BIY AD

9 Ocak 2010 Cumartesi

Eğlenmenin Cezası 10.000 Dolar

Şu karede Arenas ile beraber eğlenen ve dalga geçen oyunculara Wizards'ın tek tek ceza vereceğini yazmıştım. Cezanın bedeli belli olmuş, başlıktaki gibi 10'ar bin dolar. Ama herkese verilmemiş ceza. İçlerinden olayı abartan ve iyice cıvıyan 4 tanesini cımbızla çekmişler: Foye, McGee, Blatche ve Young. Niye hepsine birden aynı ceza verilmemiş acaba? Muhtemelen bu 4'lü olayı harbiden abartırken, diğerleri izleyip gülmekle yetinmişlerdir. Gülmeye de ceza verecek değiller herhalde. Video olmadığı için sadece tahmin yürütebiliyorum - varsa paylaşınız.

Jamison dünkü Magic maçından önce mikrofonu alıp salonu hınca hınç dolduran seyircilere amaçlarının olayla dalga geçmek olmadığını söylemiş. Eee peki neydi amacınız Jamison?

Bu arada koç Saunders'dan sonra Foye da yetkililere ifadesini vermiş. Doğruları söylediğini ve dürüst olduğunu söylemiş Foye. Ayrıca Foye olay ile ilgili "Ahmakça, aptalca ve çocukçaydı. Ama cezamı kabul ediyorum ve kulüp ile taraftarlardan özür diliyorum." demiş. Ek olarak Stevenson ve Oberto da ifadelerini vermişler.

Bırakın Çocuklar Oynasınlar

Arenas-Crittenton silah çekme olayından sonra Nets ve Wizards, oyuncularının uçakta kağıt/kumar oynamalarını yasaklamıştı. Konuyla ilgili Phil Jackson'ın görüşlerini almışlar:

"Uçakta yasaklasak, bu oyuncular otelde veya evlerine gittiklerinde ne yapacaklar? Tabii ki kumar oynayacaklar. Hatta uçakta oynamaları daha bile iyi çünkü böylece bizim gözetimimiz altında oluyorlar. Bizde 4 veya 5 oyuncu var oynayan ve çok iyi vakit geçiriyorlar. Stres atmak için harika bir aktivite onlar için." Hatta Jackson, oyunculuk günlerinde uçakta kumar oynadığını da itiraf etmiş ve bu konuda pek de iyi olmadığını söylemiş.

Kelimesi kelimesine Phil Jackson ile aynı fikirdeyim. Uçakta yasaklamak nasıl bir mantıktır? Uçakta oynanan kumar borcundan kavga meydana gelirken, evde oynanınca borçlar unutuluyor mu?

Lamar Odom da kağıt oynamanın takım olarak bir araya gelmelerini ve kenetlenmelerini sağladığını söylemiş. Şöyle devam etmiş: "Bu işin gideceği yer takımdan takıma farklılık gösterir. Olaylar yüzünden hassas bir konu şu anda ama bizim takımda samimiyeti/arkadaşlığı pekiştiriyor." Ancak sonra hafiften saçmalamış "Antrenmanda birşey olsa, antrenman mı yasaklanacak?" şeklinde.

Bu arada zannedersem dündü, Nets'in yasağı ile ilgili bir yerde okudum ve koptum: "Nets'de kumarın yasaklanması kötü oldu, en azından oyunculardan 1'inin birşey kazanma şansı olurdu."

8 Ocak'tan Notlar

Sürprizler:
Dün gece 3 şampiyonluk adayı, favori olarak deplasmana çıktılar ve evsahibi takımlar 3'ünü de eli boş gönderdiler. Magic-Wizards ve Blazers-Lakers'ın neredeyse tamamını izledim. Bu galibiyetlerdeki en önemli etken serbest atışlardı. Wizards, Magic'e karşı 30/34 serbest atışı isabeti bulurken, Magic 18/30'da kaldı. Blazers ise Lakers maçında 39'da 32 isabet buldu. Lakers sadece 10 kere serbest atış kullandığı maçta, 5 isabet bulabildi.

Magic'te Carter'ın sakatlanması elbette kötü etkiledi onları. Takımın en skorer oyuncusundan bahsediyoruz. Maçta üçüncü çeyrekte Dwight Howard'a top indirmeye başladılar ve maçı önde götürüyorlardı. Sonra Spurs-Mavs maçı başladığı çok az bakabildim dördüncü çeyreğe. Jamison-Butler-Miller üçlüsünün oyunuyla yenmişler ama Magic'i. Benim tahminimce yine Dwight'ı beslemeyi unutmuştur Magic. İlk çeyrekte Jamison'ın kısa mesafeli, tek elle yaparak bulduğu (imza atışı) isabetleri atlamayalım. Mükemmeldi ilk çeyrekte Jamison. Arenas'ın yokluğunda liderliğe soyunmuştu maçın başında ama sonra (genellikle yaptığı gibi) ortadan kayboldu. Bir de mike Miller'a değineyim. İstatistik kağıdında gözükmüyor ama gerçekten mükemmel oynadı Miller. Wizards'da topun hızlı bir şekilde dolaşmasını ve boş şutlar bulunmasını adeta tek başına sağladı desek yeridir. Ego dediğin şey bu adamda yok...

Lakers ise Blazers'a karşı oynamaya gelmemiş resmen (Artest bomboş turnike kaçırdı örneğin). Bir takım bu kadar mı şut odaklı oynar? Bir an için Mavericks'i izliyorum zannettim. Aslında boş şutlar buldular evet ama o şutlar her zaman girecek diye bir kaide yok. Boyalı alana hiç girmek istemedi Lakers. Yani rakipte içeride Juwan Howard ile korkutucu olmayan Aldridge var ve sen hiç boyalı alana girmiyorsun? Ayrıca içeride Bynum'ı kullanamadılar. Gerçi kullandıkları zamanlarda da Bynum çok etkili değildi. Öteki tarafta ise Blazers orta ve uzak mesafeli 2'liklerde müthiş yüzdeliydi. Başta Roy (9/11) olmak üzere. 32 sayı ile 6 asist üretti. Şut kaçırmayacak gibiydi. Kobe'nin savunması bile vız geldi. Günün hayvanlarına girdi. Öteki tarafta, Kobe de 32 sayıya ulaştı ama Roy gibi 11 şutta değil, 37 şutta. Sadece şut yüzdesi değil, yukarıda değindiğim serbest atışlar da etkili tabii bu farkta. Bu konuya değinmişken, Lakers maçta hiç memnun değildi hakem kararlarından. Bazı pozisyonlarda gerçekten çok ucuz düdükler çıktı Lakers'a, hatta Blazers'ın yaptığı faullerin çalınmadığı da oldu ama Lakers'ın tepkisi kadar büyük birşeyler yoktu bence. Lakers aynı Cavs maçındaki gibi oynamaya gelmemişti.. Lakers %70 ile oynarken, Blazers %120 ile oynadı. Blazers'ı da bu nedenle tebrik etmek lazım müthiş bir enerjiyle oynadıkları ve her pozisyonda savaştıkları için.

Nuggets'da Chris Andersen sürpriz yaparak oynamış. Maçı hiç izlemedim, dikkat çeken çok önemli bir istatistik yok bence. Herhalde Billups'ın takımı doğru yönetmesi sayesinde kazandılar Cavs'e karşı.

Mavs-Spurs maçında sürpriz yok. Spurs çok az daha avantajlıydı. Ama çok güzel bir maç olacağını bekliyorduk zaten. Nowitzki maç boyunca hücumda bir türlü istediği isabetleri bulamasa da ve bunalsa da, son çeyrekte öyle bir oynadı ki... Jefferson-McDyess sökmedi son 12 dakikada. 16 sayı tek bir çeyrekte. Üstelik taktik faul falan gibi istatistik şişirmesi de yok. Ama Terry'i de es geçmeyelim, o da son çeyrekte Nowitzki ile beraber Spurs'ü bitiren isim oldu. Bu sezon en iyi 6. adam ödülünü - yeniden - alamasa bile herkes onun ligdeki en iyilerden 2-3 yedekten biri olduğunu biliyor.

Boşa kürek çekenler:
Lamar Odom, Blazers'a karşı Lakers'ı ayakta tutan isimdi. Çok iyi oynadı, Lakers Kobe yerine onu biraz daha kullansaydı bence maçı kazanabilirdi. 9'da 7 saha içi isabetiyle 15 sayı, 13 ribaund, 5 asist, 4 top çalma ve 1 blok.

Spurs'de Duncan dün gece çok çalışmasına rağmen son çeyrekte Dallas'ın üçlük yağmuruna karşı duramadılar. 31 sayı 12 ribaund 5 asist ve 2 blok yaptı Duncan. Parker ve Ginobili bugün çok iyi beslediler Duncan'ı.

Courtney Lee adeta tek başına direnmiş. Hornets'a karşı 28 sayı ve 6 asist ile oynamış. 7'de 5 üçlük isabeti bulmuş. Hatta takımını da son saniyelerde öne taşımış ama Chris Paul'e yenik düşmüşler. Tabii bir de son saniyede hakemlerin Yi'ye çaldıkları ucuzumsu hücum faul düdüğünü es geçmeyelim.

Igoudala takımında en çok çalışan isim oldu dün gece. 17 sayı 11 ribaund 9 asist ve 3 top çalma ile triple-double'ı bir asist ile kaçırdı ama son çeyrekte şansları pek yaver gitmedi. Raptors'un savunmasına takılarak kaybettiler. Son pozisyonda Iverson'ın pas vermeyerek yaptığı hata belki de maçı kaybettirdi


Günün hayvan performansları:
David West, Paul'un dönüşünden beri çıkışa geçerek eski West'i göstermeye başlamıştı bize yavaş yavaş. Dün gece de takımının maçı kazanmasında en önemli etkiyi yaratan isim olmuş. %72 ile şut atarak 32 sayı 10 ribaund'luk performansı bu sene içinde fazla göremiyorduk. Nets'e karşı görmüş olduk. Tesadüf mü? Bence değil. Paul'ün de 11 sayı 18 asist ve 3 top çalma yaptığına değinmeden olmaz...

Zach Randolph yine burada yine burada. Bu adamın ve Memphis'in gösterdiği çıkış gerçekten inanılmaz. 29 sayı ve 15 ribaund ile oynamış Boozer ve Mehmet'e karşı.

Monta Ellis geri dönmüş. 30 üzeri atarak takımına tek başına maçlar kazandırdıktan sonra biraz durulmuştu. Dün gece 39 sayı 4 ribaund ve 6 asist ile oynayarak bir kez daha takımına maçı kazandırmış. Sadece 4 kaybı yaparak (sadece dedim çünkü 8-9'a çok alışığız ondan)

Wade 33 sayı, 9 ribaund ve 8 asist yapmış. Triple-double ile flört etmiş. Kendilerinden 1-2 gömlek üstüne Phoenix'i deplasmanda yenmişler. Büyük başarı.

Chris Bosh'un 6 top kaybı var ama 29 sayı 9 ribaund ve 6 asist ile maçın kazanılmasını sağladı. Zaten son hücumda da Dalembert'e karşı basket faul bularak takımını 2 sayı öne taşıdı. Sonra Iverson son pozisyonda dalmaması gereken bir yere daldı ve pas çıkaramadı. Raptors kazandı.

Andrew Bogut 27 sayı 13 ribaund, 2 asist yapmış. Elbette yanındaki 6 bloğu unutmayalım. Kariyer rekoru çünkü...

Bizimkiler:
Ersan 26 sahada kalarak 13 sayı 11 ribaund ile oynamış. Warrick ile uzun forvetteki dakikaları paylaşıyorlar ama en azından hala ilk 5'te ve daha çok dakika alan da kendisi.

Mehmet tam 8 kere serbest atış çizgisine giderek sayılarının çoğunu buradan üretmiş. 16 sayı ve 6 ribaund.

Takımı baltalayanlar:
Rasheed yine keskin şutör kesilmiş başımıza. 8'de 1 üçlük ile oynamış. En son ne zaman 8 tane üçlük denedi hatırlamıyorum. Rivers tarafından uyarıldıktan sonra bir hayli kısmıştı çünkü üçlükleri... Ray Allen da 5/16 isabetle ufak çaplı bir balta indirmiş Celtics'e. Bu iki oyuncu daha iyi oynasalar, Hawks'u deplasmanda yenebilirlerdi herhalde.

Jameer Nelson 2/11 isabette kalmış. 'Mış' diyorum özellikle çünkü maçı izlememe rağmen Nelson'ın nasıl oynadığı hiç aklımda kalmamış bile, dikkat etmemişim.

Kobe 37'de 14 ile atarak üstelik pek çok orta mesafeli şutu kaçırarak takımını baltaladı diyebiliriz. Ama Odom hariç, takımdakiler biraz daha oynamaya niyetli olsalardı bu kadar zorlamak zorunda kalmazdı herhalde. Cavaliers maçındaki gibi oldu ama bu sefer Kobe de oldukça kötüydü.

CJ Miles 7'de 0 isabetle 0 sayıda kalarak baltacı ünvanını aldı. Boozer'ın da esasında 12 ribaund ve 4 asisti var ama 6/18 isabet ile oynamış yalnızca. Deron'ın olmaması tabii ki bütün takımı çok kötü etkilemiş.

Jennings 9'da 1 isabetle oynayıp sadece 5 sayı üretebilmiş. Üstüne 4 de top kaybı yapmış. Nerede ilk 1 aydaki Jennings, nere son 1.5 aydaki? Dünkü maçta 8 asisti ve 3 bloğu da var, yazmadan geçmeyelim.

Carter Gitti

İlk yarıda, perdeleme yapan Haywood (Belki Blatche de olabilir tam hatırlayamadım şimdi) ile çarpıştı ve sol omuzunu sakatladı(burktu). Aslında öyle sert bir perdeleme de değildi. Yine de Carter oldukça acı çekiyor gibi gözüküyordu ama unutmayalım ki Vinsanity'nin canı tatlıdır. Umarım uzun süre uzak kalmaz parkelerden.

8 Ocak 2010 Cuma

8 Ocak Programı

9 Ocak Cumartesi 02:00 / Orlando Magic - Washington Wizards
9 Ocak Cumartesi 02:00 / Toronto Raptors - Philadelphia 76'ers
9 Ocak Cumartesi 03:00 / Indiana Pacers - Minnesota Timberwolves
9 Ocak Cumartesi 03:00 / Utah Jazz - Memphis Grizzlies
9 Ocak Cumartesi 03:00 / Boston Celtics - Atlanta Hawks
9 Ocak Cumartesi 03:00 / New Jersey Nets - New Orleans Hornets
9 Ocak Cumartesi 03:30 / Chicago Bulls - Milwaukee Bucks
9 Ocak Cumartesi 03:30 (NTV) / Dallas Mavericks - San Antonio Spurs
9 Ocak Cumartesi 04:00 (NBA TV) / Miami Heat - Phoenix Suns

9 Ocak Cumartesi 05:00 / Los Angeles Lakers - Portland Trail Blazers
9 Ocak Cumartesi 05:30 / Sacramento Kings - Golden State Warriors
9 Ocak Cumartesi 05:30 / Cleveland Cavaliers - Denver Nuggets


Texas derbisini izleyeceğiz NTV'de harika. Üstelik Spurs kendini yavaş yavaş bulmaya başlamışken. Mavs ise biraz inişlı çıkışlı bir grafik gösteriyor. Spurs'e her zaman Nowitzki-Howard ikilisi nedeniyle ters gelmişlerdir. Howard da tamamen iyileştiğini açıkladı. Bu iki faktör sayesinde güzel bir maç bizleri bekliyor bence. Yoksa form durumları Spurs'ü favori gösteriyor.

Magic'in bu gece Washington'ı sürklase etmesini bekliyorum silkinip. Aslında Wizards da bu zor dönemde takım halinde kenetlenip iyi oynayabilir. Ama ben yine de Magic'in üstüste dördüncü vasatın altında olan takıma kaybetmesini beklemiyorum. Aslında keşke kaybetseler, ben de birkaç gündür ertelediğim Magic analizini bir gazla yazsam. Tabii bu gece kazanmaları da bu yazıyı kaleme almama engel olmayacak.

Gözü aydın Indiana'nın Murphy ve Granger dönüyorlar, Murphy ilk 5'te çıkacakmış. Granger bayadır oynamadı, muhtemelen bench'ten oyuna dahil olur.

Billups oynayacakmış Denver'da ama Carmelo muhtemelen yok. O da oynasa, 05:30'a ve dolayısıyla maç bitimi olan 8'e kadar ayakta kalmaya değerdi. Tabii Chris Andersen da olmayınca Cavs'in favori olduğu bir maç çıkıyor karşımıza.

Hedo ile Philly karşı karşıya. Toronto her ne kadar toparlanmış gibi gözükse de bu onların dengesiz olduklarını değiştirmiyor. Philadelphia da herhalde ligin açık ara en dengesizi. Philly evinde favori konumunda sözde ama bu maçta abartısız herşey olabilir. İki takımdan biri 40 sayıyla kazanırsa şaşırmam mesela...

Lakers ise 37 sakatı olan Blazers'a karşı açık ara favori elbette. Bütün sakatlıklar yetmemiş Andre Miller'ın da oynamama ihtimali varmış bu gece, sırtı ağrıyormuş. Ayrıca McMillan ile kavga etmiş Miller, belki de sakatlık bahane olabilir. Kısacası sakatlık veya değil, Blazers'da hiçbir şey düzgün gitmiyor bu sezon - kenetlenip mücadele etmeleri ve bazı sürpriz maçları kazanmaları hariç. Ama bugün de sürprizin daniskası olur artık.

Arenas-Crittenton Olayında Video Varmış (Değerlendirme)

Bu silah çekme olayı her geçen gün daha ilginç bir hal alıyor. Yine blog'da karambole giden bir habere göre olan şuymuş: Crittenton'a borcunu inatla uzun süredir ödemeyen Arenas, daha da gıcıklık yapmak için silahlarını Crittenton'ın dolabının önüne dizip "Seç istediğini" yazan bir kağıt iliştirmiş. Bunun üzerine Crittenton "Gerek yok" diye yanıtlamış ve ardından da silahını çıkarıp namluyu sürmüş ve silahı Arenas'a doğrultmuş.

Bence bu Arenas'ınkinden bile ciddi bir hareket ve Crittenton da çok büyük bir ceza almalı. Ama sorun şu ki Crittenton'ın silahı bulunamamış. Yani ortada sadece birkaç tanık var, delil yok. Bu durumda, Arenas'ta olduğu gibi işin davaya gitmesi pek ihtimaller dahilinde değil.

Stern ise sadece tanıkların dedikleri doğrultusunda bir ceza verebilir belki. Bu konudaki kurallara pek hakim olduğumu söyleyemeyeceğim. Ama daha önceki yazımda değindiğim gibi, Stern prestij ve marka değerini korumak için kimsenin gözünün yaşına bakmıyor. Crittenton'ı es geçmeyecektir.

Ayrıca bugün Amerika'nın en ünlü magazin sitelerinden birinin (TMZ - Michael Jackson'ın öldüğünü ilk duyuran site yanılmıyorsam) yaptığı habere göre güvenlik kamerası Arenas, Crittenton'ı çekmiş olabilirmiş. Wizards takımı bu videoyu aktarmakta sıkıntı çekiyormuş ve polis departmanından bilgisayar teknisyenleri onlara yardım etmeye gitmiş. Buna ek olarak da bir kaynağa göre Wizards takımının oyuncusunu korumak gibi bir niyeti yokmuş hatta polislere/federal ajanlara gereğinden bile fazla yardım ediyorlarmış. Yani aşırı bir iyi niyet söz konusu.

Aslında buna kötü niyet de diyebiliriz. Niye? Çünkü istedikleri şey 2 sezon önce 111 milyon dolar verdikleri Arenas'ın ceza alması ve bu sayede oyuncunun kontratını feshedebilmek. Bu kadar çok yardıma niyetli olmaları, etik olarak 2 ayrı açıdan bakılınca hem doğru hem yanlış diyebiliriz. Bu olayda Arenas'ın ceza alması için ekstra bir çaba varsa, Wizards kulübünün ayıbıdır. Ama açıkçası biraz hak da veriyorum. 2 senedir sakatlıktan dolayı yararlanamadıkları ve bu sezonun sonuna kadar %99 ihtimalle oynayamayacak olan Arenas'a bu kadar para verdikleri için çok büyük pişmanlık duyuyorlar...

Son olarak da yazmayı unutmuşum: Wizards kulübü, yazının en başında linkini verdiğim yazıdaki resimde eğlenen oyuncularına teker teker ceza vereceğini açıkladı.

Heat'in Amacı Ne?

Daha yeni Chalmers ile Arroyo arasındaki süre paylaşımı hakkında birşeyler karalamıştım. Şimdi de Heat, Nets'in kontratını satın alarak serbest bıraktığı Rafer Alston'ı eklemiş kadrosuna. Bu gece oynamayacakmış ancak bir sonraki maçta ilk 5'e yerleşmesi bekleniyormuş.

Chalmers benim çok beğendiğim bir oyuncu değildir. Ama geçtiğimiz sezon gösterdiği performansa göre, Heat'in ondan memnun olduğunu düşünüyordum. Ama bu sezon takımın kötü gidişatından dolayı Spoelstra onun yerine Arroyo'yu tercih etmeye başladı. Üstelik takım Arroyo ile çok daha iyi oynuyor. Şimdi bununla da yetinmediler ve Alston'ı aldılar. Arroyo - Chalmers ikilisinden kimin kalan oyun kurucu dakikalarını alacağı merak konusu. Normal şartlarda Chalmers'ın genç ve gelecek vaat ediyor olmasından dolayı bu rolü kapması lazım. Genç ve yetenekleri olan bir oyuncuyu bir anda 3-5 dakikalık sürelere mahkum etmek doğru hareket olmaz bana göre. Ama Arroyo'nun kalan süreyi alması için 2 tane neden var.

