BIY AD

29 Kasım 2009 Pazar

28 Kasım'dan Notlar - Ersan'dan 20 Sayı 16 Ribaund

Dün gece yayınlanan 2 maçın yanında Bobcats - Wizards maçını da izleme fırsatını buldum. Önce gecenin en büyük maçıyla başlayayım.

İlk çeyrekte Shaq'ın içerideki iyi oyunu ile LeBron şovu ön plandaydı. 23 numaranın ilk çeyrek istatistikleri şu şekildeydi: 11 sayı, 4 ribaund, 8 asist. Şaka gibi değil mi? Terry ise el üstünden bulduğu zorlama üçlüklerle adeta tek başına savaşan Nowitzki'ye destek çıktı. Üst üste gelen bu üçlükler gerçekten hayranlık uyandırıcıydı. Buna rağmen Dallas ilk çeyreği 26-35 geride tamamladı.

İkinci çeyrekte ise Delonte West'in harika oyunu vardı. Teke tek oynadığı pozisyonlarda bulduğu sayılar ve boştaki arkadaşlarını topla buluşturmalar... Müthiş iş yaptı gerçekten. Sene başından beri zorlanan West'in Dallas karşısında böyle oynayacağını hiç tahmin etmezdim. Mo Williams bu hazırlanan pozisyonları hiç affetmedi. Bu arada maçın 2. çeyreğinin sonunda Cavaliers'dan Mowill ile biten mükemmel bir hücum izledik. Basketbol dersi niteliğindeydi. Ama ardından Mo Williams'ın yaptığı bir hata da aynı şekilde basketbol okullarında "Bunu yapmayın" diye gösterilir herhalde. Pozisyonları kesip koyacağım youtube'a.

Maçın genelinde takımların 4 kısa 1 uzunlu sistemlerle oynadıklarına şahit olduk. Dallas'ta Nowitzki pivot oynarken Cleveland'da Varejao bu pozisyonda mücadele ediyordu. Bu dönemler Cavs'in avantajına sonuçlandı. Çünkü Cavs'liler elini kolunu sallayarak boyalı alana girdiler. Varejao da bu Cavs'lilerden biriydi. Hücum ribaundu alıp veya ona asist yapıldığında bulduğu sayılar dışında zannedersem 4 tane de kendisi sayı üretti. Bunu söylediğime ben de şaşırıyorum ama Gooden'ın dışarıda olduğu dakikalarda Mavericks'in defansı bir kademe düşüyordu. Bunun nedeni pivot pozisyonundaki sıkıntılarıydı elbette.

Aslında devrenin bitiminde 13 sayı fark vardı ve bu fark 8'in altına inmedi hiç. O nedenle rahat bir Cavs galibiyeti gördük diyebilirim. İlginç bir not olarak LeBron yukarıda verdiğim ilk çeyrek istatistiklerinden sonra maçı sadece 25-5-12 ile bitirdi. Mo Williams'ın 7/7 üçlük isabeti ve Varejao'nun katkılarıyla Cavs maçı kazandı diyebilirim herhalde.

Gelelim Bucks'a. Ersan maskesiz oynadığı ilk maçta, Magic'e karşı çok iyi oynadı. Hatta maç içinde Howard'dan dirseğimsi bir darbe de yedi suratına, korkuttu bizleri, neyse ki birşey olmadı. İstatistiklerini vereyim: 20 sayı, 16 ribaund, 2 asist. Maçı geçtim, NBA'de gecenin en çok ribaund alan 2. oyuncusu oldu. Birincisi ise elbette Dwight Howard idi 20 ile. Rashard Lewis ile maçın başında ilginç bir çekişme izledik. Ersan dışarıdan şut isabetleri bulurken, Lewis çembere hareketlenerek Ersan'ı 2 pozisyonda ekarte etti. Ersan'ın bir üçlüğü vardı ki, üzerine defans çıkarken çok yüksekten atmak zorunda kaldı. Top salonun tavanına değecek zannettim. Zaten spikerlerden ve seyircilerden çok güzel bir tepki geldi top girdiğinde. Kimse beklemiyordu. İlk çeyreğin bitiminde ve ikinci çeyrekte, Ridnour'un mükemmel oyununa şahit olduk. Ne atsa girecek diye bakmaya başlamıştım. Aynı performansını son çeyrekte de gösterdi. Karşısındaki Jason Williams'ın bundaki payı yadsınamazdı. Williams'ın defansta ayakları hiç ama hiç gitmiyor. İstisnasız her pozisyonda rakiplerine geçilebilir mi bir adam? Williams bunu başarıyor. Üstelik Ridnour gibi çok da hızlı olmayan bir guard'a karşı.

