BIY AD

23 Ağustos 2010 Pazartesi

Amerika > Avrupa ??

Dün Litvanya, bugünse İspanya karşısında şöyle bir ölçüp biçtik ABD Milli Takımı’nı. Peşinen iki maçın da pek iyi geçmediğini söyleyebilirim. Bir gece önceki Litvanya maçının son çeyreğine kadar, bugünkü maçın ise genelinde çok zorlandılar. İki maçı da kazanmış olmaları onları yanıltacaksa -ki Krzyzewski’nin oyuncularının bu hataya düşürmeyeceğini düşünüyorum- bu takım, tarihin en yıldızsız turnuvalarından biri olacak 2010 Dünya Şampiyonası’nda çok zorlanır. Peki ne yapar da bu takım bu hatalarından kurtulur? Öncelikle sorunlara değinip, ardından da birkaç cümleyle nacizhane çözüm önerilerimi sunayım.

1-Öncelikle oyuncuların genelinde inanılmaz bir rahatlık ve aşırı özgüven var. Bu da gereksiz şut tercihleri, saçma sapan çemberden seken smaçlar vb. sıkıntılara neden oluyor. “Avrupa Basketbolu”, Amerika’nın atletizme dayalı basketbolundan çok farklı. Bu tabirin artık iyiden iyiye klişeleştiğini biliyorum; ancak olayın cevabı burada bana kalırsa. Sete set hücumlarda, gerek doğru diziliş ve gerekse doğru adam dağılımı Amerika’nın aklını başından alır ki tarihin en zayıf Litvanya’sının bile oyun disiplininden kopmadıkça oyuna nasıl ağırlığını koydu gördük iki gece önce. Bu nedenle ABD’li oyuncuların “nasıl olsa yeneriz” zihniyetinden kurtulup, sadece kendi oyunlarıyla ilgilenmeliler.

2-Alan savunmasıyla hiç alakası olmayan, daha bu sistemde pozisyon almayı bile bilmeyen oyuncuların olduğu bir takım 2010 takımı; ama Krzyzewski’nin bu konudaki inadını bir türlü anlayamıyorum. Bugün İspanya karşısında son topa karşı uygulanan ve Durant’in bloğuyla sonuçlanan alan savunması taklidi kimseyi yanıltmasın. Son toptaki hata kesinlikle İspanyolların şaşkınlığından ibaretti. Alan savunmasının artık demode olduğunu ve rakiplerin (özellikle Avrupalıların) buna tedbirlerini iyi aldığını düşünürsek ABD’nin çareyi alan savunmasında aramasına gerek yok. Savunma temelinde yaptıkları en mantıklı hareket topa baskı uygulamaları. Neden? Bir kere inanılmaz derecede atlet bir takım, her topa el sokabilecek derecede çabuk ve rakiplerini bunaltacak derecede fizikliler. Kısacası topa baskı yaparsın, bir de pas arası yaptın mı? Bas smacı. Oh! Misss.

3-Bir de şu hatalı yürüme olayı var. NBA’de çalınmayan, top eldeyken atılan ilk adım burada hakemlerin gözüne direk batıyor. Özellikle Durant ve Rose’un bu konu ile ilgili büyük sorunları var ki Rose’un en önemli özelliğidir ilk adımdaki çabukluğu. Bu iki adam da takımın lideri olarak görülüyorlar üstelik. Hazırlık maçlarında hakemlere bu adımlar sorun gibi gözükmemiş olabilir(birkaç düdük atlandı zaten); ancak şampiyona başlayınca FIBA’nın bu konu ile ilgili hakemleri uyaracağını düşünüyorum.

4- Takımın Avrupa basketboluna uygun birkaç oyuncusu var. Direk Kevin Love, Stephen Curry aklıma geliyor mesela. Turnuvaya neredeyse uzunsuz gelen takım için Love bulunmaz nimet, hazırlık maçları boyunca da (serbest atışlar da dahil) kötü şu atan bir takım için Curry çok önemli; ama 12 kişiye düşecek kadroda sanki ikisinden birisi gidecekmiş gibi gözüküyor. Ben de Can gibi inatla Westbrook’un kesilmesini düşünüyorum. Her ne olursa olsun Love ve Curry’nin takımda kalması gerekiyor, ben bu kadar söyleyeyim. (Bu arada dün Westbrook oyuna girdiğinde enerji verdi ve skora iyi katkıda bulundu, şutlarına olan güveni de artmış durumda ama yine de bu kadar üst seviye guard varken takımda Westbrook'un kesilmesi doğru karar olacak bana göre. Ek olarak şunu da yazayım; Rondo ve Granger'ın İspanya'ya karşı oynamamaları, elenme ihtimallerinin bulunduğu anlamına gelmiyor. Koç K'nın kafasında zaten 10 kişi belli, son 2 için düşündüğü oyunculara son bir kez bakmak için Granger ve Rondo'ya dakika vermediğini açıkladı. / Can)

Sonuç olarak bu hatalar veya umursamazlıklar düzeltilmedikçe sert savunma yapan, baskı altında topu yarı sahaya getirebilecek çok oyuncusu bulunan ve inatla sete set oynayan bir takım, bu Amerika’yı geçebilir. Aklıma İspanya (bugün ABD basketboluna uydukları halde son topla yenildiler, bir daha bu hataya düşmeyeceklerini düşünüyorum), Sırbistan ve Yunanistan geliyor direk; ama bekleyelim görelim.

6 FARKLI FIKIR:

Alper dedi ki...

Genellikle Amerikalı sporcularda, (özellikle de basketbolcularda) turnuva öncesinde yapılan maçlarda rahatlık ve özgüven gözükür. Bu turnuvayı ciddiye almadıkları anlamına gelmesin.
Ben şuna benzetiyorum NBA oyuncularının durumunu; sanki üniversite öğrencisi finale hazırlanırken bütün sene boyunca her hafta yaptığı ödevlerler ve projelerle geçen sürede zaten finale hazırlanmış oluyorlar.
Tek sıkıntı grup çalışmasında takım oyununda gösterilecek bütünlük.. Bu yüzden, bu takım için rahat bir turnuva olacaktır.

Adsız dedi ki...

daha bunun Rondo'su, Granger'ı var. onları unutmuşuz. hiçte kasmadılar dün akşam, Sabonis. yapma gözünü seveyim, yürüyerek yendiler ispanya'yı.

motörkafa dedi ki...

Kim ne derse desin Amerika bu halde bile dağıtıyor herkesi her ne kadar yenilmesini arzulasamda bunlar gerçekler Amerika tek büyük favori.

Adsız dedi ki...

Adamların gerçek kadrosundan tek bir oyuncu bile yok anca Durant var,ona rağmen hala iddialılar.Konsantrasyonlarını kaybetmezlerse şampiyon olacaklarını düşünüyorum..

Adsız dedi ki...

abd kadrosun da yldız yok diyolar..:D lakin bu turnuva da kaçtane nba all star maçı oynuyan var?

Semih. ~ dedi ki...

bence bu takımda olmaması gerek adam rose'du. yani çok fazla gereksiz tamam patlayıcı falan ama rondo ile başlayıp billups westbrooke la devam da edilebilir rondo kendini çekti bence iyi yaptı rotasyon diye bişey yoktu oyun kurucular arasında.