BIY AD

4 Aralık 2010 Cumartesi

4 Aralık Programı

5 Aralık Pazar 02:30 / Atlanta Hawks - Miami Heat
5 Aralık Pazar 02:30 /  Charlotte Bobcats - Philadelphia 76'ers
5 Aralık Pazar 03:00 / Houston Rockets - Chicago Bulls
5 Aralık Pazar 03:00 / Cleveland Cavaliers - Minnesota Timberwolves
5 Aralık Pazar 03:30 (NTVSPOR) / Orlando Magic - Milwaukee Bucks
5 Aralık Pazar 05:00 (NBA TV) / Dallas Mavericks - Sacramento Kings

6 maçın oynanacağı Cumartesi gecesinde dün gece aldığı galibiyetle 12-8 olan Miami, 13-7'lik Atlanta'yı yenerek rakibiyle durumu eşitlemeye çalışacak. Ayrıca 1-2 haftadır vites yükselten Mavericks zamanın en zor deplasmanlarından olan ancak şimdilerde sadece adı kalan Arco Arena'ya gidiyor.

Gecenin Hareketleri - 3 Aralık (Kobe? Bu, bu, nedir bu?)


Link

Eve geldim, Soner'in koyduğu bu videoyu gördüm. Üstüne birşey yazmasam çatlardım orta yerimden herhalde. Evet Arenas-McGee yapımı alley-oop dikkat çekici, evet Shaq'ın pası oldukça güzel, evet Nash yine klasını konuşturmuş. Ama bir hareket var ki, beni benden aldı: Kobe Bryant... Kendi sahasından aldığı topu yolda 9 kere tutup, sektirip öyle smaç yapyıor resmen.

Blog'da daha önce, LeBron'un top çalıp gidip bomboş vurduğu smaçların Top 10'da yer bulmasından ne kadar rahatsız olduğumu defalarca kez dile getirdim. Üstelik LeBron'un yaptığı stepsleri bile çalmıyordu hakemler. Hatta en komiklerinden birini paylaşmıştım. Ama Kobe'ninki onu bile geçti. Topu çaldın, tuttun, tamam buraya kadar güzel. Sektirmeye başladın, fast break'e çıkıyorsun, herşey harika. Hatta Tyreke'ten kurtulmak için topu "ayağından" açıyorsun, çok güzel hareketler bunlar. Eee sonra? Topu yolda tutup, yeniden sektirmen ne oluyor? Komik oluyor. Baya baya güldüm yani pozisyonu izlerken. Ancak hakemler için komik bile diyemiyorum. NBA TV'nin de açık steps olan bu tür hareketleri Top 10'a koymasına oldukça tepkiliyim. O kadar ki, benim gözümde değeri düşüyor NBA markasının yani...

Enes İçin Ümit Işığı

Enes'in NCAA'de oynamasının yasaklandığını artık bilmeyen yoktur herhalde. O haberi verdiğimde, Kentucky'nin itirazda bulunacağını ancak bugüne kadar profesyonel sayılan bir oyuncu hakkında verilen kararın değişmediğini yazmıştım. Kentucky Üniversitesi, şimdi itiraz etmekten vazgeçip onun yerine yeni belgeler sunup Enes dosyasının baştan incelenmesini isteyecek.

İtiraz edilmemesinin sebebi, itiraz kuruluna gidildiğinde okulun yeni belge sunma şansının olmaması. Bu konuda Calipari ve Kentucky'nin gözünü açan kişi Cam Newton isimli Amerikan futbolu oyuncusu. Onun da benzer bir şekilde NCAA'de oynaması yasaklanmış ancak yapılan itirazda Newton'ın babasının ondan habersiz para almayı kabul ettiği ve oyuncunun haberinin olmadığı bildirildi NCAA'e. Yeniden inceleme yapan NCAA, bu sefer Newton'ın kolej liginde oynaması için herhangi bir engel olmadığı yönünde bir karar aldı. Kentucky de şimdi Enes için aynı bu yolu kullanacak. Muhtemelen Enes'in cebine koyulmuş olarak gözüken paranın bir kısmından Enes'in haberinin olmadığını iddia edecek ve bunu açıklayan belgeler sunacaklardır. İşte o zaman Enes için de olumlu bir karar çıkabilir.

Görelim artık Calipari'nin şu lobisini ve işleri kotarma yeteneğini değil mi? Enes oynasın yeter...

Lakers'ta Neler Oluyor?


2 sene üst üste şampiyon olan kadrosunu Blake ve Barnes gibi iki değerli, ayrıca takımın ihtiyacı olan oyuncuyla takviye edip sezona en büyük favori olarak girmişti Lakers. Ancak sezona oldukça iyi başlamalarına rağmen arka arkaya 4 mağlubiyet aldılar. Bu 4 maçın içinde 3 deplasman olsa da Houston, Memphis ve İndiana gibi Lakers ayarında olmaktan uzak takımlara yenildiler. Öncelikle Lakers'ın sorunlarını madde madde yazayım:

Bynum'un Yokluğu: En önemli eksiğin bu olduğuna şüphe yok. Bynum sezon başından beri forma giyemediği için takımın en büyük kozlarından biri olan pota altı gücü o beklenen dominantlığında değil. Ayrıca Gasol 5 numarada oynamak zorunda kaldığı için ve kendisinden daha kalıplı uzunlarla eşleşmek zorunda kaldığı için daha sezon başı olmasına rağmen fizik olarak yıprandı ve sezon başında MVP performansını son maçlara yansıtamasının nedeni de muhtemelen bu. Roy Hibbert ve Marc Gasol gibi ligin iki dinamik uzununa karşı gösterdiği performanslar da tezimi kanıtlayacak nitelikte.


Kobe Sorunu: Kobe bana göre ligin en değerli oyuncusu,öncelikle bunu belirteyim. Ancak normal sezonda Kobe'nin maç seçtiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Kimi maçları playoff havasında oynarken kimi maçlarda savunmaya hiç takılmıyor bile. Yine o savunmaya takılmadığı maç demetlerinden birindeyiz ve Kobe yardım savunmasını yaptıktan sonra adamına dönmeye bile tenezzül etmiyor. Kobe'nin playofflarda bu anlayışla oynamayacağını rahatlıkla söyleyebilirim ancak normal sezondaki bu isteksizlik -en azından işin savunma kısmında- takımı olumsuz olarak etkiliyor.