Maçın ikinci çeyreğinde ilginç birşey oldu. Bucks Ersan ile Warrick pivot-uzun forvet pozisyonlarında oynamaya başladı ve Dwight Howard kenarayken bu şekilde farkı 17'ye kadar çıkarmayı başardı. Bunda Ersan'dan çok Warrick'in payı vardı. Ridnour tarafından kendisine hazırlanan uzak mesafeli ikilik atışlarda müthiş isabet sağladı ayrıca kendisine de birkaç pozisyon yaratarak 12 sayı üretti bu çeyrekte. Ersan bu çeyrekte, hücumda pek etkili değildi. Howard oyuna girince fark 9'a kadar indi. Üçüncü çeyreğin sonlarında üstüste dış atışlarla Magic Bucks'ı yakalamakla kalmadı, 1 sayı da öne geçti. Bu çeyrek boyunca Magic'in defansının sertleştiğini ve Bucks'a pek sayı şansı vermediklerinin de altını çizeyim. Son çeyreğe Skiles yine Ersan-Warrick pota altıyla başladı. Ve yine herşey çok güzel gidiyordu. Skiles ikinci çeyrekten ders almamış olacak ki Howard oyuna girdiğinde Kurt Thomas veya Gadzuric'i oyuna sokmadı ve bütün planları alt üst etti. Farkı 9'a kadar çıkardılar. Buna rağmen Bucks'a maçı kazanacak fırsatlar geldi. Ancak fırsatları maçta harika oynayan Ersan - Ridnour ikilisi kullanamadılar. Ersan aldığı hücum ribaundu sonrası kendisine yapılan faullerin ilkini kaçırdı ayrıca maçın bitimine 30 saniye kala 3 metre etrafında kimse yokken kullandığı üçlükte potayı zar zor buldu. Bunda 40 dakika almasından dolayı yorgun olması mı yoksa kritik şutların yükünün ağır olması mı etkiliydi karar veremedim. Muhtemelen ikisi birden etki etti. Ardından hücum ribaundunu alan Ridnour hayatımda gördüğüm en saçma atışlardan birine imza attı ve kaçırdı. Halbuki bekleyip yeni bir set hücumuna dönmelilerdi. Ribaundu Magic aldı, önceki iki olay yetmiyormuş gibi şut saatiyle maç saati arasında 3 saniye olmasına rağmen faul yapmayı tercih etmedi Bucks ve maçı Magic kazandı. Yazık oldu. Zaten Milwaukee'li oyuncular bitiş düdüğüyle çöktüler. Orlando'lular ise sanki bir playoff maçı kazanmışçasına sevindiler. Bu arada yazının içinde Ersan'ın aldığı 16 ribaunda pek dikkat çekmediğimi farkettim. Defanstakiler genelde çok rahat ribaundlardı ama hücumda harika ribaundlar çekti Ersan, Lewis'in üzerinden. Takımının en iyi ribaundcusu olduğunu bir kez daha gösterdi.

Magic'te ise ikinci yarıda ipleri eline alan ve mükemmel oynayan ve 25 sayısının 19'unu bu dönemde üreten Vince Carter ile Milwaukee pota altını dağıtan Howard (25 sayı 20 ribaund 4 blok) galibiyeti getiren isimlerdi.

Bobcats - Wizards maçını ise çok kısa geçeceğim. Wizards, izlediğim en kötü hücum performanslarından birini sergiledi. Maç içinde pozisyon yaratmak konusunda çok büyük sıkıntı çektiler. Devamlı zorlama atışlar denediler. Bunların hepsi kaçınca, yakaladıkları boş atışlarda da stres yapıp çemberi bile zor bulan şutlar gönderdiler Bobcats potasına. Gerçekten izlemesi acı verdi Wizards'ı. Çok çok kötüydüler. Zaten 3. çeyrek sonunda toplam 50 sayı üretmiş olmaları herşeyi açıklıyor zannedersem.

0 FARKLI FIKIR: