BIY AD

19 Aralık 2009 Cumartesi

18 Aralık'tan Notlar

40:
New Jersey Nets 2 galibiyet ve 24 mağlubiyete geldi. Raptors sağolsun. Bir ara fark 40'a kadar çıkmış. Ben zaten ilk çeyrekten sonra izlemedim. Yi Jianlian'ın dönüşü acaba 10 galibiyet almalarına yetecek mi?


Tek hane:
Utah'taki 4 'ana' ilk 5 çıkan oyuncu Deron-Boozer-Mehmet-Brewer tek haneli sayılarda kalmışlar, toplam 20 sayıya imza atmışlar. Bir tek çaylak Matthews 11 sayı üretmiş. Zaten maç 3. çeyrekten kopmuş, Utah ilk 36 dakikada sadece ama sadece 51 sayı üretebilmiş. Çeyrek başına 17.

Günün X-faktörü:
Speights ve Brand, 76'ers'a maçı kazandıran isimler oldular Celtics önünde. Bakmayın Speights'in 6/16 ile oynadığına, bir sürü tip'i girmediği için öyle gözüküyor, kendi kaçırdığı birçok şutun ribaundunu aldı. Brand de kenardan gelmeyi pek kafasına takmayarak 7/12 saha içi ve 9/10 serbest atış isabetiyle 23 sayı 8 ribaund üretti. Hücumda Garnett ve Perkins'e devamlı üstünlük sağladı. Devamlı çembere giderek oynadı, şutör bir uzun gibi takılmadı. Eski Brand'i gördüm parkede. Çok memnun oldum. Tabii son hücumda Speights'in girmeyen orta mesafeli şutunu 2 Celtis'linin arasındna tip'lediğini unutmayalım. Maçı kazandırdı.

James Harden bench'ten oyuna girip 14 sayı, 8 asist ile maçın Thunder'a gelmesini sağlamış Pistons karşısında. Şu takımım sevmemek mümkün diil Durant-Harden ikilisi varken. Çok beğeniyorum gerçekten. Çok da iyi gidiyorlar. Nazar değmesin.

Kyle Lowry neler yapmış öyle ya. 26 sayı 6 ribaund 10 asist 5 top çalma ve sadece 2 top kaybı. 3/5 üçlük ve 8/13 saha içi isabetiyle. Tek kelimeyle harikaymış. Kidd'in ayak çabukluğu yetmemiş diye düşünüyorum Lowry'nin hızına karşı. Houston takım halinde 30 asist yapmış Dallas'a karşı. Dallas için kabul edilebilir bir rakam değil. Lowry başlarının belası olmuş kısacası.


Takımı baltalayanlar:
Rasheed Wallace bunların başında geliyordu. Aslında normalde oynayanları göz önüne alırım ama adeta durduk yere oyundan atılanları da es geçmemem lazım. Rasheed Wallace mola sırasında üstüste 2 teknik faul alarak oyundan atılmayı başardı. Tebrik ediyorum.

Jennings için Ersan kısmına bakınız aşağıya doğru.


Günün hayvan performansları:
"Arenas yavaş yavaş eski formunu mu buluyor acaba?" demiştim bundan 2-3 gün evvel. Eski takımına karşı azmış ve "Döndüm sayılır az kaldı" demiş. 45 sayı 13 asist üstelik 15/25 isabet ile. 45... Şeker çocuk %100'e yaklaşıyor. Caron Butler'ında 28 sayı 10 ribaund ve 5 top çalmasını unutmayalım.

Kevin Love harika oynamış Sacramento uzunlarına karşı. 20 sayı 16 ribaund ve 5 asist. Neredeyse "İyi ki sakatlanmış sezon başında" diyeceğim. Muhteşem bir dönüş yaptı Love. Rahat yenmişler Sacramento'yu.

David Lee 25 sayı 11 ribaund ile oynamış Kaman ve Camby'e karşı. Beklemezdim bunu. 4 tane de hücum ribaundu almış. Maçı kazandıran adam olmuş.

Chris Paul 1 ribaund ile triple-double'ı kılpayı kaçırmış. Hem de ne triple-double. 30 sayı, 19 asist ve 9 ribaund. Ama sadece 1 top çaldığı için Bower basın toplantısında delicesine eleştirmiş. Billups'ın yokluğunu müthiş değerlendirmiş.

Memphis Grizzlies takım halinde ne güzel paylaşmışlar topu öyle. Üretilen sayılar şu şekilde: 26-18-17-19-20. Tabii ki en çok top kullanan 20 ile Randolph ama sonuçta aldığı 16 ribaund ve hiç alışık olmadığımız şekilde koyduğu 3 blok ile maçı kazandırmış.

Boşa kürek çekenler:
Stuckey 31 sayı göndermiş Thunder potasına. 9/9 serbest atışı ve 11/24 saha içi isabeti dikkat çekici. Ama asistleri sadece 3'te kalmış.

Monta Ellis %50 isabetle 30 sayı 7 asiste ulaşmış ayrıca 5 de top çalmış ama tabii yanında 8 top kaybını da unutmayalım. Daha yeni övmüştüm top kayıplarını yeniden azalttı diye halbuki. Curry'nin de 27 sayı 4 asist 3 top çaldığını belirteyim. Curry aslında Monta'dan daha çok hakediyor buraya girmeyi.

Jason Kidd, sakatlanıp çıkan Nowitzki'nin yokluğunda takımı mümkün olduğunca oyunda tutmaya ve toparlamaya çalışmış. 8 sayı, 11 ribaund ve 10 asist ile triple double'ı kaçırmış. Jason Kidd'in sadece sayı yüzünden kaçırdığı kaçıncı triple-double'ı acaba merak ediyorum. Herhalde 7 tane falan vardır minimum. Bu arada çaldığı 4 topun, yaptığı 2 bloğunun ve top kaybetmemiş olmasının altını çizeyim...

Ersan:
Maçın ikinci çeyreğinin 3. molasına kadar seyredebildim sonra uykuya yenik düştüm. Ersan ilk çeyrekte harika oynuyordu. Özellikle Hickson'a karşı büyük üstünlük kurdu. Gündüz son çeyrekte iyi oynadığını gördüğüm için gündüz son çeyreği de izledim. Yine yaptığı katlarla ve dışarıda kendisini unutturmasıyla son çeyrekte Bucks'ın en iyi oyuncusuymuş. Takımın 10 sayıdan geri gelmesindeki en büyük katkı onunmuş. Defansta da harika işlere imza atmış, Varejao'nun kesin basketle bitecek bir pozisyonunda topu çalmış mesela ama hızlı hücumda Jennings bomboş Ersan'a pas vermeyi tercih etmemiş. Yetmemiş bir de maçın son pozisyonda farkı 3 iken, 5/20 ile oynayan Jennings airball atmış !! İşin kötüsü Jennings şutlarının çok büyük çoğunluğunu benim izlemediğim dönemlerde attığı için şöyle doya doya da eleştiremiyorum ama 5/21 attığına göre son 1 aydaki performansını aratmamış diyelim... Ayrıca maçın son hücumunda Jennings airball üçlük atarken, Ersan'ın niye pota altında beklediğini de anlamış değilim. Nasıl ve neden üçlüğün dışına çıkmaz?

Yeter Rasheed


Link

Hedo ile yaşadığı pozisyonu ve söylediklerini yazmıştım, hatta ceza almıştı açıklamaları yüzünden. Şimdi de benzer bir pozisyonda oyundan atılmış. Arada başka bir maça bakarken kaçırmışım sinirlendiği pozisyonu ama perdeleme yaparken hücum faul çalınmış kendisine. O yüzden bu kadar zıvanadan çıkmış. Garnett'in ve diğer yıldızların acilen Rasheed'i yola getirmeleri lazım. Playoff'larda bu tarz sorumsuzluklar, Celtics'e çok pahalıya mal olabilir.

