NBA 2K10 tanıtım videosunda Kobe ile Rose kimin daha iyi olduğuna dair geyik yapıyorlar. Noktayı Kobe koyuyor.
Link
Oysa bir umuttu #5; Blerim Džemaili
14 saat önce
NBA'e getirilen kurallardan burada ve şurada bahsetmiştim. Bir başka yenilik de hakemlerin bazı pozisyonların tekrarlarını izleyebilmelerine olanak tanıyacakmış, şöyle ki:
İkinci kuralın getirilmesinde, lig çapında birçok genel menajerin oluşturduğu komitenin büyük payı varmış. Ayrıca ilk kuralda değinilmeyen 'isabetsiz atışlar' halinde ne olacak? Özellikle de böyle tartışmalı ve isabetsiz bir atıştan sonra, hücum eden takımın ribaundu alması durumunda hakemlerin tekrarı izlemeye hakları olmayacak ve topu diğer takıma verecekler. Buna benzer, geçmişte yaşanmış bir olaya yer vermiştim bir süre önce blog'da. Yani esasında son saniyede kaçan ama hücum ribaunduna dönüşen pozisyonların da tekrarları izlenebilmeli bana göre.
Avrupa'da en çok forması satılan NBA oyuncularının listesi aşağıdaki gibiymiş.
NBA, Twitter yasağının yanında yeni bir uygulama daha getirdi. Artık oyuncuların top oyundayken, bench'te ayakta durmaları yasak. Bir hakem hatasına veya güzel bir smaca/asiste tepki olarak ayağa kalkmaları ise istisna sayılıyor. Ayrıca tabii ki oyuna girecek olanların masa hakemlerine gidip bunu belirtmeleri de yasağı delmek sayılmıyor. Ayrıca NBA yönetimi, kuralda özellikle "Takım sayı atana kadar ayakta durmak veya maçın son dakikasında ayağa kalkmak yasaktır" şeklinde belirtmiş. Bu kuralın konulma nedeni bench'in hemen arkasındaki taraftarların görüş açılarının bloklanmasıymış.
Tamam evet, bench'in arkasında oturan taraftarlar, tomarla para ödeyip alıyorlar biletlerini ve oyuncuların ayağa kalkmaları durumunda maçı izleyebilme haklarından mahrum kalıyorlar. Bu nedenle maçın ilk dakikalarında takım sayı atana kadar ayakta durma uğurunun yasaklanması kadar doğal birşey yok. Zaten bu olay çıktığından beri sevmemiştim. Ama maçın son dakikasında ayağa kalkma yasağı, bana göre düşüncesizce bir kural olmuş. Düşünsenize, maçın son 1 dakikası skor 95-94, Dirk Nowitzki 43 sayı atmış, 6. faulünü alıp kenara gelmiş. Alman yıldız bu kadar efor sarfettiği bir maçta heyecanını içine atıp oturmak zorunda mı kalacak? Veya bu örneği geçtim, son hücuma kalan bir maçı düşünün... Ben bile bazı maçlarda evde rahat oturamıyorum heyecandan. Oyuncular ne yapsın? Bence buradaki en iyi çözüm ya bench'in arkasındaki biletlerin fiyatlarını düşürmek olacaktır.
Ne geldi? Twitter yasağı. Daha yeni Miami Heat'in bu konuyla ilgili koyduğu kurallara değinmiştim. Meğerse Clippers, Bucks ve Raptors da onlara katılmış. Şimdi de emir yukarıdan geldi, yani NBA yönetiminden. Beklenilen gibi, maç saatinden 45 dakika önce başlayacak yasak, maçlardan sonraki röportajların bitimine kadar sürecekmiş.
Akşamüstü bir mail geçilmişti basketbol içerikli blog'lara, ben de paylaşmak istedim:
NBA yönetimi oyunculara ve koçlara maçlardan önce ve sonra el sıkışmamaları yönünde tavsiye vermiş. Bunun nedeni de domuz gribiymiş. Oyunculara yumruk tokuşturmak, hatta göğüs göğüse çarpışmak gibi 'daha sağlıklı' yöntemler kullanmaları salık verilmiş. Mikropların en çok el temasından kaynaklandığının farkındayım, ayrıca her zaman yumruk tokuşturma hareketini sevmişimdir ama hayatımda bu kadar saçma bir uygulama görmedim. Maç içinde oyuncuların, özellikle de uzunların maruz kaldığı kontaklar için de artık topu eline alanın anında pas veya şut atması gerektiğini mi söyleyecekler acaba?
