BIY AD

14 Haziran 2010 Pazartesi

Celtics - Lakers Finali 5. Maç (92-86)

Boston’daki 3 maçtan en gerçekçisi bu oldu herhalde. Kobe bir ara insan üstü oynadı ama beklenmeyen bir şey değil o da. Artest kötü oyununu oynayıp Garnett ve Gasol eski günlere selamlarını çakınca Celtics 3-2 öne geçti. Lakers taraftarının Kobe dışındakilere çok kızgın olduğunu tahmin ediyorum ama seyir keyfi açısından oldukça doyurucu oldu maç.

İlk olarak Celtics’ten başlayalım. Paul Pierce’ın buna benzer bir performans vermesini er yada geç bekliyordum ben ama bu biraz farklıydı sanki. Pierce çok iyi şut attı kabul ama doğru kararları vermesiydi en etkili olan. Bir liderin yapması gerektiği gibi oynadı ve serideki en iyi maçını çıkardı doğal olarak. Ancak Celtics’in de oyun planını onun üzerinden kurduğu da gözden kaçmadı, 4. galibiyeti alacaklarsa onsuz zor sonuçta. İlk yarıda birkaç hücumu aldığı perdeler sonrası rakip uzunuyla karşı karşıya kalarak oynadı ki son derece başarılı oldu bu pozisyonlarda. Aynısını Nash de yapmıştı, yanılmıyorsam özellikle 5. maçta. En önemli hareketi ise şüphesiz bitime 40 saniye kala Garnett’in Lakers yarı sahasına fırlattığı topu tutup Rondo’ya maçı bitiren basketin asistini yapması. Taktir etmediğim tek şey ilk yarının sonunda Rondo’dan topu alamayınca bırakıp yedek kulübesine dönmesi. Kızmış olsa bile tepkisini devre arasında verse daha doğru olurdu, maça yoğunlaşmasına veriyoruz bu davranışını. Sonuç olarak sadece bir kere serbest atış çizgisine gidebilmesine rağmen 21’de 12’yle 27 sayı gönderdi Lakers potasına.

Takımın hücum liderinden sonra Boston’a genel bir bakış atalım. Rakamları Pierce kadar gösterişli olmasa da sahada yaptıkları ve duruşuyla Garnett hakkında galibiyetin en önemli sebebi diyebilirim. Sertlik karşısında geri adım atan Gasol ve sakat Bynum avantajını çok iyi kullanıp sahanın iki tarafta da pota altındaki üstünlüğü Boston’a getiren isimdi bir kendisi. Ayrıca fark ettiyseniz, Gasol kendisine “şutöre döndü” dedikten sonra (veya medya öyle gösterdi tam bilmiyorum) sürekli içeriyi zorluyor. Ribaund rakamları biraz aldatıcı zira 6’sı ilk çeyrekte Lakers attığını kaçırırken geldi ama savunmadaki duruşu çok önemliydi yine de. Bunu açıklamaya en yakın istatistik 5 top çalması. Yine de Gasol ve Bynum’un onun işini oldukça kolaylaştırdığını tekrar söylemeliyim. Celtics hücumu genel olarak çok iyi işliyordu ama yine en büyük sorunlarına takılıp kaldılar: top kayıpları. Maçı 16 top kaybıyla bitirdiler, ilk yarıda bu rakam 10’du sanırım. Lakers felaket, kendileri çok iyi şut atarken maçın erkenden bitmemesinin en büyük nedeni bu saçma sapan, anlamsız top kayıplarıydı. Başı çeken isimde 7 top kaybıyla Rondo’ydu. Tabii hakkını yemeyelim, Rondo Lakers savunmasındaki açıkları çok iyi görerek şut yüzdesinin bu kadar yüksek olmasının sebeplerinden biri oldu. 18 sayı 8 ribaundla oynadı ve Odom’la Kobe’nin üzerinden tipleyerek bulduğu basketle maçın hareketine imza attı.(Yine Rondo'nun attığı müthiş turnike ve Tony Allen'ın bloğuyla kapışır daha doğrusu) Bench’ten gelen tüm isimler de olumlu katkı yaptı, Nate Robinson’ın 4 asisti var 10 dakikada düşünün. Celtics’teki tek kayıp 3 maçtır üçlük isabeti bulamayan Ray Allen. Belki LA’e gitmeyi bekliyordur o da.

