BIY AD

22 Ocak 2011 Cumartesi

Kobe, Melo'yu Kanatları Altına Aldı

Kobe iki gün önce Melo'yu protesto eden Nuggets taraftarları için "Yaptıkları salakça. Ondan artık nasıl iyi birşeyler yapmasını bekleyebilirsiniz ki. Onu sevecek, lehinde tezahürat yapacak taraftarların olduğu bir yere gitmek için can atacaktır." demişti. Dünkü Lakers-Nuggets karşılaşmasının ardından yine aynı konu açılınca "Evet onlara aptal dedim, salak ile aptal yakın kelimeler diyebiliriz" şeklinde eleştirisini sürdürdü.

2007 yılında Kobe de takasını istemişti ve Staples Center'da yuhalanmıştı. O günlerde Kobe'nin Lakers taraftarlarını kafasında hangi sıfatla tanımladığını öğrenmiş olduk böylece. Aslında bir nevi şimdi Carmelo'yu savunarak, geçmişte kendi yaptığı hareketin de doğru olduğunu söylemek istiyor Kobe. Ama dediği şey çok saçma. Neymiş, Nuggets taraftarları Carmelo lehinde tezahürat yapsınlar ki, Carmelo başka yere gitmek yerine Denver'da kalmayı tercih etsinmiş. Ancak taraftarların gösterdiği tepki son derece doğal. Bugüne kadar hangi önemli yıldız böyle bir açıklama yapmış da tepki görmemiş? Belki Garnett gibi kariyerinin çoğunu takımına vermiş bir isim istisna gösterilebilir. O da zaten bu kadar açık olarak çıkıp söylememişti. Keza seyircinin tepkiler Carmelo'nun çabuk pes etmesine ve takımın bundan sonra bir süre ligin dibinde sürünecek olmasına. Çünkü bir yıldız böyle takasını istediği zaman, karşılığında değerli hiçbir şey alamıyorsunuz, takımın eli kolu bağlanıyor...

Ayrıca Kobe kendisi de açıklamış "Ben Smush Parkerlarla falan oynuyordum" diye. Carmelo'nun elinin altında fıstık gibi bir kadro var. Billups, Afflalo, Nene, Martin, Birdman, JR, Lawson. Bundan iyisini hangi gittiği takımda bulacak bilmiyorum. İsmi geçen takımlardan Knicks birkaç rötuş ile bu seviyeye gelebilir. Yine de George Karl gibi bir koçla beraber şu saydığım kadroyu bir üst seviyeye taşımayı başaramayan isim Melo'ydu. Biraz da suçu kendisinde aramalı bence.

Bir kez daha belirtmeliyim ki taraftarların aptallıkla uzaktan yakından alakası yok, en doğal hakları olan şeyi yapıyorlar, o da tepki vermek. Hele Carmelo'nun vurdumduymaz ve kötü oyununu düşündüğüm zaman, taraftarlara daha da fazla hak veriyroum. Kobe'nin açıklamasını, her ne kadar Milli takımdan yakın arkadaşını korumak amaçlı yapsa da, saçma bulduğumu söylemeliyim.

22 Ocak Programı

23 Ocak Pazar 02:00 / Atlanta Hawks - Charlotte Bobcats
23 Ocak Pazar 02:00 (NBA TV) / Dallas Mavericks - New Jersey Nets
23 Ocak Pazar 02:00 / Boston Celtics - Washington Wizards
23 Ocak Pazar 02:30 / Phoenix Suns - Detroit Pistons
23 Ocak Pazar 02:30 / Toronto Raptors - Miami Heat
23 Ocak Pazar 02:30 / Utah Jazz - Philadelphia 76'ers
23 Ocak Pazar 03:00 / Cleveland Cavaliers - Chicago Bulls
23 Ocak Pazar 03:00 / San Antonio Spurs - New Orleans Hornets
23 Ocak Pazar 03:00 (NTV SPOR) / New York Knicks - Oklahoma City Thunder
23 Ocak Pazar 03:30 / Orlando Magic - Houston Rockets
23 Ocak Pazar 03:30 / Memphis Grizzlies - Milwaukee Bucks
23 Ocak Pazar 05:00 / Indiana Pacers - Portland Trail Blazers
23 Ocak Pazar 05:30 (NBA TV) / Golden State Warriors - Los Angeles Clippers

Oldukça yoğun ve saat dağılımının iyi olmadığı bir program var bu gece. Göze ilk Spurs-Hornets maçı çarpıyor. Normal sezondaki son karşılaşmaları ve Spurs bir önceki randevuda rakibine ağır bir mağlubiyet tattırmıştı ancak Hornets de şu an kendileri kadar formda görünüyor. Biri 8, diğeri 7 maçtır kaybetmiyor, bakalım hangi testi kırılacak. Hawks dünün hezimetini unutturmak isteyecek Bobcats deplasmanında. Salonu bu aralar pek dolmasa da içerde fena oynamayan bir takım Bobcats. Hawks'ın işi bu gece de zor olacak gibi. NTV Spor'un canlı yayınlayacağı karşılaşmada ligin iki genç ve hızlı oyunu seven takımı karşılaşacak. Knicks biraz direnebilirse seyir zevki yüksek bir maç olabilir. Evinde her takıma sürpriz yapma potansiyeli olan Wizards, Celtics'i konuk edecek. Heat ise mağlubiyet serisine son vermek için daha güzel bir rakip bulamazdı herhalde. Dün Magic'in yaptığı gibi fena patlayacaklarını düşünüyorum Raptors'a.

Gecenin Hareketleri - 21 Ocak


Link

Geçtiğimiz günlerde son saniye basketiyle maçı kazandıran Ellis, bu kez de uzatmaya götürdü. Haklı olarak bir numaradaki yerini almış. Onun haricinde Crawfordların işbirliğiyle bulduğu sayı gayet güzel.

Peja Olayında Sıkıntı Çıktı

Bu postta haberini vermiştik Stojakovic'in Dallas'la anlaşmaya yakın olduğunun. Taraflar anlaşmaya vardı fakat NBA yönetimi transferin gerçekleşmesine müsade etmedi. Olay kısaca şöyle: Mavericks, Peja'yı alabilmek için rotasyonunda boşluk yaratma adına Ajinca'yı bir miktar para ve draft hakkıyla birlikte Raptors'a yollayıp, karşılığında Printezis'in haklarını satın almayı taahhüt ediyor. Çünkü bir takas ile Peja'nın kontratına karşılık birşey verme ihtimali yok Dallas'ın. Bu şekilde bir çakallıkla kılıfına uydurmayı düşünmüşler. Durum böyle olunca NBA yönetimi kurallar gereği bu takasa şimdilik izin vermiyor. Şimdilik diyorum çünkü bu taahhütün kanıtlanması çok zor. Peja şu an ne kadar sağlıklı ve katılacağı takıma ne derece fayda sağlayabilir bilemiyorum ama kendisini yeniden kafaya oynayan, göz önünde bir takımda görmek eğlenceli olacaktır.

NBA'de Bugün - 21.01.2011


Lakers 107 - Nuggets 97
Deplasmanda zorlu bir mücadeleye çıkan La Lakers önemli bir galibiyete imza attı. Ribaundlarda ezici bir üstünlük kurup pota altında da üstünlüğü devralan Lakers deplasmanda kazanmayı başardı. Denver da üst üste ikinci yenilgisini alarak play-off için gelen takımların nefesini hissetmeye başladı. Lakers'ta Gasol 19 sayı-13 ribaund ile double-double yaparak sene başından beri 24. kez bu başarıya ulaşmış oldu. Kobe 18 sayı-6 ribaund-7 asist ile komple bir performans sergiledi. Artest 19 sayı üretirken, Bynum 17 sayı ve benchten gelen Odom 18 sayı-10 ribaund ile oynayarak galibiyeti getiren isimlerden oldular. Denver'da 24 şutta 23 sayı bulan Melo kötü bir gece geçirirken, Afflalo 22 sayı kaydetti.

Jazz 86 - Celtics 110
Utah'ı evinde ağırlayan Celtics erken kopardığı maçta zorlanmadan galibiyete ulaştı. Beş maçlık bir galibiyet serisi yakalayan Celtics doğuda tekrar mutlak hakim olurken, doğu turnesinde henüz yüzü gülmeyen Jazz'ın yenilgi serisi 3 maça çıktı. Celtics'te Garnett 21 sayısıyla dikkat çekerken Pierce 20 sayı kaydetti. Benchten gelen Semih Erden ise 30 dakika süre bulduğu maçı 14 sayı-7 ribaund-3 top çalma ile mücadele ederek kariyer rekoruna imza attı bulduğu 14 sayıyla. Utah cephesinde bu sezon bir çok kez takımı taşıyan Deron Williams'ın isteksiz performansı olunca galibiyet gelmedi. Utah'ın en skorer oyuncusu 12 sayıyla oynayan Watson olurken Kirilenko ve Hayward 11 sayıyla katkı sağladı.

Raptors 72 - Magic 112
Toronto Raptors kısıtlı kadrosuna rağmen zaman zaman iyi işlere imza atan ve play-off potasından 5 maç uzakta olan bir takım. Oyundan asla kopmayan ve sonuna kadar oynayan Raptors en azından bu kısıtlı kadrosu ve mücadeleci ruhuyla benim takdirimi kazanıştı ama dün gece çok ağır bir yenilgi aldılar. Ben bu durumun Raptors'ın kötü oyunundan ziyade Magic oyuncularının çok formda ve sıcak bir gece geçirmesine bağlıyorum. Pota altında 20 hücum ribaundu çekti Magic ve Howard 31 sayı-19 ribaund ile takımını taşıyan isim oldu. Benchten gelen Anderson da 21 sayı-10 ribaund üreterek son günlerdeki iyi performansını sürdürdü. Hidayet ise 24 dakikada 6 sayı-6 ribaund ile oynadı. Raptors'ta aslında öne çıkabilecek bir isim olmasa da takımın düşük yüzdeyle kaldığı ortamda 5/6 ile oynayan ve 11 sayı üreten Amir Johnson dikkat çekerken DeRozan da 16 sayıyla oynadı.

Knicks 92 - Spurs 101
Batı'da açık ara liderliğini sürdüren Spurs evinde zor günler geçiren Knicks'i geçmeyi bildi ve üst üste 8. galibiyetine ulaşarak serisini devam ettirdi. Fikstürüne göre zaman zaman çok iyi seriler yakalayan ancak üst üste gelen sıkıntılı maçları da kazanmakta güçlük çeken Knicks beş maçtır galip gelemiyor. Parker 21 sayı-13 asist ile maçı getiren isim olurken, Duncan da 21 sayı-16 ribaund-5 blok ile iyi bir performans sergiledi. Duncan'ın pota altındaki ekürisi Blair'in ise patlama maçı oldu ve 18 sayı-13 ribaund-4 top çalma-3 blok ile müthiş bir performansa imza attı genç oyuncu. Knicks cephesinde ise maçın başında faul problemine giren Amare 18 sayı-15 ribaund yaparken, pota altında Turiaf ona 10 sayı-10 ribaund ile eşlik etti. Felton ise 23 sayı-7 asisti ile şüphesiz takımının en iyisiydi ancak yaptığı 6 top kaybı hücumda organizasyon sorununa yol açtı.

