BIY AD

18 Aralık 2010 Cumartesi

Flaş: Hidayet Kürkçü Dükkanında !!

Az önce sadece haberini vermiştim, buyrun şimdi analizi. Yanda da anketi bulabilirsiniz:

İki sezon önce Carter'ı takas ile Nets'den neredeyse bedavaya alan Magic, bunun sonucunda Hedo'ya istediği parayı ödememiş ve takımdan göndermişti. Bir nevi takas etmişlerdi Hidayet'le Carter'ı yani. Şimdi gün geldi, devran döndü. Bu sefer de Carter'ı Phoenix'e gönderip yerine Hidayet'i aldılar. Milli oyuncumuzun yanında Jason Richardson ve Earl Clark da Orlando'nun yolunu tuttu. Phoenix ise Carter'la beraber Pietrus ve Gortat'ı aldı. Ek olarak 3 milyon dolar ve 2011 Draft'ındaki Magic'in ilk tur draft hakkı da Phoenix'e gitti. Bu yazının ana konusu Hidayet olacak, daha sonra Magic hakkında Arenas ile Lewis'i de içeren bir yazı yazacağım.

Toronto macerası neredeyse skandal bir sezonun ardından sona eren Hidayet bildiğiniz gibi soluğu Phoenix'te almıştı. Uzun forvet pozisyonu, Hedo'yu savunmada çok zorlayacak olsa da hücumda rakiplere kuracağı üstünlükle bir nevi Rashard Lewis rolünü oynayabilir diye düşünüyordum. Yanıldığımı gördüm, hem de ne biçim. Oyuncuların attıkları şutların neredeyse hepsinin bomboş olduğu bir sistemde bile Hidayet beklenen çizgiyi yakalayamadı. Bench'e çekilip, 3 numarada oynamaya başlayınca da değişen birşey olmadı. Hidayet 2009 sezonuyla kıyasladığımızda, yokları oynuyordu. Zaten Raptors'da geçen rezil sezon ile NBA'de kontratını en haketmeyen oyuncular arasında çoğu kişinin 1 numarasıydı. Phoenix'te de işler yolunda gitmeyince benim bile umudum kalmamıştı.

Öte yandan Carter'da beklentilerinin yarısını bile bulamayan Magic, son 6 maçın 5'ini kaybedince bir hamle yapmak durumunda hissetti. Arenas-Lewis takasının (onu da Soner yazıyor) yanı sıra Hidayet ve Jrich'i de kadroya kattılar. Artık NBA'de pek çok taraftar için dalga konusu konusu Hidayet'e de son bir şans verildi diye düşünüyorum. Tam 5 sezonunu geçirdiği, takımdaki bireylerin neredeyse hepsiyle olduğu, sistemini ezbere bildiği Orlando'ya gitmesi kadar büyük bir nimet yok. Keza aynı şekilde Orlando'nun da, Howard ile pick & roll oynayacak, takımda oyunu yönetecek birine ihtiyacı vardı. Yani karşılıklı bir çıkar ilişkisi olacak Hidayet ile Magic arasında. Kimin biraz daha çok ihtiyacı vardı derseniz, Hidayet'in derim. Çünkü Hidayet son bir buçuk senedir gösterdiği performansla nereye giderse gitsin başarılı olması çok zor gibiydi. Zaten bu haliyle onu kim alırdı ki? Ancak işte geçmişte neler yapabildiğini gören, onunla gönül bağı olan ve ona ihtiyacı olduğunu anlayan Magic alırdı. Başkası değil. Ben geri kalan 28 takımdan hiçbirinin Hidayet'i almayı aklından bile geçirmediğine eminim.

Kısacası Magic için de Hidayet için de son derece hayırlı bir takas oldu. Ama tek bir sözüm var Hidayet'e. Artık kürkçü dükkanında da TBL basketbolcusu kıvamındaki performansını sürdürürsen, oradan Türkiye'ye erken gelip, Fenerbahçe'de jübileni yaparsın herhalde. Puzzle'ın parçaları yerine oturmuşken, karakterinde pek olmasa da ciddi bir istek ve hırs görmek istiyorum senden: NBA'e "Ben düşündüğünüzden çok daha iyiyim" mesajı vermek için...

Not: Aman derim umarım Van Gundy, Hidayet'i Phoenix'te izledikten sonra Lewis'in yerine uzun forvet olarak monte etmeye çalışmaz. Orlando Magic açısından bu işin en kötü tarafı Dwight Howard'ın yedeğinin kalmaması; Ryan Anderson'dan başka tabii...

Edit: Stan Van Gundy az önce, Hidayet'i 4 numarada başlatmayacağını açıkladı. "Belki arada kısa 5'lere karşı uzun forvette kullanabiliriz" dedi. Ayrıca Arenas, J-Rich, Hedo üçlüsünden birinin bench'ten geleceğini söyledi.

18 Aralık Programı

19 Aralık Pazar 02:00 / Philadelphia 76'ers - Orlando Magic
19 Aralık Pazar 02:00 / Miami Heat - Washington Wizards
19 Aralık Pazar 02:30 / New York Knicks - Cleveland Cavaliers
19 Aralık Pazar 03:00 (NBA TV) / Los Angeles Clippers - Chicago Bulls
19 Aralık Pazar 03:30 / Utah Jazz - Milwaukee Bucks
19 Aralık Pazar 03:30 / Memphis Grizzlies - San Antonio Spurs
19 Aralık Pazar 04:00 / Minnesota Timberwolves - Denver Nuggets
19 Aralık Pazar 05:00 / Golden State Warriors - Portland Trail Blazers

8 maçın oynanacağı Cumartesi gecesinde milli oyuncularımız Memo ve Ersan karşı karşıya geliyor. Gerçi Memo dün pek hazır görünmüyordu, back to back oynamak için düşünülmeyebilir ama oynadığı takdirde bu sezon ilk kez bir Türk oyuncunun takımına karşı oynamış olacak. Ersan ise bu sezon oynayacakları son Utah maçında ilk karşılaşmada yedikleri 21 sayılık farkın acısını çıkartmak için oynayacak.

Ayrıca milli oyuncularımızdan Ömer de sahada olacak. Onu özellikle söylememin nedeni ise kuşkusuz takımın Noah'tan yoksun olarak sahaya çıkacak olması. Ömer'in rotasyondaki yerinde nasıl bir değişiklik yapıldığını hep beraber göreceğiz. Yine bir yıldızından yoksun sahaya çıkacak takımlardan biri de Timberwolves olacak. Zorlu Nuggets deplasmanında bu sene iyi verim aldıkları Milicic'ten yoksun mücadele edecekler.

New York'a gelecek olursak, onlar da Miami mağlubiyetinin ardından ikinci bir şok yaşamak istemeyeceklerdir. Yükselen grafikleri aksasa da Heat maçından önce kaldıkları yerden devam edeceklerini düşünüyorum.

Biraz İstatistikler Konuşsun

Pierce .500
Rondo .529
Allen .487
Davis .493
Shaq .687
Garnett .538

Geçtiğimiz günlerde bir yazıda kısaca değinmiştim Celtics hücumlarının verimliliğine. Takım olarak .511 ile şut atıyorlar ve bu kategoride ligin açık ara en iyisi konumundalar. Şimdi diyeceksiniz ki bu istatistikler ne. Bu istatistikler, Celtics'in dün geceki Hawks maçından alıntı. Celtics rotasyonundaki en önemli oyuncuların sene başından beri bulduğu isabet yüzdeleri. İlk bakışta gayet güzel görünüyor bu yüzdeler ama anlamı görünenden daha büyük. Yukarıdaki oyunculardan Garnett haricindeki hepsi kariyerinin en iyi yüzdesini bu sene yakalamış durumda. Garnett ise en iyi 2. sezonunu geçiriyor bu kategoride. E durum böyle olunca Celtics de ligin tepesine oturuyor haliyle. Zira Celtics tüm bu istatistiklere rağmen hala hücum değil savunmasıyla ön plana çıkan bir takım.

Ligin basketbol zekası ve pozisyon bilgisi en iyi beşine sahip takımı diyebiliriz Celtics için. Oyuncular birbirini ezberlemiş durumda. Herkes ne zaman nerede olması gerektiğini biliyor. Rivers'ın çizdiği hücum setlerini ayrıca beğendiğimi de söyleyeyim. Robinson-Daniels gibi bencil ve bireysel oyuna yatkın isimleri de takım içinde çok iyi harmanladılar. Tüm bunlar birleşince kusursuza yakın bir organizma ortaya çıktı sezon başı itibariyle. Sakatlık ve yaşlılığa bağlı yorgunluk bir darbe vurmazsa doludizgin ilerliyorlar şimdilik. Bakalım zaman neler gösterecek.

NOT: Merak edenler için NBA tarihinde bir sezonu en yüksek yüzdeyle tamamlayan takım 1984-85 sezonundaki Lakers imiş .545 ile.

Gecenin Hareketleri - 17 Aralık


Link

Videoyu izleyince tam anlamıyla smaca doyacaksınız. Ben en çok Chandler'ın smacını beğendim ama diğerleri de muazzam. Bu arada Wade'in bir crossover bir de smacı vardı gayet güzel ama girememiş listeye. Gün içinde bulabilirsem paylaşırım.

NBA'de Bugün - 17.12.2010

Msg'de gösterilen performansın istatistiklerin değeri büyüktür. İki gece önce Pierce'in müthiş performansından sonra dün gece de Heat'in süper yıldızları Msg'nin tozunu aldı. LeBron istatistiksel olarak yaptığı 32 sayı 11 ribaunt 10 asistlik triple'ı ile ön plana çıksa da Wade ve Bosh ikilisinin de Knicks potasına 26 sayı bıraktığından bahsetmek gerek. 90'lı yılların sonunda ortaya çıkan Heat-Knicks rekabatinin bu yıl takımların tepeye güreşecek kadrolar kurmasıyla tekrar canlanması ve salondaki atmosfer de iyiydi. Knicks seyircisini Celtics maçında da dün Heat maçında da izledim tekrardan başarı hedefleyen bir kadro kurulması onlarıda havaya sokmuş gibi. Amare ise 9 maçlık 30+ performanslarını daha ileri götüremedi ve 24 sayı 14 ribaunt ile maçı tamamladı.

Lakers için Doğu Turnesi'nin sancılı geçmesi bekleniyordu ancak oynadıkları beş maçta şu ana kadar sadece Bulls deplasmanında yenilgi aldılar. Sixers karşısında skor yönünden oldukça kısır kalan ilk üç çeyrel Lakers gibi oynayamayan bir takım vardı ama Sixers'ta bu kötü Lakers'ı avlayamadı. İlk üç çeyrek ortada geçen maçı Blake'in son çeyrekte oyuna girmesi kurtardı. Lakers'ta parmağındaki sakatlığı nükseden Kobe düşük şut yüzdesinde kalarak 9 sayı üretse de Odom 28 sayıyla takımını sırtlayan isimdi.

