BIY AD

16 Nisan 2011 Cumartesi

16 Nisan Programı

16 Nisan Cumartesi 20:00 (NBA TV) / Indiana Pacers - Chicago Bulls
16 Nisan Cumartesi 22:30 / Philadelphia 76'ers - Miami Heat
17 Nisan Pazar 02:00 (NTV) / Atlanta Hawks - Orlando Magic
17 Nisan Pazar 04:30 / Portland Trail Blazers - Dallas Mavericks


NBA TV'de yayınlanan maçta Bulls, Pacers'ı çok zor da olsa yenmeyi başardı. Bütün maçı geride götürdüler son dakikada Rose, Korver işbirliği ile öne geçtiler. Pacers'ın inanılmaz orta mesafe şut attığını, Bulls'un maç boyunca üçlük isabeti bulmakta zorlandığını ve maçın gidişatını bunların belirlediğini söylemeliyim. O yüzden Korver'a daha çok şans vermesi gerekebilir koç T'nin. Şimdi ikinci maçta da Philly önde gidiyor Heat'e karşı. Henüz League Pass almadım çünkü yarı finalden itibaren neredeyse her maçı TV'den seyredebileceğiz, sırf ilk tur maçları için 90 dolar veresim yok. Ama Heat-Philly maçı da aynı kıvamda devam ederse galiba almak zorunda kalacağım League Pass. Şimdilik bir şekilde idare edeceğiz bakalım...

Pacers-Bulls ilk maç değerlendirmesi

Pacers son 7 şutunu kaçırdığı maçı, 99-104 kaybetti. Onlar kaybetti diyorum, çünkü son periyoda kadar çok iyi direndiler. Maçın ilk basketinden beri maçta önce olan Pacers, 99-97 önde iken Bulls salondaki Madhouse halini alan taraftar desteğiyle 7-0lık bir seri ile maçı kazandı. 99-99 iken de son dakika içerisinde Korver bir üçlük attı Rose'un asistiyle. Korver bu sene normal sezonda son çeyrekte 57 üçlük ile NBA birincisi idi zaten. Fakat hepsi dışında Bulls'un akşam üstü bahsettiğim baskıyı kaldıramaması gibi bir durum daha ilk maçtan kendini gösterdi. İlk tehlikeyi atlattılar, ikinci maçın daha rahat geçeceğini düşünüyorum yine de, fakat bu maçta da, ilk dakikadan kontrolü eline alıp 10-12 civarında farkı tutarak kazanmalarını beklerdim açıkçası. Rose yine 39 sayı 6 sayı 6 ribaund ile NBA galaksisinin en parlak süper yıldızlarından biri olduğunu göstermiş oldu.
Bulls'ta beğenmediğim şey ise, bildiğim savunma kimliklerinden uzaklaşmış olmaları. Gibson ve Ömer'i tecrübe eksiklikleri yüzünden tercih etmemiş olabilirler, fakat bu tercih bence skor tabelasında kendini gösterdi. 85-90 arası sayı yiyen takım 99 sayı yemiş oldu. 

Mavericks - Blazers Değerlendirmesi

Mavericks 2 - Blazers 4

Batı'daki ve hatta playoff ilk turundaki en çekişmeli iki seriden biri... Diğeri de ise bundan sonra yazacağım Thunder-Nuggets. Biz geri dönelim serimize. Çok çılgın bir karşılaşma. Bir tarafta Oden'ın sezonu kapattığı ve Roy'un yarı ömrünü tamamladığı Blazers, diğer tarafta son birkaç senenin 'sözde' şampiyonluk adayı Mavs.

Mavs'den amiyane tabirle bir cacık olmayacağını yazmıştım sezon içinde. Takımda büyük yapısal sorunlar var. Çembere giden kısa olmadığı gibi, içeriden sayı üretecek uzunları da yok. Sadece Nowitzki ile Terry'nin şutlarına ve biraz da Kidd'in yaratıcılığına bakıyorlar. Ama kolay sayıya gitmek diye bir olayları yok. Neymiş sözde daha çok koşup, hızlı hücumlarla sayı bulmayı planlıyorlarmış bu sefer. Tamam, McMillan'ın selamı var sana Carlisle. NBA'in en ağır tempoda oynayan, savunmaya en önem veren takımlarından birine karşı koşarak sayı bulmak pek kolay değil. Yani bu taktiğe güvenmemeli Mavs.

Peki neye güvenmeliler? Sadece Nowitzki'yle bu iş olur mu? Belki ilk turu geçebilirler ama sonrası hiç de mümkün görünmüyor. Bakalım Blazers ile nasıl eşleşiyorlar. Kıyaslamaya başlayalım. İlk 5'lerde Andre Miller, savunması gitgide düşen Kidd'e karşı çok problem çıkarmayacaktır. Ama onun asist yapacağı isimler, özellikle de Aldridge alley-oop'ları Mavs'in canını yakabilir. Kidd ise bildiğimiz gibi Chandler'a alley-oop pasları atmak dışında bir de ceza atışı tehdidi olacak o kadar. İki oyun kurucu da post-up yapmayı seviyorlar ama Kidd'in artık oralarda pek etkili olamadığını düşünüyorum, Miller ise arkasında Kidd varken ufak guard'lara karşı bulduğu sayıları bulamaz.

Guard ve kısa forvetlere baktığımızda, Mavs'de Marion ve Terry haricinde güvenilebilir bir oyuncu bulamıyoruz, halbuki bu pozisyonlarda Blazers çok güçlü. Matthews, G-Wall, Batum, Fernandez ve 3'te 1 kapasitede bile olsa Roy'a sahipler. Kendisi o halde bile arkadaşlarına pozisyon hazırlayabiliyor. Gördüğünüz gibi say say bitmiyor. Biri gününde değilse, diğeri ön plana çıkıyor. Üstelik Batum, Matthews ve G-Wall muhteşem savunmacılar. Matthews hariç diğer ikisi, Nowitzki'nin karşısına bile konabilir. Zaten sezon içinde Batum'u görmüştük 2 maçta yanılmıyorsam Dirk'ü savunurken. Daha Nowitzki'yi durdurma ihtimali olan Camby de var. Ayrıca bu 2-3 numaraların neredeyse hepsi harika dış şut atıyorlar ve Mavs'in kısalarına karşı büyük bir fizik avantajları var. Diğer tarafta ise Marion 3 numarada oynadığı zaman, yarı saha hücumunda Mavs iyice kısıtlanıyor çünkü, Suns'daki gibi aşırı boş kalmadıkça Marion'ın şut tehdidi yok. Zaten kaç sezondur doğru düzgün üçlük atmadığı için iyice kaybetti bu özelliğini, artık boş kalsa da atamıyor. Yani Matthews'ı Terry'e verip, Nowitzki'yi de G-Wall, Batum, Aldridge ve Camby ile biraz yavaşlatırlarsa Mavs'in çok da fazla bir opsiyonu kalmıyor geriye. Mavs için "Beaubois serinin kaderini etkileyecek" diyenler var ama ben onlara pek katılmıyorum. Bu sezon 9 civarı maçını izledim kendisinin. Belki 1 maçı, çıkıp 25 sayı atarak kazandırabilir ama normal sezonda bile o kadar komik hatalar yapıyor ki, henüz playoff basketbolunu geçtim NBA'e bile tam anlamıyla hazır olduğunu düşünmüyorum. Bir de bunun üzerine son maçta bileğini burktuğu için, bu gece oynayamayacak. İkinci maça yetişir mi, yetişse de ne kadar hazır olur o da belli değil.

Blazers, eğer Aldridge bu sezon onlarca maçta gösterdiği liderliği yine sergilerse ve Chandler'a üstünlük sağlarsa (Nowitzki'nin zaten savunabileceğini düşünmüyorum), bir adım öne geçecektir. Ev sahibi avantajı Mavs'de olmasına rağmen diyorum bunu evet... Çünkü unutmayalım ki Blazers ligdeki en zorlu deplasmanlardan biri, takım ve seyircinin bütünleşmesi ile çok büyük bir sinerji yakalıyorlar. Ayrıca bu takımın Mart başından beri G-Wall uyum sürecini atlattıktan sonra Magic, Heat, Mavs, Lakers, Thunder ve Spurs gibi takımları yendiğini ve 21 maçta 15 galibiyet aldığını hatırlatayım. Ciddi bir tehlike yani Mavs'e karşı.

Deplasmanda aynı oranda güvenmiyorum onlara ama Mavs'in kısıtlı bir hücuma sahip olmasından dolayı bir maç deplasmanda çalıp 4-2 ile kendi evlerinde bitireceklerini düşünüyorum. Ama eğer seri 7. maça kalır ise, Mavs'in tecrübesi ve Nowitzki faktörüyle beraber turu geçebilir.


Bulls-Pacers Serisine Bakışım ve İstatistikler


Serinin ve Playoffların başlamasına dakikalar kala, ben de düşüncelerimi aktarayım dedim. Bulls sezon içi performansı ile bakıldığında, önceden kötü başlasa da, şampiyon gibi, ya da en azından şampiyonluk beklentileri ile salona ayak basacak. Sezon içindeki maçlarda 3-1’lik Bulls üstünlüğü var. Salonda Rodman da maçı izlemeye gelmiş. Serinin geneline bakacak olursak, ben Pacers’ın ilk iki maçı kaybettikten sonra bir maçı çalabileceğini düşünüyorum, yoksa zaten 4-0 olacaktır. Ama benim tahminim 4-1 biteceği yönünde. Çünkü Bulls’tan herkes bayağı bir emin gözüküyor fakat, uzun zamandır NBA Finallerini görememekteler. Bu yüzden tecrübe eksikleri sorun olabilir. Ayrıca, bu sezon içinde Rose’u MVP yapacak olan Bulls’un birincilik hikayesi, normal sezon ile birlikte bitti. O senaryo çok etkiliydi, o kadar ki şöyle ifade edeyim: Bir takımla ilk sezonunda en çok maç kazanan koç rekoru Suns ile Westphal’a ait 62 maç ile. Tom Thibodeau ve ekibi bunu egale etti, fakat o başka bir hikayeydi. Şimdi ise asıl oyuncuların sahne alma vakti geldi. Tabii ki Pacers sorun yaratmayacaktır, fakat ilerisi için konuşuyorum. 

Diğer yandan ise, Pacers çok dengesiz bir takım, Granger bir maç 5/7 üçlük isabeti ile 28 sayı bulabilir de, 5 top kaybı 2/12 saha içi isabetiyle kenarda da oturabilir. Benzer bir durum da Hibbert ve faul problemi için geçerli. Bir de McRoberts var tabii ki. O da neredeyse her gece highlight reel’ların bir parçası, bazen inanılmaz smaçlar basıyor bazen de kendisini paspas olurken izledik. O kadar bir dengesizlik çökmüş bu takıma. Ayrıca onlar da 5 sezondur playoff görememiş bir takım durumundalar.

Dediklerimi bir de rakamlarla anlatayım. Bulls’un maçıları ve serileri ikinci çeyrekte ve son çeyreğin başında kazanacaklarını düşünüyorum. Çünkü yedek ağırlıklı beş, diğer takımın yedek beşlerine veya as şutörlerine potayı iğne deliğine çeviriyor. Rose, Brewer, Deng, Gibson ve (gururumuz) Ömer beşi, savunmada 48 dakikaya vurulduğunda rakibe sadece 83 sayı şansı tanıyıp 113 sayı atıyorlar. 30 sayılık inanılmaz bir fark var.  Noah’lı Boozer’lı beş ise 120 ofans sayısı ile en iyi hücum beşi.

Indiana’da ise, savunmanın adeta belini kıran bir isim var. Rush. Rush sahada iken, Pacers’ta kim parkeye çıkarsa çıksın takım ortalama 110 sayı yiyor. Ofansif olarak da, konsantre bir Dunleavy, Granger ve Collison’a ihtiyaçları var.

Spurs - Grizzlies Değerlendirmesi

Spurs 4 - Grizzlies 3

Grizzlies Lakers'tan kaçmaya çalıştığında kimbilir ne kadar hüzünlenmiştir Spurs taraftarları önlenemez son karşısında. E, kolay değil, bir tarafta West'i kaybettikten sonra playoff potasında kalmaya çalışan Hornets dururken, kısmetinize sezon boyunca güçlü ekiplere kök söktüren, potansiyeli Hornets'la kıyas dahi kabul edilemeyecek Grizzlies'ın düşmesini kabullenmek. Bu açıdan son yılların en bahtsız konferans birincilerinden biri oldu Spurs. Yazıya bu kadar karamsar bir giriş yapmazdım aslında ama ah o Spurs'ün sezon sonu performansı yok mu!.. Nasılsa lig liderliğini garantiledik diye vites düşürdükten sonra zor fikstürün de etkisiyle geri toparlanamadılar. İlk başlarda çok da sorun gibi görünmüyordu bu durum belki ama daha sonra kazanmak isteyerek çıktıkları ve hüsranla ayrıldıkları maçlar da olunca anlaşıldı esas durum, Spurs en azından bu süreçte sezon başındaki fırtına gibi esen Spurs değildi... Öte taraftan Gay'in sakatlığıyla birlikte çoğu kesim tarafından playoff şansı oldukça az görülmeye başlanan Grizzlies harika bir direniş ve ekip ruhu göstererek rahat bir şekilde yer buldu kendine bu çerçevede.

Temelinin çok sağlam olduğuna dair kendimi bile ikna edemediğim bir fikrim mevcut bu seriyle alakalı. Aslında fikirden çok önyargı belki de... Açıklayayım: "Konferans finalleri, şampiyonluklar görmüş ve dahası geçtiğimiz sene süprülmüş bir Spurs, henüz playofflarda bir tur geçme başarısı gösterememiş Grizzlies'e elenmez." İster Manu olmasın, ister Parker, isterse Duncan, bu fikrim değişmezdi. Çünkü ortada önemli bir tecrübe avantajı söz konusu. Gelgelelim Spurs elenmesine elenmez ama geçebileceği en zor şekilde geçer bana kalırsa bu turu. Grizzlies öyle bir yıpratır ki Spurs'ü sonraki turlara mecal kalmaz yorgun dizlerinde.

Spurs'e sene başında hızlı tempoya yöneldiler, artık daha göze hoş gelen basket oynuyorlar, Popovich ne büyük üstadsın sen gibisinden övgüler yağdırıyorduk ama maçlarını biraz daha dikkatli analiz etme fırsatımız olduğunda gördük ki hızlı tempoyla sınırlı değilmiş işin sırrı. Popovich oyuncularını sistemine öyle bir uydurmuş ki, hepsinden kapasitesinin sonuna kadar yararlanıyormuş meğer. İşin hücum yönünde; eldeki delici bir guard ile ne kadar etkili olunur bunu öğretti bize koç. Nasıl bu kadar etkili oluyor peki Spurs, tek kelime ile açıklamak gerekirse: "Spacing". Sahaya harika yayılan, ne zaman nerede durması gerektiğini ezberlemiş dört oyuncu, bir de Parker. Tesadüf eseri değil yani Neal'in, Jefferson'ın, Bonner'ın böyle yüzdeli şut atması.

Dizleri artık bitik olmasına rağmen hala Duncan üzerine kurulmuş bir savunma mevcut Spurs'te. Manu'nun ayaklar da savunmada epey yavaşladı, bunun yanı sıra Parker'ın senelerdir yaşadığı size sorunu devam ediyor haliyle. Yani işin savunma kısmı hücum kadar olumlu değil. Ama nedir, senelerdir birbirine alışmış oyuncular topluluğu mevcut, basketbol ahlakı ve çalışma seviyesi üst düzey oldukları için de birbirinin açığını kapatabiliyorlar. Blair mesela bu doğrultuda çok önemli bir silah Spurs adına. İnanılmaz bir rotasyon anlayışıyla tüm gedikleri kapatabiliyor. Kaldı ki rakibin Spurs savunmasını zorlayacak hücum gücü var mı acaba?..

Grizzlies ligin son döneminde en saygı ve sempati duyduğum ekiplerinden biri. Verdikleri playoff savaşını takdir etmemek mümkün değil. Takım oyununu mükemmele yakın oynuyorlar, sistemlerinin dışına pek çıkmadan ve oyun disiplinine sadık kalarak. Ancak Spurs'ü, nispeten zayıf karnı diyebileceğimiz savunma tarafından vurabilecek hücum silahları var mı Grizzlies cephesinde? Bence var, ama bu silahları ne kadar kullanabildikleri, serinin gidişatını etkileyecek gibi. İlk beş başlayan Allen ve Young hücum yetenekleri çok sınırlı ve tek düze iki isim. Conley penetre eder şut atar ama playofflarda ne derece ön plana çıkabilir emin olamıyorum. Gasol deseniz maç başına 7-8 şut belki dener, belki denemez. İşte bu noktada şahsi kanaatim, Randolph'un hücumda yalnız kalmaması adına, Mayo'nun kesinlikle normal sezondakinden daha fazla süre bulması lazım. Bir Young ve Allen değil belki ama savunma kısmında da öyle önemli aksaklıklara sebebiyet verebilecek biri değildir. Bununla birlikte uzunlara gelen ikili sıkıştırmalarda ceza şutlarını kesebilecek Battier'in de ne kadar kullanılacağı önemli bir belirleyici olacaktır Spurs'e kafa tutabilmeleri için.

Savunmasını zaten beğenirim Grizzlies'in. Rakipte kendi pozisyonunu yaratabilen ender oyunculardan olan Manu'nun hücum verimini asgariye çekebilecek oyuncuları mevcut. Ama serinin kaderini çizeceğini düşündüğüm Parker'ın penetrelerine muhakkak bir çözüm üretmeleri gerekiyor. Çünkü Spurs hücumları tamamen o penetrelerden geçiyor. Bu sorunu bertaraf edebilirse Grizzlies, ben serinin Spurs lehine en iyi ihtimalle 6 maçta biteceğini düşünüyorum. İlle bir tahmin yapmam gerekiyorsa da, 4-3 Spurs diyorum.


