BIY AD

30 Mayıs 2010 Pazar

Lakers - Suns Serisi 6. Maç (111-103)

“Muhtemelen Kobe’nin MVP ödülü sayısı kariyerinin sonuna kadar değişmeyecek. Çünkü 82 maçlık zorlu maratonu kapsayan bu ödül LeBron,Durant, Howard, Chris Paul ve Rondo gibi genç oyuncuların ödülü. Sanıyorum Kobe’nin 31 yaşındaki bünyesi bu ödülü bir kez daha kaldırmasına izin vermeyecek; ama tek bir şey söyleyebilirim ki Kobe kırık parmaklarına ve ağrıyan bileklerine rağmen son dakikalardaki soğukkanlılığı ve mükemmel oyunuyla savaşın en kızıştığı yer olan playofflar için yaratılmış.”

Kobe hakkında başka bir söze ihtiyaç var mı bilmiyorum; ama spor yazarı Chris Mannix’in bu sözü benim gerçekten çok hoşuma gitti. Yaşına ve elde edebileceği hiçbir şey kalmamasına rağmen nasıl böyle bir hırsla oynayabiliyor aklım almıyor doğrusu. İkili sıkıştırma geliyor, asist yapıyor, maçın en kritik zamanı geliyor hiç olmayacak şutları sokuyor. Bird, Magic ve hatta Jordan dönemini kaçırmış biri olarak konuşuyorum: “Neyse ki Kobe’ye yetişebilmişim.”

Gerçekten çok çok zevkli bir konferans finali izledik bana kalırsa. Zaten top trafiğinin hızlı olduğu, hücuma dayalı sistemleri izlemeye doyamıyor insan. Suns’ın Lakers’a elenmesi modern basketbolun mağlubiyeti olarak algılanmamalı. Bu modern basketbolun günden güne daha çok oturmasından başka bir şey değildir. Geçen sene finallerde bu basketbolun tek temsilcisi olarak Orlando’yu görürken, bu sene Suns’ı da onlarla birlikte gördük. Bu nedenle Gentry ve öğrencilerini bir kez daha alkışlamak lazım. Bana sezonun başlangıcında bu takım konferans finali yapacak deselerdi; geçen sene playoff bile yapamamış takımın bu sene final yapma ihtimaline gülüp geçerdim; ama belki de 5. maçta o gecenin en formsuz ismi Artest, son saniyede ribaundu alamasa şu an belki de Suns-Celtics finalini bekliyorduk. Hiçbir şey olmasa bile bir sene içerisinde kat ettikleri bu büyük mesafeyle herkesin sempatisini kazandılar.

Nash’in soyunma odasındaki gözyaşlarını da gördükten sonra onun için burada veda etmenin ne kadar üzücü olduğunu bir kez daha anladım doğrusu. 118 playoff maçı yapmış bir süper yıldız için hiç playoff finali görememek çok hayal kırıcı bir durum. Dün geceki 21 sayı ve 9 asistlik çabası da sonuç vermedi; ancak son günlerin popüler deyimiyle “Gönüllerin şampiyonu Suns” diyebiliriz. Tabi Suns içinde bu sezon düşünülmesi gereken ayrı konular var. Belki de en önemlisi Amare’nin kontratının bitiyor olması. Amare’nin bu takımın en önemli parçalarından biri hatta en önemli parçası olduğu büyük bir gerçek; fakat öteki takımlarda ne kadar başarılı olabilir? İşte bu sorunun cevabında tereddütlerim var. Nash’ten ayrılması ona yarar mı yaramaz mı, bunu eğer takımdan ayrılırsa önümüzdeki günlerde görebiliriz. Şu an için %50 ihtimal vermiş ayrılmasına; ama bana sanki %50’nin üzerinde gibi geliyor bu oran.

