Kale gibi savunma:
Helal olsun Raptors'a. Her yiğidin harcı değil 146 sayı yemek. Sezon başından beri her fırsatta yumuşak uzunları nedeniyle savunmalarının kötülüğüne dikkat çekiyordum. Tabii kısaların da adamlarını tutmak konusunda büyük sıkıntı yaşadıklarını unutmayalım. Yine de bu kadarını da beklemiyordum. Hawks'a 146-115'lik skorla yenilmişler. Triano defansı geliştirmek için sistem değişikliğine gideceğini söylemişti. Pek işe yaramamış herhalde. Yumuşak uzun demişken, Bargnani 22 dakikada 0 ribaundla büyük beğenimi kazandı. Tebrik ediyorum.
2 dakikada 3 faul:
Ersan tek faulü varken, ikinci yarının başında 2 dakika içinde 3 faul yaparak kenara gelmiş. Yetmemiş, 4. çeyrekte oyuna girdği gibi 5. faulünü yapmış ve bir daha da oyuna girmemiş. Halbuki oyunda kaldığı 14 dakikada 9 sayı ve 5 ribaund ile hiç de fena olmayan istatistikler yakalamış.
0-18:
Nets, Mavericks'e yenilerek NBA tarihinde, lige en kötü başlangıcı yapan takım oldu. Zaten kimse kazanmasını beklemiyordu ama ikinci çeyrekte 49 sayıya izin vermeleri de ilginçmiş. Dallas bu 12 dakikalık süreçte 17/19 şut isabetiyle oynamış. Hey maşallah.
Hızlı skorer:
Early Boykins, dördüncü çeyreğin son 9 dakikasında 11 sayı üreterek Wizards'ın Bucks'ı yenmesinde çok büyük rol oynamış. Adeta tek başına maçı kazandırmış takımına. Son dakika içinde 1 basket kendisi bularak bir tane de Haywood'a attırmış. Ayrıca son saniyede maç berabere iken faul yaptırarak ve bu faul atışlarında isabet bularak maçın gelmesini sağlamış. Küçük dev adam...
Burun ameliyatı:
Villanueva burun ameliyatı olduktan hemen 1 gün sonra maçta oynayacağını açıklamıştı twitter'ından. Demek ki o kadar da kolay değilmiş toparlanmak burun ameliyatından. Geçmiş olsun.
Takım baltalayan:
Stuckey 4/16 isabetle yetinmemiş bir de 4 top kaybederek Pistons'ın Bulls'a yenilmesi için zemini hazırlamış.
İyi mi kötü mü:
Westbrook, takımı 76'ers'ı yenerken 15 asist ile kariyer rekoru kırmış. Tebrik ediyorum ancak 1/11 şut isabeti için de ayrı bir tebriği hakettiğini düşünüyorum.
Günün 'hayvan'ı:
Thunder, Philadelpia'yı yenerken Durant 10/21 isabetle 33 sayı atmış, üstüne 5 ribaund, 2 asist, 3 top çalma ve 1 de blok eklemiş. Seviyorum seni bıyıklı Durant.
Boşa kürek çeken:
Iguodala 8/15 saha içi, 9/9 serbest atış ile 28 sayı atmış, 6 ribaund almış, 5 asist yapmış, 2 top çalmış ve 1 blok koymuş. Yine de mağlubiyete engel olamamış. Neyse en azından bu sefer maçı kazandıracak şutunu takım arkadaşı Dalembert bloklamamış. Son maçlarda rakiplere adeta tek başına direnen Iggy'e yardım (Iverson) yolda.
Galatasaray'ı özel kılan tablo "fotoğrafta" mevcut
13 saat önce
6 FARKLI FIKIR:
Bir de Scott Skiles fena delirmiş.
toronto'nun hangi maçını izlediysem sıfır savunma yaptılar ki tahminimce bütün maçları bu sezon böyle geçecektir. birde ilginç bir istatislik takımın en çok top çalan oyuncusu maç başına 0.8 top çalmayla jose calderon. takım olarak rakibin ne şutunu bozmaya çalışıyorlar ne de pas kanallarına baskı yapıyorlar.
ya tamam savunma yapmıyorlar, blok tehditi yok, uzunları ince yer kaplamıyolar, calderon erdal koşan gibi savunma yapıyor hepsi iyi güzel de boy ortalaması 210 olan hedo-bargnani ikilisi toplam 43 dakika sahada kalıp nasıl 0 ribaunda sahip olur biri bana anlatsın. Ayrıca endi ye ek olsun takım halinde de en az top çalan takım şuanda toronto. 100 sayı üzerinde skor yedikleri maclarda dereceleri ise 2-13. Evans döner Jack ilk 5 çıkarsa biraz toparlar belki durumu...
ısrarla oklahoma'nın çok iyi bir takım olacağını söylüyorum kendime ve çevreme. gerçi bunu söylemek için alim olmak da gerekmiyo ama acayip çok sevdiğim westbrook'un şutunu bir türlü düzeltememesi ve bu yüzden bir çok maçı boş yere kaybetmeleri de hevesimi kursağımda bırakıyo. bu adam şutunu düzeltirse yenemeyecekleri takım yok. aynı portland gibi. orda da acilen b.roy'un eski formuna kavuşması ve aldridge'in geri dönüş yapması şart.
O.Aks
Durant'e bıyık yaramış, hey maşallah. Besili ergen.
Yıllardır NBA'yi takip ediyorum, bu sene de Minnesota hariç her takımı izledim ama bu seneki Toronto kadar meantal açıdan yerlerde sürünenini görmedim. Düşünüyorum aklıma gelmiyor. Mental açıdan derken, basketbol oynama, mücadele etme azimlerinden bahsediyorum. Fark çift hanelere çıkınca eller havaya yapıyorlar. Yani maçı bırakıyorlar, tuhaf bir görüntüye bürünüyorlar. Tamam çok kötü takımlar izledim, halen de mevcut bir sürüsü; ama kendi çaplarında birşeyler yapmaya çabalıyorlar en azından veya geçmiştekiler çabalıyorlardı. Bunlar maçı rakiplerine bırakıyorlar. Biraz çabalıyorlar, olmayacağını düşündüklerinde de bırakıyorlar her şeyi. Maç kaybedilir, ama kaybederken de birşeyler kazanabilirsiniz. Ne bileyim iyi oynadığınız setleri denersiniz, savunma kurgularınızı oturtmaya çalışırsınız, formsuzları kazanmaya çalışırsınız falan ve bir sonraki maçta daha iyi olacağız diye ayrılırsınız salondan. Ama bunlar maçı kaybederken de hiçbir şey kazanmıyorlar. Umarım yanılırım ama ben çok vahim görüyorum Toronto'nun halini. Zaten savunmanın s'sini bile beceremiyorlar. Bir de Hidayet şu sürekli sırıtan halini biraz dizginlese iyi olur kanımca. Gerçi bizden çok farklı oradaki kültür ama bilmiyorum takım bu kadar sefilleri oynarken bir oyuncunun sırıtması nasıl karşılanıyordur orada. Bizim memlekette yığarlar adamı yere. Kusura bakmasın Hedo ve Memo ama benden all-star oylamasında oy çıkmaz bu arkadaşlara. Zaten Memo'nun oyunundan iki senedir zevk almıyorum. Pivot dediğin şöyle mücadele ederek ribaund toplar. Memo'nun mücadeleyle aldığı ribaundları toplasan 10'u geçmez yılda. Aldıklarının çoğu kucağına düşenler. Bilmiyorum çok mu ağır ve iç karartıcı mı konuştum.
Yorum Gönder