BIY AD

12 Mart 2010 Cuma

11 Mart'tan Notlar

Günün Hayvan Performansları
Üç maçlık gecede biraz basketbol zevkinden mahrum kaldık desem sanırım yanlış olmaz. En azından Portland - Warriors maçı dışında çekişmeli bir maç izleyemedik açıkçası. Birazcık da Atlanta doyurmuş basketbol açısından. Ben o maçı Washington'a olan sevgim(!) nedeniyle izlemedim.

Gecenin en çekişmeli maçına Brandon Roy damgasını vurdu, 41 sayı gönderdi Warriors potalarına. Yanına da 8 ribaund, 3 asist ve 2 top çalma ekleyince ev sahibi Golden State’in büyüsü bozuldu. Kasım 2004’ten beri galip gelemiyordu Portland, Oakland’da. Böylece Oracle Arena’daki 9 maçlık yenilgi serisinin de sonu gelmiş oldu. 5’te 0’lık deplasman turnesinden sonra Warriors’ın kendi evinde çıktıkları ilk maça asılacağını tahmin ediyordum ama bu kadar dişli çıkacaklarını pek sanmıyordum. Maçın sonunu biraz daha ciddi oynasalar belki, Portland’a yine galibiyet yüzü göstermeyebilirlerdi. Örneğin skor 102-96 Golden State lehine iken, Rudy Fernandez iki boş üçlük attı, ikisi de aynı yerden olmak üzere. Monta Ellis’in savunmayla pek arası yok biliyoruz; ama iki pozisyonda da Fernandez’i boş bırakırsan cezayı yersin. O zaman da kaç sayı attığının hiçbir önemi kalmıyor işte. Bu sorun da sanıyorum Warriors’ın genelini kapsıyor.

Vince Carter'ın çok fazla yıldızlaşmasa da - ki zaten hiç gerek yoktu - 8/13 isabetle bulduğu 23 sayıyla takımına önemli katkı da bulundu; ama hani "Carter 0 atsa sonuç çok mu farklı olurdu? " derseniz, cevabım kesinlikle hayır. Hem de hiç farklı olmazdı. Bulls gerçekten çok fena durumdaymış, onu gördük dün gece bilhassa. Hatta öyle fenaymış ki, ikinci çeyreğin ortasında fark 30’a gidiyor buna da hiçbir Bulls oyuncusunun itirazı varmış gibi durmuyordu. Bahaneleri de hazır belki öyle de düşünebiliriz. Deng yok, Noah yok. Rose’u ise sadece 12 dakika kullanabildiler. Gerçi o dakikaya kadar o da maç içinde değildi hiç; ama gidişata her zaman etki edebilecek biri olduğu için kaybı Bulls için çok oldu. Daha bir ay önce yine Howard karşısında kontrolsüz düşüşünden ötürü yine sol el bileğini sakatlamıştı, dün gece de yine içeri penetre ettiği pozisyonda karşısında onu görünce dengesiz bir sıçrayışla üzerine gitti; fakat üzerine gittiğiniz adam nam-ı diğer Süperman olunca sakatlanmak da muhtemel sonuçlar arasında. Yalnız yere sağlam ineyim derken gerçekten çok kötü düştü, yere destek yaptığı sol el bileğinin üzerine düşünce oyunu terk etmek zorunda yıldız oyuncu. Miami maçında oynayıp oynayamayacağı ise henüz belli değilmiş genç guardın. Umarız ciddi bir sorunu yoktur. Bu noktada Chicago takımına da hak vermek lazım gerçekten eksikleri takımın en önemli üç ayağı belki; ama ben oyuncularda hiçbir canlılık belirtisi göremediğim için bu kadar hayal kırıklığına uğradım. Böyle birkaç maç daha devam ederlerse, playoff umudu bile yalan olur takımın. Şu an muhtemel playoff adayları arasındaki en formsuz takımlar , inşallah böyle devam etmezler. Öyle ki bu maçta Howard 3. çeyrekte ardı ardına 3 faul alıp kenara gelmese ya da 19 dakika sahada kaldığı maçta 30 dakika kadar kalabilseydi, Bulls’un malum pota altı zaafından yaralanarak farkı 40-50 bile yaparlardı.

