BIY AD

13 Haziran 2011 Pazartesi

NBA Finalleri: 6.Maç

2011 NBA Şampiyonu Dallas Mavericks oldu. 3-2'lik avantajla Florida'ya gelen Dallas son maça bırakmadan maçı kazandı ve takım tarihinin ilk şampiyonluğunu elde ettiler. Kidd-Terry-Nowitzki gibi isimler ilk yüzüklerini kazanırken, final serisinin en değerli oyuncusu Alman yıldız Dirk Nowitzki oldu.

James maçın başlarında hücum yönünde oldukça başarılıydı ve Miami farkı önemli bir seviyeye çekerek ilk çeyrekten mesajı verecek gibiydi. Ancak Terry-Barea-Stevenson üçlüsünün önderliğinde farkı kapatan Dallas 12 ayılık bir üstünlüğü de ele geçiriyordu. Miami belki panik havasında değildi ama endişeli yüzler hakimdi salonda. House'un sürpriz katkıları ile farkı eriten Heat maça ortak olmuştu belki ama kazanmak için o salonda bulunan takım Dallas'tı. Her ne kadar maçın ilk yarısında Nowitzki tanınmayacak kadar kötü olsa bile büyük oyuncu olduğunu son çeyrek yumrukları bir bir indirerek gösterdi zaten. Nowitzki'nin potayı dövdüğü anlarda müthiş bir yürekle oynayan Terry yüzüğü istediğini gösteriyordu.

Heat'in 12 sayıdan geri gelip öne geçtiği ve müthiş savunma yaptığı sürecin sonunda Haslem-Stevenson itişmesi oldu. Bu tartışmanın uzaması üzerine oyundan soğuyan taraf Miami oldu. Yani maçın içindeki o kavga olayı aslında Dallas'ın işine yaradı. Wade maç boyunca bir şeyler üretmek için çabaladı ancak tek başına varlık gösteremedi. Spoelstra bu maç kadroda değişikliğe giderek Chalmers'ı ilk beşe aldı ve Bibby'yi hiç düşünmedi. Yanlış karar demiyorum ama olmak yada olmamak maçında Chalmers'ın son çeyrek yanlış kararları vardı oyun içinde.

Bireysel istatistiklere bakacak olursak 9/27 ile kötü bir gece geçiren Nowitzki 21 sayı-11 ribaund üreterek double-double yaptı. Benchten çok çok önemli katkılar alan Dallas'ta Terry'nin 27 sayısı vardı. Dallas'ın benchten 43 sayı bulduğunu da vurgulamak gerek. Barea deliciliği ile yine çok iş yaptı dün gece ve 15 sayı-5 asist ile maçı noktaladı. Kidd ise maç boyu potayı belki çok düşünmedi ama savunmada ve hücumda tecrübesini gösterircesine oynadı ve 9 sayı-8 asist üretti. Heat cephesine bakacak olursak James 21 sayı-6 asist ile takımın en skoreri oldu ancak yaptığı 6 top kaybı, maç içinde her zaman sorumluluktan kaçması ve +/- istatistiğinde -24 ile geceyi noktalaması onun performansını özetleyebilecek bazı noktalar. Wade ise 17 sayı-8 ribaund-6 asist üretti ancak onun da maçın ikinci devresinde iyi olduğunu söylemek zor. Chalmers'ın 15 sayı-7 asist gibi final serisi için harika rakamları var ancak son çeyrek üst üste yaptığı hatalarla Heat geri dönüş biletini yırtmış oldu. Chris Bosh ise 19 sayı-8 ribaund ile geceyi noktaladı.

Son olarak şunu söyleyebilirim ki Heat-Mavericks serisi NBA için bence rivalry seviyesine ulaşmıştır. 2006'dan sonra ilerleyen yıllarda 2011 finallerini de GreatestGame kuşağında izleyeceğimize eminim.

10 Haziran 2011 Cuma

NBA Finalleri: 5.Maç

Serinin bu en kritik maçı geride kalan dört maça göre farklıydı. İki takımda seri ortalamasının üzerinde hücum ederek iyi bir hücum performansı izletti. Son çeyrek savunmalar yine sertleşse de maçın kaderini yine hücum belirledi. Maç boyunca önemli bir üçlük yüzdesi ile hücum eden Dallas önce Kidd sonra da çok kritik bir anda Terry ile bulduğu iki üçlük ile fişi çekti ve maçın galibi oldu. Seride 3-2 öne geçen Dallas önemli bir avantaj yakaladı.

Seri boyunca son çeyrekleri iyi oynayan Dallas oldu. Üçüncü çeyrek farkın bir ara Dallas lehine 9'a çıktı. Geriden gelerek maç kazanan ve oyunda tutunan Dallas'ın vereceği reaksiyonu merak ediyordum. Heat aradaki farkı kapattı. Gerideyken hücumlarında organizasyon gördüğümüz ve oyunu kontrolünde tutan Heat öne geçtiği andan itibaren saçmalamaya başladı. Dallas son 5 dakikada yine önemli bir seri yakalayarak maçı kazanmayı başardı.

13/19 üçlük isabeti finaller için oldukça yüksek bir yüzde olarak dikkat çekiyor. Carlisle'nin bir önceki maç uygulamaya koyduğu Barea'nın ilk beş çıkması bu maç fazlasıyla işe yaradı. Hücumda önemli bir silah olarak dikkat çeken Barea, Heat potasına 4 üçlük yollarken aynı zamanda 5 asist üretti. Maçı 17 sayıyla tamamlayarak önemli bir hücum katkısı vermesinin yanında kritik anlardaki maça dokunuşlarıyla başarılı bir geceyi geride bıraktı. Barea hamlesinin yanında Cardinal'in de rotasyona yerleştirilmesi var ki oldukça önemli bir diğer nokta. Ekstra şeyler yapacağım diye bir ara abarttı belki Cardinal savunma işini ama iş görüyor en azından.

Terry'den bahsetmek gerek. Takım gerideyken, öndeyken, iyiyken, kötüyken sorumluluk almaktan asla geri kalmadı. Benchten gelerek takımı ateşleyen Terry 21 sayı-6 asist gibi önemli rakamlara imza attı. Özellikle maçın son 30 saniyesine girilirken bulduğu şans üçlüğü maçı bitiren nokta oldu aynı zamanda. Nowitzki'de liderliğini konuşturdu yine maçta. Son çeyrek belki sadece bir isabet bulabildi ama savunmayı zorladı ve bolca serbest atış çizgisine gitti. Dallas takım olarak iyi bir gecedeydi belki ama oyun sıkıştığında kilidi açan isim yine Nowitzki oluyordu. 29 sayı-6 ribaund ile takımının galibiyetinde bir numaralı isimdi. Boyalı alanda verdiği mücadele ile takdir toplayan Chandler ise maçın başında faul almasına rağmen faul problemi yaşamadı. Uzun konusunda sıkıntı yaşayan Dallas adına önemliydi bu. Skor anlamında da takıma önemli bir katkı sağladı 13 sayı ile ama ondan beklenen ribaund katkısını pek sağlayamadı. Dallas ribaundlarda geride kaldı Miami'den ancak hücum olarak harika bir günde olmaları maçı kazanmalarını sağladı.

Maçın ilk çeyreğinde sakatlanan Wade üçüncü periyodun hemen hemen tamamında forma giymedi. Oyuna belki soğuktu ve sakat sakat oyuyordu ama kazanma hırsı sayesinde takımı ateşleyen isim oldu. Takımın geride olduğu dönemde oyuna ağırlığını koyarak müthiş asistlere imza attı ancak galibiyet için yetmedi bu çabası ve 23 sayı-8 asist ile karşılaşmayı tamamladı. Seride en çok eleştirilen ve en çok konuşulan isim olan James maçı triple-double ile tamamladı ancak istatistiklerinin çok çok ötesinde bir son çeyrek geçirdi bir kez daha. Gerektiği anda sahneye çıkamayan ve karavana atışlarıyla Heat'i oyundan düşüren isim oldu James. 17 sayı-10 ribaund-10 asist ile oynadı James ancak son çeyrekteki performansıyla yine en çok konuşulan isim olacaktır şu maçtan sonra. Son çeyreğe iyi başladı ve acaba bu kez farklı mı oynayacak düşünceleri oluştu kafada ama klasik performansını sürdürdü.