Rockets 110 - Grizzlies 115
Batı'da play-off iddiasını sürdüren iki takımın mücadelesi oldukça çekişmeli geçti. Houston ilk devre oldukça iyi oynayarak ikinci yarıya 9 sayı farkla önde girmeyi başarmasına rağmen ikinci devre istediği performansı sergileyemedi ve mağlubiyete engel olamadı. Martin'in 32 sayısı galibiyete yetmezken, Scola 19 sayı üretti. Memphis cephesinde formda olan Zach Randolph 29 sayı-19 ribaund ile boyalı alanda hakimiyet kurarken 115 sayının 72'sinin boyalı alandan geldiğini de belirtelim. Rudy Gay'in 22 sayısı ve Conley'in 17 sayı-5 asistlik performansı da galibiyette etkendi.

Kings 112 - Warriors 119
Son dönemde yakaladığı form ile dikkat çeken takımlardan biri olan Warriors üst üste üçüncü galibiyetini Kings karşısında alarak ufak da olsa bulunan play-off hedefini sürdürdü. Kritik anlarda mucizevi bir üçlük ve ardından uzatmaya götüren basketi bulan Ellis, uzatma periyodunda da oynadığı basketbolla takımını galibiyete taşımasını bildi ancak maç sonunda talihsiz bir an yaşadı. Mobilet kazasında sakatlandığı ayağından sakatlanan Ellis soyunma odasına giderken 28 sayı-9 asist ile takımına galibiyeti getirmişti çoktan ancak ayağı ne durumda olacak görmek lazım. Curry 34 sayı üretirken, Lee ise 22 sayı-10 ribaund ile double-double'a imza attı. Kritik anları oynamakta zorluk çeken ve bir çok maçı son dönemdeki kötü performansıyla kaybeden Kings için yine ağır bir yıkım oldu bu yenilgi. Evans'ın kariyer rekoru kırdığı 35 sayısı sonuçsuz kalırken Cousins da 21 sayı-8 ribaund ile mücadele etti.

Suns 109 - Wizards 91
Phoenix bir açıldı ki tutabilene aşk olsun. Play-off aşkına oynayan ve üst üste beşinci kez galip gelmeyi başaran Suns bu kısıtlı kadrosuna rağmen önemli işlere imza atıyor. Nash önderliğinde yürüyen Suns'ta ekstra katkı gösteren Frye'ın da galibiyetlerde payı büyük. Dün gece 25 sayı üreten Frye takımının en skoreri olurken, Nash ise 17 sayı-14 asist ile mücadele etti. Benchten gelen Gortat 13 sayı-14 ribaund ile Suns kariyerindeki en iyi maçlarından birini çıkartırken, Carter da 12 sayı-10 ribaund ile mücadele etti. Wizards'a bakacak olursak NBA'in belkide en iyi guardlarından birine karşı forma giyen Wall 11 sayı-14 asist üretirken, Young 25 sayı-8 ribaund ile katkı sağladı.

Hornets 100 - Hawks 59
Al Horford'ın yokluğunda sahaya çıkan Atlanta'da bir adamın eksikliği oyunlarına elbet bu kadar etki etmez ama 41 sayılık bir fark, hem de kendi salonlarında, oldukça utanç verici olmuştur kesinlikle. Üst üste 7. maçını kazanarak iyi bir seri yakalayan Hornets son olarak dün gece Hawks'ı kendi sahasında duman etti. Paul 16 sayı-8 asist üretirken, Belinelli ve West'in 15'er sayısı vardı galibiyette. Hawks cephesinde ise %29'luk rezil bir şut yüzdesi, ribaund almaktan aciz bir takım ve basketbola yabancı bir görüntü vardı. Smith 13 sayı-8 ribaund üretirken benchten gelen Crawford 14 sayı ile mücadele etti.

Pistons 74 - Nets 89
Deplasman serisi sona erdikten sonra kendi salonuna dönen Nets üst üste ikinci galibiyetini alarak dikkatleri çekti. Önce Utah'ı ardından da Pistons'ı deviren Nets'te Harris 12 sayı-9 asist ile oynarken, Lopez 15 sayılık katkı sağladı. Ayrıca sakatlıktan dönen Morrow da benchten gelerek 10 sayı attı. Dün gece Detroit kısalarından en iyi ismi T-Mac oldu. Stuckey ve Gordon yokları oynarken Kuester'in inat uğruna Rip'e dönmemesini hayretler içinde izliyorum. T-Mac 10 sayı-6 ribaund-6 asist üretirken, Pierce 16 sayılık bir katkıya imza attı. Stuckey ise 14 sayı ile mücadele etmesine rağmen 3/12 isabetle kötü bir gece geçirdi.

Bucks 102 - Cavaliers 88
Play-off yarışı içinde olan Milwaukee, Cleveland deplasmanından galibiyetle dönmesini bildi. Üst üste 15. yenilgisini alan Cleveland Doğu'nun dibine iyice saplanırken drafttan James gibi birinin gelmesini mi bekliyorlar bilemiyorum. Milwaukee'de 6 Kasım'dan bu yana forma giyemeyen Delfino ilk kez sahne alırken 9 sayı-5 ribaund üretti. 23 sayısıyla Bogut etkili bir maç çıkartırken, Dooling 12 sayı-11 asist üretti. Ersan ise faul problemine girerek 14 dakika süre bulabildi ve 7 sayı-5 ribaund ile oynadı. Cleveland'da ise 22'şer sayıyla oynayan Sessions ve Jamison takımlarına özlenilen galibiyeti getiremedi.

Kobe'ye Büyük Onur

Öncelikle bu başlıklar için özür diliyorum, Fanatik-Fotomaç tarzı oluyor ancak aklıma daha yaratıcısı gelmiyor maalesef. Affınıza sığınıyorum. Geçelim konumuza:

NBA'in ve Los Angeles'ın çok önemli değerlerinden biri olan Kobe Bryant Los Angeles'taki all-star hafta sonunda el ve ayak izini Hollywood'daki Grauman's Chinese Theater'a bırakacak. Ayrıca el ve ayak izini oraya bırakan ilk sporcu olacak. Kesinlikle büyük bir onur ve Kobe Bryant'a da yakıştı açıkçası. Kobe'nin el ve ayak izleri orada George Clooney, Brad Pitt, Matt Damon, Hugh Jackman gibi büyük aktörlerinkiyle beraber duracak.

Otis Smith'ten Celtics'e Taş

Orlando'nun genel menejeri Otis Smith, sene başında Miami'ye attığı taştan sonra bu seferde Celtics'e taş attı. Otis Smith Celtics'in saha içinde gösterildiği kadar sert olmadığını, sadece sert gibi göründüklerini, rol yaptıklarını söyledi. Kaybettikleri Boston deplasmanından sonra bunları söylediğini hatırlatmak gerekiyor. Ray Allen da bu açıklamaların ardından hiç polemiğe girmeden verebileceği en iyi cevabı verip "Biz kim olduğumuzu biliyoruz" diyerek konuyu kapattı. Peki gelelim Otis Smith'in haklı olup olmadığına.

Öncelikle, bana göre ligin en iyi savunma takımı Celtics, bunu başta belirteyim. Rondo ile başlayan ve müthiş sert pota altıyla son bulan savunma özellikle playofflarda inanılmaz bir boyuta ulaşıyor. Ancak... Biraz olsun rol yaptıklarını ben de düşünüyorum, özellikle Garnett'in. Maç başlar başlamaz rakibi psikolojik baskı altına almaya çalışıyor. Biraz da Perkins'i bu kategoriye sokabiliriz maç dışı sertlik yapma konusunda. Ancak Celtics'in sertlik konusunda abartıldığını söylemek pek doğru olmamış. Otis Smith takımının takas sonrası yaptığı çıkışın uzun sürmemesine bozulmuş falan olabilir. Nitekim Magic çok da iyi gitmiyordu son maçlarında. Dördüncü maçlarında üçüncü mağlubiyetlerini almışlardı Celtics'e karşı. Ama Otis Smith'in daha sessiz sakin takılması gerektiği aşikar. NBA'in en sık bu tarz açıklamalar yapan genel menajerlerinden biri olduğunu görüyoruz kendisinin...

21 Ocak 2011 Cuma

21 Ocak Programı

22 Ocak Cumartesi 02:00 / Toronto Raptors - Orlando Magic
22 Ocak Cumartesi 02:00 / Detroit Pistons - New Jersey Nets
22 Ocak Cumartesi 02:00 / Phoenix Suns - Washington Wizards
22 Ocak Cumartesi 02:30 / New Orleans Hornets - Atlanta Hawks
22 Ocak Cumartesi 02:30 (NBA TV) / Utah Jazz - Boston Celtics
22 Ocak Cumartesi 02:30 / Milwaukee Bucks - Cleveland Cavaliers
22 Ocak Cumartesi 03:00 / New York Knicks - San Antonio Spurs
22 Ocak Cumartesi 03:00 / Houston Rockets - Memphis Grizzlies
22 Ocak Cumartesi 05:30 (NTV) / Los Angeles Lakers - Denver Nuggets
22 Ocak Cumartesi 05:30 / Sacramento Kings - Golden State Warriors

Son 5 maçın 3'ünü kaybeden, üstelik kazandığı maçlar da Minnesota ve Philly'e karşı olan Orlando, takas sonrası gazını kaybetmiş gibi görünüyor. Bu gece yine kolay sayılacak bir rakip var karşılarında. Belki çıkışa geçmelerine yardımcı olur Toronto maçı. Utah - Boston'un bir ilginç yanı var, 4 sene önce takas olan Al Jeff ile Garnett'in karşı karşıya geldiği 4 maçı da Garnett'in takımı kazanmıştı. Bugün şeref sayısı istiyor olacak Jazz ve Al Jeff. Sloan üst üste zayıf rakiplere karşı alınan mağlubiyetlere çok sinirlenmiş durumda, gidişat iyi değil. Al Jeff'in hayalleri bir başka bahara kalabilir. Evinde Spurs'ü yenmeyi başaran Knicks bu sefer Texas'ta aynı başarıyı elde etmeye çalışacak. Ancak Spurs yeniden rüzgarı arkasına almış gibi gözüküyor. Lakers - Nuggets maçını geçen sezon herkes izlemek isterdi ama şu takas söylentileri ve Carmelo-Billups'ın isteksiz oyunuyla pek de ilgimi çekmiyor.

Haftanın Değerlendirmesi: 21 Ocak

Çıkanlar:

Celtics(Sakatların Düzelmesi ve Yeniden Oturan Rotasyon): Bir önceki haftayı sürpriz iki mağlubiyetle kapatan Celtics, Rondo’dan sonra Garnett’in de dönmesiyle ‘winner’ özelliğine yeniden kavuştu. Rondo-Allen-Pierce-Garnett-Shaq ilk beşiyle başladıklarında galibiyet yüzdelerinin epey iyi olduğuna dair bir istatistik göstermişlerdi Pistons maçında ama kötü hafızam beni yarı yolda bıraktı, maalesef tam istatistik veremiyorum. Takım olarak, sakatlıklar öncesi formlarının altında oldukları bir gerçek. Bu hafta oynadıkları maçlarda da çok iyi görünmediler ve son üç maçı 4 sayı fark ortalamasıyla kazandılar. Ama sonuçta kazandılar.

