BIY AD

11 Temmuz 2009 Cumartesi

Blazers ve Suns'ın hamleleri

Blazers, Millsap ile sözleşme imzalamış. Bence Lee'den çok daha iyi bir tercih Millsap. Defansta gerçekten müthiş işler çıkaran genç yıldız adayı, geçtiğimiz sezon Boozer'ın olmadığı dönemde 19 maç üstüste double-double yapmıştı. Hiç hafife alınmayacak bir başarı. Bunun yanında birebir hücumu Lee'ninki kadar kısıtlı olmasa da ortalamanın altında diyebilirim. Ama pota altındaki boşluklara çok iyi kaçtığını belirtmem lazım. İyi bir oyun kurucu da Millsap'i rahatlıkla besleyecektir. Tıpkı Deron'ın geçen sene yaptığı gibi.

Artık Millsap 4 yıl içinde 32-36 milyon doları cebine indirmeyi garantiledi. Tek bir soru işareti var: Seneye Utah'ta mı yoksa Portland'da mı oynayacağı. Jazz takımı şu anda zaten lüks vergisi sınırının üstünde, yani bu kontratla eşleşip Millsap'ı takımda tutmaları halinde, 9 milyon dolar civarında lüks vergisi ödeyecekler. Bu yüzden Boozer'ı takas etmeden, böyle bir karar almaları zor gözüküyor. Eninde sonunda Millsap bir takımla anlaşacaktı, bunun erken olması Jazz adına sevindirici bir haber. Bir sürü takım hala yeni hamlelere açıklar. Ayrıca yıllık 10-12 milyon olarak öngörülen kontratın 8-9 aralığında çıkması da bir başka pozitif nokta.

Jazz'ın Millsap'e aynı kontratı verip vermeyeceğini NBA'e bildirmek için önümüzeki cuma gecesine kadar vakti var. Boozer'ı bu 1 hafta içinde takas etme çalışmaları oldukça hızlanabilir. Yani Portland-Millsap anlaşması önümüzdeki günlerde sadece Jazz'ın değil başka takımların da takas yapmasını tetikleyebilir.

Eğer Jazz aynı miktarı vermezse Blazers'da kabağın kimin başına merak ediyorum. Przybilla-Outlaw-Oden-Aldridge'in üstüne gelecek Millsap'a en azından 28-30 dakika verilmesi gerektiğine inanıyorum. Bu durumda ya Przybilla-Outlaw ikilisinden biri takas edilecek ya da Billa'nın dakikaları kesilecektir. Bakalım neler olacak.

Roy ile sözleşme uzatma çalışmaları duraksamış. Maksimum konrat isteyen Roy, hayal kırıklığına uğradığını açıklamış basına. Bana sorsanız bu görüşmelerin şu anda çoktan bitmiş olması ve Roy'un kafasının rahat bir şekilde maksimum kontrat ile takıma dönmesi gerekiyordu. Ama demek ki Blazers yönetimi o kadar para ödemek istemiyor. Roy'u gerçekten çok beğeniyorum. Belki bir Kobe-Wade seviyesinde değil, belki onlar gibi gösterişli bir oyunu yok ama bu kadar sade ve bu kadar doğru karar vererek oynayan bir oyuncuyu seyretmek bana gerçekten büyük haz veriyor. Dış şut ve penetre dengesini onun kadar iyi ayarlayan oyuncu sayısı, NBA'de bir elin parmaklarını geçmez. Yıldız oyuncu sözleşmesini uzatma ihtimalini %50 olarak açıklamış. Blazers yönetimi büyük bir hata yapmak üzere ufak adımlar atmaya başladı. Umarım bu yanlışlarından çabuk dönerler.
Son olarak Nate McMillan ile 2011 yılının sonuna kadar devam etme kararı almış Blazers. Umarım Portland'ın önümüzdeki 10 senelik parlak geçmesi beklenen geleceğinde McMillan da rol almaya devam eder.

Channing Frye ile 2 yıllığına 4 milyon dolara anlaşmışlar. Hem Suns ayakları çabuk, dış şut sokabilen bir uzun seçtiği için, hem de Frye kendisine en çok uyan hızlı ve şuta dayalı basketbol oynayan takıma geldiği için doğru bir transfer olmuş. Frye Suns'ın sisteminde kendi değerini arttırmak için büyük bir fırsat yakaladı. Sezon başlayana kadar kendini gösterirse, ilk 5 yerleşme ihtimali de bir hayli yüksek bence. Suns'ın Amare'yi de takas etmeyeceği neredeyse kesinleşti. En azından sezon başlayana kadar böyle bir düşünceleri yok.
Bunların üstüne, takımın Ben Wallace'ın kontratını satın alıp serbest bırakma girişimleri sürüyormuş. Wallace bu sezon normalde kazanacağı miktar 14 milyon dolar iken, 10 milyon civarlarında bir anlaşma sağlanması bekleniyormuş. Kerr eğer 2010'da salary cap'te 14 milyon dolarlık bir boşluk açacak olan Wallace'ı takas etmek yerine salma yoluna giderse, benim diyecek bir sözüm kalmayacaktır...
Nash ile de sözleşmesini uzatmak için son detaylar konuşuluyormuş. Nash-Jrich-Hill-Frye-Amare ve kenardan gelecek Barbosa. Aslına bakarsanız kağıt üstünde hala hiç de fena durmuyorlar. Eğer Frye her maç bu hareketini sergileyebilirse, durdurulmaz olacaklarına inanıyorum:

Twitter düellosu: Bosh vs Villanueva

İlk 50.000 takip edeni olan kazanacakmış. Kaybeden, kazananın çekeceği bir youtube videosunda oynayacakmış hem de, kazananın seçtiği bir karakterin kılığında... İkisi de internet ortamında deli gibi kendi reklamlarını yapıyorlar. Hem Twitter'da hem de başka komünitelerde takipçi çekmek için büyük bir çaba içindeler.

Villanueva'nın Twitter manyağı olduğunu biliyorduk. Nitekim daha bu sezon Bucks'tayken bir Celtics maçının devre arasında şunu yazmıştı Twitter'ına: "Soyunma odasındayız. Çaktırmadan twit'liyorum. Celtics'e karşı oynuyoruz, devre oldu maç berabere. Koç daha sert oynamamızı istiyor. Sorumluluk almalıyım". Ardından da eleştiri oklarının hedefi olmuştu.
Öbür tarafta Bosh'un da bu konularda hafif deli olduğunu biliyoruz. Geçmişte NBA All-Star'a seçilmek için kampanya yaptığı ve Olimpiyatlar'dan önce hazırlıklarını gösteren videolarında oldukça eğlenmiştik. Sırf bu yüzden Chris Bosh'un kazanmasını istiyorum, çünkü adam yaratıcı. Şu anda Villanueva, Bosh karşısında 44433'e 44061 önde. Seçim sizin, isterseniz:
Bosh'u takip edin isterseniz Villanueva'yı. Sonunda eğlenen biz NBA severler olacağız.