Efektif Hücum Edememe Sorunu: Lakers'ın hücum sistemi olarak ligin en iyi takımı olduğunu söylemek mümkün. Üçgen hücum ve ona yatkın oyuncular eşliğinde ligin en iyi hücum takımı olabilir Lakers, en azından yarı saha basketbolunda. Ancak yine normal sezonda dönem dönem yan rollerin performanslarının düştüğü anlarda Kobe sorumluluğu tek başına almak ve maçı kazandırmak istiyor. Kobe kesinlikle bu kapasiteye sahip ancak böyle çeşitli hücum silahlarına sahip bir takımda maçları tek başına almaya çalışması takımı olumsuz etkiliyor. Örneğin iyi başladığı Memphis maçında Gasol, Artest, Shannon, Odom gibi isimlerin kötü performans göstermesiyle Kobe'nin hücumu kendi egemenliğine alıp yanlış tercihler yapması uzun zaman almadı. Kobe'nin bu şekilde tercihler yapmasında ise sezona çok iyi başlayan Shannon ve Gasol'un performanslarının düşmesinin de etkisi var şüphesiz.


Guard Savunması: Kobe'nin genelde ligin en iyi savunma beşine seçilmesine rağmen savunmaya en azından normal sezonda pek takılmadığından bahsetmiştim. Bu senelerdir normal sezonda "dökülen" Fisher'ın performansıyla birleşince Lakers kısa savunmasında ciddi sorunlar yaşıyor. Fisher iki senedir sezonun en kritik anlarında inanılmaz katkılar verdi ancak bu normal sezona pek takılmadığı gerçeğini değiştirmiyor.

Bunlar genel hatlarıyla Lakers'ın sorunları. Bu sorunları daha fazla açadabiliriz tabii ki. Örneğin Artest'in hücumda efektif kullanmayıp bunun savunmaya yansımasından bahsedebiliriz. Artest pozisyonuna göre çok güçlü bir isim ve potaya yakın yaptığı post uplarla rahatlıkla skor üretebilecek kapasitesi var. Ancak Phil Jackson Artest takıma katıldığından beri bunu düşünmedi. Artest sadece -Hido'nun geçen sene Toronto'da olduğu gibi- corner jumper - hücumda rolü olmayan sadece cezaları kesen - rolünde. Artest'in şutör özelliğinin istikrarsız olduğu düşünüldüğünde kendisinden hücum kısmında yeterli verimin alınamadığını bunun da oyunun konsantrasyon kısmında sıkıntı yaşayan Artest'in savunma performansını da etkilediğini söyleyebiliriz. Ya da Blake'in uyum sürecinden bahsedebiliriz. Ancak Lakers'ın genel sorunun senelerdir olduğu gibi normal sezona fazla takılmamak olduğunu söyleyebiliriz. Kobe ve Fisher başta olmak üzere takımın özellikle savunmada istenilen seviyede olmaması bu düşüşün sebebidir ancak Lakerslılar için -ki ben de onlardan biriyim- asıl endişe verici olan ayın 7'sinde başlayacak deplasman turudur. 14 günde 9 Doğu takımıyla deplasmanda karşılacaklar. Ayrıca bu turda -ortalarına doğru- Bynum'ın da dönmesi tahmin ediliyor. Bynum döndükten ve deplasman turnesi geçildikten sonra Lakers için daha sağlıklı bir değerlendirme yapmak mümkün olacaktır.

3 Aralık 2010 Cuma

3 Aralık Programı

4 Aralık Cumartesi 02:00 / Portland Trail Blazers - Washington Wizards
4 Aralık Cumartesi 02:00 / Oklahoma City Thunder - Toronto Raptors
4 Aralık Cumartesi 02:00 / New Jersey Nets - Charlotte Bobcats
4 Aralık Cumartesi 02:30 / Philadelphia 76'ers - Atlanta Hawks
4 Aralık Cumartesi 02:30 / Orlando Magic - Detroit Pistons
4 Aralık Cumartesi 03:00 (NBA TV) / New York Knicks - New Orleans Hornets
4 Aralık Cumartesi 03:00 (NTV) / Chicago Bulls - Boston Celtics
4 Aralık Cumartesi 03:00 / Houston Rockets - Memphis Grizzlies
4 Aralık Cumartesi 03:30 / Minnesota Timberwolves - San Antonio Spurs
4 Aralık Cumartesi 04:00 / Los Angeles Clippers - Denver Nuggets
4 Aralık Cumartesi 04:00 / Indiana Pacers - Phoenix Suns
4 Aralık Cumartesi 05:30 / Dallas Mavericks - Utah Jazz
4 Aralık Cumartesi 05:30 / Sacramento Kings - Los Angeles Lakers

Canlı yayınlanan maçların aynı saatte olması yine bizim açımızdan kayıp. Şu Bulls-Celtics maçı, Boozer eğer ısınmış olsaydı çok daha çekici bir hal alırdı benim gözümde. Gecenin en güzel maçı olarak Mavs-Jazz'i gösterebilirim herhalde. Onun dışında 10 kadar önce Spurs'ü evinde az kalsın yenen Timberwolves bu sefer deplasmana gidiyor. Sezona çılgın formda giren ve son 2 haftada beklediğim şekilde düşüşe geçen Hornets, Knicks deplasmanında. Yeniden doğru yola girmeleri için bir fırsat. Hoş ben onların çok da başarılı olacaklarını düşünmüyorum lige fırtına gibi girmelerine rağmen. Son olarak Denver'ın formsuz, sakatlıklarla boğuşan pota altına karşı Griffin'in neler yapacağını izlemek eğlenceli olabilir. Thunder'ı Durant için izleyecekleri uyarayım, Durant yine yok. Magic'te ise Dwight büyük ihtimalle oynamayacakmış.

Bugün ve yarın bana maçlar haram gibi duruyor, sabah erkenden işlerim var. Herkese iyi seyirler.

Gecenin Hareketleri - 2 Aralık


Link

Wade'in smaç pozisyonunda, LeBron'un heyecanla ayağa kalktıktan sonra içinde bulunduğu durumu hatırlayıp aynı hızla yerine oturma kısmını atlamışlar. Pozisyonun devamını gösterselerdi 1 numaram o olurdu. Ama bu haliyle top 5'te LeBron'un ters turnikesi benim de favorim.