Celtics - Knicks Değerlendirmesi

Celtics 4 - Knicks 3

Playoffların belki de en merakla beklenen eşleşmesinde Celtics ile Knicks karşı karşıya gelecek. Ligin savunmayı en iyi yapan takımlarından biri ile hücumuyla ön plana çıkan takımlarından birinin eşleşmesi, ayrıca son dönemde başarıya giden yolun ilk adımı olarak görülen "Üç yıldız üzerine takım kurma" işini ilk hayata geçiren ile son hayata geçiren ekibin çekişmesine sahne olacak. Serinin analizine iki takımın artılarını ve eksilerini değerlendirerek başlayalım.

Celtics sezon ortasında yaptığı takas hamleleriyle adeta işleyen çarka kendi elleriyle çomak soktu. Nate Robinson, Daniels -bu ikisini geçelim- Perkins'in yollanması, ardından Krstic, Murphy, Arroyo, Green transferleriyle kağıt üzerinde güçlenmiş gibi gözüken takımın kimyası bozuldu. Tabii tecrübeleriyle büyük ihtimalle playofflarda vites arttıracaklardır. Knicks ise yeni yapılanmalarının ilk senesinde uzun bir aradan sonra playoff yapmayı başardı. Melo'yu alabilmek adına eldeki oyuncuların yarısını gönderdikleri için, sezon başındaki kadro ile sonundaki kadro arasında inanılmaz bir fark oluştu. Melo'nun yanısıra Billups gibi önemli bir tecrübeyi de takıma katarak üçlüyü tamamladılar. Yani bu eşleşme sezon başından bu yana neredeyse kabuk değiştiren iki takımı karşı karşıya getirecek.

İki takımın ofansif yönlerini ele alalım... Celtics tamamen düzen içerisinde sabırla en doğru oyunu oynamaya, en iyi şutu bulmaya çalışan bir ekip. Başta Allen ve Pierce olmak üzere takımda skor yükünü çekecek birçok isim mevcut ama ben bu seride fark yaratacak oyuncunun Garnett olacağını düşünüyorum. Knicks ise düzensizliği düzen haline getirmiş, tabiri caizse kaos basketbolu oynayan, bir an önce skora gitmeye yönelik bir hücum anlayışına sahip ve dolayısıyla bu sistemde oyuncuların şut performansları ve gününde olmaları büyük önem taşıyor. Melo ve Amar'e gibi bire bir savunmada durdurulması çok güç olan hücum silahlarına sahipler.

Savunma kısmına gelince Knicks açısından iyimser olmak mümkün değil çünkü özellikle pota altında büyük zaafları var. Pivot pozisyonunda oynayan Turiaf'ın yedeği Jeffries. Bu bakımdan savunmada Amar'e'nin 5 numaraya kayıp Krstic ile eşleşeceğini ve Turiaf'ın Garnett'i savunacağını düşünüyorum zaten aksi Knicks için intihar olur. Savunmadan bihaber Amar'e'nin Garnett'i savunması, hem erken yorulup hücum performansının düşmesine hem de Garnett'in hücumda daha etkili olmasına neden olacaktır. Shaq'ın ilk maça yetişeceği söyleniyordu fakat durumu halen belirsiz fakat eğer dönerse sadece Turiaf'ı faul problemine sokması dahi takımına büyük katkı verecek ve pota altında Celtics'in büyük üstünlük kurmasını sağlayacaktır -ki bunu Shaq olmadan da yapabilecek güce sahipler-. Amar'e, Turiaf ve Jeffries'den oluşan pota altı rotasyonu Celtics'e karşı direnemez.

Celtics savunması için ise fazla birşey söylemeye gerek yok. Normal sezonun en az sayı yiyen takımı ve savunma konsantrasyonunu arttırdıklarında rakibi inanılmaz bir baskı altına alıyorlar. Knicks'in de dağınık bir takım olması dolayısıyla maçların bazı dönemlerinde Celtics'in uzun seriler yakalamasına tanıklık etmemiz olası. Bu bakımdan Celtics savunması yerleşmeden yapılacak Knicks hücumları önemli.

Benchlere de kısaca değineyim. D'antoni için klasikleşen dar rotasyonu ile Celtics'in inanılmaz geniş rotasyonu karşı karşıya gelecek. Normalde Boston benchi çok ağır basar fakat yeni oyuncuların rollerinin henüz tam oturtulamaması ve Murphy'nin beklenen performanstan hayli uzak olması iki takımın bench oyuncuları arasındaki farkın biraz olsun kapanmasını sağlıyor. Dar bir rotasyonda uzun süreler alacak Knicks oyuncularında serinin uzaması halinde yorgunluk nedeniyle form düşüşü görebiliriz.

Playofflara kalan takımlar arasında normal sezonda evinde en az maç kazanan takım olan Knicks için işlerin playoffta değişeceğini düşünüyorum. Uzun süredir buraları oynayamayan, başarıya aç bir takımdan ve havaya girmiş bir taraftar topluluundan bahsediyoruz. Bunun yanında yıldızlar ilk turdan elenmemek için ekstra performans göstereceklerdir. Ben normal sezon maçlarında Celtics'in Knicks'i süpürmesine rağmen biraz da Celtics'in son dönemdeki formsuzluğuna güvenerek, Can'ın "En fazla 4-2" ısrarına rağmen, bu serinin son maça taşınacağını ve Celtics'in turu 4-3 ile geçeceğini düşünüyorum.



Blake Griffin gibi

Can Abi'ye söz verdiğim gibi, magazin hakkımı kullanmaktayım ikinci girişimi yaparken... Norm MacDonald, ilginç kıyafetleri ve mimikleriyle bildiğim komedyen, bu bölümde Blake Griffin'in kılığına girmek için makyözüne gidiyor. Ve Antrenmana çıkıp üstün (!) bir performans sergiliyor.. İlginizi çekeceğini düşünüyorum. DeAndre Jordan da içinde (lakabı DJ). Daha ilerisini veya arkadaşlıklarını merak edenlere http://www.youtube.com/watch?v=DoN53kD-1BU .Spoiler olduğunu düşünmeyin, fakat tahmin edersiniz ki, burada sonuç hüsran..

Playoff'lara Girerken (Merhaba)

Merhabalar, ben Erhan Arslan.  Artık ben de Konyalı Portlandlılar ekibinin bir üyesiyim. Basketizm’de de görmüş olabilirsiniz. Neyse, lafı kısa keselim, konuya gireyim. Bugün playoff’lar a başlıyoruz ilk maçlarla. 7 maç üzerinden olan 15 seride,  NBA Finallerine kadar gittikten sonra, ortada bir şampiyon kalacak. Bugün 3 Doğu Konferansı’ndan bir Batı Konferansı’ndan, yarın da tam tersi şeklinde bir fikstür var.

Benim değinmek istediğim konu ise ortaya çıkabilecek ekstralar ile ilgili. Çünkü denklemde bazen çok ufak şeyler serinin seyrini değiştirebiliyor. Özellikle birkaç fark aralığında giden serilerde önemli bir fark oluştuabiliyor. Çünkü NBA’de NCAA’deki gibi, tek maçlık seriler yok. 7 maç boyunca aynı performansı sergilemek gerekiyor. NCAA’de bir maç,  bir takım için atılan her şutun girdiği gibi bir gece olduğunda, bir bakıyorsunuz favoriler elenmiş (bkz. Bu sene, Duke, UCLA). Yani Virginia veya Butler gibi takımların aradan sıyrılması çok zor. Eğer olursa ki, buna da, BAŞARI diyeceğiz.

İşte bu zamanlar bazı yıldızların parladığı zamanlar. Sezon boyu yapılan maçlar sonu elde edilen home court avantajı bir anda elden kaçabiliyor. Konuya dönersek, benim bahsettiğim bu ekstra değer yaratabilecek şeylere ilk örneğim, George Karl. Geçen seneki kanser tedavisi sürecinde, playofflarda takımın başında olamamıştı ve Denver’ı izlemiştik. Bu sene de özellikle Melo’nun gidişinden sonra kepenk indirmesi beklenen takımın Batı’da final oynayabileceğini konuşuyoruz. Bunda da Karl’ın önemli bir payı var.

Bir diğeri ise Carl Landry. West sakatlandıktan sonra aslında Hornets’ta ilk beşte önemli işler yakaladı. Hornets hücumda az da olsa daha fazla sayıda hücum edebiliyor.  Gerçi şu Hornets’in Lakers’a karşı (Bynum’ın dizini katmasak da) çok fazla şansı yok gibi gözüküyor. Knicks’te de benzer durumdaki isim, Billups. Tamam, Knicks’in hızlı hücumu Billups için biçilmiş kaftan olmayabilir, fakat oyun yavaşladığında, belli isimler öne çıkar ve doğru tercihler daima kazanır. Tecrübesinden ise bahsetme gereği duymuyorum bile.

Kısaca değinmek gerekirse, Bulls’ta bu durum bench kadrosuna, Orlando’da Bass ve Anderson’a Boston’da O’Neal’lara (Perkins gittikten sonra, ne yazık ki ! Keşke yıl 2003 olsaydı), Spurs’te de Ginobili’nin ve Duncan’ın sağlam uzuvlara sahip olmasına bağlı takımlarının başarıları.

