BIY AD

3 Ekim 2009 Cumartesi

Kim Daha İyi? Kobe Vs. Rose

NBA 2K10 tanıtım videosunda Kobe ile Rose kimin daha iyi olduğuna dair geyik yapıyorlar. Noktayı Kobe koyuyor.


Link

Geri Al Uğur'cuğum

NBA'e getirilen kurallardan burada ve şurada bahsetmiştim. Bir başka yenilik de hakemlerin bazı pozisyonların tekrarlarını izleyebilmelerine olanak tanıyacakmış, şöyle ki:

- Maçın herhangi bir diliminde, 24 saniye bitmişken veya bitmek üzereyken kullanılan şutun isabetli olması veya şut sırasında faul yapılması halinde, hakemlerin bu pozisyonların tekrarlarını izlemeye artık hakları var.

- Maçın son 2 dakikasında hakemler, dışarı çıkan topun en son kime değdiği konusunda kararsız kalıyorlarsa, yine aynı şekilde pozisyonun tekrarını izleme şansına sahip olacaklar..

İkinci kuralın getirilmesinde, lig çapında birçok genel menajerin oluşturduğu komitenin büyük payı varmış. Ayrıca ilk kuralda değinilmeyen 'isabetsiz atışlar' halinde ne olacak? Özellikle de böyle tartışmalı ve isabetsiz bir atıştan sonra, hücum eden takımın ribaundu alması durumunda hakemlerin tekrarı izlemeye hakları olmayacak ve topu diğer takıma verecekler. Buna benzer, geçmişte yaşanmış bir olaya yer vermiştim bir süre önce blog'da. Yani esasında son saniyede kaçan ama hücum ribaunduna dönüşen pozisyonların da tekrarları izlenebilmeli bana göre.

Ne olursa olsun, maçların kaderine etki etmemek açısından olumlu bir gelişme diye düşünüyorum. Ancak eminim Utah Jazz bu kuralların 1998 yılında gelmiş olmasını çok isterdi. Bilmeyenler için, 1998 Finalleri'nde, Harper'ın sayılmaması gereken şutu Bulls'un hanesine yazılmış, Eisley'nin zamanında elinden çıkardığı üçlük ise şut saatinin bittiği gerekçesiyle sayılmamıştı. Aynı final NBA'in bu yeni kuralları eşliğinde oynansaydı, belki de Energy Solutions Arena'da şu anda bir şampiyonluk flaması dalgalanıyordu...

Avrupa Yine 'Kobe' Dedi

Avrupa'da en çok forması satılan NBA oyuncularının listesi aşağıdaki gibiymiş.

1 - Kobe
2 - Garnett
3 - Gasol
4 - LeBron
5 - Wade
6 - Tony Parker
7 - Dwight Howard
8 - Bargnani
9 - Calderon
10 - Pierce
11 - Nowitzki
12 - Fernandez
13 - Belinelli
14 - Noah
15 - Arenas

Wade'in tırmanışı, LeBron'un yine ilk 3'e giremeyişi ve Noah'ın 14. sırayı almış olması ve Iverson'ın listenin dışına çıkması beni şaşırtan detaylar. Iverson kendi deyimiyle de açıka ara en kötü sezonunu yaşadı NBA'deki, ancak dünyada ve Avrupa'da bu kadar çok taraftarı olan bir isimin listeyi terketmesi ilginç geldi.

2 Ekim 2009 Cuma

Ayakta Oyuncu Kalmasın

NBA, Twitter yasağının yanında yeni bir uygulama daha getirdi. Artık oyuncuların top oyundayken, bench'te ayakta durmaları yasak. Bir hakem hatasına veya güzel bir smaca/asiste tepki olarak ayağa kalkmaları ise istisna sayılıyor. Ayrıca tabii ki oyuna girecek olanların masa hakemlerine gidip bunu belirtmeleri de yasağı delmek sayılmıyor. Ayrıca NBA yönetimi, kuralda özellikle "Takım sayı atana kadar ayakta durmak veya maçın son dakikasında ayağa kalkmak yasaktır" şeklinde belirtmiş. Bu kuralın konulma nedeni bench'in hemen arkasındaki taraftarların görüş açılarının bloklanmasıymış.