LeBron Cleveland'ı Susturdu


NBA tarihine geçecek bir maç olabilirdi... NBA ilk defa toplu bir protestoya hazırlanıyordu ve protestonun boyutları gerçekten büyüktü. T-shirt'ler, pankartlar, yuhalamalar... Hatta biraz da işin tadını çıkararak Delonte West tezahuratı bile yapıldı. -LeBron'un annesiyle birlikte olduğu dedikoduları çıkmıştı- Pankartları ve tezahuratları da bir gözden geçirelim:

-Akron Hates You Too: Akron yani doğduğun kasaba da senden nefret ediyor.
-Remember Game 5: Boston karşısında oynanan Doğu finali 5. maçından bahsediyorlar. LeBron sadece 3 saha içi isabeti bularak 15 sayıda kalmıştı.
-Bieber>LeBron: Justin Bieber'dan bahsediyor.
-We should have drafted Darko: Bu pankartların en iyisi. Darko Milicic'i draft etseydik daha iyi demişler.
Lyin' King: Aslan kralı yalancı kral olarak değiştirmişler.


Bunun dışında maç boyunca yapılacak tezahuratlar da daha önceden belirlenmişti. Ona da şuradan ulaşabilirsiniz. Her şey kusursuz gözüküyordu. Ancak LeBron sahaya rahat çıkmıştı, mutlaka gerginliği vardır ancak maça çok iyi başladı ve baskının artmasına hiç izin vermedi. Son çeyrekte hiç oyuna girmediği maçta 38 sayı 5 ribaund 8 asist ile oynadı ve maçın yıldızı oldu.


LeBron özelinden çıkıp biraz da maç değerlendirmesi yapmamız gerekirse rahatlıkla söyleyebilirim ki Cleveland oyun zekası NBA'deki en düşük takımlardan biri. Bi' tane de oyun zekası yüksek oyuncuları yok. Bu da onların hücumunu çok etkiliyor. Aslında Doğu standartlarında kötü bir takım değiller ancak Mo Williams ve Gibson takımı organize edebilecek oyuncular değiller. Mo Williams daha ilk iki pozisyonda bunu hatırlattı bizlere zaten. Biraz daha oyun zekası yüksek bir guardla Miami'yi çok daha fazla zorlayabilirdi. Miami'nin pota altı zaafını düşünürsek JJ Hickson'da maça iyi başlamışken kesinlikle kullanılmalıydı. Ancak Cleveland bir süre sonra üçlüklere yönelmeye başladı. Pota altını unutmuşlardı sanki. Miami'de de üç yıldız da -eğer kaçırmadıysam ilk defa- aynı anda iyi performans gösterdi özellikle ilk yarıda. Devre bittiğinde 3ü de çift hanelere çıkmıştı bile ve devrede maç bitmişti. Ne protesto beklenildiği gibi oldu ne de maç. NBA tarihine geçmesi beklenen maç ise maç başındaki yuhalamalar ve güzel pankartlarla kaldı.

2 Aralık Programı (Cleveland LeBron'a Hazır)

3 Aralık Cuma 03:00 / Miami Heat - Cleveland Cavaliers
3 Aralık Cuma 05:30 (NBA TV) / Phoenix Suns - Golden State Warriors

LeBron'un Cleveland'a döndüğü maç maalesef canlı yayınlanmıyor. Miami'de sıkıntı çeken yıldız oyuncu için hiç de güzel bir gece olmayacak. Quicken Loans Arena'da ekstra güvenlik önlemleri alınmış olsa da, ufak çaplı taşkınlıklar veya normalde Amerikalı seyircilerden görmediğimiz tepkilere/hareketlere şahit olabiliriz. Zaten Cavs taraftarı LeBron'a kendilerini sattığı için tepki koymak ve onu oyundan düşürmek adına organize bir şekilde tezahüratlarda bulunacak. Bunun için bir Twitter sayfası kuruldu. Ayrıca tezahüratların organize edilmesi için bir başka twitter sayfası daha var, tezahüratlar için de şuraya tıklayabilirsiniz.
LeBron da Cleveland'a dönmesi hakkında konuşurken, maç başlarında yaptığı klasikleşen "Pudra atma" olayını muhtemelen gerçekleştireceğini söyledi. Bu mesela taraftarların tepesini attıracak bir hareket olacaktır eminim ki. Tabii 'muhtemelen' kelimesi, cayma ihtimali sunuyor kendisine.

Bakalım neler olacak maçta. Böylesine adrenalin dolu bir maçın yayınlanmaması yazık gerçekten. Ama tabii bu tarz az maç olan günlerde Amerika'da ulusal televizyonda yayınlanan maçın bizim NBA TV'ye verilmediğini hatırlatayım. Yani yapılacak birşey yok. Diğer maç ise iki savunma özürlü takımı buluşturuyor. Hatta yanılmıyorsam şu anda ligin bu konuda en kötü takımları Suns ile Warriors. Çok sayıda hücum ve dolayısıyla sayı izleyeceğimiz, basketbolun doğrularını nadiren bulabileceğimiz bir maç olacaktır herhalde (savunmadan bahsediyorum, yoksa hücumda Suns en azından Nash sayesinde hala ligin en iyilerinden).

2 Aralık 2010 Perşembe

Gecenin Hareketleri - 1 Aralık


Link

Boozer’lı Bulls’a Genel Bir Bakış

Öncelikle belirtmeliyim ki, bu yazı tamamen Boozer’ın ilk maçı ve Bulls’un sezon başından beri gösterdiği performansın bende oluşturduğu hissiyatla klavyeye alınmıştır. İlerde kendilerinin daha çok maçını izledikçe değiştirmem gereken fikirler olursa bilahare yazarım.

Büyük ümitlerle sezon başında takıma katılan, fakat sonrasında yaşadığı sakatlık sebebiyle yaklaşık 15 maç kaçıran Boozer, dün gece ilk kez yeni formasıyla seyircisi karşısına çıktı. Maçın ilk dakikalarında kendisine görücü gelmiş gelin adayı gibi son derece çekingen, potaya top atmak bir yana bakmayan bile, savunmada da takımın en konsantre görünen ismiydi. Hatta bir iki kere yardım savunmasına bile geldi ki, böyle bir kategoride istatistik tutulsaydı eğer kariyer rekorunu kırdığını iddia edebilirdim kendisinin. Kafamda kurdum, Thibodeau’nun savunma sistemi, takımdaki herkesin rolünü ve haddini bilmesi hemen mi etkiledi acaba bu adamı? Cevabımı almam çok uzun sürmedi. Meğer o ilk heyecanmış iyi niyetinin ve gösterdiği eforun sebebi. İlk birkaç dakikanın ardından bildiğimiz Boozer sahne almaya başladı…

Bildiğiz Boozer dediysem sadece kötü anlamda değil, olumlu ve olumsuz yönleriyle bildiğimiz Boozer döndü. Yani daha çok skoru düşünen ve savunmada çok da etkili olamayan Boozer… Şut girişimleri, savunma hataları falan derken devre oldu ve maç da bitti neredeyse. Çünkü Magic farkı açıp maçı kopma seviyesine getirdi iki çeyrek sonunda. Maçın devamı da sağlıklı analizler yapabilmek için çok uygun değildi zaten. Merak edenler için Boozer 22 dakikada 5 sayı- 2 ribaund yaptı. İstatistiklerini de verdikten sonra Boozer konusunu kapatarak Bulls konusuna gireyim kısaca.