Magic - Hawks Değerlendirmesi

Magic 4 - Hawks 1

Doğu'nun bana göre bir başka kolay eşleşmesi. Dwight Howard ve arkadaşlarına karşı, vurdumduymazlar takımı. Atlanta Hawks kadar dengesiz, maça çıkarken oynamak isteyip istemediklerini tahmin edemeyeceğiniz bir takım daha bulamazsınız NBA'de herhalde. Takılıyorlar ya kendi çaplarında. Woodson gitti, Drew geldi ne farketti? Aynı tas aynı hamam. Öteki tarafta geçen sezon playofflar'da 4 maçta toplam 101 sayı fark atarak onları eleyen Magic...

Hawks'ta tek Bibby-Hinrich değişikliği oldu. Tabii ki savunmada sınıf atladılar böylece oyun kurucu pozisyonunda ama asıl problem Nelson değil ki, Dwight ve diğerleri. Özellikle de Dwight. Magic'i durdurmak için öncelikle Howard'ı bire bir savunmalısınız çünkü her hücum ondan başlıyor. Horford'dan bunu beklemek haksızlık olur. Geriye Collins kalıyor, tamam onun olayı savunma ama Collins'e bir maçta 15 dakikadan fazla vermek de ihtihar gibi bir şey oluyor hücumda sıfırın altında çünkü kendisi. Yani hani Perkins'e yakın bir savunma yapsa katlanılır da, Collins ile bu işin olacağını pek inanmıyorum. Kendini çok yere atıyor çünkü, başka türlü savunamıyor. Playoff'ta öyle ucuz hücum fauller çalınacağını sanmıyorum Dwight Howard'a karşı.

Magic Arenas, Hedo ve J-Rich takasları sonrası kıpırdanır gibi olsa da, daha sonra inişli çıkışlı bir grafik çizdi. Vince Carter ile şampiyonluğun yalan olduğu belli olmuştu, ben takaslardan sonra onlar adına ümitlenmiştim ama bu halde de şampiyonluk için bir iddiaları yok. Özellikle Arenas'ın sezon ilerledikçe kendini bulacağını düşünmüştüm ama şu anda basketbol hayatı bitmiş gibi oynuyor kendisi... O yüzden Magic'in yarı finali geçebileceğini düşünmüyorum henüz, Hawks karşısında da Howard ve şutörler sayesinde rahat bir seri çıkaracaklardır. Hawks'un geçen seneden farklı olarak 1 maç kazanacağını düşünüyorum. Çünkü dediğim gibi hem Magic beklediğim seviyede değil. Belki çok kötü şut atarlarsa 2 maç verebilirler ama zannetmiyorum.


15 Nisan 2011 Cuma

Lakers - Hornets Değerlendirmesi

Lakers 4 - Hornets 0

Sırada Batı'nın en kolay geçmesini beklediğim eşleşmesi var. Paul bir anda bölünerek çoğalıp takımın şutör guard'ı ve uzun forvetine geçmediği sürece Hornets, Lakers'ı eleyemez. Hatta maç alması bile sürpriz olur benim gözümde. Bu kadar basit. West olsa bir ihtimal 4-2 derdim ama muhtemelen 4-1'de karar kılardım. Şu durumda ise Hornets'ın nasıl sayı atacağını bilmiyorum. Bynum ilk maçta oynamasa bile Gasol - Odom ikilisi fazla gelir Landry - Okafor'a. Şutör guard'da Kobe ile Belinelli'nin eşleşmesi ise komedi sadece. Ariza iyi savunmacıdır onu verelim Kobe'ye deseniz bu sefer Artest'e Belinelli kalacak. Her çeyrekte yeyip bitirir, hatta öğütür onu Artest. Bynum ile beraber düşündüğümüzde durum daha da korkunç oluyor. Okafor iyi bir savunmacı olas da onu tutacak kadar kalın değil, Gasol ise Landry'e karşı oynarken kendisini 15 yaşındaki birine karşı oynuyormuş gibi hisseder. Ne kaldı geriye, Fisher - Paul eşleşmesi mi, varsın her maç 35 atıp 10 asist yapsın Paul, böyle abes bir istatistikle bile kaç kere 90'ı geçebilir Hornets? Kısacası, West'siz Hornets'a elenmeyi başarırsa Lakers, benim gördüğüm en büyük sürpriz olur herhalde.


Heat - 76'ers Değerlendirmesi

Heat 4 - 76'ers 0

Geçen seneden bu yana belki de en büyük çıkışı yakalayan iki ekip bu sene playoff ilk turunda karşı karşıya gelecek. Bu seri, playoffların birbirine en zıt takımlarının eşleşmesi bakımından ilginç olacak. Bir yanda 2.5 yıldızın sürüklediği ve hiç bench katkısı alamayan Heat, diğer yanda yıldızı olmayan -her ne kadar bu sene toparlansa da, inanılmaz atletizminin yanında sıfıra yakın bir basketbol yeteneği ve zekasını bir arada bünyesinde barındıran Iguodala'yı yıldız saymıyorum- takımda herkesin hemen hemen aynı katkıyı verdiği ve belki de ligin en iyi benchine sahip ekibi 76'ers.

Değerlendirmeye Heat hücumlarıyla başlayalım hemen. Aslında bu konuda fazla bir şey söylemek gerekli mi bilmiyorum... 76'ers'ın Wade ve LeBron'u durduramayacağını düşünüyorum. Iguodala'nın hızlı ayakları ve fena olmayan savunması LeBron'u en fazla yavaşlatır. Wade ise tecrübesiz Meeks ve Turner'ı paramparça eder. Tabii 76'ers'ın pota altında bu ikilinin drivelarını durdurabilecek bir uzununun olmaması da Heat'in işini kolaylaştıracak bir diğer faktör. Ayrıca Bosh'a fazla gerek kalmayacağını düşünüyorum. Bu arada iki yıldızın içeri penetrelerine odaklanan Sixers savunmasına karşı Bibby, House, James Jones ve şu ana kadar kötü bir sezon geçiren Miller ceza şutlarıyla etkili olacaktır.

76'ers hücumu ise tamamen top dolaştırıp boş şut bulmaya dayalı. Zaten hiçbir oyuncusu kendi şutunu yaratabilme özelliğine sahip değil. Bu organizasyonun yapılmasında zaman zaman pas dağıtma görevini üstlenen Iguodala'nın ve başına buyrukluğu genelde eleştirilen fakat kimi maçları tek başına çevirme gücüne sahip Louis Williams'ın rolü önemli. Fakat Heat ligin en hızlı ve agresif dış alan savunmacılarına sahip ve işin savunma kısmını belki de en iyi yapabilen takımlarından biri. Wade ve LeBron'un kaptıkları toplarla bol bol fastbreak sayıları bulacağını tahmin ediyorum. Bunun yanında Heat'in en zayıf karnı olan pota altını etkili kullanabilecek silahlara da sahip değil 76'ers.

76'ers'ın şansını artıracak tek şey olarak bench katkısını görüyorum. İki takımın da yedek beşleri oyundayken -ki Heat'te genelde 2 yıldızdan biri sürekli oyunda oluyor- ibrenin tersine döneceğini, örneğin Heat'in önde götürdüğü bir maçta yedek oyuncular oyuna girdiğinde yakalanabileceğini veya kafa kafaya giden bir maçta geri düşebileceğini düşünüyorum. Tam da bu noktada Louis Williams ile birlikte kenardan gelerek en çok katkı veren ve genelde eşleşme problemi yaratan isim olan Young dikkatleri üzerine çekiyor. Bu bakımdan Haslem'in muhtemel dönüşü Heat için önemli olabilir. Ama Haslem ikinci turda takıma katılacak gibi duruyor, bu durumda bile Young'ın vereceği katkı serinin gidişatını etkilemeyecektir. Hatta bir maçta ibreyi kendi takımının lehine çevirip çeviremeyeceği bile muamma.

Son olarak tahminimi de söyleyeyim. Tüm bu faktörleri birer kefeye koyduğumuzda Heat oldukça ağır basıyor. Ben 76'ers'ın pes etmeyen takım kimliği sayesinde maçların genelde kafa kafaya geçmesini ve az farklarla bitmesini bekliyorum. Fakat Heat'in tecrübesiyle ve güç faktörüyle maksimum bir maç kaybedeceğini ve turu büyük olasılıkla 4-0 geçeceğini düşünüyorum.


LeBron Kobe'yi Solladı

LeBron James, Kobe Bryant'ı geçerek bu sezon ligde forması en çok satılan oyuncu oldu. LeBron 7 senelik NBA kariyerinde ilk kez bu sene forma satışlarında ligin zirvesinde yer aldı. Bu kategoride 2008-2009 sezonundan beri zirvede Kobe vardı. Satış rakamları NBAStore.com adresinden yapılan alışverişlerle ölçülüyor ve bu da toplam forma satışlarının çok ufak bir kısmını oluşturuyor.

