BIY AD

4 Temmuz 2009 Cumartesi

Gündemden kısa kısa

Pistons'ın başına geçmesi beklenen Avery Johnson, bugün Joe Dumars ile biraraya gelecekmiş. Mavericks macerası sırasında NBA Finalleri'ne kadar çıkan Johnson, Pistons için doğru bir seçim olacaktır bence. Mavs'deki son 2 playoff macerasında yetersiz kalan Johnson, beklentileri çok yüksek olmayan Pistons'da kendisini geliştirme şansı da bulacaktır.
Takımın başına geçerse, umarım yayıncı kuruluşlar maçlarda Johnson'ın yakınına mikrofon koymazlar. Sesine uzun süre maruz kalınca, NBA'den soğuyacak raddeye geliyorum.
Marbury için çekişen takımlar arasında Washington Wizards ön plana çıkmış. Marbury için çekişmek? Hangi NBA takımının genel menajeri Marbury için bir yarışa girer, onu ikna etmek için emek harcar ki? Hele şu an favori duruma geçmiş takımın Arenas ve Foye gibi iki oyun kurucusu olduğunu düşününce...

Birkaç gündür inatla yazılıyor, ben de yer vereyim madem. ESPN yazarı Ric Bucher twitter sayfasında söylemiş: Suns ile Hornets Ben Wallace-Chandler takasını gerçekleştirebilirlermiş. Hatta hemen şu anda bile olabilirmiş ama Suns daha iyi bir takas fırsatı arıyormuş. Son seçenek olarak bu takası yapacaklarmış. "Buldun da bunadın" derler sana Steve Kerr'cüm. Keşke yazar/yorumcu olarak kalsaymışsın. Çok beğenerek okuyordum ve dinliyordum Yahoo'da ve maçlarda. Şimdi ise bütün basketbol severlerin ağzına sakız oldun...

Çek bir Boozer ?

2004 yılında Cavaliers, Boozer'ın müthiş performansı sonucunda bir sonraki sezon kontratındaki 700bin dolardan fazlasını hakettiğine karar verdi. İki taraf sözlü olarak 6 yıllığına 40 milyon dolarda anlaştı. Cavs, Boozer'ın kontratındaki son seneyi kullanmak yerine Boozer'ı sınırlı serbest oyuncu yaptı. Ancak Boozer Jazz ile 6 yıllık 68 milyon dolar karşılığında anlaştı. Cavs'in o zamanki salary cap'i bu parayı karşılamalarına olanak tanımıyordu. Boozer Utah'ın yolunu tuttu.O gün bugündür sözlü anlaşmalardan sonra bir oyuncunun başka takımla sözleşme imzalaması Boozer hareketi olarak anılıyor. Geçen sene Elton Brand'in bunu Clippers'a yaptığını hatırlayabiliriz.
Maalesef şimdi de Hidayet hakkında bu tip yorumlarda bulunuluyor. Keşke bu Raptors haberleri yalan çıksa da hem bu tür yorumlar sona erse hem de Hidayet, geleceği çok parlak olan Blazers'a gitse. Ama tabii artık çok zor.
Raptors'a da bakıyorum, kağıt üstünde evet iyi bir kadroya sahipler. Ancak seneye Bosh'un takımda kalmasına pek ihtimal verilmiyor. Bu da Raptors'ın bir kaç seviye birden düşeceği anlamına gelir. Ayrıca bu sene serbest kalan oyuncularından hangilerinin döneceği meçhul...
Neyse tekrardan hayırlısı olsun Hidayet'e. Umarım Raptors bu sene iyi işlere imza atar da Bosh Toronto'da kalmaya ikna olur ve Hedo onunla uzun yıllar oynama imkanı bulur.

Biz bakkala, Hedo Toronto'ya

Mehmet abi, 2 ekmek 1 süt lütfen...

Hidayet inanılmaz bir fake atmış. Bütün NBA medyasını, basketbol severleri ters köşeye yatırıp Toronto yolunu tutmuş. Raptors ona 5 yıllığına 56 milyon dolar (Yahoo 56, ESPN 53 yazmış) teklif etmiş. Karısının Toronto şehrine bayıldığı yazılıp çiziliyordu. Belki de o ikna etmiştir Hedo'yu. Raptors tarafından verilen ekstra 6 milyon doların katkısı varsa kararının değişmesinde, gerçekten çok büyük hayalkırıklığı olur benim açımdan.
Hayırlı olsun Raptors'a da Hidayet'e de. Ama biraz içimiz burkuldu Portland gibi bir takıma gitmediği için. Kariyerinin sonuna kadar yüzük alamayacağı kesinleşti diyebiliriz.

Hedo Portland ile anlaştı

Bizler de bu haber üstüne Konyalı Portlandlılar olarak sarmaş dolaş olduk. Şaka bir yana 2000'li yıllardan beri sempati duyduğum Portland'a gitmesine gerçekten çok sevindim. Artık Trail Blazers maçlarını ayrı bir zevkle izleyeceğim. Son 10 günde kaç kere yazdım bilmiyorum ama Hedo'nun Portland'a gerçekten mükemmel uyum sağlayacağını düşünüyorum. Kontratı 5 yıllığına 50 milyon dolar civarı olacakmış. Resmi açıklama için çarşamba günü bekleniyormuş. O gün hem serbest oyuncu ile kontrat imzalama yasağı kalkacak hem de salary cap açıklanacak. Çarşambayı beklersem çatlarım, şimdiden Hedo'lu Trail Blazers'a biraz değineyim.

Öncelikle Hidayet'in yerine geldiği oyuncu olan Batum'la başlayalım. Atletik, basketbolu bilen genç bir yetenek ama Hidayet'le kıyas bile kabul etmez. Direk geçiyoruz. Ardından Hedo'nun ilk 5'te yanında oynayacağı adamlara geliyoruz. Blake-Roy-Aldridge-Oden. Bir kere, Hedo'nun Portland'a bu kadar uymasının başlıca sebebi Blake. Kendisini yanlızca 2 kere izleyen biri "Bu nasıl basketbolcu" bile diyebilir ancak Blake sahada her zaman doğru kararları vermeye çalışır ve genelde bunu başarır. NBA'in en iyi asist/top kaybı oranlarından birine sahiptir. Topu elinde çok az tutar ve Roy'un topla oynamasına izin verir. Şimdi hem Roy'un bu şekilde pozisyon yaratmasına hem de Hidayet'in oyun kurmasına izin verecek. Kendisi iyice geri plana çekilerek, takımda topun hızlı şekilde dolaşmasını sağlayacak ve boş dış atışlar deneyecek.
Roy, Hidayet'in gelmesinden en çok yararlanan isim olacak. Geçtiğimiz sene, Roy kenardayken zorlanan Portland takımının ilacı Hidayet olacak. Birisi dinlenirken diğeri oyunu kontrol edecek. İkisi de oyundayken hangisinin eşleşmesi daha avantajlıysa top onun ellerinde olacak, Roy daha çok pozisyon yaratırken Hedo hem kendisi pozisyon yaratıp hem de topun doğru zamanda doğru ellerde olmasını sağlayacak. Kısacası oyunu Portland adına bu iki oyuncu kontrol edecek.