Bu arada Chris Bosh'un eski videolarını vermeden olmazdı. Buyrun:



NBA'den kısa kısa

- Grizzlies, Jerry Stackhouse'un kontratını satın almış. Aslında 7 milyon dolar alacağı varmış gibi gözükse de, bunun sadece 2 milyonu garantiydi. Grizzlies de bu parayı Mavs'den alıp kendisine verdi. Stackhouse'u 1 ay sonra Dallas yolunda görebiliriz.

- Grant Hill 2 yıllık kontratı kabul etmiş ve Suns'da kalmış. İlk yılında 3 milyon dolar kazanacakmış. Knicks yerine Suns'ı tercih etmesini anlarım ama Boston'a gitmemesi beni şaşırttı. Bunun altında iki sebep yatıyormuş: Suns'ın gelecek sezon iyi bir takım olacağına inanması ve 2 sene önce ona güvenen Suns'ı yolda bırakmak istememesi... Açıklanmayan sebeplerine baktığımızda ise Celtics'in önerdiği kontratın yanlızca 1.9 milyon dolarlık olmasını ve Hill'in yedek soyunacağının garanti olmasını gösterebiliriz. Celtics eğer Hill'i kadrosuna katabilseydi, onları şimdiden en güçlü takım ilan edecektim. Ama olmadı. Detaylı bir inceleme yapmadan şu anda bir favori belirlemek için zar atmak lazım. Niye mi? NBA'de şu anda zirveye oynayan 6 takım var, zarın kaç yüzü var?

- Konu sapmasın, Suns haberlerine devam edelim. Nash sözleşmesini uzatmaya çok yakınmış. 3 yıllığına 33 milyon dolar civarı bir paradan bahsediliyor. Ayrıca Hill'in Suns'ı tercih etmesindeki nedenlerden biri Nash'in kontrat imzalamaya çok yakın olmasıymış. Gerek oyunu, gerek çalışma etiği ve profesyonelliği, gerekse adamlığıyla alacağı kontratı haketmiştir Nash. Zaten bu saatten sonra onu, yaratılmasında başrolü oynadığı Suns'dan başka bir takımda izlemek biz NBA severlere acı verir diye düşünüyorum.

- Brandon Bass sonunda takımını seçmiş: Orlando Magic. Önceki yazımda Bass ile ilgili düşüncelerimi söylemiştim. Gerçekten çok beğendiğim bir oyuncudur. Ama Magic'e bakıyorum. Ellerinde Lewis ile Anderson varken gidip bir uzun forvet almalarındaki amacı anlamadım. Bass kenardan gelip takıma enerji katan isim olacaktır ve eminim taraftarlar tarafından da çok sevilecektir. Ama Magic'in öncelikleri bir adet pivot ile kenardan gelecek skorer bir guard olmalı diye düşünüyorum. Yani aslında sadece Bass'ın yeteneği ve geleceği göz önüne alındığında iyi bir transfer ancak şu anda Magic'in ihtiyacı bu değildi. Magic önümüzdeki 7 ay boyunca takas istisnası ile alabileceği bir pivot arayacak gibi duruyor. Hayırlı olsun Magic'e bu transfer.

- Son haberi de çaylaklardan vereyim. Bildiğiniz gibi çaylaklar şu sıralarda takımlarıyla anlaşma imzalıyorlar. Diğer haberler varken bunlara tek tek yer vermeyi düşünmüyorum. Ama NBA kariyerine harika(!) bir başlangıç yapan Portlandlı Patty Mills'e buradan geçmiş olsun dileklerimi iletmek istiyorum. Kendisi antremanda ayağını kırdı. Bütün çaylakların kendini göstermeye çalıştığı yaz ligini kaçıracak. Bu kendisi için çok büyük bir dezavantaj, çünkü ikinci turda seçildiği için kontratındaki 400.000 dolar garanti değil.
Ayrıca madem Portland'a değindik. Millsap ile sadece ilgilenmiyorlarmış, konuşmalara başlamışlar. Ama ben gerçekten anlamıyorum. Almak istediği kısa forveti elinden kaçıran takım niye uzun forvete yönelir? Belki de Hinrich'i takasla almak için Przybilla veya pek muhtemel olmasa da Aldridge'i göndermeyi düşünüyorlardır kim bilir...

10 Temmuz 2009 Cuma

Yao - Rockets - McGrady

Dün NBA'in güzel kurallarından birinin işleyişine tanık olduk. Eğer bir oyuncunuz bütün sezonu kaçıracak ise, NBA'e başvuruyorsunuz, size salary cap'inize işlenmeyecek bir MLE kontratını veya oyuncunuzun o yılki maaşının yarısını hediye ediyorlar. Tabii ki bunlardan hangisi daha düşük ise ona hak kazanıyorsunuz. Rockets da Yao için birkaç hafta önce başvurmuştu. NBA, Yao'nun sezonu kaçırmasını olası görüp Rockets'a MLE kontratı verdi. Rockets da bunu kullanarak Ariza'ya imza attırdı.
Buna, tahmin ettiğinizden de çok daha fazla ihtiyaçları vardı. Yao-Mutombo ikilisinden seneye yararlanamayacak olan Rockets'ın, şu anda pota altındaki en uzun oyuncusunun boyu 2.05... Şaka gibi. Artık en azından boştaki pivotlara teklif verebilecek konuma geldiler. Bildiğiniz gibi Gortat'yı çok istiyorlardı ama o Mavericks'i tercih etti. Aslında serbest oyuncular arasında pek iyi pivot opsiyonları kaldığını söylemek zor. O yüzden belki bu ellerindeki fazla parayla kısa oyunculara yönelebilirler. Takımın genel menajeri Morey de pivot için takas yolunu tercih edebileceklerine değinmiş.

Yao da menajeri aracılığıyla açıklamalarda bulunmuş. Önümüzdeki bir hafta içinde ayağıyla ilgili ne yapacağına karar verecekmiş. Beklentiler ameliyat olmayı seçeceği yönünde. Ayrıca Yao kesinlikle basketbola dönmek istediğini, ayağı tamamen iyileşir iyileşmez parkelerde koşturmaya başlayacağını söylemiş. Morey de NBA'den sakatlık istisnası almalarının, Yao'nun bu sezon dönmeyeceğine anlamına gelmediğini özellikle belirtmiş.
Rockets'ın playoff'lara girme şansı yüksek bile olsa, bence Yao'yu değil parkelere, sezon boyu evinin bahçesine bile çıkartmamaları lazım.
Ayrıca Morey, "Mikro kırık ameliyatı olan McGrady için de başvuruda bulunabilirdik ama Yao'nun kabul edilmesi daha büyük ihtimaldi o yüzden onun ismini verdik ve başarılı olduk" demiş. Hakikaten bu takımda bir de T-Mac vardı değil mi? Son 2 sezondur o kadar büyük bir düşüş içindeki kendisi, artık aklımıza bile gelmiyor. Önümüzdeki sezon parkelere ocak-şubat civarında dönmesi bekleniyor. Rockets'ta yarım sezon daha izleyeceğiz kendisini, hatta belki de onu bir daha hiç Rockets formasıyla göremeyeceğiz. Nedeni basit: Çünkü 2010'da biten bir 23 milyonluk kontratı için NBA'deki bir sürü takım sıraya girecektir. Bence Rockets bu sezon onu ya takas edecektir ya da sözleşmesini uzatmayıp 2010'da serbest kalacak başka bir süperyıldıza yönelecektir. Sırtında kronik ağrıları olan ve üstüne mikro kırık ameliyatı geçiren bir oyuncu için Rockets ne kadar risk alabilir ki?