LeBron'un yeni takımı ve yeni forma numarasının bu birincilikte payının olduğunu düşünüyorum. Zaten Kobe de 2008 sezonunun başında "8" numarayı bırakıp "24" numarayı giydiğinden beri zirvede bulunuyordu. Tabii numara değiştirmesinin taraftarları heyecanlandırma, yeni bir başlangıç düşüncesinin yanında pazarlama boyutu da vardı. Bu arada LeBron'un başarısını da küçümsemeyelim. Sonuçta takımında iki tane daha forması alınacak isim var. Bunların arasından sıyrılıp ligin zirvesinde yer almak önemli bence. Fakat listede bir isim var ki benim çok fazla dikkatimi çekti ve açıkçası şaşırdım: Rajon Rondo. Celticsliler genelde çok sever Rondo'yu fakat o kadar da göz önünde bir oyuncu değil ve basketolu bıraktığında forması emekli edilecek en az 4 kişiyle aynı takımda oynuyor. Celtics de zaten en çok forması satılan oyuncular listesine beş isim birden sokmayı başarmış. Çaylaklardan Wall ise Griffin'in bir basamak önünde 10.sırada kendine yer bulmuş.

Tam liste ise şu şekilde: LeBron James, Kobe Bryant, Rajon Rondo, Amar'e Stoudemire, Derrick Rose, Dwyane Wade, Kevin Durant, Carmelo Anthony, Dwight Howard, John Wall, Blake Griffin, Shaquille O'Neal, Ray Allen, Paul Pierce, Kevin Garnett.

En çok forması satılan takımların listesinde ise tepede Lakers bulunuyor. Onları sırasıyla Celtics, Heat, Knicks ve Bulls izliyor.

Bulls - Pacers Değerlendirmesi

4-1 Bulls

Doğudan başlayalım. Kolaydan zora doğru gideyim diyorum bu değerlendirme yazılarında. O yüzden ilk yazılar biraz kısa olacak herhalde. En azından başlarken amacım bu. Yani esasında Rose-Collison, Boozer-Hansbrough eşleşmeleri yetiyor seriyi anlatmaya. Daha Chicago'nun savunmasına, Pacers'da buraları oynayabilecek pek kimsenin olmadığına falan değinmedim. Granger mı dedi biri? O da karşısında Deng'i bulacak zaten. Kariyeri boyunca yaptığı savunmanın üzerine bir seviye daha çıkan Deng... Hadi Granger belki 1 maç alır sağlıklı ve formdaysa. O kadar. Ama onun dışında çok da fazla analize gerek duyulacak bir eşleşme olarak görmüyorum. Skoru 4-1 Bulls olarak verdim. O 1'i de Pacers'ın evinde deli dolu tempo ile bir maç karambole getirme ihtimali için verdim... Bulls evet NBA birincisi oldu ve bu yüzden bazen birazcık abartıldığını düşünüyorum bu takımın, çünkü sezon başındaki beklentiler en iyi ihtimalle doğu 3.'lüğü idi. Ama yine de Bulls'un elenmesinden daha sürprizi sadece Hornets'ın Lakers'ı elemesi olur herhalde...


14 Nisan 2011 Perşembe

"Gay" Dedi Cezayı Yedi

Kobe, geçtiğimiz gün oynanan Spurs maçında hakeme hakaret ettiği gerekçesiyle NBA yönetimi tarafından 100bin dolarlık para cezasına çarptırıldı. Salı gecesi oynanan ve Lakers'ın 102-93 kazandığı maçın 3. çeyreğinin ortalarında Kobe'ye önce oldukça haksız bir hücum faul veriliyor ve maç içerisindeki faul sayısı 4'e çıkıyor ardından da yaptığı itirazlar nedeniyle teknik faul çalınıyor. Kobe de kenara gelip benche otururken hakem Bernie Adams için "gay" anlamına gelen argo birkaç söz sarfediyor.

Kobe aldığı cezanın ardından yaptığı açıklamada, insanların cinsel tercihleriyle alakalı herhangi bir önyargı veya takıntısının olmadığını belirtmiş ve eklemiş: "O an ağzımdan çıkan sözleri maçın heyecanı ve adrenalini etkisinde söyledim. Bu kelimeler benim gay veya lezbiyenlerle alakalı gerçek duygu ve düşüncelerimi kesinlikle yansıtmıyor". Stern de Kobe'nin bu sözlerinin saldırgan ve hoş görülemez olduğunu söylemiş.

Kobe her ne kadar son zamanlarda oyununu olgunlaştırmış olsa da kaybetmeyi hiç sevmeyen bir yapısı olduğunu son sezonlarda aldığı teknik faullerle gösteriyor. Söylediği sözler gerçekten de kabul edilir gibi değil fakat ben bu sözlerin ardında herhangi bir artniyet olduğunu ve onun bu kelimeleri gayleri veya hakemi aşağılamak amacıyla söylediğini kesinlikle düşünmüyorum. Sporcular ciddi anlamda stres altında bir iş yapıyorlar. Buna bir de mesaj maçında erken faul problemine girme eklenince takımın yıldızının ağzından çıkan bu tarz kelimeleri biraz daha anlayışla karşılamak gerekir diye düşünüyorum.

2011 Playoff Eşleşmeleri ve Tahminler

Efendim eşleşmeler gördüğünüz gibi. Şimdi hemen kısaca skor vereyim sonra kimisine kısacık, kimisine uzuncana yazılarla yer vereceğim. Bu skorlar sakatlıklar göz ardı edilerek yazılmıştır:

Spurs 4 - Grizzlies 2
Thunder 4 - Nuggets 3
Blazers 4 - Mavericks 2
Lakers 4 - Hornets 0

Bulls 4 - Pacers 1
Magic 4 - Hawks 2
Celtics 4 - Knicks 2
Heat 4 - 76'ers 1

Manu ve Bynum'ın Durumu

Batı'nın en büyük iki final adayı Spurs ile Lakers, sezonun son günlerinde biraz şanssızlardı. Birkaç gün önce Bynum dizinden sakatlanmış ve Lakers'da yürekler ağıza gelmişti ancak çekilen MR sonrası Bynum'ın ilk playoff maçına yetişeceği açıklandı. Yine de Phil Jackson, Bynum'ı 1 maçlık da olsa dinlendirebileceğini söyledi. Hoş tabii Bynum ilk turda hiç oynayamayacak durumda olsa bile Hornets ile eşleşen Lakers'ın o turu kaybetme olasılığı %2-3'ten yukarı çıkmazdı herhalde. O açıdan Lakers'ın korkacak bir şeyi kalmadı.

Ancak bu sabaha karşı sağ dirseği esneyen Ginobili, Spurs'ün kaderini etkileyebilir. Her ne kadar röntgende bir kırık veya çatlak çıkmasa da ve Parker ile Duncan ciddi bir durum olmadığını söyleseler de henüz MR çekilmedi. Ginobili'nin muhtemel kaçıracağı 1-2 maç, Grizzlies'in Spurs'e diş geçirebilmesi için yeterli olabilir. Ha, ama Manu serinin çoğunu veya bütününü kaçırmadıkça Grizzlies'in de tur atlayabileceğini sanmıyorum. Hem Manu'nun solak olduğunu unutmayalım, sakatlanan dirseği ise sağ. Yani çok ciddi bir sakatlık yoksa, Manu ufak tefek ağrılarla da olsa oyunu çok etkilenmeden forma giyebilir.

13 Nisan 2011 Çarşamba

"Doğu'nun Nuggets'ı Philadelphia"

Doğu konferansında eşleşmeler belli oldu. Yakın bir zamana kadar doğu zirvesinde birincilik kovalayan Celtics'in inanılmaz düşüşü ile Heat bir anda kendini 2. sırada buldu ve playoff ilk turunda 76ers ile eşleşti. Bir tarafta 2 yıldız artı Billups ve büyük bir pazar olan New York'un takımı ile eşleşeeklerken hiç bir yıldızı olmayan tamamen takım oyununa dayalı her maçta takım içerisinden birini ön plana çıkarabilen görece göz önünde olmayan bir rakip olacak karşılarında.

LeBron rakiplerini değerlendirirken şunları söylemiş: "Normalde ilk 5'ler kenara geldiğinde rahat bir nefes alabilirsiniz. Fakat karşınızda 76ers gibi her oyuncudan hemen hemen aynı katkıyı alan bir takım varsa bu işinizi çok zorlaştırır. Ben onları doğu konferansının Nuggets'ı olarak görüyorum. Ön plana çıkan bir süper starları yok fakat tüm oyuncular takım oyuncusu ve çok iyi bir kimya yakaladılar". Wade de 76ers'ın oturmuş bir takım ve derin bir kadrosu olduğunu belirtmiş ve her oyuncunun farklı rollerinin olduğunu eklemiş.

Tabi 76ers'ın bu seneki çıkışı takdir edilmeye değer. Gerçekten taş gibi bir takım oldular. Oyunun her anında maça asılıyorlar ve takım içerisinde arkadaşlık hat safhada. Fakat tüm bu olumlu faktörleri bir kefeye tecrübesizlikleri ve karşılarındaki rakibin gücünü bir kefeye koyduğumda çok fazla şansları olacağı kanaatinde değilim. Heat adına Knicks'ten daha iyi bir eşleşme olduğunu düşünüyorum.