Takımın uzun forveti Aldridge ile bolcana pick and roll yaptığını göreceğiz Hidayet'in. Bu oyunlar sonrası Aldridge topları geri aldığında, potanın 5-6 metre uzağından, sevdiği bomboş atışları sayıya çevirecektir.

Oden hücumda geçtiğimiz seneye göre daha aktif olacaktır ve bunda Hidayet'in katkısı elbette ön plana çıkacak. Ancak Oden'ın, Howard'ın yer kapma kabiliyeti ve gücünün yarısına bile sahip olmadığını hatırlamalıyız. Bu bakımdan, Oden'a boyalı alanda doğru yerde ve anda top vermek Hidayet'i çok daha fazla zorlayacaktır. Yani bu tek taraflı bir işlem değil, iki tarafın da birbirlerine yardımcı olmaları lazım. Pick and roll oyunlarında da Howard'a göre çok daha az atletik olan Oden'ın potaya ne kadar sağlam gidebileceği soru işareti. Oden'ı bu kadar eleştirdim ama elbette ofansif oyununu daha yukarı taşıyacaktır. Onun bir pivot olarak gelişimine en iyi katkı verecek kısa forvetlerden birini aldıkları için bana göre çok şanslı...

Fernandez ve Outlaw ikilisi takımdan ayrılmazlarsa kenardan gelip enerji ve skor katkısı yapacaklar takımlarına. Hedo-Howard alley-oop'larını izlemeye alışkın bizler için, Outlaw bu uçuşları devam ettirecektir.

Hidayet'in genel olarak ve takım kimyası bakımından tecrübe gibi çok önemli bir katkısı var. Bu adam Lakers'a karşı 5 maçlık bir final serisinde %50 ile şut attı. Ayrıca 9 yıllık bir NBA tecrübesine sahip. Bu durumda Nate McMillan ondan, takımın lideri Brandon Roy'dan bile daha sakin kalmasını bekleyecektir maçların kırılma noktalarında.
Bir de eksisinden bahsedelim Hidayet'in: Savunma. Batum ve Outlaw'un yaptığı savunmanın yanına yaklaşamıyor maalesef Hidayet. Sırf bu yüzden kafamda soru işaretleri var Portland ile ilgili ama yine de çok ümitliyim ben takımdan.

Dikkat edin, bu yazıda en uzun paragrafı Steve Blake'e ayırdım. Ancak Portland camiasında onun takas olması bekleniliyor. Hem de alınması istenilen isim Andre Miller. Sadece "Aman Tanrım" diyebiliyorum böyle bir fikire. Hidayet'li-Roy'lu bir takımın son ihtiyacı olan şey Miller gibi topu elinde tutmaktan hoşlanan ve üçlük sokamayan bir oyun kurucudur. Umarım Miller veya onun benzeri bir adamı takasla getirmeye kalkmaz Pritchard. Böyle bir hamle, son 4 senede yıkıp, yeniden inşa ettiği bu gelecek vaat eden takıma balta indirmekle eşdeğer olur bence.

3 Temmuz 2009 Cuma

Toplayın takımı Detroit'e gidiyoruz

Detroit yolları taşlı, geliyor Celtics takımı... Fotoğraftan da anlaşılacağı üzere Celtics organizasyonu, toplamış takımı Detroit'e gitmiş. Niye? Cevabı tek kelime: Rasheed.

Takımı toplamışlar derken dalga geçmedim. Pierce-Allen-Garnett-Rivers-Ainge ve takım sahiplerinden Wyc Grousbeck birlikte atlamışlar uçağa. Amaç tabii ki Rasheed'e selam verip dönmek değil. Şampiyonluğun anahtarı olarak gördükleri Rasheed'i mümkün olduğunca kendi taraflarına çekmek istiyorlar. Onu ne kadar çok istediklerini de takımın 3 starı, koçu, genel menajeri ve sahibi bir arada giderek gösteriyorlar. En son böyle bir organize hareketi PJ Brown'u ikna etmek için yapmışlardı. Nasıl sonuçlandığını biliyoruz: Brown, Lakers'a karşı Final serisindeki müthiş oyunuyla adeta şampiyonluğun kapısını açmıştı. Üstelik şimdi ikna etmeye çalıştıkları isim Rasheed. Sadece Celtics değil, bütün hedefi yüksek takımların almak isteyeceği bir isim. O yüzden Celtics açısından değil, genel yaklaşacağım. Bu adam, NBA'de halen ilk 5 çıkacak kapasitede olan, son derece yetenekli bir uzun forvet/pivot. Peki onu bu kadar özel yapan nedir? Klasik bir pivotta bulunması gereken blok koymak, boyalı alandan sayı üretmek, savunma bilgisi gibi özelliklerin yanına üçlük tehdidini eklemesi. Tek eksisi ribaundlarda biraz zayıf kalmasıdır. Eğer NBA'deki üçlük atabilen uzunlara bakarsanız, neredeyse hiçbirinin blok özelliğinin olmadığını veya defansta rakip pivotun arkasında duracak kapasitede olmadığını göreceksiniz. İşte Rasheed size bunu eksik bir yönü olmadan sağlıyor.

Eksik yön demişken en önemli şeyden bahsettiğim farketti. Rasheed'de 1-2 tahta eksiktir. Bunu bilmeyeniniz yoktur. Ama yine de şampiyonluğa oynayan bir takımın onu alması halinde, kupa için çok büyük bir adım atacağını düşünüyorum. 5 yıl önceki gibi takımı taşıyamayabilir ancak zaten 3-4 adet yıldızı olan takımlar için mükemmel bir son parça olacaktır.
Bu takımlardaki şampiyonluk ve başarı havasından eminim Rasheed de etkilenecektir. Özellikle koçuna saygı duyacağı bir takıma giderse çok yararlı olacağını düşünüyorum. SVG veya Brown'un Sheed'i ne kadar idare edebileceklerinden emin değilim. Ama yine de Magic, Spurs, Celtics ve Cavs 4'ü de peşinde bu çılgın adamın. O da bunun bilincinde ki biraz yüksekten bakıyor herkese. Temasa geçen takımlara çabuk karar vermeyeceğini belirtmiş. Bakalım diğer takımlar da Detroit'e uçak kaldıracaklar mı?