Bahtsız ve Dişsiz Bedevi Landry

Dün Nowitzki'nin istemdışı dirseği sonucu 3 dişi kırılan Landry'nin geçmişteki diş vakalarını çıkarmışlar hemen. İlginç bir şekilde Mutombo'nun dirseğinin haberini hatırlıyorum ama Boozer'ın pozisyonunu izleyene kadar kafamda canlandıradım. Ancak öyle anımsadım. Mutombo'nun kırdığı dişin yerine geçici bir diş taktıran Landry'e Boozer "Bu olmamış git bir daha yaptır" demiş.

Gerçi Mutombo'nun dirsekleri çok meşhurdur, NBA'de herhalde 30 oyuncuyu falan sakatlamışlığı vardır, ondan Mutombo'nun haberini hatırlıyor olabilirim. Buyrun size Boozer - Landry pozisyonu ile Landry'nin dişçi macerası. İkinci videoda ise Landry'nin Utah maçından hemen sonra Craig Sager'a verdiği eğlenceli röportaj.

Geçmiş olsun Landry.


Link


Link

Pozisyon Pozisyon Ersan Lakers'a Karşı


Link

Yine blog'un takipçilerinden R7bertpires hazırladı. Teşekkür ediyorum ona. Üzerinde Gasol varken bulduğu boş üçlük şansları dikkat çekiyor. İşte Ersan'ın en büyük avantajı burada zaten. NBA'deki pek çok uzun dışarıda oynamaya alışık değil, Ersan'ın ise en iyi olduğu nokta burası. Ya rakip uzunlar içeri gömülü kalıyorlar ya da dışarı çıktıklarında, Ersan topu yere vurarak onları geçiyor. Aynen böyle devam Ersan. Şimdiden sesini duyurmaya başladın. Sene başında Amerika'daki basketbol izleyicilerinin %90'ı seni hatırlamıyordu bile, şimdi ise %90'ı yakından tanıyor.

Houston Dallas'a Diş Geçirdi (!!)


Link

Dün gece Nowitzki bir pozisyonda çembere penetre ederken dirseğiyle Landry istemeden de olsa sağlam bir şekilde vurdu. Öyle bir çarpışma ki, Landry 3 dişini kaybediyor ve bunlardan 2'si Nowitzki'nin kemiğine kadar saplanıyor. Evet kibarca "Oha" şeklinde bir tepki verebiliriz herhalde. Ayrıca Houston televizyonunda maçı sunan spikere ve yorumcuya göre Landry ağızlık takıyormuş ve buna rağmen 3 dişini kaybetmiş 'yılın 6. adamı' adayı. Ama ağızlığı varken o dişler nasıl Nowitzki'nin koluna saplanıyor? Bunun açıklaması beni aşıyor.

Pozisyondan sonra Nowitzki son birkaç maçtır sol eliyle bolca atış kullanan Kobe'ye "Sen yaparsın da ben yapamaz mıyım?" şeklinde bir mesaj gönderdi. Daha sonra maça döneceğini düşünerek serbest atışları sol eliyle kullandı ve 1/2 atıp soyunma odasına tedavi olmaya gitti. Serbest atış demişken, aslında elbette bir hücum faul var burada ama sonuçta yukarıda belirttiğim gibi bilerek değil, topu kaçırmak isterken olan bir çarpışma. Konuya dönelim, soyunma odasına giden Nowitzki, sakatlığı ciddi olduğu için geri dönmedi. Zaten dişler kemiğe kadar girmiş yani, dönmemesi kadar doğal birşey yok. Yarınki maçta da oynaması şüpheliymiş. Landry de tabii ki 3 dişi kırıldığından dolayı geri dönmedi.

Bu noktada Danny Granger'a bir "Helal" demek istiyorum, zira kendisi geçtiğimiz sene Pierce'ın altında kalmıştı ve 2 ön dişi kırılmıştı. Hiç istifini bozmadan maça devam etmişti. Landry'i küçümsemiyorum, Granger'ı alkışlıyorum.

Bu arada maçı da Nowitzki'nin yokluğunu iyi değerlendiren Houston, Tim Thomas'ın maçı uzatmaya götürmesine rağmen, maçı kazanmasını bildi. Israrla Nowitzki'nin saç bandıyla 6 maç üstüste kazanıp kazanamayacağını sorguluyordum, böylece nazar değdirmiş oldum. Bunun için de özür dilerim Alman yıldızdan.

Landry'e de Nowitzki'ye de geçmiş olsun.

Düşene Bir Tekme de Sen Vur

Dün gece Raptors, Nets karşısında adeta antrenman yaparken (118-95), NFL takımlarından Buffalo Bills'in wide-receiver'ı Terrell Owens dün Nets - Raptors maçındaymış ve Twitter'ına devrede "Şu anda Nets-Raptors maçındayım ve size şunu söyleyeyim, ben bu Nets takımında oynayabilirim." yazmış. Hatırlatma: Devrede Nets 33-70 yenik durumdaydı... 33-70 evet.

Bu arada Owens gerçek bir basketbol tutkunuymuş ve oynamayı da çok seviyormuş, kolejde basketbol oynamışlığı da varmış. NFL takip etmeyeli uzun zaman oluyor, HBB'nin verdiği dönemlerde izlerdim, sonra da bir süre takipte kaldım. Yanlış hatırlamıyorsam 1990'ların sonlarında ve 2000'lerin başında NFL'deki en iyi wide-receiver'lardan biriydi hatta belki de birincisiydi Owens. Owens'ın kariyerinin çok bir önemi yok sadece bilgi vermek istedim.

Nets'in ne kadar kötü bir durumda olduğunu sadece skorlar değil, bu tarz yorumlar da gözler önüne seriyor. Raptors maçının ilk çeyreğini izledim ve kapadım diğer maçlara geçtim "vakit kaybı" olarak gördüğüm için. Nets takımının galibiyet-mağlubiyet oranı şu anda: 2-25. 9-73 için 7-48'i geçmeleri lazım... Merakla bekliyoruz bakalım ne olacak. Bence geçerlerse zar zor 10 ile falan geçecekler herhalde.

Hey Bana Bakın! Çulsuz Kaldım

Brandon Jennings geçtiğimiz hafta Portland'ı yenmelerinin hemen ardından Twitter'a şunu yazmıştı: "%50 galibiyet başarısını yine yakaladık. İşte bu! İyi yolda olduğumuzu gösteriyor bu. İşte böyle savaşılır."

Dün NBA'den yapılan açıklamaya göre bu mesajı maçın bitiminden 15 dakika sonra yazmış, halbuki bildiğimiz gibi maç sonundaki basın toplantılarının bitmesini beklemesi gerekiyordu. Bu nedenle Jennings 7500 dolar ceza almış. Jennings de konuyla ilgili şunları demiş: "Gören de kötü birşeyler yazdım sanacak. Önemli bir galibiyetti bizim için ama dersimi aldım, salonda tweet'lemek yok artık. Çok büyük bir para bu, özellikle Noel zamanı."

Ardından dün "Twitter hesabımı siliyroum. Bana 7500 dolara mal oldu. Noel'de Gucci ve Louis Vuitton alamayacağım" demiş.

İki senede 4-5 milyon dolar arasında garanti para kazanacak bir adam için 7500 doların bu kadar büyük bir anlamı var mı acaba gerçekten? Yoksa Jennings son 1 aydır gösterdiği kötü performanstan sonra, başka yollarla dikkatleri üzerine mi çekmek istiyor?