NBA'de Bugün - 11.04.2011

Bulls 103 - Knicks 90
NBA liderliği için mücadelesine devam eden Bulls, deplasmanda Knicks'i mağlup etmeyi başararak hem bu mücadelesini devam ettirdi hem de play-off öncesi formunu sürdürdü. Spurs'ün de kaybettiği gecede galibiyetleri eşitleyen Chicago'nun lider olup olamayacağı yarın gece belli olacak. Şu haliyle en hazır giren takımlardan biri olacaklar tahminimce. Şu an hiç bir play-off takımından o etkiyi göremiyorum. Denver ve Oklahoma biraz olsun Chicago'ya yakın ancak onların da birbiriyle eşleşme ihtimali var. Neyse konudan fazla sapmadan maça dönelim. Üçüncü çeyrek ibrenin değiştiği çeyrek oldu. Chicago 26-2(!)'lik müthiş bir seri yakalarken, bu depar onları galibiyete taşıdı.

Chicago'da Rose 26 sayı üretirken, Deng 23 sayı-10 ribaund ile mücadele etti. Chicago'nun skorunu paylaşan üçlü ise toplamda 63 sayı üreten Rose-Deng-Boozer üçlüsü oldu. Boyalı alanda da rakibine karşı bariz bir üstünlük kuran Chicago ribaundlarda etkili bir görüntü sergiledi. 10 dakika oyunda kalan Ömer ise 2 sayı-3 ribaund ile mücadele etti. Knicks cephesinde Amare'nin yokluğunda Melo 21 sayısı ile etkili oldu ancak galibiyeti getiremedi. Yarın gece sezonun son gecesi. Chicago evinde Nets'i ağırlayacak ve kazanırsa 9 maçlık bir galibiyet serisi ile sezonu kapatacak. Knicks ise Celtics deplasmanına gidiyor. Play-off'ların hemen öncesinde bir ön gösterim olacak.
Spurs 93 - Lakers 102
On gün öncesine kadar bu maçın Batı liderini belirleyecek derecede önem sahibi olduğunu söylüyorduk ama Lakers'ın beş(!) maçlık sürpriz yenilgi serisi buna engel oldu. Maç hedefinden çok mu uzaktı? Hayır tabi. Play-off öncesi ciddi bir hazırlık oldu iki ekip adına da. Maç başa baş giderken maçın bitimine yakın iyi bir seri yakalayan Lakers Spurs'un guard'ını son anlara doğru yaptığı bu atakla düşürdü. Lakers bu maçtan galibiyetle ayrıldı ama onlar için çok üzücü ve play-off yolunu etkileyebilecek bir olay yaşandı. Bynum sağ dizinden sakatlandı. Evet, Lakers taraftarının tüm sezon boyunca düşünmek bile istemediği bu olay çok kötü bir zamanlama ile sezonun sonunda gerçekleşti. Yarın akşam çekilecek MR'ı sonrası durumu belli olacakmış koca oğlanın. Maça dönecek olursak Kobe 27 sayı ile takımının en skoreri olurken, pota altında Gasol 17 sayı-17 ribaund ile Bynum'un eksikliğini kapatmaya çalıştı. Benchten gelen Odom'un 23 sayılık katkısı da galibiyette önemliydi. Spurs cephesinde Duncan-Manu-Parker üçlüsü forma giymezken, 12 sayı-11 ribaund ile Blair takımının en etkili ismiydi. Neal ise 16 sayı ile takımının en skoreri oldu.

Grizzlies 89 - Blazers 102
Gerald Wallace'ın gelişi ile beraber çıkışa geçen Portland evinde takipçisi Memphis'e de geçit vermedi ve ligi Batı'nın 6.sırada bitirmeyi garantiledi. Dün gecenin diğer iki maçı kadar dikkatleri çeken bir maç olmuştur buna eminim. Üçüncü çeyrekle beraber üstünlüğü tamamen eline alan Portland maçı kontrolünde götürdü. Memphis son çeyrekte zaman zaman geri dönüş için fırsat kollasa da bunda başarılı olamadı. Aldridge 22 sayı-11 ribaund ile başarılı bir performans sergilerken, benchten gelen Fernandez ve Batum'un katkıları takımı galibiyete götüren faktörler oldu. Memphis cephesinde ise Randolph'un dinlendirilmesi onların boyalı alandaki gücünü biraz olsun zayıflattı. 11 sayı-10 ribaund üreten Gasol'de tek başına çare olamayınca onlar adına yenilgi kaçınılmaz oldu.

12 Nisan 2011 Salı

NBA'de Bugün - Doğu'da Eşleşmeler Belli

Bugün yine okuldu vizeydi derken vaktinde yazamadık günün maçlarını. Dün gece oynanan maçlar sonunda Doğu'da ilk tur play-off eşleşmeleri belli oldu. Atlanta deplasmanına çıkan Heat son dönemin formsuz takımına karşı zorlandı. Görünene göre Hawks kafaca hazırdı maça ancak son bölümü iyi oynayan taraf Heat oldu. Gecenin sürprizi ise Wizards'tan geldi. Bir gece önce Heat'e mağlup olan Celtics back-to-back maçında başkent ekibine konuk oldu. Wizards karşısında sürpriz bir yenilgi alan Celtics böylelikle 2.lik şansını kaybetti. Böylece Doğu'da ilk 8 takımın sıralaması da belirlenmiş oldu. Play-off eşleşmelerine bakacak olursak;
(1) Chicago Bulls - Indiana Pacers (8)
(2) Miami Heat - Philadelphia 76ers (7)
(3) Boston Celtics - New York Knicks (6)
(4) Orlando Magic - Atlanta Hawks (5)

Batı yakasında ise durum biraz daha karmaşık. Dün gece Rockets karşısında galibiyete giden Dallas 2.lik koltuğunu Lakers'ın elinden aldı. Batı'da sadece Spurs ve Nuggets'ın sıralamasında bir değişiklik olmayacak ancak kalan 2 günün neler getireceği halen belli değil. Oklahoma da dün gece Kings deplasmanında galibiyet elde etti ve Lakers ile aradaki maç farkını yarım maça indirdi. Play-off'un son üç sırasında da karmaşa var. Belki de Lakers gibi önemli kozları bulunan bir takım ile play-off'da eşleşmemek adına kurnazlıklar da dönebilir son maçlarda. Bu gece oynanacak Portland-Memphis maçı da son sıralar için önemli bir mücadele olacak.

Günün bireysel performanslarına göz atalım biraz. Stuckey ile başlamak istiyorum. Dün gece her ne kadar takımı kaybetmiş olsa da 29 sayı-14 asist ile çok başarılı bir performansa imza attı genç oyuncu. Miami'den LeBron'un Hawks karşısında sergilediği 34 sayı-10 ribaund-7 asistlik performansta play-off'lar açısından önemli bir mesaj veriyor bizlere. Sacramento karşısında galibiyete giden Oklahoma'da genç yıldızlar yine performanslarıyla ön plana çıktı. 30 sayı-9 ribaund ile Westbrook ve 32 sayı ile Durant takımlarını sırtlayarak önemli bir galibiyeti takıma kazandırdılar.

Bizimkilere bakacak olursak Semih Cleveland formasıyla dün gece ilk beş başladı ancak faul probleminden dolayı sadece 19 dakika oyunda kaldı. 5 kez potayı deneyen Semih sadece 1 isabet kaydetti ve 5 sayı-1 asist ile mücadeleyi noktaladı. Orlando, Sixers karşısında kazanırken, Hidayet 7 sayı-3 ribaund-3 asist üretti. Milwaukee'de ise benchten gelen Ersan 6 sayı-8 ribaund ile başarılı bir oyun sergiledi.

Villanueva'yı Polis Frenledi


Link

Dün gece oynanan ve Cavaliers'ın 110-101 kazandığı, Cavaliers-Pistons maçının bitimine 5 dakika kala Charlie Villanueva ile Ryan Hollins birbirine girdi ve takım arkadaşları tarafından güçlükle ayrıldılar. Hakemler tarafından oyundan atılan iki oyuncu da esasında ismini bu şekilde kavgalarda görmeye çok alıştığımız oyuncular değil. Tamam Hollins serttir bazen bezdirir sertliğiyle ama oyun kurallarının sınırlarını zorlayacak kadardır onun sertliği oyun dışına pek taşmaz. Villanueva'nın ise ağzı var dili yoktur. Garnett tartışması geldi hemen aklıma sonuna kadar haklı olduğu başka da bir vukuatını hatırlamıyorum.

Esas işin ilginç yanı ise; Villanueva'nın Hollins'in odasını basma girişimi. Oyundan atıldıktan sonra Villanueva, ilk önce soyunma odasına gitmek üzere olan Hollins'i tünelde yakalamak için basıyor deparı fakat Stuckey ve Pistons güvenlik görevlisi araya girip zaptediyor. Ardından kendi soyunma odasından ayrılıp Pistons soyunma odasının etrafında gezinirken de polisler devreye girip Villanueva'yı uzaklaştırmayı başarıyorlar.

11 Nisan 2011 Pazartesi

Ty Lawson Cayır Cayır


Link

2 gün önce oynanan Nuggets- Timberwolves maçında genç yıldız Lawson, kullandığı ilk 10 üç sayılık atışın tamamında isabet buldu ve Nuggets'ın 130-106'lık galibiyetinde attığı 37 sayı ile zaferin mimarı oldu. Aynı zamanda 37 sayı Lawson'ın kariyer rekoru.