Biz susalım Hedo konuşsun

Hedo'nun Portland hava alanında verdiği açıklamalar





Bir de ufak özet geçelim. Hedo'nun düşünceleri kısaca şöyle "Buraya geldiğim için mutluyum, beni gerçekten çok istiyorlar ve çok ilgililer. Bir oyuncu olarak aradığınız ilk şey budur. Para tabii ki önemli ama öte yanda kendinizi geliştirmeniz ve oynadığınız basketbol da önemlidir. Bu bakımdan son derece iyi bir takımlar. Çok gençler. Roy-Aldridge gibi oyunculara sahipler. Benim de onlara tecrübe olarak katkım olacaktır. Bunu, iyi bir fırsat olarak görüyorum. Şu anda kesin birşey diyemem ama burada olmaktan mutluyum."

Şu konuşmanın ardından Hedo'nun Portland'dan başka bir yeri seçmesine pek imkan vermiyorum. Hayırlı olsun diyelim şimdiden. Resmileşince hakkında yazı da girerim. Ama bir kez daha belirteyim ki, bence Orlando'dan sonra en doğru tercihi yapıyor Hedo.

Ayrıca video için arkadaşım Bener'e teşekkür ediyorum.

Artest - Ariza takası (!)


Tabii takas falan olmadı. Sadece iki serbest oyuncu, birbirlerinin takımlarıyla anlaştı. Artest, Houston'dan Los Angeles yolunu tutarken, Ariza da tersi istikamete gitti.
Kullandığım fotoğraf biraz ironik oldu. Nitekim önümüzdeki sezonda başarılı olma ihtimallerine baktığımızda, muhtemelen Artest sevinirken Ariza üzülüyor olacak. Daha iki oyuncunun kontratının detayları da açıklanmadı. Ariza'nın yıllık 6 milyon doalr civarı bekleniyor. Artest'in alacağı miktar 10 milyon civarı da olsa Lakers'a helal olsun demek lazım. Ariza'nın oyununu her ne kadar takdir etsem de onun yerine takıma Artest gibi bir oyuncuyu katmak müthiş bir başarıdır. Rakip kısa forvetleri tam anlamıyla kilitleyen ve bunun üstüne hücumda skor üretme potansiyeli Ariza'dan kat kat üstün olan bir adamdan bahsediyoruz. Bu transferin tek dezavantajı Artest'in hafiften çatlak bir kafa yapısına sahip olması diyebiliriz. Onu da, zamanında Rodman ile yıllarını geçiren Phil Jackson zaptedecektir. Houston'ın durumunu ise abartılı bir tabirle anlatayım: Attan inip eşşeğe bindiler.

Şampiyonluğa oynayan takımların güçlenmeleri devam ediyor. Seneye bu takımlar birbirleriyle eşleşene kadar, playoff'ların zevksiz geçeceğini düşünmeye başladım.

Keltoş Dev - Mavericks anlaşması

Gortat ile Mavs sözlü olarak anlaşmışlar. Yıllık yaklaşık olarak 6 milyon dolar alacakmış Gortat. Yani MLE'nin tamamını veriyormuş Dallas. Şu ana kadar yapılan görüşmeler hiç birşey değil, asıl şimdi Polonyalı pivot, Magic'in bu parayla eşleşmemesi için çok sıkı pazarlık yapacak. Eh kolay değil adam kendini göstermek istiyor ve NBA'in en formda, en popüler pivotunun arkasında kalmış durumda. Ama öte yandan Magic'te kalması halinde, şampiyonluk şansı daha yüksek olacak. Magic de onu sırf bu yüzden tutmak isteyecektir ve bunu sağlayacak maddi güçleri var.
Mavs ise eğer bu transfer gerçekleşirse çok iyi bir tercih yaptı diyebiliriz. İsteksiz, hırsı olmayan bir Dampier'a mahkum olmak yerine Gortat gibi enerjik bir opsiyonları olacak. Yanlız şunu da unutmamak lazım, Dampier Mavs'e geldiğinde NBA'in en formda pivotlarından biriydi. Yıllık 10-11 milyon doları kapınca bir daha canı basketbol oynamak istemedi. Umarım aynısı Gortat'ya da olmaz...

Saniye başına 1 haber...

NBA'de öylesine bir haber trafiği var ki, yemin ediyorum takip etmekten yorulacak seviyeye geldim. Sabah bir haber çıkıyor X, A takımına gidebilir diye, öğlen devreye giren B takımı bir anda daha şanslı duruma geliyor. Sonra bakıyorsunuz akşama X oyuncusu, C takımıyla sözleşme imzalamış falan... Bu kadar da olmaz ki yahu. Biraz sakin olun gazeteci arkadaşlar, her gelen duyumu haber yapacaksınız diye bir kaide yok.
Hemen aşağıdaki Artest ve Ariza haberleri gerçekten de aynı anlattığım tarzda "şaka gibi" niteliğindeydi. Neyse bakalım, devam edeceğim tabii ki habere/yoruma değer bulduklarımla, vaktim yettği kadarıyla.

2 Temmuz 2009 Perşembe

Artest-Cavs, Ariza-Rockets, Knicks haberleri

Daha dün Yao'suz Rockets'da kalmayabileceği konuşulan Artest, takımda kalmak istediğini açıklamıştı. Aradan 5-6 saat geçmediki yeni dedikodular canlanıverdi "Artest'in Rockets'da kalması zor" şeklinde. Çünkü Rockets 1 yıllık kontrat önermek istiyormuş, Artest uzun yıllar kafasını dinlemek istiyormuş.
Başka duyumlara göre Cavs, Artest ile ilgileniyormuş. Bence doğruysa çok da güzel yapıyorlar. Niye? Çünkü Magic ile iyi eşleşebilmek için kısa bir 4 numaraya ihtiyaçları olduğunu biliyoruz. Bu konuda Artest'ten iyisini zor bulurlar. Tabii aynı zamanda LeBron'u NBA'de en iyi savunan adamın başka bir takımına gitmesini de engellemiş olacaklar. Bu son söylediğim akıllarının ucuna bile gelmemiştir ama bence kayda değer bir detay.
Ayrıca söylemesi ayıp NBA'in en ayı 4 oyuncusundan 3'ü kadrolarında (Shaq-LeBron-Artest-Howard) olacak. Rakipler mücadele etmekten yorulurlar, bitap düşerler vallahi...