18 Aralık Programı

19 Aralık Cumartesi 02:00 / New Jersey Nets - Toronto Raptors
19 Aralık Cumartesi 02:30 / Utah Jazz - Atlanta Hawks
19 Aralık Cumartesi 02:30 (NBA TV) / Philadelphia 76'ers - Boston Celtics
19 Aralık Cumartesi 03:00 / Sacramento Kings - Minnesote Timberwolves
19 Aralık Cumartesi 03:00 / Milwaukee Bucks - Cleveland Cavaliers
19 Aralık Cumartesi 03:00 (NTV Spor) / Denver Nuggets - New Orleans Hornets
19 Aralık Cumartesi 03:00 / Los Angeles Clippers - New York Knicks
19 Aralık Cumartesi 03:00 / Indiana Pacers - Memphis Grizzlies
19 Aralık Cumartesi 03:00 / Detroit Pistons - Oklahoma City Thunder
19 Aralık Cumartesi 03:30 / Houston Rockets - Dallas Mavericks
19 Aralık Cumartesi 05:30 / Washington Wizards - Golden State Warriors

Bir önceki Cavs maçından önce Ersan 2 maç üstüste faul problemine girip ritmini kaybetmişti. Bu sefer ise çok formda giriyor. Varejao-Hickson ikilisine karşı hem hücumda hem savunmada oldukça rahat etmesini bekliyorum. Ama Moon veya LeBron uzun forvete çekilirse işte o zaman bir hayli zorlanacaktır parkenin iki tarafında da.

Onun dışında Nowitzki'nin saç bandı 6. üstüste galibiyeti getirecek mi göreceğiz. Alman oyuncu müthiş formda. İnternetten maç izleme imkanı olanların bence kesinlikle izlemeleri gereken bir maç. Texas derbisinde Mavericks elbette avantajlı. Ariza'nın Marion karşısında ne yapacağı da merak konusu.

Raptors sürpriz yapıp Nets'e 3. galibiyetini verirse, bu sezon daha fazla eleştirmekten vazgeçebilirim takımı. Hedo-Bosh lütfen buna izin vermeyin.

Iverson'ı izlemek izleyenlere kötü haber, bu gece Boston'a karşı yok. Dizinden bir problem yaşıyor. Cumartesi oynaması bekleniyormuş. Maça gelirsek 3 gün dinlenmiş olan Boston bu süre zarfında kafayı çekmediyse, bu maçı oldukça rahat kazanır. Şaka bir yana 3 günlük araların takımları dinlendirmekten çok paslandırdığına dair bir yazı okumuştum henüz birkaç gün önce. İdeal maç arasının 2 gün olduğuna dair bir istatistik vardı. Bu gece bir ihtimal Philly kazanırsa, o makaleden sonra ilginç bir tesadüf olacak benim için.

Edit: NBA TV'nin progrmında değişiklik olmuş ve Bucks-Cavs maçı yerine Philly-Boston maçını veriyorlar. Teşekkürler mozlu.

18 Aralık 2009 Cuma

Yao 2010'da Burada Olmak İstiyor

Az önce NBA Stüdyo'da duydum, Yao 2010 Dünya Şampiyonası'nda doktorların izin vermesi durumunda kesinlikle gelmek istediğini açıklamış. Çin ile aynı grupta bulunan Milli takımımız için pek hayırlı bir haber olmasa da gerçekten çok sevindim.

Yao'nun sakatlığı hakkındaki gelişmeler de enteresan. İlk ameliyat olduğunda "Bu sezonun sonunda dönebilir" dendi ama Yao 2010 ile ilgili sağlığını ve kariyerini düşünmek zorunda olduğunu söylemişti. Sonra Houston Rockets Yao'nun bu sezon kesinlikle NBA'de oynamayacağı açıklamıştı. Bütün bunların ardından, daha birkaç gün önce Yao "2010-2011 NBA sezonuna tam olarak hazır olur muyum bilmiyorum. O bile şüpheli" tarzında bir demeç vermişti. Bugün ise yukarıda yazdığım gibi 2010 Dünya Şampiyonası'na gelmek istediğinden bahsetmiş.

Umarım bu değişkenlik gösteren durumu Ağustos'tan önce netleşir ve Türkiye'ye gelir. Onu da izlemek apayrı bir keyif olacak çünkü.

LeBron vs Iverson (+18!!)


Link

LeBron Iverson'a şaka yapıyor hem de ne şaka. Bir NBA/basketbol blog'unda +18 başlığı atacağımı düşünmezdim hiç ama şu hareketten sonra daha güzel bir başlık bulamadım =)

Sadece komik olduğu için, yorumsuz veriyorum.

Yi Jianlian Hall of Fame'e Doğru

Hall of Fame'in yönetimi kurulu başkanı Jerry Colangelo en son yaptığı açıklamada "Eğer diğer yönetim kurulu üyelerini de ikna edebilirsem, Hall of Fame seçimlerinde medyanın ve taraftarların da katkıda bulunmalarını sağlayacağım." demiş. Gözün aydın Yi, hiçbir şey yapmadan Hall of Fame'e gireceksin galiba. Şaka bir yana herhalde All-Star oylaması gibi yapmayı düşünmüyorlardır. Çünkü eğer öyle olursa, dediğim doğru çıkabilir gerçekten. Her ne kadar kulağa mantıklı gelse de taraftarlar adı üstünde bu olayda 'taraf'lar, hele konu Çin'liler ise amanın aman.

Çakal Knicks

T-Mac'in peşinden koşan Knicks'in asıl amacı Houston'ı kazıklamakmış. T-Mac'in 23 milyon dolarlık biten kontratını almak isteyen ve böylece önümüzdeki yaz salary cap açısından iyice rahatlamaya çalışan Knicks, kontratı biten T-Mac'i almak isterken karşılığında Jeffries'i vermek istiyormuş. Bilmeyenler için, Jeffries'sin, kendisine 2 senede 6.5'ar milyon dolar ödenecek bir kontratı bulunuyor. Yani bir anlamda diyorlar ki "Bu Jeffries bizdeyken istediğimiz oyuncuları alamayacağız 2010 yazında. Buyrun Jeffries sizin probleminiz olsun, sizin salary cap'iniz dolsun ve hamle yapamayın." Houston Rockets da tabii ki içinde Jeffries geçen tekliflere bakmıyormuş bile.

Houston Rockets'ın genel menajeri Morey son yıllarda yaptığı hamlelerle ve kurduğu takımla herkesin beğenisini kazanmış bir yönetici. Ama olur da sarhoşken falan Jeffries'i içeren bir takası kabul ederse herhalde Houston taraftarları onu seneler boyunca affetmezler.

Suns ile Zengin Olmak

Dün oynanan Phoenix-Portland maçını da dahil edince, TNT kanalının canlı yayınladığı maçlarda, Suns takımı 17. kere üstüste yenilmeyi başarmış. En son galibiyetlerini 2008'in Mart'ında Warriors'a karşı almışlar. Nasıl bir seriyse artık... Bundan sonra Suns'ın maçlarını TNT veriyorsa karşı takıma bahis yapmak lazım vallahi.

17 Aralık'tan Notlar

Defans ve hücum:
Magic ben iddialı bir şekilde "kazanır" dediğim zaman bir şekilde kaybetmeyi başarıyor. Dün de buna şahit olduk. Üstelik ne doğru düzgün hücum ettiler ne de savunma yaptılar. İlk üç çeyrekte 89 sayı yediler. Toronto'ya özendiklerini düşünüyorum. İçeri her kateden Miami'li bomboş turnike veya smaçlar buldu. Ayrıca şutları da çok isabetliydi. Heat tam 25 asist yaptı maçta. Ayrıca aynı zamanda hücumda da New Jersey Nets'i örnek almışlardı adeta. Birkaç umut veren çok iyi top dolaştırılan pozisyon haricinde hücumlar oldukça durağandı. Beasley son 8-9 maçtır tutturduğu yükselttiği form grafiğini istikrarlı bir şekilde sürdürüyor dün de 22 sayı 8 ribaund yaptı. Belki göz kamaştıran rakamlar değil ama ondan beklenilen seviyeye çok yaklaştı. Hem şutları hem de çembere kadar gitmesiyle çok yönlü bir forvet görüntüsü sergiliyor. Özellikle şutları çok gelişti bu sezon.