Maç boyunca 10/11 üçlük isabetiyle oynayan Lawson, eğer 3.çeyreğin son saniyesinde, çok dengesiz bir pozisyonda kullanıp kaçırdığı son üçlüğü denemeyip maçı 10/10 isabetle tamamlasaydı, 2003 yılında oynanan ve Knicks formasıyla Clippers'a karşı, 9/9 isabetle üçlük kaçırmadan maçı bitiren Latrell Sprewell'in elde ettiği rekoru tarihe gömmüş olacaktı. Konuyla ilgili açıklama yapan Lawson "Sadece biraz sıcaktım" diyerek gereğinden fazla tevazu etmiş bence.

Billups ve Melo gittikten sonra inanılmaz bir çıkış yakalayan Nuggets'ın şu anda beyni diyebiliriz Lawson için. Zaten Billups varken de gayet iyi işler çıkaran Lawson'a yönetim her fırsatta ne kadar güvendiklerini açıklıyordu. O da kendine olan bu güveni şimdiye kadar boşa çıkarmadı ve en büyük 2 yıldızını kaybeden Nuggets'ın şu anda batıdaki en korkutucu takımlardan biri olmasında önemli bir etken haline geldi.

NBA'de Bugün - 10.04.2011

Celtics 77 - Heat 100
Bu sezon rakibini üç kez mağlup eden Celtics play-off'lar öncesi çok önemli olan bu mesaj maçını kazanamadı. En büyük nedeni de kuşkusuz bu kazanılan üç maçta kadroda Perkins isimli bir gencin olmasıydı. Bir oyuncunun takımdan gidişi ile takım bu kadar ruhsuz bir hale dönüşebilir mi bunun örneğini görüyoruz. Heat karşısında neredeyse sahadan silindi Celtics, hiçbir şekilde geri dönüş sinyali dahi vermediler maç içinde. Pierce ve Garnett'in maçın başındaki hırslı oyunları oyunun tamamına yansımadı. Pierce 24 ve Garnett 21 sayı ile oynadılar dün gece. Heat cephesinde ise üç yıldıza bağımlı kalmayan bir hücum vardı. Bir defa benchten gelen 32 sayılık katkı bence oldukça önemli bu takım adına. Çünkü böyle ekstra yerlerden alınacak katkılarla maç kazanılacak. 27 sayı-7 asist ile LeBron ve 14 sayı-8 asist ile Wade takımı galibiyete götüren isimler oldular. Böylece Heat Doğu'da 2.liği de hemen hemen garantilemiş oldu.

Bulls 102 - Magic 99
Doğu'da gecenin bir diğer önemli mücadelesinde NBA liderliği için mücadele veren Chicago deplasmanda Orlando'yu devirdi. Howard'ın eksikliğinden dolayı zevksiz bir mücadele izleyeceğimi beklerken Orlando'nun iyi organize oluşu ve Howard'ın yokluğunda sudan çıkmış balığa dönmediklerini görmek beni sevindirdi. Güzel maç izledik ancak hakemlerin kararları biraz sinir bozucuydu. Kazanan ve liderlik şansını devam ettiren Rose'un 39 sayı-5 asisti ile Chicago oldu. Ömer Aşık ise 14 dakika mücadele etti ve 2 sayı-1 asist-1 blok ile oynadı. Orlando'da Howard'ın yokluğunda pivot olarak başlayan Ryan Anderson fena bir görüntü vermedi. 28 sayı-10 ribaund ile başarılı bir gece geçiren Anderson'un yanında 24 sayısı ile J.Rich önemli bir katkı sağladı. Gelen bu ekstra performansların yanında Hidayet hem arkadaşlarından pas alamadı hem de top elinde olduğunda şansları kötü değerlendirdi. 2/13 isabetle felaket bir şut yüzdesiyle oynadı Hidayet ve 9 sayı-4 ribaund-4 asist-3 top çalma üretti.

Knicks 110 - Pacers 109
Doğu'da play-off yapacak iki takımın mücadelesinde Knicks, Pacers'ı Melo'nun son basketi ile geçmeyi başardı ve galibiyet serisini 7 maça çıkarttı. Play-off'un en zayıflarından biridir Pacers ve Chicago karşısında galibiyet alacaklarından şüpheliyim ancak dün geceki performans bana biraz olsun umut verdi onlar adına. Son çeyrek Knicks 23-13 gibi ciddi bir dönüşe imza atmasa kazanabilirlerdi. Amare'nin yokluğunda 34 sayısı ile Melo takımı sırtlarken, Billups 21 sayı-7 asist ile Melo'ya eşlik etti. Pacers cephesinde ise 19 sayı-10 ribaund ile Hibbert etkili bir oyun ortaya koyarken, en skorer isim 20 sayıyla Granger oldu. 20 sayı için 21 şut denemesinde bulunması da Granger için değinilmesi gereken ayrı bir nokta.

Thunder 120 - Lakers 106
Son dört maçını kaybederek Thunder karşısına çıkan Lakers istediğini bir kez daha alamadı ve yenilgi serisi böylece beş maça çıktı. Thunder maça hızlı başlayarak skorda üstünlüğü ele geçirdi. Maçın üçüncü çeyreğine kadar bu böyle devam etti ancak Lakers'ın geri dönüşü maçın geri kalan bölümü için iyi haberdi. Nitekim son çeyrek çekişmeli oldu ancak son bölümlerinde Lakers hücumda tıkanınca ve Thunder farkını belli edince kazanan ortaya çıktı. Durant 31 sayı ile takımı galibiyete taşıyan isim olurken, Westbrook 26 sayı-7 asist-6 ribaund üretti. Lakers cephesinde ise galibiyet için çok çalışan Kobe 31 sayı ve Gasol ise 26 sayıya imza attı ancak yenilgi önlenemedi. Oklahoma bu galibiyetle Lakers ile arasındaki maç farkını 1'e indirdi ve Batı 2.liği şansı doğmuş oldu onlar adına. Lakers'ın arkasında Dallas ve Oklahoma pusuda yatmış bir üst sıra için bekliyor.

Suns 90 - Mavericks 115
Evinde Phoenix'i ağırlayan Dallas rahat bir şekilde galibiyete uzandı. Maçın henüz ilk periyodunu 36-17 önde kapatan ve skor bakımından çok rahatlayan Dallas maç sonuna kadar bu üstünlüğünü koruyarak galip geldi. Nowitzki 19 sayısı ile takımının en skoreri olarak dikkat çekerken, Marion 18 sayı-11 ribaund ile başarılı bir performansa imza attı. Suns cephesinde ise 15 sayı-9 ribaund ile Gortat dişe dokunur bir katkıya imza atan tek isimdi. Dallas bu galibiyeti ile Lakers ile arasındaki maç farkını kapattı ve ciddi bir tehdit unsuru olmaya başladı onlar için. Alt sıralarda da sıralama belli olmadığından Batı'da eşleşmeler büyük dert. Özellikle şu kalan maçlarda ince hesaplar görebiliriz.

Hornets 89 - Grizzlies 111
Batı'da play-off tablosunun son iki sırasında bulunan iki ekibin mücadelesinde gülen taraf ev sahibi Grizzlies oldu. Özellikle ikinci devre performansıyla rakibine toz yutturan Memphis aradaki maç farkını da kapatmış oldu. 16 sayı-7 ribaund ile Gasol dikkat çekerken, benchten gelen Mayo 18 sayı ile en skorer isim oldu. Hornets'in bir numaralı ismi Chris Paul maçta isabet bulamazken sayı üretemedi ancak 10 asist ile geceyi tamamladı. Belinelli'nin 18 sayılık katkısı da galibiyet için yeterli olmadı ve Hornets önemli bir maçtan boynu bükük ayrıldı.

Kings 104 - Warriors 103
Batı'nın iddiasız iki takımı karşı karşıya geldi ve Sacramento burun farkıyla kazanan taraf oldu. Sezonun bitimine doğru bu tip maçlar neresinden tutarsanız tutun hiç bir şeye benzemez. Bireysel performanslar için izlenilebilirliği vardır. Sacramento dün gece galibiyete uzanırken Cousins 15 sayı-13 ribaund ile oynadı. Ayrıca Sacramento'nun çıkardığı sürpriz isim olan Thoronton 21 sayısı ile takımının en skoreri olarak dikkat çekti. Warriors cephesinde Curry 27 sayı-8 asist üretirken, Lee 24 sayı-14 ribaund ile başarılı bir performans sergiledi.

Pistons 112 - Bobcats 101
Detroit 15 sayı geriye düştüğü maçı Stuckey'nin performansıyla almayı bildi. Bobcats karşısında özellikle bench rotasyonu ile etkili olan Detroit buradan 68 sayılık bir katkı almayı başardı. Stuckey'in 24 sayı-11 asistlik oyunu takımı galibiyete taşırken, Villanueva 20 sayı ile mücadele etti. Bobcats cephesinde ise Henderson'un 21 sayısı ve 20 sayı-7 asist-6 ribaund ile komple bir performans sergileyen Diaw'ın katkıları galibiyet için yeterli olmadı. Detroit böylece üst üste 3.maçından galibiyetle ayrılmış oldu.

