
Bu gece Staples Center’da oynandı serinin 7. maçı ve bu senenin en büyüğü belli oldu. Maçın büyük kısmını geride götüren ev sahibi Lakers, son dakikaları daha iyi, daha akıllı oynayarak 16. şampiyonluğuna ulaştı 83-79’luk skorla. Bu sonuçla birlikte rakibine karşı 7. maça giden 5. final serisindeki ilk zaferini de almış oldular. Şampiyonluk için birçok şey yazılıp çizilebilir ama ben son maçın ana hatlarını değerlendireceğim.
Skordan da anlaşılacağı üzere müthiş bir savunma maçı oldu, öyle ki %32 ile şu atan Lakers maçı kazandı. Hele maçın ilk birkaç dakikasında, belki de izlediğim en iyi, en keyifli basketbol oynandı. Gerek yaşımız, gerekse teknoloji itibariyle 7. maça giden final serilerine çok fazla tanıklık edememişizdir. 2005’teki Pistons-Spurs finali de mücadele dozu oldukça yüksek ve sert geçmişti, ama bu maç hakikaten bir başkaydı. Ligin en elit hücumcularının savunmalar karşısında nasıl çaresiz kaldığını gördük bu gece.
Lakers’a maçı getiren faktörleri ele alırsak: Perkins’in sakatlığı sonrası Celtics’in pota altındaki durumu herkes için merak konusuydu. Rasheed hücumda Perkins’in yerini fazlasıyla doldurdu, ancak onun attığından çok daha fazlasını yedi Celtics verdiği hücum ribaundlarıyla. Lakers’ın hücum ribaundlarındaki 23-8’lik dominantlığı (ilk yarıda 14- ve buna bağlı olarak ikinci şans sayılarından bulduğu ekstra sayılar skor üstünlüğünü Lakers’a kaydıran faktörlerdendi. Son çeyreğe girilirken 15-4 üstünlüğü vardı Lakers’ın ikinci şans sayılarında. Maçın 4 sayı farkla bittiğini göz önünde bulundurursak bu sayıların ne kadar önemli olduğu daha iyi anlaşılır.
Lakers adına maçın kazanılmasındaki bir diğer etken ise, serbest atışlardı. Rakibinden 20 kere daha fazla çizgiye gittiler. Tam da bu noktada hakemlere değinelim biraz. Serbest atış sayılarında bu kadar fark olmasının sebebi, Lakers’ın uzunlara daha çok top indirmesi kadar hakemlerin ilk çeyrekteki sertliğe maçın geri kalanında müsamaha göstermemesiydi. Durum böyle olunca özellikle maçın sonlarına doğru kolay sayı bulma imkanı yakaladı Lakers.

Son maça damgasını vuran 3 Lakers’lıyı şu şekilde sıralayabiliriz: Artest takımı ayakta tuttu, erken açılan farkın geri dönülemeyecek boyutlara çıkmasını önledi. Gasol-Kobe ikilisi de maçı getiren adamlar oldu. Artest maçı 20 sayı-5 top çalmayla tamamladı, özellikle hücum ribaundlarından bulduğu sayılarla takımına ekstra katkı yaptı. Hücumda fazlasıyla sorumluluk aldı ki belki de en önemli artısı bu oldu. Öbür tarafta maçın stresiyle sorumluluk alan oyuncuların az olması çok büyük bir dezavantaj oluşturdu Celtics adına. Kobe’ye geçersek; Sanırım ilk defa bu kadar zor anlar yaşadığını gördük bir maçta, bir ara serbest atış bile sokamadı. Çok kritik top kayıpları yaptı son çeyrekte. Maçın genelinde şut seçimleri de yanlıştı, ritim bulmaya çalıştı ancak son dakikalara kadar kendisinden beklenenin çok altında bir performans sergiledi. Tabi bu durumun oluşmasında Ray Allen’ın savunmasının da etkisi çok büyük. Ancak büyük oyuncu böyle olunuyor işte. Baktı hücumda faydalı olamıyor takımına, ribaundlara konsantre oldu, 15 ribaundu var. Skor üretmekte zorlandığı için faul almaya odaklandı ve bunda da başarılı oldu, 23 sayısının 11’i faul çizgisinden geldi. Geçelim Gasol'e. Son çeyrekte bulduğu 9 sayının yanı sıra aldığı kritik hücum ribaundlarıyla maçın kazanılmasında başrolü oynadı. Bynum’ın kısıtlı süre aldığı bir finalde zaman zaman Garnett savunmasında bocalasa da, hücumda çok etkili oldu ve karşılaşmayı 19 sayı ve 9’u ofansif 18 ribaund ile tamamladı.
Celtics’e geçecek olursak; Bir önceki maçı hesaba kattığımızda Lakers’ın ilk darbeyi vurup kendilerini sürklase edememesi için Celtics’in maçın başındaki direnci çok önemliydi, çok sert ve özellikle savunmada etkili başladılar maça. Lakers’ın topu pota altına indirmesi gerektiğini bildiklerinden, inanılmaz bir boyalı alan savunması yaptılar ilk çeyrekte. Ancak sonrasında gerek yaşlılığa bağlı yorgunlukları, gerekse son çeyrekte hakemlerin sertliğe izin vermemesi, Celtics’in boyalı alan savunmasını yavaş yavaş kırdı. Buna rağmen Lakers %32.5’la NBA Finalleri'nin en kötü şut atıp galip gelen takımı oldu.
İkinci çeyrekle beraber Lakers’ın silkelenip savunma dozajını arttırmasıyla birlikte hücumda çok zor sayı bulabildiler. Rakibin iyi geri koşması sayesinde bu maç için belki de en büyük silahları olan hızlı hücuma da pek çıkamadılar ve yalnızca 6 fastbreak sayısı bulabildiler.
Celtics adına oyuncu değerlendirmelerine Ray Allen ile başlayalım. Biri Ray Allen’ın, oyunun iki yönünü bu kadar orantısız oynayacağını söylese muhtemelen savunmada bocaladığını düşünürdüm. Ama akıl almaz bir şekilde çok kötü bir hücum, tam ters ordanda da savunma performansı sergiledi. Yaptığı basit top kayıplarının yanı sıra 3/14 saha içi isabetiyle maçı 13 sayıda tamamladı, ki şutların önemli bir kısmını da müsait pozisyonlarda kaçırdı. Ama işin savunma yönünde çok gayretliydi ve ligin en iyi hücumcusu Kobe’yi çok iyi durdurdu. Rondo’nun 14 sayı-10 asistlik double doubleı, Paul Pierce’ın 18 sayı-10 ribaundu, Garnett’in 17 sayısı yetmedi galibiyete ve şampiyonluğa.
Her iki takım da harika bir mücadele ve istek koydular sahaya. Finale fazlasıyla yakışır bir maç oynandı amma velakin kazanan yalnızca Lakers ile birlikte biz izleyiciler olduk.