Oysa bir umuttu #5; Blerim Džemaili
14 saat önce
Bildiğiniz gibi LeBron, Clippers deplasmanında sol ayağını burkmuş ve sıcaklıkla maça devam etmişti. Post'la ilgisi yok ama söylemezsem içimde kalacak. Nuggets karşısındaki hezimeti izleyince anladık ki Wade'in takımı olduğu kadar LeBron'un da takımıydı artık Heat. Fotoğrafta ise Denver'a sakatlığından dolayı terlikle giden LeBron'u görüyoruz. Hani terlik giymesi gerektiğini anlıyorum da o terliğe uygun bir eşofman falan giyse daha iyiymiş sanki. Böyle altı kaval üstü şeşhane olmuş.
Doğu'da Merkez grubunun ilk iki sırasında bulunan Chicago ve Indıana'nın mücadelesinde gülen taraf Rose'un etkili oyunuyla Chicago oldu. Boyalı alanda oldukça efektif olan Bulls'ta Kurt Thomas 18 ribaund çekti. Rose'un 29 sayı-10 ribaund-5 asist ile harika bir performans sergilediği gecede, Boozer da 14 sayı-6 ribaund ile mücadele etti. Deng 17 sayı üretirken, Ömer 5 dakika süre buldu ve 5 sayı-2 ribaund ile maçı tamamladı. Pacers cephesinde yıldız isim Granger 23 şut kullandığı geceyi 22 sayıyla tamamladı. Collison 10 sayı-5 ribaund-5 asist ile etkili olurken, benchten gelen Foster 15 ribaund alarak oyuna sertlik getirse de galibiyete ulaşamadılar.
Haber birkaç gün önceye ait ama hem üst üste gelen finaller, hem de dün 24 saate yakın internetsiz kalmamdan dolayı ancak şimdi yazabiliyorum. Başlıktaki cümle Magic genel menajeri Otis Smith'e ait. Diyor ki kendisi: "Ben farklı bir açıdan bakıyorum olaya. Dwight varken biz rakip uzunlardan korkmuyoruz, onlar bizden korkuyor, bu durumda niye uzuna ihtiyacımız olsun ki?". Hatta daha da abartıyor ve Dwight'ın faul problemine girmesi durumunda, yedek pivotları olsa da çok zor bir duruma düştüklerini belirtiyor. "Dwight faul problemine girerse zaten Gortat burdayken de dışardan oynamaya başlıyorduk bir farkı yok yani şu anda" diyor gevrek gevrek. Yok artık daha neler...
Sakatlığı sebebiyle takımını uzun süredir yalnız bırakan Dirk'ün bugün de oynaması beklenmiyor. Bu fotoğraf değil belki ama Nowitzki'nin 2-3 içinde dönecek olması rakiplerin korkması için iyi bir sebep. Zira şu anda Mavs'den korkmak için hiçbir sebep yok. Takımın içler acısı hali Nowitzki'nin önemini gözler önüne seriyor...
Çıkanlar
İnenler
Kevin Love'la giriştiği double double yarışını sürdüredursun Blake Griffin bir başka kategoride bir başka efsaneyi daha geride bırakmak üzere. 12 Aralık'ta oynanan Orlando Magic karşılaşmasından bu yana üst üste 13 maçtır 20+ sayı atıp, 10+ ribaund çekiyor Griffin. Son 15 yılı baz aldığımızda Shaq bu iki kategoride bahsedilen baremleri üst üste 18 maç geçmiş. Yani genç yıldızımızın rekoru kırma ihtimali pek de az değil.
Dün "LeBron'un Selamı Var" başlığıyla vermiştik twitter'dan yolladığı mesajı. Şu tarz bir açıklama yapmıştı kendisi: "Karma böyle bir şey, başkalarının kötülüğünü istemek yanlıştır ve Tanrı herşeyi görür". Yani, eski takımının düştüğü duruma üzülmek bir yana seviniyor ve bu sevincini gizleme gereği bile duymuyordu. Tıpkı seçtiği takımı açıkladığı gün yaptığı gibi. O günkü tutumunu da yanlış bulmuştum, dünkü yazdıklarını da. Yani ne gereği var geçmişte kendisine taparcasına bağlı olan ve senelerce güzel anılar paylaştığı bir insan topluluğuna karşı bu kadar acımasız olmasının. Kaldı ki yazısının içeriğinde eski takım arkadaşlarını hedef aldığı güruhun dışında bıraktığına dair en ufak bir emare dahi yoktu. Belli ki konu Cavaliers olunca çok aklıselim değildi LeBron.
