BIY AD

25 Haziran 2010 Cuma

Draft'te Ön Plana Çıkan Takımlar ve Tercihleri

Geceki 5 saatlik maratonun ardından tüm takımlar seçimlerini yaptı. Yeni sezonda takımların oyuncu yapısı, takaslarla ve serbest oyuncuların kararlarıyla epey değişecektir, ancak biz şimdiden küçük bir değerlendirme yapalım. Bakalım draft'te hangi takımların hangi tercihleri ön plana çıkmış:

Derrick Favors-Damion James ikilisini kadrosuna katan Nets önceki yazımızda da dediğimiz gibi hem 3, hem 4 numara açığını kapamış görünüyor. Bu bağlamda draftin en karlı takımı denilebilir. Çünkü onlardan başka draftte seçtiği isimlerden ikisini de ilk 5 oynatabilecek bir takım olacak mı bilemiyorum.

Draftin doğru hamleler yapan takımlarından biri de Blazers oldu. Müthiş bir şut tehdidi olan Babbitt’in yanına Nevada’dan takım arkadaşı olan potansiyeli sınırlı olsa da Andre Miller’a oldukça iyi bir yedek olabileceğini düşündüğüm Armon Johnson’ı getirdiler. Bir de Elliott Willimas’ı aldılar ki, onun da takımın oyun yapısına uyum sağlayabileceği konusunda şüphelerim olsa da kenardan dinamizm getireceği aşikar. Potansiyeli de hiç küçümsenecek gibi değil. Zaten onların esas sorunu hücumdaydı, ihtiyaçları doğrultusunda süper tercihler bence.

Kings’e de draftin karlı takımlarından diyebiliriz, iki tane çok potansiyelli uzun aldılar. Cousins-Whiteside-Tyreke. Düşünmesi bile heyecan verici. Uzun rotasyonları biraz şişmiş olabilir, ama Whiteside gibi bir adamı 33. sıradan kim alsa çok doğru bir seçim derdim. Mock draftte yakın zamana kadar 2. sırada görünen bir adamın da buralara düşmesi şaşırtıcı.

Bucks 4 tercihinden 3’ünü uzunlardan yana kullandılar. Ancak neyse ki içlerinden yalnızca Larry Sanders Ersan’ın pozisyonunu tehdit edebilecek isim. Yedek uzun sıkıntısı vardı kendilerinde, Bogut’un yokluğunda Kurt Thomas’ı çekmişlerdi pivot pozisyonuna. Gallon-Jordan ikilisiyle bu soruna fazlasıyla çözüm buldular.

Pacers ise Paul George ve Lance Stephenson gibi oyun tarzı Granger’a çok benzer iki forvet aldı ki bu da Granger’ın gideceğinin göstergesi. Her ikisinin de tarzı Pacers’ın şu anki sistemine cuk oturuyor. Muhtemelen yine çok koşup, çok atmaya çalışıp, çok yiyecekler. Ama bu tarz hedefi şampiyonluk olmayan takımlar için biraz heyecan iyidir.

Celtics Harangody ve Avery Bradley tercihleri yaptı. Kağıt üzerinde ikisi de fena oyuncu değil, ancak beklentiler çok farklı. Biri gelişimini tamamlamış, diğeri ise yolun henüz başında. Her ne kadar Bradley çok daha potansiyelli olsa da Celtics’in yarı saha hücumunda başarılı olamama ihtimali daha yüksek. Buna karşılık Harangody’nin yavaş tempoda iş yapabileceğini düşünüyorum.

Timberwolves geçen seneyi aratmadı. Bir önceki sene 5 tane guard seçimi yapmışlardı, bu sene 3 tane uzun seçtiler. Seneye de forvet pozisyonuna saldırıp takımın balansını nihayet sağlayabilirler. Tam Babbitt’i seçtiler diye sevinirken onu Blazers’a yollayıp, gidip Trevor Booker’ı seçtiler. Takımın en iyi 2 oyuncusu Jefferson ve Love olduğu halde 3 uzun hangi akla hizmet seçilir, gerçekten anlaşılır gibi değil.

Grizzlies da tercihleri sorgulanabilecek takımlardan. 12. sıradan Henry’yi seçtikten sonra Can’la Mayo’nun 1 numaraya çekilebileceği üzerine konuşmuştuk ki 28. sıradan bir başka combo guard Vasquez’i seçtiler. Mayo-Brewer-Henry-Vasquez. Henüz hiç verim alamasalar da Brewer ellerindeyken tercihlerinden birini uzun için kullanmaları daha mantıklı olurdu sanki. Belki de halen Thabeet’e güveniyorlar…

NOT: Değerlendirmemizi yaparken Timberwolves'a küçük bir haksızlık etmişiz. Wes Johnson, Booker, Ndiaye ve Paulo Prestes seçimlerinden dolayı uzunlara abandıklarını düşünmüştüm. Ancak Booker-Ndiaye ikilisini Wizards'a gönderip karşılığında Lazar Hayward-Bjelica ikilisini almışlar ve pozisyon açısından çok daha dengeli bir kadro yapısı oluşturmuşlar, en azından şimdilik. Ancak Babbitt'e çok güvenen biri olarak onun içinde bulunduğu takasın halen T'wolves için büyük bir hata olduğunu düşünüyorum.

Grizzlies hariç yine genel olarak katılıyorum. Grizzlies'in elinde Randolph-Gasol ve Thabeet (ne kadar patlak olduğunu düşünsek de) varken uzunlara yönelmesi çok mantıklı olmazdı. Belki bir tane yedeğin yedeği olarak düşünülebilirdi ancak ellerindeki Brewer ile Gay serbest kalacakları için, bir anda 2 ve 3 numarasız kalabilirlerdi. Bence Gay'e 10 milyon dolar civarı bir teklif gelirse, eleşmeyecekler ve gitmesine izin verecekler. Draft'ta izledikleri yol da bunu gösteriyor sanki. Ayrıca kenardan gelecek skorer opsiyonu olarak eksikleri vardı. Henry ile Vasquez'i pek tanımıyorum ama Vasquez'in uzun boylu bir oyun kurucu olduğunu biliyorum, Conley'den bu görevi devralabilir. Henry de önemli bir skorer diye biliyorum. Yani aslında eksiklerini kapamış Grizzlies bu seçimlerle sanki.

Ayrıca ek olarak, elinde genç ve full enerji dolu bir Ibaka varken Aldrich'i draft etmesine şaşırdım Presti'nin. Sonuçta Ibaka, Aldrich kadar blokçu olmasa da, ikisi de savunmalarıyla var oluyorlar ve Ibaka daha enerjik bir isim bana kalırsa. Kısacası bu draft seçimiyle birlikte Collison, Krstic, Ibaka ve hatta Green'in yanına 5. uzun geldi. Collison ve/veya Krstic'in biten kontratlarını takasta kullanacakmış gibi gözüküyor Thunder.

/ Can

Rasheed Wallace Basketbolu Bıraktı

Kalan 2 yıllık, 12 milyon dolar değerindeki kontratından vazgeçerek emekli oldu Sheed. Kafasına koydu mu, NBA'in en iyi uzunlarından biri oluyordu ama canı istemedi mi sahada mal mal geziniyordu. Bunu özellikle Pistons ve Celtics'te gördük son yıllarında. Çok severdim, sempatik bulurdum. Zaten bu haberin ciddi dedikoduları çıktığında yazmıştım içimden gelen şeyleri, tık. Özleyeceğim çılgın itirazlarını ve teknik faullerini. Pistons ile şampiyonluk kazanmış olsa bile, Blazers ile hatırlayacağım onu. O yüzden zaten Blazers formasıyla çekilmiş bir fotoğrafını koydum.