Deshawn Stevenson, Wizards'ın hazırlık kampına bir gelmiş ki o da ne? Yukarıda gördüğünüz 5-Abraham Lincoln-5 dövmesi, hem de tam boynunda... Hatırtlatma yapalım: Eski ABD Başkanı Lincoln, 5 dolarlık banknotların üzerindeki simge. Stevenson'daki nasıl bir aşksa artık. Anlam vermek güç. Asla parkede gösterdiği performansla konuşulamayan Stevenson, daha önce Arenas ile bilmem kaç bin dolar değerinde bir 3'lük yarışına, ardından da Drew Gooden ile kimin sakalını daha uzun süre kesmeyeceğine dair iddiaya girmişti. Şimdi de bu.
Nash, sözleşmesini 2 sene uzatarak şampiyonluk yaşama şansını çöpe atmış olabileceği konusunda ilginç açıklamalar yapmış: "Ben bunun önemli olduğunu düşünmüyorum, eğer şampiyonluk kazanan bir takımın kadrosunda olacak kadar şanslıysanız ne mutlu size. Bana sadece 1 üniversiteden basketbol bursu çıkmıştı. Şimdi böyle bir basketbolcu olduysam, böyle paralar kazanıp, sevdiğim işi yapıp aynı zamanda dünyayı dolaşabiliyorsam, buna müteşekkirim. Geri dönüp baktığımda şampiyonluğumun olmaması bunların önüne geçemez. Ben şampiyon olamadığı için kariyerim boşa gitmiş gibi düşünenlerden değilim." Ardından da şampiyon şanslarını değerlendirirken yine Lakers'a değinmeden edememiş: "Lakers'a baktığım zaman, bizi şampiyonluk yarışında görmem bir hayli zor. Gasol takası herşeyi değiştirdi. Hangi takım Gasol'ü bir 'hiç' karşılığında alsaydı şu anda Lakers ile aynı yerde olurdu."
Bana kalırsa, Nash'in böyle açıklamalar yapmasının en büyük sebebi Spurs. Çünkü Suns'ın en iyi olduğu dönemde, onlara en ters gelecek takım olarak, devamlı karşılarına çıktılar ve onları elediler. Bu durum karşısında çözüm üretmek isteyen Suns yönetimi de üstüste yanlışlar yaptılar, bunlar sırayla: Marion'ı mutlu etmeye çalışmak yerine, onun karşılığında oyun stillerine hiç uymayan Shaq'ı kadrolarına katmaları, Knicks'e giden D'Antoni yerine defansif bir koç getirmeleri ve Diaw'ı takasla göndermeleri. Ve sonunda playoff dışı kalan bir Suns... Ayrıca bu yaz Shaq'ı bedavaya Cavs'e vermeleri de cabası.
NBA'in maç öncesinde, sırasında ve hemen sonrasında tweet'lemeyi yasaklayacağı haberini daha önce vermiştim. Miami Heat ise daha çabuk davranarak, oyuncularına bu yasağı getirmiş bile. Tabii Beasley'nin skandalını hatırlatacak olursam, Heat için "Sütten ağızı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş" deyimini kullanmak yanlış olmayacaktır. Gerçi zaten Beasley de olayların ardından, facebook-twitter gibi oluşumları bıraktığını açıklamıştı geçtiğimiz hafta.
Artık Heat'in tesislerinde ve maçlarda oyuncuların Twitter'a yazmaları yasak olacakmış. Bu yasakta payı olan koç Spoelstra ile yasağı anlayışla karşılayan Wade "İşe çalışmak için gidersiniz." diyerek olaya çok mantıklı bir açıdan yaklaşmışlar. Diğer oyuncular da hazırlık kampının başlamsıyla beraber, günde 2 antremanla Twitter'a vakit ayırmalarının zaten artık zor olacağını söylemişler. Jermaine O'neal da, oyuncuların evlerinde, kendi boş vakitlerinden ayırarak Twitter'a girmelerinin sorun olmaması gerektiğini ancak iş yerinde bu tür şeylerin çalışma etiğine ters düştüğünü belirtmiş.
Haberini ve yorumunu şurada vermiştim daha önce. Hayırlı olsun diyelim ve fotoğrafları paylaşalım. 
Artest şapkanla yakıyorsun ama en azından etiketini çıkartmayı hatırlasaymışın diyorum.
Phil Jackson ve eşi
Luke Walton ve kız arkadaşı
Kobe ve eşi Vanessa. Kobe her zamanki gibi karizma.
Yine Kobe ve eşi Vanessa
Kenny Smith
Lakers'ın vazgeçilmezi Powell
En iyisini sona sakladım, Odom'un kankası Baron Davis ve kız arkadaşı. Sakallar her zamanki gibi yakıyor.