Beş temsilcimizin de sahada olduğu günün özetlerini izlemek için tık-1 tık-2 tık-3
Aslında son zamanlarda birkaç defa denk geldiğimi hatırlıyorum Ben Gordon'ın benzer performanslarına. Hatta Hornets maçı bunlardan biriydi sanırım. İlk yarı suskun kalıp ikinci yarı coşmuştu yine. Az önce tamamlanan Grizzlies-Pistons maçı da bu anlamda aynıydı o karşılaşmayla. İkinci yarıdan itibaren oyunu hep geride götüren Pistons son anlarda farkı kapatıp umutlandı ve taktik faullere başvurdu. Yapılan faullerle oyun sık sık durunca her iki takıma da olağandan çok daha fazla hücum imkanı doğdu. Son 1 buçuk dakikaya sığan bu hücumlara ise Ben Gordon damgasını vurdu, her ne kadar bu performansı galibiyete yetmese de. Gordon'ın bu süreçteki istatistikleri: Faullerle birlikte denediği 8 şut ve attığı 13 sayı.
Phoenix'in altına imzasını attığı büyük başarı. Bu gece oynanan maçın ilk çeyreğini 32-20 önde kapatan Suns, geri kalan kısımda son haftalardaki korkunç görüntüsüne bürününce bu tablo çıktı ortaya ve fark yemekten kurtulamadılar. Rahatlıkla söyleyebilirim ki bugünlerde ligin açık ara en kötü savunma yapan ekibi konumundalar. Hücumda sayı bulamadıkça savunmada organize olamıyorlar. Savunmada organize olamadıkça sayı yiyorlar. Sayı yedikçe telafi etmek için acele edip kontrolü iyice kaybediyorlar. Yani böyle kısır bir döngü içerisinde tamamlıyorlar koca bir maçı. Nuggets karşısında da durum farksızdı. Afflalo gibi savunmasıyla ön planda olan bir adam bile çıkıp neredeyse şut kaçırmadan 31 sayıyla kariyer rekoru kırabiliyor Suns karşısında. Takımın içerisinde bulunduğu durumu kabullenemeyen Dragic Kenyon Martin ile, Gentry ise hakemlerle tartıştı sinirden.
Lakers'dan 55 sayılık fark veya bir başka deyişle Osmanlı tokadı yiyen Cavaliers'a bir darbe de eski oyuncusu LeBron'dan geldi. James bu sonuç karşısında dayanamayıp Twitter'ına şunları yazdı: "Manyak birşey. Karma diye buna diyoruz, hep yolunu bulur. Başkalarının kötülüğünü istemek yanlıştır. Tanrı herşeyi görür." 
ÖNEMLİ NOT: Maçların özet görüntülerini izleyebilmek için skorlarına tıklayınız.
Az önce tamamlanan Kings-Wizards karşılaşmasında Nick Young attığı 43 sayıyla kariyer rekorunu kırdı. Önceki rekoru 33 imiş. Aslında beklenmedik bir gelişme değil. Hatta aksine belli ediyordu bu aralar birşeyler yapacağını çünkü ilk beşe yerleşmesinin ardından sıklıkla 20'li sayıları görüyordu. Ama 43 sayı gerçekten çok fazla.
Kareler, gece oynanan Grizzlies-Bobcats maçına ait. Fotoğrafları büyüttüğünüzde göreceksiniz ki salon bomboş. Kaynaklara göre maça 10 bin civarında bilet satılmış ancak hava muhalefetinden dolayı yaklaşık 1000 seyirci gelebilmiş. Neyse ki biz geçtiğimiz senelerde ligimizden alışkınız bu tarz manzaralara. Ayrıca bu şartların oluşturduğu iki de ilginç detay var. Şöyle ki; Bobcats yetkilileri üst tribünlerde bileti olan vefalı taraftarları, normalde biletleri yaklaşık 2 kat pahalı olan alt taraflara aldılar. Hakemler ise maç öncesi oyuncuları, koçları "Çok az seyirci var, her söylediğinizi duyup daha rahat teknik faul çalabiliriz, ona göre dikkatli davranın" gibisinden uyardı. Oyuncular ve koçlar da uslu uslu maçı teknik faul almadan tamamladılar.
Gelince üst üste gelirmiş. 10 maçlık mağlubiyet serisiyle doğunun dibine demir atan Cavaliers'a bir kötü haber de Varejao'dan. Brezilyalı oyuncu sakatlığı sebebiyle sezonun geri kalan kısmında takımı adına görev alamayacak. Hatırlayacaksınız bir süredir elmacık kemiğindeki kırık yüzünden oynayamıyordu. Ancak sezonu kapamasına neden olan sakatlık bu değil, tendonunu koparması. Varejao'yu saha içindeki çirkeflikleri yüzünden genellikle itici bulurum ama bir yandan da kazanma arzusuna, mücadelesine, hırsına büyük saygı duyarım. Yani, basketbolcu olsan kimle eşleşmek istemezsin diye sorsalar ilk sıralarda söylerim adını. Sezon başından beri ligdeki konumları itibariyle çok göz önünde olmasa da büyük kayıp. Hem maçlara renk katıyordu yaptığı tuhaf hareketlerle, hem de takımı adına önemli bir parçaydı. Varejao ve Cavaliers organizasyonuna geçmiş olsun dileklerimizi iletip diğer sakatlık haberine geçelim.