BIY AD

7 Kasım 2009 Cumartesi

Komik ve Korkutucu


Link

Bugün biraz fazla video oldu ama kusura bakmayın. Bu maçtan koyduğum 2 pozisyonu da ilginç bulduğum için yükledim youtube'a.

Amare steps yapıyor. Önce komik kısım: Bütün Celtics bench'inin eller kollar, steps işareti yaparak, makina gibi dönmeye başlıyor. Fakat korkutucu olan şey bu eyleme bir kişinin katılmaması: Rasheed Wallace. Acaba bu pozisyon, vurdumduymazlığıyla bilinen yıldızın şu aralar konsantre/motive olmadığını gösteriyor diyebilir miyiz? Açıkçası benim ilk aklıma gelen şey bu oldu. Ayrıca bench'in ağız birliği etmişçesine yaptığı itiraz Celtics'in, kenarda da takım ruhunu koruduğunu gösteriyor. Çok güzel bir görüntü.

LeBron James vs. Richard Jefferson


Link


Link

Dün geceden en çok beğendiğim 2 hareket. LeBron'unki spektaküler gözükmese de havada vücudunu çevirip Chandler'ın üzerinden fade-away'i o yumuşaklıkta atması gerçekten takdire şayan bence.

Celtics'ten Basketbol Dersi


Link

Günün en iyi hareketlerine girmemiş ama bence kesinlikle hakediyor. Seyrederken direk videoyu durdurdum, kesip youtube'a koydum. Çok hoşuma gitti.

Sözlerin Seni Ele Veriyor, Sen de İstiyorsun

Çıt Kırıldım

Sacramento Kings'in yıldızı Kevin Martin, sol el bileğinde stres kırığı olduğu için pazartesi günü ameliyat olacak ve Kings ondan 2 ay boyunca yararlanamayacak. Bu sezona muhteşem başlamıştı, oynadığı 5 maçta tam 30.6 sayı ortalaması tutturmuştu. Sayı krallığında Kobe ve Carmelo'nun ardından 3. sırada bulunuyordu, üstelik bunu sadece 1.4 top kaybı yaparak başarmıştı. Yazık oldu. Zaten Kings'i izlemek bu sezon ufak çaplı bir eziyet olacaktı bunu biliyorduk ancak Garcia ve Martin'in sakatlıkları onları iyice lottery takımı yaptı. Şimdi Kings maçlarında tek izlemeye değer şey olarak Evans ve Thompson'ın oyunları var.

Bu arada başlığa geri döneyim, Kevin Martin'in bünyesi NBA temposunu kaldırmıyor zannedersem. Her sezon başka bir yerinden sakatlanıyor keskin şutör. Kariyeri boyunca her sezon ortalama 20 maç kaçıran bir adamdan bahsediyoruz. Bu sezon da yaklaşık 25 maç kaçıracağı garanti. Kings onun üzerine bir takım kurmak istiyor ama bu kadar sık sakatlanan bir adamla ne kadar başarılı olacaklar tartışılır.

Geçmiş olsun ayrıca Martin'e. Umarım Ocak ayında döndüğünde, aynı formunu sürdürür.

Var Mısın Yok Musun? 10 Milyon Dolar!!

Shaq, LeBron'a medyanın önünde şöyle demiş: "Gelecek sezon hakkındaki kararını şu anda açıklarsa nsana 5 milyon dolar vereceğim." LeBron bunu yapmasının imkansız olduğunu belirttikten sonra sevimli dev teklifi arttırmış: "10 milyon dolar, nakit, çantayla evinde teslim edeceğim."

Bütün geyik ve şakalar bir yana, keşke şu anda LeBron'un gideceği takım kesin olarak açıklansa da kurtulsak. 2 günde 1 bu haberleri okumaktan gına gelecek yoksa, daha sezonun başındayız, hafiften vbaymaya başladı.

6 Kasım Gecesi Programı

7 Kasım Cumartesi 02:00 (NBA TV) / Detroit Pistons - Orlando Magic
7 Kasım Cumartesi 02:00 / Atlanta Hawks – Charlotte Bobcats
7 Kasım Cumartesi 02:00 / Washington Wizards - Indiana Pacers
7 Kasım Cumartesi 02:00 / New Jersey Nets – Philadelphia 76’ers
7 Kasım Cumartesi 02:30 / Phoenix Suns - Boston Celtics
7 Kasım Cumartesi 02:30 / Denver Nuggets - Miami Heat
7 Kasım Cumartesi 03:00 / Milwaukee Bucks - Minnesota Timberwolves
7 Kasım Cumartesi 03:00 (NTV) / Toronto Raptors - New Orleans Hornets
7 Kasım Cumartesi 03:00 / Cleveland Cavaliers – New York Knicks
7 Kasım Cumartesi 03:30 / Oklohama City Thunders – Houston Rockets
7 Kasım Cumartesi 05:30 (NBA TV) / Los Angeles Clippers - Golden State Warriors
7 Kasım Cumartesi 05:30 / Memphis Grizzlies - Los Angeles Lakers
7 Kasım Cumartesi 05:30 / San Antonio Spurs - Portland Trail Blazers

Diğer yazıyı hazırlaıdığım için, bu da geçe kaldı birazcık, yine kusura bakmayın.

- Efendim, öncelikle gecenin NBA TV'den yayınlanacak ilk maçı sadece ama sadece Magic ve özellikle Howard'ın, Pistons'ın pestilini çıkarma isteği nedeniyle izlenilmeli diye düşünüyorum. Erken kopma ihtimali yüksek bir maç olsa da (Prince ve Hamilton sakatlıkları nedeniyle oynamıyorlar), Howard'ın hırsı ve performansı görülmeye değer pozisyonlar ortaya çıkarabilir.

- Suns-Celtics'te ise mantığım çok rahat bir Celtics galibiyeti görürken, içimden bir ses Suns'ın yeneceğini söylüyor. Ama ben bile inanmıyorum bu sese.

- Nuggets ile Heat arasındaki maçta ise eğer bir kopma (çok büyük ihtimalle Denver lehine) olmazsa Wade ve Carmelo'dan çok güzel bir düello bekliyorum.

- Raptors ile Hornets arasındaki mücadelede, Hidayet'ten karşı takımdaki kısa forvetleri çiğ çiğ yemesini, yeni takımındaki en iyi maçı çıkarmasını bekliyorum. Umarım beni yanıltmaz. Hep birlikte coşarız NTV'nin karşısında.

