Diğer değerlendirmeler: John Wall, Evan Turner, DeMarcus Cousins, Wesley Johnson, Derrick Favors, Al-Farouq Aminu, Xavier Henry, Hassan Whiteside, Damion James, Devin Ebanks, Greg Monroe.
Solaklardan devam edelim draft değerlendirmelerimize. Geldik 2010 draftinin Kınavç Tatlıtuğ’una. Hem oynadığı takım, hem de takımının bulunduğu konferans nedeniyle, lottery pick olması beklenen diğer oyuncuların bir adım gerisinde başladı diyebiliriz Luke Babbitt için. Armon Johnson ile birlikte takımın diğer Nba prospectiydi. Yazının devamında çok kısa Armon Johnson’a da değineceğim, ama önce Babbitt. Takım arkadaşlarının etkisiz performansı sonucu Babbitt, tek başına takımını konferans turnuvasında yarıfinale kadar taşıyabildi. NIT’te ise kendisinden beklenmeyecek kadar kötü bir performans sergiledi ve takımının 2. maçta elenmesine engel olamadı. Ancak tüm bunlara rağmen Western Athletic Konferansı’nın en değerli oyuncusu seçildi.
Kolej liginde 2. senesini tamamladı ve bu seneki draftin bence en iyi şutörü. Müthiş bir bileği ve skor potansiyeli var. Mesafe tanımaksızın şut atabildiği için, nba üçlüğüne alışması zaman almayacaktır. Penetre üzerinden, birebir savunmada, geri çekilerek, screen çıkışında her türlü şutu var adamın ve boyu da kısa olmadığından o şutların durdurulması çok zor. Ayrıca açık alan basketboluna çok yatkın ve bu sayede de saha görüşünü biraz olsun geliştirmiş, çünkü genel itibariyle çok iyi bir pasör olduğu söylenemez.
Genellikle uzun forvet pozisyonunda oynadı kolej liginde. Ancak Nba’de size ve boy olarak bu pozisyonu oynaması imkansız. Hücumda içerde itiş kakış arttıkça dışarıya doğru püskürüyor ve iyice şuta dayalı bir oyuna dönüyor. Ayakları çok hızlı değil.
Bu seneyi 22 sayı-9 ribaunt-2 asist ortalamalarıyla tamamlayıp %91 ft, %41 3pt. isabet oranıyla oynadı. Ben açık alan oyununa yatkınlığı, solak olması ve ten rengi nedeniyle kendisini Chuck Eidson’a benzetiyorum. Otoritelerin benzetmesi ise; Keith Van Horn.
Çok kısa Armon Johnson’ı da tanıtalım. Geçtiğimiz yıl senior sezonunu geçirdi ve ortalamaları 15 sayı-5 asist-3 ribaunt. PG ve SG pozisyonlarında oynayabiliyor. Süratiyle adam eksiltebiliyor ve penetre yeteneği var, ancak yaratıcılığı yok ve saha görüşü bir oyun kurucu için yeterli düzeyde değil. Hücumda genelde penetre ve orta mesafe şutlarla skora gidiyor. Özgüveninin olması ve takım içi liderliği fena yapmaması önemli artıları. Ancak dış şutu hiç güven vermiyor. Asist ortalamasının fena olmadığına bakmayın, kolej ligi için bile üst düzey bir oyun kurucu değildi. Bu nedenle, skorer özelliğini de dikkate alırsak kariyerinin devamında 2 numara pozisyonunda oynaması daha mantıklı olabilir.
Seçildiği takımın da etkisiyle ilk senesinde göze batabilir, ancak devamında çok da iyi yerlere gelebileceğini sanmıyorum. Çünkü potansiyeli çok yüksek değil ve şu an bardağın büyük bir kısmını doldurmuş gibi görünüyor. Antonio Daniels’a benzetiliyor.
2 Haziran 2010 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 FARKLI FIKIR:
Fotoğrafı görünce,1950 lerde basketbolcuların verdiği pozlar aklıma geldi.Bob Cousy'nin aynen böye bir fotografı vardı bende..
Artık bunların zamanı geçmedi mi? :)
Yorum Gönder