BIY AD

14 Kasım 2009 Cumartesi

Howard 2 Maç Üst Üste Kaldıramadı

Bileğinden olduğu ameliyattan 5.5 ay sonra, hala tam olarak iyileşememiş Josh Howard. Aralık sonuna kadar oynamama ihtimali varmış. Mavericks'i çok etkiler mi, pek sanmıyorum zaten Mavs Howard'sız 5 maç yaparken, Howard ile birlikte sadece 3 maça çıktı. Alışıklar yani onsuzluğa.

Suç biraz da onu 2 maç üstüste sahaya süren teknik kadro ve sağlık ekibinde belki de. Güçlü kısa forvet, kariyerinin sonuna kadar 80 ve üzerinde maç yaptığı bir sezon geçirirse, hatırlatın bana dişimi kıracağım.

Eskimo Martin

Kalitesi pek iyi değil çünkü Hawks - Celtics maçını izlerken videodan aldığım bir görüntü. Kenyon Martin, dünkü Lakers maçı için Pepsi Center'a bu kılıkla gelmiş.

13 Kasım'dan Notlar

Deron Williams'dan yoksun Jazz, şaşırtıcı şekilde etkili ve verimliydi hücumda. Bunda biraz Philly'nin inanılmaz kötü savunması da vardı. Jazz'da istisnasız her oyuncu, istedikçe boyalı alana girebiliyordu. Zaten bir süre sonra sıkılıp başka maçlara geçtim. Philly'de ise Eddie Jordan'ın bir şekilde Brand'den tam randımanla yararlanabileceği bir sistem bulması gerekiyor. 'Franchise player' olsun diye alınan bir uzun forvetin 24 dakikada 2 ribaund alması gerçekten facia. Ayrıca Brand'in hücumda Philly'e Fransız kaldığını söylemeliyim. Ne yapacağını kesinlikle bilmiyor. Philly hem hücumda, hem defansta büyük sıkıntılar çekiyor. Hala zamana ihtiyaçları var, o açık.

Bu maçı izlemedim ancak şurada değinmiştim. Nelson gerçekten hasta ruhlu bir insan olduğunu kanıtlarcasına bir sistemde oynuyor. Anthony Randolph, Nelson'la bir pozisyonda tartıştığı için sadece 6 dakika görev almış. Nelson'ın topun ağzında olduğuna dair söylentiler çıkmaya başladı. Knicks de bu mağlubiyetle 1 galibiyet 9 mağlubiyete gelerek, tarihinin en kötü başlangıcını yaptı. Utah Jazz ellerini ovuşturuyordur. Niye? Çünkü geçmişte yapılan bir takas nedeniyle, 2010 draft'ında Knicks'in ilk tur seçimi Utah'a gidecek.

Enerjik Şahinler, Celtics'i yenmişler. Celtics açısından çok zor bir maç beklediğimi söylemiştim. İzleyemedim maçı, birkaç saat sonra eve dönünce izleyeceğim. Celtics'in 1/15 üçlük isabeti dikkat çekiyor. Bu sezon evlerinde ilk kaybettikleri maçta, Suns'a karşı da benzer bir yüzdeyle atmışlardı.

Hornets'ın, Blazers'ı yenerek sürpriz yapabileceğine değinmiştim. Paul, fark 10 sayı iken ve kötü oynarken (1/8 saha içi isabeti) bileğini burkmuş ve oyundan çıkmış. Yaklaşık 2 hafta oynamayacakmış. Hornets bu dönemde galibiyet alabilecek mi acaba çok merak ediyorum. Normal şartlarda her maç (rakip kim olursa olsun) 20 fark yemeleri lazım.

Deli gibi uykulu bir şekilde, ilk yarısını yarım yamalak izleyip ardından devrede bayıldığım bir maç oldu. Bunu da aynı Celtics-Hawks gibi eve gelince izleyeceğim. Tyreke Evans'a bir kez daha hayran kaldım, inanılmaz bir çabukluğa ve defansı okuma yetisine sahip. Tee draft zamanında youtube videolarına bakarak çembere müthiş bir şekilde gittiğine değinmiştim. Aynı Tyreke'i, kolej oyuncuları yerine Rockets'a karşı - 2/3 pozisyonluk da olsa - izledim diyebilirim. Orta ve uzak mesafeli şutlarda beklediğimden çok daha başarılı bir performans çizdi, gerçi 2 tane saçma sapan şut seçimi yaptı ve hatta 1 tanesi çembere bile değmedi. Ama çaylak olduğu için bunlar normal. Kings'de Udrih'in inanılmaz formda olduğunu ve kendisine hazırladığı pozisyonlarda, çabuk çıkardığı şutlarla isabet bulduğunu söylemeliyim. Ariza için ise gerçekten diyecek söz yok, beni yanıltmaya devam ediyor. El üzerinden attığı üçlükleri biraz daha kıssa işte o zaman daha da harika olacak. Belki Rockets'a liderlik yapıyor ama hücum potansiyeli o kadar da yüksek değil.

Lakers sonunda yenildi dediğim gibi. Bana göre Gasol'süz çok daha narin bir Lakers var. Narin derken, Gasol'ün sertlik getirdiğini düşündüğümü sanmayın, sadece Lakers takımı daha kırılgan bu eksiğiyle onu söylüyorum. Ayrıca izlediğim 3-4 maçlarında, oyunlarını da çok beğenmediğimi dile getirmiştim. Ne olursa olsun, Kobe-Odom-Bynum-Artest'li takım 26 sayı fark yerse, sonuç şaşırtıcıdır. Bu maça da eve gelince bakacağım.

Son maçta ise dengesiz Clippers ile uzak mesafeli şutlara dayalı Raptors karşılaşıyor demiştim. İlk çeyrekte hiç üçlük atmayan rakibine 34-17'lik üstünlük kuran Clippers, rakibi maçın geri kalanında 9/19 üçlük isabeti bulunca maçı 15 sayı farkla kaybetmiş. Yani 3 çeyrekte 30 sayı fark yemişler. Ne olacak bu Clippers'ın hali diye soruyorum Dunleavy'e. Gerçi koçluktan alınıp, sadece genel menajer olarak sürdürecekmiş görevini, duyumlar o yöndeymiş. Hornets'da Scott'ın kovulmasını eleştirmiş olsam da, Clippers'ın şu kadrosuna baktığımda Dunleavy'nin başarısızlığı nedeniyle görevinden alınması kadar doğal birşey yok bence.

