Oysa bir umuttu #5; Blerim Džemaili
14 saat önce
Sacramento Kings'in yıldızı Kevin Martin, sol el bileğinde stres kırığı olduğu için pazartesi günü ameliyat olacak ve Kings ondan 2 ay boyunca yararlanamayacak. Bu sezona muhteşem başlamıştı, oynadığı 5 maçta tam 30.6 sayı ortalaması tutturmuştu. Sayı krallığında Kobe ve Carmelo'nun ardından 3. sırada bulunuyordu, üstelik bunu sadece 1.4 top kaybı yaparak başarmıştı. Yazık oldu. Zaten Kings'i izlemek bu sezon ufak çaplı bir eziyet olacaktı bunu biliyorduk ancak Garcia ve Martin'in sakatlıkları onları iyice lottery takımı yaptı. Şimdi Kings maçlarında tek izlemeye değer şey olarak Evans ve Thompson'ın oyunları var.
Shaq, LeBron'a medyanın önünde şöyle demiş: "Gelecek sezon hakkındaki kararını şu anda açıklarsa nsana 5 milyon dolar vereceğim." LeBron bunu yapmasının imkansız olduğunu belirttikten sonra sevimli dev teklifi arttırmış: "10 milyon dolar, nakit, çantayla evinde teslim edeceğim."
7 Kasım Cumartesi 02:00 (NBA TV) / Detroit Pistons - Orlando Magic
Öncelikle Lakers'ın, Gasol'süz hala iyi oynamadığını söylemeliyim. Çok açık bir şekilde, Kobe'ye bağımlı oynuyorlar şu anda. Gasol geldiğinde hücumları çok daha rahatlayacaktır. En azından güvenecekleri 2 tane çok iyi skor opsiyonları olacak yeniden. Elbette bu maçta Bynum çok etkiliydi ama Rockets'ın en uzun oyuncusunun Scola olduğunu hatırlatmakta fayda var. Her rakibe karşı 7'si hücum olmak üzere 17 ribaunt alamaz Bynum.
Elimde olsa da izleyemediğim ama çabuk çabuk neredeyse her pozisyona baktığım bir maçtı bu. Chris Paul sonunda azıttı ve önemli bir maçı takımına getirdi. 14/23 saha içi 3/4 üçlük, 8/8 serbest atış ile 39 sayı ve 7 asist üretti bu küçük adam. Ayrıca West'in, Nowitzki çok iyi tuttuğunu söyleyebilirim, çabuk ayaklı bir dört numara olarak Nowitzki'yi her şutunda rahatsız etmiş. Aslında tabi 4/15'i sadece bu açıklamıyor, Alman yıldız da kötü bir günündeymiş. Ben Marion'ın bu maçta bir faktör olacağını düşünüyordum ancak izlediğim kadarıyla, sahada görmedim bile Marion'ı. Bir başka dikkat çekici nokta Fransız çaylak Beaubois'nın ilk 5'te başlaması ve Mavs'in ilk 9 sayısına imza atmasıydı. Çok yetenekli bir guard ve kendisini Magic'teki Pietrus keşfetmiş bir basketbol kampında. Maçın sonu da oldukça ilginç geçmiş. Nowitzki 2 dakika kala 6 faul alıp oyundan çıkmış. 16 saniye kala Dampier'ın pota altında bomboş kalıp tip'lediği topla Mavs farkı 4'e çıkarmış ve Nowitzki molada bench'e gelen arkadaşlarını kutlamış sanki maç bitmiş gibi. Tabii ardından olacakları tahmin edemezdi Dirk. Mavericks son 16 saniyede Terry ve Barea ile kullandığı 5 serbest atıştan (4'ü taktik faül, biri teknik faül) sadece 1'inde isabet bulmuş ve Chris Paul bir pozisyonda hücum faul yapmasına rağmen, ikinci şans ellerine geçtiğinde Peja'nın eski günlerini hatırlatan tarzda alıp anında elinden çıkardığı üçlük maçı uzatmaya götürmeye yetmiş. Uzatmada da evlerinde olmalarının, geriden gelmenin ve Nowitzki'nin oynamamasının avantajını kullanıp galip gelmişler. Hornets için çok önemli bir galibiyetti. Bu arada Dampier'ın 16 sayı 14 ribaunt ve 3 blokluk performansına yazık olduğunu söylemeyi unutmuşum. Gelecek sene kazanacağı 13 küsur milyon dolar tatlı geldi zannedersem, yıllar sonra yeniden canını dişine takarak oynuyor...