Tamam evet, bench'in arkasında oturan taraftarlar, tomarla para ödeyip alıyorlar biletlerini ve oyuncuların ayağa kalkmaları durumunda maçı izleyebilme haklarından mahrum kalıyorlar. Bu nedenle maçın ilk dakikalarında takım sayı atana kadar ayakta durma uğurunun yasaklanması kadar doğal birşey yok. Zaten bu olay çıktığından beri sevmemiştim. Ama maçın son dakikasında ayağa kalkma yasağı, bana göre düşüncesizce bir kural olmuş. Düşünsenize, maçın son 1 dakikası skor 95-94, Dirk Nowitzki 43 sayı atmış, 6. faulünü alıp kenara gelmiş. Alman yıldız bu kadar efor sarfettiği bir maçta heyecanını içine atıp oturmak zorunda mı kalacak? Veya bu örneği geçtim, son hücuma kalan bir maçı düşünün... Ben bile bazı maçlarda evde rahat oturamıyorum heyecandan. Oyuncular ne yapsın? Bence buradaki en iyi çözüm ya bench'in arkasındaki biletlerin fiyatlarını düşürmek olacaktır.

Sonunda Geldi

Ne geldi? Twitter yasağı. Daha yeni Miami Heat'in bu konuyla ilgili koyduğu kurallara değinmiştim. Meğerse Clippers, Bucks ve Raptors da onlara katılmış. Şimdi de emir yukarıdan geldi, yani NBA yönetiminden. Beklenilen gibi, maç saatinden 45 dakika önce başlayacak yasak, maçlardan sonraki röportajların bitimine kadar sürecekmiş.

Bireysel yaklaşımlardan da ilginç 2 örnek vereyim: Twitter yüzünden NBA'den ilk ve tek ceza alan kişi Mark Cuban, bu yasağın onu kesinlikle kısıtlamayacağını belirtmiş. Zaten geçmişte bilerek ceza alacak açıklamalar yapıp, parayı ödeyip aynı konuda bir açıklama daha yapan bir adamdan bahsediyoruz...
Geçtiğimiz sene Bucks-Celtics maçının devre arasında Tweet'leyerek bu yasağın çıkmasında büyük pay sahibi olan Villanueva da, yeni takımı Pistons ile çıktığı ilk antrenman öncesi bu olaydan 'Villanueva Kuralı' olarak bahsetmiş. Haksız da sayılmaz hani.

ACB Heyecanı TRT 3'te Başlıyor

Akşamüstü bir mail geçilmişti basketbol içerikli blog'lara, ben de paylaşmak istedim:
İspanya Basketbol Ligi, ACB'nin haklarını alan TRT, yayınlara Süper Kupa mücadelesiyle başlıyormuş 2 ve 3 Ekim'de. Açıkçası Avrupa basketboluyla son senelerde çok ilgilenemesem de, izleyeceğim bir lig varsa o da İspanya idi. Bu zevki Murat Murathanoğlu - Yiğiter Uluğ ikilisi eşliğinde yaşayacağız. Murat Murathanoğlu, herhangi bir taraf tutmayacağı için maçlarda hakemlere pek değinmeyecektir, böylece o müthiş anlatmınının tadını sonuna kadar alabileceğiz. Maç programı şöyledir efendim:

2 Ekim:
20:30 - Caja Laboral Baskonia - Real Madrid
23:00 - Regal FC Barcelona - Gran Canaria

3 Ekim:
20:00 - İki maçın kazananları kozlarını paylaşacak

Bütün maçlar TRT 3'ten naklen yayınlanacak. Rubio, Lorbek, Lakovic, Navarro, Morris, Kaukenas, Velickovic, Prigioni, Eliyahu, Splitter, Herrmann gibi isimleri izlemek isteyenlere duyurulur.

TRT 2 diye yazmıştım, yazıya gelen yorum sağolsun, TRT 3'te olduğunu öğrendim ve yazıyı değiştirdim.