Birincisi yukarıda yazdığım gibi takımın onunla daha iyi oynaması. İkincisi ise Alston'ın da biraz Chalmers tipinde, biraz savruk oynayan bir oyuncu olması. Yani iki tane birbirine yakın tipte oyun kurucu ile oynamak riskli. Onun yerine yedek dakikalarını sağlam ve tamamen takım arkadaşlarını oynatmak prensibiyle parkeye çıkan Arroyo kapabilir. Bence Alston'a pek de gerek yoktu (Wade'in de 1 numara oynayabildiğini unutmayalım) veya ona gerek var idiyse Arroyo'nun kontratını yenilemek/garantiye çevirmenin gereği yoktu. Bana göre bu şartlar altında, takımın şu anki gidişatı için Arroyo, geleceği için ise Chalmers oynamalı. Eh bu sene de Heat'in playoff'larda yukarıları hedeflemediğini düşünürsek, bence Chalmers'ın en az 20 dakika (ki bu rakam çaylak yılına göre bile komik kalıyor) alması gerekiyor...

Heat'in bir sonraki maçında bakalım kim kaç dakika alacak?

Arenas'ın 10 Bahanesi

David Letterman'dan:

10) Sadece 1.93 boya sahipseniz ve 98 kiloysanız, kendinizi korumanız için tabii ki silaha ihtiyacınız var.
9) Kulüp Smith & Wesson (bir silah markası) ile sponsorluk anlaşması imzalamıştı.
8) Bütün ilginin Tiger Woods'un üzerinde olması sıktı.
7) Yılbaşı çekilişinde kimse "Silah almak yok" demedi.
6) Ne yani iki oyuncu soyunma odasında kumar borcu yüzünden birbirlerine silah çekemeyecekler mi? Burayı Rusya mı sandınız?
5) Domuz gribi?
4) Washington Wizards olduğumuz için, ne şekilde olursa olsun medyada yer almamız başarıdır.
3) Nets'e takas edilme ihtimalime karşı yanımda silah taşımaya karar verdim.
2) "Coach didn't specify what kind of pre-game shootaround it was" - Türkçe'de esprisi gidiyor bunun
1) İç çamaşırıma yerleştirdiğim patlayıcılar çalışmadı. (Amsterdam-Detroit uçağı olayına gönderme)

7 Ocak'tan Notlar

Dün gece sadece Bobcats - Knicks maçı vardı, yaklaşık bir 20-25 dakikasını seyrettim. Öncelikle 10/26 atan Jackson'ın Jarede Jeffries tarafından harika tutulduğunu söylemeliyim, hayattan bezdi Jackson. Yani sorun Jackson'ın formsuzluğu değildi. Ama belki biraz daha potaya gitmeyi deneyebilirdi karşısında ona göre yavaj olan Jeffries varken. Diğer taraftaki kritik eşleşme ise Mohammed ile Lee arasındaydı. Bu maçta uzak mesafeli iki sayılık atışlarda isabet bulan Lee aynı zamanda ayak çabukluğuyla Mohammed'i pek çok pozisyonda geçip sayıya gitti. Gelen ikili sıkıştırmalarda da boş adamları çok iyi buldu. Bir de Gallinari'ye değinmek lazım. Son 1.5 dakika içinde bulduğu 2 çok kritik üçlük (birisi çok uzaktan ve el üzerinden) ile maçı koparan isim oldu Knicks adına. Tabii Bobcats'in çok iyi hücum edip Felton ve Murray'e boş şutlar bulmasına rağmen bunları değerlendiremediğini de belirtmek gerek. Son olarak da 4. çeyreğin başında bulduğu sayılar ve yarattığı pozisyonlarla takımını öne taşıyan Nate Robinson'ı unutmayalım...

Edit: 27 sayı atan Chandler'a değinmemişim iyi mi? Çoğu pozisyonda çembere giderek karşısına gelen Gerald Wallace ve Jackson'a büyük üstünlük kurdu. Ayrıca defansta Jackson'ı tuttuğu dakikalar içerisinde pek de göz açtırmadı.

Ufkumuz Açıldı

Dün gece Efes Pilsen - Olympiakos maçını izliyorum. Nur Germen'den bir bomba geldi ki sormayın. Son bir buçuk dakika falan olsa gerek 4-5 sayı civarı yenik durumdayız zannedersem. Kaç sayı olduğunun önemi yok ama gerideyiz:

"Evet Melih'ciğim şimdi hem yemememiz lazım hem atmamız lazım. Biliyorsun bazen sadece yememek yetebiliyor ama şu anda hem yemeyip üzerine de atmamız gerek, öyle bir döneme girdik."

Demek ki neymiş, gerideyken sadece yemeyerek maç kazanılmıyormuş. Atmak da lazımmış. Öğrendiğimiz iyi oldu. Teşekkürler sayın Germen.

7 Ocak Programı

8 Ocak Cuma 02:30 / Charlotte Bobcats - New York Knicks

Tek maç, TV yayını yok. Bobcats defansının ligdeki en iyilerden biri olduğunu biliyoruz. Özellikle Gerald Wallace'ı 4 numaraya çektikleri zaman hem hücumda hem savunmada Knicks'in ilacı olacaklarını düşünüyorum. Ayrıca Knicks'in temposu Diaw'ın da sevdiği bir tempo ve Diaw bu tarz maçlarda iyi oynadığında X-faktörü oluveriyor. Ha bu sene kaç kere iyi oynadı derseniz, cevaplamakta zorlanırım ayrı. Ayrıca Brown Bobcats'in o tempoya çıkmalarına ne kadar izin verir bilemiyorum.

7 Ocak 2010 Perşembe

Günün En İyileri - 6 Ocak (LeBron'dan Kobe'ye Mesaj)



Güzel paslar izleyeceğiniz bir Top 10.

Baron Davis'in yerden verdiği pas genellikle hızlı olur ama Butler'ın pozisyonu gereği topu yavaş atmak zorunda kalıyor. Bir de eliyle de çeviriyor ki...

Maynor ve Kirilenko'nun pasları da güzel ama bunları sene içinde görüyoruz, geçmişte de bol bol gördük.

LeBron'un panyanın üzerinden, dışarı doğru zıplayarak attığı sayı tabii ki muhteşem. Ama bundan 1.5 ay kadar önce Kobe'nin attığının daha zor olduğunu düşünüyorum. Çünkü Kobe, rakibin ufak bir itmesi ile istemdışı olarak dışarı düşerken son çare olarak atıyor. LeBron ise bilerek, isteyerek o tarafa zıplayıp atıyor. Arada bence fark var.

1 numarada Celtics'in mükemmel son saniye hücumu var. Son saniye derken harbici son saniye, hatta 0.6 saniye. Eskiden sorgulardım niye bu hücumların hiç kullanılmadığını ama özellikle son birkaç yılda kısa süre kaldığında bu tip pozisyonları izlemeye daha bir alıştık. Ayrıca şunu belirtmem lazım ki, Pierce'ın pasının şiddeti ve isabeti mükemmel.

5 Puanla 5 Yıl Geriye Gitmek

Birçoğunuzun bildiği üzere Galatasaray'a Cemal Nalga olayı nedeniyle verilen 5 puanlık ceza 2-3 saat kadar önce kaldırıldı. Gerekçe de "yasal dayanağı olmaması". Neresinden tutsan elinde kalıyor karar. İlk başta rezaleti örtbas etmek için göstermelik ceza ver, üzerinden 2 ay geçsin millet sakinleşsin sonra cezayı kaldır. Eee? Şimdi sadece Cemal Nalga ve Tufan mı ceza aldılar yani? Bu mudur?