Henüz kesin olmasa da, Trail Blazers Hedo'ya 5 yıllığına 50 civarı verecek gibi duruyor. Arada Raptors'ın da 60 teklif ettiği ve Hidayet'in onlara yaklaştığı iddia edilse de, yeniden 1 numaralı favori koltuğuna Portland oturdu. Bu iki takımın Hedo için olan yarışında hangisinin eli boş kalırsa, Ariza'ya 35-40 milyon dolar arası verecekmiş. Bence hakettiğinden yüksek bir para. Ariza'nın tarzına yakın, defansta göz açtırmayan ama hücum gücü sınırlı guard/forvetler her takıma lazım. Ama özellikle son zamanlarda, biraz abartıldıklarını düşünmeye başladım. Ariza'ya 5 yıllığına 40 milyon dolar bağlamak pek akıl karı değil bence.
Edit: Şu anda yeni bir haber yayınlandı, Ariza Rockets genel menajeri Morey ile buluşmuş. Rockets'ın MLE, yani senelik ortalama 6.5 milyon dolar teklif etmesi bekleniyormuş. Bu, Ariza gibi bir rol oyuncusu için elbette ki daha mantıklı bir ücret. Ama elinde zaten Battier ve her ne kadar ayrılması muhtemel de olsa, Artest olan bir takımın niye Ariza'nın peşinde olduğunu anlamakta güçlük çekiyorum.

Bu takım hakkında yazmayı pek sevmesem de, hergün 5 tane haber çıkınca insan zorunda kalıyor. Kısa kısa geçelim. Knicks Hill'e MLE, yani 5.7 milyon dolar önermeyi düşünüyormuş. D'Antoni de onu çok beğendiğini açıklamış. Hayret ettim, Knicks'in mantıklı düşündüğü hamlelerden biri... Tabii Wilson Chandler'a o kadar güvendiklerini açıkladıktan hemen sonra bunun su yüzüne çıkması da ilginç.
Ayrıca Kidd'e Mavs 3 yıllığına 25 milyon dolar teklif edecekmiş. Knicks ise düşünüyormuş "Acaba daha çok para önersek de bizi seçse mi?" diye. Bana kalırsa Kidd her şekilde Mavs'i seçecektir ayrıca Knicks'in de LeBron aşkını tehlikeye atacağını düşünmüyorum. New York şehrinin yarattığı ratingler yüzünden Knicks ile ilgili doğru-yanlış bir sürü haberler çıkıyor diye düşünüyorum. Kidd'i tek çekecek şey 2010 yılından itibaren LeBron'la beraber oynama düşüncesidir. Knicks Kidd'i bu konuda ikna ederse, Mavs ile olan yarışta şansı artar.
Son olarak, Kobe kontratını erken bitirme hakkını kullanmadı ve Lakers'da kaldı. Bence haber niteliğinde bile değil ama 1 cümle yazmanın bir zararı yok.

Rubio 2 sene daha İspanya'da...

İspanya'nın El Periodico gazetesinin haberine göre Rubio, NBA'e gelip Timberwolves forması giymek yerine 2 sene daha DKV Joventut takımında kalmayı seçmiş. Bonservisi problem olmaktan çıktığında gelecekmiş. Hayırlı olsun.
Yılan hikayesine dönen olayda, benim düşündüğüm senaryo şöyle: Wolves bu 2 sene boyunca Flynn'i deneyecek ve memnun kalınması halinde Rubio'yu yüksek bir fiyat, yani oyuncu karşılığında başka bir takıma gönderecek. Onu şimdiden takas ederlerse ve üstüne Flynn'den de bekleneni alamazlarsa vay Wolves'un haline... Çok büyük bir fırsatı kaçırmış olacaklar.
Avrupa'da geçireceği ekstra 2 yıl, Rubio'ya daha da tecrübe katacaktır. Bu süreç içinde biraz vücudunu da geliştirirse, çok daha çabuk alışacaktır NBA'e.

1 Takas - 2 Transfer

Takas, Clippers-Grizzlies arasında gerçekleşmiş. Quentin Richardson ile Zach Randolph yer değiştirmişler. Hatırlarsanız şurada, Clippers'ın sahibi Sterling'i eleştirmiştim: http://konyaliportlandlilar.blogspot.com/2009/06/rubio-turkiyeye-mi-geliyor-ve-diger.html

Bunun üstüne bir de gitmişler Chris Bosh'tan daha iyi olan Zach Randolp'u takımdan göndermişler!!! Bunu söyleyen ben değilim tabii ki, 3-4 ay önce Zach Randolph'un ağzından çıktı bu sözler. Peki bunu kaç kişi ciddiye aldı?
Kısacası son derece iyi bir takas yapmış Clippers takımı. Kara delik lakaplı Zach Randolph'u, kontratı önümüzdeki sene bitecek olan QRich'e karşılık olarak vermişler. Kurtulmuşlar adeta bu baş belasından. Kendisini guard zannedip crossover yaparken topu elinden kaçırmalar, üçlük deneyip potaya yetiştirememeler, topu aldıktan sonra bir daha pas vermemek, 2.10 boya rağmen hayatı boyunca 2 blok koymuş olmak... Say say bitmez Zach Randolph'un muhteşem özellikleri. Skor üretiyor mu diye sorarsanız, elbette üretiyor ama onu da olması gerektiği gibi yüksek yüzdeyle değil... Ayrıca kendisi adeta kanserli bir organ görevi görüyor gittiği takımlarda. Kısacası Clippers çok yararlı bir hamle yaptı. Son olarak da: Draftın en önemli ismi Griffin'i de bu sayede parkelerde daha fazla izleyebileceğiz, o da kendisini daha çabuk geliştirme fırsatı bulacak...
Gerçi transfer kelimesi ne kadar doğru bilmiyorum ama kullandım artık... Charlie Villanueva ve Ben Gordon 5'er yıllığına sırayla 35 ve 55 milyon dolara Pistons ile anlaşmışlar. Hayırlı olsun. Daha önceki yorumlarımı aynen koyuyorum Gordon ile ilgili:"Ellerinde Rip varken Gordon'u ne yapacaklar gerçekten bilmiyorum. Hayır zaten bir türlü ısınamadığım, oyununu sevmediğim bir adam Gordon. Eli sıcakken, hakkını vereyim inanılmaz oynuyor. Ama sıcak olmadığı zamanlarda bile abuk subuk şutlar deneyerek takımına zarar veriyor. Buna ek olarak, savunmada boyunun kısalığını ve ufaklığını rakipler genellikle çok iyi kullanıyorlar. O yüzden Gordon'a verilecek paraya (muhtemelen yıllık 8-9'un altına imzalamayacaktır) yazık olduğunu düşünüyorum"
Charlie Villanueva'nın ise artık kendini bulacağına inanıyorum. En azından inanmak istiyorum. O çaylak senesindeki çıkışın ardından bir türlü beklentileri karşılayamadı. Genellikle de koçları onu ilk 5 olarak görmediler, kafa olarak onunla uyuşamadılar. CV'nin çalışma etiği ve koçların dediklerini yapmak konusunda sıkıntılı olduğu söleniyor. Geçtiğimiz sezonda da eğer Bogut ve Redd sakatlanıp sezonu kapamasalar, maç başına 26 dakikayı zor görürdü. Ama Pistons takımının geleneği ve havasından onu da etkliyeceğini ve NBA'de peşinden koşulacak bir oyuncuya dönüştüreceğini umuyorum.