- Madison Square Garden'daki maçta ise Knicks taraftarlarından LeBron'a ilginç jestler görebiliriz. Çünkü LeBron daha yeni "Knicks şampiyonluğa oynayan bir takım haline gelirse, bu NBA için de iyi olur" şeklinde bir açıklama yapmıştı. Gallinari ile LeBron eşleşmesinde, İtalyan oyuncunun ne tür pozlara gireceğini tahmin bile edemiyorum. Elbette rahat bir Cavs galibiyeti bekliyorum. Knicks beni bir kez daha şaşırtıp galibiyet çıkarırsa, seneye LeBron'un oraya gitmesine şaşırmam artık herhalde =)

- Thunder ile Rockets arasında çok çekişmeli bir maç bekliyorum. Durant Lakers karşısında, son 15 dakikadaki kötü oyunu nedeniyle çok gaz olduğunu birçok defa yazdı twitter ve facebook'una, tek başına Thunder'ı sürükleyebilir.

- Son olarak da iki tane kötü giden sağlam takımın çıkacağı maçı yani Spurs-Blazers maçını merak ediyorum. İki takımı da bir kez daha izlemek gerek form durumları hakkında daha iyi bilgi sahibi olmak için.

4-5 Kasım'dan Notlar

Geç oldu, kusura bakmayın. Kolay iş değil vallahi maçları izlemek =)

Öncelikle Lakers'ın, Gasol'süz hala iyi oynamadığını söylemeliyim. Çok açık bir şekilde, Kobe'ye bağımlı oynuyorlar şu anda. Gasol geldiğinde hücumları çok daha rahatlayacaktır. En azından güvenecekleri 2 tane çok iyi skor opsiyonları olacak yeniden. Elbette bu maçta Bynum çok etkiliydi ama Rockets'ın en uzun oyuncusunun Scola olduğunu hatırlatmakta fayda var. Her rakibe karşı 7'si hücum olmak üzere 17 ribaunt alamaz Bynum.

Bu maçta Ariza'yı durdurduğuna dair yorumlar okumuştum ancak Ariza'nın kullandığı şutların çoğu kötü seçimler değildi. Aynı şekilde 2 maç evvel Durant'ı 4. çeyrek ve uzatmada sahadan sildiği yazılıp çizilmişti, o maçı da izledim ve orada da Artest'in Durant'a yaptığı iyi bir savunma göremedim. Hatta tam tersi, Ariza da Durant da birçok pozisyonda Lakers'ın çılgın forvetinden çok rahat sıyrıldılar ancak gelen yardımlara tosladılar. Aslında Ariza beni, kendisine bu kadar rahat pozisyon yaratabildiği için şaşırtmadı değil ama bu pozisyonlardan çoğunu (5/21 saha içi isabeti) değerlendiremedi. Örneğin ir pozisyonda 3-4 metreden fade-away attı, top hiçbir şeye değmedi. Benim izlemeye alıştığım Ariza'yı gördüm sahada bitiricilik ve şut performansı bakımından. En çok şaşırtan yönü birkaç tane son derece yaratıcı asist yapmasıydı. Birçok oyun kurucuyu kıskandıracak paslardı. Ayrıca bir bşaka pozitif yönünü de söyleyeyim; şutlarının çemberi zor bulduğu bir günde, maçı uzatmaya götüren üçlüğü atmasını takdir ettim.

Peki en skorer oyuncusu şut sokamazken, Rockets maçı nasıl devamlı önde götürdü? Takım oyunu ve mücadele ile. Özellikle ön plana çıkan bir oyuncu yoktu benim gözümde, aklımda kalan isimler Carl Landry ve Chuck Hayes oldular. Landry birçok pozisyonda Bynum ve Odom'a karşı kendi başına skor üreterek beni oldukça şaşırttı. Öte yandan box score'da 7/9 ile oynadığı gözüken Hayes'ın istatistiği biraz yanıltıcı, çünkü neredeyse her bulduğu baskette takım arkadaşlarının - futbol deyimiyle - al da at tarzı asistleri vardı. Ancak sonuçta Kobe, uzatmada Rockets'a fazla geldi. Ayrıca Rockets takımı bu dönemde bomboş atışları kaçırarak, Kobe ve Lakers'a galibiyet için zemin hazırladı.

İlginç istatistikler vereyim: Maç boyunca hücumda takımına yük olan Fisher (0 sayı, 0 asist, 0 ribaunt), tam 3 tane hücum faul yaptırarak defansta katkı sağladı. Gerçi katkı sağladı derken, Brooks'u sayısızca pozisyonda kaçırdığını da hatırlatayım. Yani sadece bir maçta 3 hücum faul yaptırmanın ilginçliğine parmak basmak istedim.

Elimde olsa da izleyemediğim ama çabuk çabuk neredeyse her pozisyona baktığım bir maçtı bu. Chris Paul sonunda azıttı ve önemli bir maçı takımına getirdi. 14/23 saha içi 3/4 üçlük, 8/8 serbest atış ile 39 sayı ve 7 asist üretti bu küçük adam. Ayrıca West'in, Nowitzki çok iyi tuttuğunu söyleyebilirim, çabuk ayaklı bir dört numara olarak Nowitzki'yi her şutunda rahatsız etmiş. Aslında tabi 4/15'i sadece bu açıklamıyor, Alman yıldız da kötü bir günündeymiş. Ben Marion'ın bu maçta bir faktör olacağını düşünüyordum ancak izlediğim kadarıyla, sahada görmedim bile Marion'ı. Bir başka dikkat çekici nokta Fransız çaylak Beaubois'nın ilk 5'te başlaması ve Mavs'in ilk 9 sayısına imza atmasıydı. Çok yetenekli bir guard ve kendisini Magic'teki Pietrus keşfetmiş bir basketbol kampında. Maçın sonu da oldukça ilginç geçmiş. Nowitzki 2 dakika kala 6 faul alıp oyundan çıkmış. 16 saniye kala Dampier'ın pota altında bomboş kalıp tip'lediği topla Mavs farkı 4'e çıkarmış ve Nowitzki molada bench'e gelen arkadaşlarını kutlamış sanki maç bitmiş gibi. Tabii ardından olacakları tahmin edemezdi Dirk. Mavericks son 16 saniyede Terry ve Barea ile kullandığı 5 serbest atıştan (4'ü taktik faül, biri teknik faül) sadece 1'inde isabet bulmuş ve Chris Paul bir pozisyonda hücum faul yapmasına rağmen, ikinci şans ellerine geçtiğinde Peja'nın eski günlerini hatırlatan tarzda alıp anında elinden çıkardığı üçlük maçı uzatmaya götürmeye yetmiş. Uzatmada da evlerinde olmalarının, geriden gelmenin ve Nowitzki'nin oynamamasının avantajını kullanıp galip gelmişler. Hornets için çok önemli bir galibiyetti. Bu arada Dampier'ın 16 sayı 14 ribaunt ve 3 blokluk performansına yazık olduğunu söylemeyi unutmuşum. Gelecek sene kazanacağı 13 küsur milyon dolar tatlı geldi zannedersem, yıllar sonra yeniden canını dişine takarak oynuyor...