Unutmayalım ki bu iki oyuncu ve o olay sırasında görevdeki koçlar, hepsi kulübün çalışanları. Bir çalışanınız bir kuralı ihlal ettiğinde kulüp/firma nasıl olur da ceza almaz ve bütün yük bireylerin üzerine atılır? Galatasaray kulübü bireysel seviyede bile olsa sahtekarlık yaparak Nalga'yı cezalıyken oynatıyor ve kulüp bu sahtekarlıktan doğan bir ceza almıyor. Oldu olacak hükmen yenik sayıldıkları maçları da geçerli saysaydınız?

Bu 5 puanlık cezanın kalkmasıyla Galatasaray belki 2 veya 3 sene kazandı/kazanacak ama basketbolumuzun değerleri açısından 5 sene geriye gittik...

Not: Klasik 'Pis Fenerli' tepkileri gelecektir ama ben Galatasaray'lıyım. Öyle bir sorun var =)
Gecikmiş edit: İmla hataları.

Şans Faktörü Kariyer Bitirebilir

2006-07 sezonunun başlarında, tam da Steven Hunter'ın sakatlığı nedeniyle ilk 5'e yerleştiği sıralarda, antrenmanda bileğini kırmıştı Shavlik Randolph. Elbette potansiyeli ve ulaşabileceği nokta sınırlı bir oyuncuydu ama hiç de fena oynamıyordu ilk 5 çıktığı 7-8 maçlık dönemde. Yanlış hatırlamıyorsam diğer Philadelphia'lı oyuncular yaşanılan sahnenin çok kötü olduğunu ve sahanın diğer tarafından olayın boyutunu anladıklarını söylemişlerdi. O günden sonra belini doğrultamadı Randolph.

Sezon başında Heat ile sözleşme imzalayan ancak hiç dakika bulamayan Randolph'u, Heat birkaç hafta kadar önce serbest bırakmıştı. 30 Aralık'ta da, Billa ve Oden'ın sezonu kapamaları nedeniyle uzun oyuncu arayışına giren Blazers, Randolph ile sözleşme imzalamıştı. Onlar bile bu kadar zorda kalmalarına rağmen Randolph'u dün serbest bırakmışlar. Sadece 1 hafta sürdü Blazers ile NBA macerası. Bir sakatlık nelere kadir Randolph'un kariyerine bakarak görebiliyoruz...

Dediğim gibi, Randolph öyle yetenekli bir uzun değil ama NBA'de ne uzunlar, sadece boyları uzun olduğu için oynuyorlar. Randolph da kendisini gösterme şansı geldiğinde, talihsiz bir şekilde sakatlandı ve kariyeri bir daha yoluna girmedi. Ta o zamanki sakatlık için, buradan kendisine geçmiş olsun diyorum.

Not: Belki önemsiz bir oyuncu kendisi fakat bu tür detayları yazmak hoşuma gidiyor.

Takım Yakan Bozuk Saatler

Son 1 haftada iki tane ufak çaplı skandal vukuu buldu NBA'de. İlkinden, 2 gün sonra haberim olduğu için paylaşmamıştım. Buyrun önce onu koyayım:


Link

Atlanta Hawks ribaundu aldıktan sonra şut saatleri 24 yerine 14'ten başlıyor. Rakip sahaya geçip hücum başlayana kadar 4 saniye kalıyor. Gerçi ilginç bir şekilde Bibby ve Josh Smith'in saatten haberleri yok gibi geldi bana. Normal Hawks'da ve Bibby'de heyecan veya çabuk oynama telaşı görmedim. Aslında bence normal olan şey de farkına varmamaları, çünkü henüz 7-8 saniye geçmişken niye baksınlar ki saate? Sonuç olarak pozisyondan dolayı herhangi bir geri dönüş veya yeniden hücum olmamıştı. Ama Hawks'un da bu pozisyonda zorlama ve çabuk bir atış yapmak zorunda kaldığını düşünmediğim için bence çok da büyük bir sorun yok. Maçın devamında Cavs galibiyeti alan taraf olmuştu. Masa hakeminin yanlış tuşa basmasından dolayı meydana gelen ufak çaplı bir skandal. Şu olay playoff'larda falan olsa. Amanın aman.
(Edit: Bibby'nin açıklamasına göre saati farketmiş ve topu Josh Smith'e aktarmış. Halbuki benim bildiğim Bibby şut saatini 3 veya 2'de gördüğü anda üçlüğü gönderirdi potaya. Yanılttı Bibby beni. Belki de oyun durduğunda hakemlere itiraz eden koç Woodson, onun böyle demesini istemiştir =) Ayrıca, Hawks itirazda bulunmuş ama bu itirazın onaylanması çok düşük bir ihtimalmiş.)

Sırada dün gece Heat'in başına gelen saat problemi var. Bu sefer şut saati değil, kronometrede hata oluşuyor.


Link

01:10'da dikkat edin, zaten özellikle durdurup gösteriyorlar; kronometre yaklaşık 1-1.5 saniyeliğine duruyor. Bir pozisyon sonra Celtics maçın son hücumunu kullanırken, Wade topu çalıyor, gidiyor smacı basıyor ve 0.6 saniye kalıyor. Sonraki pozisyonda kenardan topu oyuna sokan Pierce, Rondo'ya alley-oop pası atıyor. Sonuç: Basket ve uzatmalar. Halbuki kronometre düzgün çalışmış olsa belki de Wade maçı kazandırmış olacaktı.

İki maçta da olayın son çeyrekte ve 'büyük' takımların lehine olması tesadüf mü? Bence kesinlikle evet. Ama yine de, kesinlikle tat kaçıran olaylar bunlar. Kimilerine göre maçların saat/kronometre bozulduktan sonraki kısımları tekrar oynanmalı. Ama bana sorarsanız gerek yok çünkü Hawks'lu oyuncular olayın farkında değillerken, Heat maçında kimse olayın farkına varmamış. Oyuncular da o saat gayet doğruymuşçasına oynadılar. Yani Shaq'ın 5. faulünü yapmışken, 6. faulünü almış gibi gösterilmesine benzemiyor bana kalırsa. O yüzden bu iki maçtan biri tekrar ettirilirse bana göre sürpriz olur. Tabii bu konudaki kurallara delicesine hakim olmadığımı belirtmeliyim...

Umarım gördüğümüz son hatalar olur. Çünkü Playoff'larda bu tarz şaibeli maçların yaşanması, çok büyük yaygaralar kopması anlamına gelir.

6 Ocak'tan Notlar

Günün X-faktörü:
Aslında Nets'i yenmek için x-faktörüne falan gerek yok ama Crawford kenardan gelerek 29 sayı katkı sağlamış Hawks'a, hem de ondan alışık olmadığımız bir şekilde yüzdeli atarak. 4 ribaund ve 3 asisti de var ayrıca. 119-89 rahat kazanmış Hawks tabii ki.

Günün etkisiz elemanı:
Oberto'nun ilk 5 başladığı maçta 11 dakika içerisinde yaptıkları: 0 şut denemesi, 0 sayı, 0 ribaund, 0 asist, 0 top çalma, 0 blok hatta top kaybı bile yok. Sadece 4 faul. Yahu insan birşey yapar be kardeşim. Bir topa değer.

Boşa kürek çekenler:
Carl Landry de 31 sayı ile kariyer rekorunu kırmış yanılmıyorsam. Yanında 10 ribaund ve 2 top çalma. Şut yüzdesi de: 14/23. Ama Suns takım halinde iyi oynayarak Rockets'ı118-110 yenmiş. Yazık olmuş gerçekten Landry'nin oyununa.