Bulls oldukça genç, potansiyelli olması sebebiyle temeli sağlam bir kadroya sahip. Oyuncuların yavaş yavaş potansiyellerine ulaşıyor olması da çok önemli bir artı. Bunun yanı sıra Del Negro gibi ligin en …(kalitesiz kelimesi sanırım buraya uyar) koçunu yollayıp yerine Thibodeau’yu getirdiler ki, bu hamle hedeflerini alenen ortaya koydu. Rose'un önderliğinde sene başından beri şut defectini bertaraf etmiş ve mevcut haliyle ligin en iyi uzunlarından sayılabilecek bir Noah ve ligin belki de en iyi skorer uzunlarından Boozer… E daha ne olsun kağıt üzerinde baya baya korkutucu bir takım.

Gelin görün ki bir dizi de açık görünüyor mevcut haliyle Bulls’da. Takımda bireysel anlamda sırıtan tek isim Bogans. Savunmasını beğenirim ama hücumda takımı tam anlamıyla baltalıyor. Ceza şutlarını kesmekten başka hiçbir fonksiyonu olmayan Bogans’ın istatistiklerine bir bakayım dedim gözlerime inanamadım. Kariyerinin son yıllarında şutlarının nerdeyse tamamını (!) üçlük deneyen bu adam, bu sene %27 dış şut isabeti ve %36 saha içi isabetiyle oynuyor. Yuh derler adama, ben çıksam muhtemelen daha kötü bir yüzdeyle atmam. Boozer’a yukarıda değindim ama bu konuda da ele almak istiyorum. Bir kere kesinlikle ligin en iyi skorer uzunlarından. Ayrıca yine ligin en iyi pick and roll oynayıp skora gidebilen oyuncularından. Tam da bu noktada işin içine Rose’un Boozer’ı oynatabilme kapasitesi giriyor. Rose çok iyi bir oyuncu belki ama asla bir Deron Williams değil. Onun kadar iyi ne bir saha görüşü var ne de oyun zekası. Screen sonrası sağını solunu görebilmesi bir tarafa etrafına bakmıyor bile doğrudan çemberi düşünüyor. Bu da Boozer’ın skor opsiyonlarını hayli kısıtlıyor. Tüm bunlara bir de Boozer’ın savunma zafiyeti ve onu yedekleyecek isimlerin tecrübesiz olmaları eklenince (Kurt Thomas oynamayacaktı da ne diye alındı anlamış değilim) kağıt üzerinde albenisi olan bu takımın olması gerekenden çok fazla açığı olduğu sonucu ortaya çıkıyor. Velhasıl şampiyonluk veya konferans finalisti gibi etiketler Bulls için şimdilik hayal gibi görünüyor. Ama zaman ne getirir bilinmez, izleyip görmek lazım.

Nets Adamı Basketboldan Soğutur


Link

Gece 5-6 maça birden baktım, Thunder-Nets ile Spurs-Clippers neredeyse tamamını izlediğim iki maçtı. Üst üste 4. maçını kaybeden Lakers'ı sadece 2 dakika izledim, nedense içimden gelmedi. Neyse konu o değil, Lakers'ı tutan Doğuş'tan bir yazı alırız yakında. Konu dün gece Nets'in beni basketboldan soğutması, üstelik de gecenin açık ara en çekişmeli maçında bunu yapmayı başarıdlar... Anlatılmaz yaşanır gerçi ama biraz anlatmaya çalışayım.

Öncelikle Nets'de Lopez ile Farmar'ın maçın genelinde iyi oynadıklarını ve takımı taşıdıklarını belirteyim ve sonra özellikle bu iki oyuncunun yaptıkları hatalara değinerek başlayayım.

Efendim, maçın bitimine 20 saniye var, Nets 1 sayı önde. Lopez potaya 6 uzakta topu alıyor, etrafında kimse yokken. Herkes üstüne koşarken Graham'a pas vermek yerine, penetre etmeyi tercih ediyor ve topu kaybediyor. Bununla da kalmıyor, takımın faul hakkı dolmuşken gidip top kucağına düşen Harden'a çarpıyor ve Thunder'ın öne geçmesini sağlıyor. Şaka gibi bir hata.

Alınan moladan sonra, Farmar "Durun ben size Lakers taraftarını niye benden yaka silktiğini göstereyim" dercesine saçma sapan bir fade away atıyor, sonuç şaşırtıcı değil: Airball. Top yine Thunder'da ve taktik fauller sonrası fark 3. Neyse ki Morrow devreye giriyor ve attığı üçlükle maçı uzatmaya götürüyor.

Nets yine Durant'sız rakibi karşısında öne geçiyor uzatmada, fark 4. Bitime 1 dakika var, topu şut saatinin bitimine 5 saniye kala Brook Lopez ile potaya 6 metre mesafede buluşturuyorlar. Muhteşem bir hücum gerçekten. Lopez de akıllanmamış olacak ki yine penetre ediyor, bu sefer bir de penetre sırasında Nash asisti yapmayı deniyor bounce pas atarak pota altına. Top yanılmıyorsam Krstic'e çarpıyor ve 24 saniye süresi doluyor. Thunder Westbrook ile farkı iki sayıya indirdikten sonra Nets hücumunda Brook Lopez'den harika bir suç seçimi görüyoruz. Kendisi 4 metreden hook deniyor: Elbette başarısız. Ribaundu alan Thunder'da yine Westbrook sahneye çıkıyor ve eşitliği sağlıyor. Nets'in hala 7 saniyede maçı kazanma şansı var ancak mola alan Avery Johnson'ın tahtasından çıkan oyun sonucu (veya Farmar'ın beceriksizliği) Brook Lopez üçlüğün bir adım içinden şut kullanmak durumunda kalıyor ve airball atıyor, maç ikinci kez uzuyor.

