Günün Hayvan Performansları
Chris Paul’un yokluğunda çaylak bir guard’ın onu aratmayacak biçimde başarılı olabileceğini kim düşünebilirdi ki? Darren Collison yaklaşık 1.5 aydır yaptığı gibi yine maçın altını üstüne getirmiş. 16 sayı, 20 asist. Mükemmel ayakta alkışlanası bir performans. Yaptığı asist sayısı ile de Hornets tarihinin bir maçta en çok asist yapan çaylağı ünvanını alarak tarihe geçti genç guard. Bu rekoru zaten 18 ile kırmıştı Ocak ayında. Kısacası Chris Paul’ün yokluğunu aratmamış gerçekten takım arkadaşlarına. David West bu durumdan çok memnun olmalı ki ,bir hayvan performans da ondan gelmiş.28 sayı bulmuş. Bunun yanında 13 ribaund 3 asist 2 top çalma koymuş yanına West. Okafor da 22 sayı, 11 ribaund yazdırmış istatistik kağıdına.
New York, iki gece önceki NBA tarihinin en kötü üçlük performansından (0/18) sonra, Atlanta’ya patladı resmen. %66.6 (10/15 ile) çok fazla oldu bir gecede. Hawks ise 3/17'de kalmış. Burada da ligin en istikrarlı (son maçı saymazsak) dış şutörlerinden Gallinari ağır bastı haliyle. NBA’ de ikinci sezonu geçiren İtalyan forvet takımını bulduğu 27 sayı, 5 ribaunt ve 2 asistle sırtladı. Belki çok çok büyük bir performans değil ama maçın döngüsünde çok etkili oldu. Yalnız maçın son hücumunda Toney Douglas topu çok acemice Jamal Crawford’a kaptırdı ve son 9 saniye Atlanta’ya kaldı. Topu getiren Crawford, Josh Smith’e de enfes bir pas çıkardı ama; smaca kalkan Smith’e öyle bir blok geldi ki Chandler’dan. Nice buzzerlar yanına yaklaşamaz. Son 2 saniyede kendi potasına çift el smaca kalkan ligin en atlet forvetlerinden Smith’i, çok usta bir blokla yerin dibine soktu Wilson Chandler. Havadaki topu Al Horford kaptı ve tekrar potaya yolladı ama iş işten geçmişti çoktan o zamana. Bu blokla maçın kahramanı oldu benim gözümde Chandler. Atlanta Doğu’ da 4. olmamak için savaşıyordu ama bu gidişle zor biraz. Geçen senenin filmi ‘Cleveland’dan Kaçış Yok’ bu sene tekrar vizyona girecek gibi. Biz başta bu gecenin hesaplarını ‘Cleveland kaybeder, Atlanta kesin kazanır’ diye yapmıştık ama 180 döndü hesaplarımız. New York’da da hiç canlılık belirtisi yoktu maç öncesi, iki gün önce Nets’e bir galibiyet daha vermişlerdi altın tepsiyle; ama Atlanta’yı şu haliyle bir depresyona sokmuştur herhalde D’Antoni’nin ekibi.
Shawn Marion, karşısında Hollins ve hücum odaklı bir Jefferson’ı bulunca hayvan bir performans koymuş ortaya. 29 sayı, 14 ribaund ve 3 top çalma. 11 galibiyetlik seriye böylece bir halka daha ekledi Dallas, Wolves karşısında. Maç içinde sertlik de çok fazlaydı. Son 13 maçın 12’sini kaybetsem ben de çok sinirli olurdum herhalde. Ama bu siniri sahadaki işini yapan meslektaşlarından çıkarmak kadar anlamsız bir şey yok. Ryan Hollins’in Nowitzki’nin kafasına vurması inanılmaz gereksiz ve tehlikeli. Nitekim hakemler olayı dünkü Barnes olayına dönüştürmeden bitirip, Hollins’i oyundan attılar. Böyle olayların maçın gündemi olmaması lazım zaten. Gelgelelim Mavs şu an gerçekten inanılmaz oyunuyor, Jason Terry’ den de yoksun iken üstelik. 12 maçlık seri yakaladılar. Butler takasından beri sadece ilk maçı kaybettiler. Takımın en yaşlısı Kidd azami istek ve arzu ile oynuyor mesela. Bu inancın da takma yansıdığı su götürmez bir gerçek şu günlerde. Batı birinciliği için Lakers’la çekişiyorlar artık. Kuşkusuz batının en üstündeki üç takım arasında en formda olanı da onlar. Artık Batı yakasında da pabuç pahalı yani. Lakers hegemonyasının sonu geliyor gibi yavaş yavaş batıda.
