BIY AD

31 Ekim 2009 Cumartesi

İnsan İnsana Yapmaz


Link
Bir de sözde yakın arkadaş olacaklar. Lee maçtan sonra "Sende mi Brütüs?" demiştir Howard'a.

Aynı tarz 2 blok daha var aklıma gelen son 4-5 yıl içinde. Onları da yarın ve sonraki gün paylaşacağım. Nitekim video-blog tarzına kaymak istemiyorum. Bilen var mı bu ikiliyi bakalım? Sadece isim vermeniz kafidir. Hatta daha fazla biliyorsanız da söyleyin, onları da seve seve koyarım.

31 Ekim Değerlendirmesi - Ersan'dan 11 Sayı

Hem yazı çok uzun oldu hem de yazması baya bir sürdü, akşam 8'de ancak yayınlayabildim. Bir daha bu kadar uzun değerlendirme yazabileceğimi sanmıyorum.

Knicks 100 - Bobcats 102:
Tyson Chandler geçirdiği bilek ve ayak başparmağı ameliyatından sonra toparlanamamış gibi gözüküyor. D'Antoni'nin herhangi bir takımı 2 uzatmada 100 sayı üretip, 9/36 üçlük isabetinde kalıyorsa o maçı kazanması mucize olarak nitelendirilir herhalde. Bu maçta çok yaklaşmışlar ama netten o sırada takip ettiğim kadarıyla, Gallinari ve Duhon ile 2 kere maçı kazanma şansını kullanamamışlardı. Gallinari yakında Jeffries'in yerine ilk 5'e yerleşecek gibi gözüküyor. D'Antoni'nin de defalarca kez söylediği gibi, tam bu sistemin adamı. Bu arada Chris Duhon "Maçtan önce herkes dalga geçiyordu, kimse doğru düzgün hazırlanmadı Bobcats'e karşı" demiş. Bakalım kafalar koparılacak mı D'Antoni tarafından.
Bobcats'i aslında genel görüşe göre daha çok beğensem de, bu iki takımın da playoff yapacağına inanmıyorum.

Bucks 86 - 76'ers 99:
Ersan yine 17 dakikada 5 faul yapmış. Savunmada kendisini sakınmayı öğrenmesi gerekiyor. Biliyorum gücü yetmiyor ama sahada kalamadığı zaman, kendisini gösterme ve ilk 5'e yerleşme şansı azalıyor. Bu arada Skiles'a buradan teşekkür etmek istiyorum Ridnour yerine Jennings'i oynattığı için. Jennings bizi 17-9-9 ile selamladı sezon açılışında. Bucks seneler boyu bu yetenekten yararlanacak. 76'ers da Iggy kendisini bulmuş. Aynı şekilde Brand de biraz silkinme işaretleri vermiş. Gerçi bu istatistikler Bucks'a karşı geldiğiden, değerleri tartışılır. Ama iyi olan birşey var tam 6 oyuncu çift haneli skor üretmiş, top paylaşımı mükemmelmiş.

Wizards 89 - Hawks 100:
Celtics-Bulls maçıyla beraber zap'layarak izlediğim maçtı bu. Butler'ın sakatlanıp çıkmasını da bu yüzden kaçırmışım. Butler ve Jamison'sız haliyle bile bu takımı izlemek zevkli. Arenas'ı izlemek büyük bir zevk, bunun bir kez daha farkına vardım. Blatche birkaç pozisyonda müthiş ayak oyunlarıyla yeteneklerini tekrar gözler önüne serdi. Aptalca kararlar vermediği zamanlarda ligin kaliteli uzunlarından birine dönüşüveriyor ama sorun şu ki, her 3 maçtan 2'sinde saha içinde verdiği kararlar, olabilecek en kötüleri oluyor. Bu arada Haywood'un sayılarının neredeyse hepsinin asistler sonucu geldiğini söyleyeyim. Hawks'da kenardan gelip kısa sürede 16 sayı üreten Crawford ile Josh Smith galibiyetin mimarlarıydılar. Özellikle Smith hücum ribaundlarındaki etkinliğiyle göz doldurdu. Geçtiğimiz seneki bilek sakatlığından sonra bir türlü atletik yeteneklerini sergileyemiyordu, ancak bu sezon sanırım eski Smith'i izleyeceğiz. Bizler ve Hawks için çok güzel bir haber.
Raptors 107 - Grizzlies 117:
Sen git şampiyonluk adaylarından Cavs'i yen, sonra gelip Grizzlies'e yenil. İşte Raptors böyle bir takım olacak bu sezon, inişli çıkışlı. Hiçbir maçta önceden fikir sahibi olamayacağız sonuçla ilgili, aynı şekilde sezon sonu playoff yapıp yapamayacaklarını da şimdiden söylemek kahinlik olur bence. Bosh ve Randolph'un karşılıklı 37 ve 30 sayı atmaları dikkat çekiyor. Şutlarının girmediği bir maç geldiğinde afallayabileceklerini yazmıştım, Grizzlies'e yenilmekten daha iyi bir kanıt olabilir miydi buna, bilmiyorum.

Bulls 90 - Celtics 118:
Maçtan önce "Bulls, Spurs'den sonra boyunun alçısını alır." demiştim, Celtics beni yanıltmadı. Celtics'te çarklar mükemmel işliyor. Yani gerçekten anlatılmaz yaşanır bir maçtı. Magic'in mükemmel hücum ettiğini yazmıştım 2 gün önce, Celtics de mükemmel defans yapıyor ancak bunun yanında mükemmele yakın da hücum ediyorlar. Elbette bundaki en büyük pay sahibi olanlar Pierce-Allen-Garnett. Bu sezon yayınlanan Celtics ve Magic maçlarını kaçırmamanızı öneriyorum. İki takımın oyun kurucularına da değineyim kısaca: Rose resmen kayboldu, bütün defanstan sıyrılıp çembere kadar gittiği 1 pozisyondan başka birşey aklımda kalmamış. Rondo'nun 16 asisti de çok yanıltıcı bir istatistik. Evet maçın özellikle başlarında çok güzel birkaç servis yaptı Perkins ve Garnett'e ama benim hatırladığım kadarıyla asist sayısı 10 bile değildi ilk yarıda. Bu da, istatistiğinin çoğunu fark 20'ye çıktıktan sonra yaptığını gösteriyor. Keza House da sayılarının büyük çoğunluğunu ikinci yarıda buldu.