Hey gidi koca T-Mac hey... Eskiden "Sıcak T-Mac, sıcak Kobe'den bile daha abuk, olmayacak işlere imza atıyor" derdik. Öve öve bitiremezdik. NBA'in en iyi skorerlerinden biriydin. Şimdi ise senin bu riske değip değmeyeceğinden bahsediyoruz. Sakatlık belası onu bitirmek için bu kadar çok çabalarken bakalım bu adam silkinip yeniden doğabilecek mi?

NBA'den kısa kısa

Grizzlies takımı Chris Mihm, Darius Miles ve Mike Wilks ile yollarını ayırmış. Bilmeyenler için: 2006 yılından beri sakat olan Darius Miles'ı, Blazers takımı salarak NBA'e "basketbolu bıraktığı için salary cap'ten silinmeli" diye başvurmuştu. NBA de bunu onaylamıştı ancak Miles geçtiğimiz sezon parkelere Grizzlies formasıyla döndü. Ücretinin yeniden Blazers'ın salary cap'ine yansıması için 10 maça çıkması gerekiyordu, Miles 34 maçta görev aldı. Şimdi kendisine takım arayacak. Bulabilecek mi? Hiç sanmıyorum. Tek olayı Blazers'ın bu seneki transfer hamlelerini kısıtlamak oldu. Basket hayatına ya Avrupa'da devam edecek ya da son verecek gibi gözüküyor.

Nuggets'ın geçtiğimiz seneki başarısındaki pay sahiplerinden guard Dahntay Jones'u Pacers kaptı. 4 yıl içinde 11 milyon dolar kazanacak olan Jones, maç başı 20 dakikanın üzerinde alabilecek bir oyuncu değil. Her ne kadar savunmasıyla bilinse de, ne eski Bowen gibi kilitleyici, ne de hücumda dış şut tehdidi var. Rakiplerin defansta rahatlıkla riske edilebilecekleri bir adam. Amacım oyuncuyu kötülemek değil sadece kontratındaki rakamın ufaklığını vurgulamak. Biraz üçlük tehdidi olsa, kontratını rahatlıkla 2'ye katlayabilirdi.
Bu anlaşma Pacers'ın Marquis Daniels'ı gözden çıkardığı anlamına geliyor olabilir. Nitekim guard/kısa forvet mevkileri oldukça kalabalık. İnandıkları genç yetenek Rush ve yaklaşık 35'er dakika alacak olan Dunleavy-Granger'ın yanına bir de Jones katıldı. Bu durumda Daniels'ın başka bir takımla anlaşmasını bekliyorum...

Memo Jazz ile olan sözleşmesini 21 milyon dolar karşılığında 2 sene daha uzatmış. Hayırlı olsun hem Memo'ya hem Jazz'a. Sevdiği ve alıştığı takımda/şehirde kaldığı için ayrıca mutlu oldum. Bakalım Jazz eğer Boozer'dan kurtulabilirse, Mehmet son 5 yıldır gösterdiği performansı koruyabilecek mi.
Boozer'a değinmişken, Blazers-Bulls-Jazz arasında üçlü bir takas olacağı konuşuluyor. Takasa konu olan isimlerden Boozer Bulls'a, Tyrus Thomas Jazz'a, Kirk Hinrich de Blazers'a gidecekmiş. Ama Blazers'ın kimi vereceği henüz meçhul. Sloan ile Tyrus Thomas gibi bir vurdumduymazı aynı takımda görmek çok eğlenceli anılara vesile olabilir. Ayrıca Sloan için bir kalp krizi ihtimalini de arttırır.

Hepimiz Tanığız... Ama neye?

LeBron James Skills Academy'e katılan Jordan Crawford, LeBron'un üzerinden öylesine bir smaç vurmuş ki, youtube'a koyulsa milyonlarca hit alırmış. Hoş gerçi LeBron'un üzerinden değil yanından yapılmış dandik bir smaç bile milyonlarca hit alacaktır youtube'da. Ama Crawford'ın smacı artık nasıl birşeyse, Nike yetkilileri bu pozisyonu videoya çeken 2 kişinin kameralarına el koymuşlar...
Tamam Nike tabii ki LeBron'un pazarlanabilirliğini arttırmaya çalışıyor, hatta bunu NBA de sonuna kadar destekliyor. Ama bu tür bir harekette bulunmak gerçekten çok abartı olmuş. Sonra bir de "Nike, akademi bittikten sonra yapılan maçlardan görüntü alınmasına bugüne kadar hiç izin vermemiştir" diye bir açıklama yaparak, olayı kılıfına uydurmaya çalışmışlar.
Bana kalırsa, aslında Nike yetkililerinin göremediği ince bir ayrıntı var. Basketbolla ilgili olan insanlar böyle bir haberi zaten bir şekilde duyacaklar veya okuyacaklardır. Bu insanların gözünde, kameraya el koyan Nike'ın marka değerini düşürmüş oluyorlar böylece.
"Ortada video yokken nasıl böyle bir olayın kesinlikle olduğunu varsayıp yorum yapıyorsun" diyenler olabilir. Sizce böyle bir smaç pozisyonu olmasa, Nike yetkilileri çıkıp durumu toparlamaya mı çalışırlardı yoksa "Buyrun size video, içinde smacı bulan varsa bize de göstersin" mi derlerdi?

Anlaşılan Nike, LeBron'un sadece vurduğu smaçlara "tanık" olmamızı istiyor.

Marion Takası ve Analizi

Baştan söyleyeyim, yazı oldukça uzun. 1.5 saatimi aldı yaklaşık. Umarım çoğunuz okursunuz...

Öncelikle, karman çorman bir takas olduğu için madde madde yazayım.

Marion + Humphries(Raptors) + Buckner(Grizzlies) ---> Mavericks
Stackhouse + 2 milyon dolar(Mavericks) ---> Grizzlies
Hedo (Magic) + Devean George ve Wright (Mavericks) ---> Raptors
7 milyon dolarlık takas istisnası ---> Magic

Şimdi: Mavs 2 milyon doları, Grizzlies Stackhouse'un kontratını satın alsın diye veriyor. Hidayet, eski takımı ile 5 yıllığına 53 milyon dolarlığına sözleşme imzalıyor. Ardından milli yıldızımızı Magic takas ediyor ve bunun karşılığında 7 milyon dolarlık bir takas istisnası alıyor. Yani artık Magic, X oyuncusunun 7 milyonluk kontratından kurtulmak isteyen bir takıma sadece bir tane draft hakkı verip, hatta belki de hiç birşey vermeyip, X oyuncusunu kadrosuna katabilir.