Cleveland’ da şu adam öne çıkıyor diyemem Spurs maçı için. Ama durumu şöyle özetleyebiliriz. LeBron yok, Shaq yok, Jamison maçın ortasında terkediyor oyunu dizindeki problem nedeniyle yine de Spurs’u yeniyorlar. Geçen senelerden beri Cleveland’da tek gördüğümüz eksik herkesin James’in eline bakmasıydı. Topu o taşıyor, o penetre ediyor, kritik anlarda kontrolü o eline alıyor, son topu kullanıyor yani maçın sonucunu tamamen kendisi belirliyordu. Hatta bunu geçen sezonun playofflarında çok çok net görmüştük. Ben geçen senenin playofflarından sonra kesinlikle takımdan ayrılacağını düşünüyordum; ama bu sezon çok doğru hamlelerle takıma bir çok yıldız kazandırıldı ve görülüyor ki bu yıldızlar takım olmayı geçmiş, LeBronsuz maç kazanıyorlar artık. Bu maçın en önemli kazancı bu bana kalırsa Cleveland için. Skor yükünü çekmek kimseye de kalmadı haliyle. Çünkü top paylaşımı, top dağılımı çok üst seviyedeydi maç boyunca. Hatta öyle bir paylaşım ki Javad Williams neyse Mo Williams o maç içinde. Hayran kaldım gerçekten. O yüzden günün hayvan performansına süper yıldızlarından yoksun Cleveland takımını eklemek bana daha mantıklı geldi bu galibiyetle. Umarım bu sezon playofflarda da bu devam eder. Ha bir de unutmayalım sezonun 50 galibiyete ulaşan ilk takımı oldular.
Memphis’i, ligin en kötü takımı Nets karşısında Conley,Gasol ve Gay üçlüsü galibiyete taşımış. Toplamda 61 sayı gelmiş bu üçlüden. Conley’in 21 sayı bulmasına çok şaşırdım doğrusu. Devin Haris hücum odaklı oynadı ondan attı diyeceğim Conley bu kadar sayıyı; ama bu takımın pota altı oyuncusu da mı yok ortalama bir guarda dur diyecek? Durum çok vahim Nets cephesinde. Gasol ve Gay ikilisi toplamda da 23 ribaund almışlar. Ribaund yükünü de ikisi çekmişler Grizzlies’in. Sonuçta favorisi belli olan maçı, favori rahat kazanmış.Randolph sırtındaki ağrılar nedeniyle forma giyememiş maçta; ama zaten arandığı da bir maç olmamış.
Boşa Kürek Çekenler
Josh Smith 25 sayı, 10 ribaund ve 6 asistle triple double’ın kenarında gezdi New York maçında ama maç sonunda öyle bir blok yedi ki, günün hayvan performanslarında olacakken o nedenle burada şimdi kendisi. Kendi elleriyle alacakken galibiyeti, Chandler’ın kolunu görmemiş heralde. Birden yüzünde patlayıverdi çift el smacına gelen blok. Ne yazık ki bu performansı da yediği bloğun gölgesinde kaldı.
Minnesota’ da Al Jefferson15/21 isabetle 36 sayı bulurken yanına da 13 ribaund, 2 asist, 2 blok ekledi ama son 12 maçın 11’ini kaybeden Wolves’a yine derman olamadı. 6 maçlık mağlubiyet serisiyle devam ediyorlar şu an yola. Ama maçın asıl fark yaratan noktası Dallas’ın kaybettiği 9 topa karşılık, Minnesota’nın 26 top kaybı. Böyle maçlarda konsantrasyon üst düzeyde olmazsa olmuyor işte. Karşınızdaki takım da Nets değil haliyle.
Günün X Faktörü
Marcus Thornton, Collison’ın servislerini iştahla kapmış olacak ki, 28 sayı bulmuş 30 dakikada. Yanına da da 6 ribaund, 2 asist ve 2 top çalma eklemiş kenardan gelerek. Golden State de sezon boyunca All-Star havasında olduğundan çok zorlanmamış olsa gerek Thornton; ama şaka bir yana Hornets’in kenardan gelen katkıya çok ihtiyacı var. Eğer kenardan da katkı alamazlarsa durum iyice zorlaşır onlar için. O yüzden bu katkılar sevindirici.