Thunder 91 - Pistons 83:
Hamilton'sız Pistons'ı mağlup etmiş genç Thunder takımı. Çok doğru yoldalar. Westbrook-Durant-Green 3'lüsünün yanına, 3 sezon önceki formunu yakalayan Krstic de eklendi bu sezon. 2-0 ile başladılar ama yendikleri takımlar Kings ve Hamilton'dan yoksun Pistons idi. Yine de Westbrook'un bu sezonki çıkışını görmezden gelemeyiz. İki maçta bile olsa, 11.5 ortalaması tutturmak her yiğidin harcı değil, tabii sezon ilerledikçe rakam 8 civarlarına düşecektir. Ayrıca genç guard, şutunu geliştirmedikçe, birçok maçta zorlanacaktır diye düşünüyorum. Pistons ise bu sezon nedense pek ilgimi çeken bir takım olmayacak gibi. Playoff'ları da hayal olarak görüyorum. Thunder konusunda ise, en yakın zamanda bir maçlarını izlemeliyim daha detaylı birşeyler söyleyebilmek için, ancak kendilerinden oldukça umutluyum.

Magic 95 - Nets 85:
Carter'ın bileğini burktuğu karşılaşmada Nets'i biraz zorlansalar da geçmişler. Magic taraftarları heyecanlanmasın, Carter'ın bileğinde ciddi bir sorun yokmuş. Dwight Howard 22 ribaunt, 4 blok ile içindeki canavarı ortaya çıkarmış. Sezona mükemmel bir başlangıç yapan Brook Lopez de, Howard'a karşı oynadığı için çok büyük sıkıntı çekmiş ve yalnızca 5 ribaunt alıp 3/8 isabetle 11 sayı üretmiş.

Jazz 111 - Clippers 98:
Mehmet'in sakatlığı sebebiyle yer alamadığı maçın çok çekişmeli olmasını bekliyordum. Esasında ilk 3 çeyreğe bakıldığında maç bir hayli yakın gitmiş ancak son çeyrekte Clippers heyecanına yenilmiş. Üstüste top kayıpları yaparak ve boş şutları değerlendiremeyerek yenilmişler. Baron Davis'in maç boyunca sorumluluk almamasına şaşırdığımı söylemeliyim. Bu takımın kadrosunu çok beğeniyorum, Lakers'a karşı da oldukça beğenmiştim ancak sezona 0-3 başladılar. Griffin'in sakatlığından sonra gerçekten bir Clippers laneti olup olmadığı tartışılmaya başlanmıştı. Ben de bu gidişle inanacağım lanete. Jazz tarafında ise Boozer'ın yaptığı 7 asist çok ilginç gerçekten. Yanlış anlamayın, Boozer NBA'deki uzunlar arasında iyi pas verenlerden biri, ancak kendisinden 7 asist görmeye pek alışık değiliz. Ancak Jazz açısından en önemli istatistik Kirilenko'nunki herhalde: 43 dakikada 5 sayı, 4 ribaunt, 1 blok ve 0 top çalma. İlk 5 başlamasıyla birkaç kıvılcım görürüz diye düşünüyordum, yanılmışım. Sanki kafasından Jazz'ı ve hatta belki de basketbolu silmiş gibi...

Warriors 101 - Suns 123:
Bol sayı olacağını kestirmek yarın güneşin doğacağını kestirmekle eş değerdi. Üşendim bakmaya ama son 5 senede bu iki takım arasındaki maçlarda, ortalama 250 sayı oluyordur heralde, o yüzden bu maçta az attıklarını bile söyleyebilirim. Suns'da Kerr'ü tebrik ediyorum, her ne kadar Shaq'ı bedavaya vermesini eleştirdiysem de, yiğidi öldürelim hakkını verelim: Channing Frye'ı takıma eklemeleri tek kelimeyle mükemmel bir karar oldu. Koşan, şutu olan bir uzun olarak Frye, Phoenix'e inanılmaz çabuk bir şekilde uyum sağlamış. Gerçi 6 üçlük atması biraz denk gelmiş ama Nash de onu beslemekten bir hal olmuş. Tam 20 asist ile oynamış. Eski "7 Saniye veya Daha Az" sistemine dönmek yaramış Suns'a. Jrich'ten yoksun bir şekilde 2-0 ile başladılar sezona. Onları da izlenecekler listesine yazdım. Warriors hakkında ne yazsam bilemiyorum. Son yıllarda gelip giden oyunculara bakınca, belki de Nelson ile yolların ayrılması yararlı olabilir.

Lakers 80 - Mavericks 91:
Şaşırtıcı bir skor. İzlemeden birşey söylemek istemiyorum ancak yazılanlara göre Marion, Kobe'yi 6/19 şut isabetinde tutmuş. Zaten Ross Kobe'yi durdurdu şeklinde yazılar görseydim, blog'u ve NBA izlemeyi bırakırdım herhalde =) Aslında ben Marion'ın da Kobe'yi durdurabileceğini düşünmüyorum, muhtemelen Kobe kötü bir günündeydi herhalde. Ama belirttiğim gibi, izlemediğim için bu tür şeyler söylemem doğru olmaz. Tek bildiğim şey, Gasol'süz bile olsa, Lakers'ı yendiler. Mavericks cephesi sezon başlamadan şampiyonluğa 1 inanıyor idiyse şu anda 2 inanıyordur.

