BIY AD

13 Mart 2010 Cumartesi

12 Mart'tan Notlar

Los Angeles Lakers-Phoenix Suns
Maça hızlı başlayan ekip Lakers olsa da, Phoenix alan savunmasına geçince ilk çeyrekte işler değişti. Phoenix'in takım olarak herhangi bir savunmayı kusursuz yapması neredeyse imkansız olsa da, Lakers bu çeyrekteki alan savunmasına karşı çok zorlandı. Fakat daha da önemlisi, savunmada Amare'ye hiç bir çare bulamadılar. Topsuz şekilde istediği zaman içeriye girebiliyordu ki genelde bu gerçekleştiği zaman Steve Nash'in pası sonrası olan şey bellidir. Burada da işte ya sayıya çevirdi ya da kendi ribaundunu alıp tamamladı. Bu da Phil Jackson'ın çıldırıp bir 20 saniyelik bir de tam mola almasına neden oldu. Tabii Amare'nin ilk çeyrekte yakaladığı 17 sayı 7 ribaundluk istatistiğini engellemeye yetmedi bu molalar.


Link

İkinci çeyrekte Lakers'ı çok daha toparlanmış gördük. Gerçi emin olmak zordu çünkü Phoenix'in sahadaki uzunları Amundson ve Lopez idi. Yani ne kadar mücadele etseler de Gasol ve Bynum karşısında ne yapabilir ki bu ikili? Amundson tek pozisyonda ilk önce Gasol'e sonra Bynum'a çok temiz bloklar yaptı ve hücumda güzel bir takip smacı vardı bu bölümde ama dediğim gibi Lakers'ın iki uzununa karşı çok zorlandılar. Dragic de her ne kadar güzel paslar verip Nash'in öğretilerini olabildiğince sergilemeye çalışsa da hücumda Phoenix organize oynayamadı ve Gasol'ün de ilk çeyrekteki "sıkılmış" oyununu üstünden atınca fark göstere göstere eridi. Gasol demişken, kendisi kişisel olarak son dönemin epey üzerinde bir performans sergilese de Lakers oyuncularının ara sıra uygun pozisyonlarda ona top indirmemesi de gözden kaçmadı.
İlk yarının sonlarına doğru oyuna giren Nash ve Amare de hücumda eski havayı yakalayamayınca, ilk yarı 53-46 Lakers üstünlüğüyle kapandı.

İkinci yarının hemen başlarında, Bynum içeride fizik avantajını kullanarak ona inen güzel topları üst üste sayıyla tamamladı. Maç içinde Murat Kosova ve Kaan Kural'ın da bol bol söz ettiği gibi Howard'ın aksine topu yukarıda tutuyor ve bu NBA'deki tüm pivotlara karşı büyük avantaj kazanıyor böylece. Kendisini bu çeyrekte daha fazla poziysonda izleyemedik ama son üç dakika hariç Lakers'ın onun desteğine de ihtiyacı olmadı zaten. Ancak o bahsettiğim son üç dakikada Lakers sadece iki sayı atınca 10 sayılık fark 4'e indi. Bunda oyuna giren Amundson'un katkı payı inanılmaz yüksekti. Üçüncü çeyrekten diğer bir not, Vujacic'in darbesinden sonra bir süre oyun dışı kalan Grant Hill, dudağına atılan üç dikişin dördüncü çeyrekte tekrar döndü.

Son çeyrekte de Amundson etkisi aynen devam etti, yanılmıyorsam 6 sayı buldu 2-3 dakikalık bölüm içerisinde. Buna Lakers'ın aptalca yaptığı top kayıpları eklenince, Suns 1 sayı öne geçmiş oldu 15 sayı geriden gelip. Kobe'nin biraz devreye girmesiyle Lakers yeniden liderliği eline aldı. Bu noktadan sonra Suns yakaladığı 2-3 tane boş şutu değerlendiremeyince ve Lakers'da da tam tersi uzak mesafeli atışlarda - özellikle Artest ile - isabetler bulunca fark bir anda 10 civarına çıktı. Bu sıralarda Gasol'ün bir faulünde eli Amundson'un suratına geldi ve Gentry çok şiddetli itirazlarda bulunca iki teknik faul alarak oyundan atıldı. Nash'in bir çok zor baseline şutu ve Amare'ye harika asistiyle fark 4'e kadar indi ancak bir transition hücumunda Grant Hill, Nash'in kötü sayılacak pasını kontrol edemeyince Lakers maçı kazanmış oldu: 102-96.