Miami benchten 40 sayılık önemli bir katkı aldı ama bu bile yeterli değildi galibiyet için. Karşılarında leblebi gibi üçlük atan bir takım vardı çünkü. Chalmers ve Miller ikilisi attığı üçlüklerle bu konuda Heat'i oyunda tutan isim oldular maçın genelinde. Chalmers 15 sayı ve Miller 9 sayı ile mücadeleyi tamamladı. Haslem ise savunmada yapabileceğinin en iyisini yaparken hücumda da Wade ve James tarafından beslendi bolca ve 10 sayıya imza attı. Heat benchinden en çok katkı aldığı gecelerden birini yaşadı öyle ki Howard bile 6 sayılık bir katkı sağladı ancak galibiyet için yeterli değildi.

Seride son sözler Florida'da söylenecek ve şampiyon burada belli olacak. Dallas önemli bir avantaja sahip ve bir maç alması durumunda sezonu şampiyon olarak tamamlayacak. İlginç olan nokta ise serinin geçtiğimiz sene olduğu gibi ilerlemesi. Şu ana kadar kazanan ev sahibi ve deplasman takımları geçen senenin aynısıydı. Geçtiğimiz sene Lakers 3-2 geride gelip şampiyonluğu almayı başarmıştı. Bakalım aynı başarıyı Heat tekrarlayabilecek mi yoksa Nowitzki önderliğinde ilerleyen Dallas ilk şampiyonluğuna ulaşacak mı?

8 Haziran 2011 Çarşamba

NBA Finalleri: 4.Maç

2011 Finalleri müthiş karşılaşmalara sahne oluyor. Dün gece seriyi eşitlemek adına destansı bir k arakter örneği gösteren Dallas rakibini mağlup etmeyi başardı. Yıldız ismi Nowitzki'nin 39 derece ateşle yanarak oynaması, koç Carlisle'nin rotasyon değişikliğinin işe yaraması, LeBron'un çok kötü bir gece geçirmesi, Wade'in tek başına takımı taşıması ancak dramatik bir şekilde sonunu getirememesi derken liste uzar gider. Müthiş bir maçı daha geride bıraktık ve oynanan 4 maçta seriye eşitlik geldi.

Carlisle kazanılması gereken bu önemli maçta rotasyon değişikliğine gitti. Stevenson'u benche çeken koç Barea ile maça başladı. Burada hem Barea'dan hem de Stevenson'dan önemli katkılar almayı başardı Carlisle. Barea her ne kadar maçın genelinde enteresan işlere imza atsa ve klasik oyununu oynasa da istatistiksel olarak 8 sayı-4 asist ile başarılı bir akşam geçirdi ve en azından Kidd'in atması gereken sayıları o kaydetti. Carlisle'nin Stevenson hamlesi Dallas'ın özellikle bench katkısında Heat'i geçmeyi başardılar. Stevenson özellikle ilk devre üçlükleri ve son çeyrek savunması ile takıma önemli bir katkı yaparak 11 sayı ile maçı bitirdi. Savunma demişken belki hücumuyla ön plana çıkmadı ancak Kidd'in dün geceki performansı oldukça başarılıydı. Maça üst üste 3 top kaybı ile başlayan Kidd'in kötü bir gününde olduğu açıkça ortadaydı ancak işin savunma yönünde muazzam oynadı. Heat'i adeta sırtında taşıyan Wade ile son çeyrek eşleşen veteran yıldız savunmadaki gayretiyle başarılı bir gece geçirdi.

Gecenin hikayesi ise tabi ki Nowitzki oldu Dallas adına. Maç içinde yayıncı kuruluşun spikerinin verdiği bilgiye göre 39 derece ile oyundaydı Nowitzki. Savunmada yavaş kalması hücumda çok top istememesinden bunu görebiliyorduk zaten ki istatistiksel olarak kötü bir maç çıkarttı. Buna rağmen son çeyrek takımına maçı getiren isimlerden oldu. 10 sayısını son çeyrekte Heat potasına gönderen Nowitzki aynı zamanda son basketin de sahibiydi ve ikinci maçta olduğu gibi içeri penetre ederek basketi buldu. 21 sayı-11 ribaund ile double-double yapmayı başaran Alman yıldız 6/19 gibi düşük bir isabet oranıyla oynadı. Aynı zamanda serbest atış serisini son buldurduğunu da söyleyelim kaçırdığı serbest atışla. Dallas eğer iki maç daha almayı başarıp yüzüğü kazanırsa şu maç efsaneler arasına girecektir. Dallas'ın kazandığı ilk maçta da 15 sayı geriden gelerek kazanmıştı ve yine hikayesi olan bir maçtan galip ayrılmayı başardı.

İkinci maçta 15 sayı geriden gelerek kazanan Dallas bu maçta da 9 sayı geriden gelmeyi başardı. Bitime 9 dakika kala farkı 9'a çıkartan Miami için belki de alabilecekleri bir şampiyonluk için önlerinde sadece 9 dakika vardı ancak maçın geneline yaydıkları iyi oyundan eser yoktu son çeyrek. Hücum konusunda çok sıkıntılı bir çeyrek geçiren Miami sadece 14 sayı bulurken aynı zamanda bu çeyrek içinde tam 6 top kaybı yaparak Dallas'ın geri dönüşüne de ön ayak olmayı başardı. Aynı ikinci maçta olduğu gibi geri dönüş fitilini ateşleyen oyunda insiyatif alarak öne çıkan Terry oldu. 17 sayı-3 asist-3 top çalma ile başarılı bir gece geçiren Terry giden maçı yaptığı atakla ortaya getirmeyi bildi. Bu arada Heat'in maç boyu üstünlük kurduğu nokta hücum ribaundları oldu. Ancak Dallas'ta bu istatistii dengelemeyi başaran bir isim vardı. Tek başına 9 hücum ribaundu çeken ve 13 sayı-16 ribaund ile oldukça iyi bir maç çıkartan Chandler galibiyeti getiren isimlerden oldu.

Son çeyrek hücum bazında kötü bir performans sergileyen Heat'te oyunda olan dört oyuncu adeta izleyen kısımdaydı. İlk devre 16 sayı üreten ve takımın en başarılı isimlerinden biri olan Bosh ikinci devre aynı performansını sergileyemedi. İlk devre takımı ayakta tutan isimlerden biriydi ancak ikinci devre adeta kenara çekildi Chris Bosh ve maçı 24 sayı-6 ribaund ile tamamladı. LeBron ise maç boyunca etkisiz bir gece geçirdi. 8 sayısı ile çift hanelere bile çıkamayan James 9 ribaund-7 asist ile belki oyunun diğer alanlarında başarılı gözükse bile oyunun genelinde etkisizdi. Son çeyrek liderlik özelliğini gösterip topu eline almasını bekliyordu çoğu kesim ancak Wade tek başına çırpınırken topu eline alıp çaba göstermedi. Heat tek paslı şuta dayalı bireysel hücumlarla koca bir çeyreği geçirdi ve basit hatalar yaparak belki de kazanmaya gittikleri bir maçı kaybetti.

Şu artık gayet açık ki seriyi Heat kazanırsa Mvp ödülünün sahibi Wade olacak çok çok ekstra bir olay olmazsa. Finallerde olduğunun bilincinde ve ona göre oynuyor. Maçın genelinde oldukça iyi bir performans sergileyen Wade özellikle son çeyrek savunmada yaptığı bloklar ve takımı ateşleme çabaları ile takdiri hak eden bir performans sergiledi. 32 sayı-6 ribaund üreten yıldız oyuncu buna rağmen galibiyeti getiremedi. Geçtiğimiz maçta üçlükleri ve kritik basketleri ile dikkat çeken Chalmers bu maçta aynı katkıyı sağlayamadı. Sadece 5 sayı üretmesine rağmen 6 asist-4 ribaund-3 top çalma ile oyunun diğer alanlarında başarılı bir performans sergilemeyi başardı.

6 Haziran 2011 Pazartesi

NBA Finalleri: 3.Maç

Maçın başında dikkatleri çeken ve maç içinde Kaan Kural'ın da paylaştığı bir istatistik vardı. 2-3-2 formatında oynanan finallerde 1-1'lik eşitlikle 3.maça girildiğinde maçı alan seriyi de kazanan taraf olmuş tam 11 kez. Bu istatistiği bir kenara bırakırsak Dallas rakibine vurduğu o enfes yumruğun daha da sertini vurarak Heat'e ayağa kalkma şansını tanımak istemiyordu. Miami'nin ise ikinci maçtaki o psikolojik bunalımı atlatabilmesi için kazanması gerekiyordu. Nitekim maçın başlamasıyla kontrolü ele geçiren Miami kazanmak için oynadığının mesajını veriyordu. Oyunda gel-git her ne kadar çokça olsa da kontrolün hep Heat'in elinde olduğunu belirtmek gerek.