Lakers %40 ile şut atmış. Herhalde sezon başına 80'in üzerine çıkamadıkları maç sayısı ortalama 2'dir, birini kullanmış oldular. Artest, Clippers maçında oldukça kötüydü, dün ise kendini aşmış ve maçı 1/6 isabetle 3 sayı üreterek bitirmiş.

100.000 Konyalı Portlandlı

Az önce farkettim, blog 100.000 tıka ulaşmış. Henüz buraya yazmaya başlayalı 4.5 ayı bile bulmamışken bu rakamı görmek çok hoşuma gitti. Okuyanlara ve takip edenlere çok teşekkür ediyorum. Blog'da beğendiğiniz/beğenmediğiniz noktaları yorumlarda belirtin lütfen, böylece daha güzel, okunması daha hoş bir blog yaratmış olalım birlikte.

Nice 100.000'lere beraber oluruz inşallah...

Kedi Kadın Durant

Ohio Sokakları Artık Güvende

Daha önce Los Angeles, Miami ve Arizona polis departmanlarında gönüllü olarak çalışan Shaq, trende Ohio'da da devam edecekmiş. Diğer eyaletlerdeyken, gazeteler Shaq'ın görevini başarıyla sürdürdüğünü yazıyordu. Zaten insan bir düşününce garip oluyor, diyelim ben bir suç işliyorum Shaq geliyor olay mahaline "Dur" diyor. Adama sarılıp imza isterim heralde. Veya Shaq atıyorum oldu da onu tanımayan bir suç işleyene denk geldi, karşısında 2.16 boyunda 150 kiloluk bir kütle görünce suçlu "Tamam abi teslim oluyorum, yeter ki beni öldürme." moduna girecektir.

Geyiğin üstüne geyikle devam edeyim. Ben bu hareketin ardında kesinlikle art niyet arıyorum. Bence Shaq'ın amacı Garnett ve Dwight Howard Ohio'ya geldiklerinde onları uzun süre tutuklamak ve böylece şampiyonluğa giden yolu açmak. Sizce de çok mantıklı değil mi?

Özür ...

Numaraiki'den Cem arkadaşım uyardı beni, meğerse Blog Kısayolları'm bomboşmuş kaç zamandır. Daha önce eklemiş olduğum onlarca blog adresi, Domain'e geçtiğimde nedense silinmiş. Farkında değildim. Yaklaşık 1.5 ay gibi bir süredir buradan hiçbir blog'a geçiş yapılmıyormuş yani.

Bu vesileyle hem özür diliyorum, hem de bu hatayı düzelttiğimi ve birçok blog'u listeye tekrardan eklediğimi söylüyorum. Unuttuğum varsa hatırlatın lütfen...

30 Ekim 2009 Cuma

31 Ekim Sabahı Maç Programı - Ersan Sahnede

31 Ekim Cumartesi sabah 01:00 / Charlotte Bobcats - New York Knicks
31 Ekim Cumartesi sabah 01:00 / Philadelphia 76ers - Milwaukee Bucks
31 Ekim Cumartesi sabah 01:30 (NBA TV) / Atlanta Hawks - Washington Wizards
31 Ekim Cumartesi sabah 02:00 (NTV) / Boston Celtics - Chicago Bulls
31 Ekim Cumartesi sabah 02:00 / Detroit Pistons - Oklahoma City Thunder
31 Ekim Cumartesi sabah 02:00 / Indiana Pacers - Miami Heat
31 Ekim Cumartesi sabah 02:00 / Memphis Grizzlies - Toronto Raptors
31 Ekim Cumartesi sabah 02:00 / Minnesota Timberwolves - Cleveland Cavaliers
31 Ekim Cumartesi sabah 02:00 / New Jersey Nets - Orlando Magic
31 Ekim Cumartesi sabah 02:00 / New Orleans Hornets - Sacramento Kings
31 Ekim Cumartesi sabah 03:00 / Utah Jazz - L.A. Clippers
31 Ekim Cumartesi sabah 04:00 (NBA TV) / Phoenix Suns - Golden State Warriors
31 Ekim Cumartesi sabah 04:30 / L.A. Lakers - Dallas Mavericks

NBA TV'den yayınlanacak Warriors - Suns mücadelesi yüksek seyir zevki ve bol skor açısından çok potansiyelli. Keza Thunder - Pistons arasında da benzer bir maç izleyebiliriz. Jazz ile Clippers maçının çekişmeli geçeceğine inanıyorum. İmkanım olsa ve tek maç seçecek olsam, benim favorim bu maç olurdu herhalde. Geçtiğimiz sene de kadrosunu çok beğendiğim Clippers şanssızlıklardan dolayı çok kötü bir sezon geçirmişti. Ancak bu sene onları Lakers'a karşı izledim ve çok beğendiğimi söylemeliyim, kesinlikle playoff yapmalarını bekliyorum. Bir başka çekişmeli ve zevkli mücadele de elbette Lakers ile Mavericks arasında olacak diye düşünüyorum. NTV'nin verdiği karşılaşmada ise dün Spurs'ü yenen Bulls, bir başka ihtiyar takım olan Celtics'e karşı boyunun ölçüsünü alacak gibi geliyor bana.

Ersan'lı Bucks - 76'ers maçı da ilgimi çeken maçlardan biri elbette. Hem milli oyuncumuzun hem Brand-Iggy ikilisiyle Philly'nin oyununu merak ediyorum.

İyi seyirler...

Millsap Kaşınıyor, Carmelo Kaşıyor


Link

Allah aşkına nasıl bir pas bu yahu? Poster olmayı sonuna kadar haketmiş Millsap...

Bir McDyess Vardı?

30 Ekim maç sonuçları:

Spurs 85 - Bulls 92 - Box Score
Nuggets 97 - Blazers 94 - Box Score

Bildiğiniz gibi iki maç da Türkiye'de yayınlanmadı. Biraz tabeladan yorum olacak ama özellikle Spurs mağlubiyetine değinmek istiyorum. Zaten bu gece hatta yarından önce izleme imkanım olmayacak. Maç öncesinde yazdığım gibi, enerjik ve genç bir takım ile, ağırbaşlı ve yaşlı bir takım karşı karşıya geldi. Burada Bulls'un gençlik ateşi baskın çıkmış, tam 15 tane hücum ribaundu alıp, Spurs'ün 9 şutunu bloklamışlar.

