Playoff ilk tur maçlarının, belki de en dengeli eşleşmesine değinmek görevi bana düştü. Batı’da 4. olan Denver ve 5. Utah arasındaki maçların epey çekişmeli geçeceği tahminindeyim ben de herkes gibi. Malum playoffların ilk turları pek de zevk vermeyen maçlardan oluşuyor; ama bu eşleşme oldukça ilgi çekici duruyor diğer karşılaşmaların arasında.
Bu Noktaya Nasıl Gelindi?
Sezon sonunda değerlendirmelerimizde, çoğunlukla Utah’ın çıkışına paralel, fikstürünün kolaylığından da bahsetmiştik hep. Playofflar için koltuk savaşının en kızıştığı dönemde Utah, maç programıyla bir adım önde görülürken, ilk tur için ev sahipliği avantajı bir yana, ikincilik için favori adaylardandı. Nuggets ise yalpaladığı bir dönemin ardından çok zorlu bir fikstürle karşılaşmıştı sezon içinde. Son 11 maça göz gezdirecek olursak; Utah Jazz, @Toronto, @Indiana,@Washington, New York, Golden State, @Lakers, Oklahoma, @Houston, @New Orleans, @Golden State, Phoenix’le karşılaştı. Avantajını özellikle Indiana, Houston ve son maçta Phoenix’e yenilerek kaybetti. Denver ise @Boston, @Toronto, @Orlando, @Dallas, Portland, Clippers, @Oklahoma, Lakers, San Antonio, Memphis ve @Phoenix’le karşılaştı. Bu maçlarda Boston, Orlando, Dallas, San Antonio ve son olarak Phoenix’e kaybederek bu zor fikstürde (ellerinden geleni yaparak) dördüncü olabildiler. Ayrıca sezon ortasında George Karl’ın gırtlak kanseriyle bir travma yaşadılar. İki takımında ikincilik şansları gayet güçlüydü oysa ki.
Playofflarda ne ile karşılaşabiliriz?
İki takım en son 94’te karşı karşıya gelmişler. 7 maça uzayan yarıfinal serisinde gülen taraf Jazz olmuş. Üç takımında peş peşe kazandığı üçer maçtan sonra serinin galibini belirleyecek maçta Utah Jazz sahadan galip ayrılmış ve adını finale yazdırmış. Bu sene ne olur biraz onu tartışacak olursak; iki ekibinde öncelikle artı ve eksilerini gözden geçirmeliyiz.
Ev sahibi avantajını elinde bulunduran Denver’da, en büyük eksiklik Koç Karl şüphesiz. Bu serilerde takımı yine Adrian Dantley’in kontrolünde göreceğiz. Ayrıca Kenyon Martin’de sakatlıktan yeni döndü; fakat yıldız oyuncu sakatlığını aşmış gibi gözüktü son maçlarda. Yani tam kapasitesiyle oynayamasa da takımına yarar sağlayacaktır. Utah’ta ise Kirilenko’nun bu ay sahalara dönmesine pek ihtimal verilmiyor. Buna ek olarak, Boozer’ın sakatlık sonrası durumunu merak ediyorum. “Ne olursa olsun, ilk maçta sahada olacağım” demişti kendisi. İsterse mutlaka sahada olacaktır, ona hiç şüphe yok; fakat takımına sezon içinde uyum sağladığı gibi uyum sağlayabilecek mi, sakatlığın etkilerinden tam olarak kurtulabildi mi o büyük merak konusu. Ben pek fazla zorlanacağını düşünmüyorum açıkçası.
