları 18 sayının karşılığında Indiana’nın 29 sayı atmasına izin vermişler. Bu maçtan da 94-99’luk galibiyeti çıkarmayı bilseler de son iki maçtır kendinden güçsüz ekipleri rahat geçememeleri iyiye işaret değil gibi. Bakalım ileriki tarihler bize ne gösterecek.
Paul Pierce, takımı 2 ileri 1 geri giderken New York'a karşı elinden gelenin en iyisini yapmış. 17'de 11'le 29 sayıyla takımının en skoreri olmuş. Bu yüzdeyle de gecenin hayvan performansları bölümüne girmeyi hakediyor doğrusu. Yanında da 6 ribaund çekmiş tecrübeli forvet. David Lee'nin tüm çabasına rağmen Boston maçı zorlanmadan kazanmış. Şu anda Atlanta'yla bir üçüncülük yarışına girdiler. Her ne kadar çok formda gözükmeseler de üçüncülük için ben onları favori görüyorum. Sonuçta takımın çoğu tecrübeli. Onlar da zaten biraz heyecan istediklerini, artık ligden sıkılıp playoffları beklediklerini söylemişlerdi. Hiç yoktan heyecan yarattılar kendilerine. Ne güzel! İstedikleri kadar oynayabilirler şimdi.
Aaron Brooks, Gasol'süz Grizzlies karşısında takımını galibiyete taşımış. Hem de bir guard'a göre abuk denilecek bir şut yüzdesiyle: 11/14. Denediği şutlardan 7'si üçlük ve 7'si de isabetli. Yanılmıyorsam bu rekor 9 ile Sprewell'e aitti. Keşke 2 tane daha deneseymiş rekor için. 31 sayı, 4 asisti var. 5 de top kaybı yapmış ama bu tabii ki hoş görülebilir böyle bir şut performansından sonra.
Boşa kürek çekenler:
Jamal Crawford ilk yarısında 22 sayı attığı maçı 25’te 14 şut isabetiyle 33 sayı atarak bitirmiş. 4 top kaybı olsa da maç boyunca Toronto’nun en büyük belası olmuş. Chris Bosh, kariyerinin 10.000'inci sayısına ulaştığı maçta, fena yüzdeyle atmasına rağmen maçın bitmesine 2.1 saniye kala bulduğu basketle, Crawford'un bu performansını anlamsız kılmış. Ama Atlanta takımı 18'de 11 gibi uçuk bir yüzde ile üçlük attığı maçta, rakibi de çizginin ardından gayet başarısızken (12'de 4) bu maçı almalıydı diye düşünüyorum. Zaman gittikçe daralıyor ve onlar da potansiyel doğu dördüncüsü durumunda şu an. Birinci takımın da Cleveland olacağını düşünürsek, işleri çok zor gibi playofflarda. Gerçi Boston onlara yardım edecek gibi gözüküyor ; ama Boston gibi tecrübe üzerine kurulu takımlardan korkmak lazım. Onlar bir anda sıyrılabilirler Atlanta'nın yanından.
Troy Murphy, Hibbert'ın 5 ribaund çekebildiği maçta onun görevini de üstlenmiş. Toplam 15 ribaund yazdırmış kendi istatistik kağıdına. Ayrıca -toplamda çok yüzdeli atamasa da- maç içinde kritik zamanlarda bulduğu üçlüklerle (7'de 4) takımını maç içinde tutmaya çalışmış; ama LeBron'a karşı koyamamışlar takım olarak Cleveland bir galibiyet daha eklemiş kendi hanesine.
New Jersey alışık olduğu yenilgilerden birini daha alırken, Chris Douglas-Roberts 23 sayıyla bir ihtimal daha olabilir mi diye savaşmış; ama sonuç yine değişmemiş. 5 maçtır kaybeden Philly'e ilaç gibi gelmişler takım olarak. Sonuçta "New Jersey'le bağlan hayata!" temalı maç, antreman maçı kıvamında geçip, bana kalırsa gecenin en sıkıcı maçı olmuş.
