BIY AD

23 Ocak 2010 Cumartesi

23 Ocak Programı

24 Ocak Pazar 02:00 / Orlando Magic - Charlotte Bobcats
24 Ocak Pazar 02:00 / Philadelphia 76ers - Indiana Pacers
24 Ocak Pazar 02:30 (NBA TV) / Oklahoma City Thunder - Cleveland Cavaliers
24 Ocak Pazar 02:30 / Portland Trail Blazers - Detroit Pistons
24 Ocak Pazar 02:30 / Sacramento Kings - Miami Heat
24 Ocak Pazar 03:30 / Chicago Bulls - Houston Rockets
24 Ocak Pazar 03:30 / Minnesota Timberwolves - Milwaukee Bucks
24 Ocak Pazar 04:00 (NTV Spor) / New Orleans Hornets - Denver Nuggets
24 Ocak Pazar 04:00 / Golden State Warriors - Phoenix Suns
24 Ocak Pazar 04:00 / New Jersey Nets - Utah Jazz

Formda olan ancak Hawks karşısında bizlere deplasmanda yaşadıkları problemleri bir kez daha gösteren Bobcats, şimdi Magic'e karşı evinde. Nazr Mohammed veya Diaw ne ayak çabukluğu ne güç olarak Dwight ile başa çıkamazlar. Ayrıca Felton dün bileğini burkmuştu, bugünkü durumu hakkında bilgi yok ama %90 oynamayacaktır. Bobcats buna rağmen Magic'in istikrarsızlığını ve kendilerinin formu sayesinde maçı kazanabilir. NBA TV'de Thunder-Cavs gözüküyordu ancak bu maçı veriyor şu anda. Felton da arada sırada sekse de, bilek sakatlığına rağmen oynuyor.

NBA TV'deki ligin tartışmasız en iyi kısa forvetiyle 3-4 yıl sonra oraya göz dikebilecek konuma gelmek isteyen Durant karşılaşıyor. Sırf şu 2 adamın olması maçı izlemek için yeterli bir neden. Cavs'de Mo Williams yok, Delonte West'in işaret parmağı kırık ve oynamayacak. Moon da büyük ihtimalle yok. Kısacası bir hayli eksik var takımda, yani tehlikeli olabilir Cavs için. Fakat LeBron'un zayıf ve daha dün Memphis uzunlarıyla çarpışmış Thunder pota altına karşı her pozisyonda çembere atak etmesi pek çok şeyi çözebilir.

All-Star Yedekleri

Önce yedeklerin nasıl seçildiğini anlatayım. Koçlar bulundukları konferanslarından 7'şer oyuncu seçecekler. 2 guard, 2 forvet, 1 pivot, 2 tane de pozisyondan bağımsız oyuncu. Tabii ki bir koçun kendi takımında oynayan bir oyuncuya oy vermesi yasak. 5 gün sonra yani 28'inde açıklanacak yedekler. Şimdi hem seçilebileceklere hem de kendi tercihlerime değineyim:

Doğu:
Forvetlerden Bosh'un seçilmemesi mümkün değil bana göre, harika bir sezon geçiriyor. İkinci forvet olarak muhtemelen Pierce seçilecektir diye düşünüyorum. Ama bu sezon oyun içinde direksiyonu Rondo'ya daha çok teslim ettiğini hatırlatayım. David Lee, Gerald Wallace ve Josh Smith'i de es geçmemek gerek. Özellikle Wallace sonuna kadar hakediyor bence.

Guard'lara geldiğimizde saf performansa bakarsak Rose, Rondo, Joe Johnson, Stephen Jackson ve Ray Allen ön plana çıkıyorlar. Tabii Carter'ın ismini de yazmak gerek fakat inanılmaz formsuz. Muhtemelen Ray Allen ve Joe Johnson seçilecek ama bu sezon sakatlıklar esnasında gösterdiği performansla Rondo veya Rose, Allen yerine girmeyi hakediyorlar bence. Mo Williams da belki düşünülebilirdi ama sakatlandı.

Pivotlarda Shaq'ın seçilmemesi büyük skandal olur. All-Star haftasonunu eğlenceli kılan isimlerin başında geliyor sevimli devimiz. Emekli olduktan sonra bile seçilmeye devam etmeli All-Star'a. Onun dışında Brook Lopez, Bogut ve pek sanmıyorum ama Al Horford da takımının çıkışıyla beraber düşünülebilir.

Şimdi pozisyon itibariyle seçilmeyeceğini düşündüğümüz isimlere bakalım: David Lee, Vince Carter, Gerald Wallace, Josh Smith, Rondo, Rose, Jackson, Brook Lopez, Bogut ve Al Horford. Bunlar arasında en çok hakeden isimler Lee, Gerald Wallace, Rondo ve Lopez bana göre. Hadi Lopez'i de eledim, tarihin - muhtemel - en kötü takımından All-Star çıkmamalı. Geri kalan 3'lüden Gerald Wallace'ı Bobcats'in playoff mücadelesine girmesiyle beraber ayırdım ama diğer 2'liyi 1'e düşüremedim.


Batı:
Forvetlerde Nowitzki ve Gasol'ün seçilmemeleri mümkün değil. Geri kalanlar arasında ise sadece tek isim ön plana çıkıyor Durant. Gasol'u pivot olarak sayarlarsa Nowitzki-Durant alınır bu pozisyondan. Aday olarak Memphis'in sonunculuğa oynamamasında çok büyük katkısı olan Zach Randolph'u ve geçen sezonu bize unutturan Boozer'ı da sayabiliriz.

Guard'larda Chris Paul'ün seçileceği garanti. Onunla beraber Roy tabii ki çok avantajlı. Ama batıda çok guard var: Billups, Monta Ellis, Deron Williams 3'lüsü dikkat çekiyor. Daha saymadığım Kidd ve Parker var mesela. Batının guard'ları çok daha iyi Doğu'ya göre. Ayrıca Tyreke Evans'ı da ileride buralarda göreceğiz.

Pivotlarda Bynum bana göre çok da iyi oynamıyor. Kaman için daha bir hakediyor diyebiliriz. Kendine olan güveni de aşırı yüksek, geçtiğimiz günlerde "Pau Gasol yerine benim girmem lazım All-Star'a pivot olarak" demişti. Ama Gasol taraftar oylamasında pivot olarak sayılmadı. Yukarıda dediğim gibi koçlar tarafından Gasol'ün pivot olarak seçilmesi son derece olası. Bu durumda da Kaman istediği kadar konuşsun, All-Star hayal olur onun için. Memphis'in beklenenden iyi gitmesinden dolayı Marc Gasol'un de adını ortaya atayım.

Son 2 kontenjan için yukarıda yazdıklarıma tek tek değinirsem yazı çok uzayacak. Batı gerçekten çok kalabalık. Durant kesinlikle olmalı diye düşünüyorum, onun yanında ise Billups-Monta-Deron ön planda. Son kontenjan için kimin avantajlı olduğunu söylemek zor.

Son olarak seçimlerimi vereyim:

Doğu:
F - Bosh
F - Pierce
G - Joe Johnson
G - Rondo
C - Shaq
Joker - Gerald Wallace
Joker - Lee (Rose)

Batı:
F - Nowitzki
F - Durant
G - Roy
G - Chris Paul
C - Gasol
Joker - Billups
Joker - Deron Williams (Monta Ellis)

22 Ocak'tan Notlar

Günün hayvan performansları:
Wade müthiş bir ilk yarı çıkararak Charlotte’ta uğradıkları hezimetin ardından Wizards’ı bitirmiş. 32 sayısı 10 asisti var, 7’de 4 ile attığı üçlük dikkat çekiyor. Bu kadar çok üçlük denemesi hayra alamet değil, Wade çok şuta yöneldiği zaman bu genellikle sağlıklı olmadığına işarettir. Tabii bir ihtimal de bu maç kendisini çok sıcak hissetmiştir.

Derrick Rose, 21 şutunun sadece 6’sını kaçırarak 32 sayı yollamış Phoenix potasına. Hatta az önce NBA TV'de maçın tekrarına 5 dakika kadar baktım ve o sırada gördüm çok kötü attığı bir şut da panyalı girdi, günündeymiş kısacası Rose. Yanında 3 top çalma 5 asist ve sadece tek top kaybı var. Karşısında oynayan Nash ise en çok asist yapanlar listesinde 8.'liğe oturmuş Rod Strickland'i geride bırakarak. Tebrik edelim kendisini buradan.

Rockets’ın oyun kurucu ikilisinden 23’er sayı geldi Spurs potasına. Brooks’tan 7, Lowry’den de 9 asist var ayrıca. Spurs evinde kaybetti Rockets'a. All-Star arası yaklaşıyor, Spurs'de düzelme sinyallerini hala göremiyoruz.

Atlanta-Charlotte maçından bahsetmek gerekirse: Bobcats savunmasına karşı Josh Smith’in 6, Al Horford’ın 5, Joe Johnson’ın 7 Bibby’nin 4 ve Crawford’ın 5 asisti var. İlk çeyrekte Bobcats, o bahsettiğim deplasmanda hücum etme sıkıntısını yaşıyordu, bu kadar yanlış paslar verilebilir ve Hawks hızlı hücumları tetiklenebilir bir çeyrekte ancak. Sonra toparlandılar ve ikinci çeyrekte savunmalarıyla oyuna ortak oldular. Murray ve Stephen Jackson'ın önderliğinde çok iyi hücum ettiler, Gerald Wallace da onlara eşlik edince farkı kapadılar. İzleyemediğim üçüncü çeyrekte ise yine ilk çeyreğe benzer bir karşılaşma olmuş anladığım kadarıyla. Bobcats deplasmanda çok dengesiz oynuyor gerçekten. Hawks'un skor üretiminde ise Horford’ın 23 göze çarpıyor. Crawford'ın 24'ünü özellikle sona sakladım, çünkü izlediğim ilk yarıda Crawford neredeyse hiçbir şey yapmadı. Neredeyse bütün istatistiklerini maç koptuktan sonra yapmış...

New Jersey, NBA tarihinin en kötü takımı olma yolunda hızla ilerliyor. 3-39 oldular. Şaka gibi bir istatistik. Tarihin en kötüsü olmamaları için 7-33 yapmaları lazım. Kaybetmeye alıştıkları için bu gidişatı değiştirmeleri zor gözüküyor. Bu sefer onları üzen Warriors. Maggette 29 sayısı, Step Curry’nin 32 sayı 4 top çalma 7 asisti var. Golden State’in en büyük hücum gücü olan Ellis’in sakatlanıp oyundan çıkmasına rağmen Golden State maçı farklı kazanmış.

Boşa kürek çekenler:
Andre Miller 11/23’le 28 sayı 8 ribaund 8 asistle oynamış. 2 de top çalması var. Roy’un yokluğunda takımını taşımada önemli rol oynuyor bu uyumu veya skorer oyunu takım sağlıklıyken, gençleri yöneterek yansıtmalı bence. Maçın sonlarını izleyebildim, o ana kadar 6 sayısı olan Ray Allen’ın üçlüğüyle öne geçen Boston’a karşı çok kötü hücum ederek maçı kaybettiler. Garnett'in bu maçle beraber döndüğünü de belirteyim.

Al Jefferson 25 sayı 13 ribaundla oynamış, ona Flynn 13’te 9’la 20 sayı eklemiş (sadece 1 asisti var) fakat James Posey Memphis maçında yaptığı gibi potaya kadar giderek son saniyede maçı kazandırmış New Orleans’a. Ayrıca maça çok iyi başlayan David West de bileğini burkarak sakatlanmış ikinci çeyrekte.

David Lee, New York’ta 31 sayı 17 ribaund 4 asistle oynadı ancak alışık olduğumuz gibi yenildiler Lakers’a. Lee'nin bu sezon orta mesafe şutlarını müthiş geliştirdiğini belirtmem lazım. Çok Knicks maçı izledim, adam çatır çatır orta mesafeden şut sokuyor. Geçtiğimiz senelerde bomboş kaldığında bile şut atmak için düşünürken, şimdi üzerinde 2.10'luk adamlar varken kaldırıp şutu atıyor. İşin ilginci 3 senedir şut çalıştığını okuyordum ama bu yaz hiç öyle bir haber çıkmadı takip ettiğim kadarıyla. Neyse, Wilson Chandler’ın da 28 sayılık yardımı oldu Lee'ye. Çektikleri küreklerin kaç tanesi kazanmak içindi onu bilemiyoruz tabii.

Duncan’ın şut yüzdesi 13’te 5 ile pek iyi değil ama maçın son çeyreğindeki kritik anlarda serbest atışlardan epey sayı buldu (toplam 15/21) ve Houston’ı kovalamayı bırakmadılar. Fakat Rockets her hücuma sayıyla cevap verince maçı evinde kaybetti Spurs.


Günün X-faktörleri:
Jarrett Jack oyun kuruculuk görevini yapamasa da - ve maçın başlarında birkaç tane bariz hata yapsa da - Bargnani’nin boşluğunu skor yönünden kapadı ve Bucks’ı yenmelerinde büyük rol oynadı. 9’da 7 ile (2/4 üçlük) 27 sayısı vardı, kullandığı serbest atışların 12’sinden 11’ini sayıya çevirdi. Ayrıca Belinelli'nin de kenardan gelerek takımının en ihtiyaç duyduğu bölümlerde bulduğu 15 sayı çok önemliydi.

Thaddeus Young, kenardan gelip 22 sayı 4 ribaundla berbat şut performansıyla oynayan takımını Dallas karşısında galibiyete taşımış. Üç numarada sıkıntı çektiğini söylemiştim, geçen seneki çıkışının nedeni çoğunlukla 4 numarada oynamasıydı. Jordan da onu bench'e çekmiş ve tamamen uzun forvette yer vermiş. Şimdiki sıkıntı ise Iverson/Holiday/Williams guard üçlüsünün çok ufak kalmaları ama Dallas'a karşı bu sorun olmamış ve sürpriz bir şekilde galip gelmişler.


Link

Sadece 6 sayı atsa da James Posey, Hornets'a üstüste 2. maçını kazandırmış dün gece. Amerikan futbolundaki oyun kurucuların koşucularla yaptıkları oyunu, Chris Paul ile beraber gerçekleştirmişler. Harika bir fake ile bomboş kalıp turnikeye gitmiş Posey.

Takımı baltalayanlar:
Kevin Martin 1/7 saha içi ve ilginç bir şekilde 6'da 3 serbest atış isabeti ile 5 sayıda kalmış. Daha kötüleri de var takımda, örneğin Udrih de 1/8 ile oynamış. Takım halinde de %33'ü geçememişler. Orlando perişan etmiş Kings’i 3 çeyrek sonunda.

Mavericks'in en önemli 2 skorerini buraya koyabiliriz. Nowitzki 13'te 4 isabetle ve 3 top kaybıyla oynarken, Barea'nın yerine Terry de ilk 5'e yerleştiği maçta 12'de 2 ile oynamış. Haliyle kaybettiler Philly'e. Yalnız ilginçtir, Terry'nin 3 bloğu var maçta. Iverson'ı çok sevmiş anlaşılan Terry. Bakmadım ama %99.9 kariyer rekorudur herhalde 3 blok.

Carlos Delfino 16'da 4 isabetle oynadı. 11 ribaund aldı ve Hedo'yu da fena savunmadı ama hücumda son maçlardaki performansını fazlasıyla arattı. Skiles onu sıcak diye ilk 5'e yerleştirmişti bakalım 1-2 maç böyle devam ederse, yedekliğe geri soyunacak mı?

Bizimkiler:
Hidayet yine şutları değerlendirmekte çok zorlanıyordu. Ancak Hidayet'in özellikle Calderon'un olmadığı bölümlerde takımın point-forward'ı olması gerektiğini gördük. 2-3 dakikalık bir dilim içerisinde 4 tane asist yaparak, bu konudaki tecrübesini gösterdi bize. Hele DeRozan'a 3 kişinin arasından tek elle verdiği bir bounce pas vardı ki, harikaydı gerçekten. Ersan ise hücumda neredeyse hiç sorumluluk almadı maçta. Bir şut fake'inden sonra penetre edip bulduğu basket faulü vardı, bir de üçüncü çeyreğin başlarında Bogut'un dışarıya çıkardığı topta isabetli bir şut attı. Ancak savumada bol bol Bosh ile başbaşa kaldı ve beni şaşırtarak, Bosh'u mümkün olduğunca iyi tuttu.