23 Giymiyoruz Arkadaşlar

Dün akşam maç izlerken, video kesip biçerken arada bu konuyu unuttum. LeBron, kendisinden beklemediğim bir harekete imza attı ve Michael Jordan'ın 23 numaralı formasını ligde kimsenin giymemesi için bir imza kampanyası başlattı. Bu konuda daha önce ESPN bir anket yapmıştı, ben de şurada değinmiştim. NBA ve basketbola Jordan kadar katkı veren kimsenin olmadığını söylemiş ve şöyle devam etmiş: "NBA logo'su değişmeyeceğine göre, başka birşey yapılmalı. Bence kimse 23 numaralı formayı giymemeli. NBA'deki her oyuncunun imzalamasını sağlayacağım. Eğer ben 23 giymeyeceksem, başka kimse de giyememeli."

LeBron bu işe öncü olmak için gelecek sezondan itibaren 23 yerine 6 numaralı formaya döneceğini açıkladı. 6'nın özellikleri: Olimpiyatlar'da James'in giydiği forma, en sevdiği 2. oyuncu olan Julius Erving'in numarası, ilk çocuğunun doğum günü 6 Ekim ve ikincisi de 6. ayda yani Haziran'da doğmuş. Sanki hafiften kafayı bozmuş rakamlarla LeBron.

Bu arada LeBron'un bundan önce 23 numaralı giymesinin nedeni "Ben yeni Jordan'ım" mesajı vermek değil. Majesteleri'ne olan saygısından ve en beğendiği oyuncu olduğu için 23'ü tercih ettiğini defalarca kez açıklamıştı. Umarım lig tarafından kabul edilir LeBron'un bu isteği. Ben de, Jordan'ın NBA'de tarih yazmak dışında bir damga vurması/bir imzası olması gerektiğine inanıyorum. Yakışır Majesteleri'ne.

Hornets Kümeye

Tarihin En İyi (!) Maçı

Az önce biten Warriors-Knicks maçının yarısından çoğunda - 26 dakika boyunca - Don Nelosn'ın sahada pivot olarak tuttuğu adam Corey Maggette idi. Ve ve ve buna rağmen 121-107 kazandı Warriors, New York deplasmanında. Daha ne diyeyim ki? Söyleyecek hiçbir şeyim yok. Programı değerlendirirken belirtmiştim, buram buram kalite kokan(!) bir maç olmuş hakikaten.

13 Kasım Gecesi Programı

14 Kasım Cumartesi 02:00 / New Jersey Nets - Orlando Magic
14 Kasım Cumartesi 02:00 (NBA TV) / Utah Jazz - Philadelphia 76'ers
14 Kasım Cumartesi 02:30 / Golden State Warriors - New York Knicks
14 Kasım Cumartesi 03:00 / Atlanta Hawks - Boston Celtics
14 Kasım Cumartesi 03:00 / Dallas Mavericks - Minnesota Timberwolves
14 Kasım Cumartesi 03:00 / Portland Trail Blazers - New Orleans Hornets
14 Kasım Cumartesi 05:00 (NBA TV) / Houston Rockets - Sacramento Kings
14 Kasım Cumartesi 05:30 / Los Angeles Lakers - Denver Nuggets
14 Kasım Cumartesi 05:30 / Toronto Raptors - Los Angeles Clippers

- Magic'te Lewis-Anderson-Bass üçlüsü yokmuş. Yani takımın 3 uzun forveti birden. Matt Barnes 4 numarada başlayacakmış. Deli gibi geniş olan kadroda adam kalmadı resmen. Yine de bu Nets'i rahat yenmeleri için yeterli bir sebep değil kesinlikle.

- Jazz'da Deron Williams yok. İki takım da zaten çok kötü basketbol oynuyorlar. Maalesef NBA TV bu maçı veriyor. Keşke başka maçı verseymiş, Iggy'nin 2-3 tane vuracağı smaç, Speights ve Memo dışında ilgimi çeken birşey yok maçta.

- Warriors ve Knicks... İki kaos içindeki, 4 numarada üçlük atan hızlı adamlar oynatan takım karşı karşıya. Bol sayı, bol top kaybı, bol üçlük ama bunları belli bir kalite çerçevesinde beklememek lazım.

- Hawks ile Celtics arasındaki maçı ben izlemek isterim açıkçası bu gece. Birer yıl daha yaşlanmış olan Celtics yıldızları, enerjik genç ve artık daha tecrübeli olan şahinlere karşı oynayacak. İki sene önce Celtics şampiyon olurken, Hawks'u zar zor 4-3 ile geçmişti. Ardından geçtiğimiz sene sezon içinde süpürmüşlerdi. NBA'in en iyi hücum eden takımlarından Hawks, en iyi defans yapan Celtics'e karşı. Celtics'in hiç kolay kazanmasını beklemiyorum. Düşündüğüm kadar çekişmeli olur ise yarın izlemeyi düşündüğüm ilk maç bu.

- Al Jefferson yokken Mavs - Timberwolves maçı izlenmez bence. Bu arada belirteyim Josh Howard da yok Mavs'de.

- Koçunu yeni kovan Hornets ile 2 kere Timberwolves'u, 1 kere Grizzlies'i yenerek 3-3'ten 6-3'e gelen Blazers karşılaşıyor. Bu 3 galibiyet takıma moral verse de boşuna havaya girmelerine neden olmuştur belki de, Hornets da koç değişikliğinden sonra silkinip bir tokat vurabilir Blazers'a. En azından koşullar buna çok elverişli.

- Kings maçı. Uyuyakalmazsam Tyreke Evans'ı bir kez daha izleyeceğim. Daha önce Hornets'a karşı izleyebilmiştim kendisini. Onun dışında Ariza'nın takım liderliği ile olan sınavını bir kez daha gözlemleyebileceğiz. Güzel bir maç olma potansiyeli var bence. Rockets'ın yenmesini bekliyorum onu da söyleyeyim.