Batı'da play-off hedefleyen ancak sakatlıklardan belini doğrultamayan Portland dün gece Wolves'i zorlanmasına rağmen 107-102 ile geçmeyi bildi. Son üç maçta yalnızca 9 basket bulan Brandon Roy sakatlığı dolayısıyla forma giymedi ve onun görevini alarak 2 numara oynayan Matthews 21 sayıyla oynadı. Galibiyeti getiren isim de 36 sayı 10 ribaunt ile oynayan Aldridge oldu. Wolves cephesinde Love'un iyi performanslarına alıştık dün gece 33 sayı atan Beasley'de zaman zaman takımını taşıyan isim olabiliyor ancak dikkat çekmek istediğim nokta Webster'ın son maçlarda yükselen performansı. Dün yine Portland'a karşı 19 sayı 9 ribaunt ile dikkat çekti. Sitede haberi geçilmiş ama Darko o nasıl bir sakatlıktır yaa?

Mehmet Okur'un dün Utah formasıyla sezonun ilk maçına çıkacağı haberini almştık dün ancak Utah'ın böylesine kötü bir performans göstereceğini tahmin etmemiştik Hornets karşısında. Zaten kendi içinde sorunlarla boğuşan Hornets, Batı'nın dişli takımlarından Utah'a karşı galibiyet alması zor gözükse de Utah'ın dış şutlarda %15 toplamda da %35 isabette kalması onları galibiyete götürdü. Paul'un 11 sayıda kalmasına rağmen West'in 23 Ariza'nın 17 ve benchten gelen Thornton'un 19 sayısı Hornets'i galibiyete taşıdı. Temsilcimiz Mehmet Okur 11 dakika süre aldığı maçı 2 sayı 1 asist ile tamamladı.

Oklahoma City Thunder konferansında en dipte bulunan ve ligin en az galibiyet alan takımı olan Sacramento'yu konuk etti. Maçın büyük bir bölümünü önde götüren ve rahat gözüken Thunder rakibin hafiften baskılarına rağmen galibiyete uzanmayı bildi. Westbrook ve Durant ikilisi yine takımı galibiyete taşıyan isimler olurken Ibaka ise 12 sayı 10 ribaunt ile double yaptı. Sacramento'da ise Cousins 19 sayı 15 ribaunt ile kısa NBA kariyerinin en iyi maçlarından birini çıkartsa da takımını galibiyete götüremedi.

Kısıtlı kadrosuyla gösterdiği mücadele bakımından takdir toplayan Toronto evinde konuk ettiği Nets'i Bargnani'nin 32 sayı 9 ribauntluk performansıyla geçmeyi bildi. Sezon içinde yapılan takasın meyvelerini de zaman zaman alıyor Raptors. Bu maç göremesek bile Bayless gibi bir arka alan oyuncusunun takımda bulunması önemli. Calderon'da dört maç aradan sonra dönüş yaptı ve ilk beş çıkıp 15 sayı 14 asist ile farkını ortaya koydu. Nets cephesinde birşeyler çabalayan isimler yine sadece Harris ve Lopez'di. Nets'e bir kaç gün önce takas olan Vujacic'de ilk maçına çıktı yeni takımıyla ve 6 sayı üretti.

Batı'da dolu dizgin devam eden Dallas Mavericks, Suns karşısında çok rahat bir galibiyete ulaştı. Rakip takımda Nash'in sakatlanıp henüz ilk çeyrek oyun dışında kalmasının da bunda payı büyük elbette ama Dallas maç boyu savunmasından ve hücum sisteminden ödün vermemiş. Nash'in eksikliği Suns'un tüm sistemini çökertti aslında. Dragi 40 dakika kadar süre bulurken 14 sayı 10 asist ile mücadele etti. Bunun yanında Warrick'te benchten olumlu katkılar getirdi ama ilk beş rotasyonundaki isimler Nash olmayınca bir türlü ritimlerini bulamadılar. Dallas'ta Terry 18 sayı 6 asist ile en dikkat çeken isim oldu takımında. Hidayet ise 20 dakika süre aldı ve 10 sayı 4 asist ile oynadı.

Blake Griffin için uzun bir aradan sonra Clippers maçı izledim bu sezon. Griffin oynadığı basketbol ile takımı ümit vermese dahi bize Clippers maçını izlemeyi ve hoşça vakit geçirebilmemizi vaat ediyor. Sıkıcı bir maç izlememize imkan yok çünkü Griffin maçın bir yerinde umulmadık bir harekete imza atıyor ve maçı tekrar dikkatli izlemeye başlıyorsunuz. Dün sadece özetleri izledim ama bunun gibi bir çok harekete imza attığını gördüm Griffin'in. 24 sayı 17 ribaunt ile oynayan Griffin yılın çaylağı ödülünün tek başına favorisi kuşkusuz. Detroit ise kötü gidişe devam ediyor. Aslında kağıt üzerinde play-off yapabilecek seviyede bir kadroları var ve Doğu'da da play-off potasından sadece 3 maç gerideler. Belki eski günleri geride kalalı çok oldu ama biraz ciddiyet ve doğru koçla rahat bir şekilde Doğu'da play-off yapacaklardır.


28 Kasım'dan bu yana forma giyemeyen Joe Johnson dün dönüş yaptı ve takımını galibiyete taşıdı. Joe Johnson'un 9 maç kaçırdığı dönemde Hawks 5-4'lük bir derece elde etmişti. Johnson'un dönüş yaptığı ilk maçı kazanarak Doğu'da rakiplerine karşı önemli bir avantaj yakaladılar. Hawks'ta ilk beş rotasyonunun tamamı çift haneli rakamlar elde etti. Bobcats cephesinde Agustin ve Diaw 22'şer sayı ile oynarken dikkat çeken isim ilk beş çıkıp 17 ribaunta imza atan McGuire oldu.

Sezona her ne kadar felaket başlamış olsalar da toparlanma döneminde olan bir takım Houston. Yao Ming'in bir kez daha sakat olduğu haberini alan Houston evinde Memphis'i Martin'in 34 sayısıyla mağlup etmeyi bildi. Memphis'te Conley eski takım arkadaşı Lowry karşısında bozguna uğrarken 17 sayı 18 asist 5 top çalma ile takımını müthiş organize etti Lowry. İlginç bir istatistikte pivot pozisyonunda oynayan Gasol'un 16 şutunda yalnızca 2 basket bulması. %36 ile hücum eden ve ilginçtir ki sadece 5 kez üçlük çizgisinin dışından hücum eden Memphis kötü bir gününde önemli bir maçı kaybetti.

Özetlerden izlediğim kadarıyla Cleveland oldukça iyi bir performans göstermiş uzun bir süreden sonra. Williams'in 22 sayı 11 asist 6 ribauntluk üst düzey performansına rağmen yenilmekten kurtulamadı ve üst üste 11.maçından da yenilgiyle ayrıldı. Pacers'ta Granger 30 sayı 12 ribauntluk performansı ile kendine gelirken takımı da üst üste ikinci galiiyetini elde etti.

Nash de Sakatlandı

Dün geceden bir sakatlık haberi daha verelim. Yalnız bu haber Darko kadar ortalama bir oyuncudan değil. Takımının herşeyi diyebileceğimiz Nash, Dallas maçının 5. dakikasında, Chandler ile girdiği top kapma mücadelesinde boynuna aldığı darbeyle sakatlandı ve oyuna geri dönemedi. Nash'in oyunda kalması halinde bile maçın net favorisi olacağını düşündüğüm Dallas da, Nash'in yokluğunda çok rahat bir galibiyet aldı. Nash'ten gelen ilk raporlar, çarpmanın etkisiyle ilk başta vücudunun birkaç uzvunu hissetmediği ancak sonra kendine geldiği, sakatlığının çok önemli olmadığı ama yarın geceki Thunder maçında oynayamama ihtimalinin de bulunduğu yönünde.

Darko'ya Nazar Değdi

Çok değil 3 gece önceydi... Senelerdir beklenen patlamayı yapmıştı Darko(!) ve tam 25 sayıyla kariyer rekorunu kırmıştı. Aynı yıl lige katılan akranlarından 7 yıl gecikmeli de olsa 25 sayı barajını geçmişti. Şaka bir yana kariyerinin en olumlu basketbolunu oynuyordu sene başından beri. Bu sayede eleştirilerden, hatta alaylardan bir süredir arınmıştı ki dün gece yine olan oldu. Portland maçının henüz hava atışında ayak bileğini burkarak maçın 1. dakikasında oyundan çıkmak zorunda kaldı ve bir daha da dönemedi parkeye. Yani, aslında böyle sakatlıklardan sonra falan hareketlerimin alaycı olmamasına özen gösteririm ama bu da gülünmeyecek gibi değil. Maçın henüz ilk saniyesinde hava atışına çık, sonra yere düştüğünde bileğini burk. Sanki 1 metre sıçradı da yüksekten düşünce ayarlayamadı ayaklarını. E, Darko oyuna giremeyince Minnesota adına Portland deplasmanında mağlubiyet kaçınılmaz oldu(!). Pek önemli birşeyi yok gibi görünüyordu maç esnasında, sonradan da sakatlığın ciddiyetini araştırmadım açıkçası. Umalım mühim olmasın. Her ne kadar yetenekleri tartışılsa da iyi niyeti ve çalışkanlığıyla renk katıyordu takımına bu sene. Geçmiş olsun Darko.

Bu Çocukta İş Var


Link

Blake Griffin'den bahsediyorum ve tabii ki "Hadi ya?" tepkilerine hazırım. Ben o çocukta iş olduğunu draft'tan beri zaten söylüyorum da ne yapayım başlık atmakta zorlandım bu çıktı. Birkaç sene içinde Clippers'ı da adam edecektir bu çocuk...

Neyse efenim Heat-Knicks maçı koptuktan sonra uykuya daldım nitekim şu anda evden çıkmam lazım. Haliyle Clippers-Pistons maçına da bakmadım ismi "dandik" olduğu için. Ama Griffin yine 24 sayı 17 ribaund ile yapmış yapacağını. Üstüne Vinsanity'nin ünlü 360 derecelik turnikesinin benzerini atmış. Pozisyondaki faul de komiğime gitti: T-Mac'in Griffin'in poposuna indirdiği bir şaplak. Buyrun aşağıda da bunun 5 katı zorlukta olan Vinsanity'nin videosu, kariyerinde bundan 10 tane falan attı herhalde Carter ama en ünlüsü budur:


Link

17 Aralık Programı

18 Aralık Cumartesi 00:30 (NTV Spor) / NBA Stüdyo
18 Aralık Cumartesi 02:00 / Cleveland Cavaliers - Indiana Pacers
18 Aralık Cumartesi 02:00 (NTV) / Miami Heat - New York Knicks
18 Aralık Cumartesi 02:00 / Los Angeles Lakers - Philadelphia 76'ers
18 Aralık Cumartesi 02:00 / New Jersey Nets - Toronto Raptors
18 Aralık Cumartesi 02:30 / Charlotte Bobcats - Atlanta Hawks
18 Aralık Cumartesi 02:30 / Los Angeles Clippers - Detroit Pistons
18 Aralık Cumartesi 03:00 (NBA TV) / Utah Jazz - New Orleans Hornets
18 Aralık Cumartesi 03:00 / Sacramento Kings - Oklahoma City Thunder
18 Aralık Cumartesi 03:30 / Memphis Grizzlies - Houston Rockets
18 Aralık Cumartesi 04:30 / Phoenix Suns - Dallas Mavericks
18 Aralık Cumartesi 05:00 / Minnesota Timberwolves - Portland Trail Blazers

Süper maçların yayınlanacağı Cuma akşamında kuşkusuz bir numaralı olay Memo'nun uzun bir aradan sonra tekrar sahada olması olacak. Can Abi'nin de söylediği gibi benchten gelmesi muhtemel ama bu noktada onu sahada görmekten başka bir şey istemediğimiz de gerçek. Okafor karşısında lige güzel bir başlangıç yapması dileklerimizle gecenin diğer bomba maçına geçelim. O da Soner kardeşimin belirttiği tarihin en büyük rekabetlerin Knicks-Heat karşılaşması olacak. Özellikle son zamanlarda Amare'nin önderliğinde tam bir buldozere dönüşen Knicks, Heat karşısında sansasyonel bir galibiyet peşinde koşacaktır. Hele ki MSG gerçeği ve Amare'nin karşılaşacağı yumuşak uzunları düşündüğümüzde olacakları kestirmenin ne kadar zor olduğunu da anlıyoruz. Zaten tahminim NBA Stüdyo'da da bu iki takım hakkında bolca konuşulacak zira haftanın 5 anketinden 2'si bu takımlara ait. Keyifli bir maç olacağı kesin gibi görünüyor.

17 Aralık 2010 Cuma

Gecenin Tahminleri - 17 Aralık

LaMarcus Aldridge 25.5 Sayı + Ribaund Üst (Betsson)
Uzun zamandır buraya yazmıyorduk birşeyler umarım güzel bir dönüş olur. Bu gece Minnesota karşısına çıkacak olan Portland'da Roy forma giymeyecek. Son maçlarda çok formsuzdu ve yüksek skor üretemiyordu belki ama şut denemekten çekinmiyordu. Onun olmaması Aldridge'i daha önemli bir hücum opsiyonu haline getirecektir. Minnesota ligin en hızlı tempoda oynayan takımlarından biri ve aynı zamanda en kötü savunma takımlarından da. Aldridge karşısında Love'u bulacak ve belki istatistiksel olarak Love'a üstünlük sağlayamayacak ama takımdaki eksikliklerle birlikte açılan baremi geçebileceğini düşünüyorum. Herkese bol şans.

NOT: Tahminlerimizin oluşturacağı olumlu veya olumsuz durumlardan KP ailesi olarak sorumluluk kabul etmeyeceğimizi ve Türkiye'de yasal olmayan sitelerdeki bahisleri yurt dışındaki okurlarımız için değerlendirdiğimizi belirtmeliyim.

Memo Bu Gece Forma Giyecek

Birkaç gün önce Memo'nun iki hafta içinde formasına kavuşacağını yazmıştım. Jerry Sloan'un yaptığı açıklamaya göre Mehmet bu gece Hornets'a karşı oynayacak. İzlemek isteyenler için, maç saat 03:00'da.

8 aydır parkelerden uzak kalan pivotumuz elbette kenardan dahil olacak oyuna ve dakikaları bir hayli kısıtlı olacak. Ben 15 dakikanın üzerinde alacağını sanmıyorum. Normali de bu olur. Hani 8 aydır maç yapmamış bir oyuncunun kondüsyon olarak zaten 15-20 dakikadan fazla çıkarması kolay değildir. Bir de aşil tendonu kopmasından bahsediyoruz burada. Gerçi Elton Brand de Mehmet ile aynı süre içinde dönüp hemen 30 civarı dakika almaya başlamıştı ama Utah'ın daha tedbirli yaklaşacağını düşünüyorum.

Hayırlı olsun, NBA'de ülkemizi aktif olarak temsil eden oyuncu sayısı 5'e çıkmış oldu.

Knicks-Heat Rekabeti


Link

Bu gece 02:00'de oynanacak Knicks-Heat maçıyla ilgili küçük bir tanıtım videosu hazırlamış ESPN. Videoda iki takımın 90'lı yılların sonundaki rekabetinden ilginç görüntüler mevcut. Çok uzun zaman sonra ilk defa bu kadar ilgi çekici durumda takımlar. Yeni yapılanma sonrası son haftalarda iyi bir çıkış yakaladılar. Maçın MSG'da oynanacak olması da çekişmeli geçme ihtimalini arttırıp, ambiyansı daha çekici kılacaktır. Program yoğun olsa da aynı saatte başlayan maçlar içinden bana pek cazip gelen olmadı. Benim gibi düşünenler için havaya girmelerine katkı sağlayacak bir video. Gece Jeff Van Gundy olacaksa yayında, kesinlikle ZoZo'nun bacağına yapıştığı sahneyi göstereceklerdir. Güzel geyik konusu olur yorumcular arasında.

16 Aralık'tan Notlar

Ofansif Ribaundlar ve İlk Çeyrek
Dün gece Wizards karşısında oyuna çok hızlı başlayan Nets, ilk çeyrekteki etkili oyunuyla kazanmasını bildi. İlk çeyrekte rakibin savruk hücumlarını buldukları fastbreak sayılarıyla değerlendirdiler ve farkı açtılar. Bu bölümde coşan Brook Lopez'in faul problemiyle kenara gelmesinden sonra oyuna bir türlü adapte olamaması Nets taraftarının yüreğini ağzına getirdi. Çünkü 20 sayılık farkı eriten rakip Wizards son dakikalarda maça ortak oldu ama Arenas'ın yanlış tercihleri Wizards'ın deplasmandaki ilk galibiyetini almasına mani oldu. Humphries-Favors ikilisinin pota altındaki dominasyonunu da es geçmemeli. Topladıkları ofansif ribaundlar iki takım arasında fark yaratacak kadar fazlaydı. Humphries'in ayrıca çok formda olduğunu ve Lopez'in az süre bulduğu bu maçta da iyi bir oyun çıkardığını hatırlatayım. Ama performansıyla ilgili bir Kardashian esprisine daha yer vermek istemiyorum.

Young Yetmedi
Wall, Blatche eksikliğinin yanı sıra Arenas'ın da hücumda kötü başlamasıyla skor üretmekte çok zorlanan Wizards'ta Nick Young sahne aldı dün gece. İşler kötü giderken veya kaybedecek birşey kalmadığında oyuna sürülmesi gereken kişilerden Young, Maggette gibi isimler. Çünkü ne yapacakları hiç belli olmuyor ve üst üste 7-8 sayı bulabiliyorlar. Dün Nick Young'ın skordaki etkinliğiyle maça yeniden ortak oldu Wizards. Bir küçük parantez de Hinrich için açmak istiyorum. Takımın en aklı başında ve beyaz oyuncusu. Wall döndüğünde hakettiği süreleri bulmaya devam eder umuyorum.

Yıldızlar Olmadan Bu Kadar
Joe Johnson'ın yokluğunda Boston deplasmanına konuk olan Atlanta'da takımın diğer önemli isimlerinden Josh Smith saha içi isabeti bulamadan 1 sayı, Al Horford ise yalnızca 8 sayı üretti. Peki nasıl son çeyreğe kadar direnebildi Atlanta? Genç Teague sayesinde. Oyunda kaldığı bölümlerde tecrübesinin çok üzerinde bir katkı getirdi takımına ve skor açısından anlık patlamalar yaptı. Zaten kısır geçen bir maçta bu patlamaların önemi daha da büyüdü haliyle.

Biri Savunma mı Dedi?
Gecenin en çekişmeli geçmesi beklenen maçı, beklentileri tam anlamıyla karşıladı. Geçtiğimiz sene değişen mantalitesiyle savunma takımı değil de hücum takımı kimliğine bürünen ve yüksek tempoyla oynayan Spurs karşısında Nuggets'ı bulunca 220 civarında sayı gördük. Ama maçın çekişmeli geçmesi, takımların üst düzey oynadığı anlamına gelmesin. Her iki takım da hücum süresinin en geç 10. saniyesinde falan en doğru şutu bulup savunmaya geçti maç boyunca. Savunmalar öyle fenaydı ki bu tempoda Duncan'ın yaptığı istatistiğe bakınız: 28 sayı-16 ribaund. Savunmalar yerlerde sürünürken, maçın üst düzey bir savunma hareketiyle kazanılması da basketbolun cilvesi.

Semih
Oyunda kaldığı süreler boyunca hücumda Boston'ın son tercihi oluyor Semih. Zorunlu durumlar haricinde çok pas aldığı da söylenemez. Ama takım olarak öyle doğru hücum yapıyorlar ki Semih topla buluştuğunda genelde sayıya çok yakın bir pozisyonda oluyor. Dün gece de bu durum geçerliydi. 5/6 saha içi isabetiyle 10 sayı ve ribaundsız tamamladı maçı.

Gecenin Hareketleri - 16 Aralık (Uçtu Uçtu J.R. Uçtu)


Link

Genç jenerasyonun iki guardından nispeten tecrübeli olanı Jeff Teague, çaylak Bradley'e hoşgeldin diyor. Crossovera başlamadan Bradley uçup gidiyor zaten karşısından. Pozisyonun devamında vurduğu smaç da ayrı bir renk katıyor. Uçup gitmek demişken 1 numaradaki J.R.'ın smacı apayrı bir yerde. Sene sonuna kadar hafızalardan silinmeyeceğine şüphe yok. Bu tarz smaçları zaten nadir görüyoruz ama çift elle olanını hafızamı yokladım hatırlayamadım şu an. Çift el çıkmanın zorluğu ve aldığı darbenin hızını kesememesi bir yana sanki havada bir kere daha sıçramış gibi. İnanılır gibi değil. Son olarak Top 5'i hazırlayanlara bir sitemim var. Hani, Ginobili'nin son saniye savunması nerede? Manu'nun son sayısı gerçekten muhteşem ama esas olay Melo'ya yaptırdığı hücum faulde. Zaten maçı getiren de o savunma oldu. O nasıl bir yardım savunmasıdır, o nasıl bir önsezidir, basketbol zekasıdır. Yıllanmış şarap gibisin Manu, önünde saygıyla eğiliyoruz.