Gelelim takasın kısa bir değerlendirmesine, bu takasta kimlerin amacı neydi? Bu takası: Grizzlies Buckner'ın kontratından kurtulmak için, Raptors 2 tane biten kontrat (George ve Wright) alıp Hidayet-Delfino'ya yer açmak ve 2010'a rahat girmek için, Mavericks Marion ile şampiyonluğa oynamak için, Magic ise Hedo'yu bedavaya kaptırmamak için yaptı. Toplantıdan herkes mutlu mutlu evine döndü.
Tabii ki en önemlisi Mavericks tarafı ama onlara değinmeden önce Raptors'ın yaptığı işe dikkat çekmek istiyorum. Hedo'yu onları seçtiği için ne kadar eleştirsek de, takımı Raptors ekonomik açıdan çok iyi bir hamle yaptı. Belki de takımın yakın geleceğini kurtarmış bile olabilirler.
Magic'in de aldığı takas istisnası da her an önemli bir oyuncu haline dönüşebilir.

Sıra Geldi Mavericks'e. Kidd-Howard-Marion-Nowitzki-Gortat/Dampier. Bir de kenardan Jason Terry ile Barea ikilisi oyuna girecekler. Kağıt üstünde neredeyse tepedeki 5 takımla aynı seviyeye geldiler. Şu ilk 5'e baktığımda ilk aklıma gelen şey "Bu takım rakibine ribaund vermez" oldu. Hakikaten inanılmaz uzun bir beşe sahipler. Ligin en iyi ribaund alan oyun kurucularından Kidd, aslında bir kısa forvet olan Howard, ribaund almak için yaratılmış Marion, Nowitzki ve eğer gelirse Gortat... Ürkmedim dersem yalan olur. Defansif yönden de neredeyse kusursuza yakın olacaklar. Tabii ki bu dediğim oyuncuların teketek potansiyelleri üzerine bir varsayım. Takım kimyası ve defanstaki rotasyonun oturması gibi detaylar da çok önemli. Ama öncelikle oyuncularınızda defans yapabilme yeteneği olacak, oradan üstüne birşeyler koya koya defansı inşa edeceksiniz. Mavericks de bu altyapıya fazlasıyla sahip. Defanstaki tek sorun Josh Howard ve Marion'ın 2 ve 3 numaralı pozisyonları ne kadar yadırgayacakları. Marion'ın geçtiğimiz seneyi neredeyse tamamen kısa forvet mevkisinde oynadığını ve randıman veremediğini biliyoruz. Ama bunun nedenini mutsuzluğuna yormak da mümkün. Howard'ın ise batıdaki şutör guardların
hızına yetişmesi pek kolay değil gibi gözüküyor.

Biraz Marion konusunda detaya girelim. 2 yıl önce önce Suns'dan maksimum kontrat bekliyordu kendisi. Kerr de "Bence sen maksimum kontrata değmezsin" diye cevaplamıştı. Marion da bunun üzerine takasını istemişti Kerr'den. Ardından Nash ve özellikle Amare'nin çok göz önünde olduğunu, kendisinin ise yeterince kıymetinin bilinmediğini düşünmeye başladı. Kerr bir açıdan haklıydı. Ben de Amare ve Nash'in yetenek olarak ondan daha çok para hakettiğine inananlardanım. Ama Matrix'in, Suns sistemindeki katalizör olduğu gerçeğini gözardı etmiyorum. Suns'ın sistemi içinde Nash ile beraber en önemli oyuncuydu belki de.

Ama işte bütün bunları birleştirip, net bir şekilde takasını istediğini basına açıkladığında, birşeyi gözden kaçırmıştı Marion: Suns takımının oynadığı basketbolda Marion'ın etkisi belki dağlar kadardı ama sistemin onun oyunu üzerindeki etkisi dünyalara bedeldi. Marion'dan bahsederken şunu kabul etmek lazım: Bu adamın ofansif yetenekleri bir hayli sınırlı. Rakibine karşı teketek kaldığında kendi şutunu yaratamayan, Suns sistemindeki bomboş üçlükleri göz önüne alındığında, ortalamanın altında dış şut atan bir adamdı. Zaten saha içi isabetlerinin %80'ini asistler sonrasında buluyordu. Bu bile tek başına birçok şeyi anlatıyor. Suns taraftarları hücumda 2 tane alley-oop tamamladığı için değil, blokları, olmayacak ribaundları alışı ve defanstaki müthiş gayreti sayesinde onu seviyorlardı. Ama o çok büyük bir yanılgıya düştü ve kendisini hücumda Amare ve Nash ile kıyaslamaya başladı.

İşte tam bu noktada Mavericks'in şampiyonluk planlarına girmek istiyorum. Eğer Marion, kafasını toplamışsa ve kendisini şimdiden Mavs'in en önemli 2. hücum opsiyonu olarak görmüyorsa gerçekten muhteşem bir transfer olabilir. Mavericks NBA'in hızlı oynayan takımlarından biri diyebiliriz. Kidd de Marion'ı asistlerliyle besleyecek, maç başına 2-3 alley-oop yaptıracaktır. Bunlar Marion'ı mutlu etmeye yeterse, kendisini takımın hücumdaki yıldızlarının arkasındaki tamamlayıcı olarak görürse ve defansta canını dişine takarsa, Lakers ve Spurs Mavericks'ten korkmaya başlayacaktır. Son olarak, neredeyse hiç uygulanmayacak olsa da, Mavs'in Nowitzki-Marion-Howard-Terry-Kidd 5'iyle kısa dilimler oynadığını bir düşünün. Yüzünüzde bir tebessüm oluştu değil mi?

9 Temmuz 2009 Perşembe

NBA'den kısa kısa - 2. baskı

- Magic, Mavericks'in Gortat'ya verdiği 5 yıllık 34 milyon dolar değerindeki kontratla eşleşmeyecek gibi gözüküyor. Ama yine de, her ihtimale karşı 7 günlük karar verme sürelerinin sonuna kadar bekleyecekler. Otis Smith'in açıklamaları bu yönde. Hem normal hem de doğru bir karar. Sonuçta bu 1 hafta içinde Magic eğer hedeflediği oyuncuları bir bir elinden kaçırırsa ve piyasada uzun oyuncu kalmazsa ,istemeye istemeye Gortat'ya bu parayı ödeyeceklerdir.
Gortat da konuyla ilgili "Ben oynamaya hazırım, inşallah beni daha çok isteyen takıma giderim. Ama Dallas'ta daha çok dakika ve daha önemli bir rol alma şansım var. Kendimi geliştirmek için daha çok nedenim olacak" demiş.
Gortat'nın geleceği açısından elbette Dallas'a gitmesi çok daha iyi olacaktır. Ama öte yanda Magic'in şampiyonluk gibi bir iddiası olacaksa, Gortat'yı takımda tutması gerektiğine inanıyorum. Çünkü şu anda yedek bir pivotları yok. Piyasadaki diğer pivotlardan Magloire veya Nesterovic gibileri, doğu finali serisinde Howard 3 faul alıp kenara geldiğinde, ne derece etkili olurlar? Bunu bir düşünmek lazım.

- Quinton Ross, Mavericks ile detayları açıklanmayan bir anlaşma imzalamış. Maç başına 10 dakika girip biraz savunma yapsın, derin bir bench olsun diye yapılmış bir transfer. Fazla üstünde durmaya gerek yok.

- Jannero Pargo, kötü geçen bir Avrupa sezonunun ardından tekrardan NBA'e döndü. Chicago Bulls ile bir yıllık anlaşma imzalayan Pargo, 2 milyon dolar alacakmış. Chicago'nun büyüdüğü şehir olması, seçimini etkilemiş. Önemli bir transfer olduğunu düşünmüyorum. Sadece nadiren, sıcak olduğu maçlarda rakibin canını üçlükleriyle yakabilir, o kadar.

NBA'den kısa kısa

Memphis Grizzlies'in sahibi Heisley, Iverson ile görüşme yapmak istiyormuş. Tek senelik 5 milyon dolar vermeyi düşünüyormuş. Grizzlies yönetimi Iverson'ı transfer etmek konusunda ikiye ayrılmış durumdaymış ama son kararı Heisley verecekmiş. Ayrıca Iverson'a, Detroit'teki gibi huzursuzluk çıkarması durumunda "işte kapı işte sapı" denilecekmiş.
Doğrusunu söylemek gerekirse şaşırdım. Grizzlies'in bile böyle bir tutum içinde olması, AI'ın nereden nereye geldiğinin kanıtıdır bence. Ayrıca Iverson'ın 5 milyon doları kabul edeceğinden şüpheliyim.
Yahoo çeşitli kaynaklardan gelen bilgilere göre, McDyess'ın Spurs ile 2 seneliğine anlaştığını duyurdu. MLE'nin tamamını alacakmış, bu da 11.7 milyon dolar civarına tekabül ediyor. Spurs'ü diğer takımlardan bir adım öne taşıyan faktörün, önerdikleri 3 senelik kontrat olduğu yazılıyordu ama 2 seneye ikna etmişler McDyess'ı.
Spurs, Jefferson hamlesine karşılık veren şampiyonluk adaylarına karşı, transfer yarışında yeniden öne geçmiş oldu diyebiliriz. Yaşı 35 olsa bile, geçtiğimiz sene dakika aldığında neler yapabileceğini tekrardan gösterdi. McDyess'ın oyununu "doğru basketbol" deyimi ile anlatabilirim. Spektaküler hareketlere girmeyen, 1e1 savunması oldukça iyi olan, zorlama atışlar kullanmak yerine gerektiği yerde pas vermesini bilen bir oyuncu. Basketbolu da çok iyi biliyor.
Önümüzdeki 2-3 sene Spurs'ün yüzük sayısını 5'e çıkartmak için son şansları. Duncan'da yavaş yavaş yaşlanma belirtileri başladı. Gelecek 2-3 sezon muhtemelen gerçek anlamda etkili olduğu son sezonları olacak. Spurs de gelmiş geçmiş en iyi uzun forvetlerden birinin etrafını yeniden doğru parçalarla donatmak için çaba sarfediyor. Bence Jefferson ve McDyess onları zirveye taşıyacak kadar akıllı ve yerinde transferler. Benim görüşüme göre bunu başaracak tecrübeye ve yeteneğe sahipler. Ama diğer takımların da çok güçlendiğini unutmamak lazım. Bir kez daha belirtmeliyim ki bu sene şampiyonluk yarışı çok kıran kırana geçecek.
Varejao'nun menajeri Dan Fegan, ESPN'e açıklama yapmış. Cavs'in 6 yıllığına 50 milyon dolarlık kontrat teklifine "Evet" dediklerini söylemiş. Hayırlı olsun diyemiyorum çünkü lüks vergisinin bir hayli üstüne çıkmış oldular. Ayrıca gelecek sene LeBron kalsın veya kalmasın, salary cap'lerinde 1'den fazla süperyıldızla anlaşmak için yer kalmayacak gibi gözüküyor. Varejao ile yıllık 8.5 civarına anlaşmak bana göre, gerçekten hiç mantıklı bir hareket değil. Hele gelecek sene cap'in daha da düşmesi beklenirken... Demek ki, ellerindeki uzun rotasyonunu bozmak istemediler, biz de hayırlı olsun diyelim.
Çok kısa sürede yazmıştım bu yazıyı. Gerçekten de çok hafif geçmişim Varejao'yu... Bugüne kadar bir takımla anlaşan/imza atan serbest oyuncular arasında, kontratını en haketmeyen oyuncu açık ara Varejao oldu. Bu ödülün sahibi olduğu için, kutluyoruz kendisini buradan.

Heat Iverson'a döndü - Kriz NBA'i vuracak

Gerçekten Amerikan medyası gerçekten çok ilginç, bizim medyamız ile çekişirler heralde. Daha 2 gün önce Iverson hakkında "Heat onu istiyor ama o Heat'te oynamayı düşünmüyor" diye yazmışlardı. Bugün ise "Heat, Iverson'ın oynamak istediği takımlardan biri ama Miami'in onu isteyip istemediği bilinmiyor" yazmışlar. Yok artık daha neler... Önceki yazımda da belirtmiştim, iki tane neredeyse tıpatıp aynı stile sahip oyuncuyu takıma koymanın hiç akıllıca olduğunu düşünmüyorum. Iverson-Wade ikilisi Heat'e elbette maçlar kazandıracaklardır ama başarıya giden yolda doğru bir hamle olarak görmüyorum. Bu işin Heat için en mantıklı tarafı, Iverson'ın 1 yıllık anlaşmaya sıcak bakması diyebiliriz. Böylece hem dün dobra dobra açıklamalarda bulunan Wade'i yatıştırmış olacaklar hem de ekonomik olarak 2010 yazı için yeterli esnekliği sağlayacaklar. Durumla ilgili olarak Iverson "Pat Riley ve Wade'in olması beni çekiyor, kazanacağım bir ortama gitmek istiyorum" demiş. Wade de AI ile ilgili çok güzel sözler söylemiş: "Sonuçta NBA tarihinde forma giyen en iyi oyunculardan birinden bahsediyoruz. Böyle bir adama burun kıvıramazsınız" ayrıca ufaktan Riley'e de laf sokmuş: "Ama bugüne kadar çok oyuncunun Heat'i sevdiğini duydum, daha hiç birisi Miami'ye gelmedi."
Ayrıca Wade, Raptors'ın yaptığı hamlelerle ilgili açıklamalarda bulunmuş. Seneye Bosh ile oynamak istediğini belirten Wade, Raptors'ın yaptığı transferlerle Bosh'un gönlünü almış olabileceğinden söz etmiş. "Raptors onun üstüne takımı kurmak istediğini gösterdi ama Heat de onun için çekici bir opsiyon olacaktır" diye sözlerini bitirmiş. Bir kaynağa göre Bosh da Heat'i istiyormuş. Bargnani ile ilgili yazarken değinmiştim, bu sene Bosh Raptors'ı test edecek eğer ileride başarıyı görebiliyorsa kalacaktır. Ama öte yandan düşününce, Wade veya başka bir süper yıldız ile müthiş bir ikili olma imkanı varken Toronto'da kalma ihtimali çok da yüksek değil gibi duruyor.

