BIY AD

6 Temmuz 2010 Salı

Summer League 1. Gün

Serbest oyuncular, takaslar, takımların yeniden yapılanma çabası gündemi meşgul ededursun, ligin başlamasına daha aylar olsa da parkeye inenler yok değil. Summer Leauge kapsamında bu ayın 5’i ile 9’u arası Orlando’da ve 9’u ile 18’i arası Las Vegas’da oynanacak olan maçları elimden geldiğince gün gün takip etmeye çalışıp, o güne ait notlar alıp, değerlendirmeler yapacağım. Yani Serhat Uluerenvari bir ifadeyle, Yaz Ligi’nin nabzını tutacağım. İlk etapta her maçı tek tek değerlendirmeyi düşündüysem de henüz ilk geceden bu uygulamayı gözümün yememesi sonucu belli bir şablon üzerinden devam ettireceğim yazıları. Elbette bu yazı dizisindeki esas amaç maçları hangi takımın kazandığı falan değil, NBA’e yeni adım atmış veya atma çabası içinde olan oyuncuların performanslarını aktarmak. İlk günle başlayalım bakalım kimler göze çarpmış…

Semih, Celtics formasıyla ilk kez sahne aldı dün ve maalesef pek iyi sinyaller vermedi. Esasında bildiğimiz oyununu oynadı. Maç içerisinde zaman zaman konsantrasyon kaybına bağlı olarak oyundan kopmalar, savunmadaki gayret ama yetersizlik, hücumdaki etkisizlik… Bu haliyle NBA’de tutunması imkânsız. 22 dakikada 1/4 saha içi isabetiyle 2 sayı, 3 ribaunt, 2 top kaybı yaptı.

Günün Yıldızları: Bu bölümde, bir şekilde ligdeki yerini sağlamlaştırmış isimlerden çok lige yeni katılan ve pek göz önünde olmayan oyunculara yer vereceğim. Örneğin Harden’in dün geceki 19 sayılık performansı pek bir önem arz etmeyecek. Yaz Ligi’nin gediklilerinden James Augustine bu yıl da Jazz formasıyla deniyor şansını, açıkçası ilk maçta hiç de fena oynamadı. 9/10 saha içi isabetiyle takımının hücumdaki en etkili ismiydi. Her ne kadar savunmada Bobcats uzunlarına karşı-özellikle de ribauntlarda- çok ezilse de gecenin yıldızlarındandı. Luke Harangody Celtics adına 23 sayıyla etkileyici bir maç çıkardı. Savunma rotasyonlarında zaman zaman sıkıntı yaşasa da basketbolun doğrularını uyguluyor. En basit şekilde nasıl sayıya gideceğini iyi biliyor. Pozisyonuna göre boyu kısa, fakat dış şut tehdidinin olması çok büyük avantaj sağlıyor kendisine. Bulduğu 4 üçlük isabetiyle, gerektiğinde şuta yönelebileceğini de gösterdi. Pacers’ın Thunder’dan takas ettiği 51. sıra seçimi olan Magnum Rolle‘un ilk defa bir maçını tamamen izleme şansı buldum, hakikaten etkileyici bir adam. Tuhaf bir stili var. Savunmada size dezavantajını ayak çabukluğu ve zekasıyla kapatıyor, hücumda sırtı dönük-yüzü dönük oyunu oynayabiliyor. Boyuna göre ayakları çok hızlı, aynı zamanda atletizmi hiç de fena değil. Dün geceyi 13 sayıyla tamamladı, ama takıma katkısı bu istatistikten çok daha büyüktü. Son olarak gecenin assolisti Lance Stephenson var sırada. Maçın çok büyük bölümünü oyun kurucu oynadı ve bu pozisyonda inanılmaz etkili olduğunu gösterdi. Müthiş crossoverları ve pozisyonuna göre çok iyi bir fiziği var. Buna rağmen ayak çabukluğu, savunmada rakiplerinin hızına karşı koyabilecek seviyede. Pacers’in mevcut kadrosunda oyun kurucu olarak bile çok iyi işler çıkaracaktır. Bunu söylemek için henüz erken belki ama lige yeni bir Tyreke gelecekse o, bu adam olabilir.

Hayal Kırıklıkları: Yaklaşık 15 dakika ortalamayla oynayıp draft edilen Daniel Orton'da beklenen oldu. İlk maçı olduğundan çok yüklenmek istemiyorum ama 1/8 saha içi, 1/4 ft, 4 to, 5 faul ile 13 dakikada oyunu tamamladı. Marreese Speights de gecenin kötülerindendi. 1/11 isabet oranıyla 6 sayıda kaldı. Tecrübe olarak rakiplerinin çok daha önünde olan Speights’in bu performansı gerçekten şaşırtıcı.

Takip Edilesiler: Bu bölümde ise draftte üst sıraları işgal eden veya ismine bir yerlerden aşina olduğumuz, ancak oynadıkları maçta çok iyi yada çok kötü bir performans sergileyemeyen isimlere değineceğiz. Şöyle ki; Draftte 9. sıradan seçilen ve büyük soru işaretlerini de beraberinde taşıyan Gordon Hayward, özellikle sempati duyduğum bir oyuncu olduğundan çok fazla eleştirmek istemiyorum kendisini. Ancak çok silik bir oyun sergiledi ve sorumluluk almadı maç boyunca. Böylesine bir maçta bile sorumluluk almaktan kaçınması pek de iç açıcı bir durum değil. Tamamı isabetli 2 şut ve 4 serbest atışla 8 sayı üretti, 5 de ribaunt aldı. Jazz’da merak ettiğim bir diğer isimse geçen seneyi Daçka’da ribaunt kralı olarak tamamlayan Jermareo Davidson’dı. 6 dakika oyunda kaldı ve oynadığı süre boyunca fena değildi. Geçtiğimiz sezon Gran Canaria’dan tanıdığımız Jaycee Carroll 13 sayıyla vasat üzeri bir maç çıkardı. Gecenin son maçında sahne alan isimlerden Evan Turner 8’i serbest atış çizgisinden 12 sayı ve 8 ribaunt yaptı. Derrick Favors şut ritmini bulmakta biraz zorlansa da pota altındaki etkili oyunuyla 8 sayı-9 ribaunt üretti.

4 FARKLI FIKIR:

Semih. ~ dedi ki...

Lance Stephenson deli danalar gibi her topu potaya yamuldu 21 sayı yapması o yani fazlası yok ama atletik.

Adsız dedi ki...

Semihe steve nash lazım nasıl amare kazmasına 20 sayılar attırıyorsa semihede attırabilir...

Adsız dedi ki...

Semih'i Magic Johnson bile kurtaramaz.Adamın yeteneği bu kadar,fazlasını beklemek hayal.2 hafta sonra geri döner memlekete.

liquefied dedi ki...

Semih olabilecek en kötü performanslardan birisini gösterdi. Birazdan diğer maçı da izleyeceğim. Bakalım ilk heyecandan mı öyleydi, yoksa ciddi şekilde yetersiz mi göreceğiz.