Maçın en önemli ismi şüphesiz Wade oldu. İkinci maçta da iyi oyunuyla dikkat çeken ancak son çeyrek ortadan kaybolan Wade yine ipleri eline alarak oyuna hızlı bir giriş yaptı. Dallas'ın gömülü savunmasına karşı gerek dış şut ile gerekse öldürücü penetrelerle hücum eden Miami rakibine fazla şans bırakmıyordu. Wade müthiş bir basketbol ortaya koyarak takımını sırtlayan isim olarak dikkat çekti. 29 sayı-11 ribaund ile oynayan Wade gösterdi ki Heat eğer seriyi kazanan taraf olacaksa Mvp ödülünün en büyük adayı olacak.

Chris Bosh dün akşam yine etkisiz bir karşılaşma çıkarttı. Etkisiz derken topu eline aldığında yanlış tercihleri ve isabetsiz şutlarıyla dikkat çekiyordu. Bu onun serisi değil belki işi hücumdan çok savunma tarafında ama sergileyeceği iyi performansın takım için çok önemi var. Nitekim topun el yaktığı son çeyrekte üç basket bularak hem istatistiklerini toparladı hem de takıma galibiyeti getiren şutun da sahibi oldu Chris Bosh. 18 sayı buldu ama sadece 3 ribaund alması dün gece için önemli bir eksi noktasıydı. LeBron ise Heat hücumlarında dengeyi sağlayan unsur olarak dikkat çekiyordu. Takımı toparlayan ve yön veren LeBron zaman zaman liderliği eline alsa da maçın genelinde 2.plandaydı. Son çeyrek yaptığı asistler ile Bosh'u oyuna sokan James 17 sayı-9 asist ile başarılı bir mücadele geçirdi.

Dün gecenin en önemli katkısı da Chalmers'ın ekstra performansı oldu. Benchten gelerek adeta yüreğiyle müthiş bir performans ortaya koyan Mario 4/6 üçlük ile 12 sayı-4 ribaund-2 asist ile mücadele etti. Serinin genelinde sergilediği bu iyi performansla dikkat çeken Chalmers takımın x-faktör isimlerinden. Dün aynı zamanda Joel Anthony 2011 finallerinde ilk sayılarını buldu. Hücumu sınırlı olan Anthony'nin ikinci devrenin hemen başında kısa bir zaman diliminde sergilediği oyun bile yeterliydi onun için.

Dallas'ın Alman ismi Nowitzki 34 sayı-11 ribaund ile harika bir maç çıkarttı. Dallas son çeyrek yine geriden gelen taraf olurken üst üste 12 sayı buldu Nowitzki ve takımını adeta sırtına alarak depara kalktı. Ancak bu çabaları son iki hücumu kötü değerlendirmesine engel olamadı. Bir top kaybı yapan ve ardından son hücumu değerlendiremeyen Nowitzki şu performansına yazık etmiş oldu. Nowitzki'den başka takımı sırtlayan biri kinci isim de çıkmadı zaten. Dallas'ın eksik yönlerinden biri de buydu. Terry 15 sayı üretti ama 5/13 isabetle ulaşabildi bu rakama.

Takımın iki maçtır en iyi isimlerinden olan Marion 4/12 isabetle kaldı ve sadece 12 sayı üretti. Aynı zamanda diğer alanlarda katkıları da sınırlı sayıda kaldı ve ilk iki maçta sergilediği basketbola göre beklentilerin altında kaldı. Kısa rotasyonuna bakacak olursak Kidd zaman zaman gereksiz top kayıpları yapsa da 9 sayı-10 asist-6 ribaund ile başarılı bir performans sergiledi. Benchten gelen Barea ise 2/8 ile kötü bir gece geçirdi. Şut konusu neyse ama benchten gelerek yaptığı 4 kaybı Dallas adına yaralayıcı noktalardan oldu.

Peja iki maçtır takıma katkı veremiyor. Peja genelde ikinci çeyreklerde oyuna dahil oluyor. Belki ondan işin savunma kısmında ekstra katkılar beklenmiyor ama hücumda bir silah olması hem Dallas'ın hücum opsiyonu açısından hem de savunmanın dikkatini dağıtması açısından önemli. Peja ise takımın savunmasını bir kademe aşağı çekmekten başka bir işe yaramadı şu ana kadar. İkinci devre hiç oyuna girmemesine rağmen son bir umut olarak son hücumda oyuna girdi Peja ama son topu kimin kullanacağını zaten herkes biliyordu Dallas'ta. Aynı zamanda Fransız pivot Mahinmi, Haywood'un yokluğunda süre alan isimlerden oldu. Aldığı kısıtlı süreyi iyi değerlendirebilse hiç fena olmazdı belki Dallas adına ancak 8 dakikada 5 faul yaparak kısa sürede benchin yolunu tuttu. Seride saha avantajını ele geçirmiş oldu böylece Miami. Sıradaki iki maçta Texas'ta oynanacak ama Heat seride 2-1'i yakalayarak öne geçmeyi başardı. Hem de bir önceki maç çok konuşulacak bir yenilginin üzerine bu galibiyeti almak onlar için oldukça iyi oldu.

6 Haziran Programı

6 Haziran Pazartesi 03:00 Miami Heat- Dallas Mavs (NTVSPOR)

2-3-2 gereği üç maçın Dallas'ta oynanacağı finallerin üçüncü maçındayız bu akşam.

3 Haziran 2011 Cuma

NBA Finalleri: 2.Maç

Mavericks 95 - Heat 93
Futbol nasıl 90 dakikalık bir oyunsa basketbolun da 48 dakika olduğunu gördük dün akşam. Bizlere basketbolu sevdiren anları yaşadık ve Dallas'ın müthiş bir karakter ortaya koyup dramatik bir şekilde 15 sayıdan geri gelerek maçı kazanmasını seyrettik. Oklahoma önünde de benzer bir geri dönüşe imza attılar ama finallerde böyle bir geri dönüş efsane olacak cinstendi.

İlk maçın aksine hücum yönünde iki takım da daha iyi başladı maça. Özellikle dış şut konusunda hem Dallas hem Miami cephesi oldukça yüzdeli başladı. Wade henüz ilk çeyrekten topu eline alarak hünerlerini sergilemeye başlamıştı. Vasat geçen Chicago serisi ve Dallas'a karşı oynanan ilk maçın ardından onu böyle izlemek oldukça iyiydi. Takımın da belki de en iyisiydi gece boyunca. Wade geçtiğimiz altı maç üç çeyrek vasat kalmış ama bir şekilde son çeyrek ağırlığını koymayı başarmıştı. Bu kez ilk üç çeyrek inanılmaz işlere imza attı ama son çeyrek topu James'in eline teslim etti ve kenara çekildi. Muhtemelen bu tercihler Miami'nin sonunu hazırladı.

Dallas adına son 7 dakika kala maç bitmiş gibiydi. Heat 15 sayı farkı yakalamıştı ve mavilerin yüzü asıktı. Maç boyunca etkili olması beklenen Nowitzki-Kidd-Terry gibi isimlerin köşelerine çekildiği maçı müthiş bir mücadele ile buralara kadar getiren isim Marion oldu. İlk maçtaki iyi performansını arttırarak ikinci maça yansıtan Marion beni en çok şaşırtan isimlerden biri oldu gösterdiği performans bakımından. Maç boyu kötü tercihlerle saç baş yoldurtan Terry üst üste iki basket bularak geri dönüş fitilini ateşleyen isim oldu. Daha sonra Marion ve Kidd'in geri dönüşe dahil olması ile Dallas'lı oyuncuların yüzlerine inanç Heat'li oyuncuların yüzüne de karamsarlık geldi. Nowitzki'nin olaya dahil oluşu ve 22-5'lik müthiş geri dönüş serisinde Dallas'ın son 9 sayısına imza atması olayı bitiren nokta oldu.