Yeniden NBA camiası içinde görmek isterim onu ileride bir gün.

2010 NBA Draft Sonuçları

İşte Kentucky Üniversitesi'nin 5 oyuncusununda ilk turdan seçilmesiyle damga vurduğu 2010 NBA drafti:

1-Wizards: John Wall (Kentucky,PG)
2-Sixers: Evan Turner (Ohio State, G)
3-Nets: Derrick Favors (Georgia Tech, F)
4-Timberwolves: Wesley Johnson (Syracuse, F)
5-Kings: DeMarcus Cousins (Kentucky, F)
6-Warriors: Ekpe Udoh (Baylor, F)
7-Pistons: Greg Monroe (Georgetown, F)
8-Clippers: Al-Farouq Aminu (Wake Forest, F)
9-Jazz: Gordon Hayward (Butler, F)
10-Pacers: Paul George (Fresno State, F)
11-Hornets: Cole Aldrich (Kansas, C, traded to Thunder)
12-Grizzlies: Xavier Henry (Kansas, SG)
13-Raptors: Ed Davis (North Carolina, F)
14-Rockets: Patrick Patterson (Kentucky, F)
15-Bucks: Larry Sanders (Virginia, F)
16-Timberwolves: Luke Babbitt (Nevada, F, traded to Blazers)
17-Bulls: Kevin Seraphin (Cholet Basket, F, traded to Wizards)
18-Thunder: Eric Bledsoe (Kentucky, PG, traded to Clippers)
19-Celtics: Avery Bradley (Texas, PG)
20-Spurs: James Anderson (Oklahoma State, SG)
21-Thunder: Craig Brackins (Iowa State, F, traded to Hornets)
22-Blazers: Elliot Williams (Memphis, G)
23-Timberwolves: Trevor Booker (Clemson, F, traded to Wizards)
24-Hawks: Damion James (Texas, G, traded to Nets)
25-Grizzlies: Dominique Jones (South Florida, G, traded to Mavericks)
26-Thunder: Quincy Pondexter (Washington, G, traded to Hornets)
27-Nets: Jordan Crawford (Xavier, SG, traded to Hawks)
28-Grizzlies: Greivis Vasquez (Maryland, G)
29-Magic: Daniel Orton (Kentucky, F)
30-Wizards: Lazar Hayward (Marquette, F, traded to Timberwolves)

31-Nets: Tibor Pleiss (Brose Baskets Bamberg, C, traded to Thunder)
32-Heat: Dexter Pittman (Texas, C)
33-Kings: Hassan Whiteside (Marshall, C)
34-Blazers: Armon Johnson (Nevada, PG)
35-Wizards: Nemanja Bjelica (Crvena Zvezda, F, traded to Timberwolves)
36-Pistons: Terrico White (Ole Miss, G)
37-Bucks: Darington Hobson (New Mexico, SG)
38-Knicks: Andy Rautins (Syracuse, G)
39-Knicks: Landry Fields (Stanford, F)
40-Pacers: Lance Stephenson (Cincinnati, F)
41-Heat: Jarvis Varnado (Mississsippi State, PF)
42-Heat: De’Sean Butler (West Virginia, F)
43-Lakers: Devin Ebanks (West Virginia, F)
44-Bucks: Jerome Jordan (Tulsa, C)
45-Timberwolves: Paulo Prestes (CB Murcia, C)
46-Suns: Gani Lawal (Georgia Tech, F)
47-Bucks: Tiny Gallon (Oklahoma, F)
48-Heat: Latavious Williams (Tulsa 66ers, F, traded to Thunder)
49-Spurs: Ryan Richards (Gran Canaria, F)
50-Mavericks: Solomon Alabi (Florida State, C, traded to Raptors)
51-Thunder: Magnum Rolle (Louisiana Tech, C, traded to Pacers)
52-Celtics: Luke Harangody (Notre Dame, F)
53-Hawks: Pape Sy (STB Le Havre, F)
54-Clippers: Willie Warren (Oklahoma,G)
55-Jazz: Jeremy Evans (Western Kentucky, F)
56-Timberwolves: Hamady Ndiaye (Rutgers, C, traded to Wizards)
57-Pacers: Ryan Reid (Florida State, F, traded to Thunder)
58-Lakers: Derrick Caracter (UTEP, F)
59-Magic: Stanley Roninson (Connecticut, F)
60-Suns: Dwayne Collins (Miami, F)

NOT: Yapılan takaslarla birlikte liste güncellendi.

Bulls'dan LeBron Hamlesi (Güle Güle Hinrich)

2010 Draft'ında 17. sırayı ve Hinrich'i Wizards'a gönderip, karşılığında ikinci tur seçim hakkı aldı Bulls. 9 milyondan kurtuldular ve 29-30 milyon civarı bir boşluk açıldı salary cap'lerinde. Bu da kovaladıkları LeBron'un yanında ikinci bir maksimum kontratlı oyuncuya yer açtıkları anlamına geliyor. Gerçi sanırım tam olarak yetmiyor ama çok ufak bir fark kalıyor. Halledilir yani bir şekilde. İşin ilginci yaklaşık eş değerde kontratı olan Antawn Jamison'ı salary cap boşaltmak ve maddi açıdan rahatlamak için yollayan Wizards şimdi aynı kontrata sahip Hinrich'i aldı. Wall'u da aldılar mı, Wall-Arenas-Hinrich 3'lüsü olacak. Arenas bir şekilde takas edilecek veya kontratı satın alınacak gibi duruyor. Çok garip gerçekten...

Takas 8 Temmuz'dan önce yürürlüğe giremiyor çünkü o günden önce Wizards 9 milyonluk kontratı alamıyor Bulls'dan, salary cap'i o gün boşalıyor.

2010 NBA Draft'ı 02:00'da NTV Spor'da

Soner'in değerlendirdiği 19 oyuncuya ulaşmak için tık
İlk 5 seçim hakkındaki yorum için tık