Rondo Birkaç Hafta Yok

Bu sezonki ciddi sayılabilecek sakatlık haberlerinden biri de Rondo'dan geldi. Sezona özellikle asist konusunda müthiş başlayan ve daha ligin 2. maçında 24 asistle mantık sınırlarını zorlayan Rondo birkaç hafta parkelerden uzak kalacak. Kasım sonunda da bir sakatlık geçiren ve 3 maç oynamayan Rondo'nun bu sefer daha uzun bir süre oynamaması bekleniyor. Net olarak bir süre açıklanmış değil ancak Celtics genel menejeri Danny Ainge Rondo'nun birkaç hafta oynamayacağını açıklamış.

Celtics'in Paul Pierce'ın son saniye basketiyle kazandığı New York maçının 4. çeyreğinde dizinde burkulma yaşamıştı Rondo. Sakatlıktan döndükten sonra yavaş yavaş ritmini bulmaya da başlamıştı. Ainge ayrıca Rondo'nun yerine Nate Robinson'un ilk beş çıkacağını söylemiş ki asıl korkulması gereken bu Celtics için.

Edit: Ben maçı baştan sona izledim, Knicks maçının sonlarında kısa süreliğine de olsa oyuna döndü Rondo. Ancak zor yürüyordu diyebilirim. Zaten aşağıya koyduğum pozisyonu izlerseniz, Rondo'nun ucuz kurtulduğunu anlayacaksınız. Dört sezon önce bundan daha hafif gibi gözüken bir pozisyonda bileğini burkan Chris Paul, bir ay kaçırmıştı. / Can.

Buyrun video:

Link

Manu for MVP


Link

Yine sabah kalktığımda harika bir maç kaçırdığımı gördüm. Eve gelince baştan sona izlenmesi gerekiyor. Manu dün Bucks maçında birçok kişiye göre steps yaparak maçı kazandıran basketi atmıştı. Dün Manu'nun steps yaptığını düşünüyorsanız şu videoyu izlemenizi öneriyorum. Bugün de kendisini aşmış Manu, McDyess'ın kötü pası (ve belki biraz JR'ın faulü var diyebiliriz tam emin olamadım) sonrası geri düşen Spurs'ü öne geçirmiş. Hem de havada topu 360 derece çevirerek attığı şutla... Bunun turnike versiyonuna çok alışığız ama şut ile gerçekten inanılmaz zor bir hareket. Birazcık basketbol oynamış olanlar dediğimi anlayacaktır.

Ama bununla da yetinmiyor Manu, maçın bitimine 4 saniye varken Jefferson'dan kurtulan Carmelo'ya mükemmel bir şekilde yardım getiriyor ve yerini alıp hücum faul yaptırıyor. Nuggetslı oyuncuların açıkçası neye itiraz ettiğini pek anlamadım çünkü bana çok açık bir hücum faul gibi geldi. Sonuçta 10 saniye içinde iki tane maçı kazandıran pozisyonun içinde aynı isim var: Manu. Eh bu sene Spurs beklenmedik bir şekilde ligin zirvesinde ilerliyor, Manu da onları taşıyan en büyük faktör. Niye MVP olmasın değil mi?

JR Smith'in tek rakibim THY diyerek yaptığı smaca günün hareketlerinde Soner değinir artık. Birşey diyemiyorum ayıptır. Brewer-Fisher'ı anımsattı bana fazlasıyla.

Yao'da Yeniden Stres Kırığı - Kariyeri Bitmiş Olabilir

Sol ayağındaki stres kırığı nedeniyle 2009-10 sezonunu tamamen kaçıran Yao yine kötü bir haberle karşımızda. Bugün çektirdiği MRI sonrasında aynı ayağında bu sefer farklı bir kemikte yine stres kırığına rastlanmış. Sezonu kapadı diyebiliriz, hatta bu sefer artık kariyeri bile bitmiş olabilir ciddi bir şekilde. Sevimli dev, son bir aydır sol ayağındaki sakatlık nedeniyle maçlara çıkamıyordu. Daha önceki testlerde çıkmamış bu sakatlık ama sezon başında birkaç günde iyileşmesi beklenen ufak sakatlıktan dönememesinin sebebi buymuş demek ki. O ufak sakatlık bu stres kırığına yol açmış olabilirmiş.

Yok olmuyor arkadaş. Tanrı ona 2.26 boy'un getireceği baskıyı kaldırabilecek kemikler vermemiş. Yapabilecek birşey yok, bünye meselesi. Yazın kendisi kariyerini tehdit eden sakatlıkla ilgili soruya şöyle cevap vermişti: "Bu sezon da sağlıklı kalamazsam, zaten ileride nasıl oynayacağım ki?" NBA'de veya milli takım düzeyinde, Yao'yu izlediğimiz dönem geride kalmış olabilir anlayacağınız.

Önceki yaz Yao'daki stres kırığının kariyerini bitirebileceği konuşulurken yazdığım yazıyı da buraya yapıştırıyorum bir kez daha, bilgi olması açısından. O zaman daha umutla bakıyordum, geri dön koca adam diye bitirmiştim yazıyı, şimdi ise içimden sadece "yazık" demek geliyor:

Gerçek Çin Seddi yaklaşık 2200 yıldır dimdik ayakta dururken, Çin Seddi lakaplı Yao Ming, NBA'in temposuna yenik düştü. Playoff'larda yaşadığı stres kırığının halen iyiye doğru gitmediği yönünde raporlar geldi. Bunun nedeni olarak, kırığın geçen sene ameliyat edilen ayağında olması gösteriliyor. Bazı yöneticilere göre önümüzdeki sezonun neredeyse tamamını kaçırmasının sürpriz olmayacağı söylenirken, belki kariyerinin bile tehlikede olduğu konuşuluyor. Amerikalılar bu tür olayları abartmayı severler, ben şahsen Yao'nun tekrar basketbola döneceğini düşünüyorum.

2.26'lık dev adam, kariyerindeki ilk 3 sezonu firesiz atlattıktan sonra bir türlü yakasını sakatlıklardan kurtaramadı. Bunun bana kalırsa iki nedeni var. Birincisi 2.26'lık bir adamın profesyonel kariyerinde ayak ve dizlerinde problem yaşaması ihtimali 2 metrelik bir adamın yaklaşık 5 katı civarında. Yani aslında bu "bana göre" değil, bilinen bir gerçek. İkincisi biraz benim fikrim. Yao NBA'e geldiğinde herkes ağız birliği etmişçesine "çok ince, kilo alması lazım" diyordu. Yao da özel çalıştırıcısı ile beraber uzun süren eforlar sonunda 3-4 sezon içinde 25 kilo aldı. Belki bu, ayaklarının kaldırabileceği limiti aşmasına sebep olmuş olabilir. Bunun belli bir matematik formülü yok o yüzden kesin birşey söylemek imkansız.

Ama bilinen tek birşey var: NBA'in gördüğü en özel pivotlardan birinin kariyeri, onu asıl iyi yapan özelliği yani boyunun uzunluğu yüzünden harcanıyor. İroniyi görüyorsunuz değil mi?

Yao'nun boyunun yanı sıra inanılmaz yumuşak elleri, bilekleri olduğu gerçeğini gözardı ettiğimi sanmayın. Amacım sadece ufak bir detaya dikkat çekmekti. Neyse kısacası inşallah bu sempatik dev adamı uzun süre geçmeden tekrar parkelerde görürüz. Döndüğünde, her maça nazar boncuğuyla çıkmasını öneriyorum. Ayrıca Adelman'ın ona maç başı 30 dakikadan fazla süre vermeyeceğini umuyorum.

Geri dön koca adam...

16 Aralık 2010 Perşembe

16 Aralık Programı

17 Aralık Cuma 02:00 (NBA TV) / Washington Wizards - New Jersey Nets
17 Aralık Cuma 03:00 / Atlanta Hawks - Boston Celtics
17 Aralık Cuma 05:30 / San Antonio Spurs - Denver Nuggets

Yayınlamak için yine ilginç bir maçın seçildiği Perşembe akşamında lider Spurs uzun süre aradan sonra back-to-back yapacak. Dün oynadığı nefes kesen Bucks maçının etkilerinin Nuggets deplasmanına nasıl yansıyacağı merak konusu.

All-Star Oylamasında Son Durum


All-Star oylamasının ilk dönütleri her zaman olduğu gibi Aralık ortalarında açıklandı. Göze çarpan ilk isim Doğu guardları arasında 2. sırada bulunan Rondo oldu kuşkusuz. Bu seviyede oylar aldığı takdirde kariyerinde ilk kez All-Star'da ilk 5 çıkacak. Ayrıca Batı'da ilk 5'in demirbaşlarından Duncan'ın da forvetler arasında 5. sırada olması oldukça dikkat çekiyor. Yıldız oyuncunun bu sene sürelerinde yaşanan gözle görülür azalma ister istemez rakamlarını da etkiledi. Bu sezon oraya daha çok yakışacak bir oyun ortaya koyan Gasol de iyi performansının ödülünü forvetlerde 2. olarak almış gibi görünüyor. Doğu forvetlerine baktığımızda ise LeBron'u bir kenara koyarsak ilk 5 başlaması gereken 2. isim Amare olmalı bence kesinlikle. Garnett'ten kat kat daha fazla hakediyor hele ki son günlerde yakaladığı bu seri bir kez daha gösterdi bize orda olması gerektiğini. 2. dönütlerde LeBron'un yanında onu görmek isterim açıkçası. Batı pivotlarında ise komik bir tablo var ortada. Muhtemelen bu sene oynayacakları maç toplamı 82'yi bulmayacak olan çürük ikili Yao-Bynum farklı bir biçimde önde götürüyor orayı. İkisinin de olası bir sakatlığı durumunda sıralamada 3. olan ismin de Haywood olması işin korkutucu tarafı. Hayır aşağılara baktığımızda da Okafor'lar Nene'ler var. Umuyorum ki Yao All-Star arasında sağlam olur da ortalık bu adamlara kalmaz. Geçen senelere göre yine farklı olarak ortaya çıkan bir diğer durum da milli oyuncularımızın oylamada ilk 10'a girememesi oldu. Ne yalan söyleyim başarıya alıştığımız son birkaç yılın ardından bu sene yaşanan düşüş bana ağır geldi. Bir daha ne zaman bu oylamada milli bir oyuncumuzu üst sıralarda görürüz bilemiyorum. Son olarak genel toplama baktığımızda da Kobe'nin ezici üstünlüğü söz konusu. 722bin oy alan yıldız oyuncuyu yine bir süperstar Howard 611bin ile izliyor.