Spurs tam 4 gündür maç yapmıyordu bu maçtan evvel. Ara hiç ama hiç yaramamış. Defansta adamlarının önünde kalamayan oyuncular topluluğu izledim adeta, takım falan değillerdi. Bir tek Duncan'ı beğendim. Jefferson, Parker, McDyess, Finley, Ginobili... Hepsi ama hepsi özellikle defansta çok çok kötüydüler. Ayrıca tabii ki Blair'ın mücadelesini ve enerjisini takdir etmemek mümkün değil. Ama o zaten her maç çıkıp bunu yapıyor...
Ben bu adamdan bekliyorum. Siz? Sağ üstte anket var.
Warriors koçu Don Nelson'ın geçmişte Nowitzki ve Murphy gibi şutör uzun forvetleri pivota çektiğine şahit olmuştuk. Şimdi de Anthony Randolph'u 5 numara düşündüğünü söylemiş. Evet yanlış okumadınız: Anthony Randolph. Nelson sezona giriş yaparken "4 numarada yeri garanti" demişti genç forvet için. Buna rağmen 3 maçta ortalama 14 dakika bile alamayan Randolph'a daha çok görev verebilmek için, onu pivota çekmeye hazırlanıyormuş. Randolph NBA'deki 4 numaralara göre bile oldukça zayıf ve narin bir yapıya sahip, eğer her maç kendisinden 30 kilo ağır oyuncularla 20 dakika civarında başederse, vücudu ne zaman iflas eder bilinmez...
Glen Davis basketboldan uzak kaldığı için sıkılmış olacak ki değişik bir demeç vermiş: "All-Star'a seçildiğimde ve NBA'de büyük bir oyuncu olduğum zaman, Amerikan futbolunu deneyeceğim." Kimse "Madem öyle, hiçbir zaman Amerikan futbolu oynayamayacaksın" diye cevap vermemiş mi Davis'e? Pozisyonuna göre kısa olan, zıplamanın z'sini beceremeyen, bu nedenle ribauntlarda sıkıntı çeken, defansta ise mücadele etse de yer tutmasını bilmeyen bir adamdan bahsediyoruz. Ancak hakkını vereyim; Davis geçtiğimiz sene içinde orta mesafe şutlarını çok geliştirdi, eskiden hücumda takımına zarar veriyordu, artık bir uzuna göre güvenilebilir bir şutu var.
Lakers-Rockets maçına bakarken dün dikkatimi çekti. Biliyorsunuz ki bench arkasında oturan seyircilerin maçı hakkıyla izleyebilmeleri için oyuncuların ayağa kalkmaları yasaklandı, böylece seyirciler rahat etti. Peki ya Phil Jackson'ın arkasında oturanlar ne yapsın =)
Trevor Ariza şut çalışırken oğlu da topları toplamayı görev edinmiş. Boyundan büyük işlere kalkışmanın gerçek anlamı bu olsa gerek.
Dün geceki en çok ilgimi çeken 3 maç (Mavs-Hornets, Suns-Magic, Lakers-Rockets) elime geçti ancak işlerim olduğu için izleyecek fırsatım olmadı. Bunların sadece özetini izleyerek değil pozisyon pozisyon değerlendirerek yazmak istediğim için, 4 Kasım'dan notları yazamayacağım. En kötü ihtimalle yarına birşeyler karalarım diye düşünüyorum. Zaten bu gece sadece 2 maç olduğu için, yarınki gündem de daha durgun olur herhalde.