Spurs tam 4 gündür maç yapmıyordu bu maçtan evvel. Ara hiç ama hiç yaramamış. Defansta adamlarının önünde kalamayan oyuncular topluluğu izledim adeta, takım falan değillerdi. Bir tek Duncan'ı beğendim. Jefferson, Parker, McDyess, Finley, Ginobili... Hepsi ama hepsi özellikle defansta çok çok kötüydüler. Ayrıca tabii ki Blair'ın mücadelesini ve enerjisini takdir etmemek mümkün değil. Ama o zaten her maç çıkıp bunu yapıyor...

Bir maç düşünün ki, Jazz'lı herhangi bir oyuncu topu 3 kere vurup penetre ettiği zaman çembere kadar rahatlıkla gidebiliyor. Bu nasıl Spurs savunması aklım almadı. Üstelik bu savunma, sezon başlangıcından beri çok kötü oynayan, Korver ve CJ Miles gibi iki adamından yoksun, bench'i iyice daralmış bir Utah'a karşıydı. Spurs'ün karşısında 2 gece evvel Magic olsa, fark 30'lara rahat çıkardı. Jazz açısından ise Boozer'ın şut performansı ile her ribaundu kovalaması memnun edici olsa gerek.

Spurs'ün aslında kötü defansının yanında, hücumu da ancak vasat idi. Ama Parker-Ginobili-Jefferson ve Duncan gibi 4 hücum silahı olan bir takımın bu konuda sıkıntı yaşayacağını düşünmüyorum. En büyük sorun savunmada. Spurs bu sezon rakibin şut yüzdesi istatistiğinde %47 ile ligin 25.si, daha çok az maç oynanmış olsa bile bu rakamın iyiye işaret olmadığı kesin. Umarım yakında McDyess ilk 5'e yerleşir ve takımın kimyası oturur.

6 Kasım 2009 Cuma

50 Sayı Barajını İlk Kim Geçer?

Ben bu adamdan bekliyorum. Siz? Sağ üstte anket var.

Yalnız Roy'u koymayı unutmuşum şimdi farkettim. Yine de bu yazdığım diğer adayların 50'yi yakın zamanda geçme ihtimalleri daha yüksek bence.

Kim Kime Faul Yapıyor?


Link

Lakers-Rockets maçını izledikten sonra Mavs-Hornets'a yerine Bulls-Cavs'e bakmaya karar verdim. Pozisyonlara şöyle bir göz gezdiriyordum ki, o da ne? LeBron James sabit Hinrich'in üzerinden geçmesine rağmen çizgiye gidiyor... Hinrich'in çenesi yarılmasa koymazdım bile ama bu kadarı da fazla yahu. LeBron'a son 5 maçta çalınan faul sayılarını da vereyim tam olsun: 1-1-1-0-0.

İlk yarıda da bir pozisyonda önce 2 adım atıp sonra çift zamanlı stop yaparak turnikesi vardı ama onu sonraya saklayayım.

Yeni Nesil Pivot

Warriors koçu Don Nelson'ın geçmişte Nowitzki ve Murphy gibi şutör uzun forvetleri pivota çektiğine şahit olmuştuk. Şimdi de Anthony Randolph'u 5 numara düşündüğünü söylemiş. Evet yanlış okumadınız: Anthony Randolph. Nelson sezona giriş yaparken "4 numarada yeri garanti" demişti genç forvet için. Buna rağmen 3 maçta ortalama 14 dakika bile alamayan Randolph'a daha çok görev verebilmek için, onu pivota çekmeye hazırlanıyormuş. Randolph NBA'deki 4 numaralara göre bile oldukça zayıf ve narin bir yapıya sahip, eğer her maç kendisinden 30 kilo ağır oyuncularla 20 dakika civarında başederse, vücudu ne zaman iflas eder bilinmez...

Peki Randolph uzun forvet olarak niye süre alamıyor? Tamamen Nelson'ın çılgınlığıyla alakalı. Son maçta yeniden kısa forvetlerden 4 numara yaratma çabasına girmiş ve uzun oyuncularını yalnızca pivot pozisyonuna mahkum etmişti. Bu rotasyonda Randolph, saçları dışında hiçbir ilgi çekici yanı olmayan Miki Moore'un bile gerisine düşmüş durumda. En azından son maçta durum böyleydi. Ama yakında dakikaları artacaktır diye düşünüyorum. Çünkü sezon boyunca Randolph'un ortalama 15 dakika alması halinde çılgın ve Randolph hayranı Warriors taraftarları sonunda dayanamayıp sahaya girebilirler.

Nelson'ın, savunma yapan, ribaunt toplayan, 2.10'luk boyuna göre delicesine atletik olan bir adamı 4 numarada oynatmamasının nedeni, şutunun iyi olmaması. Yanlış anlamayın, Randolph NBA'deki uzun forvetler arasında şut bakımından sırıtmaz ama Nelson'ın sisteminde 4 numara için bu yeterli değil. NBA'deki koçların %90'ı savunmadaki eforu hücuma tercih ederken, Nelson'da durum tam tersi. İşte bu yüzden Maggette ve Azubuike artık birer uzun forvet olarak oynayacaklar. Bu sistem kısa vadede veya tek tük maçlarda işe yarayabilir ancak uzun vadede getirisi olmadığını biliyoruz. Ama işte Nelson'ın inadından ve deliliğinden kurtuluş yok...

Keşke Randolph başka bir koçun elinde olsaydı da doyasıya izleseydik.