- Gasol'süz Lakers, Nuggets deplasmanında. Ben ya Suns ya da Nuggets'ın yeneceğini düşünüyordum Lakers'ı. Suns gitti geriye Billups-Nene-Carmelo kaldı. Lakers daha dün maç yaptı, çok kasmamış olsalar da hızlı tempoda geçen bir maçtı. Yorulmuş olabilirler. Uzun süredir de dar bir rotasyonla oynuyorlar. Carmelo, Artest'e rağmen 30'lu sayıları bulacaktır bence. Gerçi öyle tahminler yaptım ki, hepsi patlayabilir bu maçta =)

- Hedo ile Clippers kozlarını paylaşacaklar. Kaman'ın ufak bir sakatlığı vardı ancak oynayacakmış. Clippers çok dengesiz, Raptors dış şuta dayalı oynuyor. Açıkçası bu maçta ne olur, inanın hiçbir fikrim yok...

Edit: Süper imla hataları

Basketbol Sahasında İntihar Etmek


Link

NBA'in bu sezon en iyi hücum faul yaptıran oyuncularından biri haline gelmişti Quentin Richardson. Bundan sonra bir daha zor durur rakiplerinin önünde. İntihar mı etmek istemiş yoksa bir an için yanlış kişiyi seçtiğinin farkına mı varmamış, siz karar verin.

13 Kasım 2009 Cuma

O Bir Hannibal Lecter, O Bir Larry Bird


Link

O biiiiiiiiiiir ERSAAAAAN ILYASOVAAAAAAA. Muhteşem, tek kelimeyle muhteşem. Ersan'ın Bucks'a galibiyeti getiren iyi oyunu sonrasında Denver televizyonunda maçı sunan spikerden gelen yorum: "Ersan Ilyasova, NBA'de 2. yılını geçiren Türk, Hannibal Lecter'a benziyor ama bugün Larry Bird gibi oynadı."
Dan Dirik'e Larry Bird benzetmesini dile getirdiği için teşekkür ediyorum. Hemen kesip koydum youtube'a. Umarım çok kişiye ulaşır bu video, gurur duydum vallahi.

Az önce çabuk çabuk Ersan'ın maçta oynadığı 20 dakikayı izledim. Ersan doğru seçtiği, boş kaldığı zaman kullandığı şutların hepsini deliksiz sokmuş, 1-2 tane üzerinde adam varken denedikleri ise girmemiş. Bunlara da zorlama atış demek doğru olmaz, 1'e 1 kullanmış sadece. 3-4 pozisyonda bomboş takım arkadaşlarını anında görüp pas vermiş. Ayrıca defansta penetreyle Bucks savunmasını delen Nuggets kısalarına çok yerinde yardımlar getirmiş. Bunların hepsi Skiles'ın gözünde artı puan. Sırada ilk 5'e yerleşip maç başına 30 dakikalara çıkması var inşallah. Böyle doğru oynamaya devam etsin, o da yakındır.

Wade vs. Jordan

Michael Jordan, 2010 Şubat'ında çıkacak Air Jordan'ın 25. yıl modelini ilk olarak Wade'in giyeceğini duyurdu. Heat'in yıldızını Chicago'lu olması, şampiyonluğu bulunması ve iş ahlakı nedenleriyle Jordan bizzat seçmiş. Wade senelerdir bir parçası olmak istediği Jordan markasının 1 numaralı oyuncusu olmaktan son derece memnun kalmış ve gurur duymuş. Ayrıca bu sayede Jordan'la daha rahat iletişim kurabildiğini, istediği zaman aradığını ve Majesteleri'nin de ona eskisine oranla çok daha kısa bir sürede geri döndüğünü söylemiş. Wade'in yeni ayakkabıyı All-Star haftasonunda mı yoksa ondan hemen önce New York Knicks'e karşı mı giyeceği belli değil.

İkili basının önüne çıktılarında, Wade'in oyununun Jordan'ınki ile zaman zaman karşılaştırıldığı dile getirilmiş. Bunun üzerine Jordan Wade'den 5 santim daha uzun olduğunu söylemiş ve göstermiş. Majesteleri bununla kalmamış: "Wade beni yenebileceğini düşünüyor, ben ise onu yenebileceğimi biliyorum. Sonucu görmenin tek yolu onun, bu ayakkabıları giyip, çıkıp basketbol oynaması. O benim ayakkabımı giyiyor, ben Wade'inkini giymiyorum."

Bir kez daha gördük ki, konu rekabet oldu mu, Jordan'ın ağzıyla yarışabilecek kimse yok, kendi ayakkabısının reklamını yaparken bile. Peki bu platformda böyle konuşması her ne kadar abuk kaçsa da, konuşmayı sonuna kadar haketmiyor mu? Sonuna kadar, sonsuza kadar hakediyor...

Nash'e Sarı Kart Yok Mu?

Maçın özetini izlerken koptum. Futbol sahalarında görmeye alışık olduğumuz "Sana gözlük lazım" tepkisini aynen vermiş Nash. Bu arada, teknik faul de yememiş, ki bana göre teknik faul çalınması lazımmış. Pozisyonu izlerken sağ alt köşeden Erman Toroğlu fırlayacak da "Eyyamcı hakem" damgasını vuracak diye çok korktum. Buyrun bu da videosu:


Link

Bu arada Suns'a, Odom-Kobe-Bynum üçlüsü fazla gelmiş. Bynum'ın 2 maç aradan sonra daha soğuk olabileceğini bekliyordum ama bitirmiş Suns'ı resmen. Ayrıca Amare gibi kariyeri boyunca %55 ile şut kullanan bir oyuncunun dün gece 2/15'te kalması da inanılmaz gerçekten. Şutlarının çoğunda zaten isabet bulamazken, bir tane de bomboş smaç kaçırmış. Komik duruma düşmüş bu performansıyla Amare resmen.

Ersan Nuggets Yedi

Geçtiğimiz sezonu Avrupa'da sessiz sakin, hatta beklentilerin oldukça altında geçiren genç oyun kurucu Jennings, ilk maçtan itibaren "Ben NBA oyuncusuyum" diye haykırıyordu. İnanılmaz çabuk yön değiştirmeleriyle, birçok oyun kurucuyu kıskandıracak keskin asistleriyle ve boş şutları değerlendirmesiyle çok yönlü oyununu gösterdi herkese. Şimdi de sıra Ersan'a geldi. Kusura bakmasın, 3 Türk'ün gecesinde, hepsine birden yorum yazmaktı amacım ancak Bucks-Nuggets maçını unutmuşum.

