BIY AD

3 Haziran 2011 Cuma

NBA Finalleri: 2.Maç

Mavericks 95 - Heat 93
Futbol nasıl 90 dakikalık bir oyunsa basketbolun da 48 dakika olduğunu gördük dün akşam. Bizlere basketbolu sevdiren anları yaşadık ve Dallas'ın müthiş bir karakter ortaya koyup dramatik bir şekilde 15 sayıdan geri gelerek maçı kazanmasını seyrettik. Oklahoma önünde de benzer bir geri dönüşe imza attılar ama finallerde böyle bir geri dönüş efsane olacak cinstendi.

İlk maçın aksine hücum yönünde iki takım da daha iyi başladı maça. Özellikle dış şut konusunda hem Dallas hem Miami cephesi oldukça yüzdeli başladı. Wade henüz ilk çeyrekten topu eline alarak hünerlerini sergilemeye başlamıştı. Vasat geçen Chicago serisi ve Dallas'a karşı oynanan ilk maçın ardından onu böyle izlemek oldukça iyiydi. Takımın da belki de en iyisiydi gece boyunca. Wade geçtiğimiz altı maç üç çeyrek vasat kalmış ama bir şekilde son çeyrek ağırlığını koymayı başarmıştı. Bu kez ilk üç çeyrek inanılmaz işlere imza attı ama son çeyrek topu James'in eline teslim etti ve kenara çekildi. Muhtemelen bu tercihler Miami'nin sonunu hazırladı.

Dallas adına son 7 dakika kala maç bitmiş gibiydi. Heat 15 sayı farkı yakalamıştı ve mavilerin yüzü asıktı. Maç boyunca etkili olması beklenen Nowitzki-Kidd-Terry gibi isimlerin köşelerine çekildiği maçı müthiş bir mücadele ile buralara kadar getiren isim Marion oldu. İlk maçtaki iyi performansını arttırarak ikinci maça yansıtan Marion beni en çok şaşırtan isimlerden biri oldu gösterdiği performans bakımından. Maç boyu kötü tercihlerle saç baş yoldurtan Terry üst üste iki basket bularak geri dönüş fitilini ateşleyen isim oldu. Daha sonra Marion ve Kidd'in geri dönüşe dahil olması ile Dallas'lı oyuncuların yüzlerine inanç Heat'li oyuncuların yüzüne de karamsarlık geldi. Nowitzki'nin olaya dahil oluşu ve 22-5'lik müthiş geri dönüş serisinde Dallas'ın son 9 sayısına imza atması olayı bitiren nokta oldu.

Farkın kapandığı anlarda Heat hücumu diye bir şey yoktu parke üzerinde. Bir iki pastan sonra bire bir zorlamalar ve kötü hücumlarla Dallas'ın bu muhteşem dönüşüne zemin hazırladı aynı zamanda oyuncular. Maç boyu savunma konusunda çok iyi olan ve rakibini 18 top kaybına zorlayan Heat farkın 15'e çıktığı o tepe noktasından sonra savunmada gardını da düşürdü. Oyun kontrolünü tamamen eline alması gereken bir anda hücumda ve savunmada etkisiz kaldı Miami. Nowitzki'nin o enfes üçlüğünden sonra mola dönüşü müthiş bir set çizen Spoelstra oyunu dengeledi belki ama Dirk bu gece kazanmak için oradaydı. LeBron'un bireysel olarak kötü tercihlerinden sonra topu Chalmers'a göndermesi ve hücumun basketle sonuçlanması önemliydi ama savunmada Bosh, Nowitzki'ye faul yapmak yerine ona eskortluk etti ve Dallas galibiyeti almış oldu.

Galibiyet ile beraber çok önemli bir psikolojik avantajı eline geçirdi Dallas. Heat ilk kez evinde kaybederken böyle bir geri dönüşle kazananın Dallas olması bana biraz 2006'yı anımsattı. Psikolojik olarak avantajlı hale gelen de Dallas oldu aynı zamanda. Son 9 sayıya imza atan Nowitzki 24 sayı-11 ribaund ile oynarken, maça yüreğini ortaya koyan Marion 20 sayı-8 ribaund üretti. Kidd ise maç boyu kötüydü belki ama büyük oyuncu olduğunu bir kez daha attığı üçlükle gösterdi. 6 sayı-8 ribaund-5 asist ile oynadı ama Nowitzki ile beraber Dallas'ın en çok top kaybeden ismi oldu. Terry ise benchten gelerek 16 sayıya imzasını attı ve galibiyeti getiren isimlerin başında yer aldı.