Başlık bir ilginç oldu sanki ama idare edelim. Bildiğiniz veya muhtemelen bilmediğiniz üzere, NBA yönetimi bu sene çemberleri değiştirdi. Önce bazı taraftarlar yeni çemberleri "çift çember" ile karıştırmışlardı ancak sonradan tek çemberin sadece biraz modifiye edildiği anlaşılmıştı. Link vermek için blog'da aradım yeni çemberler hakkında girdiğim post'u ama bulamadım, herhalde yoğun gündemde güme gitti ve yazmayı unuttum. Her neyse konumuz şu: Yeni bir rapora göre, bu sezon oynanan maçlarda geçen seneye göre takımlar ortalama 4.8 sayı fazla atıyorlarmış. Bundan yola çıkarak yeni çemberlerin topu içine aldığına getirmişler sözü. Ancak raporu yapanların kaçırdığı bir nokta var. Şu ana kadar en düşük skor üreten Bobcats ve Bucks gibi takımlar, maç başına 115.5 ve 111 sayı atan Nuggets-Suns gibi takımlardan 1 veya 2'şer maç eksik oynadılar. Sadece bu bile takımların maç başına olan sayı ortalamasını arttırmak için yeter de artar. Ayrıca tek tek takımlara baktığımızda şut yüzdelerinin de artmak yerine düştüğünü görüyoruz. Sağlıklı bir istatistik için her takımın en az 25-30 maç oynaması gerekiyor ki hata payı mümkün olduğunca azalsın. Yani bu haberi yapanların biraz sakin olup sabretmeleri gerekiyormuş zannedersem.
İnsan 7'sinde ne ise 70'inde de odur derlerdi de inanmazdım. Bir insan bu kadar mı değişmez? Genç olandan bahsediyorum bu arada. Çok bariz olsa da sorayım bu ikilinin adlarını...
5 Kasım Perşembe 02:00 / Detroit Pistons - Toronto Raptors
Odom "Gerçek Batman benim." diyor adeta.
Stephen Jackson'ın şu sıralar tek problemi takımıyla ilgili değilmiş. Mahallesinde, komşulardan da çok tepki çekmeye başlamış. Nedeni de Cadılar Bayramı'nda komşulardan şeker toplamaya elinde tabancasıyla çıkmasıymış. Bir komşusu çok sessiz sakin bir mahallede yaşadıkları için kapısını hiç kilitlemezmiş, birgün Jackson direk kapıyı çalmadan içeri girip, komşusunun çocuğuna silahını göstererek "Snickerslar nerede?" diye sormuş.
'Sözde derbi'de, Cavs rahat bir galibiyet aldı. İçeriden Haywood-Blatche ikilisi hariç hiçbir skor üretme opsiyonu olmayan Wizards, Cavs'e bir kez daha yenilmiş. Arenas ile Butler, Cavs'in defansına karşı penetre edemedikleri için dış şutlara mahkum oldular ve ikisi de 7/18 atarak takımlarının mağlubiyetini hazırladılar. Öte yandan Shaq, Cavs'e geldiğinden beri en verimli maçını oynadı. Belki de yavaş yavaş kimyanın sağlandığını gösteren bir işaret olarak algılayabiliriz bunu. Umarım öyledir. Cavs'in de şampiyonluk yarışında var olmasını isteyenlerdenim, ne kadar çok aday, bizler için o kadar fazla keyif.
Orlando Magic'e ilk mağlubiyetini, belki de bu sezon playoff yapması bile sürpriz olarak görülecek Pistons tattırmış. Direk göze çarpan şey Howard'ın sadece 17 dakika süre alması ile 6 faule ulaşmış olması. Sadece onun üzerine oynamış herhalde Pistons ama hakemlerin de biraz bu işte katkı payı olduğunu düşünüyorum. Tabii her ne kadar yaşlanmış olsa da Ben Wallace'ın hakkını yemeyelim, geçmişte birkaç kez Howard'ı durdurduğuna şahit olmuştuk. Geçen maç Carter-Lewis-Pietrus yoktu Raptors'a karşı ve buna rağmen kazanmayı bildiler. Ancak Carter dönmüş olsa da, Howard yokları oynadığı için, eksikler Pistons'ı aşmaları için fazla ağır gelmiş. Bir başka ilgi çekici not: Prince sakatlığı nedeniyle forma giyemedi ve 496 maç üstüste oynama serisi sona erdi. Ek bilgi olarak, Andre Miller'ın 535 maçtır parkelerde yer aldığını söyleyeyim. 