Takımını baltalayanlar:
Al Harrington dün 18 sayı atmış ama 5/18 isabetin yanına 3 de top kaybı koyunca takımına faydadan çok zarar vermiş sanki.


Günün hayvan performansı:
Sakatlıklar nedeniyle özlediğimiz Luol Deng'i bu sezon birkaç kere izledik. Dün de - en azından istatistiksel olarak - bizleri tatmin etti. %50 ile şut atıp 24 sayı 13 ribaund ve 3 asist. Üstelik uzun forvet pozisyonuna kaymadan, kısa forvet oynayarak almış bu kadar ribaundu. Karşısındaki takım da tabii ki Knicks idi. Daha ilk çeyrekten 17 sayı fark atan Knicks, buradan maçı vermiş.

Brandon Roy'un sadece istatistiğine bakarak 'hayvansın' demek kolay değil ama maçın özetine bakınca farkettim, son çeyrekte kontrolü tamamen eline almış. Blazers'ın 15 sayıdan geri dönüşü sırasında 10 sayı ve 4 asist ile kontrolü tamamen eline almış. Kolay kolay maçı bırakmıyorlar derken bunu kastetmiştim gerçekten son çeyrekte Suns'ı bitirmişler. Tabii J-Rich'in yokluğu da biraz etkilemiştir Suns'ı, çok dar bir kadro ile çıktılar maça.

Günün X-faktörü:
Takas istediği konuşulan ancak bunu yalanlayan Bayless dün 29 dakika görev almış ve dakika başına 1 sayı sığdırmış: 29. Bunun üzerine 4 de asist yapmış. Blazers'ın geri dönüşü sırasında da 13 sayı bulmuş. Roy ile beraber kurtarmışlar takımı yenilgiden. Aslında günün hayvan performanslarına almam gerekiyordu ama herhalde bunu kimse beklemiyordu, o nedenle x-faktörü olarak yazdım. Andre Miller sadece 18 dakika almış. Sezon ilerledikçe bu Miller durumu ne olacak acaba, oyun kurucu sıkıntısı olan bir takıma postalayabilirler...

Kardeşim !?!

İki çok yakın arkadaş San Francisco'da bir otelde karşılaşmışlar verdikleri tepki çok güzel. Baya eğlenmişler herhalde bu sahneyi kamera için bir daha gerçekleştirirlerken.

17 Aralık Programı

18 Aralık Cuma 03:00 (NBA TV) / New York Knicks - Chicago Bulls
18 Aralık Cuma 03:00 / Orlando Magic - Miami Heat
18 Aralık Cuma 05:30 / Phoenix Suns - Portland Trail Blazers

Ve yine maalesef günün en kötü maçını veriyor NBA TV. Ama güç farkı açısından en yakın maç diyebiliriz. Yine de Dwight vs Wade veya Suns ile Portland'ın çekişmesini izlemek çok daha güzel olurdu bence. Bu iki maçta da deplasman takımları şanslı bence. Tek sorun Phoenix'in sene başındaki formunu sürdürememesi ve Portland'ın müthiş seyircisi ile evinde maçları kolay kolay vermemesi. Dwight Howard ise, Heat pota altına karşı çok iyi bir maç çıkaracak bence, arkasında durabilecek kimse yok...

17 Aralık 2009 Perşembe

El Salla El Salla Prokhorov El Salla

New Jersey Nets taraftarları bundan 2-3 sene sonra tribünlerde bu tezahüratı yapabilirler. Tabii önce Prokhorov'un Nets'i %80'ini almak ve yeni salonun %45'ine sahip olmak için yaptığı 200 milyon dolarlık teklif NBA yönetim kurulu tarafından değerlendirilecek. 2010'un ilk ayında yapılması beklenilen oylamada, 4'te 3 oranında kabul kararı çıkarsa Prokhorov, New Jersey Nets'in resmen patronu olacak.

David Stern'ün de "Bu NBA için iyi birşey, NBA'in globalleşmesini ve Avrupa'nın bize daha sıcak bakmasını sağlayacak." tarzında açıklamaları vardı. Medyadaki yazılarda da bu konuda bir problem olduğunu veya kabul edilmeyeceğini okumadım.

Nets'i parlak günler bekliyor, önlerinde sadece bu oylama kaldı gibi.

Sihirli Saç Bandı

Dirk Nowitzki'nin uğur için bu sezon saçlarını uzattığı haberini daha önce vermiştim. Hatta daha sonra kestirdiği için kendisini tebrik etmiştim ve sezona mağlubiyetle başladıkları için yeniden uzatır mı diye sormuştum. Gerçekten de Nowitzki saçlarını o noktadan sonra hiç kestirmedi ve saçları artık yeniden saç bandı takacak kadar uzadı. Atlanta Hawks maçından beri parkelerde saç bandıyla esiyor Dirk Nowitzki. Herhalde daha ilk maçta saç bandı sihirini gösterememişti ki, Mavs Alman oyuncunun 32 sayısına rağmen Hawks'a 80-75 mağlup olmuştu. Ancak ondan sonraki 5 maçı üstüste kazandılar. Şimdi 6'ya gidiyorlar. 6 niye önemli? Çünkü Mavs tam 153 maçtır 6 galibiyet üstüste alamıyor. Bakalım kritik maç yarın gece Houston'a karşı. Onu kazanırlarsa 2007-2008'daki 7 maçlık galibiyet serisini Cavs karşısında geçmeyi deneyecekler. Ayrıca Nowitzki'nin şaç bandıyla oynadığı 6 maçta tam 4 kere 30 sayıyı geçtiğini söylemeliyim. Bundan önceki 20 maçta da ancak 4 kere geçebilmişti bu rakamı.

Bakalım saç bandı bir kandırmacadan ibaret mi yoksa gerçeketen 2006-2007 sezonunun ışıltılarını görecek miyiz?

Not: Bütün rakamlar ve istatistikleri kendim çıkardım ve ilginç bulduğum için paylaştım. Herhangi bir yerden alıntı değildir.

16 Aralık'tan Notlar

Günün şanssızı:
Rudy Gay bileğini burkarak maçı terketmek zorunda kalmış Hawks'a karşı. Gerçi zaten yenk durumdalarmış o sırada. Grizzlies'de Sam Young 20 sayı atarak kariyer rekoru kırmış ve dikkatleri üzerine çekmiş. Özellikle Grizzlies maçı izlemiyordum ama Sam Young için 1 maçlık bu prensibimi bozacağım zannedersem. Maçı kaybetmelerinin nedeni ise 20 top kaybetmeleri ve rakibe 19 hücum ribaundu vermeleri. Gasol-Randolph ikilisine sahip olmalarına rağmen hem de...

Boşa kürek çekenler:
Monta'cığım benim ya. Ondan acilen top kayıplarını kesmesini istemiştim. Spurs'e karşı sadece 1 tane yapmış ve 16/31 isabetle 35 sayı üretmiş. Yanında da 6 ribaund ve 5 asist. Aslan parçasısın sen Monta. Ama Duncan fazla gelmiş tabii.

Gerald Wallace yine 29-12-4 ile günün notlarında yerini alıyor. Artık 35-20 falan yapmadıkça yazmayacağım G-Wall'u. Yeter yahu her maç her maç...

Arenas 3 sene önceki formunu buluyor mu yavaş yavaş acaba? 33-6-6 yapmış. 10/22 isabet ile hem de, aslında normal sayılır ama Arenas için mükemmel bir yüzde kesinlikle.

Takımı baltalayanlar:
Durant'ı ne kadar sevsem de, dün Marion ve Howard karşısında inanılmaz zorlandığını hatta batırdığını söylememek olmaz. 4/18 isabetin yanına 4 de top kaybı ekleyerek adeta takımının kaybetmesindeki 1 numaralı sorumlu olmuş. Westbrook'a da ayrı olarak değil ama burada yer yer vereyim: 6/19 isabetle beni doğru çıkarmaya devam ediyor. Tam gaz...