Koç Gentry’nin de hakkını teslim etmek gerek. Takımına buralara gelmesinin imkansız olmadığını gösterdi; fakat bence katkılarının en büyüğü takımdaki herkesi kullanmasıydı. Geçen sene kardeşi ile sürekli kıyaslanan Robin Lopez’i ilk beşin vazgeçilmezi yaptı. Dudley, Frye, Amundson ve Dragic’in inanılmaz katkılarından bu sezon sürekli bahsettiysek bunun en önemli nedeni Gentry’nin bu oyunculara güvenmesinden başka bir şey değildir. Dün gece skor 4. çeyreğe girilirken skoru 91-74’ten çeviren oyuncu Dragic değil miydi? (Ya da Vujacic mi demeliyiz? Dragic'e attığı aptalca mini-dirsekle Suns'a üst üste 6 sayı atma şansı verdi, seyirciyi havaya soktu. / Can) Rotasyondaki oyuncularınızı kullandığınızda içiniz rahatsa bundan büyük bir koçluk olamaz zaten. Yanlış anlaşımasın bu Woodson gibi Crawford’ı kullanmak değil Alvin Gentry’nin yaptığı. Gentry kenardan gelecek her bir oyuncusunu Crawford olarak kullandı neredeyse.
(Ben de alan savunması işlemezken, özellikle Bynum'ın oyunda olmadığı dönemde inatla alanda ısrar etmesini eleştiriyorum bu noktada. İkinci ve üçüncü çeyrekte farkın bu kadar açık olmasının sebebi alan savunmasına Lakers'ın iyi ve yüzdeli hücum etmesiydi. Artest'i ısrarla bomboş bıraktılar devamlı. Bomboş derken baya 4-5 adım geriden savunuyorlardı şut atsın diye, Artest de 4/7 isabet buldu üçlüklerinde ve 25 sayı üretti. Maçı Kobe en kritik yerlerde getirdiyse de farkın açılmasını Artest sağladı diyebiliriz. / Can)

Gelelim gecenin esas oğlanına. Yazının daha ilk paragrafında bahsetmiştim ondan; ama bu seride yaptıkları da öyle bir paragrafta geçiştirilecek şeyler değil. Öncelikle bir istatistikle gireyim konuya: Deplasmanda, seriyi sonlandırma ihtimali olan maçların (bu geceki gibi) 8’inde Kobe 30 sayı barajını geçmiş. Bu alanda Majesteleri bile 5’te kalmışken Kobe’nin bu dereceyi elde etmesi ayrı bir olay. Oklahoma serisinin 6. maçından itibaren kimlik değiştirmiş biriyle karşı karşıyayız. Dün gece itibari ile sonlana seride Kobe’nin istatistiklerini vereyim: 33.7 sayı, 8.3 asist, 7.2 ribaund, %52 şut yüzdesi. Bu adamın parmağından, dizinden ve ayak bileğinden sakat olduğuna ve 32’ye merdiven dayadığına kim inanabilir? Hele dün gece Suns’ın son çeyrekte 16-4’lük seri yakalayıp maça ortak olmasının ardından Hill’e rağmen bir şutu var ki Gentry bile şapka çıkardı ona. Maç sonundaki basın toplantısında Celtics finali hakkındaki yorumlarını soran bir gazeteceyi de “Ne kadar olgunlaştığımızı göreceğiz.” demiş. Cevabı bile çok hoşuma gitti.

Ve Lakers’ın 6. maçtaki galibiyetinden sonra NBA tarihinin en tanındık final eşleşmelerinden biriyle tekrar karşı karşıya kaldık. Bugüne kadar finallerde 11 kez karşılaşan 2 belalı takım Lakers ve Celtics 12. randevu için kapışacaklar. Kobe 5. yüzüğün ve 2 senelik intikamın, Boston ise 18. şampiyonluğun peşinde olacak. Zevkli bir rövanş ve final olacağı kesin.

22 FARKLI FIKIR:

KskHyTr dedi ki...

Jordandan sonra kobeyide canlı izlemek büyük şans ve keyif... Cabbarları chamberlainleri göremedim haksızlık etmek istemem ama bu iki oyuncu ayrı sanki biraz... İnsanlık dışı şutlar attı ve en önemlisi yüzde 50 ile...

Adsız dedi ki...

Kobe Bryant gerçekten çok farklı bir noktada şu anda.Jordan'ın yanına doğru son hızla ilerliyor.Onu izlemek paha piçilemez bir zevk.Basketbolun özü estetiktir,estetiğin özüde Kobe Bryant'dır..

gay doc. dedi ki...

insanda önce karakter olacak

cikkoleite dedi ki...

Gerizekali Vujacic´in Dragic ile didismesi az daha maci kaybettiriyordu Lakers´a.Cünkü hem Dragic hem diger oyuncular maca tutundular o andan sonra.

Ihsahn dedi ki...