1 Ekim 2009 Perşembe

Domuz Gribi Korkusu

NBA yönetimi oyunculara ve koçlara maçlardan önce ve sonra el sıkışmamaları yönünde tavsiye vermiş. Bunun nedeni de domuz gribiymiş. Oyunculara yumruk tokuşturmak, hatta göğüs göğüse çarpışmak gibi 'daha sağlıklı' yöntemler kullanmaları salık verilmiş. Mikropların en çok el temasından kaynaklandığının farkındayım, ayrıca her zaman yumruk tokuşturma hareketini sevmişimdir ama hayatımda bu kadar saçma bir uygulama görmedim. Maç içinde oyuncuların, özellikle de uzunların maruz kaldığı kontaklar için de artık topu eline alanın anında pas veya şut atması gerektiğini mi söyleyecekler acaba?

Arenas Vs. Stevenson

Altta verdiğim Stevenson haberinde bahsettiğim üçlük yarışmasının videosunu paylaşmak istedim. Arenas tek elle atarak, Stevenson'ı yeniyor. Ayrıca Arenas, Stevenson'ın atışları sırasında yaptığı şebekliklerle onun konsantrasyonunu bozuyor. Bu şebeklikler ve Arenas'ın müthiş tek el şut performansı için izlenmeli.


Link

Bu, Bu, Nedir Bu?

Deshawn Stevenson, Wizards'ın hazırlık kampına bir gelmiş ki o da ne? Yukarıda gördüğünüz 5-Abraham Lincoln-5 dövmesi, hem de tam boynunda... Hatırtlatma yapalım: Eski ABD Başkanı Lincoln, 5 dolarlık banknotların üzerindeki simge. Stevenson'daki nasıl bir aşksa artık. Anlam vermek güç. Asla parkede gösterdiği performansla konuşulamayan Stevenson, daha önce Arenas ile bilmem kaç bin dolar değerinde bir 3'lük yarışına, ardından da Drew Gooden ile kimin sakalını daha uzun süre kesmeyeceğine dair iddiaya girmişti. Şimdi de bu.

Dikkat çekmek için yapıp yapmadığını bilemeyiz. Ama belki de bu dövmeyle "Maç başı 5 dolar bana yeter" demeye getiriyordur Stevenson. Zira daha fazlasını hakedip haketmediği tartışılır...

30 Eylül 2009 Çarşamba

Günün Eğlencesi - 22

Futbol sahalarında sık sık gördüğümüz ama NBA tarihinde ise - kesin bilgim olmasa da - muhtemelen bir elin parmaklarının sayısını geçmeyecek bir olay. Jeff Foster noktayı koyuyor, çocuk kafa üstü çakılıyor.


Link

Yüzük Hiçbir Şey, Gasol Herşey

Nash, sözleşmesini 2 sene uzatarak şampiyonluk yaşama şansını çöpe atmış olabileceği konusunda ilginç açıklamalar yapmış: "Ben bunun önemli olduğunu düşünmüyorum, eğer şampiyonluk kazanan bir takımın kadrosunda olacak kadar şanslıysanız ne mutlu size. Bana sadece 1 üniversiteden basketbol bursu çıkmıştı. Şimdi böyle bir basketbolcu olduysam, böyle paralar kazanıp, sevdiğim işi yapıp aynı zamanda dünyayı dolaşabiliyorsam, buna müteşekkirim. Geri dönüp baktığımda şampiyonluğumun olmaması bunların önüne geçemez. Ben şampiyon olamadığı için kariyerim boşa gitmiş gibi düşünenlerden değilim." Ardından da şampiyon şanslarını değerlendirirken yine Lakers'a değinmeden edememiş: "Lakers'a baktığım zaman, bizi şampiyonluk yarışında görmem bir hayli zor. Gasol takası herşeyi değiştirdi. Hangi takım Gasol'ü bir 'hiç' karşılığında alsaydı şu anda Lakers ile aynı yerde olurdu."

Nash'ten kariyeri boyunca şampiyonluk görememesini 'taktığını' gösteren açıklamalar gelmiş. Zaten daha önce bu Gasol olayına değinmişti kendisi. Nash bu konuda elbette haklı ama her ay başı böyle açıklamalar yapmaya da gerek var mı?