Doğu Konferansı

Forvetler

LeBron James  (Heat)  607,994          
Kevin Garnett  (Celtics)  456,111
Amar'e Stoudemire  (Knicks)  327,626
Paul Pierce  (Celtics)  235,107
Chris Bosh  (Heat)  161,801
Josh Smith  (Hawks)  104,713
Carlos Boozer  (Bulls)  82,655
Andre Iguodala  (Sixers)  71,517
Danny Granger  (Pacers)  66,759
Luol Deng  (Bulls)  52,398

Guardlar
Dwyane Wade  (Heat)  570,489
Rajon Rondo  (Celtics)  497,141
Derrick Rose  (Bulls)  424,356
Ray Allen  (Celtics)  235,977
John Wall  (Wizards)  120,284
Vince Carter  (Magic)  117,628
Gilbert Arenas  (Wizards)  88,599
Brandon Jennings  (Bucks)  65,705
Joe Johnson  (Hawks)  46,811
Jamal Crawford  (Hawks)  31,524

Pivotlar
Dwight Howard  (Magic)  611,561
Shaquille O'Neal  (Celtics)  241,782
Joakim Noah  (Bulls)  97,163
Andrea Bargnani  (Raptors)  53,275
Al Horford  (Hawks)  49,098
Andrew Bogut  (Bucks)  48,298
Brook Lopez  (Nets)  38,103
JaVale McGee  (Wizards)  36,227
Roy Hibbert  (Pacers)  35,006
Ben Wallace  (Pistons)  21,858

Batı Konferansı

Forvetler

Kevin Durant  (Thunder)  470,881
Pau Gasol  (Lakers)  390,808
Carmelo Anthony  (Nuggets)  369,768
Dirk Nowitzki  (Mavericks)  264,301
Tim Duncan  (Spurs)  247,364
Blake Griffin  (Clippers)  245,167
Lamar Odom  (Lakers)  134,594
Luis Scola  (Rockets)  119,901
Caron Butler  (Mavericks)  96,785
Kevin Love  (Wolves)  81,865

Guardlar
Kobe Bryant  (Lakers)  722,682
Chris Paul  (Hornets)  386,649
Manu Ginobili  (Spurs)  230,137
Steve Nash  (Suns)  190,226
Deron Williams  (Jazz)  184,148
Jason Kidd  (Mavericks)  141,283
Russell Westbrook  (Thunder)  140,519
Eric Gordon  (Clippers)  113,510
Tony Parker  (Spurs)  103,238
Derek Fisher  (Lakers)  81,088

Pivotlar


Yao Ming  (Rockets)  430,984
Andrew Bynum  (Lakers)  198,044
Brendan Haywood  (Mavericks)  127,375
Marc Gasol  (Grizzlies)  120,811
Emeka Okafor  (Hornets)  115,647
Nene  (Nuggets)  105,747
Chris Kaman  (Clippers)  87,536
Marcus Camby  (Blazers)  57,046
DeMarcus Cousins  (Kings)  37,571
Andris Biedrins  (Warriors)  36,655

Noah Ameliyat Olacak

Boozer'ın dönüşüne kadar ribaunt konusunda ligin en formda oyuncuları arasında yer alan ve Love'un müthiş performanslarına kadar ribaunt konusunda ligin zirvesinde yer alan Noah'ın baş parmağındaki sakatlığından dolayı ameliyat olacağı açıklandı. Boozer'ın dönüşü ile ribaunt konusunda eski aktifliğini bulamasa da Bulls pota altında sertlik konusunda Boozer'ın yanında önemli işlevi vardı. 27 Kasım'dan bu yana sakat parmakla oynayan Noah'ın buna rağmen üst düzey performans sergilediğini söyleyen doktorlar ameliyatın artık kaçınılmaz olduğunu da söylemiş. Aralık ayında sergilediği performanslara bakıyoruz oynadığı 9 maçın 6'sını double double ile tamamlamış Noah. Baş parmağında kırık bulunan ve fiziksel mücadelelerde bulunmak zorunda kalan bir basketbolcu için oldukça iyi bir performans.

Peki şimdi Noah'ın sakatlığında Bulls rotasyonu nasıl olacak. Aslında Ömer konusundan bakmak gerekiyor olaya. Boozer'ın dönüşü ile beraber süreleri azalan ve tam anlamıyla çaylak sezonuna dönüş yapan Ömer'in uzun rotasyonundaki bu eksiklikle sürelerinin artacağını söyleyebiliriz. Hatta pek ihtimal vermesemde ilk beş şansı bile var Boozer ile beraber. Savunmasıyla takımda bir rol tutturan ve kendini kabul ettiren Ömer'in bir savunma koçu olan Tom Thibodeau gibi bir avantajı olmasına rağmen ben yine de Taj Gibson'un ilk beşe yerleşeceğini ve Ömer'in bench rotasyonunun önemli bir ismi olacağını düşünüyorum. Bu sakatlık haberi Bulls açısından üzücü olsa da temsilcimiz Ömer açısından sürelerinin artacağı için olumlu bir haber.

Gecenin Hareketleri - 15 Aralık


Link

Sıralamadaki ilk 2 hareket maç kazandıran basketlerden oluşuyor. Onları izleyenler için çekici bir yanı kalmıyor elbet. Wade'in 5. sıradaki smacı ve Holiday'in 9. sıradaki turnikesi gayet güzel. Bir de Nash'in asistleri ilk izlendiğinde normal gibi görünüyor ama ters elle bu pasları bu kadar rahat verebilmesi saygı duyulası.

Şaka mısın Nate?


Link

Gece haberi girerken bahsetmiştim, videosu da düşmüş nete. Moraliniz bozuldukça izleyin keyfinizi tavan yaptırma garantisi veriyorum. Soz sözüm de küçük enişteye: Kenarda gezinip ortada bulunur musun her fırsatta. Ohh olsun sana eşşeğin sıpası.

Atmayın Demiyorum Hobi Olarak Yine Atın

Dün gece istatistikleri falan incelerken gözüme çarpmıştı, yazayım demiştim ama bir türlü vakit bulamamıştım. Fırsat bulmuşken karalayım istedim. Sene başından beri şut istikrarını yakalayamayan ve takımlarını bu anlamda baltalayan isimlere baktığımızda isim olarak şaşıracağımız ama biraz düşündüğümüzde "aslında doğru" diyebileceğimiz oyuncular var. Yazının içeriği bu oyunculardan birkaçı hakkında hafiften analiz ama daha çok istatistik ağırlıklı olacak. Sözü uzatmadan geçelim kahramanlarımıza:

Brandon Roy (.399):
Sezona fena başlamamıştı aslında Roy. Hatta kolay fikstürün de etkisiyle bir ara sayı krallığında üst sıralarda gezindi ama bu form grafiği uzun sürmedi. Özellikle sakatlık sonrası dönüşünde fena çuvalladı, sakatlığa bir de Matthews'in takıma katkısı eklenince muhtemelen moral olarak da çöktü. Çünkü senelerdir takımın şutör guard pozisyonundaki tek önemli skor opsiyonu olan bu genç adam ilk defa kendisi kadar skor patlayıcılığına sahip bir kısayla aynı rotasyonu paylaşıyordu. Yine sakatlığının bir sonucu olduğunu düşündüğüm oyun stilindeki farklılık şut yüzdesinin düşmesindeki en büyük etken. Zira Roy artık penetre girişiminde çok az bulunuyor ve hücumunu tamamen şut üzerinden götürüyor şu sıralar. Kariyerinin ribaund, asist ve şut yüzdesi kategorilerinde en kötü sezonunu geçirdiğini de ekleyelim.

Brandon Jennings (.399):
Bir Brandon daha. Ama bu Brandon yukarıdaki kadar şaşırtıcı değil. Hatta geçen seneye oranla şut yüzdesinde artış var ama bu artış ligin en kötülerinden olmasını engellemiyor. Hiçbir zaman takımını oynatan bir guard olamayacağını yavaştan hissettirmeye başlayan Jennings şutlarında da isabet bulamayınca çekilir gibi olmuyor doğrusu. Kendisine ait şaka gibi bir istatistik daha verelim. Jennings bu sezon oynadığı 23 maçın yalnızca 3 tanesinde %50 ve üzerinde şut atmış. Hazır Milwaukee'yi uramışken, sezonun bu kategorideki en kötü ismi olan John Salmons'ı da anmadan geçmeyelim.

Wall-Arenas (.400):
Sezon başında Wall, devamında Arenas kimi zaman ise ikisi birden sahne aldı Washington'ın guard pozisyonunda. İki oyun kuruculu takımın hücumda organize olmaktan ne kadar uzak olduğu istatistiklerle göz önüne seriliyor. Wall %40, Arenas %39'la şut atıyor. Hal böyleyken Wizards'ın ligin dibine demir atması da şaşırtmıyor insanı. Yalnız, arada Hinrich kaynayacak gibi görünüyor. Çünkü zaman zaman 3 numarada oynayan Hinrich'in, Wall döndükten sonraki akibeti pek belirli değil şimdilik.

Richard Hamilton (.414):
Ligde en sevdiğim isimlerdendir Hamilton ve kariyeri boyunca istikrarlı olmuştur şutu, hatta orta mesafe şutu en güven veren oyunculardan da biridir halen. Ama oyun kurucu bozuntusu Stuckey'in organize ettiği Detroit hücumlarında son 2 senedir bariz bir düşüş oldu Hamilton'ın şut yüzdesinde. Bu sene an itibariyle ligin en kötü şut atan oyuncularından biri olarak görünüyor kendisi ama Detroit hücumlarının ne kadar ağır, ne kadar dezorganize olduğunu bildiğim için, biraz da kendisine duyduğum sempatimin etkisiyle yukarıdaki isimlerin biraz dışında tutuyorum Hamilton'ı.

OJ Mayo (.404):
Mayo da ligin en düşük yüzdeyle şut atan oyuncularından biri. Hollins'in sene başından beri Mayo için farklı planlar kurduğu belliydi. Yaz liginde bir ara oyun kurucu olarak denedi, sezona 2 numara pozisyonunda görev vererek başladı ve yaklaşık 15 maçtır kenardan oyuna sürüyor. Takımdaki rolü bu kadar belirsiz olan bir oyuncunun düşük yüzdeyle şut atmasında oyuncuya kabahat bulmak biraz acımasızca olur. Kaldı ki Mayo kısa kariyeri boyunca istikrarsız dönemler yaşasa da böylesine kötü şut yüzdesiyle dibe vurmamıştı. Tıpkı Hamilton gibi Mayo'nun da bu kötü formunun oluşmasında yan etkenlerin daha çok rol aldığını düşünüyorum.

