BIY AD

14 Ocak 2011 Cuma

Haftanın Değerlendirmesi: 14 Ocak

Çıkanlar
Hawks(Jamal-JoJo): Aslında bu haftaya özgü değil Atlanta'nın çıkışı. Geçtiğimiz hafta yakaladıkları galibiyet serisini sürdürerek 5 maça çıkardılar. Bu süreçteki 4 deplasman maçını da kazandıklarını hatırlatalım. Şimdilik doğunun tepesindeki takımların hemen ardındalar. Hawks'ın, hatta bu aralar ligin en dikkat çeken oyuncusu Jamal Crawford, benchten gelerek hatırı sayılır dakikalar bulmaya ve bu dakikaları oldukça verimli geçirmeye devam ediyor. Toronto deplasmanındaki 36 sayılık performansı serinin bozulmasını engelledi. Geçtiğimiz hafta kendisinden düşüş bekliyordum ve beni yanıltmıştı. Bu hafta tahminim yine bu yönde olacak.

Bobcats(Jackson-Augutin-Thomas): Koç değişikliğinin ardından bir süre bocalamıştı Bobcats ama üzerlerindeki ölü toprağını çabuk attılar. Yeni koçla birlikte biraz daha hızlı tempo, biraz daha mücadele ve oyuncuların form grafiğini yükseltmesi playoff potasına soktu takımı. Özellikle Grizzlies ve Bulls karşısında çok iyi sınavlar verdiler. İyi bir sistem takımı diyebileceğimiz bu rakipleri karşısında maç boyu oyun anlamında üstünlük kurup mental açıdan sağlam göründüler. Geçtiğimiz hafta kazanılan maçlarda Kaptan Jack ve Augustin ön plana çıktı Bobcats adına. Ancak bir kişi gösterdiği performansla beni epey şaşırttı. Takımın dengesiz çocuğu Tyrus Thomas, bu sıralar kariyerinin en olgun dönemini geçiriyor belki de. Kendisi, oldukça özverili göründüğü son maçlarda, daha çok pis işleri yapan ve takımın mücadele seviyesini yukarı taşıyan isim olarak göze çarpıyor.

Spurs(Manu): Biraz kolay fikstürün de etkisiyle üst üste 4 maç kazandı Spurs. Bu periyotta kayda değer tek sınav olan Bucks maçında oyunun büyük bölümünü geride götürseler de Manu'nun önderliğinde geri dönerek kazanmasını bildiler. Ayrıca Ginobili'nin geçtiğimiz haftayı 22 sayı-7 ribaund-4 asist-2 top çalma istatistikleriyle tamamladığını söyleyelim. E, tabi Spurs deyince bench katkısına değinmeden olmaz. Çoğu karşılaşmada fark yaratan etken oluyor San Antonio yedekleri. Özellikle Bonner çok formdaydı son maçlarda.

Lakers(Bynum-Kobe): Lakers da geçtiğimiz hafta aldığı galibiyetlerle toparlanma sürecini sürdürdü. Gerçi vasat takımlara karşı beklenenden fazla zorlandıklarını söyleyebiliriz. Örneğin Warriors veya her ne kadar formda olsa da Knicks, Lakers'ın zorlanmadan geçebileceği takımlar. Maç içerisinde uzun aralıklarla oyundan kopuyorlar takım olarak, büyük oranda rehavetin etkisiyle. Bynum'ın sakatlığın etkisinden yavaş yavaş çıkmaya başladığını ve Kobe'nin formda olduğunu belirtelim.

Thunder(Durant):Durant'in kendine gelmesi ve Westbrook'a eşlik etmesiyle birlikte geçen seneki kimliğini buldu Thunder. Bu ikilinin hücumdaki performansları sayesinde geçtiğimiz hafta içerisinde oynadığı 4 maçı yaklaşık 110 üzerinde bir sayı ortalamasıyla tamamladılar. İki Texas deplasmanı üzerine Grizlies ve Magic galibiyetleri alan genç Thunder zorlu fikstürün ilk kısmından mağlubiyetsiz çıktı. Şimdi önlerinde batının diğer iki formda ekibi Lakers ve Nuggets maçları var.