1 - Washington Wizards
2 - Philadelphia 76ers
3 - New Jersey Nets
4 - Minnesota Timberwolves
5 - Sacramento Kings
6 - Golden State Warriors
7 - Detroit Pistons
8 - Los Angeles Clippers
9 - Utah Jazz (from New York via Phoenix)
10 - Indiana Pacers
11 - New Orleans Hornets
12 - Memphis Grizzlies
13 - Toronto Raptors
14 - Houston Rockets
15 - Milwaukee Bucks (from Chicago)
16 - Minnesota Timberwolves (from Charlotte via Denver)
17 - Chicago Bulls (from Milwaukee)
18 - Oklahoma City Thunder (from Miami)
19 - Boston Celtics
20 - San Antonio Spurs
21 - Oklahoma City Thunder
22 - Portland Trail Blazers
23 - Minnesota Timberwolves (from Utah via Philadelphia)
24 - Atlanta Hawks
25 - Memphis Grizzlies (from Denver)
26 - Oklahoma City Thunder (from Phoenix)
27 - New Jersey Nets (from Dallas)
28 - Memphis Grizzlies (from L.A. Lakers)
29 - Orlando Magic
30 - Washington Wizards (from Cleveland)
31 - New Jersey Nets
32 - Miami Heat (from Minnesota via Oklahoma City)
33 - Sacramento Kings
34 - Portland Trail Blazers (from Golden State)
35 - Washington Wizards
36 - Detroit Pistons
37 - Milwaukee Bucks (from Philadelphia)
38 - New York Knicks
39 - New York Knicks (from L.A. Clippers via Denver)
40 - Indiana Pacers
41 - Miami Heat (from New Orleans)
42 - Miami Heat (from Toronto)
43 - Los Angeles Lakers (from Memphis)
44 - Milwaukee Bucks (from Chicago via Portland and Golden State)
45 - Minnesota Timberwolves (from Houston)
46 - Phoenix Suns (from Charlotte)
47 - Milwaukee Bucks
48 - Miami Heat
49 - San Antonio Spurs
50 - Dallas Mavericks (from Oklahoma City)
51 - Oklahoma City Thunder (from Portland via Dallas and Minnesota)
52 - Boston Celtics
53 - Atlanta Hawks
54 - Los Angeles Clippers (from Denver)
55 - Utah Jazz
56 - Minnesota Timberwolves (from Phoenix)
57 - Indiana Pacers (from Dallas)
58 - Los Angeles Lakers
59 - Orlando Magic
60 - Phoenix Suns (from Cleveland)

24 Haziran 2010 Perşembe

2010 Drafti İlk 5 Takım Değerlendirmesi

Draftin başlamasına saatler kala takımlar ve oyuncular hakkında ufak bir şeyler karalayalım. Zaman darlığı sebebiyle değerlendirmeleri sınırlı tutacağım, devamı draft sonrasına inşallah. Öncelikle belirtmek isterim ki; Wall, Turner, Favors, Johnson ve Cousins'i diğer isimlerin bir adım önünde görüyorum ve buna göre yapıyorum değerlendirmemi.

Wizards: Aslında Turner hem pozisyon olarak Wizards’ın daha ihtiyaç duyduğu bir oyuncu, hem de Wall’a oranla lige daha hazır. Ancak potansiyelleri hesaba katıldığında işin rengi değişiyor. “Kaçan balık büyük olur” sözünün altında ezilmek de var işin ucunda, bu nedenle Wall’ı seçeceğini açıkladı Wizards. Peki draft sonrası nasıl bir yol izleyecekler. Arenas’ı elden çıkarma yoluna mı gidecekler, bu tercihe yönelseler bile elden çıkarabilecekler mi, aksi durumda Arenas-Wall ikilisinin aynı takımda oynaması nasıl bir sonuç doğurur? Sonuçta ikisi de topu eline isteyen ve topsuz oyunda potansiyellerinin çok altında kalabilecek isimler. Ayrıca herhangi birinin 2 numaraya çekilmesi tam bir facia olur basketbol adına. Tüm bunlar Wizards adına büyük soru işaretleri.

76’ers: İkinci sıra hakkını elinde bulunduran Sixers ise, Wizards kadar açık bir şekilde ifade etmese de seçiminin ne yönde olduğunu aşağı yukarı belli etmişti internet sitesinde. Kısa ve uzun forvet pozisyonlarında Igoudala-Brand gibi oldukça kabul edilir isimler olduğunu düşünürsek Favors ve Wes Johnson ikilisini seçmeyeceklerdir. Geriye Cousins ve Turner kalıyor. Birkaç gün önce gerçekleşen takasla birlikte uzun rotasyonlarının daha alternatifli bir hale gelmesi de Turner seçeneğini kuvvetlendiriyor.

Nets: Nets’in kadrosuna baktığımızda her ne kadar geçtiğimiz sezon bunu gösteremeseler de Haris-Lee ve Brook Lopez’in durumu kotaracak kadar kapasiteleri olduğunu söyleyebiliriz. Ellerinde Lopez varken Cousins’i seçeceklerini düşünmüyorum. Geriye 3 ve 4 numara kalıyor. Bu pozisyonları oynayabilecek isimlerden Favors ve Wes Johnson ön plana çıkıyor. Bu iki oyuncu arasında 4 yaş fark var. Wes lige daha hazır olsa da Favors çok daha potansiyelli. Bu şartlar altında zor bir karar bekliyor Nets’i. Ben olsam riski göze alıp Favors yönünde kullanırım tercihimi.

Timberwolves: Sen git ilk turdan 36 tane guard seç, hiçbiri işine yaramasın. Neyse ki bu draftte bulundukları yerden seçebilecekleri bir pg yok. Aslında Al Jefferson ve Kevin Love’ı bir kenara bırakırsak elle tutulur bir adamları da kalmıyor Minnesota’nın. Ne Flynn, ne Ellington beklenen patlamayı yapamasa da halen medet umdukları isimler. Bu draftte 2-3 pozisyonuna yönelmelerinin doğru olacağını düşünüyorum. Bu sebeple Nets’in Favors’ı değil de Johnson’ı seçmesi durumunda işler karışabilir Minnesota cephesinde. Ama bu şartlar altında elimizdeki listeye baktığımızda buralara kalabilecek en iyi 3 numaranın Aminu olduğunu düşünürsek Favors tercihi neresinden bakarsak çok daha mantıklı görünüyor. En zor seçim onları bekliyor gibi. Johnson 4'e kalırsa, kaçırmayacaklardır onu.

Kings: Uzun bolluğunun olduğu bu draftte uzuna ihtiyacı geri planda kalan şanssız takımlardan biri de Sacramento. Takastan sonra Dalembert-Thompson ikilisi fena durmuyor pota altında. Eğer Cousins’i seçmeyeceklerse bence Aminu güzel bir tercih olaacktır Kings adına. Hem topu elinde pek istemiyor, hem savunması oldukça iyi, hem de disiplinli. Etliye sütlüye karışmaz, çıkar Tyreke’in liderliğini kabul edip işini yapar.

Edit: Hemen hemen herşeye katılıyorum. Sadece Kings'de Dalembert'in bu sezonluk kiralık gibi geldiğini düşünürsek, o nedenle uzun olarak Cousins'i seçmeleri daha olası bence. Ama şunu da belirteyim Cousins'i öyle deli gibi beğenmiyorum ben. / Can.

Heat - Thunder Takası ve Heat'in 2010-11 Kadrosu

Heat iki sezon öncenin 3 sayı yarışması birincisi Cook ile 2010 Draft'ındaki 18. sıra seçme hakkını Thunder'a yollarken, karşılığında 32. sırayı aldı. Bu nasıl bir takas değil mi? Sen hem oyuncu ver, hem de draft'ta 14 sıra geri düş. Bu sezonki salary cap boşluğu işte bu kadar değerli Heat için. Cook'un 2 milyon dolarlık kontratından kurtulmak için 14 sıra düşmeye razı oldular. Şimdi salary cap'lerinde sadece 8-9 milyon dolar kaldı ve neredese 3 tane maksimum kontrat verebilecek yer açıldı sayılır (James Jones'un garanti olmayan kontratını satın alacakları varsayılınca ve 1-2 ince hesap daha yapılınca). Yani yukarıda gördüğünüz üç yıldız: Wade, LeBron ve Bosh. Bu olasılık için varını yoğunu ortaya koyacak Riley. Her türlü kontağını ve ikna kabiliyetini sonuna kadar kullanacaktır. Tabii bu üç oyuncunun yanına sadece 6-7 milyonluk bir kontrat ve minimum ile veteran kontratlarını ekleyebilecek Heat. Onları geçtim beni ve beraber geyiğine basket oynadığım 4-5 arkadaşımı katsalar takıma, öyle bile şampiyonluğa oynarız sanki. Dalga geçer gibi gerçekten Wade - LeBron ve Bosh. Hayal etmesi bile güzel. Gerçi güzel de değil, abes, garip birşey.