Bana kalırsa, Nash'in böyle açıklamalar yapmasının en büyük sebebi Spurs. Çünkü Suns'ın en iyi olduğu dönemde, onlara en ters gelecek takım olarak, devamlı karşılarına çıktılar ve onları elediler. Bu durum karşısında çözüm üretmek isteyen Suns yönetimi de üstüste yanlışlar yaptılar, bunlar sırayla: Marion'ı mutlu etmeye çalışmak yerine, onun karşılığında oyun stillerine hiç uymayan Shaq'ı kadrolarına katmaları, Knicks'e giden D'Antoni yerine defansif bir koç getirmeleri ve Diaw'ı takasla göndermeleri. Ve sonunda playoff dışı kalan bir Suns... Ayrıca bu yaz Shaq'ı bedavaya Cavs'e vermeleri de cabası.

Şimdi en azından başlarında yine SSOL (7 Saniye veya Daha Çabuk hücum) sistemini oynatan bir koç olan Gentry var. Bakalım tepetaklak giden Suns'ı, Nash hızlı oyunla yeniden playoff'lara sokabilecek mi?

29 Eylül 2009 Salı

Pardon Boyun Kaçtı?

Bu İş Yerinde Twitter Kullanmak Yasaktır

NBA'in maç öncesinde, sırasında ve hemen sonrasında tweet'lemeyi yasaklayacağı haberini daha önce vermiştim. Miami Heat ise daha çabuk davranarak, oyuncularına bu yasağı getirmiş bile. Tabii Beasley'nin skandalını hatırlatacak olursam, Heat için "Sütten ağızı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş" deyimini kullanmak yanlış olmayacaktır. Gerçi zaten Beasley de olayların ardından, facebook-twitter gibi oluşumları bıraktığını açıklamıştı geçtiğimiz hafta.

Artık Heat'in tesislerinde ve maçlarda oyuncuların Twitter'a yazmaları yasak olacakmış. Bu yasakta payı olan koç Spoelstra ile yasağı anlayışla karşılayan Wade "İşe çalışmak için gidersiniz." diyerek olaya çok mantıklı bir açıdan yaklaşmışlar. Diğer oyuncular da hazırlık kampının başlamsıyla beraber, günde 2 antremanla Twitter'a vakit ayırmalarının zaten artık zor olacağını söylemişler. Jermaine O'neal da, oyuncuların evlerinde, kendi boş vakitlerinden ayırarak Twitter'a girmelerinin sorun olmaması gerektiğini ancak iş yerinde bu tür şeylerin çalışma etiğine ters düştüğünü belirtmiş.

NBA çok yakında Twitter'a belirli sınırlamalar getirecekken, Heat'in böyle bir uygulamaya gitmesinde muhtemelen Beasley olayının çok büyük payı var diye düşünüyorum. Eşeği sağlam kazığa bağlamak lazım tabii. Zaten oyuncular da bu yasağı anlayışla karşıladıklarına göre, problem yok.

Günün Eğlencesi - 21


Link

Shaq bir muhabire 'gerekli' cevabı veriyor. Okuduğuma göre bu muhabir ile oldukça yakınlarmış. Ama ne kadar yakın olursanız olun, basın toplantısında bir oyuncuya "Annenizi yılan tam göğsünden soksa, şampiyonluk için zehiri emer misiniz?" şeklinde bir soru sorulmamalı. Sorarsa da şu cevaba hazır olmalı: "Senin karın olsaydı yapardım."

28 Eylül 2009 Pazartesi

Odom - Kardashian Dünya Evine Girdiler (Fotoğraflar)

Haberini ve yorumunu şurada vermiştim daha önce. Hayırlı olsun diyelim ve fotoğrafları paylaşalım.



Artest şapkanla yakıyorsun ama en azından etiketini çıkartmayı hatırlasaymışın diyorum.

Phil Jackson ve eşi

Luke Walton ve kız arkadaşı

Kobe ve eşi Vanessa. Kobe her zamanki gibi karizma.

Yine Kobe ve eşi Vanessa

Kenny Smith

Lakers'ın vazgeçilmezi Powell

En iyisini sona sakladım, Odom'un kankası Baron Davis ve kız arkadaşı. Sakallar her zamanki gibi yakıyor.