Günün hayvan performansları:
Kevin Durant de Nets karşısında Carmelo’nun rakamlarına ulaşmış, 21’de 10 şut isabeti var ve 10’da 10 serbest atış isabeti bulmuş. Böylece Durant bu sezon 30 sayıya 36. kere ulaşarak Spencer Haywood’un Seattle formasıyla gerçekleştirdiği bu franchise rekorunu eline geçirmeyi başardı. Bu da böyle bir istatistikti işte, tebrikler Durant. Thunder, daha 11 dakika geçmişken 15 sayılık üstünlüğü bulmuş ancak bir anlık rahatlamayla Nets maçı ortaya getirmeyi başarmış. Aynı senaryo 3 çeyrekte de gerçekleşmiş, bu sefer 16 sayılık üstünlük erimiş ve Jeff Green’in de yardımlarıyla OKC, maçı güç bela da olsa 102-104 kazanmayı başarmış.

Carmelo %50’yi yakalayamasa da 27 şutundan 13’ünü sokup 6’da 6 faul atınca 32 sayı atmayı başarmış, üstüne 12 de ribaund almış. %41’de tuttukları Hornets’e, ribaundlarda da 49’a 36’lık büyük bir avantaj sağlamış deplasman ekibi.

Brandon Roy, dün geceki 41 sayısı kadar etkileyici olmasa da sadece 3 şut kaçırıp 28 sayı atarak efektif nedir, lider nasıl olunur göstermiş. 2’de 2 üçlük, 11’de 8 ikilik ve 6’da 6 faul isabetleri bulunuyor kendisinin. Kendisinin 4 asisti var ama takım olarak sadece 15’te kaldıklarını belirtmeden olmaz. Bir zamanların asist lideri Andre Miller da bu kategoride 1’de kalmış. Tabii Sacramento’yu da 20 top kaybına sürükleyip sadece 19 asist yapmalarına izin verdiklerini unutmayalım.

Boşa kürek çekenler:
Son beş maçtır falan istenilen seviyede oynamayan Iggy, bu sefer 30 sayı 7 ribaund 5 asistle daha düzgün bir performans sergilemesine rağmen Lebron’lu Cavs’e karşı galibiyet elde edememiş. Philadelphia aslında son hücuma kadar dayanmayı başarmış ama saçma bir pas hatasıyla son pozisyondan sayı bulamayınca maç Cleveland’ın olmuş. Elton Brand’in de 24 sayı 9 ribaundla daha elle tutulur bir performans gösterdiği maçta, Cleveland benchi 100 sayının 44’ünü atarak galibiyette büyük pay sahibi olmuş.

David West, çaylaklarla birlikte oldukça eksik takımını taşımak için elinden geleni yapıyordu, bu maçta da 20’de 12’yle attığı 30 sayısı var ama kendilerinden bir hayli üstün Denver’a karşı ne kadar yakın bir maç çıkarsalar da evlerinde yenilgiyi engelleyememişler.

Takımın kendisi gibi son derece zayıf olan New Jersey Nets benchi, 102 sayının 53’ünü atarak ilk beş oyuncularını geçmiş. Zavallı Nets’in ilk beşinden Lopez’in 14, Harris’in 19 sayısı dışında toplam 16 sayı gelmiş. Benchte de öne çıkan isimler 15 sayı 7 asistle Keyon Dooling, 14 sayıyla Terrence Williams ve 16 sayısı olan Jarvis Hayes.