Bulls(Rose): Belalıları Bobcats’e hafta arasında yenilmeleri şaşırtıcı olsa da geçtiğimiz hafta gayet iyi göründüler. Pacers-Grizzlies-Heat ve Mavericks sırasıyla yendikleri takımlar. Şöyle bir bakınca rakiplerin ikisinin kalburüstü olduğunu, ikisininse tepeye oynadığını görüyoruz. Özellikle Heat maçı önemli bir sınavdı ve başarıyla atlatarak bu rakipleriyle aradaki galibiyet farkını bir maça çektiler. Bu dönemde Rose istikrarını sürdürdü ve Boozer’ın oynadığı maçlardaki vasat performansına rağmen takımını taşımaya devam etti.

Spurs: Kazandığı 3 maçla galibiyet serisini 7 maça çıkardı Spurs. Denver ve Dallas gibi önemli takımlara karşı çok rahat kazanıp gözdağı verdiler. Yine takım oyunu ve bench katkısının bu seride önemli rol oynadığını söyleyebiliriz Spurs adına.

Pistons(Monroe): Aslında buraya yazma konusunda kararsızdım Pistons’ı ama sezon sonuna kadar benzeri performansı tekrarlayamama ihtimalleri olduğundan fırsatı kaçırmak istemedim. Şaka bir yana üç maçlık bir galibiyet serisi yakaladı Pistons ve bu dönemde Hamilton takımı adına görev almadı. T-Mac’in oyun kurucu, Stuckey’in iki numara pozisyonunda oynadığı bu maçlarda gelen galibiyetler ilk bakışta umut verici olsa da biraz daha zaman geçmesi gerektiğini düşünüyorum sağlıklı değerlendirme yapabilmek için. Bunun sebebi henüz mevcut sistemin dişli bir takım karşısında da sonuç verdiğini görme şansımızın olmaması. Yoksa T-Mac’ten olabilecek maksimum katkıyı almaları ve Stuckey’in en azından daha az topla oynayarak arkadaşlarını soğutmaması ciddi faydalar.

Hornets(West, Okafor): Seneye çok iyi başladıktan sonra büyük bir düşüşe geçmişlerdi. Yakaladıkları son ivmenin ardından diyebiliriz ki NBA’in en dengesiz takımlarından biri Hornets. West ve Okafor’un bu süreçteki çıkışını da göz ardı etmemeli. Hornets’ın 6 maçlık galibiyet serisinde ön plana çıkan isimlerdi kendileri.

Rockets(Brooks Etkisi, Martin): Hawks, Bucks ve Knicks karşılaşmalarıyla 3 yenilgi alabilecekleri bir dönemden 3 galibiyetle çıktılar. Brooks’un takım hücumuna büyük bir enerji ve güç kattığını, ayrıca Kevin Martin’in küçük sakıtlığından çıktıktan sonra formda göründüğünü belirtelim. Sene sonuna kadar playoff mücadelesi veren bir takım görüntüsünde olacaklarını ancak playoff yapamayacaklarını düşünüyorum.

Clippers(Griffin-Gordon): Yaklaşık bir aydır müthiş çıkış yakaladılar. Bu dönemde Heat, Lakers, Nuggets gibi üst seviye takımları da yendiler. Özellikle Lakers maçında önemli bir karakter gösterip ayakta kalmayı başardılar ve maçı çevirdiler. Eric Gordon’ın çok formda olduğunu ve geçtiğimiz haftayı 28 sayı ortalamasıyla tamamladığını hatırlatalım. Griffin ise double double serisi son bulsa da bildiğimiz gibi.

Yarım Artılar: Ellis geçtiğimiz haftayı 30 sayı- 7 asist- 2 top çalma ortalamalarıyla tamamlayarak takımının evinde aldığı 3 galibiyette başrol oynadı. Sakatlıktan çıkan Grant Hill de formda bir hafta geçirdi. Suns’ın kolay fikstüründeki çıkışında ön planda olan isimdi kendisi. Ryan Anderson, Louis Williams, Sessions da çıkıştaki diğer oyuncular.

İnenler

Heat(Sakatlıklar, Karma): LeBron’un twitter’dan yolladığı mesajın ardından çıktığı 4 maçı da kaybetti Heat. LeBron ve Bosh sakatlıkları sebebiyle bu maçların bir kısmında görev alamadı, işte karma diye buna denir.

Cavaliers: Sürekli yazıyoruz kendilerini blogda, zaten bir hayli gündemdeler. Mağlubiyet serileri 14 maça çıktı. Takımdaki tek olumlu gelişme Sessions’ın gösterdiği çıkış, o da Cavs taraftarlarını ne kadar mutlu ediyor bilemiyorum.

Knicks(Felton): Özellikle Felton’ın formsuzluğu takıma direkt etki etti. Hatırlayacaksınız yakaladıkları çıkışta Felton takımı çok iyi yönetiyordu. Deplasmanda rahat yendikleri Suns ve Kings’e hafta içi evlerinde kaybettiler. Gallinari’nin sakatlıktan dönmesiyle takımın düşüşe geçmesinin çakışması tuhaf.

Gözden Kaçıyor Sanmayın: Thunder maçında iyi görünse de kafası halen karışık gibi Melo’nun. Sene başında gösterdiği çıkışla büyük takdir toplamıştı Millsap, ancak o da son dönemin formsuz isimlerinden. Takımının da Wizards ve Nets’ten beklenmedik yenilgiler aldığını söyleyelim. Önceki hafta performansıyla çıkanlar kısmında yer verdiğimiz Stephen Jackson son 4 maçta %33 civarında bir şut yüzdesiyle ve 14 sayı ortalamasıyla kötü bir dönem geçirdi. Son olarak Richard Jefferson’ın, takımda kötü performansıyla çok göze battığını söyleyelim.

Gecenin Hareketleri - 20 Ocak


Link

Rudy'nin 1. sıradaki şutu çok ilginç. Daha önce bu tarz birşey gördüğümü hatırlamıyorum. Rose'un turnikesini de beğendim ama favorim Aminu'nun basketi. Ronaldo gibi geçmiş bütün Blazers savunmasını.

Tahminleri Alalım-4

CEVAP:
1- Vince Carter (Raptors, Nets, Magic)
2- Shaquille O'Neal (Magic, Lakers, Suns)
3- Jamal Crawford (Bulls, Knicks, Warriors)


Şimdiye kadar sorduklarımız içerisinde en çok doğru cevabın geldiği soru buydu sanırım.

Yeni soruya geçmeden önce league pass üyeliğiyle alakalı talepleri olan okuyucularımız için küçük bir bilgilendirme yapayım. Christmas haftası dolayısıyla league pass üyelerine özel bir promosyon yapılmış ve bir günlük şifre verilmişti. Biz de ödüllü yarışma yapıp, bu şifreyi yarışmayı kazanan okurumuza vermiştik. Benzeri promosyonlar olursa aynı uygulamamız devam edecek ancak maalesef şu an için böyle bir durum söz konusu değil.

Geçelim sorumuza; Aktif oyuncular içerisinde 3 farklı takımda, bir maçta 45 ve üzeri sayı atabilen yalnızca üç oyuncu bulunuyor. Bu oyuncular kim?

Stojakovic Dallas'ta (mı?)

Stojakovic benim NBA'de en beğendiğim oyunculardan biriydi Sacramento zamanında. 2001 senesinde Türkiye'de oynanan Avrupa Şampiyonası'nda müthiş işler yaparak kalbimi çalmaya başlamış, Hido'lu Sacramento'da da kendisine olan sempatimi iyice arttırmıştır. Müthiş skorerliğinin yanı sıra, pozisyonuna göre çok iyi olan ribaund becerisi, Adelman'ın pasa dayalı sisteminde hiç sırıtmaması onu bir şutörün ötesine götürmüş hatta Chris Webber'ın sezona sakat başladığı bir dönemde (sanıyorum 03/04 sezonu) adını MVP adaylarına bile taşımıştır. Ancak kariyeri İndiana dönemi ile birlikte yavaş yavaş düşüşe geçmiş ve New Orleans'ta da her geçen gün kötüye gidip, en sonunda da dibe vurmuştur.

2010/2011 sezonunun ilk takasında New Orleans-Toronto takasında Bayless ile birlikte Toronto'nun yolunu tutan Peja sakatlığı sebebiyle Toronto da sadece 2 maç oynadı ve bugün itibariyle Toronto kendisinin kontratını satın aldığını açıkladı; daha net bir ifadeyle kendisi serbest kaldı. Tabii ilk olarak herkesin aklına "Acaba Avrupa'ya gelir mi?" sorusu geldi ancak Peja belli ki hala yüzük peşinde ve son şansını deneyecek gibi. Hatta Dallas ve Lakers'ın da kendisiyle ilgilendiği serbest kalmasının ardından konuşulmaya başlandı ve an itibariyle büyük bir aksilik olmazsa kendisini bundan sonra Dallas'ta izleyeceğiz. Sasha Pavlovic'in ilk beş başladığı ortamda kendisi ilk beş başlar mı, bence başlamalı ancak uzun zamandır sakat olduğunu da hatırlatmak lazım. Dallas'ın bir üç numara hamlesi yapacağını düşünüyordum ancak bunun Peja olabileceği hiç aklıma gelmemişti açıkçası. Kadife bilekli şutörü inşallah parkelerde yeniden takıma katkı verirken seyrebiliriz.

NBA'de Bugün - 20.01.2011

Mavericks 77 - Bulls 82
Kötü gidişe Lakers karşısında dur diyen Dallas back-2-back maçında Chicago karşısına çıktı. Zorlu bir rakibin ardından zorlu bir deplasmana çıkan Dallas son çeyreğe kadar iyi götürdüğü mücadeleyi kaybetmekten kurtulamadı. Noah ve Boozer gibi pota altında iki önemli gücün eksikliğine rağmen ribaundlarda ve boyalı alan sayılarında üstünlüğü bulunan ekip boğalar oldu. Boyalı alanda normalde 28 sayı bulan bir takım bence o kadar da etkili olamamıştır bu bölgede ancak Dallas sadece 16 sayı üretince buradan, göze çarpan bir üstünlük kurdu Bulls. Zaten maç boyunca sürekli dışardan hücum etmeye çalışan, şutlara dayalı bir oyun anlayışı hakimdi iki takımda da.

Chicago'da Rose MVP seviyesinde performanslara imza atmayı sürdürüyor. Dün gece de Dallas'ın ipini çeken isim oldu. 9/28 isabetle düşük bir yüzdeyle oynamasına rağmen 26 sayı-7 ribaund-9 asist üreterek galibiyeti getiren isimlerdendi. Rose dışında takımda çift haneli rakamlara ulaşan oyuncu olmamasına rağmen 9 sayı-11 ribaund ile Thomas'ın ve 7 sayı-12 ribaund ile Deng'in önemli performansları mevcut. Ömer ise benchten gelerek 19 dakika süre aldı ve 5 sayı-7 ribaund-2 blok-1 asist ile galibiyete katkı sağladı. Dallas'ta 12 sayı-12 ribaund-3 blok ile oynayan Chandler pota altında etkili olurken, Nowitzki 19 sayı kaydetti. Benchten gelen Terry ise 12 sayı ile oynamasına rağmen mağlubiyete engel olamadı.