Nets 92 - Raptors 99
Atlantik Konferansı'nda play-off vizesi alamayan iki takım dün gece karşılaştı. Ev sahibi Toronto rahat bir mücadele sonunda galibiyete uzanmayı başardı. 21 sayılık farka rağmen Nets son anlarda farkı eritse de hata yapmayan Raptors kazanan taraf oldu. Bayless 19 sayı ile takımının en skorer ismi olurken üç oyuncunun 18 sayı üretmesi dikkatleri çekti. Toronto'da skor dağılımı iyi yapılırken Nets cephesinde ise yük 35 sayı-11 ribaund ile oynayan Lopez'in üstüne bindi. Ancak bu performansa rağmen takım olarak kötü yüzde ile oynamaları kazanmalarını engelledi.

10 Nisan 2011 Pazar

10 Nisan Programı

10 Nisan Pazar 20:00 (NTV Spor) / Chicago Bulls - Orlando Magic
10 Nisan Pazar 22:30 / Boston Celtics - Miami Heat
11 Nisan Pazartesi 01:00 / Detroit Pistons - Charlotte Bobcats
11 Nisan Pazartesi 01:00 / New Jersey Nets - Toronto Raptors
11 Nisan Pazartesi 01:00 (NBA TV) / New Orleans Hornets - Memphis Grizzlies
11 Nisan Pazartesi 02:00 / New York Knicks - Indiana Pacers
11 Nisan Pazartesi 02:30 / Phoenix Suns - Dallas Mavericks
11 Nisan Pazartesi 04:00 (NBA TV) / Sacramento Kings - Golden State Warriors
11 Nisan Pazartesi 04:30 / Oklahoma City Thunder - Los Angeles Lakers

Doğu'da altı play-off takımı birbiri ile karşılaşacak ve önemli bir gece olacak. Chicago liderliği garantiledi ancak 2.lik için yarış sürüyor. Boston-Miami mücadelesi gecenin en merak edilen karşılaşmalarından biri. NtvSpor az sonra başlayacak Chicago-Orlando maçını yayınlıyor. Ömer'i, Hidayet'i ve Mvp adayı Rose'u izlemek isteyenler için güzel seçim. Dört maçtır galibiyete hasret Lakers evinde Thunder'ı konuk edecek. Takipçileri ile fark o kadar azaldı ki bir mağlubiyet ile 2.sıradaki yerini de kaptırabilir Lakers. Knicks ise play-off'un en zayıf halkalarından biri olan Pacers'a konuk olacak.

DeAndre Jordan'ın Talibi Çok

Önümüzdeki yaz sınırlı serbest kalacak olan DeAndre Jordan'ın bir çok takımın yakın takibinde olacağı söyleniyor ve senelik yaklaşık olarak 9 ile 11 milyon dolar arasında bir ücretten kapıyı açması bekleniyor. Bu konuda ismi geçen takımlar arasında Rockts, Heat, Knicks, Cavaliers, Celtics var. Bu arada Clippers genel menajeri Neil Olshey de Jordan'ı takımda tutabilmek için ellerinden geleni yapacaklarını belirtmiş.

NBA'de uzunların ne kadar değerli olduğunu biliyoruz. Bu ligde Eddy Curry, Haywood, Dalembert, Biedrins gibi bir çok isim hakettiğinden çok daha iyi kontratlar aldı. Bu da gösteriyor ki takımlar uzun oyunculara şans vermekten çekinmeyip kontrat konusunda cömert davranabiliyorlar. Hal böyleyken Jordan'ın da hayli iyi bir kontrat almasını bekleyebiliriz.

Jordan işin savunma kısmını iyi yapar, içeriyi karartabilen, zamanlaması çok iyi bir blokçu. Ben savunma için biraz da oyun bilgisi gerektiğini düşünüyorum. Ne zaman nerede duracağını bilmek, yardıma gidip gitmemek gibi konular oyun zekasıyla paralel bence. Jordan'ın bu yönden kendisini geliştirmesi gerekecek. Hücumda ise genelde arka planda kalmayı tercih eden fakat kimi zaman aldığı hücum ribaundları, yaptığı alley-ooplarla skor katkısı da verebilen bir uzun. Fakat isteyen takımlara baktığımız zaman zaten onun hücum yönüne çok da ihtiyaç duymayacaklarını görebiliriz.

NBA'de Bugün - 9.04.2011

Jazz 102 - Spurs 111
Lig liderliğini Bulls'a kaptırmamak için galibiyetlerine devam eden Spurs evinde Utah'ı devirerek üst üste 4.galibiyetini elde etti. Boyalı alanda üstünlük kuran ve ikinci çeyrekle beraber skorda üstünlüğü eline alan Spurs galibiyete ulaşan taraf oldu. Jefferson 20 sayı ile takımının en skoreri olurken, 13 sayı-7 asist ile oynayan Parker'da başarılı bir performans sergiledi. Utah cephesinde ise Jefferson'un 23 sayısı galibiyet için yeterli değildi. Spurs bu galiiyetle beraber sezonun bitimine 2 maç kala 1.5 maçlık farkı korumayı başardı. Bulls'un bu akşam oynayacağı Orlando maçında yenilgi alması Spurs'ün lig liderliğini kesin hale getirecektir.

Wolves 106 - Nuggets 130
Play-off'ların ciddi takımlarından biri olan Denver evinde Wolves'i rahat bir sonuçla geçerken guard Lawson'dan tarihi bir performans izledik. 37 sayı-7 ribaund-6 asist üreten Lawson bu performansına tam 10/11 üçlük üreterek ulaştı. Yani yayın gerisinden 30 sayı üretti Lawson. 11 sayı-14 asist üreten Felton'un da geceyi başarılı bir şekilde kapattığını söyleyebiliriz. Buna karşın Wolves'e baktığımızda benchten gelen beş isminde çift hanelere çıkarak ilginç bir istatistiğe ulaştıklarını görüyoruz. Benchten 63 sayılık katkı aldılar ancak ilk beş başlayan isimlerin verimsiz performansları ve Denver'ın deli şut performansı birleşince galibiyet onlar için biraz lüx olurdu bu deplasmanda.

Hawks 83 - Wizards 115
Ne yapacağı hiç belli olmayan Atlanta basketboldan uzak olduğu dönemlerde bu ligden değilmiş gibi oynuyor ya hiç çekilmiyorlar. Dün gece Wizards karşısında yokları oynayan Atlanta, ligin en kötü takımlarından Wizards karşısında 32 sayı fark yedi. Rakibinin 2 katı top kaybı yapan ve ribaundlarda verimsiz kalan Hawks aslında hak ettiği bir yenilgi almış oldu. 23 sayı-7 ribaund ile oynayan son dönemin etkili ismi Blatche takımını taşırken, Wall ise 19 sayı-7 asist ile mücadele etti. Hawks'ta bu kötü gecesinde sivrilen oyuncu ise 21 sayı-10 ribaund ile Horford oldu ancak tek başına bu performans haliyle yeterli olmadı.

Clippers 78 - Rockets 99
Play-off'lar için uzunca bir süredir mücadele içinde olan ancak treni kaçıran Rockets galibiyetlerine devam ediyor. Clippers'ı evinde ağırlayan Rockets henüz ilk çeyrekten skorda üstünlüğü ele geçirdi ve çok rahat bir şekilde galibiyete uzanan taraf oldu. Rockets'te altı isim çift hanelere ulaşırken, Dragic 14 sayı-10 ribaund-7 asist ile başarılı bir performansa imza attı. Budinger'da 16 sayı-9 ribaund ile verimli bir performansa imza attı. Clippers cephesinde Griffin kullandığı şutların üçte ikisini kaçırdığı maçı 13 sayı-10 ribaund ile tamamladı.

Cavaliers 101 - Bucks 108
Sezonu kötü geçiren iki takımın mücadelesinde Bucks kazanan taraf oldu. Ersan ve Semih'in karşı karşıya geldiği maçta aynı zamanda Drew Gooden kariyerinin ilk triple-double'ına imza attı. 15 sayı-13 ribaund-13 asist ile şaşırtıcı bir istatistiğe imza atan Gooden takımını galibiyete taşırken, Salmons 32 sayı kaydetti. Cleveland'da ise Davis 19 sayı-6 asist ile oynadı. Bizimkilere bakacak olursak Ersan 16 dakika oyunda kaldı ve 11 sayı-5 ribaund ile başarılı bir performans sergilerken, Semih 23 dakikada 6 sayı-3 ribaund-2 blok üretti.

9 Nisan Programı

10 Nisan Pazar 02:00 / Atlanta Hawks - Washington Wizards
10 Nisan Pazar 03:30 (NTV Spor) / Utah Jazz - San Antonio Spurs
10 Nisan Pazar 03:30 / Cleveland Cavaliers - Milwaukee Bucks
10 Nisan Pazar 03:30 / Los Angeles Clippers - Houston Rockets
10 Nisan Pazar 04:00 (NBA TV) / Minnesota T.Wolves - Denver Nuggets

Play-off arenasında sahne alacak üç takım var bu gece programda. San Antonio evinde eski gücünden çok çok uzak Utah'ı konuk ederken, Denver'ın konuğu Wolves olacak. Bir gece önce Pacers'a yenik düşen Hawks ise Wizards'a konuk olacak. Dün sürpriz bir şekilde formalarına kavuşan Ersan ve Semih ise bu gece karşı karşıya.