Ha, eğer yazmış olsaydım da kafamda Ersan'ın, Nuggets uzunlarına karşı çok zorlanacağı şeklinde bir düşünce vardı.Kötü bir maç çıkarmasını bekliyordum. Ne de olsa Kenyon Martin, Chris Andersen ve Nene'ye karşı mücadele edecekti şutör forvetimiz. Ama sabah box-score'a baktığımda çok şaşırdım: 5/8 saha içi, 3/3 üçlük ve 4/4 serbest atış isabeti ile 17 sayı üretmiş ve Jennings- Bogut ikilisinin ardından takımının 3. en skorer oyuncusu olmuş. Ayrıca 8 ribaund, 1 asist ve 2 blokluk katkıda bulunmuş. Bu yazıyıyı yazmak için 24 saatten fazla bekledim arada maçı bulayım da izleyeyim diye ancak Bucks maçı olduğu için internette bulmak mümkün olmadı. Bu durumda NTV'ye, Hedo ve Memo'nun - özellikle haftasonu - maçlarına verdikleri önemi Ersan'a da vermeleri yönünde çağrıda bulunmak istyorum. Özellikle de Ersan istikrarlı bir şekilde 20 dakika ve üzerinde almaya başlarsa bunu yapmalarının şart olduğunu düşünüyorum. Tabii Jennings'i izlemek de üstüne kaymağı olacak. Onu da sadece özetlerde görmek yetmiyor. Bu arada Bucks'ın aldığı son 3 galibiyetten 2'sinin Knicks ve Wolves'a karşı olduğunu hatırlatayım. O nedenle takımın bu gidişatı (4-2) yanıltıcı bence.

Ersan'ın Nene ve Martin'e karşı nasıl bu ribaundları aldığını ve savunmada - 4 faul almış olsa da - nasıl ayakta durduğunu görmek istiyorum. Aldığı dakikaların hepsi 'anlamlıydı' Knicks maçının tersine. O yüzden bence bu maçtaki istatistikleri çok daha dikkat çekici olmalı Ersan'ın. Umarım bulurum maçı en yakın zamanda ve izlerim milli yıldızımızı.

Edit: Şu post'tan anlayacağınız üzere, maçı izleyebildim sonunda.

Konyalı Portlandlılar Çalışıyor

Efendim birkaç gün önce duyurduğum Kaan Kural röportajını gerçekleştirdim. O kadar çok soru vardı ki, 1 saat 20 dakika civarında sürdü bu eğlenceli sohbet, üstelik kendi soracağım soruların bir çoğunu es geçmeme rağmen... Kaan Kural'a bu konuda gösterdiği sabır için çok teşekkür ediyorum. Kayıttan dinleyip bilgisayara geçirmeye başladım. Haberdar etmek istedim merak edenleri. Sohbetin süresi nedeniyle 2 bölüm halinde yayınlamam gerekebilir.

Wade: Karşıma Çıkma Sakın


Link

Dün geceki maçta olmuş. Geçmiş olsun Varejao. Başka söz bulamadım.

Tebrikler Manu

Eşi ilk çocuklarına hamileymiş. Manu bu haberi hemen sevenleriyle paylaşmış internette. Tebrikler.

12 Kasım Gecesi Programı

13 Kasım Cuma 03:00 / Cleveland Cavaliers - Miami Heat
13 Kasım Cuma 05:30 / Phoenix Suns - Los Angeles Lakers

Perşembe günü tv yayını yok yine Türkiye'de.

İlk maçta iki takımda da herhangi bir eksik yok. Ben Cavaliers'ın kazanacağına çok inanıyorum ama daha dün maç yapmış olmaları az da olması kafamda soru işareti oluşturuyor.

Diğer maçta ise Bynum takıma dönecek, Gasol yine yok. Defalarca kez yazdığım gibi müthiş formda olan bir Suns ile bana göre iyi oynamamasına rağmen 6-1'lik galibiyet-mağlubiyet istatistiği yakalayan Lakers karşı karşıya. Koşan Phoenix'e karşı, Lakers'ın en büyük kozu Odom, Phoenix'in hızlı uzunlarına karşı biçilmiş kaftan. Onun iyi performansı Lakers'ın galip gelmesini sağlayabilir ancak Suns'dan şu sıralar NBA'deki her takımın korkması lazım. Kim kazanırsa kazansın, basketbola sonuna kadar doyuracak bir maç olacağına eminim. Seviyorum böyle maçları.

12 Kasım 2009 Perşembe

Yılın Koçu Dediğin, Kovulur !

Sezona 3-6 ile çok kötü başlayan ve oynadıkları basketbolla da hiç umut vermeyen Hornets'da 2 sezon önce yılın koçu seçilen Byron Scott kovulmuş. Yerine genel menajer Jeff Bower geçmiş.

Hayır yani o takım bundan 2 sezon önce yaşadığı başarılarda kendisini aşmıştı. Gören de ellerinde harika bir takım vardı da, Scott şu anda yönetmeyi beceremiyor zannedecek. Zaten 07-08 sezonunda MVP'yi Paul'ün alması gerektiğini savunurken 1 numaralı nedenim buydu: "Paul'ü tamamlayan parçalar çok zayıf, Hornets'i Paul tek başına yukarı taşıyor adeta, herşeyi o yapıyor." Ancak o güne kadar hiç MVP ödülü almayan, ligin en iyi istatistiğine sahip olan Lakers'ın tartışmasız 1 numaralı yıldızı Kobe'ye vermişlerdi. Her neyse yani demek istediğim şey, Scott'tan önce kadrodaki zaaflar Hornets'ın sezona kötü başlamasının nedeniydi.