Gözde üçlü: Gortat-Millsap-Hedo

Gortat'nın peşine düşen takımlara bakalım: Rockets, Mavs, Pacers ve Knicks. Şu takımlar arasında, tuttuğum Spurs'ü görmemek beni gerçekten üzdü. Pivot konusunda ne yapacaklarını çok merak ediyorum. Ama konumuz Spurs değil, Gortat. Rockets ona muhtemelen, Mutombo'nun görevinin daha uzun vadelesini vermek istiyordu. Hele şimdi Yao'nun da gelecek sezonun çoğunu kaçıracağı belli olunca, Gortat'ya hakettiğinden çok para verebilirler. Pacers'ın elinde Hibbert, Hansbrough, Murphy ve Foster varken 5. uzuna senelik 6 milyon dolar vereceğine pek inanmak istemiyorum. Bence basının çok büyük saçmalaması veya Bird gerçekten bu işi bırakmalı... Knicks, Thunder ve Grizzlies'in peşinde koştuğu Lee'yi ısrarla kadrosunda tutmaya çabalıyor. Ellerinde zaten Darko ve Harrington var. Bir de üstüne 4. uzun olarak Gortat'yı almak istemeleri ilginç geliyor. Mavs'in ise Diop'un gidişinden sonra Gortat tarzı bir uzuna ihtiyacı var, gerçi Ryan Hollins birkaç maçta girip takıma öneml katı yapmıştı ama Mavs'in Gortat'yı alması Indiana ve Knicks'e göre 10 kat daha mantıklı duruyor. Tabii ki içlerinde açık ara en çok ihtiyaç duyan takım Rockets.
Thunder, Millsap'i çok ciddi şekilde kadrosuna katmak istiyormuş. Yıllık 10-11 milyon civarında bir teklifte bulunacaklarmış. Bir an düşündüm de 3-4 sene sonrasını şöyle bi... Korktum Thunder'dan. Westbrook-Harden-Durant-Green-Millsap. Bunlara ilk 5 olarak değil, genç yetenekler olarak bakın ve 3-4 sene sonra olacakları yerleri hayal edin. Muhteşem gerçekten. Belki de geleceği herkes tarafından çok parlak görülen Portland'dan bile daha iyi bir yerde olacak ileride Thunder. Kim bilir... Sam Presti bu işi çok iyi biliyor.
Söylentilere göre Trail Blazers, Hedo'ya 5 yıllığına 50 milyon dolar teklifte bulunmuş. Müthiş bir teklif. Hidayet'in istediği miktardan biraz düşük olsa da, bunu reddetmesini gibi bir ihtimali düşünmüyorum bile. Daha önce de yazdım: Bu takım Hidayet için biçilmiş kaftan. Blake gibi topu elinde istemeyen, sadece top dolaştıran ve bomboş dış şutları sayıya çeviren bir oyun kurucuları var. Roy gibi sorumluluğu paylaşacak bir yıldız var. Oden gibi Howard'dan 3-4 gömlek düşüğü ama iyi beslendiği takdirde sayıya ulaşabilecek bir uzun var. Aldridge gibi boyalı alandan ve dışardan iyi bir sayı tehdidi var. Daha ne olsun. Kenardan da skora katkı yapacak Fernandez ve Outlaw gelecekler. Kağıt üstünde gerçekten müthiş gözüküyor. Düşününce heyecanlandım vallahi.
Yanlız Fernandez'e değinmişken belirtelim, dedikodulara göre Hedo'nun gelecek olmasına çok sinirlenmiş. Zaten McMillan'a geçen sene onu az kullandığı için sinirliymiş. Eğer şu olay doğruysa, Fernandez'in basketboldan anlamadığını falan düşünmeye başlayacağım. Geçen sene 26 dakika civarı süre almış ortalama. Evet belki Hidayet'in gelecek olması, dakikalarını 20 civarına indirebilir. Ama sonuçta Fernandez şutör guard oynarken, Hedo 3 numarada görev alıyor. Hedo topu elinde tutup oyun kurarken, Rudy sadece sayı atmaya odaklanmış durumda. Ayrıca Hedo gelmezse başka birisi gelecek, ne farkeder ki. Gören de onun pozisyonuna adam alınıyor zannedecek. Dakikalarının azalacağını düşündüğü takdirde Avrupa'ya dönebilirmiş Fernandez ama kontratını uzatma hakkı Portland'ın elinde olduğu için çok da sesini çıkaramıyormuş.

1 Temmuz 2009 Çarşamba

Marbury'den NBA yıldızlarına: Knicks'e gitmeyin

Demiş ki sevgili Marbury: "O sistemle şampiyonluk olmaz, defansla alakanız yoksa şampiyonlukla da yoktur, o yüzden Knicks'e gitmeyin"

Merak etme Marbury'ciğim, şu anda NBA yıldızlarından hemen hemen hiçbirinin Knicks'i aklının ucundan bile geçirmediğine emin olabilirsin. Ama senin bu açıklamalarının ardında ufak da olsa bir kuyruk acısı olduğunu herkes biliyor. Knicks'i sirke çevirdin, parmağında oynattın, oyuncağın ettin ama sonunda seni kapının önüne koydular. Bu arada, bunları da eskiden beri senin tarzını, oyun stilini, deli doluluğunu sempatiyle izleyen biri olarak söylüyorum yani... Neydin, ne olabilirdin, şimdi nerelere geldin? Marbury'cim düşün bakalım. Doğru bir açıklama yaptığında bile böyle yazılar yazabiliyor sevenlerin...

Şunu da ileteyim de gerçek Marbury ortaya çıksın: Mantıklı açıklamasının üstüne "Knicks ile geçirdiğim son sezon ruh sağlığımı etkiledi o yüzden Boston'da kötü oynadım" diye eklemiş. Harika...