Bu arada kullandığım resim, ESPN'in serbest oyuncu slot makinasından çıktı. Oyunu ilk kez gördüğümde, sadece bir kere bastım ve bu çıktı. Hatta twitter'da paylaşmış ve "Heat olayı bitirdi" yazmıştım. Bakalım Riley ikna edebilecek mi bu üç oyuncuyu. Zor ama imkansız değil.

Thunder açısından da oldukça karlı bir takastı. Bedavaya hatta üstüne sadece 2 milyon ödeyecekleri bir oyuncu alarak 18. sıraya çıkma fırsatı geldi ayaklarına. Onlar da tepmediler bu fırsatı.

2010 Draft Değerlendirmeleri: Paul George (Fresno State, SF, 6-9)

Diğer değerlendirmeler: John Wall, Evan Turner, DeMarcus Cousins, Wesley Johnson, Derrick Favors, Al-Farouq Aminu, Xavier Henry, Hassan Whiteside, Damion James, Devin Ebanks, Greg Monroe, Luke Babbitt-Armon Johnson, Cole Aldrich, Ed Davis, Avery Bradley, Pattrick Patterson, Gordon Hayward.

Son güne geldik draftte, yaklaşık 10 saat sonra dananın kuyruğu kopacak. Gün içinde eğer dünya kupasından fırsat bulabilirsem bir değerlendirme daha yapıp 20’ye tamamlamayı düşünüyorum, ama bakalım. Şimdilik Paul George ile devam ediyoruz. Fresno State Üniversitesi’nin nerdeyse her şeyi diyebiliriz Paul George için, ancak buna rağmen takımın bulunduğu konferanstan dolayı çok göz önünde değildi sezon boyunca. Açıkçası benim de pek takip ettiğim bir oyuncu değildi. O yüzden mümkün olduğunca yorum katmadan, genel özellikleriyle tanıtacağım kendisini.

En dikkat çeken özelliği hem fazlasıyla güvenilir bir şutunun olması hem de iyi bir atlet olması. Üst düzey şut tehdidi olan kaç tane atletik oyuncu var ki ligde. Draftin hem en iyi şutörlerinden hem de en atletik oyuncularından biri, her ne kadar oyun zekası pek gelişmiş olmasa da. Penetresi iyi ve içeri girerken gücünü de kullanabiliyor. Burada fiziği ve gücü önemli bir avantaj yaratıyor kendisine, bu sayede faule rağmen bitirebiliyor pozisyonları. Özgüveni tam, kötü gitse de şut kullanmaktan çekinmiyor. Ayrıca istatistik kağıdını genellikle dolduruyor, yeri geliyor skorla, yeri geliyor ribaund veya asistle.

Ancak oyunun her iki alanında da takımı adına katkı verdiği söylenemez, zira savunması biraz zayıf gibi. Hücumda bencil olduğu düşünülse de bulunduğu takım göz önüne alındığında çok görmemek lazım. Takımının hiçbir zaman üst seviye rakipleri olmamasına bağlı olarak yaptıklarının değeri biraz düşse de lotarya olmasına kesin gözüyle bakılıyor. Geçtiğimiz sezonu 17 sayı-8 ribaund-2 top çalma ortalamalarıyla tamamladı. Danny Granger’a benzetiliyor, bence yerinde bir tespit. Atletizmini ve fiziğini bir kenara koyarsak oyun stilinin O.J. Mayo’ya benzediğini de söyleyebiliriz.

Bedava CDR Bulunur

Chris Douglas-Roberts, Bucks'ın kadrosuna katıldı. Nets ise karşılığında 2012 draft'ında Bucks'ın 2. tur seçim hakkını aldı. Roberts'ın yeteneklerine baktığımızda bedavaya gitti diyebiliriz. Zaten çembere çok rahat giden CDR, bu sezon orta mesafe şutunu da geliştirmişti. Sezonun ilk 20-30 maçında Nets'in ilk 5'ine yerleşmesinin sebebi de bu çıkışıydı. Kötü tercihler de kullansa, top kayıpları da yapsa, dengesiz de olsa, her pozisyonda çembere gidiyordu. Yani pek güven veren bir oyunu olmasa da başarıyı bu şekilde elde etmişti. Geçirdiği ufak tefek sakatlıkların (diz ve sırttı galiba) ardından yeniden rotasyon oyuncusu konumuna döndü. Bu da onun moralinin bozulmasına ve pasif oynamasına yol açtı zannedersem. Belki de sakatlıkları onu etkiledi. Sonuçta öyle veya böyle sezon başında izlediğimiz CDR kayboldu gitti. Hatta kötü oynarken pek süre alamadığı için koç Kiki Vandeweghe ile de pek geçinemediği yazılıp çizilmişti. Bunun üzerine de transfer edilecek serbest oyuncular da hesaba katılarak, Terrence Williams - Courtney Lee ikilisine süre açmak takas edildi diye düşünüyorum. Yine de başta söylediğim gibi oldukça yetenekli bir genci adeta bedavaya aldı Bucks. Tebrik etmek lazım Hammond'ı bu konuda. Bakalım Delfino, Maggette ve Redd'in arkasında ne kadar süre bulabilecek, ne kadar kendini kabul ettirebilecek CDR. Ama 2011-12 sezonunda Redd'in muhtemelen ayrılmasıyla büyük bir çıkış yakalayabilir.

2010 Draft Değerlendirmeleri: Gordon Hayward (Butler, SF, 6-9)

Diğer değerlendirmeler: John Wall, Evan Turner, DeMarcus Cousins, Wesley Johnson, Derrick Favors, Al-Farouq Aminu, Xavier Henry, Hassan Whiteside, Damion James, Devin Ebanks, Greg Monroe, Luke Babbitt-Armon Johnson, Cole Aldrich, Ed Davis, Avery Bradley, Pattrick Patterson.

Draft değerlendirmelerimizin yavaş yavaş sonuna yaklaşıyoruz. Geldik bu sene NCAA’in en flaş takımının en flaş oyuncusuna. Belki Duke şampiyon oldu ama herkes onlardan çok Butler’ı konuştu geçtiğimiz sezon. Cinderella hikayesi gerçek olacaktı, şayet bu gencin yarı sahanın gerisinden yolladığı şut birkaç santim daha aşağıdan panyayı bulsaydı. Hayward o şutla ülke şampiyonluğunu ıskaladı belki ama martta gösterdiği performansla hem turnuvanın en iyi beşine seçildi, hem de 2010 draftinin en sağlam çıkışını gösterdi. O zamana kadar en iyi ihtimalle ikinci turun ortalarında seçilmesi beklenen Hayward, şimdilerde mock draftin ilk 15’inde dolaşıyor.

Butler’da ikinci sezonunu geçiren Hayward, draftin potansiyelli beyazlarından. 2.06 boyuna rağmen oyun zekası ve basketbol bilgisi değme guardlara taş çıkartır cinsten. Her ne kadar geçtiğimiz yıl özellikle dış şut yüzdesi freshman sezonuna oranla epey düşse de, hatırı sayılır bir şut tehdidi var. Zaten kullandığı şutların hemen hepsi ya dışarıdan, ya da orta mesafeden. Kendi pozisyonunu yaratabilme konusunda da oldukça iyi sayılır. Oyun disiplini üst seviyede. Fiziği savunma için pek elverişli olmasa da hırsıyla bu açığı bir nebze kapatabiliyor. Benzer şekilde size yetersizliğini mücadeleci oyun karakteri ve sıçrama yeteneğiyle kapadığını ve netice itibariyle iyi bir ribaundcu olduğunu söylemek mümkün. Bu konuda referans isteyenlere finalfourdaki maçlarının son hücumlarına bakmalarını tavsiye edip eksilerine geçelim.

Dediğim gibi çok fazla şuta dayalı bir oyun stili var. Buna bağlı olarak penetre kabiliyetinin pek iyi olmadığını söyleyebiliriz. Fundamentali sayesinde adam eksiltebilse de ayak çabukluğunun hiç olmayışı onu potaya gitmek konusunda fazlasıyla kısıtlıyor. Ayrıca bir beyaz olmasına karşın pasör özelliği pek yok. Kendisini süper yıldız potansiyelinde görmüyorum, ancak kafaya oynayan bir takımda bile katkı verebilecek bir takım oyuncusu olabilir. Mike Dunleavy Jr.’a benzetiliyor. Geçtiğimiz sezon ortalamaları 15 sayı-8 ribaund.

Yalvarırım Beni Takas Etmeyin

Mo Williams'ın twitter'dan Cavs'in yeni genel menajeri Grant'e seslenmiş:
"Lüffen beni takas etmeyin, gitmeye hazır değilim. Yalvarıyorum. Burada işim henüz bitmedi. Dizlerimin üstündeyim... Lütfen. Ciddiyim."

Ah bir de playofflar'da doğru düzgün şut soksaydın, abuk subuk top kayıpları yapmasaydın 2 senedir. Sezon içinde LeBron ile beraber dansetmeler, eğlenmeler güzel tabii. Ama işler sıkışınca, ellerin titremeye başlıyor MoWill efendi... Merak ediyorum Mo'nun takas hakkındaki düşünceleri acaba LeBron başka takıma giderse değişir mi? Bakarsınız bu sefer de takas edilmek için yalvarır. Ne de olsa LeBron'suz Cavs sadece doğuda yer aldığından dolayı playofflar'a kalabilir o kadar. Bu da kendini beğenmiş ancak takımı taşımaktan çok uzak bir oyuncu için ayrılma sebebi olsa gerek.

23 Haziran 2010 Çarşamba

Chris Paul Takas Edilecek mi?

Son günlerde Chris Paul'un takas edileceğine ve onun da isteğinin bu olduğuna dair dedikodular çıkmaya başladı. İsmi geçen takımlardan biri de Orlando Magic idi. Paul ile Dwight Howard birleşirse, Magic geri kalan 29 takımın toplamından daha fazla alley-oop yapar sezon boyunca. Orası kesin. Neyse konuyla ilgili Paul'un görüşleri şu şekildeydi: "İlk tercihim New Orleans ama kazanmaya, başarıya odaklanmamız lazım. Eğer kendimizi geliştirip Lakers, Celtics gibi takımlarla mücadele edecek konuma gelemezsek, takas olmaya açığım" Haklı sonuçta kupaya uzanabilecek bir takım kurulmayacaksa Paul'un ne işi var Hornets'da?

Çiçeği burnunda, çaylak koç Monty Williams'ın ise dedikodular karşısında yüreği ağzına gelmiş. "Hornets'ın koçluğu ile ilgili beni en çok cezbeden şey Chris Paul'du. Pek çok takım fellik fellik oyun kurucu arıyor ve bahsettiğimiz adam dünyanın en iyisi. Chris Paul'suz buraya gelmeyi düşünmezdim"

Hornets kulübünün sahibi Shinn ise Paul'un üzerine bir takım inşa etmek ve onu kariyerinin sonuna kadar Hornets formasıyla izlemek istediklerini açıkladı. Genel menajer Jeff Bower da kendisine birçok takas teklifi geldiğini onaylamış ancak detay vermemiş. Tabii o da Paul'un yeteneklerinin farkında olduklarını ve onu hafife almadıklaırnı belirtmiş ancak yeni sezonda Hornets formasını giyeceğine dair söz verememiş.

Paul'un gitmesi sadece koç Monty Williams'ın değil, taraftarların, hatta takım arkadaşlarının bile motivasyonunun inanılmaz düşmesi anlamına gelecek. Ben pek zannetmiyorum takas edileceğini, bu resmen şehre ihanet etmek olacak çünkü. Ellerinde 27 milyon dolarlık biten kontrat var, bunları kullanarak 2011 yazını düşünen takımlardan sağlam parçalar almaları şart. Yoksa Paul da takasını isteyecektir bu gidişle.

Nash'in İngiltere Aşkı


Link

Videoyu koyduğum sırada, ilk yarı bitmişti ve İngiltere 1-0 öndeydi, bakalım Nash'in maça bilet bulma çabası, karşılığını bulabilecek mi?

Edit: Evet İngiltere 1-0 kazanarak gruplardan çıkmayı başardı.

Warriors - Bucks Takası Değerlendirmesi

Takas değerlendirmesine geçmeden önce John Salmons'ın önümüzdeki sezon kazanacağı 5 milyon dolardan vazgeçip, serbest kalmayı seçtiğini söyleyeyim.

Dün gece gerçekleşen takasa göre Golden State, Dan Gadzuric ile Charlie Bell'i kadrosuna katarken, Corey Maggette ile Bucks'ın bu seneki 44. sıradaki draft hakkı Bucks'a gitti. Bucks genel menajeri John Hammond geçtiğimiz sezon yılın yöneticisi ödülünü bana göre şansının ve Skiles'ın yardımıyla almıştı. Şimdi yaptığı hamle hakkındaki fikrim aslında tam ortada, bir taraftan beğenir gibi olurken diğer taraftan "Yok canım daha neler" diyorum. Bunun nedeni Maggette'nin kötü bir oyuncu olması değil, hoş kendisini aşırı beğenmem o da ayrı konu. Maggette'nin en büyük eksi yanı kontratı, 3 yılda yaklaşık 30 milyon dolar kazanacak. Bu da onu NBA'in kötü kontrata sahip oyuncularından biri yapıyor. Ama Bucks'ın salary cap'i o kadar elverişli ki, 2011 yazında Jennings-Maggette-Ersan-Bogut'un yanına maksimum kontratlı bir oyuncu sıkıştırabilirler. Bu da Maggette'nin en büyük dezavantajını kompanse edebilecekleri anlamına geliyor. Tabii zırt pırt sakatlanıp maç kaçırmasının nasıl önüne geçecekler bilmiyorum. Onun için Suns'ın sağlık ekibini transfer etmeleri bile yetmeyebilir...