"Zaten vurmamış mıydı?" diye soranlarınız olabilir. Evet yaklaşık 9-10 aydır dünyayı kasıp kavuran kriz, NBA takımlarını bu sene vurdu. Hemen hemen her takım kemeri sıkma politikası uyguluyor diyebiliriz. Fakat görünen o ki, durum seneye daha da vahim hale gelecek. ESPN'e göre gelecek sezon basketboldaki gelirler %2.5 ile 5 arasında düşecekmiş, bu da 2010-11 sezonunun salary cap'ine yansıyacakmış. Şimdiden hesap yapmak için biraz erken olsa da, 50.4 ile 53.6 milyon dolar arasında olması bekleniyormuş. Bu senekine göre 8 milyon dolar düşmesi bir sürü takımın hayalinin şimdiden suya düşmesi anlamına geliyor. Gelecek yaz en az 2 yıldız oyuncuya maksimum kontrat vermeyi planlayan takımlar kara kara düşünmeye başlamışlardır.

-Ayrıca Mavericks, Raptors ile Marion takasında sona çok yaklaşmış. Sadece takas diil Marion hakkında da birşeyler yazmak istediğim için yarına sakladım o konuyu.

8 Temmuz 2009 Çarşamba

NBA'den kısa kısa - 3. baskı

- Serbest oyunculardan Chris Andersen 5 yıl daha Nuggets forması giyecek. 26 milyon dolar civarında bir parayı cebine indirecek olan Andersen, belki de NBA'de kazandığı parayı en çok hakeden isimlerin başında geliyor. Biraz daha kısa bir kontrat Nuggets açısından daha mantıklı olurdu diye düşünüyorum çünkü şu anda 31 yaşında olan bir adamdan bahsediyoruz. Ama böylesine savaşçı, herşeyini vererek oynayan bir pivotu her takım bünyesinde bulundurmak ister. Size ilginç bir istatistik vereyim, Andersen'in 48 dakika başına düşen blok ortalaması 5.68 idi. Bu rakam Heat'in şampiyon olduğu 2006 yılında, Mourning'in 6.34'lük performansından beri en iyi istatistik.
Geçtiğimiz sezon Nene, Kenyon Martin ve Andersen uyumlu bir uzun rotasyonu oluşturmuşlardı. Bu sene de kaldıkları yerden devam edeceklerdir. Özellikle Andersen sağolsun, Denver'ın pota altı rakipler için adeta bir korku tüneli diyebiliriz.
- Phoenix Suns, Matt Barnes'ı takımda tutmayı düşünmüyormuş. Cavaliers, Magic ve Mavericks oyuncunun menajeriyle temasa geçmişler. Barnes çok ilginç bir adam. Beğenmekle beğenmemek arasında gidip geldiğim, bir türlü kesin kararımı veremediğim bir oyuncu. Şutları bir guard veya kısa forvetten bekleyeceğinizden daha kötü ama bunu sert oyunu ve basketbolu iyi bilmesiyle kapatıyor. Defansta da canını dişine takan Barnes'ın, geçtiğimiz sene yanlızca 1 senelik kontrata imzalamasına şaşırmıştım. Bakalım şimdi kapağı nereye atacak?

- Zaza, Hawks ile 4 yıllığına anlaşmaya varmış. Daha ücret açıklanmamış ancak önceki kontratındaki 16 milyondan "oldukça fazla" bir miktarmış. Herhalde 22-23 milyon civarında olduğunu düşünürsek yanlış olmaz. Ama maç başına 15 dakika alan, pis işleri müthiş yapsa da, NBA'e göre kalıbı ufak kalan ve hücumda etkisiz olan bir pivota yıllık 6 milyon dolar vermek hiç akıllıca değil. Hatırlatalım ki piyasada Andersen yıllık 5, Gortat ise 6 civarına gidiyor. Hawks'a para batıyor galiba.

- Ron Artest, Michael Jackson'ın anısına 37 numaralı formayı giyecekmiş. Bunun nedeni Thriller albümünün ilk çıktığında en çok satanlar listesinde tam 37 hafta boyunca zirvede kalmasıymış. Çok hoş bir jest.

- Brandon Bass'in menajeri "3 takımla görüşüyoruz" demiş. Bunlar Portland, Detroit ve Orlando imiş. Yahu daha 12 saat önce "Mavs ile fiyat konusunda biraz farkımız var ama Bass Mavs'de kalmayı çok istiyor" diyen kimdi? Fotospor tadında senaryolar yazıp, başkalarının ağzından çıkmayan sözlere mi yer veriyorlar nedir? Neyse kısacası Dallas yarıştan kopmuş gözüküyor. Bu 3 takım Bass için son atağı yapmadan önce McDyess'ın kararını bekliyorlarmış. Onun da, diğer takımlardan 1 sene daha uzun kontrat öneren Spurs'e yakın olduğu söyleniliyor.

NBA'den kısa kısa - 2. baskı

Timberwolves genel menajeri Kahn, şu an bulunan noktada yapacak birşey olmadığının altını çizmiş ve "Rubio ile ailesinin verecekleri kararı önemli" demiş. Kahn, genç oyun kurucuyu takas etmek gibi bir niyetlerinin olmadığını belirtmiş. Ama son söylediği söz çok ilgincime gitti. Kendisi, Rubio'nun bonservisi hakkıdna bilgiye sahip değilmiş. Bu ne demek şimdi Allah aşkına. Daha önce bir İspanyol gazetesi tarafından Rubio'nun 2 sene daha İspanya'da kalacağı yazılmıştı. Sanırım sonunda bu iddia doğru çıkacak.
En azından ısrarla, Rubio'yu takas etmeyeceklerinin altını çiziyorlar. Haberdeki sevinilecek nokta bu.

Otis Smith, Dwight Howard'ın yedeği olarak 10 dakika bile almayan Gortat'ya MLE'nin tamamını vermeyi düşünmüyormuş. Ama mantıklı bir fiyata tutmak istermiş. NBA'de Gortat gibi savaşçı, bir çok takımın ilk 5'inde rahatlıkla görev alabilecek bir pivotu 2-3 milyon dolara takımda tutmayı düşünüyor zannedersem. Çok bekler. Kısacası Gortat'nın gitmesine göz yumacaklar gibi duruyor, yani Magic de uzun arayışına başlayacak. Çünkü Battie ve Gortat gidince takımda pivot oynayabilecek yedek kalmamış oluyor. NBA'de uzun kıtlığı artık vahim bir hal aldı. Hangi takıma baksanız uzun oyuncu peşinde. Üstelik piyasadaki opsiyonların da kaliteli isimler olduğunu söylemek zor. Bakalım hangi oyuncular kimlerin elinde kalacak...