Benim Spurs'de anlam veremediğim şey, Bonner'ın hala ilk 5'te çıkması. McDyess gibi, her ne kadar yaşlanmış olsa da, geçen sene ilk 5 çıktığı maçlarda 12-11 ortalaması tutturmuş bir adamın niye kenardan geldiğini çözemiyorum. Artık bu yaşında kenardan gelip takıma bir itici güç olması da olası değil, bu durumda, yaşlı uzun forveti ilk 5 başlatıp, 28-30 dakika civarı vermemenin mantık dışı olduğunu düşünüyorum. Bunun üstüne bir de Bonner, üçlük sokabilen pivot olarak kenardan gelip takımı farklı bir havaya büründürecektir. Bana göre en doğru yöntem budur. Yoksa kenardan oyuna dahil olan Blair'ın alıştırdığı performansını gösteremediği her maçta Spurs pota altında zorlanacak gibi duruyor. Umarım Popovich yakın bir süre içinde benim dediğim rotasyona döner.

Maçtan diğer dikkatimi çeken noktalar: İki takımın da üçlüklerdeki rezalet bile denemeyecek yüzdeleri ve Noah'ın 10 ribaundu ile Deng de 17 sayı 9 ribauntluk performansı. Deng 2006-2007'deki sakatlıktan önceki performanslarını anımsatmış hem yüksek yüzdesi hem de ribauntlardaki başarısıyla. Umarım bu sezon da bir şanssızlık yaşamaz. Spurs'de ise büyük umutlarla alınan Jefferson şu anda uyum sorunu yaşıyor gibi gözüküyor. Atletik kısa forvetin şu anki form durumu için "kötü" demek bile övgü olur, o derece. Onun da yükselecek olan performansı, Spurs'ün playoff'lardaki başarısı için anahtar olacak.

Diğer maç ise son derece çekişmeli geçmiş. Son saniyeye kadar kazanan belli olmamış. İnternetten bir şekilde temin edip izlemek gerek.

David Lee Ne Diyor?

Bence:
- 8 milyon dolar kazanıyorum, kendi ayakkabımı bağlayacak değilim herhalde?

Lakers Aynen Devam


Link

Daha önce hazırlık maçında verdiğim videoda göstermiştim Lakers bench'inin takım sayı bulana kadar yeni kurallar dahilinde nasıl uğur yaptığını. Ancak kafama ""Acaba bu bir tepki mi?" diye de takılmıştı. Şimdi artık söyleyebiliriz ki, bu trend sezon boyunca sürecek. Yalnız senkronizasyon üstünde çalışmaları lazım, özellikle Mbenga çok zorlanıyor, üstelik yanlış bacağı atıyor diğerinin üzerine.

Jordan'ın Zamana İhtiyacı Var

Madem Magic hakkında kısa birşeyler karaladım, diğer merakla izlemek istediğim takım olan 76'ers hakkında da yazayım. Orada, Eddie Jordan'ı yeni bir Haywood vakası bekliyor: Dalembert. Bilmeyenlere kısaca anlatayım, Wizards'da iken Jordan ile Haywood bir türlü anlaşamıyorlardı, çünkü hücumda yetenekleri sınırlı olan Haywood'a, Jordan bir türlü hakettiği dakikaları vermiyordu. Hatta, Jordan kovulduktan hemen sonra Haywood "İyi oldu gittiği, kurtuldum" tarzında bir açıklama yapmıştı. Magic yazısında bahsettiğim ve Jordan'ın da kullandığı Princeton hücumunda basketbol iq'su düşük oyunculara, özellikle de pivotlara pek yer yok. Dalembert'in de bu konuda bir Brad Miller olmadığı aşikar. Niye Miller örneğini verdim? Çünkü Jordan için uzun oyuncularının pas verebilmesinin yanı sıra orta mesafe şutları değerlendirmeleri de çok önemli. Dalembert'in bu iki özellikte vasat bile olmadığını biliyoruz. Bu nedenle, sezon boyunca Brand'in pivota çekilmesini ve Speights'in Dalembert'den daha çok şans bulmasını beklemeliyiz, hele genç forvetin dün geceki şut performansından sonra. Brand demişken, kariyeri boyunca her zaman yüksek düzeydeki profesyonelliği ve iş ahlakı ile tanıdığımız uzun forvetin son 2 senedir yaşadığı sakatlıklar ve oynadığı dönemlerdeki formsuzluğu dikkat çekiyor. Hazırlık kampında iyi sinyaller vermemişti, Magic maçı iyice gözler önüne serdi ki, Brand hala 3 sene önceki performansını mumla aratıyor. Bunun sebebi Princeton hücumu değil, çünkü geçen sene yine Philly'de ama farklı bir sistemde oynarken de performansı Brand standartlarına göre 'ortalama' bile değildi. Sorunu nedir bilmiyorum ama Brand, Bulls ve Clippers'daki formunu yakalamadıkça 76'ers için hayat kolay olmayacak. Philadelphia'lılar Brand'in maksimum kontrat alan fiyaskolardan biri haline dönüştüğünü düşünmeye başladılar bile. Umarım yakında eski Brand'i izlemeye başlarız, çünkü kendisi benim de fantazi basketbol takımımda =)

Son olarak, Philly'de sorun şu anda sadece Dalembert'de değil. Asla durmayan, her oyuncunun her saniye hareket etmesini gerektiren bir hücum sisteminde, 76'erslıların zaman zaman heykel gibi parkede durduklarına şahit oldum. Yazıda, Magic'e karşı takımına zarar verecek raddede kötü oynayan Iguodala'ya değinmedim çünkü Iverson ayrıldığından beri her maç oyununun üstüne birşeyler katan, kendisini geliştiren ve hazırlık kampında da oldukça iyi maçlar çıkaran bir oyuncuyu sezonun başında tek maçla eleştirmek istemedim. Ama söz konusu takım olunca, öğrenilmesi ve doğru uygulanması en zor sistemlerden biri olan Princeton için Jordan ve oyuncuların daha süreye ihtiyaçları var gibi gözüküyor. Bu uyum süreci tek maçtan sonra mucizevi bir şekilde aşılabilirse çok şaşırırım.