Heat cephesine bakacak olursak Wade 41 dakika müthiş bir oyun ortaya koydu ancak kalan 7 dakikada topu LeBron'a teslim ederek köşesine çekildi. 36 sayı-6 asist ile harika bir performans sergilemesine karşın yenilgiye engel olamadı. Geçtiğimiz maç yokları oynayan Bibby 14 sayı-4 top çalma ile önemli bir katkı sağladı dün gece. James ise maç boyu başarılı bir grafik ile oynadı ancak son çeyrek rakibin geri dönüşüne yanıt olamadı. 20 sayı-8 ribaund-4 top çalma üretti ancak 5 top kaybı yapması istatistikleri açısından olumsuz bir noktaydı. Son olarak ilk maçta da kritik anda sahne alarak ekstra katkı sağlayan Chalmers dün gece de oldukça iyiydi. 9 sayıyla maçı tamamladı Chalmers ama o son saniyelerde el yakan şutun altından başarıyla kalkabilmesi de bu gece onun hakkında pozitif olmamız için yeterli bir neden olur.

2 Haziran 2011 Perşembe

2 Haziran Programı

Finaller ikinci maçı  3 Haziran Cuma 04:00'te Miami'de başlayacak. Maçın yayını Ntvspor ve HD-EN'de.

Hemen Nowitzki'nin sakatlığından bahsedeyim. Sol elindeki orta parmağında hafif bir sakatlık vardı. Fakat herkes bunun şutunu etkilemeyeciğini düşünüyordu. Öyle de olacak, zaten kariyeri şut atmakla geçti. Fakat sol eliyle hücumları bitirmek, ribaunt çekmek, sol el ile top sürmek onun için zor olacak. Sakatlanmadan önce de zorlanıyordu bana kalırsa. Ayrıca Haslem de O'nu çok iyi savundu, fizikteki en ve boy farkına rağmen. Yani, perdeden çıkıp şut savunabilen guard zaten çok azdır, bunu yapabilen bir uzun forvet neredeyse bir hayal; ama Haslem böyle bir adam. Nowitzki içeri devrildiği zaman çok iyi yardım savunması geldi Heat'ın diğer elemanlarından.

Nowitzki'nin sakatlığı konusunda Mavs koçu da olayın eğlence kısmını abartıp "Rondo tek kolla oynadıysa bellki Dirk de 9 parmak ile oynayabilir" diyerek kendini aşmış. Tabii bu işin şakası, umarım 'Jet' Terry'nin dediği gibi, Nowitzki elleri bağlı gözleri kapalı şut atabilir bu akşam.

Heat için ise yine savunma anahtar olacak. Çünkü düşük skor olduğu zaman bir şekilde kazanıyorlar, daha doğrusu Mavs gibi bir Batı Konferansı takımına karşı büyük ihtimalle kazanırlar. Bu 'bir şekilde'nin geçen maçtaki karşılığı hücum ribauntları idi. LeBron onların öneminden Bulls serisinden beri bahsediyordu zaten. Geçen maç da bunu iyi başardıklarını söylemek lazım. Düşük skorlu maçlarda rakipten 10 tane daha fazla hücum etmek (geçen maçta Heat'ın hücum ribauntları ile başardığı gibi) çok büyük artı getiriyor.

1 Haziran 2011 Çarşamba

NBA Finalleri: 1.Maç

Mavericks 82 - Heat 94
2011 Finalleri güzel bir maçla başladı. İlk devre uykudan mıdır nedir bilmem ama maç pek final havası vermiyordu. Hani parke üzerindeki ve forma üzerindeki minik logolardan finallerin bir ayağının oynandığını anlıyorduk. İki takımda müthiş savunmalarla başladı maça ve oyundaki seviye bir hayli yüksekti. Zaten maçın ilk çeyreği oldukça kısır geçti ve iki takımında skor üretmekte zorlandığı gözlendi. Belliydi ki ilk çeyrek takımlar birbirlerini tartıyorlardı.

Dallas'ın alan savunmasına geçmesiyle beraber Heat'in vereceği tepkiyi merak ediyordum. İçeri penetre konusunda sıkıntı yaşayan ve boyalı alana drive edemeyen Miami oyuncuları çizginin gerisinden şut kullanmaya başlamakta gecikmedi. İki takım arasındaki en belirleyici istatistiklerden olan üçlükler konusunda dün Heat daha iyi olan taraftı. %45 gibi önemli bir rakam ile topu çemberden geçirdi Miami ve alan savunmasına cevap verebildi. Özellikle hücumun tıkandığı anlarda sahneye çıkan Chalmers'ın katkıları ikinci devrenin sonunda Miami'yi ayakta tutan etmendi. Nitekim Chalmers maçı 12 sayı ile tamamladı ve benchten gelen desteğin başlangıcı oldu. Dallas cephesinde ise Marion'un yanı sıra ikinci çeyrek Nowitzki'nin kıpırdanmaya başlaması Heat adına tehlike sinyallerinin yanmasına yol açtı.

