Oysa bir umuttu #5; Blerim Džemaili
14 saat önce

Final serisinde Indiana Fever'ı 3-2 yenerek şampiyon olmuş Phoenix Mercury. MVP, bayan basketbolunun bana göre en yetenekli ismi Taurasi seçilmiş. 2 sene önce kazandıklarında Pondexter almıştı ödülü.
"Nasıl olur? Yuh!" demeyin. Garcia başarmış. Olayın arkasında büyük şanssızlık ve cenabetlik varmış. En başta, resimler temsili onu söyleyeyim. Ama Garcia'nın yaşadığı olayı açıklayıcı nitelikte olduklarına inanıyorum.. Garcia resimdeki kişi gibi - onun pozisyonunda olup olmadığını bilemiyorum - fizik tedavi/jimnastik topunun üzerinde ağırlık çalışıyormuş. Topun patlaması sonucunda bileği kırılmış. Koyduğum resimlerdeki pozisyona yakın bir şekilde çalıştığını düşünüyorum Garcia'nın. Bu şekilde topun patlaması durumunda hazırlıksız yakalanıp, elinde ağırlık varken, bileğini şiddetli bir şekilde yere çarpmış olabilir.
NBA'in genel menajerler arasında yaptığı anketlerden şurada bahsetmiştim. MVP ve üstüne takım kurulacak oyuncu oylamasında açık ara farkla 1. olmuş LeBron. Ayrıca rakip takımların en çok önlem alması gereken oyuncu olarak da rakiplerini geride bırakmış. Öncelikle, 2 soruda GM'ler ile fikir birliği içinde olduğumu söylemeliyim: Şu anda bir takım kuracak olsam ilk olarak LeBron'u alırım tartışmasız. Tabii biraz post hareketleri öğrenmiş bir Howard gördüğüm anda fikrim değişebilir o ayrı konu. Ayrıca, bana göre rakip takımların savunma prensiplerini/sistemlerini baştan yaratmalarına sebep olan James'in, en çok önlem alınması gereken oyuncu olduğuna dair hiçbir şüphe yok.
İkili, dün oynanan Real Madrid - Utah Jazz maçını anlatırken Ersin Düzen bu fotoğrafı çekmiş ve Twitter'ında paylaşmış. İkili önlerine notlarını, laptop'larını almışlar, "Nasıl hakkını vererek maç anlatılır" dersi veriyorlar adeta. Masanın en başındaki kitaplar da basketbol ile ilgili kaynaklar sanki ama tabii %100 emin olamıyoruz.
Birkaç arkadaşımdan duyduğuma göre, NTV Spor'da bugün yayınlanan Spor Servisi programında, Konyalı Portlandlılar'dan bir resim kullanılmış. Teşekkür ediyorum onlara, programlarında yer verdikleri için. Kullandıkları resim de şurada.
2010 Dünya Şampiyonası'nda oynayıp oynamayacağından emin değilmiş. Önümüzdeki yaz serbest kalacak olması şimdiden aklını karıştıyormuş. Daha önce bunu hiç tecrübe etmediği için, olacakları kestiremiyormuş. "İleriyi görememek birçok kişiyi heyecanlandırır, hangi takıma gideceğime karar vereceğim süreç uzarsa, milli takıma da katılmam oldukça zor olur." demiş. LeBron zaten 2010 Dünya Şampiyonası'nda büyük ihtimalle mücadele etmeyeceğini önceden söylemişti. Konuyla ilgili Colangelo da, serbest kalacak oyunculardan illa ki fireler vereceklerini ve buna hazır olduklarını açıklamış.
Masal anlatmaya başlamadım, Delonte West'ten bahsediyorum. Bilmeyenleriniz için; kendisini, 10 gün önce motorsikletiyle hız yaparken polis durdurmuştu ve üzerinde 2 adet tabanca bir de av tüfeği bulunmuştu. Bu kadar çok silahla ne yaptığına veya yapacağına dair 1001 tane espiri yazıldı çizildi. Üstünden bu kadar süre geçtikten sonra değinmek istemiyorum.
2-3 gün kadar önce NFL takımlarından Cleveland Browns'ın oyuncusu Braylon Edwards, LeBron James'in arkadaşlarından Edward Givens'ı bir gece kulübünün çıkışında tartaklamıştı. LeBron da konuyla ilgili "Anlamadığım bir kıskançlık var. Benim arkadaşım 70 kilo birşey, hangi mantıkla böyle birine vurursunuz ki? Çocukça bir davranış." şeklinde bir açıklama yapmıştı. Elbette Givens'ın hangi hareketler sonucunda dayak yediğini bilmiyoruz, belki de haketmiştir. Konu o değil.