Memo'dan U Dönüşü ve diğer haberler

Boozer'dan sonra Mehmet'ten de bir U dönüşü geldi. Anlaşmanın son yılını çok büyük ihtimalle kullanmayacağını açıklayan Mehmet, bu kararından caydı. Muhtemelen son 24 saat içinde fiyat araştırması yapan Mehmet ve menajeri, istedikleri miktarda bir teklif alamadılar. Mehmet de Boozer ve Korver gibi Utah'ta kalmayı tercih etti. Bu sene başta Amerika olmak üzere, bütün dünyayı kasıp kavuran krizden NBA de payını aldı. Serbest oyuncuların istedikleri paraları kolay kolay alamayacaklarını tahmin ediyorum. Hidayet'e de teklif edilecek kontratların da ne düzeyde olacağını merak ediyorum. Hal böyleyken, beklediği gibi yıllık 12 milyon dolar alması zor gibi duruyor.Utah'a geri dönelim. Korver-Memo-Boozer üçlüsü takımda kalınca, Jazz'da Millsap'a verecek para kalmadı. Yani Jazz'da derken tabii ki salary cap'ten bahsediyorum. Millsap'in başka bir takımdan kabul edeceği 8-10 milyonluk teklifi, Jazz karşıladığı anda lüks vergisi vermek zorunda kalacak. Klüpten sızan bilgilere göre Millsap'in buna değeceğini düşünüyorlarmış.Biraz da pozitif yönden bakalım: Evet Jazz aynı kadrosuyla büyük ihtimalle şampiyonluğa oynayamayacak ancak yukarda saydığım üçlünün kontratları seneye bitiyor. Bu da demektir ki, gelecek yaz serbest olacak yıldızlar içinden birini Deron Williams'ın yanına monte edeceklerdir. Bahsettiğim yıldız Özellikle genç olursa, Jazz'ın yeniden yapılanması başlayabilir.Ben Gordon ile Charlie Villanueva Detroit şehrine gitmişler. Pistons ile anlaşma imzalamaları an meselesiymiş. Ellerinde Rip varken Gordon'u ne yapacaklar gerçekten bilmiyorum. Hayır zaten bir türlü ısınamadığım, oyununu sevmediğim bir adam Gordon. Eli sıcakken, hakkını vereyim inanılmaz oynuyor. Ama sıcak olmadığı zamanlarda bile abuk subuk şutlar deneyerek takımına zarar veriyor. Buna ek olarak, savunmada boyunun kısalığını ve ufaklığını rakipler genellikle çok iyi kullanıyorlar. O yüzden Gordon'a verilecek paraya (muhtemelen yıllık 8-9'un altına imzalamayacaktır) yazık olduğunu düşünüyorum. CV ise daha önce yazdığım gibi son derece beğendiğim bir oyuncu, doğru basketbol oynamaya çalışan Detroit'te kendini bulabilecek bir oyuncu. CV'den son derece ümitliyim.Odom için bir sürü takım devredeymiş. Portland, Toronto, Oklahoma, Phoenix ve Detroit bunlardan birkaçı. Ayrıca şampiyonluk için iddialı takımlardan Spurs'ün de adı geçiyor ilgilenenler listesinde. Ancak Spurs'ün hem birinci önceliği bir pivot almak olmalı hem de Odom için salary cap'te 10 milyon dolarlık boşluk açmalılar. Spurs'ü baştan beri diyorum, Gortat paklar. Odom, Suns'ın yıllarca oynadığı sisteme mükemmel bir şekilde uyacaktır. Kenardan gelmeyi egosu yüzünden kaldıramadığı için Lakers'dan ayrılmayı düşünüyor olabilir. Bu durumda bence Phoenix'in yolunu tutması onun için en iyi seçim olacaktır. Eğer kenardan gelmek konusunda kendisiyle barışıksa elbette Lakers'da kalıp 2. üstüste şampiyonluğu denemesi gerektiğine inanıyorum. Para için başarıyı gözden çıkaran oyunculara ayrı bir gıcığım var... Yani kısacası Odom, tutup da Oklahoma, Toronto veya Memphis'e falan giderse daha da gözüme görünmesin =)

Beklendik - Beklenmedik olaylar

- Boozer, kontratındaki son 12 milyon dolarlık seneyi kullanarak Jazz'da kalmayı tercih etmiş. Bu kararı almadan önce, Pistons'dan Joe Dumars ile görüşüp 5 yıllığına 80 milyon dolar istediği yönünde söylentiler var. Dumars kibarca "İşte kapı işte sapı" diye yanıtlamış olsa gerek ki, Boozer kuyruğunu bacaklarının arasına kıstırarak mormon kentine geri döndü.
Hal böyle olunca, Utah'ın senelik en az 10'ar milyon dolar isteyen Mehmet ve Millsap'in ikisine birden kontrat önermesi bir hayli zora girdi. Zaten Mehmet istediği takımla anlaştığı anda gidebilirken, Jazz'ın Millsap'e aynı parayı verip takımda tutma imkanı var. Bence Mehmet'in Salt Lake City'den ayrılması ihtimalini iyice kuvvetlendirdi bu olay...
- Michael Curry, Pistons'dan kovulmuş. Çok doğru karar bence. Daha dün internette açıklamalarını okumuştum "Hamilton ile aramı düzeltmem lazım Iverson'ı oynattım onu oynatmadım" şeklinde. Ekstra haber yazacak vaktim olsa "Takımın başında kalacağı garanti olmayan biri niye böyle yorumlar yapar ki?" diye yazıcaktım. Nitekim ertesi gün işine son verildi. Geçtiğimiz sene Iverson'ın takıma katılması çok büyük bir hata olarak sonuçlandıysa, bunda Curry'nin de payının olduğuna inanıyorum. Pistons'ın "Curry seneye bizimle kalacak" açıklamalarından sonra kimilerine sürpriz gelebilir ancak ben hiç şaşırmadım...
Pistons'ın yeni koç adayları içinde Doug Collins, Avery Johnson ve Bill Laimbeer üçlüsü ön plana çıkıyorlarmış. Ben şahsen WNBA'den bir koç getirileceğini sanmıyorum. Doug Collins'in zaten şu anda açık ara favori olduğu belirtiliyor.
- Otis Smith Gortat'ya yıllık 5 milyon dolar üstünde bir teklif gelmesi halinde, bu miktarla eşleşemeyeceklerini dile getirdi. Yani kısacası "6-7'ye bu adamla anlaşırsanız, hayırlı olsun" dedi. Gortat'yı isteyen en az 7-8 takım var. Gortat'nın, şampiyonluk yarışındaki bir takıma gitmesi halinde önemli katkı vereceğini düşünüyorum.
- Bu gecenin son haberini de Artest'ten yana kullanalım... Yao'nun gelecek senenin tamamını kaçıracak olması, Artest'in Houston'da kalma isteğini değiştirebilirmiş. Neymiş çünkü Rockets şampiyonluğa oynayan bir takım olmaktan uzaklaşmış. Sanki Yao varken 1 numaralı şampiyon adayıydılar. Yao'nun sakatlığı, kimsenin kalbini kırmadan ayrılmak için güzel bir bahane oldu zannedersem. Menajeri de konu hakkında yorum yapmaktan kaçınmış.
Ama şunu da belirtmeden geçemicem. Hanginiz Artest seneye "Durant'tan daha iyi olduğumu göstereceğim" diye Thunder'a gitse şaşırır? Veya rap albümü yapmaya karar verse ve basketbolu bıraksa kim şok olur?
Evet egosu ve mantığı gereği şampiyonluğa oynayan bir takıma gitmek istiyor Artest ama öte yandan hafiften deli olduğunu unutmamak lazım. Artest'tir ne yapsa yeridir.