Stephen Jackson 7/23 isabet ile oynayıp üstüne 5 top kaybı yaparsan, kusura bakma S-Jax ama senin oyununu sevsem de ismini buraya koyarım...

Günün hayvan performansları:
10 sayı atan bir oyuncu nasıl girer bu kategoriye? Camby olunca çatır çatır giriyor. Çünkü 10 sayının yanına 18 ribaund, 6 asist ve 5 blok eklemiş Camby. Yok artık daha neler. 5x5 olmamış ama 4x5 yapmayı başarmış. Wolves her ne kadar zayıf olsa da karşısında Al Jeff ve Love olduğunu hatırlatalım.

Troy Murphy 26 sayı 15 ribaund 3 asist ve 0 top kaybıyla yıldızlaşmış. Adeta şut kaçırmayacakmış utanmasa: 5/7 üçlük ve 10/13 saha içi isabeti le oynamış. Takımı %50 üçlük atarak zor da olsa kazanmış maçı.

LeBron'un aslında ortalamalarından düşük 6 ribaund ile 7 asist ama 36 sayı atması ve maçı yine kritik yerde attığı 2 üçlük ve MoWill'in 2 üçlüğünün asistini yapması ile günün hayvanlarına girdi. Cavs 4 sayı gerideyken bir anda 5 sayı öne fırladı ve o noktadan sonra Cavs maçı vermedi.

David West müthiş yüzdeli oynadığı maçta 32 sayı 12 ribaund üretmiş. Pistons'ı son çeyrekte geriden gelerek yenmişler. Acaba West sonunda kendisini buluyor mu?

Dwight Howard demiş ki: "Beni unutursanız, kendimi böyle hatırlatırım işte." 6/7 isabetle 18 sayı üretmiş, 14 ribaund çekmiş ve sadece 8 blokta kalmış. Daha iyisini yapamamış yani. Biraz kendisine çeki düzen vermeli. Tabii dünyanın en iyi takımı olan Raptors'a karşı yaptığı için bunları bazıları burun kıvırabilir. Anlayışla karşılarım.

Alman panzeri diye klasik bir deyiş vardır bizim medyamızda. İşte onu asıl Nowitzki için kullanmak lazım. Adam her maç fix 25 üstüne çıkıp 9 ribaundunu alıyor. Bu sefer de 36-11 ile oynamış üstelik 13/18 isabetle.

Carmelo Ariza'yı denize döker bence demiştim maç başında ama 9/23'ten daha iyi bir isabet bekliyordum. Yine de tabii bu 38 sayı atmasının ve 20 kez serbest atış kullanmasının değerini düşürmüyor. Tabii 20'de 19 attığını da atlamayalım. Yanına 9 ribaund ve 3 asisti de ekledik mi bu 111-101'lik galibiyeti temiz olarak Carmelo'ya yazıyoruz. Zaten Billups da sakatlanıp çıkmış...

Warriors'da Radmanovic pivot çıktı ilk 5'te. Duncan'ın istatistiklerini hiç bakmadan tahmin edin desem: 40-22 ve 6 blok derdiniz herhalde. Ama yok sadece 27-15'in yanına 4 asist ile 4 blok eklemiş. Aslında hayalkırıklığı olarak yazmam gerekiyordu da kıyak geçtim.

Günün X-faktörü:
Carmelo dedik ama JR Smith'i de unuttuğum sanılmasın. Maçın iki tarafa da kayabileceği anlarda ortaya çıkıp skor üreterek Nuggets'a gelmesinde büyük katkısı olmuş deli oyuncunun.

Ah Be Ersan

Dün gece 10/18 isabetle 24 sayı attığı maçta uzatmalarda 1 dakika kala kendisine faul yapılan milli oyuncumuz, farkı 6 sayıya çıkarıp maçı koparacak iken iki serbest atışı da kaçırmış... Ve Kobe o noktadan sonra bir - yalan da olsa - basket faul, bir de son saniyede attığı şutla maçı takımına getirmiş. Takımının son 7 sayısını atmış Kobe. Lakers'da Gasol de tam 22 ribaund alarak kariyer rekorunu kırmış, bunların 19'unu defansta almış. Zaten Bucks da rakibine sadece 6 hücum ribaundu vererek bu konudaki istikrarını korumuş. Ama Kobe'nin yaptırdığı faullerle ulaştığı 39 sayı Bucks'ın üstesinden gelmeye yetmiş. Ersan eğer o iki serbest atışı soksaydı, bugün Yahoo ve ESPN'in başlıklarında Kobe yerine Ersan yer alacaktı "Lakers'ı deviren adam" olarak. Üzülmemek elde değil.

Bu arada Kobe'nin yaptırdığı fauller demişken, Ersan faulleri kaçırdıktan sonra Lakers'ın hücumunda Kobe'nin lehine çalınan basket-faul çok büyük yalan gibi geldi bana. Ayrıca faul varsa bile steps yaparak basketi atıyor sanki. Yani kısacası; hakemler maçın sonucuna oldukça etki etmişler. Bunun dışında Ridnour'un 4. çeyrekte Fisher'a yaptığı(!) hücum faul de komediydi. Maçın özeti:


Link

Kim Hazırladı Bunu ?!?

Adelman bundan 2 gün önce çıldırıp NBA'i delicesine eleştirmişti. Çünkü bir anda Rockets'ın fikstürüne bakınca 13 gün içerisinde 4 kere 2 gün üstüste maç oynayacaklarını görmüştü. Bunu fikstürler belli olduğunda niye çıkıp eleştirmedi ki acaba? Neyse konu o değil. Adelman tamam eleştirdi e peki Lakers ve Pacers'ın başları kel mi? Pacers da tıpatıp aynı fikstür dezavantajını yaşayacak, Lakers ise 15 gün içinde 4 kere bu duruma maruz kalacak ayrıca 1 tane de ekstra maç oynayacak Houston ve Indiana'ya göre.

Ayrıca Adelman Noel tatilinde ailesinin yanında olamamaktan şikayetçi olmuş. NBA'deki pek çok takımın mensupları zaten Noel tatilini aileleriyle geçiremiyorlar.

Bakalım ben 3 takımın da bu zor dönemden nasıl geçeceğini merakla takip edeceğim. Acaba Rockets takımı "Aman zaten baksana hocanın dediğine göre asıl sorun fikstürde, kaybetsek de bizim üstümüzde yük yok" moduna girebilir mi Türk futbolcusu gibi =)

Bu arada bir yerde güzel bir yorum okudum: "Lakers'ı 2009 playoff'larında elemeye çok yaklaşmalarının cezasını vermiş Stern" diye, hoşuma gitti.

16 Aralık 2009 Çarşamba

16 Aralık Programı

17 Aralık Perşembe 02:00 / Memphis Grizzlies - Atlanta Hawks
17 Aralık Perşembe 02:00 / Charlotte Bobcats - Indiana Pacers
17 Aralık Perşembe 02:00 / Toronto Raptors - Orlando Magic
17 Aralık Perşembe 02:00 / Cleveland Cavaliers - Philadelphia 76'ers
17 Aralık Perşembe 02:30 / Utah Jazz - New Jersey Nets
17 Aralık Perşembe 03:00 / Los Angeles Clippers - Minnesota Timberwolves
17 Aralık Perşembe 03:00 / Los Angeles Lakers - Milwaukee Bucks
17 Aralık Perşembe 03:00 / Detroit Pistons - New Orleans Hornets
17 Aralık Perşembe 03:00 (NBA TV) / Dallas Mavericks - Oklahoma City Thunder
17 Aralık Perşembe 04:00 / Houston Rockets - Denver Nuggets
17 Aralık Perşembe 05:30 / Washington Wizards - Sacramento Kings
17 Aralık Perşembe 05:30 / San Antonio Spurs - Golden State Warriors

Pek çok ilgi çekici maç var.