My Dad Is Killer

Bir başka beğenerek izlediğim dizi Dexter da bu sabaha karşı yayınlanan bölümle yeni sezonuna başladı. Size hemen kısaca konuyu vereyim:
Dexter Morgan psikolojisi bozuk bir çocuktur, hayvanları öldürmeye başlar küçük yaşta, babası bu davranışının önüne bir türlü geçemeyince en azından kötünün iyisi olması için 'daha doğru' bir yola sokar Dexter'ı. Bu yol da, Dexter'ın öldürme isteğini, polislerin yakalayamadığı suçluları öldürerek gidermesidir. Dexter artık bir adli patoloji uzmanı olmuştur, bu hikayemizi daha da ilginç kılar. Kendisi polis olduğu için hem işlediği cinayetlerde çok daha dikkatli, titiz ve mükemmel hale gelir, hem de polis departmanında kendi işlediği cinayetlerde edindiği tecrübeyle başka suçluların yakalanmasında büyük rol oynar.
Dizide sürükleyici ve akıllıca yazılmış, Dexter'ın hem kovaladığı hem kovalandığı hikayeler işleniyor. İlk 2-3 bölümünü indirerek izlemenizi tavsiye ederim. Zaten takip edenlere de yeni sezonun başladığını haber vermiş olayım.

Savunma Prensibi

Basketboldaki temel düşünce şöyledir: Hücum maç, savunma ise şampiyonluk kazandırır. Belki de bu görüşü en iyi sergileyen pozisyonu vereceğim sizlere. Bulls bu savunmayla, Knicks'i deplasmanda devirip 3-2 öne geçiyor ve ev sahibi avantajını elde ediyor doğu finallerinde. Ardından da zaten 3. üstüste şampiyonluklarını kazanmışlardı. Gerçi pozisyon son 5 sezonda vukuu bulsaydı, kesin faul çalınırdı. Ama takdir edilmeyecek gibi değil, buyrun size efsane savunma:


Link

Pierce: Şampiyon Olmak İsteyen Bizi Yenmeli

"Bence tam kadro iken, NBA'deki en iyi takım biziz." demiş. Geçtiğimiz sezona başlarken de ona "Şampiyonluk yolunda önünüzdeki en büyük engel ne?" sorulduğunda, sakatlık yaşamamaları halinde şampiyon olacaklarını söylemiş. Hatırlatma yapalım: Geçen sene Celtics'teki en önemli oyuncu Garnett sakatlanıp sezonu kapayınca, Magic'e 4-3'lük skorla elenmekten kurtulamamışlardı. Şimdi Pierce yine aynı sözünü tekrarlıyormuş.

Ben de bu konudaki fikrimi Celtics ön incelemesi yazımda belirtmiştim. Kısacası Pierce'a katılıyorum. Ufak farkla da olsa, şampiyonluğun favorisi onlar. Pierce'ın bu iddiasında ve benim düşüncemde, tabii ki Rasheed'in Celtics'e katılmasının da payı büyük. Kafası yerinde, konsantre olmuş bir Rasheed çok önemli bir faktör ve güç olacaktır.

Ayrıca şampiyonluk amacıyla kurulan takımların bu başarıya ulaşmak için genellikle 5-6 senesi olduğunu, Celtics'in de henüz 3. seneye girdiğini hatırlatmış Pierce. "Umarım daha birkaç yıl iddialı olacağız ama biz bunu şimdi başarmak istiyoruz" demiş. Yani aslında bence Pierce da yavaş yavaş vakitlerinin tükendiğinin farkında. Sonuçta 3 yıldızının sırayla 32-33-34 yaşlarında, yeni eklenilen Rasheed'in de 35'inde olduğunun, o da bilincinde. Bu sezon şampiyonluk göremezlerse, bir sonraki seneye daha da yaşlı ve narin bir kadroyla girecekler. Yıldızlarından en genci 33 yaşında olan bir takımın da, şampiyonluğu ne kadar zorlayabileceği tartışılır. Ayrıca bu sezon sonunda Ray Allen'ın da kontratı bitiyor. Eğer onunla anlaşamazlarsa, Pierce ve Garnett'i bu kadar iyi tamamlayan bir oyuncuyu daha bulabilirler mi, bu da muamma.

Yani, belki de Celtics için son şans bu sene. Ancak bu son fırsatı değerlendirebilecek kadro ve yeteneğe fazlasıyla sahipler. Pierce'ın dediği gibi sakatlık yaşamazlarsa şampiyon olabilecekler mi? Hep birlikte göreceğiz.