29 Ekim 2009 Perşembe

30 Ekim Sabahı Programı

30 Ekim Cuma sabah 02:00 / Chicago Bulls - San Antonio Spurs
30 Ekim Cuma sabah 04:30 / Portland Trail Blazers - Denver Nuggets

Ağır oynayan yaşlı Spurs ile deli dolu bir oyuna sahip olan genç Bulls'un mücadelesi ilgimi çekiyor. İkinci maçta ise denk güçlerin mücadelesi olacak. Oldukça çekişmeli geçmesini bekliyorum. İmkanı olanların izlemesi gerekli diye düşünüyorum. Gördüğünüz üzere yanlarında hangi kanaldan verildiklerini yazmadım çünkü bugün Türkiye'de iki maç da canlı yayınlamıyor. Yazıda da belirteyim dedim, hatırlatma için teşekkürler Hüseyin Altıkıllı. Maçları, NBA League Pass veya başka kaynaklardan izleyebilirsiniz ancak.

Magic Dolu Dizgin


Box Score

Hazırlık maçlarında 8-0 yapmışlardı. Her yerde şahane oynadıkları yazılıp çiziliyordu. Şahsen bu döneme pek önem vermediğimden dolayı seyretmemiştim maçları. Sonunda izleme fırsatını yakaladım sezonun ilk maçında. Gerçekten şiir gibi oynuyor Magic şu anda. Yapılan 28 asist ve 3. çeyrekte yakalanan 100-69'luk skor zaten bunu gösteriyor ama hazır izlemişken, maça değinmeden olmaz.

Princeton hücumundan asla vazgeçmeyen Eddie Jordan Wizards ile, 2 sezon önce en iyi savunma takımı olan Celtics'i 3 kere, geçen sene ise Cavs'i 2 kere yenmeyi başarmıştı. Üstelik Wizards tarihinin en kötü sezonunda, toplam 19 galibiyetten 2'si Cavs'e karşıydı. Yani kısacası Jordan'ın takımları hücum etmeyi biliyor. Ancak Magic onları 'yeterince' durdurdu ardından da asıl darbeyi hücumda vurdu, üstelik Lewis'ten yoksunken.

Magic'in neredeyse her şutu, takım halinde yaratılmış, doğru tercihler olarak gözüme çarptı. İçeride de, Howard bildiğimiz gibi oynadı, hatta 1-2 kere post-up hareketleri ile kendisine pozisyon yarattı. Umarım bu maçta şansa denk gelmemiştir de, bu hareketleri yazın çalışmıştır. Basketbola 1 sezon ara veren 35'lik Jason Williams'ın müthiş oynadığını söylemeliyim, çok doğru pasların yanında, boş kaldığı üçlüklerde 3/4 isabet buldu. Farkın açılmaya başladığı dönemde, Magic'in oyun kurucu mevkisinde o bulunuyordu. Vince Carter'ı merak edenler de vardır elbet, aslında sessiz ve sakin bir şekilde üretmiş 15 sayısını, çok fazla ön plana çıkmadan. Zaten onun kendisini zorlamasını gerektirecek bir maç da olmadı sonuçta. 16/29 üçlük isabeti bulan bir takımda Carter'ı geçtim, Jordan oynasa da ona yüklenmeye gerek olmaz. Birkez daha söyleyeyim bu şutların neredeyse hiçbiri el üzerinden değildi, gerçi zaten el üzerinden şutlarla bu isabet yakalanmaz orası da ayrı. Şut isabeti demişken, cezalı Lewis yerine oynayan Ryan Anderson'ı unutmuşum. Lewis'in savunmayı açarak yaptığı katkıyı aynen verdi diyebilirim. Üstelik savunmada Lewis'ten daha kalıplı olduğu için, fiziksel olarak daha az zorlanıyor. Ancak bu savunmasının iyi olduğu anlamına gelmiyor tabii ki. Bunların dışında, Howard oyundayken, onu kullanmayı unutmayan, penetreler ve perdelerle devamlı adam eksilten bir Magic takımı izledim. Harikaydı gerçekten. Sezon öncesi Carter'ın transferinden sonraki yazımda kimyanın tutup tutmayacağına değinmiştim, şu anda bu konuda hiçbir problem yok gibi gözüküyor. Tabii daha zorlu takımlara karşı ne yapacaklarını görmek gerek.

Bu arada Magic'te Lewis de dönünce dakikalar nasıl şekil alacak merak ediyorum. Van Gundy'nin elinde inanılmaz derin bir kadro var. Muhtemelen Redick rotasyondan düşecektir diye tahmin ediyorum. Barnes'ın da dakikaları tehlikeye girebilir. Ryan Anderson'ın da nasıl şans bulacağını merak ediyorum doğrusu. Yani Stan Van Gundy'nin herkesi mutlu etmesi pek kolay olmayacak gibi.

Benim asıl sorguladığım şey, bu kadar erken form tutmanın pek hayra alamet olmadığı. Spurs başta olmak üzere, şampiyonluğa oynayan takımlar genellikle şubat-mart civarı formlarının en üst seviyesine ulaşmayı tercih ederler. Bakalım Nisan geldiğinde Magic'in formu ne düzeyde olacak.

Gözden Kaçan Turnike


Link
NBA'in dünkü maçlar için hazırladığı en iyi 10 harekette yoktu. Maçı izlerken çok hoşuma gitti, vereyim dedim. Carter, sol elle müthiş bir alley-oop turnike bırakıyor 76'ers potasına.