İkinci uzatmada Nets'imiz yine önde, hem de maçın bitimine 5 saniye kala 3 sayıyla. Thunder topu oyuna soktuğu anda Avery Johnson'ın talimatıyla taktik faul yapıyor Nets ve faul hakkını bilerek dolduruyor. Böylece top yeniden oyuna sokulduğunda, tekrar taktik faul geleceğini anlıyor Scott Brooks. Hemen molayı alıyor oyunu çiziyor. Üçlüğün orada topu alan Green hemen şuta kalkıyor ama robot gibi faul yapmaya programlanmış Graham kendini durduramıyor ve şut sırasında faul yapıyor. Hatta şut da girmeye çok yaklaşıyor. Orada az dua etmedim mesela ben, girsin de Avery ve Nets'e kapak olsun diye. Sonuç olarak faulleri sayıya çeviren Green maçı üçüncü kere uzatmaya götürüyor.

Bu son uzatmada Thunder artık maçı Nets'in haketmediğini anlıyor ve son 6 saniyeye, 3 farkla önde giriyor. Yine sahneye çıkan Farmar, kaldırıp üçlük atacağına içeri penetre edip Morrow'a pas vermek istiyor ancak hem zaman yeterli değil hem de Harden araya giriyor. Maç bitiyor. Burada penetre edip, dışarıdaki boş adamı bulmanın nesi yanlış diye düşünenler olabilir. Ama atlanılan bir nokta var, Nets'e üçlük lazımken, Farmar'ın pota altına dalması hiçbir tehlike yaratmıyor. Varsın atsın turnikeyi, oooh ne güzel, Thunderlı oyuncular gider kutlar bi de Farmar'ı "Aferin lan ne güzel attın" diye. İşte o yüzden Harden zaten hiç içeri yardıma gelmeden direk Morrow'u kolluyor ve araya girip maçı bitiriyor.

Kısacası Nets'in oyun kurucusu, pivotu ve koçu birlik olup maçı Thunder'a verdiler. Son uzatmada takmının bulduğu 13 sayının hepsinde imzası olan Westbrook'a da "Hayvansın" demek istiyorum. Durant'sız maçta 38 sayı ile takımını sırtladı, onunla beraber kritik yerlerde sayılar atan ve 37 sayı ile kariyer rekorunu kıran Green'e de tebrikler (her ne kadar kendisini hiç beğenmesem de).

İşin özeti; Nets geçen seneden farklı değil. Bu tarz maçları mağlubiyet rekoru kırmaya giderken de kaybediyorlardı, hala kaybediyorlar. Sadece kadro biraz daha iyi olduğu için galibiyet-mağlubiyet oranları arttı o kadar. Yoksa aman derim, basketbol izlemek istiyorsanız gidin başka takım tercih edin. Avery Johnson da eğer Brook Lopez'e topu özellikle potadan 5-6 metre uzakta veriyorsa, acilen kafasına saksı falan düşmeli...

Edit: Özeti çıkmış maçın, ekledim. Hataları gösterdiğim bütün pozisyonlar var yanılmıyorsam.

Günlük Tahminler - 1 Aralık

Noah 13. Ribaund Alt (Betsson)
Kariyeri boyunca Magic karşısında ribaund kategorisinde açılan bareme ulaşamayan Noah'ın bu gece de ulaşamayacağını düşünüyorum. Magic'in dış şuta çok yönelmesi ve kaçan topların abuk yerlere sekme ihtimali, Noah'ın Howard'ı boxout edememe -etse bile ribaundlara kanalize olamama- ihtimali ve hatta faul problemine girebilme ihtimali bahisimiz adına ciddi anlamda olumlu yanlar. Bunların yanı sıra Orlando'nun ligin en az savunma ribaundı veren takımlarından biri olması da artı etken. Bahisin tek olumsuz görünen yanı ise maçın hızlı tempoda geçebilme ihtimali. Bu koşullar altında denemeye değer görünüyor. Herkese bol şans...

NOT: Tahminlerimizin oluşturacağı olumlu veya olumsuz durumlardan KP ailesi olarak sorumluluk kabul etmeyeceğimizi ve Türkiye'de yasal olmayan sitelerdeki bahisleri yurt dışındaki okurlarımız için değerlendirdiğimizi belirtmeliyim.

1 Aralık 2010 Çarşamba

1 Aralık Programı

2 Aralık Çarşamba 02:00 / Memphis Grizzlies - Atlanta Hawks
2 Aralık Çarşamba 02:00 / Oklahoma City Thunder - New Jersey Nets
2 Aralık Çarşamba 02:00 / Washington Wizards - Toronto Raptors
2 Aralık Çarşamba 02:30 / Portland Trail Blazers - Boston Celtics
2 Aralık Çarşamba 02:30 / Detroit Pistons - Miami Heat
2 Aralık Çarşamba 03:00 (NBA TV) / Orlando Magic - Chicago Bulls
2 Aralık Çarşamba 03:00 / Charlotte Bobcats - New Orleans Hornets
2 Aralık Çarşamba 03:30 / Minnesota Timberwolves - Dallas Mavericks
2 Aralık Çarşamba 03:30 / Los Angeles Lakers - Houston Rockets
2 Aralık Çarşamba 04:00 / Milwaukee Bucks - Denver Nuggets
2 Aralık Çarşamba 04:00 / Indiana Pacers - Utah Jazz
2 Aralık Çarşamba 05:30 / San Antonio Spurs - Los Angeles Clippers

24 takımın sahne alacağı Salı gecesinde lig lideri Spurs, Clippers deplasmanına gidiyor. Ayrıca arka arkaya aldığı 3 mağlubiyetle başta taraftarları olmak üzere herkesi şoka uğratan Lakers, Texas topraklarında bu seriyi Rockets karşısında sonlandırmak adına sahaya çıkacak. Dişli takımlara karşı kolay sinen Rockets'a karşı kazanacaklardır artık herhalde. Yayınlanacak maçta ise Doğu'nun 2 elit takımı karşılaşıyor, maçın en ilgi çekici noktası ise Carlos Boozer'ın muhtemel dönüşü.

30 Kasım'dan Notlar


Günün Hayvan Performansları:
-İlk sırayı büyük bir ustanın performansına ayırdım bugün: Deplasmanda hiç yenilmeyen takımının Golden State engelini de aşmasını sağlayan Tim Duncan'a. 15 sayı 18 ribaund 11 asist (kariyerinin en yüksek rakamı) ile oynayan Duncan Mayıs 2008'de Lakers karşısında yaptığı 19-15-10'dan sonra ilk defa bir triple double yaptı ve maçın da kahramanı oldu.

-Mike Conley, takımı Lakers'a üst üste 3. mağlubiyetini tattırırken Mike Conley 13 şutunda 10 isabet bularak 28 sayı üretti ve kendi adına sezonun en yüksek rakamına ulaşarak takımını galibiyete taşıdı.