Daha bir sürü haber var ama vakit az. Zaten NBA'deki her haberi yazıp üstüne yorum yazmak kenarından, ucundan imkansız gibi birşey. Bakalım yarına inşallah vakit ayırabilirsem önemli serbest oyuncularla ilgili birşeyler karalamayı düşünüyorum...

30 Haziran 2009 Salı

NBA'den kısa kısa

Rubio için NBA'deki hemen her takım olta atyormuş. Bunların başında tabii ki Knicks geliyor. Draft gecesi, 5. sıra için Wilson Chandler + 8. sırayı teklif ettikleri ortaya çıktı. Bence Timberwolves'a teklifler geldikçe, değerinin tekrar ve tekrar farkına varıp, Rubio'ya daha da sıkı sarılacaklar.
Bugün gelen bir başka habere göre, Rubio ve babası cumartesi gizlice Minnesota'ya uçup takımla bir görüşme yapmışlar. İspanyol yıldız basına yaptığı açıklamada ise, önümüzdeki sezonu İspanya'da geçirme ihtimalinden söz etmiş: "Kesin değil ama düşünüyorum, önümüzdeki günlerde göreceğiz". Kısacası Rubio işi bir hayli uzayacak gibi duruyor.

Milwaukee Bucks, gelecek vaat eden oyuncularından Sessions'ı sınırlı serbest yaparken, Villanueva'yı serbest bıraktı. Böylece Sessions'ın bir takımla anlaşması durumunda aynı parayı verip takımda tutabilecekler. Zaten çok abuk bir fiyata çıkılmazsa, bunu yapmak en önemli hedefleri. Villanueva'nın ise istediği takıma gitmesine göz yummak zorunda kalmışlar çünkü öbür türlü Jefferson takasından kazandıkları paranın bir anlamı olmayacakmış. Bana biraz bahane gibi geldi ama hadi bakalım. Villanueva beğendiğim bir oyuncudur. Umarım kendisine doğru takımı seçer.

Son olarak iki ayrı takımın umutla baktığı olaylardan bahsedelim. Öncelikle, Knicks Darko'dan mümkün olduğunca faydalanacakmış. D'Antoni "Bugüne kadar kendisini gösteremedi ama biz onun yeteneklerini ortaya çıkarmak için sonuna kadar zorlayacağız. Öne çıkarabildiği tarafları bize yetecek mi, bunu göreceğiz" demiş. Aslında umutlular ama aynı zamanda temkinliler de. Sonuçta bu adam, Kwame Brown gibi yeteneksiz değil. Ufak bir fiyat karşılığında (Quentin Richardson) alınabilecek bir risk.

Jazz'ın olayı ise oldukça ilginç. Önümüzdeki sene Knicks'in ilk tur seçim hakkını elinde bulunduran Jazz, şimdiden bu seçim için heyecanlıymış. Eh tabii konu Knicks olunca, gelecek sene draftta ilk sırayı almaları bile sürpriz olmaz. Şaka bir yana gerçekçi olup ilk 5'ten seçmeyi beklemiyorlar ama yine de "hayal etmek güzel şey"dir. Bakalım Knicks bu yıl nasıl bir performans gösterecek.

29 Haziran 2009 Pazartesi

Yao'nun kariyeri tehlikede

Gerçek Çin Seddi yaklaşık 2200 yıldır dimdik ayakta dururken, Çin Seddi lakaplı Yao Ming, NBA'in temposuna yenik düştü. Playoff'larda yaşadığı stres kırığının halen iyiye doğru gitmediği yönünde raporlar geldi. Bunun nedeni olarak, kırığın geçen sene ameliyat edilen ayağında olması gösteriliyor. Bazı yöneticilere göre önümüzdeki sezonun neredeyse tamamını kaçırmasının sürpriz olmayacağı söylenirken, belki kariyerinin bile tehlikede olduğu konuşuluyor. Amerikalılar bu tür olayları abartmayı severler, ben şahsen Yao'nun tekrar basketbola döneceğini düşünüyorum.

2.26'lık dev adam, kariyerindeki ilk 3 sezonu firesiz atlattıktan sonra bir türlü yakasını sakatlıklardan kurtaramadı. Bunun bana kalırsa iki nedeni var. Birincisi 2.26'lık bir adamın profesyonel kariyerinde ayak ve dizlerinde problem yaşaması ihtimali 2 metrelik bir adamın yaklaşık 5 katı civarında. Yani aslında bu "bana göre" değil, bilinen bir gerçek. İkincisi biraz benim fikrim. Yao NBA'e geldiğinde herkes ağız birliği etmişçesine "çok ince, kilo alması lazım" diyordu. Yao da özel çalıştırıcısı ile beraber uzun süren eforlar sonunda 3-4 sezon içinde 25 kilo aldı. Belki bu, ayaklarının kaldırabileceği limiti aşmasına sebep olmuş olabilir. Bunun belli bir matematik formülü yok o yüzden kesin birşey söylemek imkansız.

Ama bilinen tek birşey var: NBA'in gördüğü en özel pivotlardan birinin kariyeri, onu asıl iyi yapan özelliği yani boyunun uzunluğu yüzünden harcanıyor. İroniyi görüyorsunuz değil mi?

Yao'nun boyunun yanı sıra inanılmaz yumuşak elleri, bilekleri olduğu gerçeğini gözardı ettiğimi sanmayın. Amacım sadece ufak bir detaya dikkat çekmekti. Neyse kısacası inşallah bu sempatik dev adamı uzun süre geçmeden tekrar parkelerde görürüz. Döndüğünde, her maça nazar boncuğuyla çıkmasını öneriyorum. Ayrıca Adelman'ın ona maç başı 30 dakikadan fazla süre vermeyeceğini umuyorum.