Hidayet eski takımına karşı oynuyor. Ümitli olmayı geçtim fark yemezlerse iyi. Ama Magic yine Dwight Howard'ı içeride tamamen unutup abuk subuk dış şutlara yönelirse o zaman Raptors'ın şansı olabilir.

Ersan bugüne kadarki en zor eşleşmelerinden biriyle karşı karşıya. Savunmada Gasol'e karşı faul yapmadıkça, hücumda İspanyol yıldızı bir hayli zorlayacaktır. Odom girdiğinde ise adeta Ersan'ın ilacı olabilir. Tabii bütün bunlar Ersan faul problemine girmezse... 3 maçtır bu konuda pek sıkıntı yaşamıyordu, şimdi yine nazar değdirmiş olmam inşallah. Gerçi karşısında Gasol olacağı için herhalde faul problemi benim şom ağzım yüzünden gerçekleşmez. Jennings biraz formda olursa, ayakları artık gitmeyen Fisher'a karşı çok iyi bir maç çıkarabilir. Peki bu maçı kazanmalarına yeter mi? Hiç sanmıyorum. Hele Kobe dünkü gibi oynarsa... Bu arada Jennings'den bahsetmişken, son 12 maçta sadece Toronto'ya karşı %45 şut isabetini geçtiğini hatırlatmakta fayda var. Bu da Toronto'nun defansını gözler önüne seren bir istatistik herhalde.

Sürpriz yapmayı seven Memphis, Atlanta deplasmanında olacak. Celtics'e karşı olduğu gibi, Hawks'a karşı da favorinin kazandığı bir maç olacağını tahmin ediyorum.

Dallas ile Oklahoma City... Bundan 5 sene önce 130-120 bitme potansiyeli vardı ama bugüne baktığımızda iki takımın da beklenenden çok daha savunma ağırlıklı oynadığını görüyoruz. Carlisle ile Dallas'ın başka türlü oynamasını düşünmezdik ama Durant-Green-Westbrook gibi isimlerle Thunder'ın tempoyu mümkün olduğunca yükseltmemeleri gerçekten ilginç bir seçim. Tabii başarılı oldukları için bunu sorgulamak bana düşmez. Ama yine de bence, bu oyuncular daha da tecrübelendikçe koşmalarına bol bol izin vermek gerek. Neyse analize dönmesin yazı, bence izlenmesi gereken maçlardan biri bu geceki. Üstelik NBA TV'de.

Son olarak da Rockets-Nuggets maçı. Kafiyeli takımlar. Rockets daha dün Detroit'te maç yaptı. Ayrıca bundan sonraki 6 maçında da aynı şekilde 2'şer 2'şer üstüste oynayacaklar. Adelman bundan çok şikayetçiydi. Şimdi de Denver gibi rakımı yüksek, her giden takımın ikinci yarıda dilinin dışarı çıktığı bir şehire gidiyorlar. T-Mac 5 maç boyunca 10 dakikanın üzerine çıkmayacak. Onun için izleyecekler varsa duyurulur. Carmelo'nun Ariza ve Budinger'ı dağıtmasını bekliyorum ben açıkçası bu gece. Keza aynı şekilde Billups, Brooks'a ders verebilir. Tek sorun Denver'ın defansının geçtiğimiz seneye göre birazcık düşmüş olması ama bunun üzerini hücumdaki çıkışlarıyla örtüyorlar.

Günün En İyileri - 15 Aralık


Link

Asllında zayıf bir Top 10 ama 3-4 pozisyon için veriyorum. Raptors-Heat'i izlerken "Herhalde günün en iyisi bu olmalı" diye düşünmüştüm Beasley'nin bloğu için. Gerçekten de ilk sıraya yerleşmiş. DeRozan tam anlamıyla poposunun üzerine oturmuş.

Noah'ın 6 bloğundan 2'sini hem de Gasol'e yaparken görüyoruz. Muazzam bloklar ikisi de. Noah'ın bu sene nasıl oynadığını özetleyen pozisyonlar.

Mo Williams'ın mükemmel pası ve Varejao'nun hareketlenmesi. Belki hücumda zayıf bir oyuncu ama bu şekilde çembere katları olmasa hiç çekilmez olurdu. Bunları iyi yapıyor.

Nash'in sol elle verdiği bounce pas ve Amare'nin harika smacı, gerçi bunu görmeye alışığız son 6 senedir ama olsun.

15 Aralık'tan Notlar

Boşa kürek çekenler:
Her ne kadar 4/16 saha içi isabetiyle oynasa da Noah gerçekten sapık rakamlar koymuş ortaya. 11 sayı, 14'ü hücum olmak üzere 20 ribaund 2 asist, 2 top çalma ve tam 6 blok. Yok artık. Lakers uzunlarına karşı büyük başarı. Bu adamı All-Star'da görmek istiyorum gösterdiği müthiş çıkış nedeniyle.

Noah gibi rakibin savunmasına karşı zorlanan Brook Lopez'in, Shaq-Big Z-Varejao üçlüsüne karşı, 22 sayı ve 15 ribaund ürettiğini gözden kaçırmamamız lazım.

Tim Duncan takımına maçı kazandırmak için elinden geleni yapmış. 14/22 isabetle tam 34 sayı üretip 14 ribaund çekmiş, 3 de blok yapmış ama aşağıda açıkladığım nedenlerle yetmemiş...

Günün X-faktörü:
Chase Budinger'dan herhalde neredeyse kimse 12 ribaund-5 asistlik bir performans beklemiyordu. Yanına da 16 sayıyı eklemiş. T-Mac dönmüş olsa da ona "Önce Ariza sonra ben varım kısa forvette" demiş. Ben bile inanmadım bu söylediğime ama hadi bakalım. Rockets bu sezonki en iyi şut yüzdesini yakalamış Pistons karşısında %55 ile. 2/16 ile harika üçlük attıkları ve rakibe 17 hücum ribaundu verdikleri bir maçta, rakipten tam 19 fazla serbest atış kullanarak galip gelmişler.

Tyson Chandler'dan 8 sayı, 12 ribaund ve 1 blok. Üstelik sadece 1 faul. Vay anasını sayın seyirciler. Tabii karşısında NBA'in en dominant pota altına sahip takımı Knicks olduğu için daha da tebrik etmeliyiz müthiş pivotu.

Günün hayvan performansı:
Beasley için maç öncesinde Raptors uzunlarıyla iyi eşleşir demiştim. İyi eşleşmekle kalmamış Heat'in kazanmasında başrolü oynamış: 28 sayı, 11 ribaund ve 0 (sıfır) top kaybı.

Gerald Wallace'dan aslında alışılageldik rakamlar görüyoruz. Ama 21 sayı 8 ribaunun yanına 5 asist ve 4 de top çalma da ekleyince, buraya koymadan edemedim G-Wall'u. 3/15 ile üçlük atmalarına rağmen maçı kazanmışlar pota altından buldukları sayılarla.


İşte buna gülüyorum:
Chris Bosh ve 31 dakikada aldığı 2 ribaund. 2. 2? Asist sayısı ribaundundan fazla. Hiç kariyerine falan bakma ihtiyacı hissetmedim ama bugüne kadar böyle birşeye imza attığını zannetmiyorum Bosh'un, hatta bugünden sonra bile zor olsa gerek. Maçın özeti herhalde bu istatistik. Tam 12 tane hücum ribaundu vermişler rakibe.

Kobe:
Hakkında ayrı bir yazı yazmıştım zaten bu adamın...