Kobe'nin finalde, kendisini en fazla rahatsız eden oyunculardan biri olan Ray Allen var karşısında. Paul Pierce da son dönemlerde çok formda. Sanıyorum Magic serisinde 30'a yakın bi sayı ortalaması tutturmuştur. Müthiş bir final serisi olacak bence. Çok başa baş maçlar bekliyorum.

gay doc. dedi ki...

boston üstünden geçer.beat la

Adsız dedi ki...

Yazıda yanlış nokta olmamasına rağmen hala bana antipatik gelmekte Kobe ve elemanları. O nedenle Beat La derim ben de.

Adsız dedi ki...

Winner dediğin böyle olur.Kritik anlarda ortaya çıkar büyük oyuncular.Kobe Bryant tarih yazıyor ve yazmaya da devam edecek.

Unknown dedi ki...

Artık kesin olan bir şey var: Kobe'yi izlemenin tadını çıkarmalıyız. Kıyaslama yapmanın anlamı yok. Her oyuncunun kendine has özellikleri var, ama son 2-3 senedir MJ'vari bir olgunlaşmayla geldiği bu nokta, onu playoffların en iyisi yapıyor. Şu anda bir efsaneyi izliyoruz, sadece oturup tadına varmalıyız ve attığı imkansız ötesi şutlardan sonra, bunu da nasıl soktu diye hayıflanmalıyız :)

Adsız dedi ki...

Jordan'ın yanına doğru son hızla ilerlemesi ancak atmosfer'e kadar mümkün. Majesteleri başka bir gezegen

Adsız dedi ki...

takım oyununu daha iyi oynayan celtics yine şampiyon olur. bir başka boktan sezon daha. yazın lebron, wade ve diğerleri bir takımda buluşsada nba'de yeni bir heyecan yaşasak. bu arada dwight howard,su sıralar günah keçisi ilan edilen carter'ı kastederek herşeyini takıma verecek oyunculara ihtiyaç var demiş. hido ve bosh- lewis ve carter takası olsa al sana başka bir heyecan.

Adsız dedi ki...

Alvin Gentry'e olan aşırı övgün çok yersiz olmuş. Ki dün geceki maç kaybedildiyse bunun Suns adına tek sorumlusu Gentry'dir. Maçın İlk 3 dakikasında bile anlamsızlığını beş yaşındaki çocukların bile gördüğü bir alan savunması inadıyla takımının ilk yarıda 65 sayı yemesini resmen seyretti, yetmedi ikici yarıda bile alan savunmasını sürdürdü. Son yıllarda bu derece idiotik koç performansı izlemmeiştim doğrusu. İkinci hatası ise ölüm kalım maçının clutch time'ını rostasyon oyuncuları ile girmek gafletini gösterdi, as oyucnulara dönmeye karar vermesi ancak kaybedilen 3 hucumdan sonra olabildi ki Kobe işi zaten bitirmiş durumdaydı artık.

Adsız dedi ki...

"Kobe Bryant Michael Jordan'dan sonra basketbol sporunun gördüğü en büyük oyuncudur". Bu yorumumun atılan sayıyla, istatistikle falan hiçbir ilgisi yoktur. Kobe Bryant'ı izlemek bana hiçbir basketbolcuda olmadığı kadar zevk veriyor ve bu tadı ancak MJ'den hatırlıyorum. Bu adam piri Jordan gibi oyunu başka bir boyutta oynuyor. O nasıl bir estetik o nasıl bir saha duruşu. Şiir gibi bir oyuncu.

Adsız dedi ki...

Jordan bu kadar büyüktü Kobe hayatta yetişemez muhabbetinden sıkılmadınız mı artık? MJ majesteleriydi elbette onun yeri ayrı ancak nasıl magic johnson larry bird vs... bu saygıyı hakediyorsa Kobe de aynısını hakediyor ve daha fazlasını da hakedebilecek zamanı var.Bir de Kobe nin takım arkadasları şu kadar iyi bu kadar iyi demeyin kenardan gelen sayılara Bynum ın Artest in(bu maç hariç) katkılarına bakın.Bynum son 3 maçta 48dk oynamamıştır ama toplam 13 faulü var sayısı da ona göre bu potansiyele sahip bir oyuncu için komik rakamlar sakat olsa da....

Adsız dedi ki...