Koca Bebek NFL'e Göz Dikti

Glen Davis basketboldan uzak kaldığı için sıkılmış olacak ki değişik bir demeç vermiş: "All-Star'a seçildiğimde ve NBA'de büyük bir oyuncu olduğum zaman, Amerikan futbolunu deneyeceğim." Kimse "Madem öyle, hiçbir zaman Amerikan futbolu oynayamayacaksın" diye cevap vermemiş mi Davis'e? Pozisyonuna göre kısa olan, zıplamanın z'sini beceremeyen, bu nedenle ribauntlarda sıkıntı çeken, defansta ise mücadele etse de yer tutmasını bilmeyen bir adamdan bahsediyoruz. Ancak hakkını vereyim; Davis geçtiğimiz sene içinde orta mesafe şutlarını çok geliştirdi, eskiden hücumda takımına zarar veriyordu, artık bir uzuna göre güvenilebilir bir şutu var.

Davis en azından yeni imzaladığı kontrat bitene kadar böyle birşeyin mümkün olmadığının farkındaymış. "Rotasyonda, önümde iki tane çok büyük yıldız - Rasheed ile Garnett - var" demiş. Zaten amacı şu 3 sene içerisinde All-Star'a seçilmek olsaydı, antrenmandan direk tımarhaneye transfer etmek gerekebilirdi Davis'i.

Jackson'dan Perdeleme

Lakers-Rockets maçına bakarken dün dikkatimi çekti. Biliyorsunuz ki bench arkasında oturan seyircilerin maçı hakkıyla izleyebilmeleri için oyuncuların ayağa kalkmaları yasaklandı, böylece seyirciler rahat etti. Peki ya Phil Jackson'ın arkasında oturanlar ne yapsın =)

Boş Durma, Topları Topla

Trevor Ariza şut çalışırken oğlu da topları toplamayı görev edinmiş. Boyundan büyük işlere kalkışmanın gerçek anlamı bu olsa gerek.

5 Kasım 2009 Perşembe

4 Kasım'dan Notlar

Dün geceki en çok ilgimi çeken 3 maç (Mavs-Hornets, Suns-Magic, Lakers-Rockets) elime geçti ancak işlerim olduğu için izleyecek fırsatım olmadı. Bunların sadece özetini izleyerek değil pozisyon pozisyon değerlendirerek yazmak istediğim için, 4 Kasım'dan notları yazamayacağım. En kötü ihtimalle yarına birşeyler karalarım diye düşünüyorum. Zaten bu gece sadece 2 maç olduğu için, yarınki gündem de daha durgun olur herhalde.

İlgilenenlere duyurulur.

İnsan İnsana Yapmaz - 4


Link

Garnett 01:45'te Peja'ya İnsan İnsana Yapmaz serisine giren bir blok yapıyor. Tabii ki bütün videoyu izleyin derim. Kariyerinden bir sürü izlenesi blok. Defansa doyarsınız.

Yeni Çemberler Her Topu İçine Alıyor Mu?

Başlık bir ilginç oldu sanki ama idare edelim. Bildiğiniz veya muhtemelen bilmediğiniz üzere, NBA yönetimi bu sene çemberleri değiştirdi. Önce bazı taraftarlar yeni çemberleri "çift çember" ile karıştırmışlardı ancak sonradan tek çemberin sadece biraz modifiye edildiği anlaşılmıştı. Link vermek için blog'da aradım yeni çemberler hakkında girdiğim post'u ama bulamadım, herhalde yoğun gündemde güme gitti ve yazmayı unuttum. Her neyse konumuz şu: Yeni bir rapora göre, bu sezon oynanan maçlarda geçen seneye göre takımlar ortalama 4.8 sayı fazla atıyorlarmış. Bundan yola çıkarak yeni çemberlerin topu içine aldığına getirmişler sözü. Ancak raporu yapanların kaçırdığı bir nokta var. Şu ana kadar en düşük skor üreten Bobcats ve Bucks gibi takımlar, maç başına 115.5 ve 111 sayı atan Nuggets-Suns gibi takımlardan 1 veya 2'şer maç eksik oynadılar. Sadece bu bile takımların maç başına olan sayı ortalamasını arttırmak için yeter de artar. Ayrıca tek tek takımlara baktığımızda şut yüzdelerinin de artmak yerine düştüğünü görüyoruz. Sağlıklı bir istatistik için her takımın en az 25-30 maç oynaması gerekiyor ki hata payı mümkün olduğunca azalsın. Yani bu haberi yapanların biraz sakin olup sabretmeleri gerekiyormuş zannedersem.

Phil Jackson vs. Barney Stinson


Link

Kobe onu görmeyince, Phil Jackson'ın eli tıpkı Barney Stinson gibi havada kalmış. Bozuntuya vermeden kendi yanağına vurması, ardından da "Bu hareket garip oldu ya, öbürünü de vurayım ki insanlar bir anlamı olduğunu sansın." düşüncesi gerçekten paha biçilemez. Çok uzun süredir bu kadar iyi gülmemiştim.

Adam Olacak Çocuk

İnsan 7'sinde ne ise 70'inde de odur derlerdi de inanmazdım. Bir insan bu kadar mı değişmez? Genç olandan bahsediyorum bu arada. Çok bariz olsa da sorayım bu ikilinin adlarını...

Fotoğraf için Atakan'a teşekkürler.

Edit: Çok çabuk geldi cevap ya =) Isonka'ya tebrikler. Rasheed hakikaten hiç mi hiç değişmemiş.

4 Kasım Gecesi Programı

5 Kasım Perşembe 02:00 / Detroit Pistons - Toronto Raptors
5 Kasım Perşembe 02:00 / Phoenix Suns - Orlando Magic
5 Kasım Perşembe 02:00 / Miami Heat - Washington Wizards
5 Kasım Perşembe 02:30 / Denver Nuggets - New Jersey Nets
5 Kasım Perşembe 02:30 / Indiana Pacers - New York Knicks
5 Kasım Perşembe 03:00 / Boston Celtics - Minnesota Timberwolves
5 Kasım Perşembe 03:30 / Los Angeles Lakers - Houston Rockets
5 Kasım Perşembe 04:30 (NBA TV) / Dallas Mavericks - New Orleans Hornets
5 Kasım Perşembe 05:00 / Atlanta Hawks - Sacramento Kings
5 Kasım Perşembe 05:30 / Memphis Grizzlies - Golden State Warriors

Tam 10 tane maç var, hangi birine değinsem bilmiyorum. Gecenin bana göre en iyi maçıyla başlayayım bari: Suns - Magic. İki tane yüksek tempolu oynayan, şutör takım karşı karşıya geliyor. Sakatlıklar: Pietrus'un oynaması beklenmiyor, Carter maç başlarken belli olacak, Barbosa çok büyük ihtimalle yok. Bu oyuncular oynamazsa ve Redick yine iyi bir performans ortaya koymazsa, Suns sürpriz yapabilir bence. Her ne olursa olsun, izlemekten zevk alınacak bir karşılaşma bence. Celtics - Timberwolves mücadelesi ise Al Jeff ve Garnett için değişik hisler uyandırıyordur eminim. Özellikle de Garnett'i duygu dolu anlar bekliyor. Bir başka ilginç karşılaşma da Artest ile Ariza yani Lakers ile Rockets arasında olacak. Karşılıklı takas olan ikilinin birbirlerine karşı nasıl oynayacaklarını gerçekten çok merak ediyorum. Bynum ve Odom spektaküler bir maç çıkarabilirler gibi geliyor bana. Son olarak da Mavs - Hornets'a değineyim. İki sene önce playoff ilk turunda kendilerini eleyen takımı bu kadar kötü yakalamışken deplasmanda yenmesi lazım Mavs'in. Özellikle kısa forvet pozisyonunda sıkıntı çektikleri için Marion sahanın iki tarafında da X faktörü olacaktır bana göre. Ancak Chris Paul evinde bir mağlubiyet daha almamak için canını dişine takacaktır, bu nedenle çok erken kopan bir maç beklemiyorum. Çünkü öbür türlü olursa, Paul; "Kendimiz bir yol çizip, bu işi düzelteceğiz" şeklindeki açıklamalarından, artık mutsuzluğunu gizlemeyen sözlere dönebilir...

4 Kasım 2009 Çarşamba

Ersan Bindiği Dalı Kesiyor


Link

İlk olarak Ersan'ın 7 dakika aldığını gördüğüm için, ne maçın özetini okumuştum ne de görüntülerini izlemiştim. Meğersem Ersan'a koç Skiles güvenmiş ve son hücumda topu teslim etmiş. Ancak Ersan çok çok kötü bir tercih kullanarak air-ball bir üçlük atmış. Zaten takım 2 sayı gerideyken el üzerinden üçlük atmak da neyin nesi? Bunu Kobe bile yapıp sokamadığı zaman eleştiriliyor. Herhalde Ersan, dakika almak için çekiştiği takım arkadaşı Warrick, ilk 5'e yerleşince kendisini daha çok göstermesi gerektiğini düşünmüş. Ama daha önce de yazdığım gibi, bu Skiles tarafından takdir edilen bir davranış değil. Ne diyeyim çok üzüldüm. Skiles da maçtan sonra "Onun penetre etmesi için alan yaratmıştık, penetre ettikten sonra şuta kalkmasını bekliyorduk ama o üçlük atmayı kafasına koymuştu." demiş. Skiles'ın takımında herşeyi yapabilirsiniz ama onun verdiği görevleri yerine getirmezseniz, onun sözünün dışına çıkarsanız, hele bir de air-ball atarsanız vay ki vay halinize... Umarım Skiles hakkında yanılırım da Ersan'a takmaz. Milli oyuncumuz inşallah bu konuda bir istisna olur da çok yakın bir zamanda bol bol dakika almaya başlar. Ama şu özeti izledikten sonra hiç mi hiç sanmıyorum.

Rondo 55 Milyonun Hakkını Veriyor


Link

Belki de kendisini hep böyle zor pozisyonlara sokmalı. Çünkü rakipler onu 3 metre geriden savunurken şuta kalktığında, tuğladan başka birşey atmıyor...

Ginobili de Kimmiş?

Odom "Gerçek Batman benim." diyor adeta.

Fotoğrafı gönderen Çağlar'a teşekkür ediyorum buradan. Bilmeyenlere Ginobili olayını hatırlatayım

Şeker Krizi

Stephen Jackson'ın şu sıralar tek problemi takımıyla ilgili değilmiş. Mahallesinde, komşulardan da çok tepki çekmeye başlamış. Nedeni de Cadılar Bayramı'nda komşulardan şeker toplamaya elinde tabancasıyla çıkmasıymış. Bir komşusu çok sessiz sakin bir mahallede yaşadıkları için kapısını hiç kilitlemezmiş, birgün Jackson direk kapıyı çalmadan içeri girip, komşusunun çocuğuna silahını göstererek "Snickerslar nerede?" diye sormuş.

Konuyla ilgili Jackson'ın savunması da harika: "Benim geldiğim yerde, siz başkasının şekerini almazsanız, onlar sizin şekerinizi alırlar. Ben ünlü biriyim, birçok kişi bana diklenmeye bayılıyor. Beni test etmek istiyorlar. Bir sürü zibidi ufaklık gelip beni korkutmaya çalışıyorlar. Daha yeni hayalet kostümündeki biri gelip bana "Bööö" dedi. Sen kimsin de bana Bööö'lüyorsun? Stephen Jackson'ı mı korkutuyorsun? Ben ve silahımla karşılaşanlar kimin daha korkunç olduğunu görecekler."

Hayır, deli olduğunu biliyordum Jackson'ın ama yine de bu konu hakkındaki açıklamalarını okurken şoktan şoka, şekilden şekile girdim. Harikulade gerçekten. İnanılmaz bir zekanın ürünü olmalı bu düşünceler... Artest gibi tatlı-deli de değil yani, cidden korkulacak bir adam olduğunu bir kez daha kanıtladı Jackson.

3 Kasım'dan Notlar - Ersan'a Kötü Haber

'Sözde derbi'de, Cavs rahat bir galibiyet aldı. İçeriden Haywood-Blatche ikilisi hariç hiçbir skor üretme opsiyonu olmayan Wizards, Cavs'e bir kez daha yenilmiş. Arenas ile Butler, Cavs'in defansına karşı penetre edemedikleri için dış şutlara mahkum oldular ve ikisi de 7/18 atarak takımlarının mağlubiyetini hazırladılar. Öte yandan Shaq, Cavs'e geldiğinden beri en verimli maçını oynadı. Belki de yavaş yavaş kimyanın sağlandığını gösteren bir işaret olarak algılayabiliriz bunu. Umarım öyledir. Cavs'in de şampiyonluk yarışında var olmasını isteyenlerdenim, ne kadar çok aday, bizler için o kadar fazla keyif.