Farkın kapandığı anlarda Heat hücumu diye bir şey yoktu parke üzerinde. Bir iki pastan sonra bire bir zorlamalar ve kötü hücumlarla Dallas'ın bu muhteşem dönüşüne zemin hazırladı aynı zamanda oyuncular. Maç boyu savunma konusunda çok iyi olan ve rakibini 18 top kaybına zorlayan Heat farkın 15'e çıktığı o tepe noktasından sonra savunmada gardını da düşürdü. Oyun kontrolünü tamamen eline alması gereken bir anda hücumda ve savunmada etkisiz kaldı Miami. Nowitzki'nin o enfes üçlüğünden sonra mola dönüşü müthiş bir set çizen Spoelstra oyunu dengeledi belki ama Dirk bu gece kazanmak için oradaydı. LeBron'un bireysel olarak kötü tercihlerinden sonra topu Chalmers'a göndermesi ve hücumun basketle sonuçlanması önemliydi ama savunmada Bosh, Nowitzki'ye faul yapmak yerine ona eskortluk etti ve Dallas galibiyeti almış oldu.

Galibiyet ile beraber çok önemli bir psikolojik avantajı eline geçirdi Dallas. Heat ilk kez evinde kaybederken böyle bir geri dönüşle kazananın Dallas olması bana biraz 2006'yı anımsattı. Psikolojik olarak avantajlı hale gelen de Dallas oldu aynı zamanda. Son 9 sayıya imza atan Nowitzki 24 sayı-11 ribaund ile oynarken, maça yüreğini ortaya koyan Marion 20 sayı-8 ribaund üretti. Kidd ise maç boyu kötüydü belki ama büyük oyuncu olduğunu bir kez daha attığı üçlükle gösterdi. 6 sayı-8 ribaund-5 asist ile oynadı ama Nowitzki ile beraber Dallas'ın en çok top kaybeden ismi oldu. Terry ise benchten gelerek 16 sayıya imzasını attı ve galibiyeti getiren isimlerin başında yer aldı.

Heat cephesine bakacak olursak Wade 41 dakika müthiş bir oyun ortaya koydu ancak kalan 7 dakikada topu LeBron'a teslim ederek köşesine çekildi. 36 sayı-6 asist ile harika bir performans sergilemesine karşın yenilgiye engel olamadı. Geçtiğimiz maç yokları oynayan Bibby 14 sayı-4 top çalma ile önemli bir katkı sağladı dün gece. James ise maç boyu başarılı bir grafik ile oynadı ancak son çeyrek rakibin geri dönüşüne yanıt olamadı. 20 sayı-8 ribaund-4 top çalma üretti ancak 5 top kaybı yapması istatistikleri açısından olumsuz bir noktaydı. Son olarak ilk maçta da kritik anda sahne alarak ekstra katkı sağlayan Chalmers dün gece de oldukça iyiydi. 9 sayıyla maçı tamamladı Chalmers ama o son saniyelerde el yakan şutun altından başarıyla kalkabilmesi de bu gece onun hakkında pozitif olmamız için yeterli bir neden olur.

2 Haziran 2011 Perşembe

2 Haziran Programı

Finaller ikinci maçı  3 Haziran Cuma 04:00'te Miami'de başlayacak. Maçın yayını Ntvspor ve HD-EN'de.

Hemen Nowitzki'nin sakatlığından bahsedeyim. Sol elindeki orta parmağında hafif bir sakatlık vardı. Fakat herkes bunun şutunu etkilemeyeciğini düşünüyordu. Öyle de olacak, zaten kariyeri şut atmakla geçti. Fakat sol eliyle hücumları bitirmek, ribaunt çekmek, sol el ile top sürmek onun için zor olacak. Sakatlanmadan önce de zorlanıyordu bana kalırsa. Ayrıca Haslem de O'nu çok iyi savundu, fizikteki en ve boy farkına rağmen. Yani, perdeden çıkıp şut savunabilen guard zaten çok azdır, bunu yapabilen bir uzun forvet neredeyse bir hayal; ama Haslem böyle bir adam. Nowitzki içeri devrildiği zaman çok iyi yardım savunması geldi Heat'ın diğer elemanlarından.

Nowitzki'nin sakatlığı konusunda Mavs koçu da olayın eğlence kısmını abartıp "Rondo tek kolla oynadıysa bellki Dirk de 9 parmak ile oynayabilir" diyerek kendini aşmış. Tabii bu işin şakası, umarım 'Jet' Terry'nin dediği gibi, Nowitzki elleri bağlı gözleri kapalı şut atabilir bu akşam.

Heat için ise yine savunma anahtar olacak. Çünkü düşük skor olduğu zaman bir şekilde kazanıyorlar, daha doğrusu Mavs gibi bir Batı Konferansı takımına karşı büyük ihtimalle kazanırlar. Bu 'bir şekilde'nin geçen maçtaki karşılığı hücum ribauntları idi. LeBron onların öneminden Bulls serisinden beri bahsediyordu zaten. Geçen maç da bunu iyi başardıklarını söylemek lazım. Düşük skorlu maçlarda rakipten 10 tane daha fazla hücum etmek (geçen maçta Heat'ın hücum ribauntları ile başardığı gibi) çok büyük artı getiriyor.

1 Haziran 2011 Çarşamba

NBA Finalleri: 1.Maç

Mavericks 82 - Heat 94
2011 Finalleri güzel bir maçla başladı. İlk devre uykudan mıdır nedir bilmem ama maç pek final havası vermiyordu. Hani parke üzerindeki ve forma üzerindeki minik logolardan finallerin bir ayağının oynandığını anlıyorduk. İki takımda müthiş savunmalarla başladı maça ve oyundaki seviye bir hayli yüksekti. Zaten maçın ilk çeyreği oldukça kısır geçti ve iki takımında skor üretmekte zorlandığı gözlendi. Belliydi ki ilk çeyrek takımlar birbirlerini tartıyorlardı.

Dallas'ın alan savunmasına geçmesiyle beraber Heat'in vereceği tepkiyi merak ediyordum. İçeri penetre konusunda sıkıntı yaşayan ve boyalı alana drive edemeyen Miami oyuncuları çizginin gerisinden şut kullanmaya başlamakta gecikmedi. İki takım arasındaki en belirleyici istatistiklerden olan üçlükler konusunda dün Heat daha iyi olan taraftı. %45 gibi önemli bir rakam ile topu çemberden geçirdi Miami ve alan savunmasına cevap verebildi. Özellikle hücumun tıkandığı anlarda sahneye çıkan Chalmers'ın katkıları ikinci devrenin sonunda Miami'yi ayakta tutan etmendi. Nitekim Chalmers maçı 12 sayı ile tamamladı ve benchten gelen desteğin başlangıcı oldu. Dallas cephesinde ise Marion'un yanı sıra ikinci çeyrek Nowitzki'nin kıpırdanmaya başlaması Heat adına tehlike sinyallerinin yanmasına yol açtı.

Üçüncü periyotta sahneye çıkan isim LeBron ve son çeyrekte de son sözü söyleyen isim Wade oldu. Dallas cephesinde ikinci yarı ortaya çıkan ve yüreğini ortaya koyan bir isim olmadı. Nowitzki'nin çabaları tek başına yetersiz kalırken ilk devre önemli katkılar veren Terry ise etkili olamadı. LeBron üçüncü periyodun sonunda üçlükleriyle dikkat çekti. İkinci devreye 7-0 ile başlayan ve rakibini erken molaya götüren Dallas'a karşı Heat çeyreğin kalanında 22-10 gibi bir skor elde etti. Son çeyrek iyiden iyiye kendini gösteren ve Mvp gibi oynayan Wade hücumda ve savunmada etkili olarak takımını galibiyete taşıdı.

Miami'nin hücum ribaundları konusunda da bu maçta fark yarattığını belirtmek lazım. Finallerde 16 hücum ribaundu almak önemli bir başarı ki elde ettiğin hücum şansları ile skor elde etme şansın artıyor. Hücum ribaundu demişken aldığı 5 hücum ribaundu ile bu konuda başarılı bir maç çıkartan Bosh 19 sayı-9 ribaund ile mücadele ederek boyalı alanda Heat adına etkili oldu. Wade son çeyrek sazı eline alarak takımı yönetti ve 22 sayı-10 ribaund-6 asist ile double-double yaptı. James ise üçüncü periyodun sonunda ortaya koyduğu yürekle takımını skor olarak öne geçirdi ve geri dönüşü başlatan isim oldu. 24 sayı ile takımının en skoreri oldu James ve yanında 9 ribaund-5 asist üretti. Heat'in en önemli artısı bench desteği oldu. Bibby ve Joel'den belki katkı gelmedi ama Haslem-Miller-Chalmers hatta kısıtlı süre alan Howard'dan dahi önemli katkılar almayı başardı Miami.