Sauron'u Kıskandırır

Lakers'lı oyuncular, 2 gün önceki sezonun açılış maçından önce şampiyonluk yüzüklerini aldılar. İşte yüzüğün birkaç özelliği:

- Üstündeki Lakers yazısına yatay olarak bakılınca, Lakers'ın salonu Staples Center'a olan benzerliği dikkat çekiyor.
- 15. şampiyonluk anısına, 15 karat altından yapılmış. Normalde 14 kullanılırmış.
- 15 tane 2.85 karat elmas kullanılmış.
- İlk defa oyuncuların resimleri yüzüklerin üstüne lazerle işlenmiş. Eskiden yalnızca forma numarası ve isim vardı.
- Her yüzükte, sadece çok güçlü bir mikroskopla bakıldığında görülebilen bir "L" harfi işlenmiş. Bu "L", her yüzükte farklı bir yerdeymiş, böylece hangi yüzüğün hangi oyuncuya ait olduğu anlaşılıyormuş. Buna ek olarak her yüzüğün ayrı bir seri numarası varmış.


Benim Adım Gallinari, Atarım Üçlükleri

Heat maçında Gallinari'nin şut isabet oranı: 7/14.
Üçlük isabet oranı: 7/13

Cavaliers SOS Veriyor

Aslında "daha erken" demek için bile daha erken ama Celtics'e karşı inanılmaz durağan hücum edip, pick and roll'ları bir türlü savunamamışlar ve yenilmişlerdi. Bugün de Raptors'a karşı yenilgiden kurtulamadılar: 101-91. Dünkü Celtics maçından sonra çok konsantre olmalarını bekliyordum ve geçen seneden bildiğimiz sertlikleriyle Raptors'ı sindirirler diye düşünüyordum. Bu yüzden de zaten Raptors'ın kazanmasına pek olasılık vermemiştim. Ama nerede geçen seneki Cavs, nerede bu seneki...

Özellikle savunma rotasyonlarında ve yine pick & roll'u durdurmak konusunda büyük sıkıntı çektiler. Ayrıca Bargnani'yi 1'e 1 kilitlemeyi geçtim, yavaşlatabilen bir oyuncu bile bulamadlar. Herkesi denediler İtalyan pivotun üstünde; Moon, LeBron, Varejao, Ilgauskas. Ancak hiçbiri sökmedi. Ayrıca Raptors'ın hızlı top dolaştırdığı pozisyonlarda bir türlü boş adama rotasyon yetişemedi. Bunun yanında hücumda Shaq'a indirdikleri her topta ya sayı buldular ya da çok yaklaştılar ama sorun şu ki Shaq maçın belli dönemlerinde ısrarla kullanılırken, ardından unutulup gidiyordu. Cavs'in sayı bulamadığı ve farkın açıldığı ilk 2 çeyrekte aslında hücumda çok büyük bir problemleri yoktu. Sadece topu dolaştırıp boş şutörü bulduklarında, bu şutörler bir türlü orta mesafeli veya uzak mesafeli şutları değerlendiremiyorlardı. Bunda endişelenecek birşey yok, başka bir gün şutları sokacaklardır. Nitekim 3. çeyrekte Gibson-Mo-Parker-LeBron-Shaq 5'lisiyle, üstüste üçlükler bulduklarında maçı beraberliğe kadar getirdiler.

Ama Cavaliers'ın maç boyunca en büyük sorunu, yukarıda belirttiğim gibi defanstaydı. Üçüncü çeyrek hariç, Raptors hücumunu bir türlü kısır bir döneme sokamadılar. Bunu Gibson'lı 5'in sahada olduğu dönemde başardıkları için fark kapandı. Ancak 4. çeyreğe Brown, LeBron'u kenarda tutarak başladı ve Bargnani bu sürede maçı kopardı. Cavs eğer şampiyonluktan bahsedecekse, takımın yeni üyeleriyle rotasyon üzerinde çok uzun süreler çalışmalılar. Buna ek olarak Shaq'ın tuttuğu adamın üzerinden oynanan pick & roll'lara bir çözüm üretmeleri gerekecek. Ancak Mike Brown'ın bunu nasıl başaracağını çok merak ediyorum. Bu kötü gidişat sürerse, Stephen Jackson'ı almak için girişimlere başlayabilirler.

Onun dışında, Hedo'muz kendisini pek ön plana çıkarmadı, Raptors daha çok Calderon'un komutası altındaydı. DeRozan'ı da oldukça beğendim. Bir çaylak olmasına rağmen, kesin kararları verip, onları korkusuzca uygulayabiliyor. Kendisine olan güveni oldukça yüksek. Bu arada, LeBron 23-11-12 ile triple double yapmasına rağmen kötü şut ve pas seçimleriyle Cavaliers'ın ritm yakalamasını engelledi bence.

Hedo ve Raptors'a helal olsun diyorum. Ama ilk 2 çeyrekte isabetle kullandıkları şutlar, ileride başka maçlarda girmediği zaman, çok kötü afallayabilirler.

Gecenin köründe gözlerden uyku akarken izleyince bu kadar yazılabiliyor vallahi.

Hedo Sahnede

Birazdan, yani saat 01:10 gibi ekran başında olmaya hazır olun. Hidayet'i, LeBron'a karşı izleyeceğiz. Allah kolaylık versin yıldızımıza. Bana göre imkansıza yakın olsa da, sezona bir sürprizle başlangıç yapsalar biz de bunu canlı izlesek tadından yenmez vallahi. Hedo'ya ek olarak, Brand'li 76'er ile yeni Magic arasındaki mücadele ilgimi çekiyor, iki merak ettiğim takımı da görme şansım var.