Not: Yine çok maçlı bir geceydi, yalnış yazılmış veya kaçırılmış şeyler olabilir, ekleme yapınız gerekli gördükleriniz varsa.

Kobe ve Robinson Jr.'lar

İki oğlu Kobe ile fotoğraf çektirmek için Nate Robinson'a çok ısrar edince MSG çıkışında Kobe'yi beklemeye başlamışlar. Kobe de onları kırmamış. Bu arada dünkü maçı da 115-105 Lakers'ın kazandığını söyleyeyim. Çocukların isimleri de şöyle olsa gerek: Üstteki Ny'ale Cameron, alttaki Nahmier.

22 Ocak 2010 Cuma

Haislip Serbest Kaldı (Efes'e Haber Verin)

Az önce msn'den söyledi arkadaşım. Spurs sene başında Haislip'i kadrosuna katmıştı ama tahmin edildiği gibi kendisi süre alamadı sezon boyunca. Şimdi de serbest bırakmışlar.

Hem iş, hem NBA ile beraber TBL'yi de takip etmek çok zor oluyor, ancak 5'er maçını izlemişimdir Efes ile Fenerbahçe'nin bu sezon. Ama Efes'in ayakları çabuk olan bir uzuna olan ihtiyacını herhalde sağın sultan bile duydu. Eski oyuncuları da bu eksiklerini müthiş giderir diye düşünüyorum. Tek bir sorun var: Benim bildiğim kadarıyla, burada iken Ergin Ataman ile pek iyi geçinemiyorlardı. Ama amaç başarıysa bazı şeylere göz yumulup getirilebilir Haislip belki de. Özellikle İspanya'da Malaga ile geçirdiği 2 yılda kendisini epey geliştirmişti. Ligin sağlam uzunlarından biri idi.

Edit: Böyle birşey yazmıştım ancak arkadaşım Mali nette bazı dedikodular okumuş dün, %99'da Pana'da dedi bana. Çok az nette araştırınca ben, Pana koçu Obradovic'in Tsartsaris'in sakatlığı nedeniyle uzun arayışına girdiğini ve Spurs'ün koçu Popovich'le kanka olduğundan Haislip'i serbest bırakmaları yönünde istekte bulunduğunu öğrendim. Dedikodudan da öteymiş yani. Kısacası Haislip boş yere serbest kalmadı ve dolayısıyla Efes ile birlikteliği de mümkün değil sanki.
Daha önce yorum yapanlardan da özür dilerim yanlış yazıyı silmişim, gitti yorumlar haliyle.

22 Ocak Programı (Ersan - Hedo NTV'de Karşı Karşıya)

23 Ocak Cumartesi 02:00 (NTV) / Milwaukee Bucks - Toronto Raptors
23 Ocak Cumartesi 02:00 / Miami Heat - Washington Wizards
23 Ocak Cumartesi 02:00 (NBA TV) / Dallas Mavericks - Philadelphia 76'ers
23 Ocak Cumartesi 02:00 / Sacramento Kings - Orlando Magic
23 Ocak Cumartesi 02:30 / Charlotte Bobcats - Atlanta Hawks
23 Ocak Cumartesi 02:30 / Portland Trail Blazers - Boston Celtics
23 Ocak Cumartesi 03:00 / Indiana Pacers - Detroit Pistons
23 Ocak Cumartesi 03:00 / Los Angeles Lakers - New York Knicks
23 Ocak Cumartesi 03:00 / Oklahoma City Thunder - Memphis Grizzlies
23 Ocak Cumartesi 03:00 / New Orleans Hornets - Minnesota Timberwolves
23 Ocak Cumartesi 03:30 / Houston Rockets - San Antonio Spurs
23 Ocak Cumartesi 05:30 / New Jersey Nets - Golden State Warriors
23 Ocak Cumartesi 05:30 (NBA TV) / Chicago Bulls - Phoenix Suns

Daha 2 gün önce karşılaşan temsilcilerimiz yine karşı karşıya ve NTV'de maç. Tabii ikisinin de form durumları hiç iç açıcı değil. Bundan önceki 2 maçı Bucks kazansa da bu sefer bir Raptors galibiyeti bekliyorum ben. Daha iyi bir kadroya ve seyirci avantajına olmalarından dolayı bunu söylüyorum. Aslında hem takımlarından hem de oyuncularımızın form durumlarından dolayı pek izleyesim yok ama el mecbur bakacağız.
Edit: Efendim maç başladı ancak Bargnani sürpriz bir şekilde oynamıyor.


Gecenin maçı bence Charlotte - Atlanta arasında. Bobcats inanılmaz formda. Blog'da Jackson takasından önce çok beğendiğim bir takım olduğunu söylüyordum, Jackson takasının da cuk oturacağına dair şüphem yoktu ama bu kadarını ben bile beklemiyordum. Müthiş oynuyorlar. Fakat şöyle bir problem var, özellikle deplasmanda, hücumda yine tıkanabiliyorlar zaten bu nedenle deplasmanda çok maç kaybediyorlar. Yine de oynadıkları basketbol şu maçı izlememiz için yeterli bir neden, karşılarında da Hawks var zaten. Umarım bir değişiklik olur da deplasmanda hücum ederken elleri ayaklarına dolaşmaz.

Kobe ve Lakers için Knicks maçı yeniden çıkışa geçme fırsatı olacak muhtemelen. Zaten Kobe'nin Madison Square Garden'da oynamayı ne kadar sevdiğini bilmeyen yoktur herhalde.

Ayrıca tabii Texas derbisi de izlenesi bir karşılaşma. Rockets son dönemde iyi gitmiyor, sadece zayıf takımları yenebiliyorlar. Spurs ise pek çok kereler belirttiğim gibi beklenen seviyenin uzağında halen. Yıldızları da pek sağlıklı değil. Ama yine de AT&T Center'da herşeye rağmen Duncan faktörü ve genel kadro kalitesiyle kazanacaktır Spurs.

Nooooooooooooo !!!

Duncan'ın tepkisi harika. Sanki NBA Finalleri'nin 7. maçında Spurs 1 sayı öndeyken Bobcats'den Nazr Mohammed son saniyede hücum ribaundunu alıyor ve smaca kalkıyor.

All-Star İlk 5’lerinin Değerlendirmesi

All-Star ilk 5’leri için oylama birkaç gün önce sona erdi ve ilk 5'ler de dün gece açıklandı. Yukarıdaki resimde görebilirsiniz. Oylama sonuçlarının güncellendiği süreç boyunca batının ilk 5'inde yer alacakmış gibi gözüken T-Mac, yerini Steve Nash’e kaptırdı. Böylece büyük bir rezalet önlenmiş oldu. Bu sezon toplam 50 dakika bile görev almayan, takımı tarafından takas edilmek istenilen bir adam Paul ve Nash'in önünde bitirip ilk 5'te çıksaydı gerçekten trajikomik bir hadise olurdu. Kim bilir belki de işin tepesindekiler müdahele etmiş bile olabilirler. Ama keşke T-Mac seçilseydi de bu sadece seyircilerin oylarıyla ilk 5'lerin belirlendiği sistemi değiştirmek zorunda kalsalardı. Billups ve Ray Allen da Iverson ile T-Mac'in ilk 5 çıkmayı haketmediklerini ve sistemin değişmesi (taraftarlar, koçlar ve medyanın beraber dahil oldğu bir sistem) gerektiğini söylemişlerdi. Aynı soru Bosh'a yöneltildiğinde ise "Taraftarlar kimi izlemek istiyorsa onu seçsin, bu iş böyle yürüyor." demişti. Ben de aşağıda değerlendirmeye aldım bu oylamayı.