Sixers 97 - Bobcats 100
Doğu'da play-off mücadelesi veren iki takımın karşılaşmasında gülen taraf Bobcats oldu. Takımların galibiyet oranları birbirine o kadar yakın ki maçtan önce Sixers rakibinden yarım maç öndeyken şimdi sıralamada bu iki takımın yeri değişti ve Bobcats play-off potasına giren takım oldu. İlk yarıda 25 sayı üreten ve sadece 1 şut kaçıran Augustin kariyer rekoru kırarak maçı 31 sayıyla tamamladı ve yanında da 8 asist yaptı. Jackson 14 sayı üretirken benchten gelen Nazr Mohammed ise 15 sayı-7 ribaund ile galibiyete katkı verdi. Sixers'ta Iguodala 19 sayı-5 ribaund-5 asist üreterek iyi bir performans sergilemesine rağmen galibiyeti getiremedi. Holiday 13 sayı-7 asist, benchten gelen Young 21 sayılık katkıda bulundu.

Clippers 93 - Blazers 108
Son dönemde yakaladığı çıkışla dikkatleri üzerine çeken Clippers'ın karşısında yine son dönemin formda ekiplerinden Portland vardı. Maça iyi başlayan ve skorda bir anda öne fırlayan Clippers olmasına rağmen ikinci çeyrekle beraber ipleri eline alan Portland galibiyete ulaşmayı başardı. Batı'da play-off'un son sırasında bulunan Portland aldığı üst üste galibiyetlerle yerini korumayı ve rakipleriyle aradaki farkı açmayı sürdürüyor. Portland'a galibiyeti getiren isimler 28'er sayıyla oynayan Matthews ve Aldridge oldu. Formda isim Miller 15 sayı-8 ribaund-7 asist ile oldukça efektif oynarken, Fernandez 17 sayılık katkı getirdi benchten. Clippers'ın yıldız ismi Griffin 20 sayı-18 ribaund ile oynarken Gordon 35 sayı kaydetti ancak bu performansıyla takımı sonuca gidemedi. Baron Davis'in de 16 sayı-6 asistlik bir performansı vardı.

20 Ocak 2011 Perşembe

20 Ocak Programı

21 Ocak Cuma 02:00 (NBA TV) / Philadelphia 76'ers - Charlotte Bobcats
21 Ocak Cuma 03:00 / Dallas Mavericks - Chicago Bulls
21 Ocak Cuma 05:30 / Los Angeles Clippers - Portland Trail Blazers

NBA TV'den canlı yayınlanacak karşılaşmada, doğunun playoff mücadelesi veren iki takımı kozlarını paylaşacak. Bobcats, dün Magic önünde şanssız bir mağlubiyet alan rakibi karşısında saha avantajıyla bir adım önde gibi görünüyor. Boozer'sız Bulls evinde Maverciks'i ağırlayacak ki gecenin en güzel maçı bu olacak gibi. Ligin iki formda ekibinin karşılaşacağı gecenin son maçında ise Camby'nin de sakatlığıyla rotasyonu iyice daralan Blazers dün gece double double serisi sona eren Griffin'li Clippers'ı konuk edecek.

Rose'un Triple-Double'ı Şaibeli


Link

Buyrun efendim üç gün önce Rose'un imza attığı triple-double'da son aldığı, daha doğrusu tam anlamıyla almasa da kucağına düşen ribaund.

MLK gününde izlediğim 2 maçtan biri değildi Bulls-Grizzlies mücadelesi ancak Rose'un triple-double'ından sonra bir bakayım dedim. Seyrederken birşey dikkatimi çekti, Rose pek de 10 ribaund almış gibi gelmedi bana. Normal şartlarda maç koptuktan sonra bırakırım izlemeyi, o yüzden Bulls-Grizzlies'in de sonunu izlememiştim. ESPN'den ribaundlarına baktım, maçın son hücumunda aldığını gördüm 10. ribaundunu, ben de açtım sonuna baktım maçın. O da ne, Rose'un triple-double'ının şaibesiyle karşılaştım. İlginç olduğu için paylaşayım dedim. Hemen itiraz ve savunma moduna geçecek olanlara da uzunlar tarafından bilerek tip'lenen ribaundların her zaman uzuna yazıldığını aktarayım. Zaten amacım Rose'a çamur atmak değil, zira kendisi 9 ribaundu olmasına rağmen son iki dakikada hiç ribaund falan kovalamadı. Çoğu oyuncunun deli gibi ribaund peşinde koştuğunu görüyoruz bu tip durumlarda. Ayrıca MVP yazısında da seçimim Rose idi... Yani kısacası olay istatistik tutanların o anki 'yaz gitsin bitsin' üşengeçliği veya Rose'a kıyağı diyebiliriz.

Hamilton vs Kuester

Detroit için Hamilton'ın, Hamilton için de Detroit'in önemi elbette çok büyük. 2004'te takımla şampiyonluk sevinci yaşayan ve 2005'te unutulmaz Spurs-Pistons serisinde yer alan Richard Hamilton, Detroit'in o efsane kadrosundan geriye kalan isimlerden biri. Şimdilerde Billups Denver'da oynarken, Sheed basketbolu bıraktı. Ben Wallace ise Chicago ve Cleveland denemelerinin ardından tekrar yuvasına döndü. Prince ile beraber takımın iyi döneminde de kötü döneminde de Pistons oyuncusuydu Richard Hamilton.

Olay aslında bir hafta önce Memphis karşısında patlak verdi. Detroit'te zaten tartışılan koç olan Kuester zaman zaman çılgın rotasyon denemeleriyle dikkat çekiyordu. Hatta kazanabilecekleri bir kaç maçın kaybedilmesinin sebebi de tamamen kendisinin kadro anlayışından dolayıdır. Son birkaç haftada ortaya çıkan Murphy-Hamilton takasının dedikodularıyla beraber Kuester'ın kafaya taktığı son isim Richard Hamilton oldu. Memphis karşısında benchte oyuna girmek için hazır olan Hamilton'a Kuester tarafından süre verilmedi. Maç sonrası neden oynamadığı hakkında şaşkınlığını gizleyemeyen Hamilton 'İlk defa başıma böyle bir şey geliyor. Kariyerim boyunca böyle birşeyle karşılaşmadım ve farklı bir durumdayım. Elbette bu takımda oynamak isterim ve umarım oynamak için bir şans bulurum.' diyerek sitemini dile getiriyordu.

Bu sezon takımda 9. yılını geçiren Hamilton taraftarın da desteğini arkasına aldı. Zaten basketbolu bilen bir grup olan Detroit taraftarları Kuester'a halen nasıl tahammül ediyor bilemiyorum ancak bu olay patlak verdiğinden beri Hamilton'a desteklerini esirgemiyorlar. MLK gününde Dallas'ı ağırlayan Detroit'te seyirciler ilk çeyreğin ve ikinci çeyreğin sonunda 'Rip'i istiyoruz' diye tempo tutması onların hangi tarafta olduğunu da belli ediyordu. Ancak bu protestolar da işe yaramadı ve dün gece Celtics karşısında Rip yine benche mahkum oldu. Hamilton, Dallas maçının ardından asla 'gitmek istiyorum' gibi sözler söylemezken Detroit seyircisini öven açıklamalarda bulundu sadece. Olayın diğer tarafına mikrofonlar uzatıldığında ise Kuester rotasyonundan memnun olduğunu ve düzenin böyle gideceğini açıkladı. Yani görülen o ki Kuester geri adım atmayacak. Dört maçtır süregelen bu durum ne zamana kadar bu şekilde devam edecek bilmiyoruz ama Rip, takas mevzusu sonlanana kadar takımda bir daha forma şansı bulamayabilir.

Jennings Out DeRozan In

NBA.com'daki habere göre, daha önceden smaç yarışmasına katılacağı duyrulan Jennings'in, sakatlığının oluşturabileceği risk sebebiyle yarışmadan çekildiği ve yerine DeRozan'ın alındığı açıklandı. Sakatlığı sebebiyle uzun süredir takımdaki yerini alamayan ve dolayısıyla smaç yarışmasına da çok sağlıklı hazırlanamayacak olan Jennings'in çekilmesi ne yalan söyleyim sevindirdi beni. Açıkçası kağıt üzerinde de zayıf halka olarak görünüyordu diğer isimler arasında. Çok yaratıcı birşeyler yapamadığı sürece smaç potansiyeli aşağı yukarı belli biriydi. Bu potansiyelle de Griffin'e kafa tutma ihtimali yok denecek kadar azdı. DeRozan'a döndüğümüzdeyse bu sene maç içerisinde birkaç alley-oop'u haricinde çok fazla smacını hatırlamıyorum. Ancak geçen senenin finalisti gibi önemli bir etiketle geliyor kendisi. Keza potansiyelinin yüksek olduğunu da görmüştük geçtiğimiz yıl. Yaptıkları yapacaklarının teminatı olur diye umarak bekleyelim.

Gecenin Hareketleri - 19 Ocak


Link

Çok sık göremiyoruz bu hareketleri kendisinden. Bu sebeple gecenin hareketlerinde biraz da torpil geçip 1 numarayı Hidayet'e verelim. Bazen zihinsel sorunlar yaşasa da Blatche'i yetenekli bulurum. Fiziğine göre oldukça zor bir hareket yapmış ama niye 10 numaraya koymuşlar anlamadım, daha iyi bir sırayı hakediyor gibi. Griffin'in tüm sahayı geçip vurduğu smaç ve Granger'ın bloğu etkileyici. Geri kalan hareketlerin bir kısmı maçın sonucunu etkileyen şutlar. Ancak Richardson'a çalınan faul düdüğü çok ağır olmuş. Magic'in bu basketle maçı uzatmaya götürüp kazandığını da hatırlatalım.

Nets Melo Defterini Kapadı

Dün gece takas söylentilerinin bittiğini söylemek için erken demiştim ancak gecenin ilerleyen saatlerinde çıkan haberler Carmelo-Nets birliktenin olmayacağını ve o kapının kapandığını iddia etti. Prokhorov Carmelo'yu New Jersey semalarına getirmek için çok uğraştı ancak olmadı... Söylentiler çıktığından beri Carmelo şampiyonluk için oynamayacaksam niye Denver'ı bırakayım kafasındaydı ve bu takas konusunda isteksiz olduğu belliydi. Ancak Nets'in Rus sahibi bu işin peşini bırakmadı. Carmelo şansını sonuna kadar kovaladı. 3. takım denedi, Carmelo'nun yanına Billups ve Hamilton'u getireceği bile yazıldı. Ancak Carmelo Denver ve New York'tan başka bir takımda kontratımı uzatmam diye tutturunca görüşmeler tıkandı ve Prokhorov Carmelo defterinin kapandığını açıkladı.