NBA'de özellikle son yıllarda moda bu. Eğer bir şekilde yılın koçu seçildiyseniz, bilin ki o takımın başında kalan maçlarınız son derece sınırlı, gönderilmeniz yakın. Mike D'Antoni'den başlayan bir zincir bu. İtalyan asıllı koç için kovuldu demek ne kadar doğru bilmiyorum çünkü sadece "Başka takımlarla görüşmesi için serbestsin" denilmişti kendisine. Nazik bir kovulma diyebiliriz. Ardından 05-06'da bu ödülü kazanan Avery Johnson, 07-08'de Warriors'a ilk turda sürpriz bir şekilde elenince, pozisyonundan olmuştu. Bir sonraki kurban ise Sam Mitchell idi, o da aynı Scott gibi 2 sene sonra, sezona kötü bir giriş yaptığı için işinden olmuştu. Şimdi de Byron Scott gitti. Geçtiğimiz sezon yılın koçu seçilen Mike Brown'ın yerinde olsam şu anda istifamı verirdim. Yoksa şu zincirleme olaylara bakacak olursak, Brown ileride kariyerine baktığında "09-10 sezonu sonunda kovuldu" ibaresini göreceği kesin gibi.

Scott daha 2 gün önce hala Lakers'lı olduğundan bahsediyordu. Phil Jackson acaba yardımcı olarak kendisini alır mı dersiniz?

Celtics'ten Basketbol Dersi - 2


Link

8 numaralı hareket Celtics takımına gitmiş. Daha önce yaptıkları paslaşma ve basket en iyi 10 harekete girmemişti, ben kesip koymuştum. Bu ondan da güzel. Yalnız, Perkins'in arkası dönük olarak, geriye çıkardığı pasın 'auta' gitmemesine şaşırdığımı söylemeliyim.

Ayrıca 9 ve 10'u oldukça beğendim. Bir de 6 numarada Jason Kidd'in, bundan 2-3 sene önce ne kadar iyi bir bir savunmacı olduğunu görüyoruz. Muhteşem gerçekten, Manu'nun şutu girmiş ayrı, ona yapacak birşey yok artık.

Hareketten beni haberdar eden İsmail ve Doruk'a teşekkür ediyorum.

1 + 1 = 2

Dün öğlenki Cavs antrenmanından sonra Delonte West'e, hazırlık kampında yaşadıkları, kulüpten 2 kere izin alıp ayrıldıktan sonra kendisine gelip gelmediği sorulmuş. West'in cevabı çok net olmuş: "1 + 1 her zaman 2 edecek ve C her zaman A ile B'ye çıkar." Bunun üzerine West'i anlamayan medya mensubu arkadaş "Nasıl yani?" diye bir daha sormuş. "1 + 1 her zaman 2 edecek dostum" diye tekrarlamış West iki kere üstüste. Varsa aramızda dekoderi olan bir arkadaş, West'in ne dediğini açıklayabilirse sevinirim.

Curry'nin Dublörü


Link

Bu yaz deli gibi kilo verdiğine dair raporlar vardı. Ama bu kadar incelmiş olduğunu da tahmin etmiyordum. Yüzü gerçekten yarı yarıya inmiş eski haline göre. İşin popo ve göbek tarafında hala fazlalıkları olduğu gözüküyor ama gerçekten büyük iş başarmış Curry. Tebrik ediyorum. Tabii dublörünü falan çıkardıysa medyanın karşısına bilemeyeceğim.

LeBron Sesimi Duydu

LeBron'a Magic maçından önce yine önümüzdeki yaz hakkında şöyle bir soru yöneltilmiş: "Wade ile oynama ihtimalin hakkında ne düşünüyorsun?". Çünkü Wade aynı günün sabahında LeBron ile Miami'de beraber oynamak hakkında konuştuklarını ama bunun çok uzak bir ihtimal olduğunu söylemiş. LeBron ise medyaya malzeme vermeyi geçtim, onları direk hayalkırıklığına uğratmış: "Benim serbest kalıp kalmayacağım konusu sıkmaya başladı, bu konu hakkında son kez konuşuyorum. Kendime ve takım arkadaşlarıma saygısızlık etmek istemiyorum. Çok güzel bir sezon geçireceğiz. Bu tip şeyler, benim, takım arkadaşlarımın, kulübün ve ailemin yani herkesin konsantrasyonunu bozuyor. Serbest kalmam hakkında bugün son kez konuştum."
Helal olsun gerçekten.

İşte bunu, hiç beklemiyordum egosu aşırı yüksek olan LeBron'dan. Daha önce bu konunun yavaştan baymaya başladığını söylemiştim, ayrıca teşekkür ediyorum LeBron'a beni duyduğu için. Umarım gerçekten sözünde durur ve şampiyonluk yolunda bu tip şeylere kafa yormaz. Tebrik ediyorum bu kararı için onu bir kez daha.

11 Kasım Gecesi Programı

12 Kasım Perşembe 02:00 / Golden State Warriors - Indiana Pacers
12 Kasım Perşembe 02:000 / Chicago Bulls - Toronto Raptors
12 Kasım Perşembe 02:30 / Utah Jazz - Boston Celtics
12 Kasım Perşembe 02:30 / Atlanta Hawks - New York Knicks
12 Kasım Perşembe 02:30 / Philadelphia 76'ers - New Jersey Nets
12 Kasım Perşembe 02:30 / Charlote Bobcats - Detroit Pistons
12 Kasım Perşembe 03:00 / Denver Nuggets - Milwaukee Bucks
12 Kasım Perşembe 03:00 / Portland Trail Blazers - Minnesota Timberwolves
12 Kasım Perşembe 03:00 / Cleveland Cavaliers - Orlando Magic
12 Kasım Perşembe 03:30 (NBA TV) / Dallas Mavericks - San Antonio Spurs
12 Kasım Perşembe 03:30 / Memphis Grizzlies - Houston Rockets
12 Kasım Perşembe 05:30 / Oklahoma City Thunder - Los Angeles Clippers
12 Kasım Perşembe 05:30 / New Orleans Hornets - Phoenix Suns

İlk bakışta da görülüyor ki, gece iki tane 'baba' maç var ve bunlardan Texas derbisini NBA TV veriyor. Ayakta olacaklar çok şanslı. Gerçi iki baba maç dedim ama Vince Carter, Rashard Lewis ve Ryan Anderson kesin yok, Duncan ve Parker'ın oynayacakları şüpheli. Yani iki maçta da taraftarlardan biri eksik olacak. Ortada bu kadar soru işareti varken maçları değerlendirmek doğru olmaz bana göre. En çok merak ettiğim şey yıllardır Nowitzki'yi durduramayan Spurs'de, Blair'ın bu işte ne kadar başarılı olacağı. Nowitzki'yi yavaşlatmak için gereken her türlü yeteneğe sahip.