Brandon Bass'e 5 yıllığına 25 milyon dolar teklif edildiği iddia edilmişti. Bunu yazan gazete Charlotte Observer idi. Ancak Bobcats Bass ile ilgilense de, bu teklifle bir alakası yokmuş. Teklifin kimden olduğu meçhul.
Ardından Dallas'ın Bass'e yıllık 3.5 milyon dolar önermiş ve menajeri de, "Bass çok kalmak istiyor, miktarda biraz fark var sadece" demiş. Mavs eğer Bass'i yıllık 4 milyon civarından takımda tutmayı başarırsa ileriye yönelik çok iyi bir hamle yapmış olacaklar. Bu genç yeteneğin boyu, klasik bir 4 numaraya göre kısa sayılır. Ancak çabukluğu, orta mesafe şutları, işin defans yönünü ciddiye alması ve en önemlisi de maç boyunca canını dişine takmasıyla bu dezavantajını rahatlıkla kapatıyor. Kısacası hem yetenekli, hem savaşçı. 5 yılda 25 milyon kazanacaksa da "Helal olsun" demek istiyorum kendisine şimdiden.

NBA'den kısa kısa

- Ersan İlyasova, Barcelona'da geçirdiği başarılı 2 sezonun ardından tekrardan NBA'e dönmeye karar vermiş. Bucks ile görüşmelere başlamışlar, anlaşmaları yakınmış. Bakalım Avrupa'da uzun forvet pozisyonunda etkili oynayan Ersan, NBA'de cüsseli oyunculara karşı bu kadar başarılı olabilecek mi?

- Raptors, Bargnani'nin kontratını 5 yıl uzatmış. Tam 50 milyon dolar karşılığında. Evet Bargnani hücumda kendisini buldu ve beklenilen gibi bir ofansif güç olacağının sinyallerini verdi. Defansta da belki bir Dwight Howard değildi ancak beklenilenin üzerinde performans gösterdi. Ama çok büyük bir eksi yönü var: bu adam ribaund özürlü. 2.14 boyunda bir oyuncunun 32 dakikada 5.3 ribaund çekmesinin özürü falan olamaz. Ayrıca bir maç 10'da 1 atıp, sonraki maç 9/14 isabet oranı sağlamak gibi bir huyu da var. Şutlarında istikrar sağlaması halinde çok daha güvenilir bir oyuncu olacaktır. Ama asıl olarak dediğim gibi ribaund sezgisini geliştirmesi ve rakibi box-out etmeyi öğrenmesi gerekiyor. 3/4 sezonluk bir parıltı sonrasında yıllık 10 milyon doları kaptığı için hem kendisi hem Raptors bolcana eleştirilecektir. Tabii ki Raptors'ın ona daha az para para ödemesi mantıklı olan seçenekti. Yine de bence, 2.14'lük boyunun yanındaki yumuşak bilekleri ile bu kontratın hakkını verecek potansiyele sahip.
Böylece Raptors, Hedo-Calderon-Bargnani üçlüsüne 5 sene boyunca, yılda yaklaşık 30 milyon dolar bağlamış oldu. Bosh'un seneye ayrılması durumunda, takımın çekirdeğini Avrupalı üçlü oluşturacak. Aslında kağıt üstünde kadro fena değil ama işte Bosh'un gitmesi halinde düz bir takıma dönüşecekler. O yüzden bu sene playoff'lara kalıp en azından Bosh'a, birşeyler yapabileceklerini göstermeleri lazım. Kısacası Hedo'nun geleceğinde Bosh'un ve muhtemelen başarının olup olmaması ilkbaharda Raptors'ın bulunduğu konuma bağlı diyebiliriz...

- Lakers daha önce anlaştığı Shannon Brown ve Artest ile resmi sözleşme imzalamış. Son 2 ayda aldığı kısa dakikalarda, gösterdiği performansla göz dolduran Shannon Brown ile sözleşme yenilemeleri önemli. Ellerindeki Farmar-Vujacic ikilisinden daha iyi bir oyuncu olduğuna inanıyorum. Şans verildiği takdirde Jackson'ı utandırmayacaktır. Şans derken en azından maç başına istikrarlı olarak alınan bir 14-15 dakikadan bahsediyorum.

Salary Cap - John Kuester - LeBron -

Evet baraj kapakları açıldı. Yaklaşık 1 saattir, NBA takımları serbest oyuncularla sözleşme imzalamakta özgürler. Ayrıca salary cap 58.68 milyon dolardan 57.7'ye düşerken, lüks vergisi sınırı 71.15 milyondan 69.92'ye indi. NBA'deki ortalama gelir geçtiğimiz seneye oranla %2.5 artmış olsa da, salary cap'in hesaplandığı formülde ufak değişikliklere gidildiği için böyle bir düşüş yaşanmış.
Şampiyonluğa oynayan, önemli oyunculara para vermekten kaçınmayan ve bu yüzden zaten lüks vergisinin üstünde olup, ufak artış bekleyen klüpler hayalkırıklığına uğradılar.

Pistons, Avery Johnson'ı maddi konularda tatmin edememiş. Mike Brown'un asistan koçu John Kuester'in kapısını çalmışlar ve anlaşmaya varmışlar. Kimdir Kuester? Ben şahsen onu Cavs'in hücum koordinatörü ve maçlarda oynayacakları setleri çizen asistan koç olarak tanıyordum. İşini oldukça iyi yaptığını söyleyebiliriz, çünkü Cavs'in hücumun bir sürü değişiklik ile çok varyasyonlu bir hale bürünmüştü. Kısa bir araştırma sonucu, 30 yıldır kenar yönetimlerin içinde olduğunu gördüm. 15 yıldır da NBA'de yardımcı koçluk yapıyor ancak bu 15 yılın 7 yılı çok önemli. Niye? Çünkü Larry Brown ile birlikte Philly'de bir final tecrübesinin ardından Detoit'te NBA şampiyonluğu yaşadı. NBA'deki ilk koçluk tecrübesi olacak. Beklentileri son yıllara göre oldukça düşük olan Pistons'da, Gordon-Villanueva gibi defans yapmayıp, hücum ile yaşayan oyuncularla, izlemesi zevkli bir takım yaratabileceğini düşünüyorum.

LeBron'un Ariza'ya "2010'da Cavs'de kalıyorum" dediği, daha sonra LeBron'a yakın çevreler tarafından yalanlanmıştı. Ancak bu yalanlamalara ağır bir balta indi: Mo Williams Twitter sayfasında "LeBron, kalacağını bize zaten çok uzun zamandır söylüyro" diye açıklama yaptı. Üstüne de "Evet artık herkes biliyor hadi bakalım" demiş. Bütün bunlara rağmen, Cavs bu sezon şampiyon olmazsa LeBron'un takımda kalacağına inananlar parmak kaldırsın...
Channing Frye da Cavs'in kendisiyle yaptığı görüşme sonrasında, "Cavs'e çok iyi uyacağımı düşünüyorum, dış şut atabilen bir uzun olarak Shaq ve LeBron için boyalı alanı boşaltabilirim" demiş. Bundan 3-4 sene önce, Knicks'te oynadığı seviyeyi Cavs'e taşıyabilirse, oldukça yararlı olacağını düşünüyorum.
Ayrıca Kleiza Cavs'le, Cavs de Kleiza ile ilgileniyormuş. Cavs sanırım sonunda kalıplı bir yedek kısa forvet buldu. Bakalım anlaşabilecekler mi.

