BIY AD

25 Eylül 2010 Cumartesi

Yok, Yok Kalsın!

Her şey oldu bitti, imzalar atıldı derken bizi de ters köşeye yatıran bir açıklama geldi Pat Riley’den: “Eric Dampier’a kontrat önermeyeceğiz.” Aslında, neredeyse Amerika’nın tüm basketbol kaynaklarında imzaların atıldığı, bu süper üçlünün potalarının artık güvende olduğu yazıyordu; fakat Pat Riley; Joel Anthony, Jamaal Magloire, Zydrunas Ilgauskas ve çaylak Pitmann’dan oluşan uzun rotasyonunu gayet yeterli görmüş ve Dampier’la artık ilgilenmediklerini açıklamış. İnşallah Magic, Lakers, Celtics ve Bulls da aynı fikirdedirler. Bu imzayla “ama”sı olmayan bir takım olacakları kanaatindeydim; ancak artık durum şu: Heat çok iyi takım; AMA pota altı savunması çok yumuşak.

Iverson Türkiye'yi Seçer mi?


Bir zamanların süper yıldızlarıydı Shaq, T-Mac ve Iverson.
Yıl 2010: Koskoca yaz sezonunda Shaq ve T-Mac kendilerine zar zor bir takım bulabildiler; ancak Iverson hem ruhsal yapısı ve hem de disiplini itibari ile herhangi bir takıma büyük sıkıntılar yaratacağı düşünülerek hiçbir NBA takımından teklif almadı. Kariyerinde 1 MVP ve de 4 sayı krallığı bulunan bir oyuncu için içler acısı bir durum.

Philadelphia’da basketbola başladığında bir efsaneydi Iverson. 96 Draft’ında ilk sıradan seçildiğinde NBA tarihi yeni bir yıldız daha kazanmıştı. “Crossover” kelimesini dünyadaki her basketbolseverin aklına kazıyan, bilekleriyle Majesteleri Jordan’ın bile başını döndüren bir adamın kariyerinde böyle zor bir duruma düşeceğini öngöremezdi hiç kimse; ancak aradan yıllar geçti, o kıvrak bilekler gitmez oldu. Artık topu eline alıp, şut atan bir oyuncudan farksızlaşamaya başladı Iverson. Basketbol zekasına hala diyecek lafımız olmasa da daha sonra forma giydiği takımlar içinde yarattığı krizlere nazaran bu özelliği de göz ardı edildi ne yazık ki.

Marbury gibi onun için de Çin dedikoduları etrafta yayılmaya başlamışken bugün Beşiktaş Cola Turka’nın senelik 1.5 milyon dolarlık teklifi gelince inanılmaz heyecanlandım doğrusu. Çin’de yıllık 4 milyon dolarlara kadar çıkan sözleşmelerin sesleri duyulsa da, bizim bildiğimiz inatçı Iverson, Beşiktaş’ın teklifinin biraz daha yükselmesi halinde(1,5 milyon doları kabul edeceğini sanmam) Avrupa’da ortalığı birbirine katarak, NBA takım yöneticilerini pişman etmeye kalkabilir diye de geçmiyor değil hani içimden. Hazır Dünya ikincisi ve turnuva ev sahibi olarak da reklamımızı yapmışken, Çin’de değil de belki de ülkemizde duyurur tekrar ismini.

Bu arada, teklifin oyuncu maaşlarının ödenmesi ile ilgili daimi sorun yaşayan Beşiktaş CT’dan gelmesi cesaretimi biraz kırsa da forma satışı, salonun dolması vb. getirileri göz önüne alınarak alınmış bir karar olduğuna ve imzanın atılması durumunda herhangi bir sıkıntı yaşanmayacağına inanıyorum. Haydi hayırlısı.

22 Eylül 2010 Çarşamba

Görev Tamamlandı, Eric Dampier Heat'de

Kwame Brown’ın Charlotte’ı seçmesinden sonra Can Heat fırsat kaçırdı diye yorumlamıştı olayı şurada. Gerçekten de o günün şartlarında Miami’nin şu anki kadro yapısına uyan, seçenekler arasındaki en kaliteli adamdı Kwame. Kaldı ki Charlotte’ın da derdine derman olacak bir adam değildi kendisi bugünkü durumda. Zaten mevcut kadroda Nazr Mohammed, DeSagana Diop, Eric Dampier gibi oyunu sadece savunmasıyla kaldıran, hücumda topu gerekmedikçe eline almayıp, sadece hücum setinin işlevselliğini sağlayan adamlar vardı; ama Bobcats yönetimi yaklaşık 1 hafta önce Dampier’ı serbest bırakarak en azından uzun rotasyonundaki gereksiz ve tekdüze kalabalığa bir nebze olsun dur diyebildi. Hali hazırda fizikli bir pivot arayan Miami de bundan daha fazlasını istemezdi herhalde şu günde.