Şimdi Carmelo'nun önünde 2 yol var. Bu yollardan biri Chicago, New York gibi playoff takımlarına gidip onları şampiyonluk seviyesine taşımaya çalışmak, diğeri de Denver'la kontratını uzatmak. New York takasının olacağını düşünüyordum ancak anladığım kadarıyla Denver Fields, Gallinari, Curry paketini istiyor, New York ise benim en beğendiğim görev adamlarından biri olan Fields ile yollarını ayırmak istemiyor. Bence hala en yüksek ihtimal bu ancak asıl soru New York'un yıllar sonra playoff potasındayken önemli iki parçasını gönderip göndermeyeceği.

Chicago ise yıllar önce Gasol'u kaçırmanın kuyruk acısıyla Melo için bir hamle yapma hazırlığında mı bilmiyorum ancak adlarının dedikodulara karışmaya başladığını söylemek mümkün. Fakat Chicago'nun da Carmelo'yu alabilecek yeterli takas malzemesi var mı orası tartışılır. Tabii burda Noah'ın takas görüşmelerinin dışında olacağını düşünüyorum. Ellerinde takasta kullanılabilecek sadece Deng var o da kesinlikle overpaid (bu yıl 11, gelecek yıl 12, 2013'te 13, konratının son senesinde 14 milyon dolar alacak) ve kontratı 2013/2014 sezonuna kadar devam ediyor. Sözün özü yeniden yapılanmaya gidecek bir takım için Deng'in o yüklü ve uzun konratını almak mantıklı olmayacaktır. Bu takas da Noah o paketin içine girmedikçe olmayacaktır diye tahmin ediyorum.

NBA'de Bugün - 19.01.2010

Lakers 100 - Mavericks 109
Bir anda kadrosundan Nowitzki ve Butler ikilisini kaybeden Dallas serbest bir düşüşe geçip üst üste yenilgiler aldı Dallas. Dün karşılarında zorlu bir rakip vardı ve ben bu serilerinin devam edeceğini düşünüyordum. Ancak benchten gelen isimlerin ekstra katkıları ve son dönemde performansı yerlerde olan Kidd'in muazzam oyunu Dallas'ın 6 maçlık yenilgi serisini sonlandıran faktörler oldu. Kidd 21 sayı-10 asist üreterek galibiyeti getirirken, bir diğer guard Terry benchten gelerek 22 sayı-7 asist ile oynadı. Marion da benchten gelerek 22 sayılık bir katkı sağlarken, Nowitzki 14 sayı-8 ribaund ile galibiyete katkı sağladı. Pota altında özellikle Gasol'un 23 sayılık performansıyla üstünlük kuran Lakers'ta Bynum'da 10 sayıyla mücadele etti. Kobe 21 sayı-10 asist ile double-double yaparken benchten gelen Odom 20 sayıyla mücadele etti.

Pistons 82 - Celtics 86
Üst üste aldığı galibiyetlerle bir anda play-off potasına giren Detroit zorlu Celtics deplasmanından çıkamadı. Maç o kadar çekişmeli ve heyecanlıydı ki bir anda 2008 Doğu Finallerini izliyorum diye düşündüm. Stuckey-Rondo mücadelesi bir yanda Garnett-Villanueva mücadelesi ile çekişmenin ve basketbol hırsının hat safhada olduğu bir mücadeleydi. Pierce 22 sayısıyla galibiyeti getiren isim olurken, Shaq 12 sayı-12 ribaund ile pota altında önemli bir performansa imza attı. Rondo 6 sayı-8 ribaund-8 asist ile her alanda katkı verirken, Garnett galibiyete 11 sayı ile katkı sağladı. Benchten gelen Semih 17 dakika süre alarak 6 sayı-4 ribaund-1 asist-1 blok ile mücadele etti. Pistons cephesinde Stuckey 15 sayı üretirken çıkışta olan Monroe 13 sayı-9 ribaund ile oynadı. Benchten gelen Villanueva ise 11 sayı-8 ribaund ile dikkat çekti.

Raptors 95 - Spurs 104
Lig lideri Spurs zorlanmasına rağmen evinde Raptors engelini aşmayı başardı. Maça çok hızlı girmesine rağmen durağan bir ilk yarı geçiren Spurs devreye 11 sayı geride girdi. Ancak üçüncü çeyrek ipleri eline alan Spurs iyi performansıyla galibiyete ulaşmayı başardı. 22 sayı-11 ribaund ile double-double yapan Blair aynı zamanda sezonun en yüksek sayısına ulaşırken Manu'da serbest atış çizgisinin gerisinden 14/14 ile oynayarak 23 sayı-7 asist üretti. Duncan 10 sayı-12 ribaund ile oynarken Parker ise 17 sayı-5 asist-5 ribaund ile galibiyete katkı sağladı. Toronto cephesinde Bargnani'nin son dönemdeki vasat performansları süredursun DeRozan 28 sayısıyla dikkat çekti. Calderon 14 sayı-8 asist üretirken D-League'den alınan Gaines 10 sayılık katkı sağladı.


Thunder 107 - Nuggets 112
Önce Lakers ve ardından Denver deplasmanı ile zorlu bir virajı dönen Thunder ne yazık ki buradan istediği galibiyetleri çıkartamadı. Takasıyla her dakika gündemin en tepesinde yer alan Melo 35 sayı-7 ribaund ile takımına galibiyeti getiren isim olurken, Thunder'da 6/18 isabet ile pek iyi bir gece geçiremeyen Durant 22 sayıyla oynadı ancak bu galibiyete yetmedi. Billups ve Nene 16'şar sayıyla oynarken Denver'ın maçı %51 hücum yüzdesiyle tamamlaması da dikkat çeken noktalardandı. Thunder'da Durant'ın sessiz kaldığı gecede 28 sayı-10 asist ile Westbrook ön plana çıkarken, benchten gelen Ibaka 16 sayı-9 ribaund ile mücadele etti.

Sixers 98 - Magic 99
Son dönemdeki kötü performansıyla dikkat çekse de Magic, Sixers karşısında uzatma sonunda galibiyete ulaşarak rahat bir nefes aldı. Oldukça zorlanan Magic J.Rich'in müthiş 4 sayılık oyunu ile maçı uzatmaya taşırken son bölümdeki iyi performansıyla galibiyete ulaşmayı başardı. 16 sayı-6 ribaund-7 asist ile oynayan Nelson takımını taşırken, Bass 11 sayı-10 ribaund ile double-double'a imza attı. Benchten oldukça iyi katkılar alan Orlando'da Anderson 20 sayı ile mücadele etti. Hidayet smaçlarıyla dikkat çektiği maçı 12 sayı-6 ribaund-4 asist ile tamamlarken Howard ise 18 sayı ile galibiyete katkı sağladı. Sixers'ta Holiday 16 sayı-8 ribaund-6 asist ile iyi bir performansa imza atarken Iguodala'da 15 sayı-7 ribaund-6 asist ile oynadı. Benchi ile dikkat çeken Sixers'ta Williams 19 sayı-7 ribaund ile oynarken Young 17 sayı ve Turner 10 sayı-8 ribaund ile mücadele etti.

Knicks 89 - Rockets 104
Kötü gidişi süren Knicks, Rockets deplasmanında da hedeflediği galibiyete uzanamadı. Boyalı alanda üstünlüğü tamamen Houston'a kaptıran New York'ta düşük yüzdeli isabet oranları da dikkat çekmekte. Houston'da kısalar performanslarıyla dikkat çekerken, Martin 21 sayı-4 ribaund-4 asist ve Lowry 18 sayı-4 asist ile etkili oldu. Hayes 8 sayı-12 ribaund ile mücadele ederken Scola ve Budinger 13 sayı-8 ribaund ile galibiyete katkı sağlayan isimlerdi. Knicks'te ise Amare 25 sayı üretirken 5 top kaybıyla dikkat çekti. Felton 14 sayı-5 asist ile oynarken artık hızlı tempoda zorlandığını görüyoruz. Houston'da bu galibiyetle üst üste üçüncü maçını kazanarak bir anda play-off için iddialı bir konuma geldi.


Grizzlies 102 - Hornets 103
Müthiş bir heyecana sahne olan mücadeleyi Okafor'un kritik anlardaki katkılarıyla kazanan Hornets oldu. Okafor maç kazandıran rötuşlara imza atmasına karşın aslında kısaların maçı olarak dikkat çekti mücadele. Hornets cephesinde Paul 20 sayı-12 asist üretirken benchten gelen ve dördüncü çeyrek ile uzatmada 17 sayı kaydeden Thornton maçı kazandıran basketin de sahibiydi. Memphis'te ise guard Conley 22 sayı-5 asist ile dikkat çekti. Hornets'ta ayrıca West 19 sayı-11 ribaund ve Okafor 11 sayı-11 ribaund ile double-double'a imza attılar. Memphis'te boyalı alanda 17 sayı-10 ribaund üretmesine karşın Zach dominant performansından uzaktı. Rudy Gay de 22 sayı-8 ribaund-5 asist ile mücadeleyi noktaladı.

Jazz 95 - Nets 103
Wizards karşısında sürpriz bir yenilgi alan ve Doğu turnesine kötü bir başlangıç yapan Utah, Nets deplasmanında da yenilgiden kurtulamadı. 6 maç aradan sonra galip gelmeyi başaran Nets'te Vujacic benchten gelip 15 sayı-7 ribaund-4 asist üreterek takımının en iyilerinden biri olurken, Humphries 12 sayı 5 ribaund ve Farmar 11 sayı-8 asist ile benchten gelerek önemli katkılara imza attılar. Harris 14 sayı-8 asist ile oynamasına rağmen 6 top kaybı yaparken, Lopez 20 sayı ile karşılaşmayı tamamladı. Utah'da Deron 20 sayı-10 asist-5 ribaund üretirken, Krilenko 17 sayı-8 ribaund ile oynadı. Pota altında Jefferson 21 sayı-8 ribaund ile etkili olurken benchten gelerek 16 dakika süre bulan Mehmet 8 sayı ile karşılaşmayı tamamladı.


Wolves 111 - Clippers 126
Son dönemde iyi performansıyla rakiplerine kök söktüren Clippers'ın son kurbanı Wolves oldu. Belki de ligin en çok konuşulan uzunlarını karşı karşıya getiren maçta aynı zamanda Griffin'in double-double serisi de son bulmuş oldu. Clippers ribaundlarda rakibine ezici bir üstünlük sağlamasına karşın Griffin 29 sayı-8 ribaund-6 asist üretti ve bu serisi son buldu. Clippers'ta ilk beşin tamamı çift haneli sayılar üretirken Gordon 23 ve Davis 20 sayı ile galibiyeti getiren isimlerdi. Özellikle hücum ribaundlarında etkili olan Jordan ise 11 sayı-12 ribaund ile double-double yaptı. Wolves'un yegane ismi Love 26 sayı-11 ribaund ile takımının en iyisi olmasına rağmen galibiyeti getiremezken, Beasley 21 sayıyla ona eşlik etti.