Dallas'a bakacak olursak şüphesiz takımın en etkili ismi Dirk Nowitzki oldu. Oyun disiplininden hiç kopmayan Alman yıldız 27 sayı-8 ribaund ile mücadele etti. Serbest atış kaçırmadan oynayan Nowitzki şut isabeti konusunda 7/18 ile mücadele etti. Heat böylece istediğini gerçekleştirmiş oldu ve Nowitzki'yi elinden geldiğince yavaşlattı. Nowitzki'ye ayak uydurma konusunda dün gecenin en iyisi Marion oldu. 16 sayı-10 ribaund ile elini taşın altına sokan ve sorumluluk alan Marion takımın iyilerindendi. Benchi ile önceki serilerde önemli avantajlar yaratan Dallas bu sefer bunu kullanamadı. Terry-Barea-Peja üçlüsünden sadece 14 sayı geldi ki 12 sayısını Terry üretti bunların. Chandler'ın alacağı süre ve oynayacağı oyun Dallas adına kritik nokta. Nitekim onun faul problemine girdiği andan itibaren Heat vitesi arttırmayı başardı. Yüzük için belki de son kozlarını oynayan Kidd finallerin ilk maçında 9 sayı-6 asist ile mücadele etti.

31 Mayıs 2011 Salı

31 Mayıs Programı

1 Haziran Çarşamba 04:00 Dallas Maverics-Miami Heat (NTVSPOR ve HD-EN 3D)

Ve işte geldik sona. Son seri, son maçlar. Şampiyon belli oluyor. Sezon boyu süren tüm acı, tüm sevinç, tüm heyecan, tüm çalışma, efor, ter bugün içindi. Hepsi bugün içindi. Bana göre de 2006'nın rövanşı olacak NBA Finallerinde bu iki takım karşılaşacak. Her şey sıfırlandı, tüm oyuncular, tüm kadrolar, organizasyonların tamamı bu maçlara kilitlendi. Fazla söze gerek yok, bence bu seri için istatistiğe de gerek yok, kimin ne söylediği de çok bir şey değiştirmeyecek; o yüzden tek dileğim 2006'da izlediğimiz muhteşem serinin bir benzerini izlemek. Herkese iyi seriler.

27 Mayıs 2011 Cuma

NBA'de Bugün - Play-Off 35.Gün

Heat 83 - Bulls 80
Tarifi mümkün olmayan bir maç izledik. Herşeyin Chicago lehine olduğu bir maçın bir anda nasıl buraya geldiğini tarif etmem çok çok zor. Rose ve Deng başta olmak üzere Chicago kazanmak için sahaya çıkmış bunu daha ilk dakikada gösterdiler. Noah'ın agresif ve istekli oyunu da buna eklenince herhalde seri 6.maça taşındı diye düşünmeye başladım. Miami cephesinde de LeBron'un ilk çeyrekteki iyi oyununun dışında elle tutulur bir yanı yoktu. Wade kariyerinin en çok top kaybı yaptığı maça doğru gidiyor, Haslem-Bibby ikilisinden beklenen katkılar gelmiyordu. Üçüncü çeyrekte Boozer'ın yaptığı sert faul ile bir anda oyun konsantrasyonunu kaybetti Bulls oyuncuları ama o dönemde daha ayağa kalkamadı Heat. Kızı için oynayan Miller'ın dönemlik bir katkısı vardı ama onun da dozu çoktan geçmişti son çeyrekte.

Chicago istediği gibi kontrolünde götürüyordu maçı son çeyrek. Öyle ki bu saydığım etmenlerin yanında bir de son çeyrek Thomas'ın ekstra basketleri ve Brewer'ın yüreğini ortaya koymasını izledik. Her şey Chicago açısından o kadar iyi gidiyordu ki serinin diğer maçlarında son çeyrek skor çıkıntısı çekerken belki de katkı alabilecek en son isimlerden şu katkıları almak takımın özgüvenini de arttırmıştı. 4 dakikadan az bir süre kala Brewer'ın üçlüğü ile fark 12'ye çıkınca işin artık bittiğini ve Miami'de bir maç daha izleyeceğimizi düşündüm. Ancak maç boyu o kadar kötü oynayan Wade iki basketle kıvılcımı yarattı. Ardından LeBron'un iki üçlüğü ve Wade'in 4 sayılık oyunu ile Heat oyuna ortak oluyordu. Psikolojik olarak üstünlüğü de eline geçiren Miami oradan maçı vermeyerek müthiş bir geri dönüşe imza atıyordu.

Wade'in en kötü maçlarından birini izlediğime emindim bitime 4 dakika kala. Ama büyük oyuncu olduğunu nerede sahneye çıkması gerektiğini gösterdi ve takımı ateşleyen isim oldu. 6/13 isabetle 21 sayıya imzasını attı ama istatistiklerinde görülen 9 top kaybı onun maçın genelinde nasıl bir konsantrasyon ile oynadığının göstergesi sanırım. James ise Wade'in başlattığı geri dönüş ateşini körükleyen isim oldu ve o dönemde bulduğu 8 sayı ile maçı getiren isimlerden biriydi. Zaten maç boyu oyunun içinde kalmaya çalıştı ama zaman zaman farkın da etkisiyle oyundan kopmanın sınırlarında gezdi. Buna rağmen 28 sayı-11 ribaund-6 asist ile mücadele etti. Chris Bosh ise serinin en sürpriz ismi oldu. Kendisini seri öncesi görmezden gelen Boozer'a en iyi cevabını parke üzerinde verdi Bosh. Dün akşam da maç boyu ayakta kalan ender isimlerden biriydi Miami'de ve 20 sayı-10 ribaund-4 blok ile mücadele etti.

Chicago'ya geçecek olursak şu maç Rose ve Deng'in emeklerine üzülmüşümdür. Tamam dün gece gördük ki daha gidilecek yolları var ama dün akşamki gibi bir yenilgiyi hak etmediler. Maça tamamen hakim olan Bulls'un son çeyreklerde bu kadar aciz gözükmesi birazda onların sorumluluğunda. Rose 25 sayı-8 asist-5 ribaund ile belki de serideki en iyi maçlarından birini oynadı ve Deng 18 sayı-7 ribaund ile oynamasının dışında uzun süre 5 faulle sahada kalarak savunmada direnci sürdüren isimdi ancak bu performanslar galibiyeti getiremedi. Son çeyrek Brewer'ın müthiş katkılarından sonra işin bittiğini düşündüm ki skorun çok kısıtlı olduğu bu seride benchten gelerek 10 sayılık bir katkının önemi her zaman büyük ama onun da iyi performansı havada kaldı böylece. Indiana karşısında da gördük bunu Atlanta karşısında da. Chicago'nun maç sonu oynayamama sorunu onları finalden etti belki. Şu an seri çok farklı yerlerde olabilecekken Heat 4-1 ile seriyi noktaladı.

26 Mayıs 2011 Perşembe

26 Mayıs Programı

27 Mayıs Cuma 03:30 Miami Heat- Chicago Bulls (NTVSPOR)

Miami'nin 3-1 önde olduğu seride bu gece Heat deplasmanda seriyi bitirmek için sahne alacak. Bulls da kendi evinde seriyi uzatmaya çalışacak. Bulls'ta Ömer sezonu kapattı bildiğimiz gibi. Avrupa Şampiyonası'na yetişecek, fakat şu anda önünde bir buçuk aylık bir rehabilitasyon dönemi var. Bulls bu sezon ilk kez üst üste üç kez yenilmiş oldu. Diğer yandan da sene başında Heat için bir araya gelen büyük üçlünün planladığı birçok şey gerçekleşmiş olacak bu son galibiyet de gelirse. 2006'dan beri ilk kez NBA Finallerine çıkıyor olacaklar akşam kazanırlarsa. Hem de 2006'da geriden gelip seriyi kazanarak şampiyonluğa ulaştıkları zamanki rakipleri Mavs'in karşısına çıkacaklar. Sadece son iki maçın sonlarında oynadıkları basketbol ile bile bence oraları hak ediyorlar.