9/9:
Suns evinde 9'da 9 oldu Spurs'ü yenerek. San Antonio'nun savunması hala oturmadı. 11/18 ile üçlük atmasına izin vermişler Suns'ın, ki normalde Suns'ı son 6 yıldır en iyi savunan takım oldukları bir gerçek. %52 şut yüzdesine çıkmış Suns. Öte yanda Spurs, Suns'ın kötü sayılacak savunmasına karşı sadece %46.5 ile hücum edebilmiş. Bütün bunlara bir de Spurs'ün rakibe en az hücum ribaundu veren 2-3 takımdan biri olmalarına rağmen, bu maç Suns'ın 16'ya çıktığını ekleyelim.

To the Moon and Down


Link

Videoda göreceğiniz üzere, Nets-Cavs maçında, hızlı hücumda smaca kalkan Moon'a, Harris sert bir faul yaptı.

Kesinlikle flagrant faul ama, derecesi 1 mi 2 mi olduğu konusunda tam karar veremedim. Çünkü eğer Moon topu ilk kaldırdığı anda zıplasaydı Harris'in topa temas etme ihtimali olduğunu düşünüyorum. Ama Moon topu geri indirip sonra smaca çıkmaya karar verince faul gerçekleşmiş. Kafaya direk müdahale var buna genelde zaten flagrant çalınıyor otomatik ama 2 için "Gereksiz, sürdürülen ve aşırı bir temas" olması gerekiyor. Harris'in de bugüne kadar böyle bir hareketini görmediğimden dolayı flagrant 2'nin birazcık ağır olduğunu düşünüyordum ama eve gelip pozisyonu tekrardan daha sakin bir kafayla izleyince - özellikle arka açıdan 3 kere izledim - flagrant 2'yi mantıklı bulduğumu itiraf etmeliyim. Yine de Harris'in amacı zarar vermek gibi gelmedi bana. Şimdi flagrant 2 olduğu için NBA yönetimi otomatikman pozisyonu izleyip Harris'in ceza alıp almayacağına karar verecek. Eğer ceza çıkarsa gerçekten çok şaşıracağım.

Daha iki gün önce yazdığım post'ta, LeBron'un bazen gereksiz yere eleştirildiğinden bahsetmiştim. Şimdi ise, bu olayıyla ilgili aynı şeyleri yazamayacağım. LeBron bana göre 'sözde' ayırmak için gelip Devin Harris'e hızla çarpıyor ve potayla vücudu arasında sıkıştırıyor. Maçın ertesinde konuyla ilgili Harris, kesinlikle kötü niyetle yapmadığını ve amacının zarar vermek olmadığını açıklamış. Ayrıca LeBron'un da olayı ayırmaya çalıştığını söylemiş. Ama ayrı açılardan birçok kez verilen tekrarda ben LeBron'un başta Harris'e çarpmasının iyi niyetli olduğuna pek inanmadım. Bu arada Moon da Harris'in bu tarz hareketlerini daha önce hiç görmediğini, pozisyonun göründüğü kadar kötü olmadığını, basketbol içerisinde bir hareket olduğunu söylemiş.

Kısacası herkes olayı mümkün olduğunca yatıştırmak için güzel açıklamalarda bulunmuş. İyi de etmişler.

2010 Dünya Şampiyonası Fikstürümüz

28 Ağustos Cumartesi / Fildişi Sahili - Türkiye
29 Ağustos Pazar / Türkiye - Rusya
31 Ağustos Salı / Yunanistan - Türkiye
1 Eylül Çarşamba / Türkiye - Porto Riko
2 Eylül Perşembe / Türkiye - Çin


Diğer takımlarınkini öğrenmek için şuraya bakabilirsiniz.

Ayrıca grupların oynanacakları şehirler şöyle:

A Grubu - Kayseri
B Grubu - İstanbul
C Grubu - Ankara
D Grubu - İzmir

Ne Kırık Parmağı?

Kobe'ye kırık parmağının ne durumda olduğunu sorsanız böyle cevap verir herhalde. Bulls'a karşı 26'da 15 isabetle tam 42 sayı attı dün gece. Şaka gibi. Günün notlarında kaybolsun gitsin istemedim. Ayrıca öyle herhangi bir 42 değil. Yani 110 sayının 42'si ile 96 sayının 42'sini atmak arasında bir hayli fark var. Hani sadece acıyla oynasa neyse, şutta top elden çıkarken hissi en önemli 2 parmaktan biri işaret parmağıdır (diğeri orta parmak) ve kullandığım fotoğrafta görebilecğeiniz gibi, Kobe'nin kırık olan işaret parmağında bir atel var. Topu hissetmesi mümkün değil... Son maçında Utah'a karşı kötü oynarken ısrarla hücumda yanlış tercihler kullanmasını eleştirmiştim ama bu maçı izlememiş olsam da iyi oynadığına dair şüphe yok.

Bu arada yine sol elle attığı harika bir şut var özetlerde. Salmons'dan kurtulamadığını ve blok yiyeceğini görüp sol eliyle atışı kullanmaya karar veriyor. Sonuç basket...


Link

He Is Back




Belki birşey yapmadı ama bu kadar aradan sonra onu parkede top sürerken görmek bile güzel. Şu anda paslanmış olduğu bir gerçek, eski T-Mac'e ne kadar yaklaşabileceğini 1-1.5 ay sonra söyleyebiliriz ancak. Ama çok da umutlu olmamak lazım.

15 Aralık 2009 Salı

15 Aralık Programı

16 Aralık Çarşamba 02:00 / New Jersey Nets - Cleveland Cavaliers
16 Aralık Çarşamba 02:00 / New York Knicks - Charlotte Bobcats
16 Aralık Çarşamba 02:30 / Toronto Raptors - Miami Heat
16 Aralık Çarşamba 03:00 / Los Angeles Lakers - Chicago Bulls
16 Aralık Çarşamba 03:30 / Detroit Pistons - Houston Rockets
16 Aralık Çarşamba 04:00 (NBA TV) / San Antonio Spurs - Phoenix Suns
16 Aralık Çarşamba 05:00 / Sacramento Kings - Portland Trail Blazers

Başımıza taş yağacak. Gecenin en güzel maçı NBA TV ekranlarında. Nash, Phoenix'e geldiğinden beri ezeli bir rekabet içine giren iki takım Phoenix'te karşı karşıya geliyorlar. Phoenix'in henüz evinde mağlubiyeti yok (8-0), Spurs ise deplasman özürlü. Ayrıca Phoenix sistemini oturtmuş bir şekilde kendine güvenerek oynarken, Spurs ise - özellikle defansif anlamda - formda olmadığının farkında ve bu nedenle biraz dertliler.

LeBron, bir ihtimal de olsa yazın peşinden koşacak takımlardan birine karşı oynuyor: Nets. Herhalde Nets'in kazanması için çok büyük mucizelerin olması lazım. Keza aynı şey Lakers - Bulls için de söylenebilir.

5 maçtır kazanan ve Gordon'a bu akşam kavuşması beklenilen Pistons, Ariza'sız Rockets'a karşı. Brooks-Scola ve Landry'e çok büyük iş düşüyor. CV çok dakika alırsa, Houston uzunlarının yine ribaundlarda ve içerideki mücadelede üstünlük sağlamasını bekleyebiliriz.

Wade'in, Raptors pota altına karşı azmasını bekliyorum, hele Memphis'e karşı alınan farklı yenilgiden sonra. Her içeri dalışının sayı veya faul alarak bitebileceği uzunlara/savunmaya karşı harika işler çıkarabilir. Üstelik Beasley ve Jermaine de Raptors'ın uzunlarıyla çok iyi eşleşebilecek isimler. Hidayet, Calderon'un yokluğunda iyi bir maç çıkarmasını bekliyorum. Karşısında Diawara ve genç Wright olacak. Wright her ne kadar enerjik ve atletik olsa da hata yapmaya çok meğilli bir oyuncu.

Ariza Yok, Peki Ya T-Mac?

Gün içinde 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası kura çekimi heyecanı olduğu için NBA'de günün notlarını yazamadım ayrıca haberlere de pek değinemedim. Ama buyrun bir tane bu gece ile ilgili vereyim. Geçen gece Raptors savunmasından bahsederken, Ariza'nın DeRozan'a salladığı dirseğe ve oyundan atılmasına da değinmiştim.