Orlando Magic'e ilk mağlubiyetini, belki de bu sezon playoff yapması bile sürpriz olarak görülecek Pistons tattırmış. Direk göze çarpan şey Howard'ın sadece 17 dakika süre alması ile 6 faule ulaşmış olması. Sadece onun üzerine oynamış herhalde Pistons ama hakemlerin de biraz bu işte katkı payı olduğunu düşünüyorum. Tabii her ne kadar yaşlanmış olsa da Ben Wallace'ın hakkını yemeyelim, geçmişte birkaç kez Howard'ı durdurduğuna şahit olmuştuk. Geçen maç Carter-Lewis-Pietrus yoktu Raptors'a karşı ve buna rağmen kazanmayı bildiler. Ancak Carter dönmüş olsa da, Howard yokları oynadığı için, eksikler Pistons'ı aşmaları için fazla ağır gelmiş. Bir başka ilgi çekici not: Prince sakatlığı nedeniyle forma giyemedi ve 496 maç üstüste oynama serisi sona erdi. Ek bilgi olarak, Andre Miller'ın 535 maçtır parkelerde yer aldığını söyleyeyim.

Ersan'a gerçekten kötü haber var. Ben hatta dünkü maç programında "Çabuk uzunları olan Bulls'a karşı normalden fazla dakika bulabilir" yazmayı düşünüyordum, unutmuşum yazmayı. Skiles ise tam tersi bir şekilde, genç forvete yalnızca 7 dakika vermiş. Tabii ki skorborda bakınca Ersan'dan sonra gözümü alan ilk istatistik Deng'in 7'si hücum olmak üzere 20 ribaundu. Tyrus Thomas'ın yokluuğunda uzun forvet pozisyonuna kaymak zorunda kalan Deng uzun kolları ile 'idare etmek'ten çok daha öteye geçmiş. Bulls 18 sayıdan geri gelerek 2 sayıyla kazanmayı başarmış. Ayrıca bir başka not düşeyim: Derrick Rose, hazırlık kampında yaşadığı bilek sakatlığının kendisini hala etkilediğini açıklamış. Zaten böylesine yetenekli bir oyuncunun çaylak yılında ortalama 17 sayı atarken, bu sezon 12'de kalmasının başka açıklaması yoktu. En azından ben bulmak istemiyordum bir açıklama.

Oklahoma City'nin beni çok yanılttı. Kobe'nin oynaması durumunda izlenesi mücadele olmayacağını düşünüyordum ancak Thunder maçı uzatmaya götürüp, Lakers'a kök söktürmüş. Oyundan dolayı Lakers'da moraller bozulsa da eminim Artest'in kendisini bulmasına çok sevinmişlerdir. Durant'a yaptığı savunma nasıldı onu çok merak ediyorum esasında. Sırf bu yüzden maçı 'edinilecekler' listesine yazdım. Ancak özetlerde, maçın sonlarında Durant'ın kaçırdığı atışlar vardı, bunların çoğu savunmanın zorlamasından çok kötü tercihlerdi. Bu konuya değinmişken Durant'ın facebok ve twitter'dan, bu kötü şut tercihleri için arkadaşlarından ve taraftarlardan özür dilediğini de yazayım. Son olarak da bu yaz top hakimiyetini geliştirmek için özel çalışmalar yapan Westbrook'un son 3 maçtaki top kaybı istatistiklerini vereyim: 5, 9 ve 6. Çalışmaları işe yaramış mı siz karar verin...

Nowitzki, Nowitzki ve Nowitzki... Toplamda 40 sayı atmış, bunların 29'u son çeyrekte gelmiş. Milli pivotumuz Mehmet, Duncan, Yao gibi ayakları ağır oyunculara karşı iyi mücadele etse de, Nowitzki'ye karşı çok çaresiz kalmış. Özetlerdeki 4-5 pozisyonda bile bu rahatlıkla gözüküyor. Mehmet bunun dışında hücumda da bir önceki maçı bir hayli aratmış ve 4/15 ile oynamış. Görüntülerde dikkatimi çeken bir detay: Nowitzki 4 hücum üstüste skor üretmişken bir sonraki pozisyonda ikili sıkıştırma geldiğinde boş Kidd'i buluyor ve o da üçlüğü gönderiyor, maç bitiyor. İşte bu Nowitzki'nin özel olduğu alanlardan biri, neredeyse her pozisyonda doğru tercihi yapıyor. Ayrıca Jazz'ın mağlubiyetinde, dediğim gibi, rakibine verdiği 15 hücum ribaundu yine etkili olmuş.

Wade'i Hiç Böyle Görmediniz

Problem Popomda

Iverson'ın Grizzlies maçından sonraki demeci: "Bench'te uzun süre oturduğum için popom ağrıdı, bench'te oturmakla ilgili tek sorunum buydu." Ama işin ilginci ardından devamını getirmesi: "Ben yedek değilim, hiçbir zaman yedek olmadım, şimdi de kendimi yedek gibi görecek değilim. Olayı medya büyütüyor. Detroit'ten önce bunlar konuşulmazdı bile, geçen seneye kadar kimse oyuna kenardan dahil olmam hakkında hiçbir şey söylemedi. Kariyerim oyunca da böyle bir konu konuşulmadı. All-Star'larda, Olimpiyatlar'da, NBA Finalleri'nde hep ilk 5'teydim. Nedense şimdi sorun oldu. Kısacası ben yedek veya 6. adam değilim. Gidin kariyerime bakın, göreceksiniz."

Sen git önce hiçbir problemim yok de, sonra o olmayan problem hakkındaki sıkıntılarını koca bir paragraf edecek kadar cümlelerle dile getir. Sakatlıktan yeni dönmüş olmasının da etkisi vardır 17 dakika süre almasında diye düşünüyorum. Ancak dakika 1 gol 1, böyle bir açıklama yaparak hani gelecek sezon kendisine teklif getirme ihtimali olan takımları da düşüncelerin vazgeçirmiştir herhalde. Bir adamın repütasyonu 1 yıl içerisinde ancak bu kadar düşer. Baktıkça üzülüyorum Iverson'ın durumuna ama bu hallere düşmeyi haketmedi mi? Bence sonuna kadar haketti.

3 Kasım Gecesi Programı

Bilgi: Programın tarihini artık Amerika'daki güne göre vermeye karar verdim ileride karışıklık olmasın diye.