Geri dön koca adam...

Mehmet'ten ayrılma kararı ve diğer haberler

- Dün Mehmet Okur'un menajeri Marc Flesiher bir açıklama yapmış. Mehmet'in kontratındaki 9 milyon dolar değerindeki son seneyi kullanıp Utah'ta kalmak yerine ayrılmaya daha yakınmış. Mehmet, NBA Stüdyo'ya konuk olduğunda Utah'ta kalacakmış gibi bir izlenim bırakmıştı. Bu kararı biraz şaşırtıcı. Kararını bugün NBA'e bildirmesi beklenen Mehmet'in yanı sıra, Boozer'ın da Utah'tan gitmesine kesin gözüyle bakılıyor. Korver'ın ise son sene opsiyonunu kullanması bekleniliyor. Utah zaten Boozer'ı kaybedeceğini biliyordu. Buna hazırlardı ama üstüne bir de Mehmet'i yitirirlerse büyük kan kaybı yaşarlar.
Rasheed'in ayrılması neredeyse kesin olan Pistons'ın, bu ikili için devrede olduğu söyleniyor. İç-dış tehdit olarak birbirlerini mükemmel tamamlasalar da Okur-Boozer ikilisini almak ne kadar doğru bir tercih tartışılır. İşin defans tarafında blok tehdidi oluşturmadıkları için şampiyonluğa oynayan bir takımın temelini oluşturacak kapasitede değiller maalesef. İkisinin de ayrı ayrı, blokçu uzunu olan takımlara gitmeleri çok daha iyi olacaktır. Boozer'ın para peşinde olduğunu biliyoruz ancak Mehmet'in başarıyı tercih etmesi beni çok memnun eder.
Bu arada, yıllık 10 milyon dolar civarı bir kontrat isteyen Millsap'a bu miktarı vermek zorunda kalacaklardır. Seneye ilk 5 çıkması ve 30-35 dakika arası süre alması muhtemel olan Millsap'ın, ligi birbirine katacağını söyleyebiliriz.

Akşam gelen edit: Mehmet'in son sene opsiyonunu kullanmasa bile Utah'ta kalma ihtimalinden söz ediyor Utah gazeteleri. Ancak o zaman niye opsiyonunu kullanıp ardından sözleşme uzatmak yolunu seçmediğini merak ediyorum. Neyse 3-4 güne göreceğiz neler olup bittiğini.

- Rockets takımı, Rubio'ya karşılık Aaron Brooks ve Shane Battier'yi teklif etmiş. Timberwolves bu teklifi reddetmiş. Battier yerine, Rockets'ın teklif edebileceği iyi bir şutör guard olsaydı bence fena bir teklif olmazdı. Ancak zorunlu olarak iyi bir şutör guard arayan Rockets, doğal olarak bu teklifi reddetmiş.

- Vince Carter yetiştiği şehire ve şampiyonluğa oynayan bir takıma gittiğine hala inanamıyormuş. Kendisini çimdikleyip duruyormuş. Bu açıklamalar bile bence onun bu sene ne kadar istekli oynayacağını gösteriyor. Gelecek sezon Magic'i izlemek için şimdiden sabırsızlanıyorum.

28 Haziran 2009 Pazar

Rubio Türkiye'ye mi geliyor? ve diğer söylentiler

- Timberwolves takımı elindeki Rubio'nun değerinin farkındaymış. Gerekirse 1-2 sene beklemeyi göze almışlar. Bu haberi duyduğuma çok sevindim inşallah doğrudur ve gerektiği takdirde Rubio'yu beklerler.
Ancak öte yandan Knicks takas için bastırıyormuş. Rubio'nun ailesi de hem New York şehrini seviyormuş hem de oğullarının Avrupalı bir koçun altında oynaması taraftarıymış. Ayrıca Rubio'ya Türkiye'den bir takımın yarın teklifte bulunacağı ve kendisine 1 milyon, ek olarak takımına da bonservisinden düşülmesi için 2 milyon dolar vermesi bekleniyormuş. Bu takım aceba Fenerbahçe Ülker mi yoksa Efes Pilsen mi? Fenerbahçe Ülker olması daha muhtemel gibi duruyor.

- Clippers draft gecesi, Zach Randolph'a karşılık Grizzlies'den Milicic ve Buckner'ı almak için anlaşmış. Ancak Clippers'ın sahibi Sterling bu takası reddetmiş. Buradan kendisine "iyi halt ettin" demek istiyorum. Hem Griffin'in gelişimi için ona sahada bolca dakika açılacaktı, hem de Clippers Zach Randolph'un büyük kontratından kurtulmuş olacaktı. Bu takası nasıl kafa yapısında bir insan reddeder çok merak ediyorum.

- New York, Rubio'nun yanısıra Kidd'in de peşinde koşuyormuş. Ancak verebilecekleri en yüksek kontrat bir yıllığına 5.5 milyon dolar olacağı için pek şanslarının olduğunu düşünmüyorum. Aslında daha uzun bir kontrat verebilirler tabii ki ama gelecek yaz LeBron'un peşinden koşmayı düşündükleri için salary cap'i doldurmak istemiyorlar. Piyasada Kidd'e daha fazlasını teklif edecek bir sürü takım var, başta Mavericks olmak üzere.

Modadan haberi olmayanlar

İnternette dolaşırken rast geldiğim Jalen Rose'un fotoğrafından sonra bunu hazırlamaya karar verdim. Ancak az önce bir arkadaşımdan aldığım bilgiye göre draft gecesi NBA TV bu tür bir yayın yapmış zaten. Draftı televizyondan takip edenler için 2. baskı gibi olduysa, kusura bakmasınlar =)

Stern'ün bıyığı pek yakışıyormuş. Keserek yeni nesli bu imajdan mahrum bırakmış.

2 kere MVP olmasa çok ağır şeyler yazardım da hadi neyse... Kravat tamam baya kötü onu anladık. Ama o surat ifadesi nedir Nash ya?
Çok kötü tanımı yetersiz kalıyor. Zaten NBA'e geldikten sonra da gerek saç gerek sakal stilleriyle izleyicilerin ağzını açık bıraktı.

O şapkayla gelirken kimse Samaki Walker'a "Abi kötü oldu galiba ya?" dememiş.

Kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir resim. Tebrikler Jalen.

Tim Thomas da draft tarihinin en kötülerinden birine imza atmış...