Clippers(Griffin-Davis-Gordon): Birkaç hafta önce yakaladığı çıkışı geçtiğimiz hafta da sürdürdü Clippers. Nuggets ve Warriors engellerini aştıktan sonra Heat'in deplasman galibiyeti serisine son verdiler. Gerek genç oyuncuları, gerekse Baron Davis, Eric Gordon gibi yıldızlarıyla lige büyük renk katıyorlar.

Yarım Artı Alanlar:Takaslardan sonra kötü maçını hatırlamıyorum Dwight Howard'ın. Üst üste kazanılan 9 maçın ardından takım arkadaşları kendisini yalnız bırakınca son 2 maçını kaybetti Magic. C.D. Roberts'ın Heat'e 30, Nets'e 24 sayı atarak burayı hakettiğini düşünüyordum ancak Spurs maçında hiç ortalıkta görünmedi. Bu sebeple biraz kararsız kaldım ama böyle değerler kolay yetişmiyor destek çıkmak gerek diyerekten aldım kendisini buraya. Knicks'in dümenindeki Felton ligin formda isimlerinden ve takımı gayet iyi idare yönetiyor. Suns ve LeBron'suz Heat karşısında farka giden Nuggets da yarım artıyı hakedenlerden. Boozer'ın Bulls adına bu hafta da önemli katkılar verdiğini ve beni yanılttığını da itiraf edeyim. Bir de performansları takımının galibiyetlerine yetmeyenler var, Zach Randolph, Beno Udrih,kariyer sayı rekoru kıran Nick Young, Barbosa, Bargnani gibi.

İnenler
Cavaliers: Bir önceki değerlendirmeye ek olarak Lakers'tan 55 sayılık fark yediklerini söyleyeceğim sadece. Cavaliers cephesinde bir haftalık süreçte değişen tek şey mağlubiyet sayıları.

Suns: Blogda sık sık yer veriyoruz kendilerine zaten. Sezon başından bu yana ligin açık ara en kötü savunma yapan takımı Suns. Son günlerde alınan Nets ve Cavaliers galibiyetleri pek bir anlam ifade etmiyor. Önce evlerinde Knicks'ten ardından deplasmanda Nuggets'tan 30 civarında fark yediler. Gidişat kötü Arizona ekibinde ve kısa vadede düzelme sinyalleri vermiyorlar.

Mavericks: Nowitzki ve Butler'ın yokluğunda serbest düşüşe geçti Mavericks. Ancak bu düşüşleri Nowitzkinin dönmesiyle son bulacaktır. Onun yokluğunda 8 maçta yalnızca 2 galibiyet alabildiler. Bu hafta ise Carlisle'ın atıldığı maçta Orlando karşısında ikinci yarı maçtan koptular. Ardından Pacers deplasmanında pek varlık gösteremeyerek üst üste 3. mağlubiyetini aldılar.

Nets-Sacramento:Son 9 maçta kazandığı tek bir karşılaşma var Nets'in, o da Vujacic'in son saniye basketiyle. Takas dedikoduları da gündeme gelince oyuncular motivasyonunu iyiden iyiye kaybetti. Kadro olarak çok kötü olduğunu düşünmediğim Nets, Cavaliers'ın yalnızca 2 galibiyet önündeyse biraz düşünmeleri gerekiyor. Kings cephesinde ise Tyreke'in sakatlığında Udrih ve Cousins ikilisi formda göründü ancak 3 maçlık deplasman turnesinden galibiyet çıkaramadılar. Düşüşleri sürüyor.

Gözden Kaçıyor Sanmayın:Heat'in formda Clippers'a yenilmesi bir yere kadar ancak LeBron'dan yoksun olsa bile Nuggets'tan 30 fark yemesi kabul edilir bir durum değil. Parker-Billups ikilisinin takımlarının yakaladığı çıkışta beklenen katkıyı veremediğini, Kidd'in ise Nowitzki'nin yokluğunda büyük bir düşüşte olduğunu söyleyelim.

1 FARKLI FIKIR:

bigben dedi ki...

Greg Monroe'yu çıkanlara ekleyebiliriz bence. Son dört maçı son derece iyi oynadı.