-Deplasman turnesindeki İndiana, Lakers'tan sonra bir başka Pasifik takımı olan Sacramento'yu devirirken Danny Granger 37 sayıyla sezonun en yüksek rakamına ulaşmış. Ayrıca tüm Sacramento beşinin sadece 39 sayı üretmesini de ilginç bir not olarak belirtmek lazım.

-Mozgov'un benche çekilmesinden sonra 5 numaraya kaydırılan kaydırılan Amare en azından hücumdaki etkili performansını sürdürüyor. Detroit maçındaki 37 sayıdan sonra New Jersey karşısında da 35 sayı 9 ribaund ile oynayıp takımını galibiyete taşıyan isim oldu.

-3 maçlık sakatlığından döndüğü Toronto maçında 14 asistine rağmen sadece 4 sayı atabilen ve bunun yanında 8 top kaybı yapan Rondo Cleveland deplasmanında kendine geldi. Takımı Cleveland'ı deplasmanda geçerken Rondo 23 sayı 12 asist 5 ribaund ile takımının yıldızı oldu.


Boşa Kürek Çekenler:
-Brook Lopez Amare'yle girdiği düelloyu ufak bir farkla da olsa kazanmış ancak takımını 36 sayı atmasına rağmen galibiyete taşıyamadı.

-Stephen Curry'de yine çok iyi sayı performansı göstermesine rağmen takımını galibiyete taşıyamayanlardan. Ligin en iyi şutörlerinden olan Curry, 32 sayı 5 asist ile takımının en iyisi oldu ancak formda Spurs karşısında galibiyeti getiremedi.

-Matthews iyi performanslarına devam ediyor. Batum'un yokluğunda ilk beşe yerleşen Matthews formsuz takımının arka arkaya 4. mağlubiyetini almasına engel olamadı ancak 26 sayıyla maçın en skorer ismi oldu.

Gecenin Hareketleri - 30 Kasım


Liink

LeBron vs Spoelstra (ve Riley)


Link

Yüksek lisanstaki ödevler, projeler ve sınavlar üst üste gelince birkaç gündür siteye bakamadım bile. Sadece arada maçları izleyebildim bir kaç tane. Heat-Mavs maçını izlerken birşey dikkatimi çekti, LeBron parkedeyken ve özellikle de kenardayken, çok umursamaz bir havadaydı. Hatta Spoelstra'ya neredeyse hiç saygı duymadığını düşünmüştüm. League Pass'te mola alındığı anda maç değiştirdiğim için arada kaçırmıştım bu enstantaneyi.

Her ne kadar Spoelstra ile LeBron durumu inkar etseler de, bence ve pek çok kişiye göre LeBron bilerek omuzu koyuyor koçuna. Ayrıca Adrian Wojnarowski kaynaklı çıkan dedikodulara göre (kendisi baya bir anti-LeBron'cudur) LeBron, her dediğine "Evet" demeyen koçundan memnun değilmiş. Bu doğru veya değil demek tamamen Wojnarowski'ye olan güveniniz ile alakalı bir durum. Ben açıkçası NBA'in en iyi duyumcusu olduğunu düşünüyorum kendisinin ama konu LeBron olunca biraz kendinden de birşeyler katıyor olabilir, zira Amerikan medyasında Woj kadar LeBron'u yerden yere vuran pek kişi yok. Ama ne olursa olsun, Woj'un yaptığı bu haber, LeBron'un Mavs maçında gözlemlediğim vücut dilini ve koçuna karşı yaptığı hareketine açıklık getiriyor bence.

Konu şu, LeBron kendisine iltimas geçilmediği için mi koçuna karşı tepkili, yoksa takımın başında henüz 40 yaşında, tecrübesi sınırlı, kendini yeterince kanıtlamamış bir koç olması mı problem? İlki zaten LeBron'un kendini beğenmişliği ve egosuna bağlı birşey, yanlış olduğu tartışılmaz bile. İkinci opsiyon ise yine yanlış olsa da en azından daha kabul edilebilir bir sorun. Takımın yıldızı (bu sezon izlediğim Miami maçlarında LeBron'du genellikle) koçtan memnun olmama hakkına sahiptir ama bu, onun terbiye ve saygı sınırlarını aşması için asla yeterli bir sebep değildir. Böyle iki opsiyon halinde yazıyorum çünkü, LeBron'un neden koçuna böyle bir tepki verdiğine dair Amerika'dan binlerce kilometre ötede yaşayan kendimi geçtim, Wojnarowski bile %100 emin olmayabilir.

Kısacası orta çaplı bir kriz var Heat'de. Spoelstra henüz (özellikle hücumda) takımın kimyasını oturtabilmiş değil. LeBron genellikle oyun kurarken, Wade'in topsuz oyunda çok zorlandığını görüyoruz. Hatta zaman zaman maçtan kopup, tekrar maçın içine girebilmek için gereksiz pozisyonları zorladığı oluyor Wade'in. Diğer türlü baktığımızda topu Wade'e teslim etseniz, LeBron'un Wade'den daha çok sıkıntı çekeceğini düşünüyorum şahsen. Ayrıca Wade'in, oyun kurmak konusunda LeBron'un 1-2 adım gerisinde olduğu gerçeğini de es geçmemeliyiz. Medyada çoğunluk Spoelstra'ya destek çıksa da, ben gidişatın düzelmemesi halinde All-Star civarından sonra Godfather Riley'nin takımı devralmasını bekleyenlerdenim. Bunun nedenleri, hem yıldızları çok daha iyi idare edebilecek bir yapısı ve tecrübesi olması, hem de taktisyen olarak onu Spoelstra'nın önünde görmem. Yani daha doğrusu "Doğrusu Riley'nin gelmesidir" demiyorum, gönlümden geçen o sadece. Örneğin şampiyonluğa oynayan bir takımın koçunun geçen sene playofflar'dan ders almaması ve aynı hatayı tekrarlamasını kabul edemediğimi söylemeliyim. Pierce'a karşı takımının faul hakkı varken kullanmayan genç koç, playofflar'da mağlubiyetin sorumlusu olmuştu. Aynı senaryoya bir hafta kadar önce Grizzlies'e karşı da şahit olduk, Rudy Gay maçı kazandıran basketi atarken...

Bu arada omuz olayın üstünden 3 gün geçtiği için zaten çoğunuz izlemişinizdir ama, bilmeyenler için bir de LeBron'un iki sene önce Mike Brown'a attığı omuz var. Onun da videosu aşağıda, ancak bana sorarsanız bu, geçen günküne kıyasladığımız zaman daha bir kaza gibiydi.