NBA'de Bugün - Play-Off 34.Gün

Thunder 96 - Mavericks 100
2011 Batı Finallerini nasıl hatırlayacağım diye bir soru soracak olursam Oklahoma'nın kritik anlarda sorumluluk alamayan ve maç boyunca yaptığı iyi işleri o anlara yansıtamayan bir takım olduğunu hatırlarım. Bir kez daha maçın son bölümündeki hatalarıyla ve kötü basketboluyla maçı verdi Oklahoma. En büyük sorunları onların seriyi kaybetmesine neden oldu. 4.maçta son 5 dakikaya 15 sayı önde giren Oklahoma 17-2'lik bir seriyi önleyememişti potasında. Dün akşam ise 17-6'lık bir Dallas serisi vardı maç sonunda ki kazananı belli etti bu seri. Nowitzki'nin 1.14 kala üçlüğü bulunca maçı kazanan tarafın Dallas olduğu belli olmuştu bile.

Geçtiğimiz maç Dallas'ın geri dönüş anlarında oyunda Harden yoktu. Sezonun ve play-off''ların Oklahoma adına en güvenilir isimlerinden biri olan ve doğru basketbol oynayan Harden dün gece oyundaydı ancak topu ona teslim etmeyi bir türlü düşünemedi takım. Son çeyreğin son dakikasına kadar skorda üstünlüğünü korumuşsun ve rakibinin öne geçmesine izin vermemişsin ama o son dakikadaki basket rakibi sadece skorda öne geçirmez psikolojik olarak seni de bitirir. Nitekim Oklahoma yine kötü son top tercihleri ile bu sezona nokta koydu.

Dallas 2006'dan sonra ikinci kez finallere çıkmayı başardı ve rakibini bekliyor. Dirk Nowitzki'nin bunda müthiş payı var ve dün akşam 26 sayı-9 ribaund ile takımını sırtlayan isimdi. Marion'un takımda bulunması gerek savunma gerekse hücum potansiyeli açısından avantaj. Yeri geliyor hücumda önemli işlere imza atabiliyor Marion dün akşam örneğini gördüğümüz gibi. 26 sayı-8 ribaund ile Dallas'ı finale taşıyan isimlerin başında geliyor Marion. Aynı zamanda bu galibiyette skor olarak 2 sayılık bir katkı verse de 10 asist-7 ribaund ve en önemlisi sadece 1 top kaybı ile oynayan Kidd oldukça başarılı bir performansa imza attı. Nowitzki'nin seride kullandığı 61 serbest atıştan yalnızca 2 tanesini kaçırdığını da belirtmek gerek.

Westbrook'u Durant'ı bir kenara bırakacak olursak dün akşamın en iyisi bana göre Harden oldu. Takımda ne yaptığını bilen ender isimlerin başında geliyor. Durant gibi topu alır almaz potaya bakmıyor yada Westbrook gibi uzun süreler topu hakimiyetinde tutmak gibi bir derdi olmuyor. Etrafına bakıp en doğru basketbolu oynamaya çalışıyor ve dün akşam bunun karşılığını 23 sayı-6 asist-5 ribaund gibi başarılı istatistiklerle aldı. Westbrook 31 ve Durant 23 sayı üretmesine karşın son bölümde etkili olamadılar. Nick Collison'un benchten gelerek 12-12 ile double-double yaptığını da pas geçmeyelim.

25 Mayıs 2011 Çarşamba

25 Mayıs Programı

26 Mayıs Perşembe 04:00 OKC Thunder-Dallas Mavs (5. maç Mavs seride 3-1 önde) (NTVSPOR)

NBA'de Bugün - Play-Off 33.Gün

Bulls 93 - Heat 101
Chicago adına serinin dönüm maçlarından biriydi. 2-1 geridesiniz ve deplasmanda maç çalmak ve seriyi eşitlemek müthiş bir avantaj sağlar özellikle seride ev sahibi avantajına sahipseniz. Ancak dün gece Chicago çok basit hatalarla galibiyetin kıyısından döndü. İki takımda bu hataları yaptı ve kim kaybederse bunları arayacaktı elbette. Seri şimdi Chicago'ya taşınıyor ve belki de oyuncular ve taraftarlar kendi evlerinde serinin bitmesine izin vermemek için ayrı bir motivasyonla oynayabilirler.

Dün akşama dönecek olursak maça iyi başlayan taraf boğalar oldu. James'in takımı ilk çeyrekte ayakta tutma çabaları başarılı olsa da ikinci çeyrek benchten geldiğinde sorgulanacak tercihleriyle Chicago serisini tekrar başlattı ve Bulls aradaki farkı eriterek devreye önde girmeyi başardı. İkinci çeyrekte James'in kenarda olduğu dakikalarda iyi oynayan ve Wade'i de oyunun içine sokan Miami, James'in gelişi ile bir anda bocaladı hücumda ve savunmada. Nitekim onun yaptığı basit iki top kaybı Bulls'un serisini başlatan etmendi. Maç içinde bir çok yanlış işe imza attı belki de James ama yeri gelince büyük oyuncunun yapması gerkenleri de yaptı. Uzatmada çok kritik bir hücumda Deng'in kendisini müthiş savunmasına rağmen basketi bulması kapıyı kapatan son nokta oldu. 35 sayı-6 ribaund-6 asist ile müthiş bir performans ortaya koydu James ve galibiyeti getiren isim oldu.

Maç boyunca etkili olamayan Wade 5/16 şut isabeti ile çok kötü bir gece geçirdi. Ancak bu şut isabetlerinden çok kritik iki tanesini uzatma periyodunda bulan Wade gerek hücumu gerekse savunmada gayretiyle oyunun içinde her zaman etken olabileceğini gösterdi. 16 sayı üretti deneyimli yıldız. Bosh ise müthiş performansını sürdürüyor. İçeri yüklenen faul alan ve en önemlisi mücadeleden kaçmayan Bosh 22 sayı ile oynadı. Benchten gelen isimlerden özellikle Miller dün gece muazzam bir katkı verdi takıma. Gerek bulduğu basketler gerekse aldığı ribaundlar ile başarılı bir akşam geçirdi. Dikkatin Wade-LeBron-Bosh üçlüsünde olduğu anlarda sahneye çıkan Miller neden bu takımda en önemli yardımcı eleman olduğunu da göstermiş oldu ve 12 sayı-9 ribaund üretti.

Chicago'da günün en etkili ismi yaklaşık 50 dakika oyunda kalan Boozer oldu. Thibodeau maçın gidişatına göre kenara alıp dinlendirmekte sıkıntı yaşadığı Boozer'ı sürekli maçın içinde tuttu. Boozer belki de ilk kez bu kadar çok süre bulurken yorgunlukları gözden kaçmadı ama 20 sayı-11 ribaund ile pota altında başarılı bir gece geçirdi. Faul problemine girerek kenara geldiği dönemlerde yokluğunu hissettiren Deng 20 sayı ile oynayarak dikkat çekti. Rose'a gelecek olursak maç içinde müthiş iki smaç yaptı ve Chicago'nun tökezlediği bir dönemde takımını depara kaldırdı. Ancak maç içinde yaptığı bu iki smaç dışında oyuna doğrudan etkili bir anı yoktu. Serinin genelinde olduğu gibi bolca şutla 23 sayı üretti. Takımının önemli bir virajda olduğu gecede normal sürenin son iki hücumunu harcaması da daha pişmesi gerektiğinin göstergesi. İki gece aynı son hücumu izleyince gözüm Scott Brooks'u aradı salonda. Ömer ise 2 dakika süre aldığı maça sakatlığından dolayı devam edemedi.

24 Mayıs 2011 Salı

24 Mayıs Programı

25 Mayıs Çarşamba 03:30 Chicago Bulls- Miami Heat (NTVSPOR)


Bir tarafta seri 3-1'e gelirken, diğer tarafta da Heat üçüncü kez üst üste kazanıp, Dallas'ın deplasmandaki seride iki farkla öne geçme başarısını evinde gerçekleştirmeye çalışacak. Önlerinde çok bir şey yok, bir MVP ve lig birincisi olan ekibi. Eeee, konferans finali, o kadar da zorluk olsun. Dün akşamki maç ne kadar bir kırılma maçıysa bu maç da aynı potansiyele sahip demek istediğim. Zombieland'de dediği gibi "It's time to nut up or shut up".