Bu iki maç dışında, ligin en iyi 4 oyun kurucusundan ikisi Phoenix'te karşı karşıya gelecek. Paul son maçta bileğini burkmuştu ancak oynayacağını açıklamış. Açıkçası iki takımın form durumlarına ve maçın Phoenix'te oynanmasına dayanarak, Suns'dan farklı bir galibiyet bekliyorum. Umarım yanıltmazlar beni.

Hedo'lu Raptors - Bulls maçı da bana göre seyir zevki yüksek maçlardan biri olmaya aday. Tyrus Thomas'ın eksikliğini, Bulls'un daha dün maç yapıp moral bozucu bir mağlubiyet aldığını ve deplasmanda oynayacağını göz önüne alırsak, Raptors'ın galip geleceğini söyleyebiliriz.

Jazz'da da Deron Williams büyük ihtimalle oynamayacakmış Celtics'e karşı, ki ben Deron olsa bile rahat bir Celtics galibiyeti bekliyordum. Bu durumda tahmin ettiğim sonucu söylememe gerek yok herhalde.

11 Kasım 2009 Çarşamba

10 Kasım'dan Notlar

Fenerbahçe Ülker - Siena maçından yeni geldiğim için normalden de geç oluyor kusura bakmayın. Ayrıca ya bu notları kısa kısa yazacağım, ya da bugünün programını değerlendiremeyeceğim herhalde. Yorgunum. FB - Siena yazısını da maçta yanımda bulunan Salsa'dan okuyabilirsiniz, zaten ben not tutmadım, o tuttu.

Arenas dün yaptığı 12 top kaybına değinmeyeceğimi düşünüyorsa çok yanılıyor. 12 top kaybı ne demek ya? Zaten Wizards tarihinin 1 maçta en çok top kaybeden oyuncusu olmuş Gil. Kutluyorum buradan kendisini. Bir de utanmadan maçtan sonra "Neler oluyor bilmiyorum, sanki eski oyuncular tarafından lanetlenmişiz gibi, 3 ve 4. çeyreklerde bir türlü skor üretemiyoruz." demiş. Ayıptır günahtır yemin ederim ya. Arenas 12 top kaybının 7'sini üçüncü, 3'ünü ise son çeyrekte yapmış, bir de gelmiş hala neler diyor. Zaten maçta da 7/20 saha içi ve 4/8 serbest atış isabetleriyle oynamış. Ne hakla böyle açıklamalar yapıyor? Çıksın "Benim hatamdı, hayatımın en kötü maçını çıkardım." desin... En son, 3 sene önce Paul Pierce'ın 13 ile kulüp top kaybı rekorunu hatırlıyorum. Arada başkaları varsa, hatırlatın lütfen.
Box Score

Bulls-Nuggets maçı harika geçmiş. Son saniyeye kadar çekişme sürmüş ancak 0.3 saniye kala Brad Miller'ın soktuğu şuta Bulls oyuncuları boşuna sevinmişler. Top o kadar kılı kılına elinden çıkmamış ki, hakemler 10-15 dakikada ancak iptal etmişler basketi. Yazık olmuş. Hatalı karar diye değil, sadece bu tip atışları bir Spurs taraftarı olmama rağmen (0.4) seviyorum. Ama NBA'in 0.3 saniyede şuta izin verdiği bir kural çerçevesinde, o saati başlatan kişi rahatlıkla 0.05 saniye geç kalabilir. Bu da hakemlerin etkilediği maçlara neden olabilir. Bu tip kararlarda ayrı bir saat ile şutu aynı ekrana koyup senkronize bir şekilde video ile kronometreyi başlatabilmeleri lazım. Bu teknolojiye günümüzde sahibiz. Bence bu konuda bir kural değişikliğine daha gidilmeli. Ayrıca Noah'ın da All-Star pivotlar listesinde yer almamasına verdiği 12 sayı-21 ribaund-2 blokluk tepkiyi de takdirle karşılıyorum. Bu galibiyetle de George Karl en çok galibiyet alan koçlar sıralamasında 939. galibiyetini alıp, 3 sene önce aramızdan ayrılan Red Auerbach'ı geride bıraktı ve 8.liğe oturdu. Tebrikler Karl. Son olarak da buyrun Brad Miller'ın şutu:


Link

Box Score

Bu Sene Ribaund Kralı Benim

Charlotte Bobcats'in atletik ve spektaküler kısa forveti Gerald Wallace'a sormuşlar: "Sence bu sezonu ribaund kralı olarak tamamlayabilir misin?". O da kendine güvenerek cevap vermiş: "Niye olmasın? Sağlıklı kalabilirsem bunu başarabilirim. Lisede hep uzun olarak oynadığı için mücadeleye ve sırtı dönük oyuna alışık olduğunu da eklemiş Wallace.

Crash takma adlı oyuncu şu anda 13.1 ribaund ortalması yakalamış durumda ve kendisini gerçekten çok beğenirim ama ribaund kralı olmayacağına dair bahse girebilirim. Şu anda takımdaki uzunlar Diaw ve Chandler sezon öncesinde hazırlık dönemini iyi değerlendiremediklerinden dolayı formsuzlar. Bu nedenle Wallace'ın bol bol ribaunda yardım etmesi gerekiyor ancak maçlar ilerledikçe herşey normale dönecektir. Zaten Nets ve Hawks'a karşı sırayla aldığı 20-18 ribaund ile şu anda ortalama 13.1'e ulaştı. Benim yaşımın yettiği kadarıyla 2.05'in altında ribaund kralı olan Ben Wallace ve Dennis Rodman var, ayrıca geçmişte Charles Barkley'nin de bunu başardığını biliyorum.

Ancak şöyle bir sorun var bu oyuncuların ikisi uzun forvet, Ben Wallace ise pivot oynuyordu. G-Wall ise daha önce söylediğim gibi bir kısa forvet. Daha geçtiğimiz sezon 7.8 ortalama ile kariyer rekorunu kıran Wallace'ın bu sezonu 9.5 civarında bitirmesi bile akıl almaz bir başarı olacaktır. Bunun için de Chandler - Diaw ikilisi sıkıntı çekerken, ribaund ortalamasını ne kadar yükseltirse kardır.