Oy sayılarını yazının en aşağısında bulabilirsiniz. Yedekler ise NBA koçları tarafından oylanarak belirlenecek. O konu hakkında da akşama ufak birşeyler yazarım herhalde.

İlk 5'ler:
Doğu: Iverson - Wade - LeBron - Garnett - Dwight Howard
Batı: Nash - Kobe - Carmelo - Duncan - Amare

Öncelikle LeBron-Wade-Dwight-Nash-Kobe-Carmelo ve Amare'nin hakettikleri açık zannedersem. En azından bana göre. Sürprizlere değinelim biraz.

Iverson:
İstatistiksel ve genel olarak da bakıldığında, kariyerindeki en kötü sezonu yaşıyor Iverson. Ama Doğu'daki en popüler rakibi Carter'ın aşırı formsuz olmalarından ve kendisinin dünya dört bir yanında taraftarlarının bulunmasından yararlandı. Cefa çeken, vefakar taraftarlar diyebiliriz bu oy verenlere. Öyle bir vefa ki, NBA'in sisteminin değişmesi gerektiğini kanıtlıyor adeta. Takımını 3 maçta yarı yolda bırakan, maç başına 14.8 sayı, 4.5 asist yapan Iverson yerine örneğin bir Joe Johnson'ın daha çok hakettiğini düşünüyorum. Her ne kadar bu bir şov maçı olsa da, oyunculara performansları sayesinde verilen bir ödül olduğunu unutmayalım. Carmelo'nun en çok oy alan 2. oyuncu olarak ilk 5'e seçilmesi bu ödül konseptine bir örnek. Ama genellikle ilk 5'lerde takımlarını yukarı taşıyan yıldızlar yer aldığı için asıl örnekleri yedeklerde görüyoruz ve bu sene de göreceğiz.

Garnett:
Bosh'un esasında daha çok hakettiği bir gerçek. Garnett bu sezon sakatlıklarla uğraşıyor. Hem geçen sezonun sonunda sağ dizinden geçirdiği ameliyattan dolayı eskisi gibi atletik değil, hem de şu sıralarda aynı dizindeki bir başka sorun nedeniyle 1 aydır oynamıyor. Kariyerinde ilk defa maç başına 1 blok ortalamasının altına düştüğünü de ekleyelim. Halbuki öte yanda Bosh var; kariyerinin en iyi sezonunu geçiriyor ve Raptors'ı adeta tek başına playoff potasında tutuyor.

Duncan:
Sürprizler arasında karşılaştırma yapılması halinde en az şaşırtıcı olanı. Ancak oylamada son güne kadar hep Nowitzki'nin arkasında gözüküyordu ama son 1 haftada yaptığı atakla 20,000 oy ile öne geçmeyi başarmış. Bu açıdan bakılınca ise Dallas'a tatsız bir sürpriz oldu. Bence bu iki oyuncu arasında seçim yapmak kolay değil. İkisi de istikrar abidesi, yani kariyerleri boyunca sergiledikleri performansa oldukça yakın gidiyorlar. Ayrıca ikisinin de takımı beklenenden kötü gidiyor. Ben seçecek olsam Nowitzki'yi seçerdim çünkü bana bu sezon Duncan'a göre birazcık daha iyi oynuyor gibi geliyor. Ama bu sene Duncan'dan çok daha fazla hakettiğini düşünenlere/söyleyenlere kesinlikle katılmıyorum. Ayrıca Nowitzki'nin ilk 5'te yer bulması konusu şu açıdan önemliydi: Bu sene All-Star Dallas'ta yani Nowitzki'nin evinde yapılıyor. Alman yıldızın ilk 5'te çıkması, maça gelecek 100,000 küsur seyirciyi daha bir havaya sokar ve mesut ederdi.

- Doğu Konferansı -
Forvetler: LeBron James (Clev) 2,549,693; Kevin Garnett (Bos) 1,978,116; Chris Bosh (Tor) 1,164,007; Paul Pierce (Bos) 525,677; Josh Smith (Atl) 475,671; Andre Iguodala (Phi) 313,827; Danny Granger (Ind) 309,808; Rashard Lewis (Orl) 302,743; Michael Beasley (Mia) 277,400; Hedo Turkoglu (Tor) 213,369.

Guardlar: Dwyane Wade (Mia) 2,327,550; Allen Iverson (Phi) 1,269,568; Vince Carter (Orl) 1,048,977; Ray Allen (Bos) 710,045; Derrick Rose (Chi) 571,911; Gilbert Arenas (Was) 545,860; Joe Johnson (Atl) 496,255; Rajon Rondo (Bos) 425,590; Jose Calderon (Tor) 292,909; Mike Bibby (Atl) 223,759.

Pivotlar: Dwight Howard (Orl) 2,360,096; Shaquille O'Neal (Cle) 856,056; Al Horford (Atl) 270,532; Andrea Bargnani (Tor) 265,024; Brook Lopez (NJ) 223,246; Andrew Bogut (Mil) 202,072; Jermaine O'Neal (Mia) 159,327; Rasheed Wallace (Bos) 131,084; Brad Miller (Chi) 102,994; Kendrick Perkins (Bos) 90,278.

- Batı Konferansı -
Forvetler: Carmelo Anthony (Den) 2,137,560; Tim Duncan (SA) 1,156,696; Dirk Nowitzki (Dal) 1,093,005; Pau Gasol (LAL) 1,051,784; Kevin Durant (OKC) 870,567; Trevor Ariza (Hou) 645,937; Luis Scola (Hou) 580,243; Ron Artest (LAL) 368,281; Shawn Marion (Dal) 363,516; LaMarcus Aldridge (Por) 309,497.

Guardlar: Kobe Bryant (LAL) 2,456,224; Steve Nash (Pho) 1,222,235; Chris Paul (NO) 1,055,789; Tracy McGrady (Hou) 1,022,492; Aaron Brooks (Hou) 591,930; Jason Kidd (Dal) 523,708; Manu Ginobili (SA) 465,211; Chauncey Billups (Den) 452,983; Tony Parker (SA) 439,536; Brandon Roy (Por) 422,290.

Pivotlar: Amar'e Stoudemire (Pho) 1,824,093; Andrew Bynum (LAL) 981,355; Nene (Den) 364,543; Marc Gasol (Mem) 353,155; Antonio McDyess (SA) 328,717; Al Jefferson (Min) 252,777; Greg Oden (Por) 225,245; Marcus Camby (LAC) 188,240; Emeka Okafor (NO) 182,626; Andris Biedrins (GS) 167,481.

21 Ocak'tan Notlar

Lakers-Cavaliers:
LeBron. 13/25 isabetle 37 sayı, 5 ribaund, 9 asist, 2 top çalma. Üstelik 9'da 1 üçlük atmış sadece. Onu çıkarırsak 16'da 12 isabetle oynamış, durduramamış Lakers onu. NBA TV özetiyle beraber maçtan 3 dakikalık bir kesim izledim. O kadar kısa sürede izlediklerimle bile durdurulamaz olduğunu anladım. Özetlerde de 5'e 1 hücum ederek attığı bir basket var maçın sonlarında, Phil Jackson sırf bu yüzden herhalde 50 ceza turu attırmıştır sahanın etrafında oyuncularına.

Cavs'in savunması ayrıca Lakers'ı %38'de tutmuş. Kobe 31'de 12 isabetle ancak 31 sayıya ulaşabilmiş. Ekstra not olarak; 25.000 sayıya ulaşan en genç oyuncu olarak tarihe adını yazdırdığını unutmayalım. Gasol 5/14'te kalmış. Aldıkları 15 hücum ribaunduna ve sadece 8 top kaybetmelerine rağmen şut yüzdeleri yüzünden kaybetmşler. Ayrıca Gasol'ün maçın sonunda kaçırdığı 2 serbest atışı da unutmayalım. Maçı beraberliğe getirebilirmiş Lakers. Ama sonuç olarak sezonu Cavs'e karşı 0-2 kapamış oldular. Sezon boyunca sadece 2 kere karşılaşan takımlar için süpürge kavramının ortaya atılmasına gıcık olduğumu belirtmeliyim. Ama tabii bu maçta Mo'suz Cavs'e yenilmeleri daha bir önemsenmeli bence.