Üçüncü periyotta sahneye çıkan isim LeBron ve son çeyrekte de son sözü söyleyen isim Wade oldu. Dallas cephesinde ikinci yarı ortaya çıkan ve yüreğini ortaya koyan bir isim olmadı. Nowitzki'nin çabaları tek başına yetersiz kalırken ilk devre önemli katkılar veren Terry ise etkili olamadı. LeBron üçüncü periyodun sonunda üçlükleriyle dikkat çekti. İkinci devreye 7-0 ile başlayan ve rakibini erken molaya götüren Dallas'a karşı Heat çeyreğin kalanında 22-10 gibi bir skor elde etti. Son çeyrek iyiden iyiye kendini gösteren ve Mvp gibi oynayan Wade hücumda ve savunmada etkili olarak takımını galibiyete taşıdı.

Miami'nin hücum ribaundları konusunda da bu maçta fark yarattığını belirtmek lazım. Finallerde 16 hücum ribaundu almak önemli bir başarı ki elde ettiğin hücum şansları ile skor elde etme şansın artıyor. Hücum ribaundu demişken aldığı 5 hücum ribaundu ile bu konuda başarılı bir maç çıkartan Bosh 19 sayı-9 ribaund ile mücadele ederek boyalı alanda Heat adına etkili oldu. Wade son çeyrek sazı eline alarak takımı yönetti ve 22 sayı-10 ribaund-6 asist ile double-double yaptı. James ise üçüncü periyodun sonunda ortaya koyduğu yürekle takımını skor olarak öne geçirdi ve geri dönüşü başlatan isim oldu. 24 sayı ile takımının en skoreri oldu James ve yanında 9 ribaund-5 asist üretti. Heat'in en önemli artısı bench desteği oldu. Bibby ve Joel'den belki katkı gelmedi ama Haslem-Miller-Chalmers hatta kısıtlı süre alan Howard'dan dahi önemli katkılar almayı başardı Miami.

Dallas'a bakacak olursak şüphesiz takımın en etkili ismi Dirk Nowitzki oldu. Oyun disiplininden hiç kopmayan Alman yıldız 27 sayı-8 ribaund ile mücadele etti. Serbest atış kaçırmadan oynayan Nowitzki şut isabeti konusunda 7/18 ile mücadele etti. Heat böylece istediğini gerçekleştirmiş oldu ve Nowitzki'yi elinden geldiğince yavaşlattı. Nowitzki'ye ayak uydurma konusunda dün gecenin en iyisi Marion oldu. 16 sayı-10 ribaund ile elini taşın altına sokan ve sorumluluk alan Marion takımın iyilerindendi. Benchi ile önceki serilerde önemli avantajlar yaratan Dallas bu sefer bunu kullanamadı. Terry-Barea-Peja üçlüsünden sadece 14 sayı geldi ki 12 sayısını Terry üretti bunların. Chandler'ın alacağı süre ve oynayacağı oyun Dallas adına kritik nokta. Nitekim onun faul problemine girdiği andan itibaren Heat vitesi arttırmayı başardı. Yüzük için belki de son kozlarını oynayan Kidd finallerin ilk maçında 9 sayı-6 asist ile mücadele etti.

31 Mayıs 2011 Salı

31 Mayıs Programı

1 Haziran Çarşamba 04:00 Dallas Maverics-Miami Heat (NTVSPOR ve HD-EN 3D)

Ve işte geldik sona. Son seri, son maçlar. Şampiyon belli oluyor. Sezon boyu süren tüm acı, tüm sevinç, tüm heyecan, tüm çalışma, efor, ter bugün içindi. Hepsi bugün içindi. Bana göre de 2006'nın rövanşı olacak NBA Finallerinde bu iki takım karşılaşacak. Her şey sıfırlandı, tüm oyuncular, tüm kadrolar, organizasyonların tamamı bu maçlara kilitlendi. Fazla söze gerek yok, bence bu seri için istatistiğe de gerek yok, kimin ne söylediği de çok bir şey değiştirmeyecek; o yüzden tek dileğim 2006'da izlediğimiz muhteşem serinin bir benzerini izlemek. Herkese iyi seriler.