Hemen Ömer'den bahsedeyim, kendisinin ikinci maçtaki kanamalı dikişli durumundan sonra, üçüncü maç da bir 15 dakika oynamıştı, fakat sol bacağından hafif bir sakatlığı vardı o maçın sonrasında. Durumu zaten şüpheliydi bugünkü maç için, bu sabahki şut çalışmasına da çıkmamış. Bu sebeple ben akşam oynamasını beklemiyorum ben, oynasa da birkaç dakika oynayacaktır, ki kalan süreler de Thomas'a gider sanırım. Thibodeau kararı maç anında verecekmiş birkaç saatlik bir habere göre.

Son maçı hatırlayacak olursak, Bosh neden büyük ikili değil de büyük üçlü dendiğini net göstermişti bize (34 sayı ile). İlk üç şutunu kaçırdı fakat sonra deyim yerindeyse coştu. Boozer ile olan eşleşmesini izlemek de güzeldi. Ayrıca Bulls'un genel durumu ilginç doğrusu. Heat ikinci yarıları hele maç sonlarını normal sezonda çok iyi oynayamazken, bir anda iki maçtır o zamanlarda oyunu domine eder hale geldi. Bulls için diyorum, çünkü onların back-to-back kaybettikleri en son zaman Şubat ayındaydı yanılmıyorsam. Üç maç üst üste zaten hiç kaybetmediler bu sezon boyu. Bu akşam bu açıdan da bunun testi için önemli olacak. Heat'in ayrıca Rose'u ne kadar iyi savunduğuna da bakmak gerekiyor, çünkü Rose'un içeri penetre edişini, pick and roll oyunlarını çok seri olarak savunuyorlar, bu savunmaya bir de Haslem eklenince çabuk ayaklarıyla, denklik biraz bozuldu gibi.

NBA'de Bugün - Play-Off 32.Gün

Mavericks 112 - Thunder 105
Oklahoma evinde ikinci maçı da kaybederek kendi sonunu hazırlamış gözüküyor. İki takım arasında çeşitli noktalarda elbet güç dengeleri var bir tarafın ağır bastığı yada handikapı olduğu ancak buna rağmen serideki çoğu maç ortada geçti. Dallas'ın kazandığı üçüncü maçta bile Oklahoma son çeyrek ayakta kalmayı başardı ve maçı belli bir noktaya kadar getirdi. Dün akşam da maça büyük bir istekle başlayan ve skorda öne fırlayan Oklahoma maç boyunca bu üstünlüğünü rakibe vermedi. Maçın son beş dakikasına 15 sayı farkla girince serinin artık eşitlendiğini düşündüm ancak son beş dakikada oyunda müthiş bir Nowitzki vardı. Oklahoma maç boyunca yaptığı iyi işleri yapamadı ve Nowitzki, Collinson tarafından bire bir savunulmasına rağmen çok zor şutların altından kalkarak maçı uzatmaya taşıyan isim oldu.

Dirk Nowitzki bu play-off'larda ayrı bir boyuta ulaştı. İlk turdan beri müthiş bir savaş vererek takımını taşıyor yüzük için. Aynı zamanda etrafında kurulan doğru kadronun da etkisiyle finale göz kırptılar dün gece. Kidd-Peja-Marion gibi play-off tecrübesi olan isimlerin de çoğu zaman önemli sorumluluklar aldıklarının altını çizmek gerek. Nowitzki dün gece bitti denilen maçı çevirdi. Belki takım maç boyunca skorda öne geçemedi ama uzatmaya giden maçta psikolojik avantaj Dallas'a geçti. Oklahoma son beş dakikada oynadığı kötü oyununu uzatma periyoduna da yansıtınca yenilgi onlar adına kaçınılmaz oldu.

Nowitzki'nin performansını rakamlara yansıtacak olursak 12/20 isabetle oynadı ve 40 sayıya imzasını attı. Bu basketlerin muhtemelen yarısı el üstü basketlerdir. Kidd ise 41 dakika oyunda kaldı ve 17 sayı-7 asist-4 top çalma ile başarılı bir performansa imza attı. Nowitzki ve Kidd ikilisinin şu performanslarını gördükçe yüzüğün bu takıma gitmesi gerektiğini de düşünmüyor değilim. Dallas'ın şu kadroyu koruyup bir daha buralara kadar gelmesi pek kolay değil ancak diğer üç takımın bu iskeleti koruması dahilinde uzun yıllar burada olacaklarını savunabiliriz.

Oklahoma'nın en büyük sorunu yumruğu masaya vurmakta sorun yaşaması. Memphis serisinde olsun sezon içinde olsun bunun örneğini bir çok kez gördük. Oklahoma son topu mu kullanacak bırakın taktiği çizimi. Kenardan Durant alacak ve topu sürüp yollayacak potaya. Bunu izleyenler bile bildiğine göre bu takımı eşleşmeden dolayı inceleyen analiz eden Dallas'ın bilmeme olasılığı yok. Ancak Brooks ısrarla bu tercihinden vazgeçmiyor yada bir B planı yok. Şu maçı son dakikalarda göz göre göre rakibe verirken oyuncuların payı olduğu kadar kenar yönetiminin de payı var muhakkak. Durant 29 sayı-15 ribaund ile oynadı dün gece ve takımının liderliğini üstlendi ancak yeterli olmadı performansı. Westbrook 19-8-8 yapmasına rağmen bir guard için fazla olan 6 top kaybına imza attı. Zaten Oklahoma'nın maç içinde yaptığı 25 top kaybının izahı yok. Oklahama bu rakama rağmen maçı kazanacak noktadaydı bir iki dakika daha doğru basketbolu oynayabilseydi. Bir de bu takımın performansını bir seviye üste çeken Harden'in o son bölüme kenarda olması da Thunder adına bir handikaptı.

23 Mayıs 2011 Pazartesi

23 Mayıs Programı

24 Nisan Salı 04:00 Dallas Mavs- OKC Thunder (NTV)

Dallas'ın 2-1 önde olduğu seride Oklahoma'daki ikinci maçta takımlar karşı karşıya gelecek, hatırladığımız gibi, Dallas evindeki bir maçı kaybettikten sonra deplasmanda Thunder'ı yenerek salon avantajını geri almıştı. Thunder'ın yüzdelerine bakarak maçın daha da rahat geçmesini beklerdik, fakat farklı sebeplerden dolayı yine de evlerinde maça tutundular kaybetmelerine rağmen. Bu maç biraz daha önemli bir kriz maçı. Seri eğer 3-1 olursa, Maverics'i durdurmak inanılmaz zor olacaktır. Thunder için kilit nokta 100 sayı barajını aşmak olmalı bana göre, ki aşarlarsa çok büyük ihtimalle kazanırlar. Mavs şu anda gerçekten daha istekli görünüyor. Post pozisyonda da Thunder'ı çok iyi savunuyorlar, bu akşam neler olacak, bakalım görelim.

NBA'de Bugün - Play-Off 31.Gün

Bulls 85 - Heat 96
Doğu'da her zaman sertliğin savunmaların daha çok ön plana çıktığı konuşulur ya ilk iki maçta bunu zaman zaman görmüştük sonuca gidilebilecke, kırılma anlarının yaşanabileceği anlarda. Ancak dün akşam maçın başından itibaren iki takımında müthiş bir savunma azmi ve sertliği vardı. NBA Greatest Game programlarında izlediğim 90'lı yılların basketbolunu andırıyordu dün geceki 3.maç. Thibodeau'nun savunma konusundaki geçmişini biliyoruz elbette ancak karşısında da küçümsenmeyecek bir ekip var savunma konusunda. Bu kadro kurulduktan sonra da kurulmadan önce de Spoelstra'nın Heat'e getirdiği en büyük artı hücum takımından çok savunma takımı kimliğidir.