Wizards 87 - Bucks 100
Doğu'da play-off için mücadele veren iki takımdan gülen taraf beklendiği gibi Milwaukee oldu. Deplasmanda ligin yarısı geri kalmışken hiç maç kazanamayan Washington bu serisini de devam ettirmiş oldu. Sezonun en yüksek rakamına ulaşan Dooling 23 sayısıyla galibiyeti getirirken, Maggette 21 sayıyla mücadele etti. Benchten gelen Boykins 19 sayı kaydederken, 27 dakika süre alan Ersan 9 sayı-9 ribaund-4 top çalma ile galibiyete katkı verdi. Wizards'ta Wall 10 sayı-13 asist-6 ribaund ile etkili olurken, Blatche 23 sayı-7 ribaund ve Young 21 sayı ile mücadele etti ancak galibiyeti getiremedi.

Suns 106 - Cavaliers 98
Play-off aşkına önemli bir galibiyet serisi yakalayan Phoenix bu sezon adeta paspas takım olan Cleveland'ı da zorlanmadan geçerek hedefine doğru emin adımlarla yürümeyi sürdürdü. Cleveland üst üste 14. yenilgisini alırken en son 18 Aralık günü kazandıklarını da belirtelim. Yani hemen hemen bir ay önce. Suns'ta yıllanmış şarap olan Hill 27 sayı-12 ribaund ile resital sunarken bir diğer veteran Nash 15 sayı-15 asist ile takımını taşıdı. Frye 18 sayılık bir performansa imza atarken, benchten gelen Gortat 16 sayı-12 ribaund-3 blok ile pota altında aktif bir gece geçirdi. Cleveland'da Sessions 19 sayı-8 asist ile oynarken, Jamison 23 sayı ile mücadele etti. Ayrıca Cavs adına Hickson 16 sayı-15 ribaund ile double-double yaparken, benchten gelen Gibson'da 16 sayı ile oynadı.

Pacers 108 - Warriors 110
Bu sezon özellikle Ellis'in müthiş performanslarına şahit olduğumuz Warriors bir kez daha bu oyuncu sayesinde maç kazanarak play-off iddiasını sürdürdü. Başa baş geçen mücadelenin bitimine 0.6 saniye kala basketi bularak takımına galibiyeti getirdi Ellis. Maç kazandıran baskete imzasını atan Ellis 36 sayı-6 asist ile mücadele etti. Lee 21 sayı-9 ribaund üretirken, Wright da 21 sayılık katkı sağladı takımına. Pacers cephesinde galibiyet için ekstra performans gösteren Granger'ın 32 sayı-13 ribaund-6 asistlik performansı sonuçsuz kalırken, Collison 15 sayı-5 asist ile maçı tamamladı. Benchten gelen Foster da aldığı 15 ribaund ile önemli bir katkı sağladı takımına. Sixers'ın kaybetmesi Pacers'ın sıralamadaki yerini korumasını sağladı.

Blazers 94 - Kings 90
Batı'daki sıralamasını koruması gereken Portland, Kings deplasmanında zorlanmasına rağmen uzatmada galibiyete ulaşmayı başardı Arkadan gelen Houston-Phoenix gibi takımlar formlarıyla dikkat çekerken bu dönemde Portland'ın maç kaybetmemesi kendileri adına olumlu olan nokta. Son günlerde iyi performanslara imza atan Batum 24 sayıyla galibiyete önemli bir katkı sağlarken, Aldridge 23 sayı-9 ribaund ile mücadele etti. Miller da 20 sayı-6 ribaund-6 asist ile başarılı bir performans gösterdi. Kings cephesindeyse 20 sayıyla oynayan Udrih'in ve 16 sayı-8 asist üreten Evans'ın galibiyet çabaları sonuçsuz kalırken, benchten gelen Casspi 10 sayı-11 ribaund ve Dalembert 15 sayı-12 ribaund ile double-double yaptılar.

Kırılan Testi Griffin Oldu

Merakla bekliyorduk hangisinin double double serisi daha uzun sürecek diye. Birbirine karşı oynadıkları karşılaşmada son buldu Griffin'in 27 maçlık serisi. Hem de Griffin ilk yarıyı 7 ribaundda tamamlayıp, Love ilk ribaundını üçüncü çeyreğin ortasına doğru almasına rağmen. Kevin Love'ın bu maçla birlikte 29 maçtır double double yaptığını hatırlatıp içimde kalanları söyleyeyim. Maksadım Love'ın bu başarısını küçümsemek değil, sonuçta önemli bir istatistik var ortada. Ama birinin takımında Beasley haricinde ikinci adam yokken, diğerinde Davis, Gordon ve hatta ribaundlarını olumsuz etkileyecek Jordan var. Yani demek istediğim Griffin istatistiklere ulaşabilme açısından Love'a oranla çok dezavantajlıydı ve hiçbir zaman onun gibi istatistik odaklı biri olmadı. Üstelik son zamanlarda ve dün de gördüğümüz üzere Griffin takımına maç da kazandıran bir oyun ortaya koyuyor. O nedenle yaptıkları çok daha etkileyici bana göre.

NBA Sezon Ortası Ödülleri - MVP

Klasiktir, her dönem verilir NBA'in sezon ortası ödülleri. Biz de ödülleri sizin yardımınızla bulmaya çalışacağız. 1-2 hafta içinde hepsini tamamlarız, ancak tabii ki sizin de yorumlarınızı yorum kısmına bırakmanız gerekiyor ki sağlıklı bir seçim olsun. İlk olarak bugün MVP'den başlıyoruz, ben bir fikrimizin olması açısından adayları, adayların istatiktiklerini ve MVP için çok önemli olan takım istatistiğini yazıyorum.

LeBron James
%47.7 şut isabeti, 25.1 Sayı, 7.1 ribaund, 7.2 asist 1.5 top çalma (3.8 top kaybı) / 30-13

Dwyane Wade
%48.9 şut isabeti, 25.1 sayı 6.5 ribaund 4.2 asist 1.4 top çalma 1.1 blok (3.0 top kaybı) / 30-13

Dirk Nowitzki
%54.3 şut isabeti, 23.8 sayı 7.5 ribaund 2.5 asist (2.2 top kaybı) / 26-14

Dwight Howard
%56.7 şut isabeti, 22 sayı 13.1 ribaund 2.2 blok (3.6 top kaybı) / 26-15

Derrick Rose
%45.3 şut isabeti, 24.7 sayı 4.7 ribaund 8.1 asist 1 top çalma (3.5 top kaybı) / 28-14

Kobe Bryant
%45.4 şut isabeti, 25.1 sayı 5.1 ribaund 4.6 asist 1.3 top çalma (3 top kaybı) / 31-12

Amare Stoudemire
%50.5 şut isabeti, 26.4 sayı 8.9 ribaund 2.7 asist 2.4 blok (3.6 top kaybı) / 22-18

Kevin Durant
%47.1 şut isabeti, 28.4 sayı 6.2 ribaund 2.9 asist 1.1 top çalma (3.3 top kaybı) / 27-14

Manu Ginobili
%44.2 şut isabeti, 18.9 sayı 4 ribaund 4.7 asist 1.8 top çalma (2.4 top kaybı) / 35-6

Doğuş ve Soner yazıyı yazarken Manu'yu eklememişler, kendim eklemek durumunda kaldım. İstatistikleri diğer adaylara göre biraz düşük kalıyor. Burası doğru ama takımı şu anda ligin zirvesinde. Spurs'ün böyle devam etmesi halinde, MVP'yi kazanmasa da en azından tartışmalarda Ginobili'nin isminin geçmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü Duncan 3 senedir yaşlandığını ve takımı taşımak konusunda yetersiz kaldığını gösteriyordu, Popovich o görevi Duncan'dan alıp Manu'ya verdi. Arjantinli çılgın adam da bunu başarıyla yerine getiriyor. Ancak gerek Spurs'ün gerek Manu'nun popülerlikte geri kalması, onun MVP'yi almasını neredeyse imkansız kılıyor. Bana göre MVP için en ciddi aday Rose. All-Star yazısında da değinmiştim buna. Kendisinden sonra Bulls'un en önemli iki oyuncusu Noah ve Boozer birer ay kaçırmışken (Noah daha da fazla kaçıracak), 28 galibiyete ulaştırdı takımını. Üstelik oyununu bir seviye yukarı taşıdı, istatistikten bahsetmiyorum. Artık Rose'u üçlük çizgisinde bomboş bırakmanız halinde sizi cezalandırıyor. Çok önemli bir adım süper yıldızlığa giden yolda. Bulls'un düşüş yaşamaması halinde onun ödülü almasını bekliyorum. Çünkü diğer takımlara baktığımızda Nowitzki hariç tek başına takımını böyle yukarılara taşıyan birini bulmak zor. /Can

Benim görüşüm yine LeBron'dan yana. Sezon öncesi LeBron'un 1. adam olmayacağından dolayı MVP ödülünden uzaklaşacağını düşünmüştüm ancak olayların düşündüğüm gibi gerçekleştiğini söylemek zor. Doğu'yu da 2. bitireceklerini düşünüyorum. Takım başarısı olarak da, kişisel istatistik olarak da önde gözüküyor LeBron. Ancak eğer Boston lig lideri olursa süpriz aday olarak Rondo da çıkabilir diye de düşünmüyor değilim. Onun dışında Kevin Durant'ten lig başında çok umutluydum ancak onun da yazın gelen şampiyonluktan sonra inişli çıkışlı bir performans gösterdiğini söylemek mümkün. / Doğuş

Söz konusu MVP ödülü olunca, eğer biri çıkıp çok bariz bir şekilde hak etmiyorsa bu ödülü, oyuncuları 3 farklı kritere göre ele almak mantıklı. 1- Bireysel performansı iyi miydi? 2- Takımını yeteri kadar taşıyabildi mi? Bu iki kritere uyan oyuncular içerisindeyse, yanındaki parçaların yetersizliğine rağmen bu kriterleri sağlayan oyuncu benim gözümde en değerlidir. Bu sebeple Kobe, LeBron, Wade gibi isimleri geçiyorum. Celtics ve Spurs şimdiye kadar ligin en iyi galibiyet yüzdesine sahip ekipleri olsa da, takım oyunu oynadıkları için çok ön plana çıkan isimleri olmadı. Şöyle bir bakınca etrafındaki parçalar nispeten daha yetersiz olmasına karşın Rose, Durant ve Amare göze çarpıyor. Bir de bunların haricinde istisna olarak Nowitzki… İstisna diyorum çünkü geçirdiği sakatlığın ardından batıda zirveye oynayan takımı tepetaklak oldu. Ve bu da değerlendirebilmemiz için çok somut bir kanıt sundu bize. Ancak her ne kadar üst üste mağlubiyetler alsa da, Nowitzki’li Dallas, kadro kalitesi olarak aşağıdaki isimlerin çok önünde olduğu için kendisini de eliyorum.