Geçtiğimiz Şubat ayında gözüne aldığı darbe sonucu, retinasında oluşan sorun nedeniyle ameliyat olmuştu. Ama tabii doktorlar bu ameliyatta Amare'nin retinasını onarırken, gözlerinin kaç numara olduğuna bakmayı unutmuşlar.
Chicago Bulls logosunu ters çevirip 1-2 renk değişikliği yapıyorsunuz ve karşınıza, yazımın başlığı çıkıyor. Gördüğüm en saçma şeylerden biri. Büyük çaba ve hayalgücü gerektirir bir boğadan robota varmak. Birilerinin kafası güzelmiş zannedersem...
Biliyorsunuz, artık NBA'de top oyundayken, takımın bench'teki mensuplarının ayağa kalkmaları yasak. Bu kuralı daha önce duyurmuştum. LeBron başta olmak üzere, bu yasağa oyunculardan ufak tefek tepkiler gelmeye başladı. NBA'in savunma olarak şu alttaki videoyu kullanıp, Lamar Odom ve Vujacic'e basın toplantısında yer vermesi gerekiyor bence. Kuralı yürürlüğe koymak için bundan daha net bir sebep bulunamaz. Gerçi Odom maçlara kafası dumanlı çıktığı için, oyuncular bunu geçerli saymayabilir ama olsun.
Az önce NTV Spor'da yayınlanan Bulls-Jazz hazırlık maçını seyrettim. Bulls'un 3 tane ilk 5 başlayan oyuncusu yoktu (Salmons-Rose-Tyrus Thomas) üstelik söylemem lazım ki, Rose-Salmons ikilisi bu takımın en iyi skor opsiyonları. Yani açıkçası etiketinin "NBA" olması haricinde maçın benim için pek çekici bir tarafı yoktu. Ancak sahneye James Johnson ismindeki çaylak çıktı. 18 sayı, 8 ribaund, 2 asist ve 2 blok üretti. Dikkatleri üzerine çekti. Ancak 10 sayı 5 ribaund ile oynamış olsaydı bile ben bu yazıyı yazacaktım. Çünkü kendisini ilk defa izlememe rağmen inanılmaz beğendim. 2.05'lik bir oyuncuya göre ayakları müthiş çabuk ve aynı zamanda pota altında kalıbı sayesinde durabilen bir isim. Onu asıl özel yapan şey ise top hakimiyeti. NBA'deki birçok kısa forvetle aşık atabilir bu konuda, zaten bu sayede 3 numaralı pozisyonda da görev yapacaktır her ne kadar bu maçın büyük kısmında uzun forvet oynadıysa da. "30 dakikada ne gördün de bunları söylüyorsun?" diyebilirsiniz ancak top hakimiyeti ve fundamental, şut gibi günden günde değişmez. Madem şuttan bahsettik, gördüğüm kadarıyla şut mekaniği ve stilinde de bir problem yok.
Hatırlayanlar vardır. Bir aralar sözde NBA takımlarının ön incelemelerini yazıyordum (sezon başlayana kadar en azından şampiyonluk adaylarını bitirmek istiyorum inşallah). Elimdeki hala bitmemiş olan Bulls taslağında, "Tanımadığım Johnson'a 15 dakika civarı bir süre ayırılması gerekebilir." yazmışım. Bunun nedeni olarak da kadrolarının bir hayli dar olmasını ve 4 numarada yanlızca Tyrus Thomas'ın bulunmasını göstermişim. Johnson, bu şekilde bir hazırlık kampı geçirmeye devam ederse rotasyondaki yerini iyice sağlamlaştırıp, çaylak sezonunda 20 dakikaya bile yaklaşabilir belki. Hele bir de bu maçtaki gibi çabukluğunu doğru yerlerde kullanarak çembere penetre etmeyi sürdürürse, kimsenin beklemediği bir çıkış yapabilir.
NTV Spor'da şu anda yayınlanmakta olan Bulls-Jazz maçında gösterdiler. Rose-Kirilenko-Memo 3'lüsü, Pazar günü oynanan Chelsea - Liverpool maçı için Stamford Bridge'e gitmişler. 2 gün gecikmeli de olsa paylaşayım.
Westbrook, Chris Paul, Durant ve Jeff Green, bu yaz üniversite eğitimlerini sürdüren 45 oyuncudan sadece 4'üymüş. Hepsi yarım kalan üniversite eğitimlerini bitirme kararı almışlar. İstatistiklere göre NBA oyuncularının %60'ı emekliliklerinden sonra 5 yıl içerisinde paralarını bitiriyorlarmış. NFL oyuncularının ise %78'i bu sorunla iki yıl içinde karşılaşıyorlarmış. Bu duruma, yakın zamanlardan verebileceğimiz en iyi örnek Charles Barkley. Kendisinin milyonlarca dolarından geriye - kumar sağolsun - pek birşey kalmadığı hatta bir sürü borcu olduğu konuşuluyor.
Şimdilerde, parayı bulmuş oyuncuların eğitimlerini tamamlamak için gösterdikleri bu çaba gerçekten takdire şayan. Tabii abartılmadıkça. Örneğin Vince Carter, Toronto yıllarında 76'ers ile oynadıkları playoff serisinin 7. maçının sabahı mezuniyeti törenine katılıp ardından uçakla Philadelphia'ya uçmuş ve maçtaki yerini almıştı. Kendisi son saniyedeki şutu kaçırınca da Raptors maçı ve seriyi kaybetmiş ve Carter da eleştiri oklarının hedefi olmuştu. Olay lise yıllarından hayal meyal kalmış aklımda, bu haber vesilesiyle bir kez daha anımsamış oldum. Carter'ın hareketi biraz abartılı tabii ki. Neyse konu o değil, konu NBA oyuncularının şu günlerde doğru kararı vermeleri.
Böylece kariyerleri yaş veya sakatlık sebebiyle sona erdiğinde, sudan çıkmış balığa dönmek yerine, aldıkları eğitimle paralarını nasıl kullanmaları gerektiğini daha iyi bilip, gerekirse okudukları sektörde çalışarak da hayatlarını kazanmaya devam edebilirler. Ayrıca Westbrook'un söylediğine göre onun okulunu bitirmek için gösterdiği bu çaba kardeşine ve başkalarına da iyi bir örnek teşkil ediyormuş. Kesinlikle doğru bir tespit gelmiş Westbrook'tan katılmamak elde değil. Düşünsenize 'hayatını zaten kurtarmış' olan bir öğrenci yazın basketbolunu geliştirmek yerine okuluna gidiyor. Bu elbette onu örnek alanları da motive edecektir. Durant'ın bu konudaki sözleriyle bitirelim: "Mezuniyetim, en az draft edilmem kadar önemli hatta belki de daha önemli bir olay. Çünkü diploma hayatım boyunca benimle olacak."
Bu iki takım Londra'da Türkiye saati ile 21:30'da karşı karşıya geliyorlar. Maçı NTV Spor naklen yayınlıyor. Muhtemelen Murat Kosova ile Kaan Kural sunacaklardır. Her ne kadar hazırlık maçı da olsa, yedek hakemler görev alacak da olsa özleyenlerin susuzluğunu biraz giderecektir. Mehmet'i, Deron Williams'ı, Salmons'ı ve Rose'u izlemek için güzel bir fırsat ve NBA Avrupa turnesinden bir maç olduğu için saati de son derece uygun.
Entourage'ın sezon finalini izlerken bir anda karşıma LeBron çıkınca şaşırdım. Bilmeyenlerden özür diliyorum. Ama konuyu etkileyen bir detay değildi dizide. Rolünde, çocuklar için yapılan bir bağış kampanyasında 1 milyon dolar verdiğini söylüyor. Ayrıca tatilini yarıda kesip kampanyaya dikkat çekilmesini sağlamak için Ohio'ya gidiyor. LeBron'a güzel bir 'imaj' yaratma fırsatı olmuş.
Dün yedek hakemlerin yönetiminde oynanan maçta faullerin cılkı çıkmış. Bucks'a 41, Timberwolves'a 32 faul çalınırken, takımlar sırayla 38 ve 56 faul atışı kullanmışlar. Scott Skiles "Fauller, fauldü, çalınması normal" demiş ancak 73 faul ne olursa olsun, bana göre normal değildir. Aslına bakarsanız, takım başına 24-25 faulden sonrası aşırıya kaçar. 41 faul ise gerçekten inanılmaz bir rakam. Yedek hakemler biraz abartmışlar zannedersem. Bu gidişle kendilerinin ve Stern'ün beraber bindikleri dalı kesecekler gibi... Sezon başladığında böyle maçlara tanıklık etmeyiz umarım.
Bildiğiniz gibi 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası ülkemizde 28 Ağustos - 12 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek. Kardeşi, organizasyonda görevli olan Alp adındaki bir arkadaş mail atmış. Organizasyonda görev alacak gönüllülere çok ihtiyaç varmış. Burayı takip eden arkadaşların basketbolla ilgili oldukları aşikar. Gönüllülerin bu sporu seven kişilerden çıkması eminim şampiyona ve ülkemiz açısından çok daha yararlı olacaktır. Görev alabileceğiniz tonla iş ve pozisyon mevcut. En azından bir bakmanızı öneririm, birçoğunuzun ilgisini çekecektir; takımlarla ve oyuncularla tanışma fırsatınız da olacaktır muhtemelen. Alabileceğiniz görevlere şuradan bakabilirsiniz:
Nene, "O zamana kadar emekliye ayrılacağım." diye devam etmiş. Bu açıklamalar 2016 Olimpiyatları'nı Rio de Janeiro'nun kazanmasının ardından gelmiş. Hatırlatmakta fayda var ki, Nene bir Brezilyalı. Yani evindeki, ülkesindeki Olimpiyatlar'da 'oynamamak' için şimdiden çok heyecanlı...
Nene, 2016 Olimpiyatları'nda 34'üne bile basmamış olacak ama zaten kendisi 2014'te basketbolu bırakmayı düşünüyormuş. Kendisini dine ve Tanrı'ya adayacakmış. Milyonlarca dolar kazandıktan sonra 2014 yılında hala kontrat ve para kovalamasının mantıklı olmadığını, yaşadığı sakatlıklar, kanseri yenmesi ve menajerleri ile yaşadığı ciddi problemleri paylaşarak insanlara yardımcı olabileceğini söylemiş. Son olarak da ciddi olup olmadığı sorulduğunda "Kesinlikle ciddiyim." diye cevap vermiş.
Golden State Warriors'ın koçu Don Nelson, gelecek vaat eden forvetlerinden Brandan Wright hakkında cuma günü şunları söylemişti:
Anthony Randolph'a gelince... Zaten Nelson'ın favorisiydi, artık bu sezon beklenilen patlamayı yapmaması için hiçbir neden yok. Warriors'ın oynadığı sistem de Randolph'un ekmeğine yağ sürecektir. Yeni bir yıldızın doğuşuna tanıklık etmeye hazır olun. Uzun boyuna rağmen topa hakimiyeti mükemmel olan Randolph oyununa istikrarlı bir orta mesafe şutu hatta 3'lük ekleyebilirse bütün ligin korkulu rüyası olacaktır.
Bu yaz 2 oyuncunun imzaladığı kontratlara, takımları tarafından 'kilo' maddesi konuldu. Birincisi Sean May idi. Yaklaşık 800.000 dolara imza atan May, hazırlık kampına 120 kilonun altında girmesi halinde 100.000 daha kazanacaktı. Genel olarak tembelliği ve özellikle son 1 yılda sakatlığından dolayı aldığı kilolarla tanıdığımız May için bu ekstra motivasyon sağlamış olacak ki, kampa gelip tartıldığında 118 kilo çıktı ve parayı kaptı. Dizlerinden 3-4 kere ameliyat olan bir oyuncudan beklentilerin yüksek olmaması lazım ama umarım May artık sakatlığın etkilerini tamamen üzerinden atıp yeteneklerini bütün NBA' gösterir. Hatırlatmakta yarar var; May, kariyerindeki 4 sezonda toplam sadece 1 sezonluk yani 82 maç oynamıştı.
İkinci isim ise Koca Bebek Glen Davis. Onun hangi gün, kaç kilonun altında olması gerektiği gibi detaylar zannedersem basınla paylaşılmamış. Ancak 2 yıllığına 6 milyonluk kontrata imza atan Glen Davis, senelik 500'er bin doları belirlenen kilonun altında kalması halinde alabilecekmiş. Bu yüzden hazırlık kampına tığ gibi bir Glen Davis gelmiş. Ainge ve Rivers fiziksel olarak onu ilk defa bu kadar formda gördüklerini söylemişler. Ayrıca Davis'in açıklamaları onun sadece para için kilo vermediğini kanıtlar cinsten: "Şimdi deli gibi kilo verebilirim ama playoff'lar geldiğinde 10 kilo almış olursam, bütün çabalarım boşa gitmiş demektir. Önemli olan istikrar ve profesyonellik. Ben bunu öğrendim."
Yaklaşık 4.5 ay önce dizinden ameliyet olan Garnett'in 2 gün önce hazırlık kampında çekilen görüntüleri aşağıda. Kesinlikle sektiğini ve sağ dizine ağırlık vermekten çekindiğini görüyoruz. Gerçi Doc Rivers, Garnett'i normalden fazla sahada tuttuğunu söylemiş. Garnett de dünkü antrenmandan sonra iyi hissettiğini, herhangi bir ağrısı olmadığını belirtmiş. Bu iki açıklamanın doğruluk payını bilemem ama videoda izlediğimiz Garnett'in %100 olmadığına eminim. Garnett'in tam gücüne ulaşamaması, Celtics'i şampiyonluktan edebilir. Belki de bu sezon ona her zaman alışık olduğu dakikaları vermemek mantıklı bir seçim olacaktır.