Bir başka beğenerek izlediğim dizi Dexter da bu sabaha karşı yayınlanan bölümle yeni sezonuna başladı. Size hemen kısaca konuyu vereyim:
Dexter Morgan psikolojisi bozuk bir çocuktur, hayvanları öldürmeye başlar küçük yaşta, babası bu davranışının önüne bir türlü geçemeyince en azından kötünün iyisi olması için 'daha doğru' bir yola sokar Dexter'ı. Bu yol da, Dexter'ın öldürme isteğini, polislerin yakalayamadığı suçluları öldürerek gidermesidir. Dexter artık bir adli patoloji uzmanı olmuştur, bu hikayemizi daha da ilginç kılar. Kendisi polis olduğu için hem işlediği cinayetlerde çok daha dikkatli, titiz ve mükemmel hale gelir, hem de polis departmanında kendi işlediği cinayetlerde edindiği tecrübeyle başka suçluların yakalanmasında büyük rol oynar.
Dizide sürükleyici ve akıllıca yazılmış, Dexter'ın hem kovaladığı hem kovalandığı hikayeler işleniyor. İlk 2-3 bölümünü indirerek izlemenizi tavsiye ederim. Zaten takip edenlere de yeni sezonun başladığını haber vermiş olayım.
"Bence tam kadro iken, NBA'deki en iyi takım biziz." demiş. Geçtiğimiz sezona başlarken de ona "Şampiyonluk yolunda önünüzdeki en büyük engel ne?" sorulduğunda, sakatlık yaşamamaları halinde şampiyon olacaklarını söylemiş. Hatırlatma yapalım: Geçen sene Celtics'teki en önemli oyuncu Garnett sakatlanıp sezonu kapayınca, Magic'e 4-3'lük skorla elenmekten kurtulamamışlardı. Şimdi Pierce yine aynı sözünü tekrarlıyormuş.
Ayrıca şampiyonluk amacıyla kurulan takımların bu başarıya ulaşmak için genellikle 5-6 senesi olduğunu, Celtics'in de henüz 3. seneye girdiğini hatırlatmış Pierce. "Umarım daha birkaç yıl iddialı olacağız ama biz bunu şimdi başarmak istiyoruz" demiş. Yani aslında bence Pierce da yavaş yavaş vakitlerinin tükendiğinin farkında. Sonuçta 3 yıldızının sırayla 32-33-34 yaşlarında, yeni eklenilen Rasheed'in de 35'inde olduğunun, o da bilincinde. Bu sezon şampiyonluk göremezlerse, bir sonraki seneye daha da yaşlı ve narin bir kadroyla girecekler. Yıldızlarından en genci 33 yaşında olan bir takımın da, şampiyonluğu ne kadar zorlayabileceği tartışılır. Ayrıca bu sezon sonunda Ray Allen'ın da kontratı bitiyor. Eğer onunla anlaşamazlarsa, Pierce ve Garnett'i bu kadar iyi tamamlayan bir oyuncuyu daha bulabilirler mi, bu da muamma.
Phil Jackson Vujacic'ten saçlarını kestirip kariyerinde yeni bir sayfa açmasını istemiş. Vujacic de bunu kabul etmiş. Çok yerinde bir karar almış Phil Jackson. Ayrıca geçtiğimiz sene ile ilgili sert bir açıklamada bulunmuş: "Zannedersem Vujacic parkede toptan çok saçıyla oynadı". Bu sözler, sert olduğu kadar komik ve aynı zamanda doğru. Geçtiğimiz sene Lakers maçlarını izleyenlerin özellikle dikkatini çekmiştir Vujacic'in her saniye saçını düzeltmesi. Hatta beni oldukça gıcık da etmişti. Hiçbir zaman anlamamışımdır böyle zar zor rol oyuncusu olmuş isimlerin, bu tip hareketlerini. Hani bir LeBron, Kobe veya Wade yapsa yine hafiften kıl olsam da, anlayış gösteririm. Ama Vujacic yapınca nedense kaldıramıyordum. Yeni saç stilini nette bulamadım ama muhtemelen eskiden kestirdiği şekildedir. Şöyle ki:
Her ne kadar %100 emin olmasam da, buyrun sol aşağıdakinin Vujacic olduğu iddia ediliyor Twitter'da. Fotoğraf için Sheed'e teşekkürler:
Kenyon Martin, elinde bulunan 2010 yazında kontratını iptal etme opsiyonunu kullanmayacağını açıklamış. "Bunun kararını kontratımı imzaladığım gün vermiştim. Ben o para için uğraştım. O parayı istiyorum." demiş.
İmzaladığı kontratı ve o parayı haketmesine bir başka açıdan daha bakarsak; Martin 2010-11 sezonunda kazanacağı 17 milyonun yarısını Kidd'e vermeli. Nitekim Nets'de oynadığı dönemde, isabetli kullandığı topların herhalde 3'te 2'sinde falan Kidd'in asisti vardı... Martin'in hem kendisini geliştirmesinde, hem de aslında olduğundan iyi görünmesindeki bir numaralı sebepti Kidd.