Yine de bu sempatik adama şu isimler karşısında bol şans dileyerek bitireyim yazıyı: Dwight Howard, Boozer, Noah, Duncan, Bosh ve Marc Gasol... Bence bunların dışında birisinin ribaund kralı olması bu sezon çok zor. Böyle yazdığıma bakmayın, Dwight Howard başımıza taş düşmedikçe kimseye kaptırmayacaktır bu ünvanı ama şu anda gerilerde diye diğerlerini yazma ihtiyacı hissettim.

-Dönüyorum -Hayır Dönmüyorsun

Tracy McGrady 2 gün önce gaza gelerek "18 Kasım'da döneceğim. Geçtiğimiz sene adeta tek bacakla oynamıştım. En iyi oyunculara karşı bu şekilde oynayınca rekabet edememiştim. Yaz döneminde de yaşadıklarımı göz önüne alınca, çok heyecalıyım dönmek için." demişti Yahoo Sports'a. Aynı gün içinde kulübün genel menajeri Daryl Morey "Daha henüz T-Mac'in dönüşü için bir gün belirlemedik. Biz yöneticiler, doktorlar ve Tracy'nin kendisi hep birlikte karar vereceğiz doğru zamana." diyerek bu açıklamayı gölgede bırakmıştı.

Dün de koç Adelman, McGrady'nin yakında dönmeyeceğini düşündüğünü belirtmiş: "Evet belki dizi çok iyi durumda, antrenman yapıyor ve ağrısı yok. Ama kondüsyon/sahayı katetmek ve defanstaki hareketlerinin üzerinde çalışması gerekiyor. Mikro kırık ameliyatından sonra eski halinize dönmeniz çok uzun sürer, eski çabukluğunuzu kolay kolay kazanamazsınız."

Takımın 2 yetkilisinin açıklamalarından sonra da T-Mac çark etmiş "Döneceğimi söylemedim, sadece hedefim o gün dönmek" diyerek.

T-Mac kadar ben de merak ediyorum Grover'ın yıldız oyuncuyu eski haline döndürmekte ne kadar başarılı olacağını. Ayın 23'ünde dizinin MR'ı çekilecekmiş, umarım bir terslikle karşılaşılmaz. O dönene kadar Ariza'nın yıldızlık testini izlemeye devam edeceğiz. O müthiş başlangıcın ardından son 4 maçta %34 ile şut kullanan forvetin düşüşü devam edecek gibi geliyor bana.

Taş Kafalı Randolph


Link

Pas vermemesiyle, abuk subuk seçimleriyle, savunma yapmamasıyla, koçların çizdiği setleri uygulamamasıyla 'taş kafalı' olduğunu defalarca kez basketbolseverlere gösteren Zach Randolph, bunu kanıtlama yoluna gitmiş. Kafasıyla Grizzlies'in çaylağı Thabeet'in çenesini kırmış. Video maçın özeti, içinde Thabeet ve Randolph'un çarpıştığı pozisyon da var. Ayrıca Travis Outlaw'un müthiş smacına da dikkat çekmek istiyorum.

Paranın Kokusu

Erick Dampier'ın gelecek sezon garanti olmayan kontratına Dallas Mavericks incelemesinde değinmiş ve bu sezon canını dişine takabileceğini yazmıştım. Aslında gelecek sezon da kontratı devam ediyormuş gibi gözükse de bu sezon 2100 dakika alması gerekiyor. Golden State zamanlarında, sözleşmesinin son senenesinde nasıl oynadığını ve ne tarz istatistiklere imza attığını bir kez daha hatırlatayım: 12 sayı 12 ribaund civarı bir ortalama tutturmuştu. Yazdığım nedenleri göz önüne alırsak, bu sezon gösterdiği 10 sayı, 11 ribaund, 2.6 blokluk performansın da yanıltıcı olduğunu söyleyebiliriz. Şu anda, tamamen gelecek seneki opsiyonunu kaybetmemek veya kaybetse bile yazın kendisine şişkin bir kontrat kapabilmek için canını dişine takıyor. Son maçında da Rockets'a karşı 20 ribaund almış. Bakmadım ama en son 20 ribaunda muhtemelen Warriors'daki son sezonunda yapmıştır diye düşünüyorum, çünkü Dallas yıllarında böyle bir istatistiği aklımda kalmamış Dampier'ın.

Bütün bunlar, onun esasında hırsı ve basketbol sevgisi ne kadar düşük bir oyuncu olduğunu gösteriyor. Ligde para için kendisini en çok motive eden adamlardan biri olarak anabiliriz Dampier'ı. Şu formunu 05/06 playoff'larında yakalasa, belki de Mavericks ve Nowitzki'nin bir şampiyonluğu olabilirdi şu anda. Bu tip, sadece kontrat yılında kendisini gösteren oyunculara gıcık olmamak mümkün değil.

10 Kasım Gecesi Programı

11 Kasım Çarşamba 02:00 / Orlando Magic - Charlotte Bobcats
11 Kasım Çarşamba 02:30 / Washington Wizards - Miami Heat
11 Kasım Çarşamba 03:00 / Denver Nuggets - Chicago Bulls
11 Kasım Çarşamba 03:00 (NBA TV) / Portland Trail Blazers - Memphis Grizzlies
11 Kasım Çarşamba 03:30 / Houston Rockets - Dallas Mavericks
11 Kasım Çarşamba 05:00 / Oklahoma City Thunder - Sacramento Kings

- Magic'te yine Carter, Lewis ve Anderson yoklar. Bu da maçı beklenenden çok daha çekişmeli kılabilir.

- Wizards ile Heat maçında, ev sahibi çok formda, Wizards ise tam tersi çok kötü durumda. Wizards'da bir sürü soru işareti var: Arenas, Jamison, Miller 3'lüsünün oynayıp oynamayacakları kesin değil. Ne desem yalan bu maça.

- Texas derbisinde, Mavericks'in evinde zorlanarak kazanmasını bekliyorum. Houston'ın kalıbı yetersiz uzunlarını ezecek bir boyalı alandan skor üretecek opsiyonu yok çünkü Dallas'ın. Bütün maçlara erişiminiz varsa, bu maç tercihiniz olmalıdır.

