
Chauncey Billups (Denver Nuggets); Tyson Chandler (Dallas Mavericks); Stephen Curry (Golden State Warriors); Kevin Durant (Oklahoma City Thunder); Rudy Gay (Memphis Grizzlies); Eric Gordon (Los Angeles Clippers); Danny Granger (Indiana Pacers); Andre Iguodala (Philadelphia 76ers); Kevin Love (Minnesota Timberwolves); Lamar Odom (Los Angeles Lakers); Rajon Rondo (Boston Celtics); Derrick Rose (Chicago Bulls); ve Russell Westbrook (Oklahoma City Thunder).
Dün Fransa'yla oynadıkları karşılaşmanın 3 çeyreğini izledim. En az süre alan oyuncular Love ile Westbrook'tu. Love'ın uzun kıtlığı dolayısıyla Türkiye'ye gelmesini bekliyorum. Rose, Rondo, Billups gibi oyuncuların arkasında kalacak olan Westbrook'un ise 12'ye kalmasını beklemiyorum. Daha önce de yazmıştım zaten bunu.
Fransa maçına çok az değinecek olursam. Savunmanın hücumu tetiklediği bir Amerika millia takımı izledik. Zaten böyle olması şarttı, çokça dile getirdim blog'da. Şunu da belirtmem lazım, hücum gücü kısıtlı bir Fransa'ya karşı savunma yapmak çok zor değil. Yani İspanya gibi bir takıma karşı ne yapacaklarını kestirmek zor kısacası.
Buna ek olarak, set hücumunda Amerika'nın Rondo ve Billups birşey yapmadıkça zorlandığını gözlemledim. Ama tabii şanslılar, bu iki oyuncunun da takımı yönetme kabiliyeti üst düzeyde. Bu arada Durant oldukça kötüydü. Kötü derken belki maçı %50 saha içi isabetiyle tamamladı ama maça 5'te 0 ile başladı ve set hücumlarında kullandığı toplar isabetsizdi. Bulduğu sayıların çoğunu hızlı hücumlar ve hücum ribaundları (mesela bir topu çemberin üstündeyken tamamladı, FIBA basketboluna uyum sağlamış durumda) sayesinde buldu. Bunları yapması elbette önemli ama ondan asıl beklenen şey takım sıkıştığı zaman ortaya çıkması. Evet belki sezon boyunca Thunder'ı taşıyan yıldızın bu maçlık performansı iyi değildi ve turnuvada daha iyisini yapacaktır bence.