Aaron Brooks da bir guard olarak %50 isabetle ve 6/12 üçlük ile 34 sayı üretmiş. 4 de asist yapmış.

Rashard Lewis, geçen seneki formundan çok uzak ama dün bu sezonki en iyi maçlarından birini oynamış 5/10 üçlük isabeti sayesinde 24 sayı bulmuş, 5 ribaund almış, 5 top çalmış. Yine de Raptors'a yenilmekten kurtulamamışlar. Üç maçtır üstüste kaybediyorlar. Bir değişiklik şart gibi Magic'te.

Wade takımını oyunda tutmak için elinden geleni yapmış. 44 atarak bu sezonki en yüksek sayısına ulaşmış, ayrıca 5 ribaund alıp 7 asist yapmış ve ilginç olarak sadece 2 top kaybetmiş. Maç berabereyken topu çalıp smaca gitmiş ama 0.6 saniye kala Rondo'nun alley-oop'u ile maç uzatmaya gitmiş. Sonra da Celtics fazla gelmiş Heat'e. Bu arada maçın uzatmaya gitmesinde hakemlerin veya saatteki bir teknik sorunun da payı var, ona da değineceğim daha sonra.


Takımı baltalayanlar:
Jonny Flynn 11'de 1 isabet ve 4 top kaybı ile destan yazmış. Warriors-Wolves maçı olduğu için çok da üzerinde durmaya gerek yok. 107-11 Warriors kazanmış.

Nick Young, Arenas ve Miller'ın yokluğunda 37 dakika almış. Sorumluluk almaya çalışmış ama 18'de 5 atarak yüzüne gözüne bulaştırmış. Cavs için çok rahat bir maç olmuş: 121-98.

Heat dış oyuncuları harikalarmış tek kelimeyle. 6/28 isabetle oynamış Arroyo, Beasley, Q-Rich, Chalmers 4'lüsü. Wade ne küfretmiştir içinden.

İyi mi kötü mü?
Dwight Howard 10'da 7 isabetle 20 sayı atmış ve yanında 12 ribaundu var ama 9 top kaybı da nedir be kardeşim? İyi değil orası kesin de, baltacı sıfatını yapıştırarak ayıp etmek istemedim Howard'a.

Günün hayvan performansları:
Rondo'nun istatistikleri ilk bakışta dikkat çekmiyor: 25 sayı, 4 ribaund, 8 asist ama bunları 9/12 saha içi ve ilginç bir şekilde 7/8 serbest atış isabeti ile yapınca takdir edesim geldi. Hatta 6 top kaybını da es geçtim. Esasında Celtics'in ilk 5'ini komple buraya koymak lazım. Kaç kere böyle yazdım acaba Celtics için bu sezon?

Celtics gibi Suns'ı da buraya takım olarak koymak lazım. Her ne kadar Nash 26 sayı, 12 asistiyle ön plana çıkıyorsa da ve sistem ona bağlı olsa da, takım halinde 13/25 üçlük isabeti bulduklarının altını çizelim. İlk 5'in 4'ü 20 sayı ve üstünde atmış.

Baron Davis 18'de 10 saha içi isabetiyle 25 sayı, 5 ribaund, 10 asist, 2 top çalma... Devamı aşağıda.

Günün sürprizi:
Lakers 91 - Clippers 102. Baron Davis oynayınca, Clippers bambaşka bir takım oluyor gerçekten. Eh tabii Fisher'ı karşısında görünce de dayanamamış Davis. Takım olarak 4/15 üçlük atmalarına rağmen, boyalı alanda domine etmişler Lakers'ı. Odom-Bynum ikilisinin oldukça zorlanacaklarını yazmıştım zaten ama bu kadarını da beklemiyordum. İkisi toplam 10/27 isabette kalmışlar. Kobe de artık kötü gününde olduğundan mı yoksa Butler'ın savunması sayesinde mi bilmiyorum 30 şutundan sadece 10'unu sayıya çevirebilmiş. Eh mağlubiyet kaçınılmaz olmuş.

Bizimkiler:
Hedo %50 isabetle 17 sayı üretmiş ve Raptors'ın maçı kazanmasındaki en önemli faktörlerden biri olmuş. Calderon'un dönmesi milli oyuncumuzun asistlerinin azalmasına neden olacak gibi yine. 4'te kalmış bu kategoride.

Mehmet ise 3. çeyrekte kopan maçta 9 sayı ve 4 ribaundla oynamış.

Arenas'ın Şakası Kaka Oldu (Sezonu Kapadı Sayılır)

Arenas'ın cezasının, Artest olayındaki gibi örnek teşkil etmek için, çok büyük olabileceğine şu yazının sonunda değinmiştim. Şu üstteki resim Stern'ü çok kızdırmış olsa gerek. Nitekim 2 saat kadar önce NBA tarafından, Arenas'a süresiz olarak maçlara çıkmama cezası verildiği açıklandı. Yani diğer anlamıyla, bir sonraki karara kadar. Bu da NBA'in soruşturmasının bittiği güne denk gelecek. Neden FBI ve polisin soruşturmasının bitimine kadar bir ceza verilmemiş orasını anlamadım. Tabii NBA'in soruşturması bitince de ne olacağı meçhul. Ama Arenas çok büyük ihtimalle NBA tarafından suçlu bulunacak ve sezon sonuna kadar da ceza alacak gibi duruyor. Stern'ün kafasındaki plan budur herhalde. Hatta Arenas mahkemede de suçlu bulunursa, Wizards, deli dolu oyuncunun şişkin kontratını (2014'e kadar 96 milyon dolar) feshetme hakkına sahip olacak. Hatta böyle bir gelişmeyle beraber Adidas da herhalde sponsorluk anlaşmasını yırtar atar. Kısacası işler çok karışık.

Stern'ün NBA'in prestijini ne denli koruduğunu ve bu amaç doğrultusunda kimsenin gözünün yaşına bakmadığını biliyoruz. Son zamanlarda Artest, Chris Andersen ve Carmelo Anthony bu konuda ilk aklıma gelenler (kesin aklıma gelmeyen önemli örnekler vardır). Hatta playoff'larda da Diaw-Amare ikilisi vardı, hiçbir şey yapmamalarına rağmen bir kavga/tartışma sırasında bench'ten kalkıp hakem masasına doğru yaklaştıkları için ceza almışlardı. Kısacası NBA'in marka değerini aşağı çekecek hareketlere kesinlikle tolerans gösterilmiyor.
Dün Arenas'ın yaptığı ve bu yazının üstündeki fotoğrafı gün içinde de paylaşmıştım. Aslında kendisiyle dalga geçmesi bakımından komik evet ama disiplinsiz bir hareket ve kesinlikle "Ben hatayı yaparım, üzerine de utanmadan dalgamı geçerim." şeklinde bir mesaj var. Bir NBA sever olarak eğlenmiş olsam da "Vay anasını bunu da mı yapmış?" şeklinde tepki göstermiştim. Nitekim Wizards takımı da Stern'ün kararını desteklemiş. Fotoğraftaki hareketi kastederek şu açıklamayı yapmışlar: "Arenas'ın dün gece yaptıkları ve söyledikleri (Stern için 'kötü biri' demiş) kesinlikle kabul edilebilir şeyler değildi. Ayrıca bu davranışlar bazı oyuncularımızın komiğine gitti, bu da kesinlikle kabul edilemez... Kulübün sahibi Abe Pollin (yaklaşık 1 ay önce vefat etti) önderliğinde bu tarzdaki davranışlara asla tolerans göstermedik, bundan sonra da gösterecek değiliz."