David Lee, triple double'ın kıyısından döndüğü maçı, yardımcı bulamayınca çevirememiş kendi lehlerine. 29 sayı, 9 ribaund, 7 asistle yıldızlaşmış All-star oyuncu. Belki Boston'ı bir hafta önce yakalasalar bu performansıyla galibiyet alabilirlerdi; ama Atlanta'yla girdikleri üçüncülük yarışı Celtics'i heyecanlandırmış herhalde. Boston birazcık silkinmiş ve Knicks karşısında rahat bir maç çıkarmışlar. David Lee'nin bu performansı da ne yazık ki amacına ulaşamamış.
Günün X-faktörü:
Stephen Graham yerine oynadığı Wallace’ın eksikliğini elinden geldiğince kapamış, 9’da 7 şutla 19 sayı atıp 5 ribaund toplayarak oynamış Thunder karşısında. Indiana’ya karşı da benzer şekilde güzel bir oyun ortaya koymuştu ama yenildikleri için yazmamıştım, gönlünü almış oldum.
İyi mi kötü mü:
Kevin Durant 26 sayı 10 ribaund istatistiklerini tuttursa da 7’de 0 üçlük ve 26’da 9 toplam şut yüzdesiyle bu bölüme girebildi. Takımı kazansa şut yüzdesini görmezden gelebilirdim ama belli ki Thunder, ona bu gece sergilediğinden daha fazla ihtiyaç duymuş. Charlotte takımının da son günlerdeki form durumunu göz önüne alacak olursak, Durant'ın yüzdeli atmadığı bir maçı kazanmak için kapasitelerinin çok çok üstüne çıkmaları gerekirdi. Bu da normal olarak olmayınca, Wallace'sız Bobcats'e karşı bir mağlubiyet kaçınılmaz olmuş.
Takımı baltalayanlar:
Tim Duncan hiç alışık olmadığımız şekilde karşımıza çıkmış dün gece. Orlando'yla oynadıkları önemli maçta yalnıca bir isabet bulabilmiş 10 atışında.Yalnızca 5 sayı yollayabilmiş Orlanda potasına. Dediğim gibi pek alışık değiliz onu böyle görmeye. Bazen gerçekten unutuyorum onun da bir insan olduğunu. Ama onu savunan Gortat'nın da insan olmadığını ve 10'da 1 şut isabetinde büyük payı olduğunu unutmayalım.
Bizimkiler:
Hidayet, ilk karşılaşmalarında felaket bir yenilgi aldıkları Atlanta’ya karşı sezon ortalamalarına göre fena bir maç çıkarmamış; 12’de 5’le 16 sayı 5 ribaund 3 asist. Eh işte, hiç olmazsa şut performansıyla baltalamamış diyebiliriz. Son hücumda sürenin dolmasını beklemeyip içeriye hücum etmiş ve tartışmalı bir kararla iki serbest atış hakkı kazanmış. Benim gördüğüm açıdan top kaybıyla da sonuçlanabilirmiş pozisyon. İki sayı gerideyken kullandığı ilk serbest atışını sayıya çevirip ikincisini kaçırsa da top tekrar Toronto’ya geçmiş ve iyi bir maç geçirmeyen Chris Bosh, attığı basketle maçı takımına 105-106 kazandırmış.
Ersan yine formsuz maçlarından birini geçirmiş. 18 dakika görev aldığı Clippers deplasmanında 6'da 3 isabetle 6 sayı bulabilmiş genç oyuncumuz. Sadece 3 ribaund çekebilmiş bu süre içinde. Sene başındaki form durumu yakalayabilmesini dört gözle bekliyorum; ama işin kötü yanı aldığı süreler iyice daralmaya başladı. Milwaukee'de pabuç pahalı diyeceğim; ama çok da matah bir takım değil Ersan'ın takımı. Umarım bir an evvel düzelir de hak ettiği dakikaları alır Scott Skiles'tan.
Ziyech, yine kafa karıştırdığı bir dönem yaşatıyor
10 saat önce
11 FARKLI FIKIR:
Sorun sadece ersanda değil yusuf kus kardeşim... amerikada eğitim çavuşu lakabını almış scott skilesda sorunun ana parcası... ersanı 2 dakikada bir oyuna sokup cıkardı maç boyunca... Sahaya alıyor ilk hatasında yada faulünde direk kenara alıyor sanki karşısında altyapıdan çıkmış yeni bir oyuncu var!?(barcelona koçu ersan giderken avrupanın en iyi 4 numarasını kaybettik demiştir) Ersanda en sonunda dayanamayıp havluyu yere attı kenara gelirken skilesda yana dönüp birşeyler söyledi ona sanırım...