Link

Bunun sonucu olarak 1 maç ceza almış ve bu akşam Pistons'a karşı forma giyemeyecek. Ariza'nın dirseği DeRozan'a gelmese bile burada niyet ve yaralama isteği önemli. Belki de 1 maç az bile.

Cezanın üzerine Adelman'a sormuşlar: "T-Mac oynayabilir mi?" diye. "Valla hiç düşünmemiştim bile, hala 'Biz ondan emin olunca oynayacak' şeklindeki kararımız devam ediyor" şeklinde cevaplamış. Gerçekten anlamıyorum, niye T-Mac'i oynatıp takas değerinin artmasını sağlamıyorlar? Acaba T-Mac'e o kadar mı güvenmiyorlar? Döndüğünde kötü oynayıp şu anda en azından ismiyle sağladığı takas değerinin bile altına düşeceğinden mi korkuyorlar? Kendisi hazırım diyorsa ve kontrat sezonunda ısrarla oynamak istiyorsa bence onu hala kenarda tutmanın çok bir anlamı yok...

Yorumlara yazdığım şeyi buraya da yazayım: Sonuçta sağlıklı ve katkı yapabilecek bir T-Mac ile ilgilenecek takım sayısı eminim ki kenarda takım elbiseyle oturan bir biten kontrattan çok daha fazla ilgi çekecektir.

2010 Kuralarının Değerlendirmesi


A Grubu: Arjantin, Sırbistan, Avustralya, Almanya, Angola, Ürdün
B Grubu: ABD, Slovenya, Brezilya, Hırvatistan, İran, Tunus
C Grubu: Yunanistan, Türkiye, Porto Riko, Rusya, Çin, Fildişi Sahilleri
D Grubu: İspanya, Fransa, Kanada, Litvanya, Yeni Zelanda, Lübnan

Henüz gelecek kadrolar hakkında kesin olan hiçbir şey yok o nedenle uzun uzadıya birşeyler yazmak doğru olmaz. Kısa kısa geçeceğim. Önce tabii ki bizim grup:


- Birçok kişinin Arjantin ve İspanya'ya oranla tercihiydi Yunanistan ama bana göre pek fark yok, son 10 senede Yunanistan milli takımının neler yaptığına bakabilirsiniz.
-Üçüncü torbadan gelen Porto Riko yerine Kanada, hatta Avustralya daha iyi olabilirdi. Arroyo, Ayuso, Barea guard üçlüsü hiç fena değil, Reyes'i de katınca sağlam bir takımla karşı karşıya oluyoruz.
- Rusya'da Kirilenko geleceğini açıklamıştı, Holden, Kaun ve Khryapa'dan haberim yok. Tam kadro gelirlerse gerçekten çok tehlikeliler. Ha keza Litvanya'da da Kaukenas ve Jasikevicius'un dönmesi bekleniyormuş. Bu torbadan kimin daha iyi seçim olacağını gelecek kadrolar belirleyecek.
- Çin'de aslında Yao şampiyonaya kadar iyileşmiş olacak ama bu son sakatlığından sonra yaptığı açıklamalarda milli takıma pek sıcak bakmadığına dair mesajlar vardı. Milli takımı bırakmadığını ama kariyerini de düşünmek zorunda olduğunu söylemişti kendisi. Bu da ülkesine, milliyetine olan sevgisi ne kadar fazla olsa da - en azından 2010'da - oynamayacağı anlamına geliyor. Yao'suz Çin'den de korkmaya gerek yok.
- Fildişi Sahilleri hakkında ise maalesef hiçbir bilgim yok. Ne desem yalan...

Biz D grubuyla eşleşeceğiz. Gruplardaki sıralamalara göre 1-4 ve 2-3 eşleşmeleri oluyor. İspanya ile eşleşmesek yeter zaten tabii tam kadro gelecek bir Litvanya'dan da mümkünse yırtmak lazım. Diğerlerini kesinlikle eleyecek güçteyiz. Tabii şunu belirtmekte fayda var: Ersan 4 numara oynamalı !! Diğer türlü bir milli takım düşünemiyorum, umarım Tanjevic de düşünemiyordur. Ama tabii unutmamak lazım ki, Kerem ceza almasa 2009 Avrupa Basketbol Şampiyonası'nda Kerem 4, Ersan 3'te başlayacaktı...

Biraz da diğer gruplara bakalım:

A Grubu: Arjantin, Sırbistan, Avustralya, Almanya, Angola, Ürdün:
Arjantin'de Pepe Sanchez ve Herrmann döneceklerdi, son kararları nedir bilmiyorum. Zaten grubun favorisi konumundalar, bu iki oyuncu da (özellikle Pepe Sanchez) eklenince iyice güçlenirler. Almanya'da Kaman ile Nowitzki %99.9 geliyorlar. Angola'yı da en son 2008 Olimpiyatları'nda izlemiştim ama sürpriz yapıp Avustralya'yı geçeceklerini pek sanmıyorum.

B Grubu: ABD, Slovenya, Brezilya, Hırvatistan, İran, Tunus:
Burada da Amerika açık ara favori. Ama tabii 2008'dekine yakın bir kadro getirirlerse... İran esasında bana göre 5. torbanın en iyi takımıydı ama sürpriz yapamayacağı bir gruba düştü.

D Grubu: İspanya, Fransa, Kanada, Litvanya, Yeni Zelanda, Lübnan:
İspanya'nın favori olduğunu söylememe gerek yok heralde? Ardından ikincilik için benim beğendiğim ama dış şutlarda büyük problem yaşayan Fransa ile Litvanya kapışacaklar. Litvanya'nın getireceği kadro çok önemli tabii. Dördüncülük için ise Nash gelmeyeceğini açıklamış olsa da, Kanada şanslı gibi duruyor Yeni Zelanda'ya oranla. FIBA Americas'da onsuz son derece başarılı oldular çok iyi bir takım havası yakalayarak. Zaten Nash de "Takımın havasını bozmak istemiyorum" diye bir bahane sürmüş ortaya. İnsanlar da yedi bunu Nash =)


Edit: Baktım da yazı beklediğimden uzun oldu ama "Şu gelirse, bu gelirse, bu gelmezse" üzerine yazdığımı farkettim neredeyse tamamen. Zaten başka türlü bir grup değerlendirmesi şimdiden yapılamaz sonuçta.

2010 Dünya Şampiyonası Maskotu

Daha önce hiç bakmamıştım, ilk defa kura çekiminde gördüm. Ama pek beğendiğimi söyleyemeyeceğim maalesef.

Edit: Evet Van kedisi belki güzel bir seçim - zaten bunu eleştirmedim - ama uygulama hiç iyi olmamış bence. Bu kadar koca kafalı olması benim hoşuma gitmedi.

2010'daki Rakiplerimiz Belli Oldu !!

Kura çekimi az önce sona erdi. İşte gruplar:

A Grubu: Arjantin, Sırbistan, Avustralya, Almanya, Angola, Ürdün
B Grubu: ABD, Slovenya, Brezilya, Hırvatistan, İran, Tunus
C Grubu: Yunanistan, Türkiye, Porto Riko, Rusya, Çin, Fildişi Sahilleri
D Grubu: İspanya, Fransa, Kanada, Litvanya, Yeni Zelanda, Lübnan

Yorumlar biraz sonra. Arada sizin düşüncelerinizi alayım.

Yok Böyle Birşey

Dün daha sezon finalini izlemeden önce "İzlediğim en iyi dizi sezonuydu." yazmıştım Dexter'ın 4. sezonu için. Eve gidip finali izledim ve inanılmaz bir bölümle karşılaştım. Dexter diziyse diğer izlediklerimiz nedir?

Aşmış tek kelimeyle.