Tyreke Evans (.391):
Yeni jenerasyonun en önemli skorerlerinden biri olan Tyreke de sezona kötü başlayanlardan. Kings organizasyonunun ümitlerinin sekteye uğramasını sağlayan ikiliden de kısa olanı. Hatırlayacağınız gibi Tyreke-Cousins ikilisi üzerine takımı kurmayı planlıyorlardı sene başında. İlk beşinde Donte Greene, Luther Head gibi isimleri barındıran bir takıma veya bu oyuncuları ilk beş diye oyuna süren koça belki çok bile Tyreke'in performansı. Ama rookie sezonuna göre performansının bu kadar düşmesi de kabul edilir bir durum değil.

Knicks, Celtics, Amare ve Şebek Nate Robinson


Link

Sabah kalktığımda, Soner'in yazdığı post'u okudum ve başladım Celtics-Knicks maçını izlemeye. Aslında böyle daha bile güzel oluyor. 48 dakikalık maçı gecenin köründe 2 saat 45 dakka yerine, istediğiniz zaman 1 saatte izliyorsunuz. League Pass kullanıcılarına tavsiye ederim. Neyse, en başta Pierce'ın attığı ve Celtics'i 0.4 saniye kala öne geçiren basketten sonra klasik şebekliğini yapan Nate'ten başlayalım. Yahu ne yapyırosun arkadaşım sen? Yemin ediyorum şu sıralar takip ettiğim komedi dizilerinde bu kadar gülmüyorum ben. Pierce'ın tınlamayıp tam gaz koşması sonucu, o nasıl bir yere yapışmaktır öyle? Gerçekten takdire şayan. Neyse biraz maça dönelim.

Gerçekten çok güzel bir maçtı. Bu sezon 10'a yakın maçını izlediğim Celtics'in savunmasını beklediğim gibi bulmadım. Bunda elbette pota altındaki eksiklerin payı vardı. O'Neal'ların yokluğunda, boyalı alanı savunacak, rakipleri korkutacak bir isim yok Celtics'te. Glen Davis'in yardım savunmasını hiç beğenmedim mesela. Boyalı alandan Knicks bomboş turnikeler, smaçlar bulurken, Davis üçlüğe çıkan Fields veya Gallinari'yi bırakarak yardıma gelmeyi tercih etmedi. Bir de buna Amare'nin Semih ile eşleşmesi eklenince iyice haşat oldular. İzlerken özellikle dikkat ettim, Semih aldığı 15 dakikanın yanılmıyorsam 9'unda Amare'yle beraber parkedeydi. Amare, karşısında çaylak görünce, bu kısa sürede delirdi ve 16 sayı attı Semih onu savunurken. Zaten Rivers da Semih'i üçüncü çeyreğin ortalarında kenara aldıktan sonra, kalan 18-19 dakikada bir daha oyuna sokmadı. Elbette Amare'nin kalan 23 sayısını Garnett ve Davis karşısında üretmesi takdire şayan. Özellikle birebir ve el üzerinden attığı orta mesafe şutlarında müthiş bir isabet yüzdesi yakaladı. Hatta bunu bir adım ileri (ya da geri diyebiliriz) götürerek, 0.4 saniye kala üçlüğü de çaktı. Ancak 0.4 saniye topu havada tutup atmayı gerektirecek kadar kısa bir süre olduğundan, top hala elindeydi saat sıfırı gösterdiğinde. Buradan yıllar önce Fisher'ın arkası dönük halde topu alıp sıçrayıp, havada dönüp attığı 0.4'lük basketin de ne kadar yalan olduğunu anlamış oluyoruz yine.

Amare beni şaşırttı bu kadar iyi oynarak. Tabii ki Semih'in katkısı var buna ama ne olursa olsun ligin en iyi savunma yapan takımına 39 atmak her yiğidin harcı değil. Ancak Amare'nin son 2-3 dakikada yaptığı yanlış şut seçimleri ve Davis ile Garnett'in ondan kaptıkları birkaç hücum ribaundu, Celtics'in maça ortak olmasını sağladı. Yani kritik noktalarda biraz daha doğru seçimler yapsa veya rakiplerinden daha çok boğuşsa, maçı kazanabilirlerdi. Yine de kendisi bu oyununu sezona yayabilirse pek çok kişiyi ikna edecektir bir takımı taşıyabileceğine. Ama sayı ortalamasından bahsetmiyorum, onu 35'te tutması pek mümkün değil takdir edersiniz ki. Sadece son 9 maçta oynadığı gibi kendine iyice güvense, penetre ile şutları karıştırsa ve kendi ürettiği pozisyonlarda yüksek yüzde yakalasa yeter.

NBA'de Bugün - 15.12.2010

Lakers Doğu Turnesi'nin dördüncü maçında Indıana'ya konuk oldu. Maçın hemen başında skorda üstünlüğü eline geçiren Lakers galibiyete de rahat uzandı. Kobe Bryant'ın 31 sayı 6 asist ile oldukça efektif bir mücadele geçirdiği maçta Artest'in de savunma konusunda ipleri eline alması Lakers'ı galibiyete götüren faktörlendendi. Gasol'de sürelerinin düşmesi ve 28 sayı ile kendini bulması ile hücumda da verimliliğini kazandı Lakers. Pacers cephesinde Granger'ın düşük yüzdede kalması Pacers'ın oyunun içinde olmasını önledi. Fisher'a karşı guard rotasyonunda oldukça iyi performans sergilemesine karşın Collinson takımını galibiyete taşıyamadı.

Los Angeles'ın bir diğer takımı olan Clippers'ta Doğu yakasındaydı dün gece. Ancak onlar sevinen taraf olamadılar Griffin'in 20 sayı 18 ribauntuna rağmen. İkinci devrenin başlamasıyla beraber hücumda fazlasıyla verimli olan Sixers skorda avantajı eline geçirdi ve maçı kazanmasını bildi. Holiday'in 24 sayı 6 ribaunt 5 asist ile öne çıktığı gece de Iguodala'da oldukça verimliydi.

Evinde G.Wall'sız Charlotte'u ağırlayan Memphis üst üste dördüncü galibiyetini aldı. Mayo'nun benchten gelerek bulduğu 24 sayı ve Rudy Gay'in 23 sayı 6 ribaunt 5 asist ile oynaması ve tekrar ritimlerini bulması takım için ve oyuncular için önemliydi. Henüz ilk yarıdan maçı kazanmayı garantileyen Memphis'e karşı Bobcats'in 12 kişilik rotasyonunun tamamı dakika buldu. Dj Agustin 10 sayı 7 asist 3 top çalma ile Bobcats'in en etkili ismi oldu.
12 maçlık galibiyet serisi Bucks önünde son bulan Dallas evinde Portland'ı zorlansa da geçmeyi bildi. Maçın ilk devresinde Portland bolca şut kaçırırken ikinci yarı bunu düzeltmesine rağmen geriden gelip öne geçmeyi başaramadı. Dirk'in yanında Butler'ın maçın başından beri oldukça etkili olduğu mücadelede Kidd 11 sayı 7 ribaunt 6 asistle önemli bir katkı sergiledi. Portland'da ise Aldridge 35 sayıyla oynayarak ikinci yarı geri dönüş için çok çabalasa da yeterli olmadı. Brandon Roy son dönemdeki verimsiz performansını da sürdürmeye devam etti. Sakatlığı dolayısıyla oyunu iyice şuta dayalı hale gelen Roy artık iyiden iyiye takımda göze batan isim hale gelmeye başladı.

Miami Heat üst üste 10.galibiyetini evinde Cleveland'a karşı elde etti. Maç genelde ortada geçerken Heat'in fazlasıyla zorlandığını gözledim. Son maçlarda takımının skor bakımında lideri olan Wade dördüncü çeyreğin başında üst üste bulduğu sayılarla Heat'i bir adım öne taşıyordu. Wade'de maçı 28 sayıyla tamamlayarak yine maçın en skoreri oluyordu. Maçın kalan bölümünde Cleveland'ın geri dönüş çabaları mevcuttu ve bu noktada James başta olmak züere bol bol serbest atış çizgisine gitti Miami. Maç boyu 41 serbest atış kullanan Heat bu noktada %65 isabetle kalınca maç sıkıntıya girdi. Cleveland ilk beşinin tamamı çift haneli rakamlar üretse de benchten beklediği katkıyı alamadı. Arroyo'nun oynamadığı maçta ise Heat'te ilk beş başlayan Chalmers takım adına ekstra katkıyı sağlayan isimdi.

Chiacgo üst üste 7.galibiyetini Kanada'da elde etti. Maçı kısa sürede kopartan Chicago'da Boozer 34 sayı 12 ribauntluk performansıyla Bulls adına dikkat çeken isim oldu. Chicago adına önceden Rose'un 6 sayıda kaldığı bir maçı kazanmak pek mümkün bir olay değildi ancak Boozer'ın gelişi ile Rose'un da rahatladığını görebiliyoruz. Benchten de 34 sayılık katkı bulan Chicago'da Ömer maçın kopmasından dolayı 10 dakika süre buldu ve 2 sayı 1 ribaunt 1 blok ilem ücadele etti. Toronto'da Barbosa benchten gelip 21 sayı bularak dikkat çekse de takımını galibiyete taşıyamadı. Ed Davis'te 10 sayı 10 ribaunt ile olumlu bir performansa imza attı.

Ligde şu ana kadar sadece 3 mağlubiyeti bulunan San Antonio Spurs evinde Milwaukee'yi çok zorlu bir mücadelenin sonunda mağlup etmeyi başardı. Ginobili maçın son saniyesinde gönderdiği basketle takımına üst üste 6. galibiyetini getirdi. 9/13 isabetle 26 sayı bulan ve takımını galibiyete taşıyan oyuncu olan Manu sezon başından beri formunu biraz olsun düşürmedi. Parker ve Duncan da performanslarıyla galibiyete oldukça önemli katkıda bulundu. Bucks cephesinde Ersan ilk beş çıakrak 30 dakika süre aldı ve 13 sayı 6 ribaunt üretti. Ancak uzun rotasyonunda Gooden'ın benchten gelerek 20 sayı bulması ve Bogut'un 15 sayı 7 ribaunt 7 blok ile katkı vermesi bir sonraki maç Ersan'a tekrar bench yolunu gösterebilir. Bir önceki maçta Dallas'a karşı fazlasıyla etkili bir performans gösteren Jennings aynı performansını Spurs'e akrşı yansıtamaması mağlubiyeti getiren faktördü.