Bu kadar savunmalar hakimken maçta hiç beklemediğim iki oyuncu ön plana çıktı iki takım adına. Biri şüphesiz ki Chris Bosh. Zaman zaman sert basketbolda sindiği ve yumuşak kaldığı hakkında yorumlar yapılsa da dün akşam parke üzerinde adeta çılgın attı. Maça iki yada üç şutunu kaçırarak başladı yanılmıyorsam ama sonrasında inanılmaz bir yüzde ile oynadı. Pota altında bitirişleri olsun, orta mesafe şutları olsun ve savumadaki azmi olsun dün akşamın yıldızı şüphesiz Bosh oldu. 13/18 isabetle 34 sayı-5 ribaund üretti dün gece ve takımını galibiyete taşıdı. Chicago adına da aynı cümleleri sarfedebileceğim Boozer dün gece muazzam oynadı. Ona indirilen topları en iyi şekilde değerlendirdi ve belki de dün gece Chicago kariyerindeki en iyi maçlardan birini oynadı. İlk çeyrek kötü bir performans sergiledi ancak maçın geneline yaydığı iyi performansla dikkat çekti ancak bu iyi performansı galibiyet için yeterli olmadı. Boozer karşılaşmayı 26 sayı 7'si hücum 17 ribaund ile tamamladı.

Savunmaların konuştuğu maçta belki Rose-Wade gibi yıldız isimler ortada pek gözükmedi zira ilk gelen oyuncudan pota altındaki uzuna kadar müthiş bir baskı vardı iki taraf adına. Zaman zaman sahne alsalar da bu onların maçı olmadı. Anca fiziği ile ortaya çıkan ve bir çok yerde hamleleri ile dikkat çeken LeBron maçı getiren bir diğer isimdi takımda. Hücumda topu eline alan ve oyun kurma görevini üstlenen LeBron bu baskıyı en iyi şekilde savurmaya çalıştı ve 22 sayı-10 asist-6 ribaund ile müthiş bir karşılaşma çıkarttı. Wade ise 17 sayı ile mücadele etti dün gece. Bir de Joel Anthony'yi unutmayalım. Sınırlı bir katkı verdi belki de ama ilk çeyrek takımı ayakta tutan temel direklerden biriydi. 3 sayı-4 ribaund ve 5 blok üretti deneyimli oyuncu ve kariyer play-off rekorunu kırdı yaptığı bloklarla.

Chicago cephesinde Rose deliciliğini dün akşam kullanamadı. Bir adam geçse karşısına bir diğeri çıktı ve Thibodeau'nun planlarını da alt üst etti bu durum. İstediği açık alanları da bulamadı ve nihayetinde standartlarının altında bir karşılaşma çıkarttı. 20 sayı-5 ribaund-5 asist ile günü noktaladı Rose. Chicago'nun benchten gelen en önemli ismi Taj Gibson. Her maç belli bir ortalamayı yakalıyor ve gerek hücum gerekse savunmada inanılmaz bir yürek ortaya koyuyor. Dün akşam belki faulleri ile aldığı süreyi törpüledi ancak 11 sayı ile başarılı bir gece geçirdi. Ömer ise 15 dakika oyunda kaldı ve kendinden istenileni yaptı. Chicago'nun zaten ondan sayı bulmak gibi bir katkısı yok bulursa ekstra bir katkı olur ancak Ömer'in savunma meziyetlerini en üt seviyede kullanmayı başarıyor Thibodeau. Boyalı alanda fiziği ve uzun kolları ile her yere uzanıyor sanki Ömer. Dün gece sadece 1 ribaund-1 top çalma ile oynasa da katkısı istatistiklerin çok ötesinde bu takıma.

22 Mayıs 2011 Pazar

22 Mayıs Programı

23 Mayıs Pazartesi 03:30 Chicago Bulls- Miami Heat (Ntvspor)

Florida'ya taşınan serinin bu akşam üçüncü maçı oynanacak. Şu ana kadar LeBron'un ağırlığını koyduğunu söyleyebiliriz seri için, bu sayede de ikinci maçı sağlam bir maç içi serisi ile çalmayı başardılar deplasmandan. James maç 73-73'ken bir üçlük ile kendi serisini başlattı ve maçın iplerini eline aldı. Ayrıca sezon içinde ve Playofflarda çok aradıkları Haslem'a kavuşmaları (ilk maç çok az oynayabildi, fakat ikinci maç çok önemli katkı yaptı) gerçekten Heat'ı bir sınıf yukarı çıkardı. Tamam Anthony de iyiydi önceden fakat Haslem'ın orta mesafe tehdidi ve içeri penetre de edebiliyor oluşu, iyi de savunma yapması çok değerli.

Bulls ise son çeyrekte geçen maçtaki gibi 10 kadar sayıda kalmamaya dikkat etmeli.Bu 10 sayı Bulls'un Playofflardaki en düşük olması sebebiyle bir rekor olmuş. Hücum bu kadar sıkışmamalı. Ayrıca serinin önemli bir belirleyeni olmasını beklediğimiz Boozer da performansını artırmalı diye düşünüyorum. Bir yandan bençten imdada yetişen Haslem'a karşılık Kyle Korver da 3/20'lik üçlük yüzdesini yukarıya çıkarmak için çaba sarf etmeli.

Ömer'den de bahsedeyim biraz. Geçen maç yine sayı ve ribaunt anlamında çok katkı yapmamış olsa da takımı savunmada ayakta tutmuştu, ayrıca tam Ömer canla başla mücadelesi çenesi kanıyınca bittikten sonraki döneme rastladı Bulls'un oyunun iki yönünde de çöküşü. Bu rastlantı olamaz, çünkü sezon içinde de bu şekildeydi istatistiklere göre. Ömer iyiymiş ve bu akşam da takımdaki yerini alacak.

NBA'de Bugün - Play-Off 30.Gün

Mavericks 93 - Thunder 87
Tuhaf bir maça tanıklık ettik dün gece. Çekişmeli beklediğim bir maçın erkenden Dallas kontrolüne geçmesi başlı başına bir olay ama bunda Nowitzki'nin payının çok az olması işin enteresan tarafı. Aynı zamanda Thunder'ın rezil hücumları var ve skor üretmekte çok çok zorlanıyorlar. Nowitzki ve Durant2ın aynı anda bu kadar kötü olacağı başka maç izlemeyiz herhalde bu seride. Dün gece Dallas'ı taşıyan ve ekstra katkıları veren isim Marion oldu.

Dallas ilk devrede standart basketbolunu oynayıp 16 sayılık bir fark ile soyunma odasına gireceğini düşünemezdi herhalde. Üstelik Nowitzki'nin devreye hiç girememiş olmasını da sayarsak beklenmedik olaylarla başladı maç. Üçüncü çeyrek geldiğinde çeyreğe iyi de giren Dallas'ın maçı bitirmesini bekliyordum ancak kapıyı kapatamadılar. Thunder skoru yavaş yavaş eritmeye başladı ve son dakikalarda biraz daha şanslı olsalar belki de kazanacak noktaya geleceklerdi. Bu geri dönüş bana Portland serisindeki müthiş maçı hatırlattı ama Thunder cephesinde oyunun son döneminde Roy gibi ortaya çıkan bir kahraman olmadı. Dallas kazandı kazanmasına ama maçın buralara kadar gelmesi bile irdelenmeli takımda.

Dallas'ta Nowitzki ilk üç çeyrek boyunca yalnızca 8 sayı atmasına karşın son çeyrek bocalayan takımını ayakta tutan isim olmayı başardı. Maç boyunca oyuna ağırlığını koyamadı belki Nowitzki ama kritik anlarda öylesine basketler buldu ki oyunu bitiren anlarda sahneye çıktı ve 18 sayı ile maçı noktaladı. Marion 9/13 isabetle 18 sayı üreterek takımın en iyisi olarak dikkat çekerken, Kidd 13 sayı-8 asist-6 ribaund ile başarılı bir performansa imza attı.

Thunder cephesine geçecek olursak istatistiklerde görebildiğimiz kötü şut yüzdeleri olacaktır. İlk devre takım halinde kötüydü Thunder ancak ikinci devre bir toparlanma gözlendi takımda farkın erimeye de başlamasıyla ancak maçı iyice tehlikeye sokabilecek ve Dallas'ı panikletecek şutları kaçırmaları bu maçı kazanamayacaklarının da göstergesi gibiydi. Durant eline aldığı her topu salladı genelde ki dün gece bende en çok hayal kırıklığı yaratan isimlerdendi. 24 sayı-12 ribaund ile oynadı Durant ve rakamsal olarak iyi işlere imza attı ancak 0/8 gibi bir üçlük yüzdesi tarif edilemez. Takım olarak 1/17 gibi rezalet bir isabet oranı yakalamış olabilirsin ama takımın yıldızına bu yakışmıyor. Westbrook 30 sayı ile oynadı ancak yaptığı top kayıpları onun performansını gölgeledi.