Jamal Crawford en iyi altıncı adam ödülünü alır mı bilinmez; ama hak ediyor bir alkışı. %50 isabet yüzdesiyle 29 sayı bulmuş ve 3 asiste imza atmış deneyimli oyuncu. Takımın zaten onu kenardan gelebilecek sayı potansiyeli amaçlı kullandığını düşünürsek, görevini tamamıyla yerine getirmiş. Hawks ise iki üst üste yenilgiden sonra bir üçüncüyü eklememek için çıktığı maçta çok iyi anlaşmış. En önemlisi Mike Bibby tekrar sahalara dönmüş. 7/11 ile 16 sayı, 5 asist,4 ribaund, 3 top çalma. Bu performansı bile mumla arar olmuştuk. Takım oynamak isteyip, her oyuncu da üzerine düşeni yapınca kazanmak kolay olmuş. Skor her ne kadar yakın olsa da, maç sürekli Atlanta’nın kontrolünde geçmiş. Hani “Sabaha kadar oynansa yine maçı Atlanta alır” tarzı bir maç olmuş. New York maçından çok önemli dersler alınmış anlaşılan.

Boşa Kürek Çekenler
Andray Blatche 12/19’la 30 sayı bulurken yanında da 10 ribaund çekmiş yani Josh Smith'in savunması vız gelmiş. Ama 7 top kaybı olduğunu da söyleyeyim. Takım arkadaşı Javale McGee de 10/13 isabet oranıyla 20 sayı ve 9 ribaund yazdırmış istatistik kağıdına; ama takımda bir işe yarayan başka kimse kalmadığından yalnız kovboyları oynadılar dün gece ikisi de. Bu takım kaç seneye yukarılara oynar hale gelir hiç bilmiyorum, kadro tam takır kuru bakır. Bu yaz en büyük görev şüphesiz genel menajerleri Ernie Grunfeld’e düşüyor. Bu yaz da bir şeyler olmazsa Wizards maçlarını izlemekten men edebilirim kendimi.

Takımını Baltalayanlar
Dwight Howard, Brad Miller’in aklını başından aldı resmen. Zaten zayıf olan Bulls pota altı, Miller’in faul problemine girmesiyle yolgeçen hanına döndü. Böyle maçlar da takımın pota altındaki en önemli(!) kozuysan, kendini biraz kontrol etmen gerekir. Gerçi maçta kalsa da Miller’in, Howard’ın önünde durabilmesine imkan vermiyordum; ama o benim tahminimden de erken bıraktı maçı. Hücum anlamında da hiç bir şey katamadı takımına. 20 dakika 1/5 isabetle 2 sayı buldu ve sadece 1 ribaundu var. Pivotun 1 ribaund çekerse, sen toplam 29 ribaund alırken, rakibin 46'ya ulaşırsa maçın sonucu da böyle 30 sayı fark olur. Konunun özeti de budur sanırsam. Karşısında Dwight Howard olsa bile 1/5 isabet ve sadece 1 ribaund alması onu buraya soktu.

Washington yedekleri. Toplam 21’de 6 isabetle oynamışlar ve bu 6 isabetin 5’i Nick Young’a ait. Hadi onu affedelim, geri kalan 5 oyuncudan 4 sayı. Çok yorulmuşlardır heralde adam başı 0.8 sayı atarken. Adamların da kapasitesi belli ama bari adam başı bir sayı görseydik. O da olmamış işte. Gelen 4 sayıyı da adam başı bölüştürdük ama haklarını yemeyelim Livingston ve Gee’ den gelmiş ikişer sayı. Aradan bir Nick Young 17 sayı bulup, kenardan destek olduğunu hissettirmiş ama o da sürekliliği olan bir oyuncu değil. Bazı maçlarda öyle saçmalıyor ki, güvenmek imkansız.Bu takıma sil baştan bir kadro lazım.

2 FARKLI FIKIR:

Adsız dedi ki...

naapsın abi adam? taj gibson bile sakat sakat oynadı. howard gortat bass gibi adamlara karşı sadece brad miller ne yapabilir. hatırlarsanız harika savunmuştu chicago'nun orlando'yu yendiği maçta howard'ı. takımı baltalamak nedir?

Adsız dedi ki...

Golden State'in maçın son 6.5 dakikasında sadece 3 sayı attığını ve bu süreçte yediği 15-0'lık seriden de bahsetmek gerek ayrıca. İç sahada böyle öndeyken son dakikalarda amiyane tabirle rakibini gebertmen gerekirken , acizce sadece 3 sayı atabiliyosan yazık.