Kuşkusuz barcelonada kalıp avrupanın sayılı 3,5 numaralarından olabilirdi ersan ama zoru şeçti ve başarılı olmak istiyor... skilesla nekadar gider bilemiyorum ama...
brooks un 7/7 üçlük isabetiyle attığı 31 sayıyı da belirtmek gerek.
Skiles'ın zor bir koç olduğunu biliyorum. Kısa süreli başarılar yaşayıp ayrıldı çalıştığı çoğu takımda; ama Ersan'ın sene başında yakaladığı çıkışta da Skiles takımın koçuydu ve Ersan bir ara ilk 5 başlıyordu. Ama belirgin bir form düşüklüğünün ardından(çaylak duvarı diyelim biz ona, her ne kadar Ersan için tam uymasa da)dakikalarını Warrick ve Delfino'ya kaptırmaya başladı. Burada biz ne kadar çırpınırsak çırpınalım , Skiles'tan Ersan dakikalarını başarı çıtasındaki yükselişle alabilir. Aksi takdirde Milwaukee yönetiminin tavrını beklemek zorundayız. Asıl söylemek istediğim şey buydu. Ben maçı yoğun tempom nedeniyle izleyememiştim ayrıca. Gözlemleriniz için teşekkür ederim. Ben havlu atma olayını bilmiyordum. Ayrıca Ersan hakkındaki yorumlarınızın hepsine birebir katılıyorum; maalesef şu an herşeyi zamana bırakmak durumundayız. İleri ki günlerde neler görürüz bilinmez.
Skiles Bogut'u bile adam etti. Bu sezon ki performansları ortada ozellikle Salmons'ın da gelmesiyle kimya oturmus gozukuyor. Milwaukee uzun zamandır boyle basarılara ac oldugu icin Ersan'a mac icinde fazla taviz gosteremiyor.
Sezon basına donecek olursak Milwaukee'de 3 oyuncu Avrupa'dan Nba'ye gelmişti ve hedefleri o kadar yuksek degildi o zamanlarda Ersan'ın 13 dakika da 5 faul aldıgını biliyoruz. Daha son periyodu gormeden 6 faulle cıktıgını bile gorduk. Iste o zaman Ersan'a gerekli taviz gosteriliyordu ve zaten Ersan'da yavas yavas tecrubesi artınca ve hatalarını tekrarlamayınca ilk beşe yerleşmişti ki Milwaukee hedef takımı oluverdı. Iste o zaman da tek ihtiyac skorer di ve Salmons'ın da gelmesi ile direk tepeye oynayan takım oluverdiler. Iste bu yuzden Ersan'a fazla tolerans gosterilemiyor. Aynen Ibrahim Kutluay'ın Seatle'a gittiği zaman gibi. Takım oyle bir hava yakalamışki en ufak sallantıda yıkılmak istemiyorlar.
hidayette yuhalandı maç içinde.. sonra bi basket faul aldı.. bide son hücum.. zor günler geçiriyor toronto'da.. hafta içinde gazetede çıkan eleştiri yazısı etkili olmuştur bu tepkide muhtemelen..
Ersan yerine Delfino kazmasını oynatarak basketboldan ne kadar anladığını gösteriyor bu suburban koçu.
ersan da yapmaması gereken seyleri yapıo.ersan havluyu attı.ben bi daha zor girer dedim.ama sora yine girdi de pek bisi yapamadı.girer girmes bi sut soktu ümitlendim ama o kadarla kaldı...bi silkelenmesi lazım...
ersan da yapmaması gereken seyleri yapıo.ersan havluyu attı.ben bi daha zor girer dedim.ama sora yine girdi de pek bisi yapamadı.girer girmes bi sut soktu ümitlendim ama o kadarla kaldı...bi silkelenmesi lazım...
ersan da yapmaması gereken seyleri yapıo.ersan havluyu attı.ben bi daha zor girer dedim.ama sora yine girdi de pek bisi yapamadı.girer girmes bi sut soktu ümitlendim ama o kadarla kaldı...bi silkelenmesi lazım...
bütün maçları ev sahiplerinin kazanması da ilginç bi istatistik olmuş 11 maç olduğu bi gün
brooks ve ev sahibi istatistikleri için teşekkürler.
Yorum Gönder