Acaba Türkiye'de olsa bu cezayı alan oyuncunun kulübü nasıl bir tepki gösterirdi federasyona? Bir düşünün. Başka da yorum katmıyorum Wizards takımının açıklamasına. Takdir ettim, saygı duydum.

Arenas bu sezon kaçırdığı her maçta 147200 dolar kaybedecekmiş. Üstelik de ironik olarak kararın çıktığı gün yani 6 Ocak, Arenas'ın doğumgünüymüş. Mükemmel bir doğumgünü hediyesi geldi Stern'den. İyi ki doğdun Arenas!

Son 2 senesini diz sakatlığı ve ardından parkeye erken dönme sevdası nedeniyle kaçıran Arenas şimdi prestjini ve insanların/NBA takımlarının gözündeki değerini iyice ayaklar altına alacak bir durumla karşı karşıya. Bundan 3 sezon önce LeBron'a meydan okuyan 1 numaralı adam idi. Şimdi ise kariyeri açısından çıkışı olmayan, dipsiz bir kuyuya düşebilir. Nereden nereye...

6 Ocak 2010 Çarşamba

6 Ocak Programı

7 Ocak Perşembe 02:00 / New Jersey Nets - Atlanta Hawks
7 Ocak Perşembe 02:00 / Washington Wizards - Cleveland Cavaliers
7 Ocak Perşembe 02:00 (NBA TV) / Toronto Raptors - Orlando Magic
7 Ocak Perşembe 02:30 / Boston Celtics - Miami Heat
7 Ocak Perşembe 03:00 / Golden State Warriors - Minnesota Timberwolves
7 Ocak Perşembe 03:00 / New Orleans Hornets - Oklahoma City Thunder
7 Ocak Perşembe 03:30 / Detroit Pistons - San Antonio Spurs
7 Ocak Perşembe 04:00 / Houston Rockets - Phoenix Suns
7 Ocak Perşembe 04:00 / Memphis Grizzlies - Utah Jazz
7 Ocak Perşembe 05:30 / Los Angeles Lakers - Los Angeles Clippers


Nets için çok fazla bir şey yazmaya gerek yok, zaten halleri ortada. Atlanta'nın moral bulma maçı olacak gibi bu akşam. Zaten takım kötü oynadığı için toplantı da yaptılar.

Hidayet bu gece NBA TV ekranlarında eski takımına karşı mücadele edecek, eski taraftarının önüne çıkacak. Kendisinin yerini alan Vince Carter karşısında etkili bir oyun sergileyeceğini öngörebiliriz çünkü Carter gerçekten çok formsuz ve bileği de onu etkiliyor. Howard ise Raptors'un zayıf pota altına karşı Orlando'nun en etkili kozu olacaktır, tabii üçlüklerden fırsat bulup onu beslerlerse.

Bundan 5 sezon önce finalde karşılaşan iki takımdan biri o günleri mumla ararken, diğeri zor da olsa zirvede tutunmaya çalışıyor. Spurs son aldıkları galibiyetlerle biraz toparlandığını gösterdi ama Pistons için aynı durum söz konusu değil. Hamilton, Prince, Gordon, Villanueva gibi isimler sakatlıklardan döndü ama Pistons hala çökük durumda. Hamilton'ın şut yüzdesi yerlerdeydi son maça kadar, dün gece %50'nin üzerine çıkarak belki bir işaret vermiştir bizlere? Yine de Spurs kazanacaktır. Tabii Ginobili'nin bütün takıma hastalığını yaymadığını varsayarsak.

Los Angeles derbisinde, Clippers cephesinde Kobe'yi durdurabilecek bir oyuncu yok. Rasual Butler fena bir savunmacı değil ama karşısında dünyanın en iyi şutör guard'ı olacak. Takımı sıkıştığında sazı eline alan süper yıldız, bu maçta ön planda olacaktır, çünkü Odom-Bynum ikilisi bugün zorlanabilirler Clippers pota altına karşı.

Celtics'de Pierce ve Rondo takımdaki yerini alıyor bu gece. Garnett ise yok.

Hawks, Raptors'ı Örnek Aldı

Aralık ayının ilk günlerinde Raptors takımının oyuncuları, Hawks'dan 31 sayı fark yedikleri gece toplanıp kötü gidişatı nasıl değiştirebileceklerini konuşmuşlardı. Özellikle de defans problemlerine dikkat çekilmişti bu toplantıda. Raptors o günden beri 10 galibiyet alıp sadece 5 kere yenildi. Aslında bu toplantının defanslarını iyileştirdiğini söylemek çok da doğru olmaz ama en azından fikstürün de yardımıyla, ufak çaplı bir çıkışa geçtiler diyebiliriz.

Şimdi de son 6 maçın da 5'ini (ve son 4 maçını) kaybeden Atlanta Hawks takımı aynı Raptors gibi bir toplantıya yapmış. Yine toplantıda defansa dikkat çekilmiş. Al Horford konuyla ilgili "Hücumda sorun yaşayınca savunmada mücadele etmeyi bırakıyoruz halbuki şutlarımız girmediği zaman savunma yapıp maçın içinde kalmalıyız." demiş. Marvin Williams ise "Tamamen pozitif bir toplantıydı." şeklinde özetlemiş olayı. Bu tarz toplantıların, takımı pozitif etkilediğini geçmişte pek çok kereler gördük. Bakalım aynı etkiyi Hawks'da da görebilecek miyiz?

Ama bana kalırsa yanlış bir zamanda yapmışlar toplantıyı. Bu gece Nets ile oynuyorlar, toplantı yapmamış olsalar da bu gece farklı kazanıp moral bulabilirlerdi. Gerçi Nets'den sonra üstüste Celtics-Magic-Celtics maçlarına çıkacaklar...

Gerçekten Şakası da Oluyormuş

Taraftarlardan biri de pankartta yazan cümleyi aynen bağırmış salonun sessiz olduğu bir anda.

Konu hakkında bilgisi olmayanlar şuraya tıklayabilirler.

5 Ocak'tan Notlar

Günün hayvan performansı:
Kenyon Martin'den 27 sayı ve 13 ribaund gelmiş hem de 11/18 isabetle. K-Mart en son ne zaman 27 sayı atmıştır acaba? Denver'daki ilk yılı diye bir tahminde bulunayım. 27 sayı ya. Yine şaşırdım şimdi.

Gecenin sürprizlerinden birine imza atan Indiana'da Roy Hibbert 26 sayı 8 ribaund 3 asist 4 blokluk performansıyla maçı kazandıran isim oldu. Hem de Dwight Howard'a karşı.

Steve Nash 7 top kaybı yapmış ama bunun yanında %50 şut isabeti ve 13/13 faul ile 30 sayı göndermik Kings potasına. 13 kere de takım arkadaşlarını sayıyla buluşturmuş. Daha ne yapsın bir oyun kurucu?

Zach Randolph Blazers pota altına karşı 27 sayı, 14 ribaund, 3 asist ve 3 top çalma ile oynamış. Aslında normal sayılır son zamanlardaki formuyla kıyaslayınca.

Lamar Odom. Hep diyorum bu adam uzun forvet oynamalı, oynamak zorunda diye. Triple-double'ın kıyısından dönmüş. 17-19-9 ile. Hayvansın Odom. Phil Jackson inşallah bir daha bu adamı kısa forvette kullanmaz. Basketbol zevkimiz açısından diyorum, yoksa Lakers'ın aleyhine olması pek de umrumda değil.

