BIY AD

26 Şubat 2010 Cuma

25 Şubat'tan Notlar

Gece boyunca ayaktaydım fakat iki maçın ikinci yarılarını izleyebildim, birini de kesik kesik izlemek zorunda kaldım. Yine de izleyebildiğim kadarını aktaracağım bakalım.

Milwaukee Bucks-Indiana Pacers:
İzlemeye başladığımda oyunda Bucks üstünlüğü ve hakimiyeti vardı fakat aynı zamanda hücumda kötü tercihler kullanıp ara ara tamamen tıkanınca farkı fazla koruyamayacakları belli oldu. Tabii hücumda aynı düzensizliği Pacers da gösterince beklediğimden uzun kapandı fark. 3. çeyrekte ilginç olarak Roy Hibbert sahaya adımını atmadı. Ayrıca oyuna ilk beşte başlamamış, sahada kaldığı 11 dakikalık sürede 7’de 6’yla 12 sayı ve sadece 1 ribaundla oynamış. Indiana ilk beş oyuncularını ne zaman tam olarak belirleyecek merak ediyorum. Sezon başında takımına beklenmedik şekilde olumlu hücum katkısı sağlayan Dahntay Jones da uzun süredir olduğu gibi kenardaydı ve kısıtlı süre aldı. Diğer bir değişiklik TJ Ford’un ilk beş başlamasıydı ki takım adına pek hayırlı sonlandığını söyleyemeyeceğim. Serbest atışlardan sayılarını bulsa da saha içinden 10’da 3’le oynadı Ford, üstelik hücumda çok kötü tercihlerle takımını zora soktu. Onun karşılık veren Bucks’ta Jennings oldu; o da birkaç pozisyon topu elinde gereksiz yere tutup sıkışınca ya şut çekti veya takım arkadaşını saçma şutlara zorlayan paslar verdi. Jennings’in 7 asisti vardı fakat takımını iyi yönettiğini söylemek çok zor. Bu bölümde Bucks’ta etkili olan isim Bogut idi fakat o da faul problemine girdiği için oyunda yeteri kadar kalamadı.

Neyse efendim, son çeyrekte Roy Hibbert’ın da oyuna girişiyle Indiana hücumu biraz canlandı ve sahanın iki tarafında da zorluk çeken Bucks’ı bir şekilde yakalayıp maçın sonlarına doğru farkı 3’e indirmeyi başardılar. Bu sezon son saniyelerde rakip takımın yıldızlarına yaptığı iyi savunmalarla dikkat çeken Mbah a Moute, bu sefer 10 saniye kala Granger’ın tuzağına düşüp ona 3 tane serbest atış hakkı kazandırdı. Granger bunlardan ikisini sayıya çevirince fark ikiye indi, Jennings’in serbest atışlarıyla fark tekrar 4’e çıkınca artık Bucks’ın galibiyeti kesin gibiydi fakat bu sefer Moute’nin hatasına Luke Ridnour düştü. Granger’ın kaçan serbest atışında hücum ribaundunu alan TJ Ford’a 3 serbest atış hakkı da Ridnour verdi ve Pacers son bir umut daha bulmuş oldu. Fakat burada Jim O’Brien ilginç bir karar verip, kaçan serbest atışın ribaund mücadelesi için Troy Murphy’i oyundan çıkarıp yerine Dahntay Jones’ı soktu. TJ Ford serbest atışların ikisinde başarılı olup bilerek kaçırdığı sonuncusunun ribaundunu Bucks oyuncuları alınca maç bitti ve maçı 112-110’luk skorla Milwaukee kazandı.

Ersan ikinci yarıda fazla top kullanmasa da ilk yarıda 13 sayıyla takımının lideriymiş. Benim izlediğim bölümde Bogut’un yokluğunu dolduruyordu pivot pozisyonunda. Savunmada karşısındaki Solomon Jones’a karşı fena iş yapmadı. Hücumda ise fazla top alamadı fakat güzel perdeler kurup tıkanan hücumu biraz açmak için çabaladı. 3 şutundan ikisinde isabet buldu, zaten kaçırdığı da süre biterken topun elinde patlamasıyla gerçekleşti. Toplamda 9’da 7 isabetle 17 sayı bulan Ersan, 5 de ribaund aldı.

Onun dışında maçta Bogut’un 9’da 7’yle 15, Salmons’ın 20 Jennings’in 18 sayısı vardı Bucks tarafında. Indiana’nın en skorer oyuncusu da 21 sayıyla Granger’dı. Gerçi ikinci yarıda pek bi tutuktu, ilk yarıdaki 15 sayısının yanına yalnızca 6 tane ekleyebildi.

Cleveland Cavaliers-Boston Celtics:
Pierce’ın oynamadığı maçta ilk yarıda Rondo ve Ray Allen takımına üst üste sayılar bularak erken üstünlüğü bulmuş Celtics adına. İkinci çeyrekte Shaq baş parmağını incitip oyun dışı kalmış. Boston oyuncuları çok iyi bir yüzdeyle şut atıp takımlarını 48-56 üstün sokmuşlar devreye.

Fakat benim izlediğim bölümlerde durum bambaşkaydı. Celtics adına ikinci yarıyı Ray Allen açtı ama çoğu zaman Cleveland daha baskın olan taraftı maçta. Lebron Cavs adına 11 sayı atarak 31’inci sayısına ulaştı çeyreğin sonunda. Rondo birkaç asisti dışında ortalardan kayboldu, Celtics Ray Allen’ın şutlarıyla bir yere kadar dayanabildi ve son çeyreğe anca 1 sayılık üstünlükle girebildi.

Koşan ve atletik takımlara karşı Celtics'in ne kadar zorlandığını Hawks örneğinde görmüştük. Shaq’in yokluğundaki Cavaliers da tam olarak öyle bir takımdı işte. Özellikle Hickson ikinci yarıda hareketliydi, güzel yerlerde takım arkadaşlarından topları alarak skora katkıda bulundu. Cavaliers oyuncuları izlediğim bölümün tamamında Boston savunmasının açıklarını çok iyi buldu. Maçın ilk bölümlerinde çok da iyi oynamayan Mo Williams, son çeyrekte yanılmıyorsam aynı köşeden tam 3 tane üçlük isabeti buldu Lebron’un içeriyi karıştırdığı pozisyonlarda. Boston da hücumda tam anlamıyla Pierce’in yokluğunun acısını çekti ve sezon boyunca ara sıra gördüğümüz gibi kilitlenip hiçbir şey yapamaz hale geldiler. Felaket şut performanslarıyla 14 sayıda kaldılar son çeyrekte, Cleveland geriden geldiği maçı çoktan koparmıştı hem de. Ayrıca Leon Powe sahalara dönüp Cavs formasıyla ilk sayılarını eski takımına karşı attı. Maç 108-88 Celtics malubiyetiyle sonuçlandı. Ek olarak böyle istatistikleri çok seven Amerikan basınına göre bu maç Pierce-Garnett-Allen üçlüsü döneminde alınan en kötü iç saha yenilgisiymiş. Pierce’in oynamadığını unutmamalı elbette.

Lebron maçta 36 sayı 9 asist 7 ribaundluk bir performans sergiledi. Onun yanında Mo Williams çoğu son çeyrekte olmak üzere 19 sayı attı, Varejao kenardan 14 sayı 10 ribaundluk katkı yaptı takımına.
Celtics cephesinde Ray Allen formunu koruyarak 21 sayı attı, Rondo da çoğu erken bölümlerde olmak üzere 19 sayı 11 asistle oynadı.

Denver Nuggets-Golden State Warriors:
Şutör oyuncuların Golden State’i ne kadar sevdiğini bilmeyen var mı? Gerçi boyalı alandan skor üreten uzunların da sevdiği aşikar. Kıscası Warriors'a karşı oynamayı kim sevmez ki? Billups da bunu gösterdi dün gece, daha ne olduğunu anlayamadan 11 sayı gönderdi Golden State potasına ilk çeyrekte. Maç boyunca zaten Billups ve Curry’nin karşılıklı şovlarını izledik. Bu sezon kendinden güçsüz takımlara karşı zorlanan Denver, bu maçta farkı bir ara epey açsa da Golden State’in yaklaşmasına izin verdi tekrardan. Maçı yine de güzel bir skorla kazanmayı başardılar fakat savunmalarının sorunu gözden kaçmadı. Warriors, Nuggets’a karşı baya kısa kalıyordu maçta ve bunu bir avantaja çevirmesini bildiler. Curry başta olmak üzere defansın açıklarını çok iyi yakalayıp Pick&Roll’lerle kolay basketler buldular. Yine de Billups ve JR Smith zor anlarda sahneye çıkıp takımlarına maçı kazandırdılar. Ekstra bilgi, tüm zamanların sezonu en düşük yüzdeyle serbest atış atarak kapayan ismi olmaya adım adım yürüyen Biedrins, berbat ötesi bir serbest atışa imza attı. Kısa kalmayı bırakın, top çemberin yanından dışarı çıktı.

Oyunculara bakacak olursak, Billups başta belirttiğim gibi müthiş performansıyla takımına maçı kazandırdı. 19’da 13 şutla 37 sayı, 9 asist 6 ribaundla tamamladı mücadeleyi. Carmelo da Maggette’nin olmadığı maçta savunmada hiç yorulmadığı için enerjisini hücuma vererek 27 sayı bıraktı Warriors potalarına. Ek olarak JR Smith kenardan 25 sayılık katkıda bulundu takımı adına.
Golden State köşesindeyse Curry hücumda mükemmele yakın oynadı maç boyunca, 19’da 11’şe 30 sayı 13 asisti var. Ona en büyük katkı 22 sayıyla Monta Ellis’ten geldi fakat şutunu bir türlü bulamadı Ellis, çok da iyi performans sergilediği söylenemez yani. 22’de 6’da kaldı sadece ki 3. çeyrek sonunda 20 şutu vardı yanılmıyorsam. Sonuç olarak Denver sahadan 127-112 galip ayrılan takımdı.

Ayrıca Kenyon Martin'in 2. çeyrekte dizinden ufak bir saktlı geçirerek maçı yarım bıraktığını aktarayım.

1 FARKLI FIKIR:

Adsız dedi ki...

scott skiles denen lavuk efendi, hem mbah a moute hem de bogut'un faul problemine girdigi macta, ikisinin de yedegi olan ersan'i sadece 20 dakika oynatti. hem de ilk yarida 10 dakikada 13 sayi atmasina ragmen. hadi bu kisa takimlara karsi ersan'i 5 numara delfino'yu 4 numara oynatabiliyor ama playoff'a cikarlarsa ya orlando ya da clevelandla eslesecekler. bakalim o zaman napacak kel mahmut. bu arada jennings de bencilligin icine vurdu bu macta, bombos sutorlere pas verecegine 3 kisinin arasina dalip bombeli turnekeler salladi. 18 tane sut attigini ve sadece 6sini soktugunu soyleyeyim. 7 assisti gorunuyor ama avrupada oynasaydi en fazla 2 tanesi asist olurdu onlarin. adamlar bol keseden asist yaziyor nba'de. jennings efendi 3lukte duran birine pas veriyor, oyuncu feyk atip adamini geciyor sonra da jump shot atiyor, jenningse asist yaziliyor.