Link

30 Kasım 2010 Salı

Sakatlık Raporları

Chicago Bulls'tan nihayet müjdeli haber geldi ve Carlos Boozer'ın takımla antremanlara başladığı açıklandı. 80 milyon dolarlık kontratın üstüne evde çantasına takılıp elinin üstüne düşen Boozer burada oluşan kırık yüzünden 2 aydır basketbol oynayamıyordu. Nihayet Bulls taraftarı eksik olan son parçanın da monte edilmesiyle takımlarını birkaç maç içinde tam kadro izleyebilecekler. Uyum sağlanıp, sistem oturtulursa Doğu'nun favorilerinden olur gibi geliyor bana Bulls. Boozer-Noah kadar birbirini tamamlayan 2 uzun tanımıyorum. E Deng malum artık kalitesini ortaya koymuş bir oyuncu, bir tarafta da Rose gibi ligde eşi benzeri bulunmaz bir lider var. Şampiyonluk neden olmasın ?

Boozer dışında yine uzun süredir parkeye adım atmamış Portland uzunu Joel Przybilla da takıma dönüyor. Hatırlayacağınız üzere o da Boozer'a benzer bir şekilde evde banyo yaparken henüz yeni iyileşmiş dizinin üstüne düşmüş, aylarca süren bir tedavi görmek zorunda kalmıştı. Bu dönüşle beraber Oden'in gidişiyle zayıflayan Blazers uzun rotasyonu da bir nebze olsun rahatlayacaktır.

Ayrıca artık sakatlık kelimesini yanında görmeye alıştığımız Lakers pivotu Andrew Bynum'ın tedavisi de bir süre uzamış. Oyuncunun çoktan dönüş yapması beklenirken en erken Aralık ortalarında sahada olması tartışılmaya başlandı bile.

Yine şanssızlık kurbanı olan bir diğer oyuncu Delonte West ise kırdığı bileğinden başarılı bir ameliyat geçirmiş. Oyuncunun en az 1 ay basketboldan uzak kalması bekleniyor. Cezası yeni bitmiş, yeni yeni alışıyordu takımına, uyumu için çok çok kötü oldu bence. Hele ki sıkıntılı bir adam olduğunu düşünürsek geri dönüşü pek hayırlı olmayabilir.

Bunlar dışında Rockets'ın şu anki durumundan kurtulması için çok kritik olan iki isim Yao ve Brooks'un da yakın zamanda dönmesi bekleniyor. Yao'nun 1-2 hafta içinde geri gideceğini varsayarsak, Brooks'un sağlıklı dönmesi onlar adına hayati önem taşıyor. Oyuncu büyük ihtimalle bu hafta sahada olacak.

30 Kasım Programı

1 Aralık Çarşamba 02:00 (NBA TV) / Boston Celtics - Cleveland Cavaliers
1 Aralık Çarşamba 02:00 / Detroit Pistons - Orlando Magic
1 Aralık Çarşamba 02:00 / Portland Trail Blazers - Philadelphia 76'ers
1 Aralık Çarşamba 02:30 / New Jersey Nets - New York Knicks
1 Aralık Çarşamba 03:00 / Los Angeles Lakers - Memphis Grizzlies
1 Aralık Çarşamba 05:00 / Indiana Pacers - Sacramento Kings
1 Aralık Çarşamba 05:30 / San Antonio Spurs - Golden State Warriors

7 maçın oynanacağı Salı gecesinde deplasmanda maç kaybetmeyen Spurs bu sefer ORACLE Arena'da galibiyet arayacak. Ayrıca Gasol kardeşleri karşı karşıya getirecek mücadelede Lakers Memphis deplasmanına gidiyor.

Gecenin Hareketleri - 29 Kasım


Link

Gecenin en güzel hareketine Green'in bloğu diyorum. Chris Paul'un hızlı hücumunu kesmek her babayiğidin harcı değil.

Ve Hidayet Benchte

Phoenix Suns'ta beklenen gelişme yaşandı ve koç Alvin Gentry kötü gidişatına dur diyemeyen Hidayet'in ilk 5'teki yerini Hakim Warrick'e verdi. Hidayet genel anlamda zaten kötü oynuyordu ancak takımının 116 sayı attığı Clippers maçında 0 sayı kaydetmesi bardağı taşırmış olsa gerek. Zaten benchten gelerek Nash'e Amare'nin eksikliği hissettirmeyen, zaman zaman bir Nash-Amare klasiği haline gelmiş pick-and-roll oyununu bile başarıyla gerçekleştiren Warrick takım için çok daha faydalı bir oyun ortaya koyuyordu.

Sene başından beri süren tartışmalar da böylece son bulmuş oldu. Sezonun ilk gününden beri iddia ettiğim tek bir şey vardı. O da Hidayet'in kendini kanıtlaması gerektiğiydi. Kimi kitleler Hidayet'in zaten klasını ortaya koymuş bir oyuncu olduğu konusunda direttiler ancak geçen sezonun tüm o iyi itibarı sildiğini hesaba katmadılar. Milli oyuncumuz da kendini tekrar kanıtlama hamlesinde başarısız olunca kaçınılmaz sonuç gerçekleşti. Bu saatten sonra Hidayet'in ortaya gerçekten ekstra bir şey koyması lazım aksi takdirde sürekli olarak 20-25 arası sayılar kaydeden Warrick ilk 5'teki yerini asla kaybetmeyecektir.

29 Kasım 2010 Pazartesi

29 Kasım Programı


30 Kasım Salı 02:30 / Washington Wizards - Miami Heat
30 Kasım Salı 03:00 (NBA TV) / New Orleans Hornets - Oklahoma City Thunder
30 Kasım Salı 03:30 / Houston Rockets - Dallas Mavericks
30 Kasım Salı 04:00 / Milwaukee Bucks - Utah Jazz

Yıllar boyu sürekli olarak playofflarda karşı karşıya gelerek karşılaşmayı sıradan bir maçtan ezeli bir rekabete dönüştüren Rockets-Mavericks takımları bu gece yeni bir Texas derbisinde kozlarını paylaşacak. Dün gece Spurs'e kendi evinde ikinci yarı sadece 34 sayı bularak mağlup olan Hornets de bu maçın yaralarını bu sıralar Durant'ten çok Westbrook'un takımı Thunder karşısında sarmaya çalışacak. Ayrıca LeBron'un koç Spoelstra omuz atmasıyla iyice gerilen Heat takımı kendi evinde Wizards'ı ağırlıyor. Ersan ise bu sefer karşısında başka bir savunma dahisi Kirilenko'yu bulacak.