Günün X-faktörü:
Will Bynum Wizards karşısında 20 asist yaparak kariyer rekoru kırmış. Eh, Pistons’ın takım olarak asist ortalamasının 19 olduğunu düşünürsek gayet etkileyici. Yıldız oyuncularının şutörden oluştuğu bir takımda top dolaşımının ne kadar önemli olduğunu herkes bilir zaten, Bynum hep böyle oynarsa belki Piston birkaç maç kazanabilir. Tabii hem Bynum asistleriyle ünlü bir oyuncu değil hem de birinin fazla asist yapması iyi top dolaştığı anlamına gelmez. Ama tüm bu olasılıkları düşünmeyi bile gereksiz kılan zaten bu Pistons kadrosundan adam olamayacağı gerçeği.

Jeff Green 16’da 11’le 27 sayı atarak son günlerde çok iyi olmayan performanslarının ardından kendine kariyer rekoru kırarak gelmiş. O da Nets’e karşı rekor kıranlar kervanına katılmış oldu. Ayrıca kendisinin 6 ribaund 2 asist ve 3 top çalması var.

Takımı baltalayanlar:
JR Smith sıcak oldu mu kaçırmıyor ama soğuk olduğu zamanlar da feci batırıyor. 6 üçlüğünün hiç birinde isabet bulamadığı gibi toplamda sadece 12’de 1’de kalmış, o tek basket de hızlı hücum sırasındaki smacı. Yani bir top kaybı var ama şut yüzdesi tek başına buraya girmek için yeterli. Onun bu performansında Nuggets benchinden de toplam 16 sayı gelmiş ki bu Hornets’te kenardan gelen Thornton’ın toplam attığı sayıdan 7 eksik.

Keskin şutör Gallinari, bu sefer üçlük çizgisinin gerisinden 8’de 1, toplamda da 12’de 3 oynayarak şut konusunda baltayı şöyle bir geçirmiş. Tek asistine karşı iki de top kaybı var. Knicks yine de Toney Douglas ve Celtics’ten gelen Bill Walker gibi isimlerini çok duymadığımız oyuncularla maça tutunmuş, New York oyuncuları son çeyrekte 39 sayı bile atmışlar ama Memphis’ten galibiyetle ayrılmayı başaramamışlar.

Bizimkiler:
Mehmet ve Ersan’ın karşı karşıya geldiği maçta iki milli oyuncumuz da sezon performanslarının üzerine çıkmayı başarmış. Ersan’ın 24 dakikada 8’de 4 saha içi, 6’da 6 serbest atışla 14 sayıya ulaşmış, bu sürede bir de 8 ribaund almış milli oyuncumuz. Ayrıca bitime 27 saniye kala aldığı hücum ribaundu sonucunda basketi yapmasıyla takımının maçı kazanmasında çok büyük rol oynamış.
Onun karşısında Mehmet ilk yarıda tam anlamıyla yanıyormuş. İlk yarıda 7 şutunun hiç birini kaçırmamış, kimse durduramamış onu. Tabii ikinci yarıda sadece 9’da 3’le şut atsa da maçı 20 sayı 11 ribaund 3 blokla tamamlamayı başarmış. Ayrıca Mehmet’in aldığı 41 dakika, bu sezon oynadığı en uzun süre. İki Türk’ü karşı karşıya izlemek isteyenler için çok güzel bir maç çıkmış ortaya sonuç olarak.
Maçtan ek not, Kirilenko sakatlanarak sadece 19 dakika sahada kalabilmiş. Deron Williams da 9 asisti olsa da sadece 12’de 3’le oynayarak yeterince skor üretememiş.

1 FARKLI FIKIR:

Adsız dedi ki...

Allah allah koskoca lakers takımı ve kobe'nin işi yok Gasol efendiye tane hesabı pas mı verecek!! Bu ne ya şaka mı! O kadar iyi basketbolcuysa kendi poziyonunu kendi yaratsın. Hazır piyasası varken bu adamdan kurtulmak en hayırlısı olacak lakers için.