- Nuggets'ın kadrosunda yepyeni bir isim Earl Smith olacak. "Ne oluyor?" demeyin. Bildiğiniz JR Smith kendisi. Böyle kullanacakmış ismini artık. Onun ve oynayacağını açıklayan Kenyon Martin'in dönüşüyle Nuggets'ın Bulls'u geçeceğini düşünüyorum. Zaten Rose da hala beklenilen form düzeyinin çok altında.

10 Kasım 2009 Salı

İstek

Yan tarafa yeni koyduğum maç sonrası yazıları okuyup okumadığınızı konu alan anketi oylarsanız sevinirim. Hatta mümkünse eğer okumuyorsanız, bu yazıya lütfen yorum bırakın nedenini belirten. Uzun mu geliyor? Sonraki akşam olduğu için geç mi oluyor? Yoksa ilginizi mi çekmiyor? Sevinirim.

Teşekkürler.

9 Kasım'dan Notlar

Tim Duncan ve Tony Parker'ın oynamadığı maçta Manu çıldırmış. Bu sene sağlam bir performans gösteren George Hill'in, Parker'ın yokluğunu mümkün olduğunca az hissettireceğini tahmin ediyordum. Ancak maç hakkında yorum yaptığımda, henüz Duncan'ın sakatlığından haberim yoktu. Onun eksikliğini de Manu Ginobili, çıldırarak kapatmış: 8/15 saha içi, 6/8 üçlük, 14/16 serbest atış isabeti, 8 asist, 4 blok. Bir şutör guard daha ne yapabilir takımı için? Maçın 4. çeyreğinde bulunan sayıları izliyordum, Spurs'ün neredeyse her basketinde Manu'nun bir şekilde imzası var. Hatta belli bir noktadan sonra yorumcu "Manu yarasa olayından sonra aşı olmamış galiba, baksanıza kuduz olmuş gibi oynuyor." diye espriyi patlattı. Gelelim Hedo'ya, aslında box score'a bakınca Jefferson ile çok güzel kapıştıklarını (Hedo 20, Jefferson 24 sayı) söylerdim ama maçı izleyen bir tanıdığın dediğine göre Hedo 4. çeyrekteki hatalarıyla, Raptors'ın mağlubiyetindeki en büyük nedenlerden biri olmuş. Bu arada maçtan ilgi çekici iki istatistik var:
1)Jefferson'ın 7 asisti. Kendisini çembere gitmesi ve skor üretmesiyle tanımlayan, asistleri ikinci planda olan bu adamdan yüksek bir sayı.
2) Bosh yine 1'de 1 üçlük atmış. Sezonda 6/6 oldu. Bakalım ne zaman bozulacak seri.


Aslında maç pek bir anlamsız, zevksiz olmuş muhtemelen. Ama yani değinmeden de edemezdim. Warriors Timberwolves'a sadece 48 dakikada 146 atmış. 8 oyuncu çift hanelere ulaşmış. Azubuike 13/19 isabetle 31 sayı üretirken, Jackson tam 15 asist ile herkesi beslemiş. Ayrıca 4 top çalma ve 2 bloğunu da unutmayalım. Takımın yeni-yedek pivotu Randolph da sezon başıntaki beklentilerin boş yere olmadığını hatırlatmış: 23 sayı, 7 ribaund, 3 top çalma, 3 blok. Bu Don Nelson gerçekten deli. Uzun forvette yine tamamen kısa forvetlere yer vermiş. 95 kiloluk Randolph da pivot olarak 30 dakika almış. Gerçi bu şekilde oynayarak ancak Timberwolves'u yenerler gibi geliyor bana. Dişli takımlara karşı alacakları sonuçları bekliyorum.

Suns-76'ers maçında Nash bu sezon 2. kere 20 asiste (o kadar abuk bir rakam ki sayı yazmışım düzelttim sonradan) ulaşmış. Onun dışında Jason Richardson'ın Celtics maçındaki şut performansı aynen devam etmiş, 6/8 üçlük atmış. Philly'de Speights 8/13 isabetle 20 sayı üretmiş ve beklediğim gibi Dalembert'den çok daha fazla süre almış. Özellikle Elton Brand, Princeton'ı hala öğrenememiş gibi duruyor. O, bu sisteme alışıncaya kadar Philly'nin iyiye gittiğini görmemiz zor.

Son 3 galibiyetleri yanıltıcı olsa da, Clippers'ın rezil oynayan Hornets'ı yenecek güçte olduğunu düşünüyordum. Eric Gordon'un oynamayacağını bilmiyordum bunu yazarken ancak tek başına Gordon 30 sayılık farkı kapar mıydı? Elbette hayır. Koç Scott, Devin Brown ile Peja'yı ilk 5'e yerleştirerek bir çözüm bulmuş gibi gözüküyor şutör guard-kısa forvet problemine. Chris Paul'ün 24 sayı ve 10 asist yaptığı (bu artık Paul için vasat bir performans bile diyebiliriz) maçta çok rahatlarmış gerçekten. Baron Davis'e verdikleri kontrat için takım sahibi Sterling şu anda kafasını taşlara, duvarlara vuruyor olsa gerek. Hadi geçen sene tamam çok kötü ve şanssız bir takımda konsantrasyonu sıfırdı, peki ya bu sene problemi nedir?

Son maçta ise tahmin ettiğim gibi uzunlarının etkili oyununun (14 ve 12 ribaund) yanında Deron Williams'ın 16 asistiyle Jazz galibiyete uzanmış. En ilgi çekici rakam ise Kirilenko'nun 5 üçlüğü. Kariyer rekorunu egale etmiş. Knicks'de ise sezon başından beri bir türlü geçtiğimiz seneki oyununu ortaya koyamayan Duhon yerine çaylak Toney Douglas'a bol bol şans (23 dakika) verilmiş, o da, bunu 21 sayı atarak gayet iyi değerlendirmiş. Dikkat, bomba bir istatistik açıklıyorumDuhon'un bu sezonki şut ortalaması: %25.8. Yine aynı cümleyle geliyorum: Ben bile Knicks ile 8 maça çıksam, o tempoda bulunan bomboş şutlarla, daha iyi bir yüzde tutturabilirdim belki de.