Nuggets’ın 53-29’luk sezonunda, en büyük eksiklik kazandığı maçlarda 23.3 asist yaptıkları halde kaybettikleri maçlarda 16.6’ya düşen asist sayısı. 6.7 asistlik bu fark iddialı bir playoff takımı için pek hoş durmasa da bu sezon sayı ortalamasını 5.4 arttırarak 28.2’ye çıkartan Anthony ve kariyer rekorunu 19.5 sayıya çıkartan Billups, asist farkını kapatıyor gibi gözüküyor; fakat Billups’ın da son bir buçuk ay kadardır ritmini bulamadığı da büyük bir gerçek. %38 ile şut kullandı deneyimli guard bu süre içinde. Bunun dışında,Utah’ın lüks vergisinde düzenleme sonucu Ronnie Brewer’ı Memphis’e yollaması ve akabinde takımın iki numarasının Wesley Matthews’a verilmesi o bölgede Denver’ın işine yarayacaktır. Özellikle Carmelo’nun o bölgeden çok ekmek yiyeceğini düşünüyorum.
Utah’ta ise Boozer’ın bu sezonki 56.2’lik şut yüzdesine paralel, 19.5’lik sayı ortalaması umut verici; ama yıldız oyuncunun durumunu yukarıda belirtmiştim. Deron Williams’ın da serbest oyunun takıma faydalarını bu sezon sıkça gördük. Öyle ki Utah takım olarak sezon içinde asistlerden bulduğu sayı oranı toplam oranın %67.8’i. Bu noktada takım kimyasının oturduğunu rahatlıkla görebiliriz. Yalnız Mehmet’in de Nene gibi uzunlara karşı zorlandığı da bir gerçek. Pota altı savaşında Denver bir adım önde olabilir bu eşleşmede.
En önemli noktaya gelecek olursak, iki takımda deplasmanda korkunç bir sezon geçirdiler. Utah çok ufacık bir yüzdeyle çıkmış %50’nin üstüne. Denver ise bu alanda %50’nin altında kalmış. Tabiri caizse sinip gidiyorlar bu atmosferlerde; ama bu noktada ev sahibi Denver’ın 2 avantajı öne çıkıyor: Birincisi, deplasmanda maç kazanmak zorunda değiller. Kendi evlerinde yapacakları 4 maçı kazansalar zaten bileti kapıyorlar. İkincisi ise Denver’ın 1600 rakımlık büyük avantajı. Bu atmosferde oynamak gerçekten zor olsa gerek.
Sonuçta
Benim tahminim ise 94 senesindeki gibi 7 maçlık bir seri olacağı yönünde. Bu 7 maçın da çok çekişmeli geçeceğini düşünüyorum; fakat Denver’ı özellikle ev sahibi avantajı ile bir adım önde görüyorum. Tahminim 4-3 Denver.
Ben Kirilenko'nun yokluğunda, Utah'ın dar rotasyonu nedeniyle çok zorlanacağını ve Denver'ın seriyi beklenenden daha rahat geçeceğine inanıyorum: 4-2. Hatta Boozer'ın ne kadar sağlıklı olduğuna göre daha bile kolay olabilir... / Can
17 Nisan 2010 Cumartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
4 FARKLI FIKIR:
4-1 denver rahat geçer diye düşünüyorum,utahın eksikleri önemli, üstüne denverın playofflarda tam güç olacagı eklenirse utahın işi cok zor. Bide şu var tabi,bu sezonki hangi mactı hatırlamıyorum,hem billups hem carmelo olmadan 4.periyotun son 2dksına kadar kafa kafaya gitmişti, sonuc 4-1 denver..
Öncelikle elinize saglık güzel bi analiz olmuş.
Kendi fikrime gelirsek; seriyi Denver'ın geçeceğini düşünüyorum.
Utah'ın sakatlıklar nedeniyle 3 maç alamayacağını, evinde her ne olursa olsun yakaladığı hava nedeniyle(ki geçen sene playofflarda ev sahiplerinin maçları domine etmesi de düşünülürse) en az iki maç alacağını fakat canla paralel olarak seriyi 4-2 kaybedeceğine inanıyorum.
Sevgili yusuf kuş güzel bir değerlendirme olmuş elinize sağlık... Bende iki takımda sağlıklı olursa 4-3 denver diyorum.. fakat utahta sakatlık problemi büyürse 4-0 denver ın götürmesi beni şaşırtmaz...
Tahminim 4-2 Denver ama sakatlıklara bağlı olarak seri 4-0 bitse şaşırmam.
Yorum Gönder