4 Kasım Çarşamba 02:00 / Washington Wizards - Cleveland Cavaliers
4 Kasım Çarşamba 02:00 / Denver Nuggets - Indiana Pacers
4 Kasım Çarşamba 02:00 / Boston Celtics - Philadelphia 76'ers
4 Kasım Çarşamba 02:30 / Orlando Magic - Detroit Pistons
4 Kasım Çarşamba 02:30 (NBA TV) / Phoenix Suns - Miami Heat
4 Kasım Çarşamba 03:00 / Milwaukee Bucks - Chicago Bulls
4 Kasım Çarşamba 03:00 / Los Angeles Lakers - Oklahoma City Thunder
4 Kasım Çarşamba 03:30 / Utah Jazz - Dallas Mavericks
4 Kasım Çarşamba 05:00 / Atlanta Hawks - Portland Trail Blazers

Son yıllarda Cavs ile playoff'larda pek çok kere karşı karşıya gelen ve bunların hepsinde rakibine boyun eğen Wizards, deplasmanda 'ezeli rakibiyle' oynayacak. Arenas 2 yıl aradan sonra dönüp hırsını sahaya yansıtacaktır. Ancak geçmişte bu hırsın ona 5/22 falan gibi saha içi isabetlerine mal olduğunu da görmüştük. Örneğin Blazers'a karşı 50 sayı atacağını açıkladıktan sonra 10 civarı sayıyı ancak bulmuştu diye hatırlıyorum. Butler'ın da döneceği yazılıyor, mücadele dozu çok yüksek bir maç olacak gibi duruyor. NBA TV'deki maçın oldukça zevkli geçeceğini düşünüyorum, skor olarak maç erken kopsa bile Nash ve Wade gibi 2 tane çok özel oyuncuyu yüksek tempo içinde izleyebileceğiz. Ancak bahis yapacaklara bir hatırlatma yapayım, Barbosa büyük ihtimalle oynamayacakmış. Lakers - Thunder maçının pek izlenilecek bir tarafı yok, ayrıca Kobe'nin bu gece oynamama ihtimali varmış. Bu durumda maçı sadece Durant'ı görmek isteyenler takip edecektir. Gerçi bu sakatlık, maçın dengeli geçmesine de sebep olabilir. Jazz - Mavericks maçı ise benim izlemeyi isteyeceğim maçların başında geliyor ancak Jazz uzunlarının dün Rockets'a verdiği hücum ribauntlarını düşününce, Mavs'in evinde galip gelmesini bekliyorum.

3 Kasım 2009 Salı

2 Kasım'dan Notlar

Günün en 'hayvan' performansını seçemedim, nitekim 2 tane var. Biri Gerald Wallace'tan gelmiş: 24 sayı 20 ribaunt 4 top çalma 1 blok ile. Diğeri ise sayı odaklı olarak Kevin Martin'in eseri: 14/27 isabetle 48 sayı, 7/10 üçlük, 5 ribaunt, 4 asist, 4 top çalma, 1 blok... Maşallah diyorum, ikisi de takımlarına maçı kazandırdılar.

Gecenin en şaşırtıcı sonucu elbette Knicks'in, Hornets'ı yenmesi olduk. Evet, Hornets beklenilen basketboldan çok uzakta ama karşılarında da Knicks vardı, üstelik parkedeki en üst düzey oyuncu - Chris Paul - da Hornets'da olmasına ve kendisi harika bir maç çıkarmasına rağmen - 12/18 isabetle 32 sayı ve 13 asist - mağlubiyete engel olamadı. Bakalım profesyonelliği ve sempatikliği ile tanınan Paul ne zaman çıkıp birilerinin kalbini kıracak açıklamalarda bulunacak?

Sonucunu tek merak ettiğim maçta Rockets beni yanıltarak Jazz önünde rahat bir galibiyet aldı. Mehmet Okur harika bir şut performansı göstermesine rağmen ribauntlarda takımına yeterince yardımcı olamadığı için Rockets çok büyük avantaj elde etti. Ama asıl olarak izlediğim 20 dakika içerisinde Ariza'yı gözlemle fırsatım oldu. Kendisinden asla görmeye alışık olmadığım fade away'ler ve şutlar görsem de son 2 maçına göre çok daha fazla zorlandı ve bildiğimiz Ariza gibi oynadı ve hücumda zorlandı. O nedenle pek tatmin olduğumu söylemem. Bu nedenle Rockets'ın başka bir maçını yakında izlemeyi düşünüyorum. Umarım bir dahaki sefere Ariza'yı süperstar haline bürünmüş şekilde görebilirim.

Gecenin son maçında da Clippers zor da olsa Timberwolves'u yenmeyi başardı. Kaman'ın çabalarıyla sonunda galibiyeti almışlar ancak ben Baron Davis'in formsuzluğuna takmış durumdayım. Griffin'in dönmesi ve Davis'in form tutmasıyla korkulacak bir takım olacaklarını düşünüyorum. Nedense ben bir takımı beğendiğim zaman böyle delicesine güveniyorum. Umarım beni yanıltmazlar. Thornton gibi 'düz' yani sadece skor üreten ve 3 ile 4 numara arasında kalan bir oyuncunun ilk 5 başlayıp 35 civarı dakikalar almasını her zaman eleştirmişimdir. Kenardan gelip atletikliği ve skor üretimiyle katkı vermesinin daha sağlıklı olacağını düşünüyorum. Bu trendin son bulması Clippers'dan daha da umutlanmamı sağlıyor.

Atışma

Paul - Sen tamamen Garnett-Allen-Pierce'ın sırtından geçiniyorsun yoksa hiçbir şey oynadığın yok.
Rondo - Sen de 24 saniyenin tamamında topla oynamasan o istatistikleri bok yaparsın.
Hakem - Düüüt. Kesin sesinizi, ikinize de teknik faul.

Edit: Diyaloğu ben yazmadım, ikili arasında böyle bir atışma olduğu doğrudur ama maç içinde bu kelimelerle olup olmadığını bilemeyiz. Buyrun resmini de vereyim:

Bosh Çalışıyor

Bosh ve Bargnani'nin ayak çabukluğuna değinmişken aklıma bu video geldi. Bosh ufak bir kızla defanstaki ayak çabukluğu üzerinde çalışıyor.


Link

Ginobili: Yaptığım Doğru Değildi

Yarasa olayı hakkında güncel bilgi vermek istedim. Çoğunuzun bildiği gibi aslında pek akıllıca bir hareket değildi. Çünkü yarasalar ekosistemde önemli bir yer tutmalarının yanında, kuduz virüsü taşıyorlar. Zaten o yüzden aşı olman gerekti (1 iğneden fazla oldum). Yarasaların %0.5 - %3'ü kuduz hastalığını taşıyor ama hayvanı bulup test edemiyorsanız, risk almanın anlamı yok. Kuduz sizi öldürebilir. Yarasayı verdiğim yer gösterici de yarasayı dışarı çıkardığında, hayvan uçtuğu için (yalan söylemiyorum) kuduz taşıyıp taşımadığını bilemezdim. İşimi garantiye aldım. Lütfen kimse bunu evinde veya başka bir yerde denemesin, yarasalar, kokarcalar, rakunlar ve farelerle kontak kurmaktan kaçının.