Gecenin Hareketleri - 28 Kasım


Link

Manu'nun pası ve Harris'in turnikesi güzel ama 1 numaranın yanında sözü bile edilmemeli belki bunların. Sene başından beri gördüğüm en iyi smaçlardan biri Westbrook'tan gelmiş.

28 Kasım'dan Notlar


Günün Hayvan Performansları:
-Carmelo'nun hastalığı yüzünden sadece 2 dakika 48 dakika oyunda kaldığı maçta Denver Phoenix'i son çeyrekte 44 sayı yemesine rağmen yenerken JR Smith 29 dakikada 30 sayı atarak hem kendi adına sezonun en yüksek rakamına ulaştı hem de 30 sayısının yanına 8 ribaund ekleyerek takımına galibiyeti getiren isim oldu.

-Gecenin en büyük süprizini son şampiyonu evinde yenerek gerçekleştiren İndiana'da Roy Hibbert takımı önemli bir galibiyet alırken en çok öne çıkan isim oldu. Gasol'le eşleşmesine rağmen 13'te 9'la 24 sayı 12 ribaund 6 asist ile "Gasolvari" bir performans sergiledi. Ayrıca Pau Gasol'ü de 5/15 gibi bir şut isabetinde tutarak İndiana'ya pota altında üstünlüğü getirdi.

-Normal süresi 99-99, ilk uzatması 109-109 biten maçta New York deplasmanda Detroit'i geçerken Amare Stoudemire 52 dakika sahada kaldığı maçı 37 sayı 15 ribaund 6 asist ile tamamlarken belki de sadece maçın değil gecenin yıldızı oldu.

-Josh Smith 3. çeyreğin sonunda kopan Toronto deplasmanında 12 sayı 13 ribaund 10 asist ile kariyerinin 3. triple double'ını yaptı ve rahat geçen maçta takımının en dikkat çeken ismi oldu.

-San Antonio Spurs ilk yarısını 17 sayı geride bitirdiği maçta ligin en iyi derecelerinden birine sahip olan New Orleans'a ikinci devrede 31 sayılık üstünlük kurarken Ginobili 23 sayı 7 ribaund 8 asist 2 top çalma ile oynadı takımının geriden gelip kazandığı maçın yıldızı oldu. Bu arada bu maçta Hornets'in yediği 109 sayı sezon boyunca yedikleri en yüksek sayı.


Boşa Kürek Çekenler:
-Jason Richardson kesinlikle sezona en iyi başlayan isimlerden biri. İstikrarsızlık sorununu hala çekiyor olsa da Amare'nin gidişinden sonra Phoenix'in skor yükünü sırtlıyor ve etkileyici hücum performanslarına devam ediyor. 36 dakika sahada kaldığı maçta 39 sayı (24'de 15 şut isabeti, 10'da 7 üçlük) ve 10 ribaund ile oynadı ancak takımına galibiyeti getiremedi.

-Kobe Gasol'un kötü performans gösterdiği gece de biraz düşük yüzdeyle de olsa takımına galibiyeti getirmek için elinden geleni yaptı ve 41 sayı üreterek sezonun en yüksek rakamına ulaştı ancak galibiyeti getiren isim olamadı. 3 çeyreğin sonlarına doğru takımının arka arkaya 15 sayısını üreten Kobe sezonun formda isimleri Brown, Gasol gibi isimlerden destek alamayınca Lakers arka arkaya 2. sezonun da 4. mağlubiyetini almış oldu.

-Tayshaun Prince sezonun en iyi maçını çıkardığı karşılaşmada New York karşısında 31 sayı 8 ribaund 7 asist üretti. Bu performansı galibiyete yeterli olmasa da maç sonrasında koç Kuester'den çok iyi bir sezon geçirdiğine dair övgüyü aldı.

-Brandon Roy'un sakatlığında 30 sayı üreterek dikkatlari üzerine çeken Matthews New Jersey karşısında da benchten gelip 25 sayı üreterek yine takımının en iyisi oldu.

-Blake Griffin ligin en dikkat çeken isimlerinden biri şüphesiz. Müthiş performanslar gösteriyor. John Wall'un inişli çıkışlı performanslarını da düşünürsek kendisini rahatlıkla ROY'un en büyük adayı olarak görebiliriz. Müthiş performanslarına Utah karşısında da 35 sayı 14 ribaund 7 asist ile devam eden Griffin maç sonrasında da rakip oyuncular Deron Williams ve CJ Miles'tan da övgüyü almış. Eğer bir de orta mesafe şutunu geliştirirse yeni bir Karl Malone izleyebiliriz.


Bizimkiler:
-Clippers karşısında sadece 15 dakika sahada kalıp sayı üretemedikten sonra Denver karşısında benchten gelen Hido kesinlikle iyi bir performans gösterdi. 27 dakika sahada kalmasına rağmen 13 ile çoğu ilk beş çıktığı maçtan daha fazla top kullanan Hido maçı da 13 sayı 4 asist ile tamamladı.

28 Kasım 2010 Pazar

Günlük Tahminler - 28 Kasım

Lakers İlk Yarı -4.5 (Betsson-Iddaa)
Sezon başından beri oynadığı basketbolla şampiyonluğun en büyük favorisi olduğunu belli ediyor Lakers. Son derece dengeli bir takım oldular ve çok fazla sıkmadan kontrollü oynayarak kazanıyorlar maçlarını. Özellikle evlerindeki maçlarda ilk yarılarda oyuna ağırlığını koyup farkı açarak rahat maçlar geçiriyorlar. Indiana ise seneye beklenenin üzerinde bir form grafiğiyle başladı ve deplasmanda önemli galibiyetler aldı. Ama skor güçleri çok şuta bağımlı, yani şutları girmediği anda çok fazla skor opsiyonları kalmıyor. Ben bu maçta Pacers'ın Lakers savunmasına karşı çok yüzdeli hücum edemeyeceğini ve Lakers'ın oyunu ilk yarıdan domine edip rahatlayacağını düşünüyorum. Tercihim ilk yarı Lakers. Herkese bol şans...

NOT: Tahminlerimizin oluşturacağı olumlu veya olumsuz durumlardan KP ailesi olarak sorumluluk kabul etmeyeceğimizi ve Türkiye'de yasal olmayan sitelerdeki bahisleri yurt dışındaki okurlarımız için değerlendirdiğimizi belirtmeliyim.

Gecenin Hareketleri - 27 Kasım


Link