Durant Aralık ayından itibaren yükselişe geçti ve şu an ligin en formda isimlerinden. Ama sezona oldukça kötü başlamıştı. Belki sayı ortalaması kendisini bu konuda ele vermiyor -çünkü maç başına 25 şut civarında deniyordu sene başında- ancak takıma bazı maçlarda zarar verdiğini bile söyleyebilirim. Amare, Suns’tan ayrıldıktan sonra düşüşe geçmedi, aksine geçen seneye göre daha iyi göründü. Takımına baktığımızda iyi bir rotasyona sahip olduklarını da söyleyemeyiz fakat sistemin önemli faktör olduğunu düşünüyorum Knicks’te. İstatistikleri çok etkileyici belki ama tek başına, bir karakter ortaya koyarak çok fazla maç kazandırmadı Amare. Bir de yakaladıkları galibiyet yüzdesinde kolay fikstürün rolü azımsanamaz. Rose sezona çok iyi başladı ve birkaç maçlık iniş-çıkışları haricinde oldukça istikrarlıydı. Takımı şu an Heat’in hemen arkasında ve çok iyi bir kadroya da sahip değiller açıkçası. Zaten bir takımın en önemli silahlarından biri Deng ise kadro kalitesinin çok iyi olduğu söylenemez. Ayrıca sezonun bir kısmını Noah’sız, bir kısmını da Boozer’sız geçirdiler. Buna rağmen Rose takımını hep ayakta tutmayı başardı. Bu sebeple benim adayım Rose. /Soner

Tekrar belirtmek istiyorum ki siz de adayınızı yorum kısmına bırakırsanız memnun oluruz.

19 Ocak 2011 Çarşamba

19 Ocak Programı


20 Ocak Perşembe 02:00 / Phoenix Suns - Cleveland Cavaliers
20 Ocak Perşembe 02:00 / Utah Jazz - New Jersey Nets
20 Ocak Perşembe 02:00 / Philadelphia 76'ers - Orlando Magic
20 Ocak Perşembe 02:30 / Detroit Pistons - Boston Celtics
20 Ocak Perşembe 03:00 / Washington Wizards - Milwaukee Bucks
20 Ocak Perşembe 03:00 / Memphis Grizzlies - New Orleans Hornets
20 Ocak Perşembe 03:30 / New York Knicks - Houston Rockets
20 Ocak Perşembe 03:30 / Toronto Raptors - San Antonio Spurs
20 Ocak Perşembe 04:00 / Los Angeles Lakers - Dallas Mavericks
20 Ocak Perşembe 04:00 (NBA TV) / Oklahoma City Thunder - Denver Nuggets
20 Ocak Perşembe 05:00 / Portland Trail Blazers - Sacramento Kings
20 Ocak Perşembe 05:30 / Indiana Pacers - Golden State Warriors
20 Ocak Perşembe 05:30 / Minnesota Timberwolves - Los Angeles Clippers

26 takımın sahne alacağı Çarşamba gecesinde en dikkat çeken maç toparlanma sürecindeki Mavs ile son şampiyon Lakers arasında oynanacak. Butler'dan yoksun Dallas'ta bir şeylerin ters gittiği ortada ve bunun aksini kanıtlamak için ellerinde güzel bir fırsat olacak  Wizards'ın bencilliğiyle tanınan guardı Nick Young da bu gece rakip takımda kendine benzer birçok oyuncuyla mücadele edecek. Griffin - Love kapışması da güzel şeylere sahne olabilir gibi duruyor. Keyifli bir gece dilerim.

Asist Rondo'nun mu?


Link

Görüntüler Martin Luther King gününde oynanan Boston-Orlando maçından. Maçın ilk basketi Shaquille O'neal'dan gelirken asisti Ray Allen'ın yaptığı açıkça görülüyor. Ancak Espn, Yahoo ve NBA.com'un internet siteleri bu pozisyonda asisti Rondo'ya yazmış. (Espn | NBA | Yahoo) Rondo'nun 13.3 ortalamasıyla NBA'in açık ara asist lideri olduğu ve ligin en iyi oyun kurucularından biri olduğu tartışılmaz ancak bu tip olayların sık yaşandığından bahsedilmiş. Tabii bu Rondo'nun harika bir sezon geçirdiği gerçeğini değiştirmiyor. İlginç bir hata olarak aklımızın köşesinde bulunsun.

Rondo'nun bu sezon şöyle bir asistine şahit olduğumu aktarayım: Garnett üçlüğün hemen içinde bekliyor Rondo pas veriyor. Garnett 1-2 saniye bekliyor savunmacısının üzerine gelmesini, fake atıyor dripling ile içeri giriyor. Yardıma gelen oyuncudan reverse ile kurtuluyor ve turnikeyi bırakıyor. Asist Rondo. Bazen, özellikle ev sahibi takımın masa hakemleri fazlasıyla cömert olabiliyorlar asistlerde. Rondo da bu konuda en çok ekmek yiyenlerden biri. Ancak tabii ki Doğuş'un dediği gibi, bu onun harika bir sezon geçirdiğin gerçeğini değiştirmiyor. /Can

Nets'in B Planı Kirilenko?


Bildiğiniz gibi Nets uzun zamandır süperstar Carmelo'nun peşinden koşuyor ancak bir sonuç alamadılar şu an. Carmelo'nun "Ya Denver, Ya New York" ısrarından dolayı bir türlü takası bitirme noktasına getiremediler. Carmelo'nun yanında Billups'ı da getirebileceklerine dair dedikodular bile çıktı ancak Carmelo'nun 1 sezonu şampiyonluktan bu kadar uzak geçirmek istemeyeceğini düşünüyorum. Çünkü New Jersey playofflardan oldukça uzak (8. Pacers ile aralarında 7.5 maç var) ve büyük bir mucize olmadığı takdirde playoffları evlerinden izleyecekler. Carmelo'nun bu yüzden Nets'i düşünmediğini düşünüyorum, çünkü Denver'da playoff'a girebilir (Denver batıda şu an 7. sırada) ve şampiyonluk şansı olmasa da en azından playoff heyecanını yaşayabilir.

Nets'te Carmelo'nun olası takımda kalma (ya da New York'a gitme) durumu için alternatif arayışlarına başlamış gibi. "Carmelo'dan umudu kestiler" demek için erken ancak Kirilenko'nun Carmelo'nun alternatifi olarak Nets'e gelebileceği konuşuluyor. Kirilenko'nun kontratının bu yaz bitiyor olması ve Nets'in sahibinin de Kirilenko gibi Rus olan Prokhorov olduğunu da bir dip not olarak belirtmek gerekiyor. Ancak Kirilenko Nets'i Prokhorov'un istediği seviyeye çıkarabilir mi o büyük bir soru işareti (Hatta soru işareti bile değil, bence imkansız /Can). Nets'te birşeyler olacağı kesin fakat ligin şu an en vasat kadrolarından birine sahipler ve işleri kolay olmayacak yıldızları New Jersey tarafına çekmek konusunda.

Gecenin Hareketleri - 18 Ocak



Dün gece 2 maç oynandığı için sadece 5 hareket var ancak bu 5 hareketin hepsinin de güzel olduğunu söylemek mümkün. Joel Anthony'nin bloğu, G-Wall'ın takip smacı, Derrick Rose'un kendine özgü turnikesi ve özellikle Josh Smith'in inanılmaz smacı az maç oynanmasına rağmen Top 5'i güzel kılmış.

Adı Üstünde: Ayı


Link

Maskotların bu tarz şakalarına alışığız aslında NBA'de. Özellikle Rockets'ın maskotu Clutch efsanedir bu konuda. Hatta biraz da pisliktir. Önceki gece yaşanan olayda ise Bear, takımının formasıyla Energy Solutions'da yerini alan bir Cavaliers taraftarının arkasında gayet esprili ama biraz da aşağılayıcı bir pankartla bitiyor. Sonrasında olanları ise videoda izleyebilirsiniz. Olayların önceden ayarlanmış olma ihtimali bir hayli yüksek. Ama eğer bir mizansen değilse, adamın şapkasını alan Bear ayıp etmiş. Şahsen ben çok sinirlenirim bir eşyamı elin haylaz, artist maskotu alsa. Ha ama gidip dalar mıyım maskota? Hayır, zaten bu yüzden ayarlanmış olduğunu düşünüyorum.

Mizansen veya değil, ne olursa olsun taraftarı 2.80 yere yığıyor maskot. İşte orada güldüm =)

Tahminleri Alalım-3


Yoğunluktan dolayı cevapları anca yayınlayabiliyoruz. İlk sorunun cevabı biraz daha kolaydı. Dirk'ün yokluğunda Terry'nin form düşüklüğüyle birlikte bu ikili arasındaki fark açılmıştı. Nowitzki 24.1, Terry ise 15.5 sayı ortalamasına sahipti. İkinci sorunun cevabı ise gerçekten zordu. Çünkü Sixers tahmininin yanı sıra Iguodala, Holiday ve Brand'den doğru olanı bilkmek de gerekyordu. İkinci sorumuzun doğru cevabı Elton Brand ve kendisi 15 sayı ortalamasına sahip.

Soru 1: "NBA'de bu sezon, takımının ikinci skorerine sayı ortalamasında en fazla fark atan birinci skorer kim?"
Soru 2: "Bu sezon takımının en skoreri olan isimler içerisinde en düşük sayı ortalamasına sahip oyuncu kim?"

Caron Butler'da Son Durum


Hatırlayacağımız gibi (hatırlamayanlar için tık!) Caron Butler yılbaşında dizinden sakatlanmış ve sezonu kapattığı açıklanmıştı. Bu sezon Dallas'ın yükselişinde en büyük paylardan birine sahip olan Butler'ın yokluğunda Dallas'ın zaten fazla olmayan şampiyonluk umutları iyice dibe vurmuştu. Bunun üzerine Dallas'ın arayış içine girebileceğini de sakatlık sonrası günlerde yazmıştım Ancak bir iki dedikodu dışında Dallas cephesinde bir hareketlilik görememiştik. Takımın durumu hakkında "kepazelik" sıfatını kullanan Prince dışında bahsettiğimiz oyunculardan hiçbiri hakkında da bir dedikodu çıkmamıştı. Takımdaki ortamdan ve sahada oynanan oyundan memnun olmayan Prince'in de Dallas'ta oynamaya sıcak bakabileceği yazılanlar arasındaydı. Ancak o dedikodunun da devamı gelmemişti. Dedikoduların devamının gelmemesinin nedeni de bugün çıkan "Butler playoff'ta dönebilir" haberleriyle ilgili olabilir. Yani Butler'ın normal sezonu kapadığı kesinleşse de sakatlığının ne kadar süreceği hakkındaki belirsizlik sürüyor anladığım kadarıyla. Yani Dallas hala Butler'ın durumunun kesinleşmesini bekliyor. Eğer playofflarda dönecekse Butler, Dallas bu dönemi takas yapmadan da idare edebilir. Ancak Butler'sız dönemde 2-7 olduklarını (tabii bu 9 maçın bir kısmında Nowitzki'nin de olmadığını hatırlatmak lazım) belirtmek lazım. Terry'nin Butler'ın yokluğunda ilk beş çıkması da Mavs'in önemli bench gücünü de darbe vurduğu kesin.