Ersan'a gerçekten kötü haber var. Ben hatta dünkü maç programında "Çabuk uzunları olan Bulls'a karşı normalden fazla dakika bulabilir" yazmayı düşünüyordum, unutmuşum yazmayı. Skiles ise tam tersi bir şekilde, genç forvete yalnızca 7 dakika vermiş. Tabii ki skorborda bakınca Ersan'dan sonra gözümü alan ilk istatistik Deng'in 7'si hücum olmak üzere 20 ribaundu. Tyrus Thomas'ın yokluuğunda uzun forvet pozisyonuna kaymak zorunda kalan Deng uzun kolları ile 'idare etmek'ten çok daha öteye geçmiş. Bulls 18 sayıdan geri gelerek 2 sayıyla kazanmayı başarmış. Ayrıca bir başka not düşeyim: Derrick Rose, hazırlık kampında yaşadığı bilek sakatlığının kendisini hala etkilediğini açıklamış. Zaten böylesine yetenekli bir oyuncunun çaylak yılında ortalama 17 sayı atarken, bu sezon 12'de kalmasının başka açıklaması yoktu. En azından ben bulmak istemiyordum bir açıklama.
Oklahoma City'nin beni çok yanılttı. Kobe'nin oynaması durumunda izlenesi mücadele olmayacağını düşünüyordum ancak Thunder maçı uzatmaya götürüp, Lakers'a kök söktürmüş. Oyundan dolayı Lakers'da moraller bozulsa da eminim Artest'in kendisini bulmasına çok sevinmişlerdir. Durant'a yaptığı savunma nasıldı onu çok merak ediyorum esasında. Sırf bu yüzden maçı 'edinilecekler' listesine yazdım. Ancak özetlerde, maçın sonlarında Durant'ın kaçırdığı atışlar vardı, bunların çoğu savunmanın zorlamasından çok kötü tercihlerdi. Bu konuya değinmişken Durant'ın facebok ve twitter'dan, bu kötü şut tercihleri için arkadaşlarından ve taraftarlardan özür dilediğini de yazayım. Son olarak da bu yaz top hakimiyetini geliştirmek için özel çalışmalar yapan Westbrook'un son 3 maçtaki top kaybı istatistiklerini vereyim: 5, 9 ve 6. Çalışmaları işe yaramış mı siz karar verin...
Nowitzki, Nowitzki ve Nowitzki... Toplamda 40 sayı atmış, bunların 29'u son çeyrekte gelmiş. Milli pivotumuz Mehmet, Duncan, Yao gibi ayakları ağır oyunculara karşı iyi mücadele etse de, Nowitzki'ye karşı çok çaresiz kalmış. Özetlerdeki 4-5 pozisyonda bile bu rahatlıkla gözüküyor. Mehmet bunun dışında hücumda da bir önceki maçı bir hayli aratmış ve 4/15 ile oynamış. Görüntülerde dikkatimi çeken bir detay: Nowitzki 4 hücum üstüste skor üretmişken bir sonraki pozisyonda ikili sıkıştırma geldiğinde boş Kidd'i buluyor ve o da üçlüğü gönderiyor, maç bitiyor. İşte bu Nowitzki'nin özel olduğu alanlardan biri, neredeyse her pozisyonda doğru tercihi yapıyor. Ayrıca Jazz'ın mağlubiyetinde, dediğim gibi, rakibine verdiği 15 hücum ribaundu yine etkili olmuş.
Iverson'ın Grizzlies maçından sonraki demeci: "Bench'te uzun süre oturduğum için popom ağrıdı, bench'te oturmakla ilgili tek sorunum buydu." Ama işin ilginci ardından devamını getirmesi: "Ben yedek değilim, hiçbir zaman yedek olmadım, şimdi de kendimi yedek gibi görecek değilim. Olayı medya büyütüyor. Detroit'ten önce bunlar konuşulmazdı bile, geçen seneye kadar kimse oyuna kenardan dahil olmam hakkında hiçbir şey söylemedi. Kariyerim oyunca da böyle bir konu konuşulmadı. All-Star'larda, Olimpiyatlar'da, NBA Finalleri'nde hep ilk 5'teydim. Nedense şimdi sorun oldu. Kısacası ben yedek veya 6. adam değilim. Gidin kariyerime bakın, göreceksiniz."
Bilgi: Programın tarihini artık Amerika'daki güne göre vermeye karar verdim ileride karışıklık olmasın diye.
Günün en 'hayvan' performansını seçemedim, nitekim 2 tane var. Biri Gerald Wallace'tan gelmiş: 24 sayı 20 ribaunt 4 top çalma 1 blok ile. Diğeri ise sayı odaklı olarak Kevin Martin'in eseri: 14/27 isabetle 48 sayı, 7/10 üçlük, 5 ribaunt, 4 asist, 4 top çalma, 1 blok... Maşallah diyorum, ikisi de takımlarına maçı kazandırdılar.