Batı'da tekrar ritim tutturan takımlardan olan Oklahoma City son olarak evinde Rockets'i mağlup etti. Durant 32 sayı 7 ribaunt 4 asist ile takımını galibiyete taşıdığı maçta Thunder 16 top kaybı ile oynamasına rağmen galibiyete ulaştı. Oklahoma'da benchten gelen Harden'da Rockets maçıyla kendini buldu ve uzun bir aradan sonra etkili oldu. Rockets ise benchten buldukları 36 sayıya rağmen dış şutta sınıfta kaldı. %40 ile üçlük bulmalarına rağmen 22 kez çizginin arkasından top kullanan Rockets verimsiz gözüktü.

Savunma konusunda zaafları olan iki takımın mücadelesinde tam 250 sayıyı gördük. Suns'ta tam 7 oyuncu çift haneli sayılara ulaşırken Nash 11 sayısının yanında yaptığı 19 asist ile eski günlerinden bir resital sundu. Suns'ta dikkat çeken nokta ise Hidayet'in iyice takımda gözden düşmesi oldu. Sadece 15 dakika süre bulabilen Hidayet oldukça isteksiz göründü ve sadece 2 sayı bulabildi. Bu sezon Wolves adına ekstra performanslar kaydeden ve öne çıkan isim olan Love yine 23 sayı 16 ribaunt ile oldukça başarılı bir performans sergiledi.

Hornets son zamanlardaki kötü basketbolunu sürdürse de dün gece galibiyete uzanmayı başardı. Bir ara Sacramento karşısında 20 sayı geriye düşen Hornets acaba bir yenilgi daha mı geliyor dedirtse de ikinci devre maçı çevirmeyi başardı. Son dönemde maçların ilk bölümünde iyi oynayıp son bölümünde maç kaybeden Hornets'in bu sefer ikinci devredeki oyunu ile maçı kazanması takım adına önemliydi. Paul ve West'in ilk beşten Thornton'un da benchten gelerek gösterdiği katkılarla galibiyete uzanan Hornets rahat bir nefes almış oldu. Sacramento'da ise guard rotasyonunda Udrih ve Evans takımını taşıyan isimlerdi ancak mağlubiyete engel olamadılar.

Yazık Oldu Amare'ye

Üzerine sitede o kadar muhabbet döndükten sonra güzel bir maçla karşıladı bizi Amare. Aynı saatteki maç yoğunluğundan dolayı çok dikkatli izleyemedim ama boxscoredan sürekli takip ettim Celtics-Knicks maçını. Amare baştan belli etti Boston'a karşı da 30+ yapacağını, zaten ilk yarıyı 23 sayıda tamamladı ve Knicks oyunu sürekli önde götürdü. Son çeyrekte toparlanan Celtics'in veteranları üst üste bulduğu basketlerle skoru dengeledi ve son 12 saniyeye eşitlikle girildi. Bundan sonraki bölümü izlemeyenler için ayrıntısıyla anlatayım, çünkü parkede oyuncular değil kapaklar konuştu: Bitime 0.4 saniye kala Paul Pierce, Amare'nin üzerinden bulduğu şutla takımını öne geçirdikten sonra MSG'ı şöyle bir tavaf edip, esas amacı olan, dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Ardından mola sonrası Amare'nin üçlüğü de girince tam curcuna oldu. Knicks fanatikliğiyle bilinen Spike Lee, Boston benchine dönüp Paul Pierce'ın ağzının payını verdi ama gelin görün ki sayı geçersiz oldu ve kazanan da konuk Celtics. Olan da bizim esas oğlan Amare'nin sayılmayan son saniye basketine ve öncesinde Celtics potasına bıraktığı 39 sayıya oldu. Bir de Pierce'ın basketinden sonra Nate Robinson'ın klasikleşen takım arkadaşının üzerine çullanma girişimi vardı ki tam komediydi. Gün içerisinde videosunu bulursam paylaşırım. Velhasıl Amare 30+ yaptı ve rekorunu 9 maça çıkardı. Şimdilik Knicks ile birbirlerini tamamlamış görünüyorlar. Knicks evinde güçlü Celtics'e kaybedince galibiyet serisi sonlandı ama son saniyeye kadar gösterdikleri dirençle umut verdiler. Celtics ise kazanması düşünülen bir maçı kazandı.

15 Aralık Programı

16 Aralık Perşembe 02:00 / Los Angeles Lakers - Indiana Pacers
16 Aralık Perşembe 02:00 / Los Angeles Clippers - Philadelphia 76'ers
16 Aralık Perşembe 02:00 / Boston Celtics - New York Knicks
16 Aralık Perşembe 02:00 / Chicago Bulls - Toronto Raptors
16 Aralık Perşembe 02:30 / Cleveland Cavaliers - Miami Heat
16 Aralık Perşembe 03:00 / Charlotte Bobcats - Memphis Grizzlies
16 Aralık Perşembe 03:00 / Sacramento Kings - New Orleans Hornets
16 Aralık Perşembe 03:00 / Houston Rockets - Oklahoma City Thunder
16 Aralık Perşembe 03:30 (NBA TV) / Milwaukee Bucks - San Antonio Spurs
16 Aralık Perşembe 04:00 / Minnesota Timberwolves - Phoenix Suns
16 Aralık Perşembe 04:30 / Portland Trail Blazers - Dallas Mavericks


Ersan bu gece ilk 5'te çıkacak ve karşısında Duncan'ı bulacak. Tabii Duncan bu sezon lokomotif olma görevini Manu ve Parker'a bıraktı ama yine de Ersan'ın işi zor. Spurs de zaten müthiş formda. Amare'nin 9. kere üst üste 30 sayıyı bulup bulamayacağını merakla bekliyorum. Bana sorarsanız O'Neal kardeşlerin yokluğuna rağmen Garnett, ve Davis bu gece seriyi sona erdirebilirler. Semih'i de es geçmeyeyim diyeceğim de, onun Amare karşısında başarılı olmasını beklemek biraz hayalcilik olur herhalde. Umarım yanıltır tabii beni. Son 12 maçın 9'unu kaybeden Hornets büyük bir düşüş yaşarken, karşısında tam dişine göre bir rakip var: Kings, üstelik muhtemelen de Tyreke'siz.

15 Aralık 2010 Çarşamba

Gecenin Hareketleri - 14 Aralık


Link

Bu senenin şu ana kadarki en güzel hareketlerinden biri belki de DeRozan'ın smacı. Öyle ki Hill ve Iguodala'nın smaçları olağanüstü olmasına rağmen bunun yanında kayda değer bile değiller. Carter-Alonzo, Baron-Kirilenko smaçlarında olduğu kadar net bir üzerinden vurma yok belki ama yine de çok estetik. Özel tavsiyemizdir efendim, sıralamadaki yeri 1 numara, kaçırmayınız...

Amare Rekoru Geliştirebilir mi?

Yazın, Knicks Amare'yi aldığı zaman takımın 1 numaralı yıldızı olarak yanlış bir seçim olduğunu yazmıştım. İlk bir ay, Amare'nin hücumda çektiği sıkıntılar kendisine maç başına 4 top kaybı ve %50'nin altında bir saha içi yüzdesiyle dönünce kendi kendime hak vermiştim. Amare'den takımı taşıyacak bir yıldız olamazdı. Ama son 8 maçta NBA ile ilgilenen herkesin dikkatini çekmeyi başardı Amare. İlk 17 maçta 23 sayı ortalama tutturan uzun forvetten bozma pivotumuz, Detroit'te başlayan seride, rakip potalara ortalama 34 sayı gönderiyor. Amare, böylece Knicks tarihinde 8 maç üst üste 30 sayı ve üstünde skor üreten ilk oyuncu olmayı başardı. NBA tarihine geçmiş olan rekor ise 65 ile Wilt Chamberlain'e ait. Merak edip Majesteleri'ne baktım, o da 11 maç boyunca 30 ve üzerinde sayı atmış, Kobe ise 16. Bu arada Amare'nin diğer istatistikleri de etkileyici: 11 ribaund, 3 asist ve 1.6 blok Saçma rakamlar yani. Bu süreçteki şut yüzdesi de Nash'li dönemini aratmıyor: %58.

Sadete gelecek olursam, birşey dikketimi çekti. Amare böyle sapıkça bir performans sergilerken, Hornets'a karşı bir devre ve Nuggets'a karşı da son çeyrek hariç, hiçbir Knicks maçını izlememiştim. Kendi kendime sordum: "Normalde Knicks maçlarını ilginç bulan ben niye son 2 haftadır hiç Knicks maçı izlemiyorum?" diye. Cevap basitti. Amare ve Knicks'in karşılaştığı rakipleri sıralarsam anlayacaksınız: Pistons, Nets, Hornets, Raptors x2, Timberwolves, Wizards ve Nuggets. Seyretmek için pek iyi takımlar olmadıkları aşikar ama saydıklarım ayrıca ligin en kötü savunma yapan takımlarından birkaçı. Hele pota altındaki savunmalara baktığımda Hornets hariç hepsi için ortak bir söz kullanabilirim herhalde: Evlere şenlik. Yani Amare'nin şu son dönemdeki yakaladığı müthiş çıkışın sürmesini beklemediğimi söylemeliyim. Sezon içinde daha önce izlediğim 5 veya 6 Knicks maçında, Amare zaten bana böyle bir performansa dair ışıltılar vermemişti. O yüzden Amare'nin arka arkaya 30 attığı maç serisini daha da yükseltmesi, beni bir hayli şaşırtır açıkçası. Zaten bu gece Celtics, Cuma da Heat ile karşılaşacak olmaları da Amare'nin işini zora sokan iki faktör.

Belki de kendisini çok sevmediğim için böyle düşünüyorum ama ben Amare'ye hala takımımın 1 numaralı opsiyonu olarak güvenmeyi tercih etmem. İki haftadır yakaladığı istatistikler etkileyici evet. Yine de rakiplerine bakınca, yanıltıcı olma ihtimalini göz ardı edemeyiz. Bakalım Amare beni haksız çıkaracak mı bu konuda...