Bir kere anlamadığım bir şey var. Neden Vujacic suçlanıyor bu noktada? Dragic'in attığı sayıdan sonra Vujacic'e laflar söylemesini kimse neden görmüyor? Uykudan mı yoksa ;)

Ya da Vujacic'in dirseği dediğiniz pozisyonda kolunun arptığı gerçeği farklı şekilde yansıtılıyor?

Ya da yerde yatan Dragic'in Sergio Busquets gibi olayı abartmasına ses çıkmıyor?

E tabi haliyle Lakers antipatik olur, Kobe antipatik olur. Beat La tayfasına da kızmamak lazım olaylar böyle yansıtılıyorken.

Bunların dışında blogunuzu düzenli takip eden biri olarak yazı için teşekkürler, emeğinize sağlık.

Son bir husus, Garnett Allen geldikten sonra Boston taraftalığı yapan iyi gün dostları, bir kere de tv'den duyduğunuz Beat La lafının dışında bir şeyler syöleyin. Türkiye'de Nba'in takip edilmeye başlandığı ilk dönemlerden bahsedin, 10-12 yıl öncesinden. O güne dair Boston adına konuşun? Hatırlamıyorsunuz hiç bir şey değil mi, eh normaldir, Allen ve Garnett emekli olunca siz de yeni bir takım tutarsınız artık.

Nah Beat La!

Adsız dedi ki...

4-1 lik seriden farkı artest. pierce ı iyi savunacaktır hatta hyatını kabusa çevirecektir. Lakers çok büyük favori

MJ de olandan az olan ne var Kobe de anlamıyorum bu insanları. herif durdurulamıyor işte, çok açık ve net. en büyük O .

chubby host dedi ki...

toronto forumlarında, hido dönerse onu yuhlayacaklarını, takas olmasını istediklerini, bosh ile birlikte gideceğini söylüyorlar. finallerden sonra bu konuyla ilgili bir haber iyi gider ...

Spitney Bears dedi ki...

bence Kobe nin fazlasi bile var adamim. misal ben Jordan in washington donemine yetistim. kel, gobekli morugun tekiydi dostum. ayagi yerden 5 cm kesilse sevindirik oluyoduk. nasil kazanmis o 6 finals mvp yi annamadim. kesin hakem oyunlari, bursa dan gelen gol haberleri etkili olmustur. eselemek lazim bunlari. bu arada justin bieber da jim morrison dan buyuk zanaatkar bence. "sanat gunesi" gibi cocuk masallah!

Adsız dedi ki...

Jordan kuşağı asla Kobe'yi kabullenmiyecek =) O yüzden o konu 10 yılda aynı mantık devam eder.

Dragic'i çok sevmiştim bu playofflarda ancak dün geceden sonra tüm sempatimi mahvetti.

Kimse Gasol'u neden konuşmuyor? Yaptıklarını bir tek ben mi hayret verici buluyor. Nash gibi bir efsane bu final için ağlıyor, Gasol'un dunya umrunda değil. Finalde Gasol geçen yılki gibi oynarsa Lakers Boston'ı süpürür! Ama Gasol oynamazsa kendi gibi Kobe en fazla seriyi son maçlara taşıyabilir tek başına mucizede yapsa tüm seriyi kazandıramaz. Gasol eşşek şakası yapıyor sanırım bu normal sezon yer yer ve playoffların son kısımlarında.

Adsız dedi ki...

Gasol kritik anlarda köşesine çekilen bir basketbolcu,Kobe'deki yüreğin onda biri yok Gasol'da.

Adsız dedi ki...

türk nba seyircilerinin bu spora (nba) yaklaşımları, mantıkları, olayları değerlendirmeleri internet sitelerinde, bloglarda atılan yorumlarla anlaşılıyor. teletubbies izleyen bir kitleden farksız. o yüzden nba şuanda ülkemizde çok daha kıymetli. doğru konuşan, doğru analiz edip mantık yürütebilen insan yok denecek kadar az. herkes futbol dahisidir ya bizim memlekette, buda yavaş yavaş nasibini alıyor elbet.

Çağrı dedi ki...

Koca Nba'de Popovich, P.Jackson, L.Brown, D'antoni ve biraz da Doc Rivers dışında hoca yok Messina, Obradovic falan Nba'e gitse geri kalan tüm hocaları tokatlar o kadar diyorum dün Gentry'nin yapılamayan alan savunmasında bu kadar ısrar etmesi anlaşılamaz !