Clippers-Nuggets:
Clippers ilk 5'inden sadece Kaman çift hanelere ulaşmış 18 ile. Denver savunması Clippers'ı %38'de tutmuş. Ayrıca Los Angeles takımı toplam 17'de 1 üçlük atmış. Denver ise 22'de 11... Baron Davis de maç boyunca 13'te 2 saha içi isabetiyle oynamış. Carmelo(28 sayı 10 ribaund), Billups (20 sayı 6 asist) ile Denver deplasmanı ve savunması fazla gelmiş kısacası Clippers'a.

Nash All-Star'da

Kaynaklardan gelen haberler bu yöndeymiş. Birkaç saat sonra Lakers - Cavs maçı sırasında duyurulacak zannedersem All-Star ilk 5'leri. Keşke T-Mac, Nash'i geçerek ilk 5'e yerleşseydi. Böylece oylama sistemi değişirdi. Neyse kesin birşeyler yazmayalım, sabaha veya öğlene kesin kadrolar hakkında birşeyler karalarım.

Iverson'ın şu haliyle ilk 5'e seçilmesi de ilginç bir olay fakat doğuda pek formda guard olmadığı da açık.

21 Ocak Programı (Lakers - Cavs)

22 Ocak Cuma 03:00 / Los Angeles Lakers - Cleveland Cavaliers
22 Ocak Cuma 05:30 / Los Angeles Clippers - Denver Nuggets

TV yayını yok. İkisi de güzel maç. Tabii ki ilkiyle ikincisini kıyaslamıyorum, sonuçta 2 şampiyonluk adayını ve çoğu kişiye göre NBA'in en iyi 2 oyuncusunu karşı karşıya getirecek Lakers-Cavs maçu. Ama fırsatım olsa ben Clippers-Nuggets'ı da izlerdim herhalde.

Lakers'da Gasol döndü ama Kobe abuk derecede kötü bir Ocak ayı geçiriyor, sakatlıkları bir hayli etkiliyor onu. Cavs'de ise LeBron harika bir ay geçiriyor. Ancak Mo Williams oynamayacakmış (hatta 4 ila 6 hafta arasında bir süre kaçıracakmış). Lakers'da ise Bynum'ın midesiyle alakalı bir problemi varmış ama oynaması bekleniyor. Mo'nun olmaması oldukça önemli, Cavs lehine olan ibreyi ortaya getiriyor. Tabii Kobe'nin ne kadar iyi durumda olduğu herşeyden daha önemli.

Diğer tarafta 2 tane beğendiğim takım. Pota altları sağlam, müthiş oyun kuruculara sahip olan takımlar. Tabii bir tarafta Carmelo varken, diğer tarafta dengeyi sağlayan bir silah yok. Denver evinde olmanın da verdiği avantajla, favori olarak gözüküyor. Baron Davis ve Kaman'ın bu sezon pek çok kez gösterdikleri gibi formlarının zirvesine ulaşmaları lazım.

21 Ocak 2010 Perşembe

Majesteleri'ne 10 Soru


Link

2 gün önce çıkmıştı Jordan Leno'ya. Hemen o anda baktığımda sadece 1 dakikalık bir videosunu koymuşlardı. Arada kaynadı gitti. Mail ile paylaşmama tavsiye etmiş bir okuyucu, oldukça hoş, hem Jordan'ı pek sık göremiyoruz güzel oluyor böyle. Dolu dolu 5.5 dakika boyunca Majesteleri. Aşağıda çevirisi de var.

Bu arada basketbolla alakası yok ama 10 soruluk daha da iyi bir bölümü var Jay Leno'nun. Conan O'Brien ile Jay Leno arasındaki olayları bilen kişilere çok komik gelecektir, E-2'de izlemiştim haftasonunda zannedersem, muhteşem: Jimmy Kimmel, kırıp geçiriyor.

10 sorunun çevirisi:
Jay Leno + Kaç çift ayakkabın var?
Michael Jordan - 1500

+ Ne kadar sıklıkla manikür ve pedikür yaptırıyorsun?
- 2 haftada 1

+ Hiç kimseden imzasını istedin mi?
- Kimseden istemedim. Bir kağıt üstündeki isim ve imzanın bir anlamı olduğunu düşünmüyorum. Çocukken bile hiç istemedim böyle birşey.

+ Trash-talking en çok nerede yapılıyor? NBA mi NFL mi gece talk-show'larda mı?
- Gece talk show'larda

+ En çok tanışmak istediğin kişi?
- Martin Luther King. Üstelik imzasını da isterdim.

+ Otelde kaldığında kayıt yaptırırken hiç takma ad kullanıyor musun?
- Leroy Smith yani lisede benim yerime takıma giren ve beni motive eden adam veya Bill Jones.

+ Hala smaç basabiliyor musun ve en son ne zaman denedin?
- Smaç basabiliyor muyum mu? Sen salak mısın? Tabii ki basabiliyorum. Yaşlandım ama hala zıplayabiliyorum.
+ Asabileşiyorsun.
- Asabileşiyorum tabii, aptalca bir soruydu.

+ Karşısında oynadığın en kötü golf oynayan kişi?
- Charles Barkley tabii ki.

+ Reklamını yapmanı istedikleri en garip ürün neydi?
- Beanie weenies. Konserve kuru fasulyenin içinde ufak sosisler olur ya ondan.

+ 15 saniyede reklamını yaptığın bütün markaları say
- Hanes, Chevrolet, Oakley, Mcdonalds, Coca Cola, Gatorade, Nike, Electronic Arts, Wilson...

Wallace x 2

Sağlam alkış almışlardır herhalde. İçim bir hoş oldu valla. Ne takımdı ama... Ne güzel bir uyumdu aralarındaki. Dün gece karşılaşmayı kazananın sürpriz bir şekilde Pistons olduğunu da hatırlatayım.

En Çok Satan Yine Kobe

Sezon başlamadan önce Avrupa'da en çok satılan NBA formaları hakkında bir haber çıkmıştı ve Kobe birinciydi. Şimdi de sezon başlangıcından bugüne kadar NBA Store'da ve nbastore.com'da satılan forma sayılarına göre en popüler formaların sahipleri açıklandı ve Kobe burada da zirvede.

Bu arada aşağıda o kadar yorum yaptık ama bu satışlar toplam NBA forması satışlarının yalnızca %15-20'sini oluşturuyormuş, bir arkadaşım arayıp uyardı. Kısacası pek kaale alınacak bir liste değilmiş. Yine de bakmak isterseniz şöyle aşağı buyuralım sizi:

1) Kobe Bryant
2) LeBron James
3) Dwight Howard
4) Derrick Rose
5) Dwyane Wade
6) Kevin Garnett
7) Chris Paul
8) Paul Pierce
9) Shaquille O'Neal
10) Pau Gasol
11) Carmelo Anthony
12) Steve Nash
13) David Lee
14) Allen Iverson
15) Kevin Durant

Kobe'nin 1 numarada olması son derece normal. Keza LeBron da öyle. Ama ben Wade'in birkaç senedir (sanırım 3) ilk 3'te yer alamamasına şaşırıyorum. Hele hele Derrick Rose'un onun önünde, 4 numarada olması gerçekten şok edici bence. Tamam büyük bir yıldız adayı adayı, karakteriyle, kişiliğiyle ve oyunuyla pek çoklarının beğenisini kazanmış bir adam ama daha NBA'deki 2. sezonu yahu. Ne oluyor? Chicago pazarının etkisi oldukça büyük herhalde. Yine de Rose'un bu kadar yukarıda olmasını beklemezdim.

New York'un yıldız yokluğunda Lee'yi 13. sıraya taşıması dikkat çekici bir detay. Geçmişte Nate Robinson bir hayli yukarılardaydı ama kaçtı hatırlamıyorum. New York, ne kadar büyük bir pazar olduğunu kanıtlıyor. LeBron oraya giderse herhalde otomatikman 1 numaraya oturur diye düşünüyorum. Iverson'ın kariyerinde yaşadığı büyük düşüşe rağmen hala ilk 15'te kendisine yer bulması şaşırtıcı sayılır. Tabii takım değiştirmesinin payı da bir hayli fazla olsa gerek. Son olarak Durant'in listeye hakederek girdiğini belirteyim.