Gecenin en şaşırtıcı sonucu elbette Knicks'in, Hornets'ı yenmesi olduk. Evet, Hornets beklenilen basketboldan çok uzakta ama karşılarında da Knicks vardı, üstelik parkedeki en üst düzey oyuncu - Chris Paul - da Hornets'da olmasına ve kendisi harika bir maç çıkarmasına rağmen - 12/18 isabetle 32 sayı ve 13 asist - mağlubiyete engel olamadı. Bakalım profesyonelliği ve sempatikliği ile tanınan Paul ne zaman çıkıp birilerinin kalbini kıracak açıklamalarda bulunacak?
Sonucunu tek merak ettiğim maçta Rockets beni yanıltarak Jazz önünde rahat bir galibiyet aldı. Mehmet Okur harika bir şut performansı göstermesine rağmen ribauntlarda takımına yeterince yardımcı olamadığı için Rockets çok büyük avantaj elde etti. Ama asıl olarak izlediğim 20 dakika içerisinde Ariza'yı gözlemle fırsatım oldu. Kendisinden asla görmeye alışık olmadığım fade away'ler ve şutlar görsem de son 2 maçına göre çok daha fazla zorlandı ve bildiğimiz Ariza gibi oynadı ve hücumda zorlandı. O nedenle pek tatmin olduğumu söylemem. Bu nedenle Rockets'ın başka bir maçını yakında izlemeyi düşünüyorum. Umarım bir dahaki sefere Ariza'yı süperstar haline bürünmüş şekilde görebilirim.
Gecenin son maçında da Clippers zor da olsa Timberwolves'u yenmeyi başardı. Kaman'ın çabalarıyla sonunda galibiyeti almışlar ancak ben Baron Davis'in formsuzluğuna takmış durumdayım. Griffin'in dönmesi ve Davis'in form tutmasıyla korkulacak bir takım olacaklarını düşünüyorum. Nedense ben bir takımı beğendiğim zaman böyle delicesine güveniyorum. Umarım beni yanıltmazlar. Thornton gibi 'düz' yani sadece skor üreten ve 3 ile 4 numara arasında kalan bir oyuncunun ilk 5 başlayıp 35 civarı dakikalar almasını her zaman eleştirmişimdir. Kenardan gelip atletikliği ve skor üretimiyle katkı vermesinin daha sağlıklı olacağını düşünüyorum. Bu trendin son bulması Clippers'dan daha da umutlanmamı sağlıyor.
Paul - Sen tamamen Garnett-Allen-Pierce'ın sırtından geçiniyorsun yoksa hiçbir şey oynadığın yok.
Yarasa olayı hakkında güncel bilgi vermek istedim. Çoğunuzun bildiği gibi aslında pek akıllıca bir hareket değildi. Çünkü yarasalar ekosistemde önemli bir yer tutmalarının yanında, kuduz virüsü taşıyorlar. Zaten o yüzden aşı olman gerekti (1 iğneden fazla oldum). Yarasaların %0.5 - %3'ü kuduz hastalığını taşıyor ama hayvanı bulup test edemiyorsanız, risk almanın anlamı yok. Kuduz sizi öldürebilir. Yarasayı verdiğim yer gösterici de yarasayı dışarı çıkardığında, hayvan uçtuğu için (yalan söylemiyorum) kuduz taşıyıp taşımadığını bilemezdim. İşimi garantiye aldım. Lütfen kimse bunu evinde veya başka bir yerde denemesin, yarasalar, kokarcalar, rakunlar ve farelerle kontak kurmaktan kaçının.
Gerçi konunun üzerinden 3-4 gün geçti ama dikkat çekici bir açıklama olarak görüyorum: Raptors maçında Bargnani ve Bosh gibi belki de NBA'in en hızlı 2 uzununa karşı, Ilgauskas ve Shaq'ı aynı anda sahaya süren Mike Brown'a soruyorlar: "Niye böyle birşey denediniz?" diye. Cevap: "Çünkü bir önceki gece Celtics'e karşı işe yaramıştı."
3 Kasım Salı sabah 02:00 (NBA TV) / New Jersey Nets - Charlotte Bobcats
Zach Randolph: 7 asist
Redick: 27 sayı
Dwight Howard: 14/16 serbest atış isabeti
Ryan Gomes: 15 ribaunt
Kevin Durant: 3/21 saha içi isabeti