7 Temmuz 2009 Salı

NBA'den kısa kısa

- Mike Bibby, Atlanta Hawks ile 3 yıllığına 18 milyon dolar karşılığında yeniden anlaştı. Asistlerinden çok şutlarıyla tanınan oyun kurucunun daha çok para isteyeceği düşünülüyordu ancak yıllık 6 milyon dolar gibi cüzi bir miktara (bize göre değil tabi NBA'e göre) takımında kalmış. Belki de bütün NBA'de Philly'e en iyi oturacak oyun kurucuydu. Eminim ellerinden kaçırdıkları için dizlerini dövüyorlardır. Bibby boş üçlükleri değerlendirmeye aynen devam edecek. Bakalım Crawford kenardan gelmek konusunda ne kadar olgun davranacak...
- Boozer ile Rip Hamilton'ın takas olacağı konuşuluyor. Dünün haberiydi ancak bugüne kısmetmiş. İki takım için de mükemmel bir takas olacaktır. Pistons'a bakıyorsunuz, içeride uzunu olmayan, şutör guard mevkisinde Gordon-Rip ikilisini yeterince efektif kullanamayacak bir takım. Ardından Jazz'a bakıyorsunuz, yıllardır en çok sıkıntı çektiği pozisyon şutör guard. Ayrıca takımda tutmak için fedarkarlık yapacakları Millsap'a mümkün olduğunca dakika vermek istiyorlar, bunu yapmaları Boozer varken kolay olmayacaktır. Jazz açısından tek sorun Hamilton'ın uzun süreli kontratı diyebiliriz.
- Knicks'in, Celtics tarafından ısrarla istenilen Hill'e MLE'nin 2-3 milyon dolarını kullanarak tek senelik bir kontrat önermiş. D'Antoni ve Knicks oldukça umutlularmış. Bakalım Hill kimi seçecek. Ben hala Celtics'i seçeceğini düşünüyorum. Belki bunda Knicks'e olan önyargımın da etkisi vardır.
- Bir kaynağa göre, Lakers ile Odom arasında yapılan görüşmelere, görüşme demeye 1000 şahit istermiş. Odom'un istediği ücret yıllık yaklaşık 10 milyon dolar iken, Lakers bu rakamın yakınına bile gelmeyi düşünmüyormuş. Tabii şu anda lüks vergisi sınırının üstünde oldukları için, Odom'a verecekleri her bir doların karşılığında, bir dolar da NBA'e vergi olarak ödeyecekler. Lakers'ı çok yaman bir pazarlık süreci bekliyor...
Ayrıca son gelen haberlere göre, Blazers Odom ile yakından ilgileniyormuş. Andre Miller ve Lee'den çok daha iyi bir seçim olduğunu düşünüyorum onlar için.

Wade ile dobra dobra

Miami Heat'in yıldızı ve NBA'in en iyi oyuncularından biri olan Dwyane Wade 2010 yılına konsantre olduğunu açıklamış. Heat'in şampiyonluğa oynayabilecek bir kadro kurmaması halinde, önümüzdeki yaza kadar kontratını uzatmayıp, ardından serbest kalabileceğini belirtmiş.

Sempatik yıldız ayrıca playoff'lara kalmanın kendisine yetmediğini ve eğer Heat'e yıllarını vermeyi gözönüne alacaksa, zirveyi zorlayacak bir takım yaratılması gerektiğini belirtmiş. Düşüncelerini, Riley'e de aktaracakmış ama kadronun güçlendirilmesine %50 ihtimal veriyor Wade. Ayrıca, son 15 günde doğudaki takımların yaptıkları transferlerle seviye atladığını, Heat'in yerinde saydığını söylemiş. Hep bir adım ileri gitmek istediğini ve bu sezonu, geçtiğimiz seneden daha aşağıda itirebileceklerini sözlerine eklemiş. Bu gidişle, 2010'da kendisini Heat'ten ayrılırken görüyormuş. Ama yine de, bugüne kadar Heat'in ona verdiklerinden dolayı kendisini borçlu hissediyormuş. O nedenle, şimdiden 2010'un kararını vermek gibi bir acelecilik içinde olmayacakmış.
Öbür yanda Riley, Wade kontratını uzatmadıkça önemli bir takas veya eklenti yapmak istemiyor. Çünkü bu hamlelerden sonra Wade seneye kontratını iptal etme hakkını kullanırsa, bütün bunların boşa gideceğini düşünüyor. Ayrıca Wade'in kontratını uzatmasının, başka büyük yıldızları Miami'ye gelmeye teşvik edeceğine dair bir teorisi var. Ama Wade de o teorinin bugüne kadar işlemediğine dikkat çekiyor. Riley'nin en haklı olduğu nokta ise: Bu yaz ekstradan para harcanmaması durumunda, gelecek sene Heat hem Wade'in kontratını uzatacak, hem de yanına bir süper yıldız ve bir iyi oyuncu alacak kadar ekonomik esnekliğe sahip oluyor. Ayrıca şu anki halleriyle lüks vergisi ödediklerinin de altını çizmeliyiz. Ekstradan harcayakları paralar Heat'in belini iyice bükecektir. Ayrıca bu sene ne hamle yaparlarsa yapsınlar, zirveya oynayacak bir kadro kuramayacaklarını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Wade, Spurs, Cavs, Lakers, Magic'in yanında Wizards ve Hawks'un da yaptığı transferlere dikkat çekerken takım arkadaşlarına da değinmiş: "Beasley, Chalmers, Cook gelecek vaat ediyorlar, Jermaine de sağlam dönerse iyi olacak ama bu şekilde 5. sıradan yukarı çıkabilir miyiz? Bize hem kendisine hem başkalarına pozisyon yaratacak bir oyuncu lazım, uzun veya kısa farketmez".Anlaşılan o ki, şampiyonluk yolundaki takımların, alttakilerle arayı açması Wade'in canını sıkmış. Bu da tam bir kısır döngüye yol açmış gibi gözüküyor. Wade sözleşme uzatmak için iyi kadro kurulmasını isterken, Heat önce Wade'in sözleşme uzatmasının önemli olduğuna inanıyor. Karşılıklı güven ile çözülemeyecek bir sorun değil. Ama hangi taraf fedakarlık yapıp diğerinin eline mahkum olacak göreceğiz.
Wade'in Miami'yi sevdiğini ve aslında kalmak istediğini biliyoruz. Ama tabii ki kazanma hırsı ve isteği bu sevginin önüne geçiyor. Bunun çok doğal olduğunu düşünüyorum. Nitekim Garnett'in yıllar boyu Minnesota'da çürümesine anlam verememişimdir. Wade bence en doğrusunu yapmış, üstelik çok doğru sözler kullanarak, kimsenin kalbini kırmadan, herşeye mantıklı bir açıklama getirerek...
Bir de tabii LeBron stili "2010, LeBron yılı olucak herkes beni konuşacak" diye sezon ortasında açıklama yapmak var.