Okuduğunuz için teşekkürler,

Manu Ginobili


Ben de hayvana öle vurduğu için üzgün olduğunu söyleyeceğini zannetmiştim. İyice taş kalpli çıktı Arjantinli yıldız. Umarım doğru söylüyordur hayvanın uçtuğu konusunda.

Bu Adam Yılın Koçu

Gerçi konunun üzerinden 3-4 gün geçti ama dikkat çekici bir açıklama olarak görüyorum: Raptors maçında Bargnani ve Bosh gibi belki de NBA'in en hızlı 2 uzununa karşı, Ilgauskas ve Shaq'ı aynı anda sahaya süren Mike Brown'a soruyorlar: "Niye böyle birşey denediniz?" diye. Cevap: "Çünkü bir önceki gece Celtics'e karşı işe yaramıştı."

Tabii zaten Garnett/Perkins/Rasheed üçlüsünün ayak çabuklukları ile Bosh/Bargnani'ninki aynı. Ne diyelim, Allah kolaylık versin LeBron ve Cavs taraftarlarına.

3 Kasım Sabahı Maç Programı

3 Kasım Salı sabah 02:00 (NBA TV) / New Jersey Nets - Charlotte Bobcats
3 Kasım Salı sabah 02:30 / New Orleans Hornets - New York Knicks
3 Kasım Salı sabah 04:00 / Houston Rockets - Utah Jazz
3 Kasım Salı sabah 05:00 (NBA TV) / Memphis Grizzlies - Sacramento Kings
3 Kasım Salı sabah 05:30 / Minnesota Timberwolves - Los Angeles Clippers

NBA TV'de ilk yayınlanacak maç, Devin Harris yokken, sadece Brook Lopez'in doğru basketbolunu görmek ve Gerald Wallace'ın spektaküler hareketlerinden birisine canlı yayında rastlamak için izlenilebilir. Ama kesinlikle benim tercihim olmayacaktır. Hornets ile Knicks'in mücadelesinde Chris Paul'ün şu ana kadar gösterdiği kötü formundan sonra, patlamasına şahit olabiliriz. Sırf onun için ve tabii ki Knicks'in bol skorlu, sıfır defans prensipli oyunu için izlenebilir. Hornets'dan doğal olarak bir galibiyet bekliyorum. Rockets - Jazz maçının zevkli olacağını ön görüyorum. Özellikle Mehmet'in oynaması durumunda - ki %99 ilk 5 çıkacağı söyleniyor - Jazz kolay bir galibiyet alabilir. Clippers'ın yine yenilerek 0-5 ile sezona başlaması durumunda, Clippers lanetini resmileştirmek için notere başvuracağım. Maç çekişmeli gitse bile artık Baron Davis'in çıkıp galibiyeti koparması gerekiyor. Ondan beklenilen bu.

2 Kasım 2009 Pazartesi

1 Kasım - Bir Daha Göremeyebilirsiniz

Daha yeni 31 Ekim'e dünya kariyer günü demiştim. 1 Kasım'da da bazı oyuncular, belki de kariyerleri boyunca bir daha kolay kolay göremeyecekleri istatistiklere imza atmışlar. Bu istatistikler, Redick hariç rekor barındırmasa da, bana oldukça ilginç geldiler:

Zach Randolph: 7 asist
Aslında kariyer rekoru 8. Ama biz ve çoğu NBA sever kendisini topu aldıktan sonra ya şut atan ya da top kaybı yapan bir oyuncu olarak tanıyoruz. Yani nam-ı diğer: Kara delik. Kariyeri boyunca maç başına 1.5 asistten fazla yapmayan bir adam 7 asist yaparsa, olay standart sapmanın çok üstünde demektir. Kıyamet yakındır. Iverson'ın da yakında döneceği göz önüne alınırsa, Randolph eline geçen her topu kullanmaya çalışacaktır.
Box Score

Redick: 27 sayı
Magic'te Carter, Pietrus, Lewis 3'lüsü yokken, tam 44 dakika almış ve ceza atışlarını yüksek bir yüzdeyle değerlendirmiş. Bir daha bu kadar dakikayı kim bilir ne zaman bulacak. Bulsa da şutlardaki isabeti aynı oranda olabilecek mi? Zaten ayaklarının yavaşlığı ve fiziğinin yetersizliği nedeniyle herhangi bir takımın ilk 5'ine yerleşmesi çok zor olan bir isim. Her ne kadar mükemmel bir şutör olsa da yakın bir sürede bu performansını tekrarlayacağını sanmıyorum.
Box Score

Dwight Howard: 14/16 serbest atış isabeti
Evet bu yaz serbest atışlarını delicesine çalışmış olabilir Howard. Ama %88 isabeti, NBA'in en iyi serbes atış kullanan oyuncuları bile birçok maçta yakalayamıyor. Bir daha 15 ve üzeri serbest atış attığında böyle bir yüzde yakalaması Howard'ın çok uzak bir ihtimal gibi duruyor. Aslında biraz da ters manyel yapıyorum. Çok sevinirim Howard'ın böylesine kendini geliştirmesi halinde. Tabii yine de imkansıza yakın bir zorlukta olduğunu kabul etmek lazım.
Box Score

Ryan Gomes: 15 ribaunt
Kariyer rekoru 17 olabilir ama o maç 2 uzatmaya gitmişti. Şu anda ise Love ve Jefferson'lı bir takımda normalde kısa forvet oynuyor. Dün Love'ın yokluğunda uzun forvet mevkisine bol bol kayıp, hızlı tempodaki Suns'a karşı bu kadar ribaunt toplamış. Belki Love dönene kadar buna yakın bir istatistik daha gösterebilir bize ama Love formasına kavuştuktan sonra zor, hem de çok zor.
Box Score

Kevin Durant: 3/21 saha içi isabeti
Hep iyileri mi vereceğim? Buyrun size kötü bir örnek. 3/21 ya. Beni koysanız Blazers'a karşı sahaya, 4/21 atarım herhalde =P. Şaka bir yana, şutör guard oynadığı ilk sezonunda bile bu kadar kötü bir istatistik yakalamamıştır herhalde Durant. Kariyerinin sonuna kadar da bir kez daha böyle rezil bir maç çıkarır mı? Hiç ama hiç sanmıyorum.
Box Score