Yani bir anlamda Heat’e çalımı atan ve el uzatıp yerden kaldıran da yine Charlotte Bobcats oldu. Miami’nin mevcut kadrosundaki tek eksik savunma yapabilecek, daha doğrusu, Perkins, Bynum veya Howard’ın karşısında durabilecek kalıplı, güçlü ve blok tehdidi olan bir uzundu. Onlar da hiç yoktan 2.11’lik 35 yaşındaki Dampier’ı veteran minimum kontratıyla takıma katarak süper yıldızlarla dolu kadrolarının pota altını koruyabilecek bir adam aldılar Bobcats yönetiminin kıyağıyla.

Ilgauskas, Magloire veya Anthony’ye güvenilir güvenmesine de tabiri caizse oraya şöyle kütük gibi bir adam koymadan olmazdı ki Dampier hamlesi beklediklerinden de fazlası oldu Heat için. Egoları yüksek üç adamın yanına, topu alıp skor üretecek bir uzundan ziyade, bu adamların savunma yaparken arkalarının sağlam olduğunu hissetmesini sağlayacak bir uzun gerekirdi zaten. Oldu da aşı tutmadı diyelim en azından ekstra 6 faul hakkı daha oldu takımın; ama ne derseniz deyin, Riley büyük değişimin daha ilk sezonunda neredeyse eksiği olmayan bir takım kurdu. Ehh! Kaldı büyük başlangıca 33 gün, 20 saat, 3 dakika, 27 saniye 26,25,24…

20 Eylül 2010 Pazartesi

Delonte West Yeniden Celtics'de

Dünya Şampiynası’na kapılıp, ülkemizin başarısını dikkatle izlerken biraz boşladık NBA’de olan bitenleri. Artık şampiyonayı da geride bıraktığımıza göre başlayalım dilerseniz.

Yeniden yapılanma öncesi Boston Celtics belki de son kez şampiyonluk yarışına iddialı girecek bu sezon. Geçen sene finale kadar çıkmalarından sonra, Wallace’ın emekliliği, Perkins’in de sakatlığı sonrası uzun bölgesinde yaşayabileceği muhtemel sıkıntılar nedeniyle yaz döneminde O’neal’ları takıma katıp, Ray Allen ve Paul Pierce’ın da sözleşmelerini uzatmışlardı; ancak özellikle Tonny Allen’ı Memphis Grizzlies’e kaptırdıktan sonra kenardan takımın skor yükünü kaldırmasına eşlik edecek ve dinamizm getirecek oyuncu yoksunluğu iyiden iyiye su yüzüne çıktı. Her ne kadar Nate ile tekrar sözleşme yapsalar da özellikle Allen’ın sahada olmadığı dakikalarda onun yerine 2 numaradaki boşuğu doldurabilecek kaliteli bir isme ihtiyaç duyuyorlardı ve bunu da zamanında draftla takımlarına kattıkları ve Allen takasında gözden çıkardıkları eski oyuncuları Delonte West’i takıma katarak bir nebze olsun giderebildiler.

Akıllarda soru işareti yok mu peki? Şöyle, Celtics komple bir playoff takımı, öte yandan West geçen sezon normal sezonda 8.8 sayı, 3.3 asist ve %33 ile üçlük atarken playofflarda 6.7 sayı, 2.7 asistle oynamış; ama en vahimi ise %15 ile üçlük atması. Yani ne derseniz deyin West hiç mi hiç oraların oyuncusu değil. Yine de kesin konuşmamak lazım. Boston’ın takım kimyası Nate’i ve bir nebze olsa da Rasheed’i hizaya getirecek kadar etkili olduğundan West’i de playofflarda bir maç çevirirken görebiliriz.

Düşünülmesi gereken bir konu daha var: Her ne kadar “Celtics’in takım kimyası etkili ve her şeyi düzeltebilecek güçte” desem de, takımda disiplin açısından sorun yaşanması olası. Shaq, Jermaine, Nate gibi adamlarla uğraşmak hiç mi hiç kolay değil. Bir de şimdi bunlara West eklendi. Hatırlamayanlara hatırlatayım: Delonte West’in, motorsikletinde iki dolu tabanca ve bir tüfekle hız yaparken yakalanmasının ardından, geçen sene Arenas olayıyla ağzı yanan NBA yönetimi, West’e 10 maçlık ceza verdi. Bu ceza görünüşte pek yaralamayacaktır Celtics’i; ancak beni düşündüren şey takımın uyumunu bozacak oyuncuların takımda gün geçtikçe çoğalması. Umarım beklediğim sonla karşılaşmam.

Sonuç olarak, kendi evlatlarını tekrar yuvasına döndürdü Boston yönetimi. Eğer ki takım içi disiplinde sorun yaşamazlarsa, bence özellikle rotasyonun genişlemesi nedeniyle pozitif tarafı daha ağır basan bir hamle oldu; ama dediğim gibi “Celtics otoritesi bozulmamalı”.