En popüler takım listesi:

1) Los Angeles Lakers
2) Boston Celtics
3) Cleveland Cavaliers
4) New York Knicks
5) Chicago Bulls
6) Orlando Magic
7) Denver Nuggets
8) Miami Heat
9) San Antonio Spurs
10) Phoenix Suns

Marsel İlhan Utanmış Mıdır? (Vatan'ın Yalanıymış)

Marsel İlhan'ın - doğal olarak - Fernando Gonzalez'e karşı 3-0 kaybettiği Avustralya Açık 2. tur maçında, Marsel'i desteklemeye giden Türkler, Kıbrıslılar'ı da aşmışlar taşkınlık konusunda. Hoş gerçi Şilililer'in de oldukça heyecanlı seyircilere sahip olduklarını geçmişten biliyoruz. Ama bizimkiler her puandan sonra bağırmayı ve tezahürat yapmayı zaten geçtim, Gonzalez'i destekleyen Şilili seyircilere meşale yakıp atmışlar. Söylenilenlere göre 30-40 kadar Türk seyirci polis tarafından arenanın dışına çıkarılmış fotoğraftaki gibi. Marsel utanmıştır herhalde, mağlubiyetten değil, bu davranışlardan dolayı... Zaten mağlubiyetten veya skordan yana utanacak hiçbir şeyi yok tenisçimizin.

Haber Milliyet'ten (Onlar da Vatan'dan almış) ama Türkler'in çıkarıldığını Eurosport'ta da okudum. Altta önemli gelişmelerle devamı vardır efendim, devam ediniz okumaya.

Edit: Benim yorumlarım da bunlara göreydi, eğer bu kaynakların bir yanlışı varsa kusura bakmayın. Örneğin Şilili taraftarlar yakmıştır meşaleyi, hiç Türkler'in bu olayla ilgisi yoktur falan, o zaman medyamızın rezilliğini görmüş oluruz bir kez daha. Ha gerçi Marsel'in 2. tura çıkmasından daha çok önemsedikleri kesin bu haberi, o da ayrı bir tartışma konusu. Biraz olay üstünde kafa yorup geçmişte yapılan yalan haberlere bakınca, Türk medyasına güvenerek şöyle bir post attığım için aceleci davrandığımı düşünmeye başladım açıkçası.

Önemli Edit2: Maçı baştan sona izleyen Passing-Shot blog'unun sahibi arkadaşım Berke izlenimlerini aktardı bana. Maçta hiç bu tarz olaylar gerçekleşmemiş. Bizim taraftarlarımızın pek alakası yokmuş olayla. Şilili taraftarlar maç bitince yakmışlar meşaleyi. Haberde geçen "2. setin sonunda meşale yakıp Şili tarafına attılar." cümlesi için ise "Ben hiç öyle birşey görmedim maçı tamamen izlememe rağmen, sadece Şilililer'in maçın sona ermesiyle beraber meşale yaktıklarını gördüm." dedi. Ayrıca Berke, Eurosport yorumcusu Şevket Furkan Erbay ile de konuşmuş ve o da haber yalan olduğu gibi, haber içinde geçen David Mercer'ın ağzından yazılan cümleler de yalan demiş. Neyse ki alıntı sözlerin yalan çıkma olasığı yüksek diye blog'uma aktarmamıştım...

Kısacası bu haberin içeriği gerçekleri yansıtmıyor. Ha, bu maçta hakem tarafından çok kereler uyarılmalarına rağmen ısrarla susmayan Türk seyircilerin doğru yaptığı anlamına gelmiyor. Ancak benim asıl tepki gösterdiğim şey meşale yakmaları ve Şili tribününe atmalarıydı. Vatan gazetesini ve haberi yapan Eren Bozkurt'u da şiddetle kınıyorum. Bir daha bu tarz bir olayı yabancı kaynaklardan teyit etmeden yazıp yorumlarsam, iki olsun. Ama bir Türk kendi milletini niye böyle yermeye, aşağılamaya çalışır yalan haber yaparak? Ah bir anlasam...

Tenishaber'de de olaylar açığa kavuşturulmuş.

Edit'ler için kusura bakmayın ama bu habercilik rezaletini de bir şekilde gözler önüne sermek gerekiyor, ayrıca birkaç imla da düzelttim. Son kez edit'lenmiştir.




20 Ocak'tan Notlar

Günün hayvan performansları:
Bobcats savunması. Miami bu gece sadece 65 sayıda kalmış Charlotte karşısında. Bobcats oyuncuları onlara göz açtırmamış, toplamda %29’la şut çekmiş Miami(22-76). İçeriden sayı üretemeyince üçlüklere sığınmışlar ancak 23 tane deneyip sadece 2’sini sayıya çevirince malubiyet kaçınılmaz olmuş. Bobcats hücumda da müthişmiş. İlk çeyrekteki 17 şutlarından sadece 3’ünü kaçırmışlar, maç burada bitmiş zaten Miami için. Stephen Jackson’ın 10’da 7 saha içi 12’de 10 serbest atışla 24 sayısı var. 20 sayı 10 ribaundluk katkı da Gerald Wallace’tan gelmiş, ayrıca 2 top çalması ve tam 5 bloğu var. Bobcats son 10 maçında 9-1 ve ayrıca evindeki son 9 maçı da kazandı.

Dwight Howard sonunda maça kafasını vermiş, arkadaşları da ona güzel paslar vermiş ve maçı 32 sayı (8/13)11 ribaundla bitirmiş. 11 ribaundunun 7’si hücumdan almış, 32 sayısının yarısını da serbest atışlardan bulmuş. Zaten Indiana’da faul problemine girmeyen ilk beş oyuncusu yok. Roy Hibbert’tan da intikamını almış oldu Howard.

Nowitzki de genelde yaptığı gibi 11/19’la takımını taşımış ve 28 sayı atmış. 5 ribaundu 2 de bloğu var. Tam hayvan bir performans değil, zaten Mike Miller’ın farkı bire indiren üçlüğünden sonra yaptığı hücum faulün sonucunda Wizards, maçı kazanma şansı ele geçirmiş. Ancak Marion’ın iyi savunmasıyla maçı Washington’da kazanmayı başarmışlar. İlginç bi not olark Jason Kidd maçta kullandığı 10 şutun 8’ini kaçırmış. Fakat yaptığı 15 asist, Wizards’ın takım olarak yaptığı asist sayısına eşit.

Rodney Stuckey, 27 sayı, kariyer rekoru olan 11 ribaund (6’sı hücum) ve 6 asistiyle Celtics’in son zamanlarında bol bol tattığı yenilgilere bir yenisi daha eklemiş.

Bogut, Toronto’nun zayıf pota altı savunmasına karşı müthiş oynayarak 4 dakika kala 6. faulünü almasına rağmen maçı takımına kazandırmış. Kullandığı 14 şutun sadece 3’ünü kaçırmış ve yanına 12 ribaund 3 blok eklemiş.

Kevin Durant yine bir 30 sayı üstü performansla Minnesota’ya karşı galibiyeti kapmış. %50 isabetle 31 sayısı var, bunun 11’i serbest atışlardan. 10 tane de ribaund almış. Böylece Oklahoma City, geçen sezon aldığı toplam galibiyet sayısını geçmiş oldu. 3-4 maçı da son anda verdiklerini düşünürsek bu gençlere hayran olmamak elde değil.

Hornets'da Chris Paul’un 21 sayı 13 asist 6 ribaund ve son çeyrekte önemli basketleri var. David West de ona 21 sayı 13 ribaund eklemiş, 3 de top çalmış.

Phoenix’ten J-Rich, Amar’e ve Nash burada. Jason Richardson benchten girip 10/14 ile 28 sayı 7 ribaundla oynamış doğum gününde. Amare’nin 15’te 10’la 27 sayısı 7 ribaundu var. Nash’in de yalnızca 12 sayısına karşın 15 asisti var. Maçı rahat kazanmışlar Nets’e karşı elbette.