Maggette'nin esasında kenardan gelerek 25 dakika civarında tamamen skor üretimi yapmak amaçlı kullanıldığında başarılı olduğuna inanıyorum. Müthiş gücü sayesinde, NBA'in en iyi faul alan oyuncularından biri kendisi. Bu sayede zaten verimli bir şekilde takımına sayı kazandırıyor. Fakat ilk 5'te başladığı zaman takımın pas trafiğini çok kötü etkiliyor çünkü topu eline aldı mı ya şut atıyor ya potaya gidiyor. Ona verilen top geri gelmiyor gibi birşey. Bir başka kötü yanı da üçlük tehdidinin neredeyse hiç olmaması. Yani skor üretimini tamamen kendisi pozisyon yaratarak sağlayabiliyor, bu nedenle zaten kenardan gelmesi daha yararlı. Bir başka eksisi ise istikrarsızlığı, bir maçta harika oynarken sonraki maçta 19'da 3 atabiliyor. Son olarak da Bucks'ın bundan sonra artık yeniden yapılanmanın son safhasına geldiğini ve amacının playoff başarısı olduğunu söyleyebiliriz. Bu durumda kariyeri boyunca sadece 1 kere playoff tecrübesi yaşamış Maggette ne kadar doğru bir seçim tartışılabilir. O kadar eksisini saydım ama ben genel olarak kafamdaki 'sağlam' oyuncu tanımına göre Maggette'nin eksiklerini sıralıyorum, yoksa bütün bunlar kötü bir oyuncu olduğu anlamına gelmiyor. İşin savunma tarafında ise Skiles'a saç baş yoldurabilir Maggette çünkü savunma yapmayı hiç ama hiç sevmiyor. Bu arada yine güçlü yapısı sağolsun - oldukça iyi bir ribaundcu kendisi. Ama bu konuda Bucks'ın zaten yardıma ihtiyacı yok, geçtiğimiz sezon rakibe en az ribaund veren takımdı çünkü Bucks.

Yani kısacası Maggette'den daha iyi birini bulabilirdi bence Bucks. En azından Salmons'a 9-10 milyon civarı ödeyip, onu kadroda tutabilirlerdi. Daha iyi bir seçim olurdu. Çünkü Salmons, Maggette'ye göre çok yönlü bir oyuncu.

Bu kadar Bucks'a değindim çünkü takasta başarı amacı güden takım onlar. Warriors ise tamamen yeniden yapılanmaya bakıyor. Gadzuric'in biten 7 milyonluk kontratını alarak, Biedrins-Monta-Curry üçlüsüyle yola devam etme kararı aldılar. Hatta en fazla Curry'nin üzerine yoğunlaşmışlar bu konuda. Zaten Monta-Curry'nin yanyana oynadığı bir takım savunmada her şekilde ezilir. İleride bir şekilde Monta'yı da elden çıkarsalar fena olmaz yani. Maggette'nin kötü kontratından kurtuldular. Ayrıca sezonun büyük çoğunluğunu uzun forvet pozisyonunda geçiren Maggette'nin gidişi Randolph ile Wright'ın daha fazla dakika almaları anlamına geliyor. Tabii Don Nelson Stephen Curry'i uzun forvete çekmezse!

2010 Draft Değerlendirmeleri: Patrick Patterson (Kentucky, PF, 6-9)

Diğer değerlendirmeler: John Wall, Evan Turner, DeMarcus Cousins, Wesley Johnson, Derrick Favors, Al-Farouq Aminu, Xavier Henry, Hassan Whiteside, Damion James, Devin Ebanks, Greg Monroe, Luke Babbitt-Armon Johnson, Cole Aldrich, Ed Davis, Avery Bradley.

İşte 2010 draftinin efsanevi takımı Kentucky’den bir oyuncu daha. Wildcats oyuncularını yazmaktan yorulmuştum, ama neyse ki Blodsoe ve freshman senesinde 13 dakika ortalamayla ilk turdan gitmesi beklenen draftin büyük yıldızı(!) Daniel Orton’u değerlendirmeyi düşünmüyorum, en azından şimdilik. Yaşça ağabeyi sayılacak O.J. Mayo gibi Patterson da Huntington lisesinden mezun. Henüz freshman senesinde dikkatleri üzerine çeken Patterson kolejde geçirdiği üç sene boyunca belli ortalamaların üzerine çıkmayı başardı. Aslında geçen seneki drafte katılması bekleniyordu, ancak verdiği ilginç kararla bir sene daha kolejde takılacağını açıkladı. Bu kararın doğruluğu halen tartışıladursun ortalamaları bu yıl biraz düşse de mock draftte 12. sırada görünüyor kendisi.

Öncelikle kolejdeki ilk iki senesiyle son senesini ayırmak lazım, zira Cousins’in gelmesiyle birlikte takım içindeki rolü ve buna bağlı olarak oyun stili çok değişti. İçerde sırtı dönük oyunu seven bir 4-5 numara karşımıyken, daha çok dışarıda oynayan bir 4 numara oluverdi. İlk iki senesinde toplam 4 üçlük deneyen Patterson, son senesinde tam 69 üçlük denemesinde bulundu, tıpkı Channing Frye gibi bu alandaki değişimi. Pozisyonuna göre çok çevik ve açık alan basketboluna oldukça yatkın. Post-up oyununun yanı sıra yüzü dönük oyununu da geliştirdi son senesinde. Ofansif ribaundlarda etkili, önsezisi ve mücadele azmi müthiş. Ayrıca şut tehdidi de var, dış şutunun yanında orta mesafe şutu da fena değil. Savunması iyi. Uzun savunmasında biraz zorlansa da boyu boyuna denk birini buldu mu affetmiyor. Mental açıdan lige en hazır oyunculardan biri.

Bu kadar olumlu özelliklerini sıraladık, ancak elbette eksikleri, kusurları da var Patterson’ın. Öncelikle gücü kuvveti yerinde olsa da boyu epey kısa pozisyonuna göre. Bu sebeple ligde çok zorlanacağını düşünüyorum. Diğer eksileri oyun zekasının pek gelişmiş olmaması ve önemli maçlarda performansının düşmesi. Geçtiğimiz sezonu 14 sayı-7 ribaund ortalamalarıyla tamamladı. Bu ortalamalar Patterson için önceki sezonlara oranla daha düşük olsa da NBA’e şu an daha hazır olduğu da bir gerçek. Carl Landry’ye benzetiliyor.

Şok Şok Şok !!!!!!

Eddy Curry'nin 2010-11 sezonu için 11 milyon dolarlık bir opsiyonu vardı ve Knicks'e bildirmiş ki bu opsiyonu kullanmaya karar vermiş. Hadi ya? İki sezondur bench'ten kalkamayan, sakatlıklarla ve öğün başına yediği 19 hamburgerden kaynaklanan kilo problemleriyle uğraşan adam beleş 11 milyon doları nasıl olur da kabul eder? Niye kontratından vazgeçip, serbest kalıp takım aramaya çıkmaz? Biri bana bunu anlatsın lütfen. Zorlanıyorum idrak etmekte...

Keşke serbest kalıp aynı paraya Grizzlies'e gideydi (bkz. Chris Wallace) de Zach Randolph'la NBA'in en iyi pota altını oluşturma çabaları versiyon 2.0 izleseydik. Sağlam eğlence çıkardı.