14 Aralık 2010 Salı

14 Aralık Programı

15 Aralık Çarşamba 02:00 / Toronto Raptors - Charlotte Bobcats
15 Aralık Çarşamba 02:00 / Philadelphia 76'ers - New Jersey Nets
15 Aralık Çarşamba 02:00 (NBA TV) / Los Angeles Lakers - Washington Wizards
15 Aralık Çarşamba 02:30 / Atlanta Hawks - Detroit Pistons
15 Aralık Çarşamba 03:30 / Sacramento Kings - Houston Rockets
15 Aralık Çarşamba 04:00 / Orlando Magic - Denver Nuggets
15 Aralık Çarşamba 05:30 / Minnesota Timberwolves - Golden State Warriors

Gecenin en bomba maçı iki kalburüstü takımı sahada buluşturacak olan Magic-Nuggets karşılaşması olacak gibi duruyor. Ayrıca Kevin Martin'in 40 atmaya başladığı bu dönemde eski takımını karşısında bulması ilginç rakamların ortaya çıkmasına sebep olabilir.

Gecenin Hareketleri - 13 Aralık


Link

LeBron manyağı yine yapmış yapacağını. Zaman zaman hücumunun durdurulması imkansız diyoruz ama bu kadarını da kastetmiyoruz ki.

Takas Piyasası #1

NBA'de ilk 20-25 maçın geride kalmasının ardından birçok takım kadrolarındaki eksiklikleri gördü ve bu doğrultuda hamle yapmak için harekete geçti. Bu hareketlenmelerin yanına bir de bazı oyuncuların takımlarındaki huzursuzluklarını dile getirmesi eklenince efsane 2010 yazından beri durgunlaşan piyasa tekrar canlandı diyebiliriz. Ben de tekrar canlanan bu pazarda gerçekleşmesi olası birkaç takası parça parça ele almaya karar verdim. İlk durağımız Carmelo Anthony olacak.

#1 Carmelo Anthony

Ben bu adamın haberini yapmaktan sıkıldım. O dakika başı değişen sözlerinden sıkılmadı. Başta Nets'e gidiyor dendi, sonra bir baktık Denver'da kalıyor havası yaratıldı. Ortada her zaman bir Knicks gerçeği vardı ve son zamanlarda Bobcats sürprizi ortaya çıktı derken artık Melo takasında sona yaklaşıyoruz. Gideceği adres de %90 Knicks olacak bence. Artık aylardır klişeleşen New York şehrinin büyüklüğü ve popülaritesi etkenini bir kenara koydum, Melo'nun geçtiğimiz günlerde Denver yönetimine çektiği " 3 yıllık 65 milyon doları kabul etmeme" restini göz ardı etmek olmaz. Gerçi Melo açıklamalarında çok az da olsa Denver'da kalma ihtimaline yer veriyor, burası benim evim tarzı sözler sarfediyor ama oyuncunun her an takas olabileceği gerçeği gün gibi ortada. Oyuncunun Knicks'i seçmesi için popülaritenin yanında birçok sebep bulunuyor aslında. Öncelikle Carmelo'nun New York doğumlu bir oyuncu olduğunu ve lise yıllarına kadar hayatını bu şehirde geçirdiği gerçeği ortada. Bunun yanında bir de şu ana kadar ligin MVP'si olan Amare'nin yanına gidecek olması var ki son yıllarda oldukça yaygınlaşan büyük oyuncuların aynı takımda birleşmesi ekolüne bire bir uyan bir kavuşma olacak bu. Amare-Melo'nun aynı takımda olması da ister istemez birçok oyuncuyu daha kendine çekecektir bana kalırsa. Özellikle free agent hamleleri daha rahat yapılacak, Melo uğruna verilen adamların eksikliği daha rahat doldurulacaktır. Free agent'ları geçtim yine takımdan ayrılması sürekli olarak gündemde olan Chris Paul'ü takıma çekmek çok daha kolay olacaktır ki bunun sonunda oluşacak Big Three'nin yine tarihe geçecek kalibrede olduğunu tartışmaya gerek bile yok. Tüm bu parçaları birleştirince de ortaya tek bir sonuç çıkıyor : Melo er ya da geç Knicks'e gidecektir.

Peki Knicks Melo karşılığında Denver'a ne verecek? Knicks cap'i tam doldurmuş durumda, Denver ise yaklaşık 25-30 milyon dolar içerde görünüyor. Yani Carmelo'nun 17 milyon dolarlık kontratını takas etmek için New York, Denver'a hemen hemen denk bir kontrat sunmak zorunda. ( Gerçi New York lüks vergisi ödemeye oldukça alışık bir takım zamanında bir sezonda 120 milyonun üzerinde para dağıttığını biliyoruz oyuncularına ama biz yine de Knicks'i batırmadan bir senaryo yazmayı deneyelim. ) Açık konuşmak gerekirse Knicks'in Melo'yu almasının tek yolu Eddy Curry'den geçiyor. Son zamanlarda basketbolla pek alakası olmayan hatta üstüne bir de kilo alıp iyice bu işten uzaklaşan 11 milyon dolarlık kalın kontrata sahip pivot oyuncusunu almayı kabul etmeli Denver. Edebilirler çünkü o kalın kontratın sene sonunda bitiyor olması Denver'ı ekonomik anlamda oldukça rahatlatacaktır. Ama Curry'nin yanında birşeyler daha vermesi lazım Knicks'in. Bunlardan birincisi tartışmasız gelecek vaadeden bir görev adamı. Gallinari ya da Chandler. Bana kalırsa büyük olasılıkla takas edilecek isim Gallinari olur çünkü Chandler'ı kaybı onları daha çok yaralar. Özellikle son zamanlarda uçuşa geçtiğini düşünürsek Chandler'ın takımda kalması daha mantıklı görünüyor. Curry + Gallinari = Anthony. Kontratlar denk takasın gerçekleşmesi mümkün. Peki Denver işin ekonomik boyutunu bu kadar ön plana koyup, kadro kalitesini bu kadar düşürmeyi göze alacak mı? Çünkü bu takasın gerçekleşmesi birnevi Melo'yu verip Gallinari'yi almak anlamına geliyor. İşte bu sebepten dolayı ben Denver'ın bir de draft hakkı koparmak isteyeceğini düşünüyorum. Ancak o zaman Melo'yu kaybetme darbesini minimuma indirebilirler. Knicks ise birşeyler feda etmek zorunda olduğunun farkında olmalı bir an önce. Oyuncunun en çok istediği takım onlar ama pusuda bekleyen Nets, Bobcats gibi avcıların olduğunu da unutmamaları lazım.

( Son olarak bu parantezi de açmak istedim zira gerçekleşmesini pek mümkün bulmadığım ama dedikodu olarak kulaktan kulağa yayılan bir ihtimal daha var. Bu ihtimale göre Carmelo sezon içinde Bobcats'e takas oluyor. Sezonun geri kalanını orda geçirip serbest kalınca New York'a imzayı çakıyor. Pek sık görmediğimiz türden bir hamle olduğu için gerçekleşmesini zor buluyorum dedim ancak düşününce Knicks istediğini almış oluyor, Bobcats cap'te müthiş rahatlama yaşıyor + Nuggets işe yarar 1-2 adamı kadroya katıyor. Eğer gerçekleşirse cidden ilginç bir iş olur bana kalırsa. )

13 Kasım'dan Notlar


Günün Hayvan Performansları:
-Ligin şu anda en formda isimlerinden biri olan ve son 5 maç ortalaması 30 sayının üzerinde ve yüzde 60 civarında şut atıyor. Miami sezon başında yenildiği Hornets karşısında yine zorlanmasına karşın son çeyrekteki müthiş savunma performansıyla kazanmayı bilirken -Hornets'i sadece 9 sayıda tuttular- Dwyane Wade sadece 13 şutta 32 sayı buldu ve takımına galibiyeti getirdi. Bu galibiyet Miami'nin üst üste aldığı 9. galibiyet ve aynı zamanda Spoelstra'nın koçluk kariyerinin en uzun galibiyet serisi.

-İki takımında savunmalarının öne çıktığı maçta Grizzlies lige çok kötü başladıktan sonra biraz olsun toparlayan Portland'ı 73 sayıda tutarken Randolph 25 sayı 20 ribaund ile maçın yıldızı oldu. Ayrıca Randolph'un son 15 maçta 14 kez takımının en çok ribaund alan oyuncusu olduğunu da hatırlatmak gerek.

-Gecenin en ilginç maçıydı şüphesiz Milwakuee Dallas maçı. Maç boyunca Milwakuee'nin maçı alacağına hiç inanmadım ancak inanan ve o doğrultuda performans gösteren kusursuz bir uzun vardı sahada. 21 sayı 14 ribaund 2 blok çok etkiliyeci istatistikler değil belki ancak zaten bu istatistikler Bogut'un sahada ortaya koyduklarını tam olarak yansıtmıyor. Bozduğu şutlar, yaptığı savunma, hücumda topun değerini bilerek oynaması gibi rakamlara yansımayan pek çok olumlu özelliği var Bogut'un. Bu arada maç dışından ilginç bir not söylemek gerekirse Jennings ve Kidd'in maç öncesinde yemeğe çıktığını ve Kidd'in genç guarda tavsiyelerde bulunduğunu ve bunun üzerine Jennings'in 23 sayı 10 asist yaptığını söyleyebiliriz.

-Boozer sakatlıktan döndükten sonra tam olarak titmini bulamasa da ve istikrarsız performanslar ortaya koysa da zaman zaman o bilindik performanslarını ortaya koymaktan geri kalmıyor. Chicago zayıf Indiana'yı rahat geçerken Boozer 22 sayı 18 ribaund 4 asist ile hem takımının hem maçın yıldızı oldu.

Takımı Baltalayanlar:
-Son 4 maçta 3 kez 10 sayının altında kalan Roy, Memphis savunması karşısında da çift hanelere çıkamayıp takımının 73 sayıda kalmasının en büyük nedenlerinden biri oldu. Kullandığı 16 atıştan sadece 3 basket çıkarabilen Roy 7 sayıda kaldı ve takımını baltalayan bir numaralı isim oldu.


Boşa Kürek Çekenler:
-Dirk Nowitzki 3 çeyrek harika oynadığı maçta 4. çeyrekteki Milwakuee atağına karşı koyamadı ancak performansıyla dikkat çekti. 12/24 ile 30 sayı attı ancak takımının 12 maçlık müthiş galibiyet serisinin bitmesine engel olamadı.

Bizimkiler:
-Ersan belki de sezonun en iyi maçlarından birini oynadı. Rakamları çok etkileyici olmasa da Gooden'ın dönüşü sonrasında ilk çeyrekte oyuna hiç girmediği ve takımının ikinci çeyrekte 20 sayı geriye düştüğü maçta benchten müthiş hareket getirdi ve özellikle maçın sonlarında harika bir performans gösterdi. Son 2-3 dakikada 5 sayısı ve Bogut'a enfes bir asisti var. Skiles hala Gooden'ı rotasyonda Ersan'ın önünde düşünedursun, Ersan her aldığı dakikada Gooden'dan daha yararlı olduğunu gösteriyor bile.