27 Eylül 2009 Pazar

Vujacic Kırpılmış

Phil Jackson Vujacic'ten saçlarını kestirip kariyerinde yeni bir sayfa açmasını istemiş. Vujacic de bunu kabul etmiş. Çok yerinde bir karar almış Phil Jackson. Ayrıca geçtiğimiz sene ile ilgili sert bir açıklamada bulunmuş: "Zannedersem Vujacic parkede toptan çok saçıyla oynadı". Bu sözler, sert olduğu kadar komik ve aynı zamanda doğru. Geçtiğimiz sene Lakers maçlarını izleyenlerin özellikle dikkatini çekmiştir Vujacic'in her saniye saçını düzeltmesi. Hatta beni oldukça gıcık da etmişti. Hiçbir zaman anlamamışımdır böyle zar zor rol oyuncusu olmuş isimlerin, bu tip hareketlerini. Hani bir LeBron, Kobe veya Wade yapsa yine hafiften kıl olsam da, anlayış gösteririm. Ama Vujacic yapınca nedense kaldıramıyordum. Yeni saç stilini nette bulamadım ama muhtemelen eskiden kestirdiği şekildedir. Şöyle ki:

Her ne kadar %100 emin olmasam da, buyrun sol aşağıdakinin Vujacic olduğu iddia ediliyor Twitter'da. Fotoğraf için Sheed'e teşekkürler:

Eurobasket 2009 Anısı

Biraz geç oldu ama az önce Marc Gasol'ün Yahoo sayfasında gördüm fotoğrafı. Finalde Teodosic'i teselli ediyor. Harika bir fotoğraf.

Martin: Paramı Bırakmam

Kenyon Martin, elinde bulunan 2010 yazında kontratını iptal etme opsiyonunu kullanmayacağını açıklamış. "Bunun kararını kontratımı imzaladığım gün vermiştim. Ben o para için uğraştım. O parayı istiyorum." demiş.

Az çok parayı düşünen birisinin vereceği, mantıklı bir karar. Nitekim kontratını iptal ederse ne olacak? 32 yaşında, iki dizinden de mikro kırık ameliyatı geçirmiş, atletikliğini büyük ölçüde kaybetmiş bir oyuncuya yıllık 5 milyon dolardan fazla verileceğini sanmıyorum ben. 2010-11 sezonunda Martin'in kazanacağı rakam ise 17 milyon. Arada neredeyse bir maksimum kontratın başlangıç yıl değeri kadar fark var.

Ayrıca, evet Martin kariyerinin ilk 4 yılında çok çalıştı, çabaladı, atletik yetenekleri ile insanları büyüledi. Bunların üstüne de iki NBA Finali gördü. Ama benim gözümde 7 yılda 92 milyon kazanacak kalitede bir oyuncu değildi. Gerçi son 5 senedir izlediğimiz, sakatlıklarla boğuşan Martin, eski Martin'in önüne geçtiği için belki biraz önyargım da olabilir kendisine karşı. Ama eminim Nuggets yöneticileri onu takas ettikleri güne dönebilseler aynı kararı vermezlerdi.

İmzaladığı kontratı ve o parayı haketmesine bir başka açıdan daha bakarsak; Martin 2010-11 sezonunda kazanacağı 17 milyonun yarısını Kidd'e vermeli. Nitekim Nets'de oynadığı dönemde, isabetli kullandığı topların herhalde 3'te 2'sinde falan Kidd'in asisti vardı... Martin'in hem kendisini geliştirmesinde, hem de aslında olduğundan iyi görünmesindeki bir numaralı sebepti Kidd.

Bu arada, biraz eleştirdim Martin'i ama özellikle bu sezon yaptığı savunmayla Nuggets'a yaptığı katkı yadsınamaz. Chris Andersen ile beraber rakip takımın etkili uzunlarını pasifize ettiler. Andersen kadar olmasa da, Martin'in de hücumdaki ufak rolü ve defanstaki müthiş çabaları ile kendisini tanımlaması, hırs ve isteğini böyle parkeye yansıtması gerçekten takdir edilmesi gereken bir nokta. Sonuçta bir zamanların yıldız uzun forvetlerinden birinden bahsediyoruz.