29 Ekim Perşembe sabah 01:00 / Atlanta Hawks - Indiana Pacers
29 Ekim Perşembe sabah 01:00 / Orlando Magic - Philadelphia 76ers
29 Ekim Perşembe sabah 01:00 (NBA TV) / Toronto Raptors - Cleveland Cavaliers
29 Ekim Perşembe sabah 01:30 / Boston Celtics - Charlotte Bobcats
29 Ekim Perşembe sabah 01:30 / Miami Heat - New York Knicks
29 Ekim Perşembe sabah 02:00 / Memphis Grizzlies - Detroit Pistons
29 Ekim Perşembe sabah 02:00 / Minnesota Timberwolves - New Jersey Nets
29 Ekim Perşembe sabah 02:00 / Oklahoma City Thunder - Sacramento Kings
29 Ekim Perşembe sabah 02:00 / San Antonio Spurs - New Orleans Hornets
29 Ekim Perşembe sabah 04:30 / Denver Nuggets - Utah Jazz
29 Ekim Perşembe sabah 04:30 (NBA TV) / Golden State Warriors - Houston Rockets
29 Ekim Perşembe sabah 04:30 / L.A. Clippers - Phoenix Suns

28 Ekim 2009 Çarşamba

Cavs'in Celtics'e Kaybetmesinin Nedeni


Link

Buyrun izleyin, kendi upload'um. Maçın son 2 dakikasına girilirken bir kesit. Videonun başında Rondo'nun bir guard'a göre müthiş olan ribaunt sezgisini ve savaşçılığını göstermek istedim. Tabii sonra Shaq'la karşılaşınca boyunun ölçüsünü alıp yere düşüyor, kafasını yere vuruyor ve yerde kalıyor ayrı. Ardından hemen Cavs hücuma çıkıyor. Fark sadece 4 sayı. Defansa geç dönen Rondo, önce Shaq sonra Varejao ile eşleşiyor. Shaq arkada boş kalıyor. LeBron'un 3 tane opsiyonu var:

1) Topu Shaq'a veya Varejao'ya indirmek
2) Rasheed'in üstüne gidip geçmek ve çembere kadar gitmek
3) Şut atmak

LeBron en son yapılması gerekeni yapıyor, üçlüğü kaçırıyor. Ribaundu alan Pierce, Shaq ve LeBron'un arasından sıyrılıp orta mesafeli şutu gönderiyor. Maç bitiyor.

Youtube'la problem yaşayanlar için blogger'a da upload ettim:



Maçın 2. yarısını izlememiştim henüz, pozisyon hakkında beni bilgilendiren arkadaşım Hasan'a buradan teşekkür ediyorum.

Nowitzki Uğurunu Bozdu

Wizards maçında Nowitzki'nin, yaz boyunca uğur olarak uzattığı saçlarını kestirdiğini farkettim. Benim dediğime gelmiş, çok daha yakışmış, aferin Nowitzki =P

Ama uğurundan vazgeçmesi, belki de sezonun mağlubiyetle başlamasına sebep oldu. Ne dersiniz finallere kadar yeniden uzatır mı saçlarını?

Yumruk Atmayı Bilmemek

Glen Davis baş parmağını kırdığı için 2 ay boyunca Celtics'e katkı veremeyecek. Olay şöyle meydana gelmiş: Arabada giderlerken, arabayı kullanan arkadaşı ile tartışmaya başlamışlar ve arkadaşı Davis'e bir yumruk atmış. Davis de karşılık vermiş ve baş parmağını kırmayı başarmış. Nasıl vurdumduymaz, nasıl disiplinsiz bir oyuncudur bu ya. Daha önce yaptığı Twitter açıklamalarının üstüne bu gellince, kendisinden iyice soğudum. Celtics de boş yere 10'larca maç kaçıracak Davis'i cezalandırıp, yazın kendisine verdikleri 6 milyon doların bir kısmını kurtarmayı düşünüyormuş. Aslında Davis bunu keşke kontrat kovalarken yapsaymış da, hayatının dersini alsaymış. Ama nerede...

Bir insanın yumruk atarken baş parmağını kırabilmesi için, baş parmağını avucunun içine alıp, yumruğunu öyle sıkıp, bir yere/kişiye vurması lazım. Nasıl akıl dolu bir hareket Davis'ten anlatamam. Düşündükçe müthiş zekasına hayran kalıyorum.

Şeker Çocuk Döndü: Wizards 102 - Mavericks 91

Kısacık özete göre konuşuyorum, şeker çocuk Arenas onu tnaıdığımız şekilde geri dönmüş resmen. Ne bir yavaşlık, ne bir korku. Hatta o kadar iyi hissediyormuş ki dizlik bile takmıyormuş, aynı dizinden 72 ameliyat geçirmiş olmasına rağmen... Şutları da 3 sene önceki Arenas gibiymiş. 10/21 saha içi isabetiyle 29 sayı üretirken, bunun yanında 9 asist yapmış arkadaşlarına. Çok sevindim bu deli adamın eski formuyla parkelere dönmesine. Yine kendisine Hibachi/Agent Zero demeye başlar yakında. Wizards, Miller yerine Foye'u daha fazla sahada tutmuş, ikinci guard'ı Barea/Terry olan bir takıma karşı normal ama ilerideki maçlarda Miller kesinlikle daha fazla dakika almalı diye düşünüyorum.

Mavericks için tatsız bir başlangıç olmuş. Terry ve Nowitzki 14/40 isabetle oynaması ve Howard'ın olmaması kötü etkilemiş takımı. Sorun asıl olarak savunmada gibi gözükse de, Ross buna bir çözüm değil. Carlisle'ın, Howard yokken, Ross yerine Barea ile maçlara başlaması gerektiğine inanıyorum. Ama ne olursa olsun hedefi şampiyonluk olan bir takım, Jamison'sız bir Wizards'a yeniliyorlarsa birşeyleri gözden geçirmeli...