NBA'de Bugün - 18.01.2011

Son dönemdeki çıkışı ile Orlando'yu sıralamada geride bırakan ve Heat'in ensesinde olan Atlanta rakibinin kötü bir dönemde olmasının da faydasıyla deplasmanda galip gelmeyi başardı. Böylece Heat ile arasındaki farkı 2 maça indirdi Hawks. LeBron James'in iki maçlık yokluğunda maç kazanamayan Miami'de James dün gece oyundaydı ancak uzun rotasyonunda Bosh gibi birinin eksikliği fazlasıyla hissedildi. Joel Anthony'nin ekstra ribaund performansını bir kenara bırakacak olursak Hawks'ın ribaund konusunda bir avantaj yakaladığı ortada ki 15 hücum ribaundu da bunu gösterir cinsten. Onun dışında Spoelstra'nın 'korkunç' kelimesiyle ifade ettiği Heat'in ilk çeyrekteki hücum performansı maçın kilit noktalarından.

İstatiksel performanslara bakacak olursak 19 sayı-10 asist-5 ribaund ile etkili bir performansa imza attı Johnson. Özellikle takımda son toplarda sorumluluk alarak öne çıkması da takım için önemli ki bu takımın en çok kazanan oyuncusu olarak yapması gereken şeyleri yapıyor. Smth 15 sayı-12 ribaund ile double-double yaparken Bibby'de 15 sayı ile galibiyete katkı verdi. Horford'un üçüncü çeyrek başında bileğinin burkulmasıyla oyun dışı kalmasına rağmen Hawks galip gelmeyi başardı. Benchten gelen isimlerden Crawford 19 sayı ve Evans 11 sayı üretti. Heat cephesine bakacak olursak iki maç aradan sonra geri dönen James 34 sayı-10 ribaund-7 asist ile oynarken, Wade 27 sayı-6 ribaund ile mücadele etti. Wade ve James'in toplamda 19/50 atması dikkat çekerken, Joel Anthony skor üretmemesine rağmen ribaund konusunda kariyer rekorunu kırdı ve 16 ribaund ile oynadı. Benchten gelen House 12 ve Chalmers'ta 10 sayı ile mücadele etti.

Doğu'da play-off kovalayan takımlardan biri olan Bobcats zorlu Bulls deplasmanından galibiyetle dönmeyi başardı. 0/13 isabetle yayın gerisinden şut atmalarına ve %65 ile serbest atış isabeti olmalarına rağmen kazanan taraf olmayı başardı Bobcats. Chicago'da Boozer üst üste ikinci maçını kaçırırken, temsilcimiz Ömer hem Boozer'ın hem de Noah'ın uzun rotasyondaki yokluğunda yine istediği süreleri bulamadı. 4 dakika oyunda kalan Ömer 2 ribaund alarak mücadeleyi noktaladı.

Bobcats'e bakacak olursak G.Wallace 13 sayı-16 ribaund-4 asist ile takımını taşıyan isim olurken, Dj Agustin'de Rose karşısında 15 sayı-5 asist ile etkili olmaya çalıştı. Kaptan Jack mücadeleyi 12 sayıyla tamamlarken bir önceki gece triple-double'a imza atan Diaw'da 12 sayı ile galibiyete katkı sağladı. Chicago'da Boozer'ın yokluğunda Taj Gibson önemli istatistiklere imza attı. 9 sayı-9 ribaund-6 blok ile oynayan Gibson'un son iki maçtaki blok ortalaması da '6' olarak dikkat çekmekte. Rose 33 sayı-8 asist ile takımını sırtlamasına rağmen son hücumlarda takımı galibiyete götüremedi. Bir önceki gece Memphis karşısında takımın önemli bir hücum silahı olarak dikakt çeken Deng ise 2/11 isabetle bu maçı 10 sayı-8 ribaund ile kısmen etkisiz bir performansla tamamladı.

Bosh'tan Ömer'e Suçlama


Link

3 gün önce Bulls, Heat'i mağlup ederken, Chris Bosh bileğini burkarak son çeyreğin ortalarında oyunu terketmişti. Pozisyonda Ömer, yerde yuvarlanan topa atlamış ve Bosh'un ayağı da Ömer'in altında kalmıştı. Maçtan sonra Bosh'un açıklamaları biraz çirkindi: "Tamam biliyorum insanlar topun arkasından atlamak, mücadele etmek istiyor ama ciddi sakatlıklar da böyle oluşuyor. Atlarken diğer oyuncuların bacaklarına dikkat etmeliyiz. Hepimiz ekmeğimizi buradan kazanıyoruz, ailelerimize bakıyoruz." Bu konuya değinmedim bile çünkü Bosh saçmalamıştı bana göre. Şu ailelerimize bakıyoruz olayı da ayrı bir ilginç geldi bana, nitekim NBA'de kontratlar garanti. Dün Bulls koçu Tim Thibodeau da girmiş konuya ve Ömer'in bir suçu olmadığını, kimseyi sakatlamaya niyeti olmadığını söylemiş, savunmuş oyuncusunu.

Madem bu kadar ilgi çeken bir konu ben de 3-5 kelime yazayım dedim. Öncelikle Bosh pozisyonu izlememiş olsa gerek. Çünkü Ömer topa atladığı sırada Bosh'un bacağı henüz arkada. Ömer'in hamlesinden sonra Bosh bacağını çekiyor ve Ömer'in geliş yönünde yere basıyor. Ömer ne yapsın burada? Havada mı dursun? Hadi onu geçtim Bosh en baştan beri orada duruyor olsaydı topa atlamayacak mıydı Ömer? Yok böyle birşey. O zaman kimse bloğa da çıkmasın, zira smaca kalkan oyuncular çok ters düşüp sakatlanabiliyorlar. Evet Bosh'un sakatlandığı pozisyonda dizindeki bağlar bile kopabilirdi, bilek burkulması ile kurtulduğuna sevinmeli. Ama bir oyuncuyu boştaki topun peşinden atladı diye eleştirmek de saçmalığın daniskası.

Bir daha olursa yine atla yere Ömer... Bu şekilde takımın ihtiyaç duyduğu bir oyuncuya dönüşülür, "Aman atlamayayım sakatlık olmasın" diye ayakta pozisyonu izleyerek değil.

18 Ocak Programı

19 Ocak Çarşamba 02:30 / Atlanta Hawks - Miami Heat
19 Ocak Çarşamba 03:00 (NBA TV) / Charlotte Bobcats - Chicago Bulls

Boozer'ın bileğindeki sakatlık nedeniyle üst üste 2. kere kaçıracağı maçta Bulls ve Rose, Bobcats'i konuk ediyor. Öteki tarafta da Bosh bileğini burktuğu için forma giyemeyecek, ayrıca LeBron'un oynaması garanti değil. Son maçlarda sakatlıklarla biraz düşüş yaşayan Miami'nin işi kolay değil.

18 Ocak 2011 Salı

Gecenin Hareketleri - 17 Ocak


Link

Normalde bu videoyu her gün blog'a koyan Soner sınavlarla uğraşıyor ben de dışardaydım ancak geldim. Geç olmasına rağmen eksik kalmasın diye koyuyorum. Zaten bana kalırsa binlerce maçın oynandığı bir gün için oldukça sönük bir Top 10. Deron'ın asisti ve Kobe'nin arada sırada "O kadar da yaşlanmadım" diyerek vurduğu smaçlardan biri olan pozisyon fena değil. Ama gecenin 1 numarası da açık ara Wall-McGee alley-oop'u. Salaklık yapmazsa (ki öyle bir ihtimal oldukça düşük), smaç yarışmasında Griffin'i en çok zorlayacak isim McGee olacaktır bence.

20.000 Şerefine


Link

Yaklaşık 10 dakikası olanlar hoparlörün sesini hafiften yükselterek yalnızca yukarıdaki şovu izleyebilir. Ekstradan 5 dakikası olanların okumaya devam etmesi naçizane tavsiyem.

1977’nin Ocak ayında dünyaya gelen yıldızımızın hayatı, babasının ailesini terk etmesi ve annesinin yeni bir beyle evlenmesi sonucu olağan dışı bir şekilde başlıyordu. Üvey babasının sunduğu nispeten daha iyi imkanlardı belki de bu seviyede bir kariyere ulaşan akranlarından kendisini ayıran. Çünkü ailesinin göz bebeği olarak büyüyen kahramanımızın sahip olduğu rahatlık adeta basketboluna da yansıyordu. Oyun tarzını anlatırken ‘mücadele’ sıfatı hiçbir zaman çok önemli bir pozisyonda olmadı. Dönem dönem kazanma isteği ön plana çıksa da mizacı bu isteğini halının altına süpürerek bertaraf ediyordu bir zaman sonra.

Babasının orkestra şefi olması sebebiyle birçok enstrümanı kullanabiliyordu kendisi. Basketbolcu olmasa pekala iyi bir müzisyen veya kardeşi gibi bir öğretmen olabilirdi. Bu yüzden basketbolu hiçbir zaman diğerleri gibi bir çıkış kapısı veya hayatını kurtarma vasıtası olarak görmedi. Basketbol onun için zevk alarak yaptığı işlerden biriydi sadece. Bu işi de istediğinde gerçekten iyi yapıyor ve izleyenlere büyük keyif veriyordu.

Mainland High School’da All-American seçildikten sonra görkemli kariyerinin ilk adımlarını atmaya North Carolina’ya gelen bu genç, burada kendisi gibi yıllarca NBA’de tutunma başarısı gösterecek Antawn Jamison'la birlikte takımını turnuva final-four’una taşıyıp erken profesyonel olma kararı alarak NBA’in yolunu tutuyordu yeteneklerini sergilemek için.

Devamını zaten hepimiz biliyoruz aşağı yukarı. Lige yaptığı muhteşem giriş, herkesi büyüleyen, daha önce eşi benzeri görülmemiş smaçlar. Ardından başarı elde etmek adına takımdan ayrılma isteği, bu arada yaşadığı bir sakatlık, sonra bir sakatlık daha, sonra bir tane daha... Bunun üzerine mücadeleden çok haz duymayan yapısı ve zamanın acımasızlığı eklenince “loser” etiketi yapışıyordu üzerine. Belki biraz da haksız yere…

İşte, bahsettiğim mizacı ve yaşadığı sakatlıklardı kendisinin daha büyük bir efsane olmasını engelleyen. Çünkü sahip olduğu saf yetenekleri baz alırsak NBA’in gelmiş geçmiş en iyilerindendi. Benzer cümleleri söz konusu estetikse de kurabiliriz. Eğer her şey yolunda gitseydi bu post’u yazma sebebim olan başarıya akranları Iverson gibi, Kobe gibi, kendisi de birkaç sene evvel ulaşmış olacaktı.

Şimdi diyeceksiniz ki neden bahsediyor bu adam. Efendim, dün gece oynanan Knicks maçında bulduğu 29 sayıyla kariyerinde 20 bin sayı barajını geçti Vince Carter. Ben de kendisine özel bir hayranlık duyduğum için biraz torpil geçtim. Buraya kadar sabredip yazıyı okuyanlar scroll’u hafif yukarı kaydırarak, şimdilerde poposunu kaldırmakta zorlanan lig tarihinin en iyi smaççısının, zamanında bu konuda ne büyük bir efsane olduğunu tekrar seyredebilir. Zaten söz konusu Carter ve smaç ise gerisi teferruat oluyor.

Not: Video için aziz dostuma teşekkürler...