Takımı Baltalayanlar:
Vince Carter dengesiz form grafiğine berbat bir halka daha ekledi. 15'te 2 isabet oranı gerçekten yakışmıyor yıldız oyuncuya. Yalnızca 6 sayı attı Indiana karşısında. Burkmuş olduğu bileği onu etkiliyor olabilir...

Iverson oynadığı berbat son çeyrek ile bu listeye giriyor. Sixers'a maçı kaybettiren isim oldu adeta. 34 dakikada yalnızca 4 sayısı ve 5 asistine karşılık tam 7 top kaybı yaptı. Kontrati garanti hale geldikten hemen sonra gelen bu performans rastlantı mı? Evet ama yine de Iverson'ı baltacı yapmaya yetti.

Boşa kürek çekenler:
Warriors takımından 3 isim giriyor listeye... Monta Ellis 14/29 isabetle 32 sayı üretip yanına 6 asist eklemiş ama Carmelo-Billups'sız Nuggets'a yenilmişler yine de. Tabii son saniyede maçı hakemlerin Denver'a hediye ettiğini de unutmayalım. Stephen Curry de 10/13 saha içi isabetiyle 26 sayı üretip, 6 asist yapıp, 3 de top çalmış. En ilginci ise 6/6 üçlük atması. Zaten iyi bir şutör ama Kerr bile 6/6 üçlük attığında şaşırırım ben yani. Çok zor iş. Maggette de neredeye şut kaçırmadan oynamış. 12/16 saha içi ve 11/12 serbest atış isabeti. Yanına da 7 ribaund, 3 asist ve 2 top çalma eklemiş.

Dalembert bu sezonun şüphesiz en iyi oyununu oynadı Wizards karşısında ama galibiyet için yeterli olmadı. 20 sayı 20 ribaund ile oynarken hiç blok yapmamış olması ve 4'te 4 serbest atış isabeti kendisinden beklenmeyecek istatistikler olarak kağıda geçti. Ayrıca 76'ers'dan Igoudala da var... 20 sayı, 6 ribaund, 8 asist ve 4 top çalma ile oynadı.

Tyreke Evans, Suns'a karşı 27 sayı, 11 ribaund ve 7 asist ile oynamış, ayrıca 2 de top çalmış. Ama 24 sayı bulan Casspi'den başka pek yardımcı çıkmamış kendisine.

Aldridge dönmüş ama buna rağmen Brandon Roy adeta tek başına direnmiş rakibe. %50 şut isabetiyle 27 sayı atıp, 9 da asist yapmış Roy.

İyi mi kötü mü?
Gooden 4-16 şut isabetiyle oynarken yanına 18 ribaund alınca ve bunların 9'u hücum ribaundu olunca kararsız kaldım nereye koysam diye.

Günün X-Faktörü:
Jason Terry kenardan gelip coşmuş yine. 19'da 11 şut isabetiyle 26 sayı ve 5 asist, top kaybı da yok.

Bobcats'te Ronald Murray, kendini aşarak yaptığı skor katkısı ile galibiyette önemli bir pay sahibi oldu. 8-12 isabet oranı ile 25 sayı buldu Murray.

Ersan:
Ersan maça çok iyi başlamasına rağmen ilk çeyrekteki 4 ribaund 2 asistten sonra sadece 13 dakka süre bulabildi. 5 ribaund 4 asist 2 sayı ile tamamladı maçı. Ersan'ın dakikalarında ciddi bir düşüş var son maçlarda. Gerçi bu maçta ne olduğunu bilmiyorum, erkenden koptuğu için de oynamamış olabilir. Ama umarım en yakın zamanda toparlar Ersan kendisini.

Savunma:
Lakers 88-79 kazanmış Rockets'a karşı. Houston 4/23 üçlük isabetinde kalırken, saha içi isabeti de %40'ı ancak bulmuş. Rockets'ın da Lakers'ı 88'de ve 2/10 üçlük oranında tuttuğunu es geçmeyelim.

Sabırsız Morrison


Link

Bitse de gitsek havasında, fark 40 iken "Hadi kısa kesin de maç bitsin der" gibi adeta.

5 Ocak Programı

6 Ocak Çarşamba 02:00 (NBA TV) / Chicago Bulls - Charlotte Bobcats
6 Ocak Çarşamba 02:00 / Orlando Magic - Indiana Pacers
6 Ocak Çarşamba 02:00 / Washington Wizards - Philadelphia 76'ers
6 Ocak Çarşamba 02:30 / Milwaukee Bucks - New Jersey Nets
6 Ocak Çarşamba 03:30 / Detroit Pistons - Dallas Mavericks
6 Ocak Çarşamba 04:00 / Golden State Warriors - Denver Nuggets
6 Ocak Çarşamba 05:00 / Memphis Grizzlies - Portland Trail Blazers
6 Ocak Çarşamba 05:00 (NBA TV) / Phoenix Suns - Sacramento Kings
6 Ocak Çarşamba 05:30 / Houston Rockets - Los Angeles Lakers

NBA TV'de yayınlanan ilk maç Rose ve genel olarak Bobcats sempatimden dolayı benim açımdan ilgi çekici. Chicago'nun son dönemdeki çıkış sonrasında dün gece Oklahoma City duvarına çarptı. Hiç dinlenmeden Bobcats deplasmanına gidiyorlar bu gece ama bireysel olarak Derrick Rose veya - ufak bir ihtimal de olsa - bir başkası patlama yapmaz ise, işleri çok zor gözüküyor. Charlotte son 2 maçını kazandı ve evinde...

NBA TV'deki ikinci maç da seyir zevki açısından oldukça potansiyelli. Tek sorun Phoenix'in bir anda kopup gitme ihtimali. Ama onun dışında: Nash-Amare ve Phoenix sistemine karşı Evans ve Kings'in gençleri... Kesinlikle izlenesi.

Sixers'ın dibe vurduktan sonra artık bir şekilde çıkması şarttı ve son 4 maçın 3'ünü kazanarak (Portland,Sacramento,Denver) bunun sinyallerini verdiler. Böyle bir periyod için olabilecek en iyi rakip var karşılarında. Washington bir yandan Arenas'ın skandallarıyla çalkalanırken takım olarak da iyi durumda değil. Sixers evinde taraftarına mutlu bir gece yaşatmaya yakın. Ama savunmalarının ne kadar kötü durumda olduğunu hatırlatmakta yine de fayda var.

Rockets genel olarak Lakers'a ters gelen bir rakip. Bu sezon 3. kez karşı karşıya geliyorlar. Lakers ilk maçı sadece 1 sayı farkla kazandı, diğerini ise kaybetti. Zaten geçtiğimiz sezon playoff'larda yine T-Mac ve Yao'dan yoksun Rockets'ı ancak 4-3 geçebilmişlerdi. Savunmaların ön plana çıkacağı bu maçta Artest ve Odom oynayacaklarmış ama Gasol çok büyük ihtimalle yok. Yani yine dar bir rotasyon veya etksiz - hatta negatif etki eden - bir bench Lakers'ı bekliyor. Hele Odom veya Artest oynamazsa... Kısacası hiç kolay bir maç olmayacak bence.

Grizzlies - Blazers'da ise bir tarafın pota altı inanılmaz formda, diğer tarafın boyalı alanı ise Juwan Howard tarafından korunuyor. Maç 48 dakika çekişmeli gidecek olursa Randolph-Gasol ikilisi 70 sayı 50 ribaunda ulaşabilirler. Roy insanüstü işler yapmazsa, Grizzlies boyalı alandaki üstünlüğü ile kazanmalı.