Boozer da oldukça agresifmiş bu gece. Spurs’e karşı 31 sayı 13 ribaundla oynamış. Bitime 30 saniye kala Duncan’a 6. faulünü aldırarak 19999 sayıda kalmasına neden olmuş bir bakıma ayrıca.

Denver’da Billups 37 sayı atarak 4 sene önceki kariyer rekorunu egale etmiş. 8 asisti 8 ribaundu var, maçı uzatmada kazanmalarında büyük katkıda bulunmuş takımına tabii ki.

Boşa kürek çekenler:
Tyreke Evans ve Kevin Martin, Kings’in 97 sayısından 47’sini atmışlar. 2’şer top çalmaları beşer de asistleri var. Tyreke 9/17 ile 24 sayı Kevin Martin de 8/18 ile 23 sayı göndermiş ama Atlanta benchi de 47 sayılık katkı yapınca ikilinın katkısı kurtaramamış takımı. Bir ara %50’lere çıkıp herkesi şaşırtan Sacramento hala savaşmasına ve mücadele etmeine rağmen - en azından istatistiki olarak - beklenen seviyeye döndü. Son 11 maçın 10'unu kaybettiler...

Randy Foye, bu sezon çıktığı en yüksek skora ulaşarak Dallas potasına 26 sayı göndermiş 14’te 9’la. Haywood’dan da 18 ribaund 13 sayılık bir katkı gelmiş ama evlerinde yenilmişler Mavericks’e.

Rondo da Detroit’e karşı 21 sayı 8 ribaund 7 asist ve 4 top çalmayla her alanda takımını taşımaya çalışmış ama Pistons’ın ikinci yarıdaki oyunuyla sahadan mağlup ayrılmışlar.

Bosh, sezonun en iyi maçını oynamış Bucks’a karşı. 26’da 15’le 44 sayı atarak kariyer rekorunu kurmış, 12 ribaundu 4 de asisti var fakat Milwaukee’den galibiyetle ayrılamamışlar.

Al Jefferson 20 sayı 9 ribaundla oynamış ama daha önemlisi takımının son basketini atmış. Ardından top Thunder’dayken hücum faulünü alarak takımına topu kazandırmayı başarmış. Ancak sonrasında kaçırdığı şutun ribaund mücadelesinde Jeff Green’den çıkan topu hakemler Minnesota’ya vermeyince çabaları boşa gitmiş. Aynı maçta Corew Brewer da 25 sayı 5 ribaund 6 asist 5 top çalmayla 4x5 yapmış.

Memphis’te Gay'in 16’da 11’le 26 sayı atmış. Ayrıca 6 saniye kala maçı eşitleyen çok önemli bir üçlüğü var fakat James Posey’nin basketine yenik düşerek maçı Hornet’e kaybettiler.

Manu Utah’a karşı 22 sayı 8 asist 5 ribaundla takımı için çırpınmış fakat Utah’ı bu maç da yenememişler San Antonio’da. Utah 4-0 ile süpürdü San Antonio'yu. Başımıza taş yağacak.

Ellis yine pek çok top kullanıp pek çok sayı atmış. Tamamını oynadığı maçta 28’de 12’yle 39 sayısı var, bunlardan üçü maçı uzatmaya götüren basketten. Ayrıca 10 asistine karşın 3 top kaybı yapmış. Aynı maçta son haftalaın yükselen ismi Corey Maggette’nin 10/18 isabetle 33 sayısı var. Ayrıca 9 ribaund alıp 6 da asist vermiş.

Günün X-faktörleri:
Jason Williams, Jameer Nelson’ın yokları oynadığı maçta 25 dakika oynadığı maçta 11’de 6’yla 14 sayı atmış, yanında 9 asist vermiş. Jameer Nelson’ın da tek asisti var 23 dakikada.

Çaylak Bayless kenardan 12’de 7’yle 18 sayı 3 top çalmalık katkı yapmış, üstelik 18 sayısının 14’ü son çeyrekte gelmiş.

Carlos Delfino son maçlardaki iyi oyununa devam etmiş; 22 sayı, 8 ribaund ve 4 asisti var Toronto’ya karşı.

Robin Lopez ikizine bir şeyler göstermek istemiş olacak, 10’da 8’le tam 20 sayı atmış Nets potasına, 7 tane de ribaund almış.

Kirilenko Utah’ı epey seviyor olacak ki 2011'de kontratını yenilemek istediğini söyledikten sonra, bu maç bir şeyler yapmaya karar vermiş. 26 sayı göndermiş Spurs’e karşı, hem de 15’te 11’le. 8 ribaundu iki top çalması var bir de.

Takımı Baltalayanlar:
Barea, Dallas benchinden oyuna dahil olduğu 14 dakikada 10 şut çekip dokuzunu kaçırmayı başarmış. Aynı maçta son maçlarda takımının her şeyi olan Antawn Jamison da 10 şutundan sadece 2’sini sayıya çevirebilmiş.

Bahtsız Blazers:
Sakatlıktan yeni dönen Roy, bu gece 76’ers karşısında ilk yarının sonuna doğru yine sakatlandı. Çok ciddi olmasa da iki maç daha kaçırması bekleniyormuş Roy’un.

Bizimkiler:
Korkulan olmuş ve Ersan yedek başlamış. Gerçi 24 dakika almış, ortalama aldığı süre de o civarlarda ama kenardan gelip bu süreleri almya devam edecek mi acaba? 11’de 3’le 8 sayısı, 5 de ribaundu var.

Hidayet de kabus gibi iki maçın ardından çift hanelere çıkabilmiş. Ama yine kendi standartlarında bir oyun sergileyemediği açık. 14’te 5 isabetle oynamış, 4 asisti 4 ribaundu var.

Üşümem

Ünlü komedyen ve aktör Will Farrell yaklaşık 1 hafta önceki Clippers - Lakers maçına şort ile gelmiş, Ocak ayında... California'da yaşamanın avantajlarından biri sıcak hava ama Ocak'ta şortla dolaşacak kadar mı yahu?

20 Ocak 2010 Çarşamba

20 Ocak Programı (Hedo-Ersan NBA TV'de Karşılaşıyorlar)

21 Ocak Perşembe 02:00 / Miami Heat - Charlotte Bobcats
21 Ocak Perşembe 02:00 / Sacramento Kings - Atlanta Hawks
21 Ocak Perşembe 02:00 / Dallas Mavericks - Washington Wizards
21 Ocak Perşembe 02:00 / Indiana Pacers - Orlando Magic
21 Ocak Perşembe 02:00 / Portland Trail Blazers - Philadelphia 76'ers
21 Ocak Perşembe 02:30 / Boston Celtics - Detroit Pistons
21 Ocak Perşembe 03:00 / Oklahoma City Thunder - Minnesota Timberwolves
21 Ocak Perşembe 03:00 (NBA TV) / Toronto Raptors - Milwaukee Bucks
21 Ocak Perşembe 03:00 / Memphis Grizzlies - New Orleans Hornets
21 Ocak Perşembe 04:00 / New Jersey Nets - Phoenix Suns
21 Ocak Perşembe 04:00 / Utah Jazz - San Antonio Spurs
21 Ocak Perşembe 04:00 (NTV Spor) / North Carolina State - Duke
21 Ocak Perşembe 05:30 / Chicago Bulls - Los Angeles Clippers
21 Ocak Perşembe 05:30 (NBA TV) / Denver Nuggets - Golden State Warriors

Jerry Stackhouse da geldi Bucks'a. Zaten aldığı süreler elinden gidiyormuş gibi gözüken Ersan'ın Ersan'ın işi artık daha da zor. Hedo'nun da karşısında Durant'ı madara eden ve daha önceki aralarındaki maçta kendisini çok zorlayan Mbah a Moute olacak. İşi bir hayli zor, hele bu sezonki form grafiğini göz önüne alırsak. Geçen sefer Bargnani ve Caldern'suz Raptors'ı rahat yenmişti Bucks. Raptors bu sefer çıkışta. Bence Ersan, Bargnani ile iyi eşleşecektir ama işte dakikaları garanti değil oyuncumuzun. Çok arada bir maç, Raptors dün maç yapmamış olsa favori olduğunu söylerdim herhalde ama şu anda birşey demek zor.

Bu sezonki 3 randevuyu da Jazz kazandı. Yani Spurs, Jazz'e karşı süpürülmemek için çıkıyor. 10 yıldır evinde ilk defa yenilmişlerdi geçen ay rakiplerine. San Antonio hala tam anlamıyla formunu bulmuş ve Richard Jefferson oynamayacak gibi gözüküyor. Her ne kadar Utah'ın sezonu 4-0 ile kapayacağını düşünmesem de Spurs'e şu durumda güvenmek çok da mümkün değil. Ayrıca ek not olarak: Duncan'ın pek umrunda değildir gerçi ama 15 sayı atarsa 20,000 sayı barajını geçecek bu gece.

North Carolina - Duke da tabii ki bir NBA maçı değil, NCAA yani kolej maçı. İki takımın da form durumları veya oyuncuları hakkında pek bilgim yok maalesef. Birileri görür de izlemek ister diye koydum.

Shaq'ten Ayak Şov


Link

Dün gece 28000. sayısını atıp NBA tarihinde bunu başaran 5. oyuncu oldu ve NBA TV'de röportaj verecekken bir anda şovunu yapmaya başlamış. Röportaj boyunca basketbol severler tarafından neden bu kadar sevildiğini gösteren Shaq maalesef babasına yaranamamış. Maçtan sonra Shaq'ı arayan babası: "Tebrikler demeyeceğim, eğer serbest atışlarını soksaydın aptal adam, 33000 sayıya ulaşmış olacaktın."

Tabii Shaq'in ekstra 5000 sayıyı serbest atışlardan bulması için %99'a falan ulaşması lazımdı kariyeri boyunca, o da ayrı konu.

Hawks'a Ret

Daha önce NBA'de bu sezon meydana gelen saat hatalarından bahsetmiştim. Bu konuda başının yandığını düşünen Hawks'un da itiraz ettiğini ama kabul olasılığının bir hayli düşük olduğunu da yazmıştım. Nitekim dün NBA Hawks'un yaptığı itiraz reddetmiş. Beklenilen olmuş. Atlantalılar eğer tam o sırada saatten dolayı mağdur olduklarını hakemlere gösterselerdi veya topu kullanamasalardı belki son dakikaları yeniden oynamak konusunda daha şanslı olabilirlerdi.

AK-47 Yatmaya Devam Etmek İstiyor

Jazz'ın son 3 senedir yatan maksimum kontratlı kısa forveti Kirilenko, 2011 yazında anlaşması sona erdiğinde yeniden Jazz ile masaya oturacağını ve Utah'ta kalmak istediğini söylemiş. Niye çünkü şehire ve takıma alışmış, yaşlandıkça değişime ayak uydurmak zor oluyormuş. Ayrıca parayı da dert etmiyormuş, şu anki kontratında yazandan - senelik 17 milyon dolar - daha az bir miktarın teklif edileceğini biliyormuş, ancak amacı basketbol oynamakmış para değilmiş. Öyle diyor yani. Demek bu yüzden kontratını feshedip Rusya'ya gideceğini açıkladıktan sonra hemen fikrini değiştirmiş! Son 3.5 sezondur amacı başlıktaki gibi yatmak değil de nedir acaba Kirilenko'nun? Rusya'ya belki bedenen gitmedi ama kafasının orada olduğu açık.

Tamam Boozer-Mehmet-Deron 3'lüsünün sağlıklı bir şekilde takımım iskeletini oluşturmalarıyla alakası var düşüşünün. Bunun yanında hatta belki de daha önemli olarak, eskisine oranla 4 numaraya neredeyse hiç kayamamasının payı da çok büyük. Ama nerede eski yardım savunması yapan Kirilenko, nerede son 3 sezonki? Eskiden her Utah maçından sonra Top 10'da bir bloğunu görürdük kör noktadan gelerek yaptığı. Hala yapıyor bunu ama eskiden her maç bunu kovalayarak geçirirdi. Hep o anı beklerdi, artık öyle bir şevk ve istek göremiyoruz. Zaten blok ortalamalarının son 5 senedeki gidişatı da herşeyi gösteriyor: 3.2 - 2.1 - 1.5 - 1.1 - 1.0

Bir de şimdi yeni kontrat almak istiyor Jazz'den? Torunlarının torunları doysun, kendisi de sahada gezinerek rahatına baksın diye herhalde. Son zamanlar benimsediği saç stili için de şunu diyorum: Parkedeki performansı saçına vurmuş.

Tyreke Evans'a Dava

Bundan 3 sene evvel kuzeni ve 2 arkadaşıyla beraber arabayla bir yere gidiyorlarmış. Tyreke arabayı kullanırken, kuzeni de ön yolcu koltuğundaymış. Kuzeni silah çıkarmış, ateş etmiş ve Marcus Reason ismindeki kişiyi öldürmüş. Tyreke de hemen uzaklaşmış olay yerinden. Daha sonra kuzeni kendisi teslim olmuş ve 9-20 yıl arası hapis cezası almış. Tyreke ise polisle işbirliğinde bulunmuş, yardımcı olmuş ve hakkında bir suçlama olmamış. Muhtemelen kuzeni de arabadakilerin olaydan bihaber olduklarına dair ifade vermiştr. Kısacası Evans suç ortağı olarak görülmemiş. Şimdi Reason'ın ailesi 50,000 dolarlık bir dava açmışlar Evans'a. "Niye Evans NBA'de garanti kontrat aldıktan sonra acaba?" diye sormak lazım.

Bazı kişiler "Evans suç ortağı, ünlü bir basketbolcu olduğu için bu işten kurtarıyor mu yakasını?" tarzında fikirler atmışlar ortaya ancak şunu unutmamak lazım ki olay olduğunda Evans henüz 18 yaşında liseye giden bir gençti ve polisle işbirliği yaptı. Ayrıca Evans geçtiğimiz sene kuzeninin davası sonuçlandığında da henüz koleje giden ve basketbol oynayan bir öğrenciydi. Yani suçsuz bulunmasının, ünlü olmasıyla bir ilgisi olmadığı açık herhalde. Yanlış zamanda yanlış yerdeymiş diyebiliriz belki de.

19 Ocak'tan Notlar

Günün hayvan performansları
Wade 12/20’yle 32 sayı 3 asist 2 top çalma 3 blokla oynamış,6 üçlüğünün 4'ünü sayıya çevirmiş. Beasley’den de 21 sayı 10 ribaundluk yardım almış. Indiana’yı 30 sayı farkla rahat geçmişler zaten evlerinde.

Elbette 28-9-11-3-3’le oynayan adama hayvansın dememek olmaz ama Mike Brown’ın bildiğimiz “mükemmel” hücum setleriyle benim maçın izleyebildiğim bölümü olan son çeyrekte 6’te 1’le oynadı. Üçlük çizgisinden 0/7, 3 de top kaybı var. Yine de son çeyrek dışında Mo Williams’la birlikte müthiş oynamış kendisini ve takımı devreye sokmak konusunda. Son çeyreğe kadar da 12'de 7'yle şut atmış ayrıca.


Takımı baltalayanlar
Danny Granger kötü şut performanslarından biri sergilemiş bu gece, 16 şutundan sadece 2’sini sokarak 8 sayıda kalmış.

Bizimkiler
Milli basketbolcumuz Ocak ayındakı kötü performansını sürdürmüş. 6’da 1’le sadece 3 sayısı 3 asisti var. Sorun tam olarak kendisinde mi bilmiyorum, erken faul problemine girmiş ve benim izlediğim bölümde sadece bir kere top kullandı. Hücumda hiç rol oynamadı, ne oyun kurma ne skor üretme konusunda. Hido’nun istenen performansı verememesinde Carderon’un payını herkes biliyor fakat kendisi de hiç iyi değil bence. Umarım yakın zamanda istediği oyunu oynamaya başlar.

28000
Shaq bu gece %70'le 16 sayı atarak sezona göre iyi bir performans gösterdi. Ama bundan daha önemlisi, 28,000 sayı barajını geçen 5. oyuncu oldu çılgın ve sempatik devimiz.