22 Haziran 2010 Salı

Khloe'den Odom'a 'Devede Kulak'

Odom'un geçtiğimiz sonbaharda evlendiği Khloe Kardashian, kocasına 400.000$ değerinde bir Rolls Royce almış. Yukarıdaki fotoğraf temsilidir. Devede kulak dememin sebebi de evlilik öncesi Khloe'nin Odom'a imzalattığı anlaşma. Bir boşandılar mı zaten Khloe istediği kadar lüks arabayı Odom'un ödemesini sağlayacak.

Rasheed Emekliye Ayrılabilir

Haber aslında Final serisinin son maçından sonra yani Perşembe günü çıkmıştı. Ancak Doc Rivers geçerli bir gerekçe vermeden "Rasheed son maçını oynamış olabilir. Bugün herşeyini ortaya koydu, sırtındaki ağrılara, kramplara rağmen oyunda kalmak için canını dişine taktı." demişti. Bir anlam verememiştim bu açıklamaya ve çıkan haberlere. Meğersem asıl olayı dün anlatmış Rivers. Yine aynı konudan bahsederken, Rasheed'in 7. maç öncesinde kendisine "Bu sezon beklediğimden çok daha fazla zorlandım fiziksel olarak, çok acı çektim. Bunun son maçım olabileceğini hissediyorum. Parkede herşeyimi takım için vereceğim." dediğini iletmiş.

NBA ile haşır neşir olmaya başladığım zamanlarda Portland Trail Blazers'a karşı bir sempati beslememdeki ana sebeplerden biridir Sheed. Daha önce de yazmıştım, Sabonis, Steve Smith ve Stoudamire gibi isimlerle beraber zamanında Portland'a sempati duyduğumu. Rasheed delidir, hasta ruhludur ama bu deli yanı aynı zamanda bana oldukça sevimli gelmiştir nedense. Artest gibi bir nevi benim açımdan. Onun dışında her zaman NBA'deki en komple uzunlardan biri olduğuna inanmışımdır. Belki biraz daha saygı duysa basketbola ve yeteneklerine, ribaund konusunda daha istekli olsa, adını tarihe yazdıracaktı. NBA'de onun dışında üçlük ile post-up oyununu birleştirebilen uzun sayısı kaç tanedir acaba? Benim şu yazıyı yazarken aklıma gelmedi açıkçası.

Bu aynı zamanda benim yaşlandığım anlamına geliyor. Kariyerinin ilk yıllarından (ilk yılı Washington Bullets onu hatırlamıyorum) beri takip ettiğim bir isim, basketbolu bırakma safhasında. Vallahi ben üzülürüm Rasheed'in bırakması halinde ve NBA de en ilgi çekici yüzlerinden birini kaybetmiş olur.

Los Angeles'ta Kutlamalar Tam Gaz









2010 Draft Değerlendirmeleri: Avery Bradley (Texas, SG, 6-3)

Diğer değerlendirmeler: John Wall, Evan Turner, DeMarcus Cousins, Wesley Johnson, Derrick Favors, Al-Farouq Aminu, Xavier Henry, Hassan Whiteside, Damion James, Devin Ebanks, Greg Monroe, Luke Babbitt-Armon Johnson, Cole Aldrich, Ed Davis.

Lisede adından fazlasıyla söz ettiren Avery Bradley üniversitede maalesef yeteneklerini pek gösteremedi ve beklenen patlamayı yapamadı. Gerek Texas Longhorns’un turnuva öncesi genel sıralamada yukarılarda bulunması, gerekse Doğuş’u kadrosunda barındırması sebebiyle dolaylı olarak da olsa epey izleme şansı buldum Avery Bradley’i. Mock draftte şu an 13. sırada görünüyor ve bu sıralamayı hak ettiği konusunda ciddi şüphelerim var. Ancak draft konusunda büyük konuşmanın ne kadar yanlış olabileceğini bildiğimden eleştiriden çok oyuncuyu tanıtmaya yönelik bir yazı olsun istiyorum.

Bradley şutör guard pozisyonunda oynuyor, atletizmi en dikkat çeken özelliği. Harika bir sıçrama yeteneğine ve zamanlamasına sahip. Wes Johnson gibi onu da ileride smaç yarışmalarında görmemiz sürpriz olmaz. Ayakları çok çabuk, crossover yeteneği müthiş, fundamentalı iyi, saha görüşü vasat. Penetre kabiliyeti var ancak topla pek haşır neşir olmuyor. Hücumda daha çok screen çıkışlarında şut kovalıyor veya yaptığı katlarla skora gitmeye çalışıyor, tıpkı Ray Allen gibi. Ama asla o kadar etkili bir şutör değil. En azından şimdilik öyle görünüyor. Açık alan hücumunda oldukça başarılı, fakat iş set hücumuna geldiğinde bocalıyor. Savunması fena değil. Sertlikten ziyade hızlı ayakları sayesinde iyi pozisyon alabilmesi etkili savunmasının temel sebebi. Fiziği en büyük dezavantajı. En önemli eksilerinden biri de serbest atış problemi. İlginçtir ama faul çizgisinde epey sorun yaşıyor (%54).

Geçtiğimiz seneyi 11 sayı-2 asist-3 ribaund ortalamalarıyla tamamladı. Açıkçası Bradley’in şimdilik lige pek hazır olduğunu düşünmüyorum. Görkemli bir lise kariyerinden sonra kolejde bile zorlanan bir oyuncu NBA’de neler yapabilir düşünüyorum düşünüyorum, işin içinden çıkamıyorum. Hayır, çocuğun potansiyeli de az buz değil ki yabana atalım…

Ezeli Rekabet - 2

Fransız Tony Parker ile Meksika asıllı eşi Eva Longoria'nın 2-0'lık Meksika galibiyeti sonrasındaki pozu. Bakalım bugün beklenildiği gibi Uruguay ile Meksika beraberliğe yatıp birlikte gruptan çıkacaklar mı, yoksa birinden biri kazanıp, Fransa'ya ikinci tur şansı tanıyacak mı? Ben de beraberlik diyenlerdenim, Tony Parker'ın surat ifadesi aynen sürecek sanki.

Fotoğrafa ilk baktığımda Parker'ın yanındakinin Eva olduğunu anlayamadım, o derece garip çıkmış. Makyaj eksikliğinden olsa gerek =)

21 Haziran 2010 Pazartesi

Kobe: Bir Rahat Verin

10-15 gün kadar önce Kobe'ye bir basın toplantısı sırasında "LeBron sence nereye gidecek?" diye sorulmuştu, yıldız oyuncunun cevabı çok net olmuştu: "Umrumda bile değil." Tabii o sırada NBA Finalleri oynandığı için bu yanıtın geceleği belliydi. Perşembe günü ise aynı sorunun mutasyon geçirmiş hali yöneltildi Kobe'ye: "Wade ve LeBron'un beraber kadrosunda olduğu bir takıma karşı oynamak nasıl birşey sence?"

Bunun üzerine Kobe de "Sizin derdiniz ne? Bana bunları sormayın, bırakın da tadını çıkarayım şampiyonluğun" demiş. Ayrıca onlarla karşı karşıya çok kere oynadığını ve yakından tanıdığını, ikisinin beraber oynadığı bir takıma karşı mücadele etmeyi düşünmek bile istemediğini ve biraz daha şampiyonluğun tadını çıkarmak istediğini aktarmış.