En sonunda geldik Lakers’a. Kobe’nin yaptığı şeyi bilmeyen yoktur herhalde. Öyle sayılarla ifade etmek bile hafif kalıyor ama söyleyeyim: takımı hiçbir şey yapamayacak konumdayken 19’u 7’de 7’yle üçüncü çeyrekte gelen, artarda attığı 23 sayı… Anlatılacak şey değil izlemek lazım. Derek Fisher’ın saçma sapan pasını tamamladığı alley-oop’u ve neredeyse orta sahadan kaldırıp attığı üçlüğü bir kenara bırakırsak tüm şutlarını savunmacısının üzerinden gönderdi. “Jordanvari” denilen şey bu olsa gerek, kimse durduramadı onu. Maçın erkenden bitmemesinin sebeplerden birine top kayıpları dediysem diğeri de Kobe’nin insanlığa sığmayan performansıydı. Normalde bir süper yıldızın üst üste bu kadar şut atması taraftarı değilimdir ama ne takım arkadaşlarının basket atacak ne de Kobe’nin kaçıracak hali vardı. Gasol ve Artest başta olmak üzere takım arkadaşları beklenen katkıyı veremeyince yazık oldu Kobe’nin bu performansına. Üstelik sadece hücumla yetinmedi Paul Pierce’ı da aldı maçın sonuna doğru. Taktir etmekten başka şey düşmez bize.

Gasol ve Artest dedim yukarıda, ikisi de dayağı hak etti. Lakers ne pota altında Celtics’i durdurabildi ne de şutların girmesine engel oldu. Savunmada bu kadar kötü olmasının en büyük nedenleri bu ikisinin vurdumduymazlığıydı bana kalırsa. Pierce’ı çok övdüm yukarıda ama Artest’in savunması bundan önceki maçların yanından geçemedi dün gece. Keza Gasol de öyle, nerede 14 blok yapıp pota altında voleybol oynayan Lakers nerede bu geceki Lakers. Takım halinde tek blok yaptılar ki onun da sahibi Kobe. Bünyesinde bu kadar yetenek bulunduran Lakers takımının en büyük eksiği karakter eksikliği sanırım. Bugün gördük işte Kobe’den başka kazanmak isteyen kaç kişi vardı sahada?

Sonuç olarak Boston Celtics 2-3-2 sisteminin nimetini geri çevirmeyerek serinin en önemli maçından üstün ayrılarak Los Angeles’a gitmeden önce 3-2’lik üstünlüğü ele geçirdi. Ben 4-2 Celtics demiştim ama düşününce 3 maç üst üste kazanmaları çok zor gözüküyor şimdi bakınca. Bu maçtaki gibi bir ara %70 şut yüzdesiyde gezmeleri de pek yakın bir ihtimal değil. Bynum’un durumu bu maçtan sonra da hiç iç açıcı değil, daha iyiye gideceğini de sanmıyorum ama bakarsınız Odom 20-15 yapar bir sonraki maçta, kim bilir? Sonuçta takımdan birinin Kobe’ye olan borcunu ödemek için böyle bir şey yapması şart.

1 FARKLI FIKIR:

Deniz dedi ki...

ankette ben de 4-2 celtics demiştim. beşinci maç serinin en kritik maçıydı ve sizin de ifade ettiğiniz gibi bu maçı alan şampiyon olacaktı. celtics aldı, yedinci maça kalacağını düşünmüyorum. ama kalırsa efsanevi bir maç bizi bekliyor olacak.