Uzun süreden beri takıma katkısını göremediğimiz Barea, bu sezon sonunda iyileşme sembolleri göstermeye başladı 9 sayı, 9 asistle takımına katkı yapmayı başardı. Kidd’den sonra gelecek iyi bir point guard lazım bu takıma. Barea’dan da bu boşluğu doldurmasını bekliyorum ben de en azından.
Takımını Baltalayanlar
Mike Bibby sezon başladığından beri bir türlü ritmini bulamıyor. Bir sezonda ilgi alanı falan mı değişti acaba? Yani bu sezon bir kaç maç dışında sıfır katkı aldı Hawks ondan. Oysa ki Crawford’un gelişiyle herkes ‘Takımın her pozisyonu tamamlandı artık 6. adamları da var. Şampiyonluk için favori olabilir Hawks’ derken Bibby öyle bir su koyu verdi ki toparlanması zor gibi gözüküyor. Dün de 20 dakika dayanabilmiş Mike Woodson ona. 0/4 oranla 1 sayısı, 1 asisti var. Umarım bir an evvel toparlanır da bu kaliteli kadrodan kalitesine yakışır performanslar izleriz.
Roger Mason'ın da maç boyunca 10'da 1 şut isabetinde kaldığını ve kullandığı 8 üçlükte de isabet bulamadığını söylemeliyim. Buna rağmen son topta kendisine güvenerek üçlüğü kullanması dikkat çekiciydi, nitekim Hill sol dipte bomboş bekliyordu ve Mason bu şutu kaçırarak Spurs'ün maçı kazanmasını sağlayamadı.
Roger Mason'ın da maç boyunca 10'da 1 şut isabetinde kaldığını ve kullandığı 8 üçlükte de isabet bulamadığını söylemeliyim. Buna rağmen son topta kendisine güvenerek üçlüğü kullanması dikkat çekiciydi, nitekim Hill sol dipte bomboş bekliyordu ve Mason bu şutu kaçırarak Spurs'ün maçı kazanmasını sağlayamadı.
6 FARKLI FIKIR:
Oldukça güzel yazı. Yanlış hatırlamıyorsam Cavaliers son 3 senede Lebron'suz oynadığı 9 maçı da kaybetmişti. Bu kez kazanmayı bildiler. Chris Paul dönünce Darren Collison'a umarım yazık olmaz, çok etkileyici performanslar sergiliyor çünkü. Hawks için ise durum çok tuhaf. Ne Celtics ve Magic'i geçmeye güçleri yetiyor. Ne arkasındakilerin yetişme ihtimali var şu an. 4.sırada takılıp kaldılar adeta. Kimbilir belki de Hawks'ın değil de Cavaliers'ın şanssızlığı olur olası bir 2. tur eşleşmesi.
Darren Collison'ın rekoru sanırım sadece takım rekoru imiş. NBA rekoru kaçtır ve kimdedir bilmiyorum.
NBA rekoru 25 asistmiş bu kategoride
Most assists, rookie, game
25-Ernie DiGregorio, Buffalo at Portland, January 1, 1974
Nate McMillan, Seattle vs. L.A. Clippers, February 23, 1987
NBA rekoru scott skiles a ait sanırım
Dun Hornets-Warriors maci sirasinda maci anlatan Warriors taraftari elemanlardan biri Collison rekoru kirdiktan sonra kendisinin aslinda 13 asisti olmasi gerektigini iddia etti ve istatistikleri tutan kisinin asistin tanimini bilmediginden dem vurdu. Sanirim hayatimda duydugum en sacma ve yanli yorumlardan biriydi. Hani 1-2 asist degil tam "7" asistin yanlis yazildigini soyledi.
Yeri gelmisken; bu kadar tarafli mac anlatimlari gercekten de can sikiyor bilmem ayni sekilde dusunen var mi?
dallas sadece terry'den yoksun değil ayrıca dampier ve haywood da yoktu. son maçlarda en önemli oyuncularından 3ünden yoksunlar. bunlardan birinin altıncı adam adayı olduğunu diğer 2sinin de takımın pivotları olduğunu düşününce dallastan gerçekten korkmak lazım artık diye düşünüyorum. belki de duygusal düşünüyorum ama eğer eksik parçalar da gelirse mavs çok büyük bir şampiyonluk adayı artık. en önemlisi kimyayı tutturdular ve kidd muazzam oynuyor.
Yorum Gönder