Gerçekten de çok korkutucu bir takım olur Wade - LeBron beraber bir takıma giderlerse ancak aralarındaki uyumu ben açıkçası sorgularım bu durumda. İkisi de topu elinde tutup birşeyler üreten isimler, ikisinin de dış şutu ortalamanın altında, ikisi de kariyerleri boyunca 1 numaralı opsiyon olarak oynadılar ve bunlara ek olarak bu iki oyuncunun yanında uzun olarak kimin oynayacağı da çok önemli. Yani kısacası iki yıldızın da asıl amacı bana göre uzun yıldızlardan biriyle (bence Bosh) birleşmek olmalı.

Grizzlies Wallace ile Yola Devam Ediyor

Wallace dediğim Chris Wallace, Chris Wallace dediğim ise Gasol'ü bedavaya Lakers'a vererek NBA tarihinin en kötü takaslarından birine imza atan bir genel menajer. Diğer taraftan Deng, Hinrich gibi isimlerin de teklif edildiğini hatırlatayım. Thabeet seçiminin de başarılı olduğuna inanmıyorum. Son yıllarda bir Mayo var galiba olumlu hareketi. Tabii bir de geçen sezon iki tane süper sorunlu oyuncuyu takıma katması var. Iverson takımda kaos ortamı yaratırken, Zach Randolph'un ilginç bir şekilde evrim geçirip takım oyuncusu olmuştu. Tabii Gasol'ü tamamen ekonomk sebeplerle elden çıkarmışken Randolph'un 16 milyonluk kontratını alması da ayrı bir konu.

Kısacası Chris Wallace'ın başarılı olduğunu düşünen kişi sayısı bir hayli azdır herhalde. Şimdi bir de Gay'e maksimum kontrat verilebileceği konuşuluyor. Bu işe de imza atarsa Wallace, Grizzlies'in geleceğini baltalayacak. Ne bileyim Wallace'ı kovup, bu playofflar'ın öncesine kadar delicesine eleştirilen Kerr'ü bile takıma ekleseler daha iyi olurdu herhalde...

20 Haziran 2010 Pazar

76'ers - Kings Takası Değerlendirmesi

2-3 gün önce ölü sezonun ilk takası gerçekleşti. Philadelphia Samuel Dalembert'i Sacramento'ya gönderirken, karşılığında Andres Nocioni ile Spencer Hawes'u kadrosuna kattı. Burada bence Sacramento Kings gelecek adına harika bir hamle yaptı.

Philly'nin biten bir 10 milyonluk kontrat karşılığında alabileceği daha fazla şeyler varken Nocioni ile Hawes'a ikna olması ilginç. Yani sonuç olarak Nocioni geçtiğimiz sezonu çok kötü geçirdi. Belki Kings gençlere önem veriyordu ama sakatlıklar dolayısıyla iyi dakika aldığında bile Noc bir türlü beklenen seviyeye çıkamadı. Hawes deseniz zaten 3 sezondur Kings'in beklediği çıkışı yapamadı. Hücumda belki bir pivota göre oldukça farklı yetenekleri var (dış şutu, fundamental'ı ve pasları) ama defansta NBA'in en kötü pivotlarından biri Hawes. Kalıbı NBA için oldukça yeterli olmasına rağmen, ayaklarının ağırlığı ve savunma yapmayı bilmeyişi, onu rakipler için işlenilecek bir maden haline getiriyor. Stefanski bugüne kadar izlediği Hawes'un evrim geçirip komple bir oyuncu haline geleceğine inanıyorsa bilemeyeceğim.

Öte yandan Geoff Petrie çok güzel bir işe imza attı. Baktı elinde Tyreke gibi bir süper yıldız adayı ve çok genç, yetenekli bir kadro var. Hemen kontratı uzun vadeli olan isimleri elden çıkardı, karşılığında Hughes ve Dalembert'in kontratlarını aldı. Kings'in salary cap'inde bu sezon için zaten bir maksimum kontratlık yer vardı şimdi gelecek sezon için tam 2 tane yer açıldı. Gerçi 2011'de oyuncularla kulüp sahiplerinin arasındaki anlaşma ne olacak? Lokavta gidilecek mi? Bu büyük bir soru işareti ama bir genel menajer olarak "Belki 2011'de lokavt olacak ben hamle yapmayayım, bekleyeyim" deme hakkı yok Petrie'nin. Ancak Şubat - Mart civarında Petrie'nin büyük oyuncuları kovalama gibi bir niyetinin olmadığı yazılıp çiziliyordu. Bence bu hamlelerden sonra takıma birkaç tane 6-7 milyonluk adam almanın hiçbir anlamı yok. Ha, LeBron-Wade gibi oyuncuları kovalasa bile Petrie, bu yıldızlar Sacramento'ya giderler mi bilmiyorum. Ama yine de şansını denemeli Kings, hazır Tyreke gibi genç bir yıldız ve yanında birkaç tane ucuz kontratlı genç yetenek yakalamışken, yanlarına en azından bir tane süper yıldız almalılar. Ya bu sezon, ya gelecek sezon... Benim umudum ve beklentim bu yönde.

Bu arada farkettim ki Dalembert'e hiç değinmedim, çünkü aslında Dalembert kiralık geldi gibi birşey Kings'e. Onların genç kadrosunda 20-25 dakikadan fazla almayacak ve sene sonunda da büyük ihtimalle başka bir takıma gidecek. Ama 2010-11 sezonu için en azından boyalı alanda rakiplere göz dağı verebilen, savunma yönüyle ağır basan bir pivot oynayacak Kings'de.

RIP - Manute Bol


Link

Hastaneye kaldırıldığı zaman bir fotoğrafını paylaşmıştım. Maalesef böbrek yetmezliğine yenildi ve vefat etti. Dün resmi olmayan kaynaklardan sızmıştı ama gece resmi olarak duyurulmuş. Herkes tarafından sevilen, saygı duyulan, sempatik, inanılmaz yardım sever (Afrika'nın kalkınması için çok çabalıyordu) bir oyuncuydu. Yazık oldu. Ligin blok kralı olduğunu zaten pek çok kişi biliyordur, ben de bir mancınık edasıyla attığı üçlüklerle hatırlayalım kendisini dedim. Gerçi videoda birkaç bloğu da mevcut.

Şampiyon Lakers Jimmy Kimmel'da

Conan ile beraber en beğendiğim talk show'culardan biridir Jimmy Kimmel, sadece yazarlarının başarısı ile değil kendi ürettiği esprilerle de izleyenleri güldürür. Çok başarılıdır. Her neyse konu dağılmasın, şampiyon Lakers'dan 7 oyuncu (en önemlileri Kobe, Fisher ve Artest) Jimmy Kimmel'a konuk olmuş ve son derece eğlenceli bir program ortaya çıkmış. Adam Morrison ile dalga geçtikleri bölümde yazık olmuş Adam'a. O noktada Kobe'nin çıkıp takım arkadaşını korumasını da takdir ettiğimi belirtmeliyim. Üşenmeyin izleyin, bol bol güleceksiniz.


Link


Link


Link


Link


Link