Box Score

Celtics 95 - Cavs 89

Doğunun şampiyonluk adaylarından ikisi dün gece karşı karşıya geldi. İlk iki çeyreği izledikten sonra bayılmak zorunda kaldım. Maça Shaq-LeBron ikilisinin etkili oyunları ile çok etkili başladı Cavs. Celtics'te ise Pierce hücumda sorumluluk alarak takımının maçtan kopmamasını sağlıyordu. Ardından Shaq'ın kenara gelmesi ve Rasheed'in oyuna girmesiyle dengeler bir anda değişti. Rasheed hem savunmada getirdiği yardımlar hem de ceza atışlarındaki başarısıyla Cavs'in başını çok ağrıttı. Ayrıca şunu gördük ki, LeBron ve Shaq'ın aynı anda bench'te oturması Cavs'i kilitliyor. Brown kesinlikle başka bir formül üretmeli. İlk yarıya göre bu kadar söyleyebiliyorum. Sonrasında zaten Celtics kaçmış, Cavs kovalamış maçın sonuna kadar. İkinci yarıya artık eve gidince bakacağım.

Özette LeBron'un, Rondo'ya koyduğu bloğu izlemelisiniz.



Box Score

Konyalı Portlandlılar'ın Şampiyonu: Lakers

Daha önce de söylediğim gibi, bana göre Celtics Lakers'ın ve Spurs de Cavaliers'ın üstünde olmalı ama 450'ye yakın kişi böyle düşünüyorsa da diyecek birşey yok. Bakalım sezon sonunda anketimizin sonucundaki gibi Lakers şampiyon olacak mı.

Takımlar sakatlıklardan etkilenmesin de isterse Bucks şampiyon olsun farketmez =)

Rondo Gibisi Gelmedi

Celtics ile oyun kurucusu arasında bir süredir kontrat uzatma çalışmaları yapılıyordu ancak taraflar hiçbir zaman uzlaşacak gibi görünmüyorlardı. Bugün Rondo'nun menajerinin açıklamasıyla bunun nedeni ortaya çıktı. Kendisine ve Rondo'ya göre Celtics şut özürlü oyuncusuna şu anda NBA'de en çok kazanan 5 oyun kurucunun aldığı kadar para ödemeliymiş. Meğersem Rondo neymiş de biz bilmiyormuşuz...

Siz zahmet etmeyin ben hemen sayayım 6-7 oyun kurucuyu kafadan: Tony Parker, Chauncey Billups, Baron Davis, Deron Williams, Chris Paul ve Steve Nash. Hepsinin kontratı senelik yaklaşık 13-15 milyon dolar arasında olmalı. Arada kaçırdığım bir oyuncu varsa yazın lütfen. Şimdi soru şu. Bu oyun kuruculardan herhangi birisini, kafa kafaya Rondo ile takas eder misiniz? Benim cevabım net: "Yok artık daha neler."

Rondo yıldızlarla oynaya oynaya kendini şaşırmış, hatta daha da ileri gideyim bir tarafları kalkmış sanki. Uçmuş gidiyor Rondo. Tamam evet geçtiğimiz sene kendisini müthiş geliştirdi, herkesin beğenisini topladı, neredeyse triple double ortalamaları tutturacaktı playoff'larda. Hepsini kabul ediyorum, helal de olsun. Ama bunları yaparken etrafındaki Hall of Fame'e girmesi kesin olan yıldızlardan 'hafif' yardım aldığını unutmuş heralde genç oyun kurucu. Yukarıda listelediğim oyuncuların hepsi orta mesafe şutları sokan, Parker hariç hepsi üçlük atabilen isimler, ayrıca hiçbirinin serbest atış yüzdesi 75'in altında değil.

Öte yanda Rondo'nun üçlüğü geçtim, orta mesafe şutlarında bile özürlü olduğunu, hatta onu da geçtim bir guard olarak %60 civarında serbest atış kullandığını biliyoruz. Bütün bu oyun kuruculara bu paralar takımın 2. yıldızı olarak sorumluluk almaları, takımı taşımaları için veriliyor. Rondo böyle bir güce sahip mi? Şutlarını geliştirmeden kesinlikle hayır...

Kısaca Celtics açısından da bakalım: Bir kulüp düşünün Garnett-Allen-Pierce-Rasheed emekli olduklarında yeniden yapılanmaya, sıfırdan bir takım kurmaya çalışacak... Ama kadroda, 4-5 sezon boyunca 14'er milyon kazanan bir oyuncusu olduğu için salary cap bakımından bir türlü rahat edemeyecek. Böylelikle Rondo'nun gelecek yaz sınırlı serbest oyuncu olacağı kesin gibi. Bakalım bir GM çıkıp maksimum kontrata yakın birşeyler verecek mi Rondo'ya, çok merak ediyorum.

27 Ekim 2009 Salı

Günün Eğlencesi - 27

NBA'in son 5 yılına damga vuran oyun kurucularından Steve Nash'in en çok eleştirilen yönünü iğneleyen bir espiri, az önce okudum bir forumda, önce orjinali:

Why did Steve Nash interrupt 2 people having sex? He wanted to know what it felt like to stop someone from scoring.

Steve Nash seks yapan bir çifti engellemiş. Neden? Çünkü birisinin 'skor' üretmesini engellemenin nasıl bir his olduğunu merak etmiş.

Stojakovic'e West Şoku

Bahsettiğim West, Delonte veya takım arkadaşı David falan değil, porno yıldızı olan Sienna West. Gecenin köründe yanında bir erkekle, arabada gidiyorlar. West kameraya Peja Stojakovic'in yanına gittiğini, basketbolcu ve yabancı olduğu için heyecanlı olduğunu vs söylüyor. Muhtemelen gelen tepkiler üzerine videoyu Twitter'ından silip, hacklendiğini söylemiş ardından da Twitter account'unu silmiş. Ama video tabii ki internette başka yerlere de yayılmış. Herşeyi geçtim, West'in ısrarla "Stojakovic" demeye çalışmasını ve çok komik bir şekilde başaramamasını görmeniz lazım:


Link

Bu arada Stojakovic'in, aşağıda resmi bulunan Yunanlı manken Aleka Kamila ile evli olduğunu söyleyeyim: