BIY AD

13 Eylül 2009 Pazar

Seni Öldürürüm

Serena Williams'ın çizgi hakemine bu şekilde yaptığı çirkin tehdit, seyrine doyulmayan yarı final maçının önüne geçti.

Amerika Açık Tenis Turnuvası bayanlar yarı final maçı. Mükemmel bir tenis maçı izliyorduk. Vurulan forehand'lerin karşısında birçok profesyonel erkek tenisçi bile durmakta güçlük çekerdi. İki taraf da birbirlerinin servislerini kırıp duruyorlardı. Birbirinden güzel sayılar izliyorduk... Neyse maçı anlatmayayım olaya geçelim:

Kim Clijsters ilk seti 6-4 almış, ikinci sette 6-5 önde ve Serena Williams servis kullanıyor. Durum 15-30. Serena ilk servisini dışarı atıyor. İkinci servisini kullandığı sırada "Foot Fault" sesi yankılanıyor çizgi hakeminin. Yani Serena servis çizgisine bastığı için hata yapmış oluyor ve çift hata ile sayı Clijster'a yazılıyor. Oyundaki skor da 15-40'a geliyor. Yani Clijsters 2 maç puanı şansını yakalıyor. Buraya kadar tamam. Ama sonrası...

İşte bundan sonra Serena Williams'ın utanç ve pişmanlıkla hatırlaması gereken olaylara tanıklık ettik. Williams, çizgi hakeminin üzerine doğru yürüyerek ve raketini ona doğru sallayarak bir sürü şey söyledi ancak mikrofon uzakta olduğu için bunlar duyulmadı. Çizgi hakemi, maçın hakemine gidip Serena Williams'ın onu "Seni öldürürüm" diye tehdit ettiğini söyledi ve yerine döndü. Serena Williams stresini ve hıncını alamamış olacak ki yine uzakdoğulu çizgi hakeminin üzerine yürüyüp birşeyler söylemeye devam etti. Bu sırada iki yetkili kişi maçın hakeminin yanına geldi, çizgi hakemi de onların yanına sığındı. Serena Williams'ı çağırdılar ve olayı açıkladılar. İlk seti topu fileye takarak vermesinin ardından raketini yere vurup kıran Williams zaten bir uyarı almıştı. Bu tehdit de ikinci uyarısı oldu ve ceza puanı aldı, yani Clijsters bir puan kazandı.

Hatırlayacağınız gibi Kim Clijsters 15-40'ta 2 maç puanı şansına sahipti. Yani kazandığı sayı ile Serena Williams'ı eleyip finale çıkmış oldu. Ama o sırada Eurosport'u açan birine sorsanız "Sence maçı kim kaybetti?" eminim size Clijsters cevabını verecekti. Öylesine donuk ve hayalkırıklığı dolu bakışlar vardı ki yüzünde, anlatılmaz yaşanır. Eh yazık tabi, tenise 2 yılı aşkın bir süre sonra dönmüştü. Kortlara yeniden çıktığından beri sadece 3. turnuvası ve ilk Grand Slam'inde seribaşı değilken yarı finale kadar çıkmış, muhteşem oynayarak Serena Williams'a karşı 2 maç puanı şansı elde etmişti. Ama işte bu noktada Serena Williams'ın terbiyesizliği ve öfkesi maçın önüne geçti. Bu mükemmel maç, hafızalara Clijsters'ın mükemmel oyunu yerine Serena Williams'ın siniri ve abuk subuk tehditleri ile kazınacak. Yazık, çok yazık. Tenis gibi her daim centilmenliğin ön planda olduğu bir sporda bile bunlara şahit olduk ya, helal olsun Serena Williams. Bravo.

Birkaç yerde dudak okuyanların yazdıklarına baktım da, seni öldürürüm dememiş ancak "Alırım bu tenis topunu gırtlağına sokarım." demiş. Çizgi hakemi haklı, kimin boğazına tenis topu sokarsanız ölmez ki? Şaka bir yana, benim gözümde iki laf arasında hiçbir fark yok. Tek bir ortak yön var, Serena Williams'ın kendini kontrol edemeyişi ve terbiyesizliği.

Serena çizgi hakeminin iddiasıyla ilgili sorulan soruya "Ne söylediğimi hatırlamıyorum, geçti. Çok kritik bir sayıydı. Henüz olayın üstünde pişman olacak kadar düşünmedim bilmiyorum. O sırada ceza alabileceğim aklıma gelmedi. Kim çok iyi oynadı" diye yanıt vermiş.

Kaybetmeyi bilmekten geçmişte de bahsetmiştim. Serena'nın da kaybetmeyi ne kadar bildiğini görmüş olduk.

Ayrıca, bol şanslar Clijsters...

0 FARKLI FIKIR: